02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 8 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BU YAKLAŞIMLA, BOĞAZIÇI’NI ILK 100’E TAŞIMA IDDIASI NE KADAR GERÇEKÇI OLABILIR? AKADEMIK İTIBAR PROF. DR. ALI EKBER ŞAHİN HACETTEPE ÜNIVERSITESI EĞITIM FAKÜLTESI Habertürk TV’de Veyis Ateş’in sunduğu Akşam Haberleri programında Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Melih Bulu, dört yıllık rektörlük döneminde üniversiteye ilişkin hedeflerini açıklarken “İlk 100 hedefim var benim. Herkes diyor ki ‘Boğaziçi’ni dünyada ilk 100’e sokamazsın.’ Yaparım, ben burada iddialıyım. Burada da işin matematiğini iyi bilmek lazım.” değerlendirmesini yaptı. “İşin mantığında itibar var” Yükseköğretimin hızla küreselleşen ve uluslararası görünüme dönüşen yapısı üniversite sıralamalarını daha da önemli kılmaktadır. OECD verilerine göre yaklaşık 5.6 milyon öğrenci kendi ülkelerinin dışındaki bir ülkede öğrenim görmektedir. Kabul gören kuruluşlar tarafından yapılan dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamaları bu öğrencilerin tercihlerinde güçlü bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Bu sıralamalar farklı ülkelerdeki üniversitelerin araştırma ortaklıklarını, iş birliklerini, öğretim elemanı ve öğrenci değişim programlarını da etkilemektedir. Dolayısıyla sıralamalarda ilk 100 üniversite arasında yer almak sadece o üniversitenin değil aynı zamanda o üniversitenin bulunduğu ülkenin yükseköğretim kalitesi hakkında da olumlu değerlendirme yapmanın zeminini oluşturmaktadır. Uluslararası üniversite sıralamaları arasında QS World University Rankings (QS) ve Times Higher Education World University Rankings (THE) ülkemizde daha bilinen, dikkate alınan, tartışılan üniversite sıralamalarının Yaşanan bu süreç ve sonucunda uluslararası akademik çevrelerde oluşturulan algı sadece Boğaziçi Üniversitesi’ni değil, dünya üniversite sıralamalarında gerçek anlamda ilk 100’de yer alma potansiyeline sahip Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinin hepsini olumsuz etkileyecektir. başında gelmektedir. QS üniversiteleri sıralarken farklı ağırlıklara sahip altı gösterge kullanmaktadır. Üniversitenin akademik itibarı (academic reputation) yüzde 40 ve iş piyasasındaki itibarı (employer reputation) yüzde 10 ağırlığa sahiptir. Benzer şekilde THE tarafından yapılan sıralamada kullanılan beş temel gösterge içinde üniversitenin ününe ve itibarına ilişkin göstergelerin ağırlığı yüzde 33’tür. Her yıl farklı ülkelerden yaklaşık 10.000 akademisyenin üniversitelerin akademik itibarına ilişkin algıları anket yoluyla belirlenmekte ve bu algı sıralamayı yaklaşık yüzde 50 oranında etkilemektedir. Boğaziçi Üniversitesinin ya da Türkiye’deki diğer üniversitelerin ilk 100’de yer almaları büyük ölçüde akademik itibarlarına ilişkin oluşturdukları algıya bağlıdır. Rektör atama şekli Bir üniversiteye öğretim üyesi olarak dâhil olmanın temel koşulu o üniversitenin öğretim üyeliği için belirlediği asgari koşulları sağlamaktır. Hacettepe, ODTÜ, Boğaziçi gibi ulusal ve uluslararası sıralamalarda üst sıralarda yer alan üniversitelerin öğretim üyeliğine