28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 3 ŞUBAT 2021 ÇARŞAMBA Önce genel Prof. İbrahim Kaboğlu, ‘yeni anayasa’ diyen Erdoğan’a ‘samimiyet’ çağrısında bulundu: başkanlıktan çekil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün düzenlediği basın toplantısında dile getirdiği ‘yeni bir anayasa’ Türkiye’nin yeni gündem konusu oldu. Mevcut anayasanın uygulanmadığı, Anayasa Mahkemesi SEYHAN AVŞAR kararlarının yerel mahkeme tarafından tanınmadığı bir süreçte Erdoğan’ın bu çıkışı dikkat çekti. CHP Milletvekili Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Erdoğan’ın yeni anayasa konusunda içten olduğunu göstermesinin önkoşulunun parti başkanlığından çekilmesi olduğuna vurgu yaptı. Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkanı, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı da derhal parlementer sisteme geçilerek hukuk mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Anayasanın demokratik hukuk devleti ile bağdaşmayan maddelerinin, 2017 düzenlemeleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaboğlu, devlet ve hükümet yetkilerini elde eden ya da toplayan kişinin; sorumluluk ve hesap vermekten bağışık kılınmasının, kural koyma yetkisi ile de donatılmasının, yarPROF. YAZICI: SORUNLARIN NEDENİ YENİ SİSTEM Türkiye’nin, uzun bir süreden beri iktisadi, siyasi, hukuki, sosyal ve kültürel alanlarda birbiri üzerine eklemlenerek büyüyen ve derinleşen sorunlarla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Serap Yazıcı, “Bu çok boyutlu sorunların çözülememesindeki en önemli faktör, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Çünkü bu sistem, yasama, yürütme ve yargı alanlarında Cumhurbaşkanı’na fevkalade geniş yetkiler sunmuştur. Anayasacılık tarihi