atama ve yükseltme ölçütleri oldukça yüksek olmasına rağmen bu üniversitelerde öğretim üyeliğine atanan ya da yükseltilen öğretim üyelerinin bu ölçütleri çok daha fazlasıyla karşıladıkları görülebilir. Bir üniversitenin öğretim üyesi olma ölçütlerini sağlamadan o üniversitenin akademik unvanını kullanan bir üyesi olmak kabul edilemez bir durumdur ve tüm öğretim üyeleri açısından eşitlik ve adaletin gözetilmediği anlamına gelir. Üniversite dışından rektörlük ya da dekanlık görevlerine talip olanların öncelikle o üniversitenin profesörlük unvanı ve kadrosu için belirlediği ölçütleri sağlamaları, ilgili tüm süreçleri (ilgili akademik birimin kurul kararı, kadro ilanı, jüri değerlendirmesi, üniversite yönetim kurulu kararı…) başarıyla tamamlayarak kadroya atanmaları gerekir. Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması üniversitenin köklü öğretim, araştırma ve yönetim geleneğini gözetmeden yapılan bir atama olup, üniversitenin akademik itibarını zedeler niteliktedir. Boğaziçi Üniversitesinin akademik itibarına bu denli zarar veren bir atama sürecinin ve yönetim anlayışının üniversiteyi ilk 100’e taşıma iddiası ne kadar gerçekçi olabilir ki? Yaşanan bu süreç ve sonucunda uluslararası akademik çevrelerde yükseköğretim sistemimize ilişkin oluşturulan algı sadece Boğaziçi Üniversitesini değil, dünya üniversite sıralamalarında gerçek anlamda ilk 100’de yer alma potansiyeline sahip Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinin hepsini olumsuz etkileyecektir. HANGİSİNE ACISAK?.. NAZIM MUTLU EMEKLI ÖĞRETMEN 30 Ocak 2021 günkü gazete haberlerinden birinin özeti: “Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Trabzon’un Akçabat İlçesinde bulunan Hıdırnebi1, Hıdırnebi2, Bolu’nun Göllüören, Yaylabeli ile Amasya’nın Ahmetoğlu, Keşbeli, Çukurtuzla, Melikli, Çukuryayla, Alanbaşı, Kadıçayırı, Kulam, Peynirçayı, Düvenci, Fındıkpınar yaylalarının statüleri değiştirildi.” ”Statü değiştirmek”. Yani bir şeyi bir şey olmaktan çıkarıp başka bir şeye dönüştürmek... Franz Kafka’nın “Dönüşüm”ünde “insan” Gregor Samsa’yı “böcek” Gregor Samsa’ya dönüştürmesi gibi. Akşam “insan” yatan Samsa’nın sabah “böcek” kalkması... Aklıyla insan, bedeniyle böcek, gudubet bir şey! Öyle ilginç bir yere geldik ki... Romandaki gibi. “İnsan” mıyız, “böcek” miyiz, belli değil. Yapılan tüy dikmek Yukarıdaki haber, artık nerede bir ıslaklık görülse üstüne hemen bir HES, nerede bir çakıl taşı görülse oraya hemen bir taş ocağı, nerede çayır çimenli bir mera, orman görülse oraya hemen bir altınbakır tezgâhı kurma işlerinin tam gaz sürdüğü; köylüsü kasabalısı, kadını erkeğiyle vatandaşların da elde nacak ya da gürgen dalıyla nöbet tuttuğu; bu yolla başa çıkamayınca da “Öğrenme güçlüğü” bir tür hastalıktır ve bu sorunu yaşayan okul çağındaki çocuklar psikolojinin genişleyen olanaklarıyla iyileşebiliyorlar. Ancak belli ki akılla bilim, para hırsının tutsak ettiği güce yetecek kadar gelişmemiş henüz... UZUNGÖL bir umutla mahkeme kapılarına koştuğu zamanlarda, şimdiye dek yapılanların üstüne tüy dikme cinsinden bir işin haberi. “Manidar”lığın nedenleri İşin zamanlaması da özel olarak “manidar”! Çünkü zaman, Anadolu’nun her yanında olduğu gibi, Taşovalılarla (Amasya) Erbaalıların (Tokat) BoğalıSakarat kuşağındaki yaylalarını, ormanlarını köstebek gibi delik deşik etmeye hazırlananlara karşı çırpındıkları günlerin ortası. Sen misin “altın kaçakçısı” şirketlere yan bakan? Kalan yaylalarını da betonla sıvayayım da gör! Oralar artık “yayla” değil, henüz el değmemiş yerleri parsellemek için elinde metreyle aç kurt gibi dolaşan “mütayit” beylerin arsası! Koskoca Gregor Samsa “böcek” olur da yayla “arsa” olmaz mı? Oldu bile. Zamanlamayı “manidar” kılan başka nedenler de var, hepimizin bildiği: n İnsanoğlunun kendini güya uygarlaştırıp(!) doğayı da güya ehlileştiriyorum(!) diye yıllardır işlediği suçlar nedeniyle üreyen toz zerreciği büyüklüğündeki koronaların bir yandan evrile evrile, bir yandan evire çevire canlarımızı aldığı... n Elli altmış yıldır delik deşik edilen “megakent” (İstanbul) için “Biz bu şehre ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum” söylevlerinin henüz dumanının tüttüğü (21 Ekim 2017)... n Dünyanın yeniden doğayla barışıp tarımla hayvancılığa kafa yorduğu, bizde de bilim insanlarından kent yaşamının bunalttığı sade yurttaşa dek çoğumuzun yeniden bunları düşündüğü... n Gırtlağına dek betona batmış kentlere yağan her beş dakikalık yağmurun toprakla buluşacak yol bulamadığı için işyerlerini, apartman girişlerini bastığı, insanları boğup caddelerde arabaları sürüklediği... n Ve hem de artık yaz kış kuraklığın ülkeyi kavurmaya durduğu günlerin ortasında. Adına ister tarihten ders almamak, ister bin “musibet”le bile akıllanmamak, ister akıl tutulması diyelim... Bu basiret bağlanmasının bizdeki yüzlerce örneğinden biri olan Uzungöl’ün betonla kuşatılıp gölün “göl” olmaktan çıktığı, gözümüzün önünde konu mankeni gibi durduğu ortadayken! “Öğrenme güçlüğü” bir tür hastalıktır ve bu sorunu yaşayan okul çağındaki çocuklar psikolojinin genişleyen olanaklarıyla iyileşebiliyorlar. Ancak belli ki akılla bilim, para hırsının tutsak ettiği güce yetecek kadar gelişmemiş henüz. Koca koca yıkımların içindeyken kapıdakileri görememek! İlginç. Böyle olunca da insan hangisine acıyacağını şaşırıyor: Doğaya mı, bu kafaya mı?... 2021’de İskilipli’yi anmak!.. Fotoğraflar Çorum Valiliği’nin sosyal medya hesabından şöyle duyuruldu: “İskilipli Mehmet Atıf Hoca şehadetinin 95. yıldönümünde mezarı başında dualarla anıldı...” Anmada kimler yoktu ki? Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Çorum’un AKP’li Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, İskilip Kaymakamı Muharrem Eligül, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk... Tabiri caizse “devlet erkânı” mezar başında hazır kıta durmuş!.. HHH Bu haberi iki gün önce gazetemizin birinci sayfasından “Milli Mücadele düşmanı için düzenlenen törene devlet erkânı ve AKP’liler katıldı: İskilipli’yi devlet andı” başlığıyla verdik. Aynı gün Alev Coşkun kaleme aldığı yazısında şunları yazıyordu: “... Milli Mücadele’nin en zorlu günlerinde Müderrisler Cemiyeti Başkanı Mustafa Sabri, Milli Mücadele karşıtı bir bildiri yayımlamıştı. 26 Eylül 1919 tarihli bu bildiride Kuvayi Milliyecilere ‘adi’, ‘eşkıya’, ‘kudurmuş haydutlar’ diye hakaret ediliyordu. İskilipli Atıf, bu cemiyetin başkan vekili olarak bu bildiriye imza atmıştı. ... İskilipli Atıf’ın başkanı olduğu Teali İslam Cemiyeti de ayrıca Kuvayi Milliyeciler aleyhine bir bildiri yayımladı. Bu bildiride, Mustafa Kemal ve tüm Kuvayi Milliyecilere hakaret ediliyor, ‘Bu asiler en kısa zamanda yakalanıp ortadan kaldırılmalıdır. Bu, hepimiz için bir farzdır’ deniliyordu. Bu ihanet bildirisi 30 Ağustos 1920’de Yunan uçaklarıyla Anadolu kentlerine havadan atıldı...” Vali Bey, Cumhuriyet’teki haberin ardından şöyle buyurmuş: “Düşünce dünyamızın yıldızlarından merhum Nurettin Topçu’nun ifadesiyle, M. Atıf Efendi gibi Esad Erbili ve Müftü Ali Rıza Efendi de millete gözdağı vermek ve sindirmek için zulmen idam edilmişlerdir. Bu manada İskilipli Atıf Efendi yine merhum Necip Fazıl Kısakürek üstadımızın ifadesiyle ‘son devrin din mazlumlarından’ biridir ve bu sıfatla rahmetle anılmayı hak etmektedir. Ben İskilip’te yaptığımız anmanın doğru olduğunu, haklı olduğunu, yapılması gerektiğini düşünüyor, maşeri vicdanda makes bulacağına canı gönülden inanıyorum...” Bu açıklamayı dün yine birinci sayfamızdan “Cumhuriyet düşmanını anan devlet erkânının başındaki Çiftçi, İskilipli’nin izinde: Vali meydan okuyor” başlığıyla okuyucumuza duyurduk. HHH Yıl 1935... Satı Kadın’ın torunu Zekai Çırpanoğlu, Atatürk ile babaannesinin görüşmesini ise şöyle anlatıyor: “Babaannem, Atatürk’e ayran verdikten sonra ‘kimsin’ diye soruyor. Babaannem de ‘Paşam, ileride gördüğünüz köyün muhtarıyım’ diyor. Bir kadının muhtar olması Atatürk’ün hoşuna gidiyor. Atatürk, babaannemin yaşını soruyor. Babaannem ise ‘Paşam, 1919 doğumluyum’ diyor. Atatürk diyor ki ‘Şaşırmış olmayasın, biraz daha yaşlı gözüküyorsun.’ Babaannem ise ‘Sen Samsun’a çıkmadan önce yaşamıyorduk ki’ yanıtını veriyor.” Evet... Satı Çırpan, 1935’te Atatürk ile karşılaşmasının ardından Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerinden biri oldu... Sizlere bu köşede yeniden “Kimmiş bu İskilipli Atıf” diye tarih bilgisi sunmak istemiyorum. Umutsuzluğa yer yok... Çünkü 100 yıl önce tarihi “işbirlikçiler” değil, Kuvayi Milliyeciler yazdı!.. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına, 2023’e iki yıl kala bu ülke Kuvayi Milliyecilere “eşkıya” denilen bildiriye imza atanların anmasına katılanların değil; Satı Kadın gibi, bağımsızlığa giden yolun ilk adımı 19 Mayıs’ı doğum günü olarak görenlerin izinden yürüyecek!.. “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen bir neslin çocuklarından da başka bir yol yürümesi beklenemez!.. C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve YUNUS NADİ Mehmet Emin Elmacı 1. Baskı, 192 syf. KÖY ENSTİTÜSÜ SİSTEMİNE TOPLU BAKIŞ Niyazi Altunya 5. Baskı, 224 syf. HARAM DÜZENİ 1977 TEMMUZARALIK (BÜTÜN YAZILARI) Uğur Mumcu 12. Baskı, 232 syf. ŞİİRLER ATAOL BEHRAMOĞLU SEÇKİSİ Orhan Veki 1. Baskı, 160 syf. İSTANBUL : 0212 343 72 74 ANKARA : 0312 442 30 50 İZMİR : 0232 441 12 20 Email : [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle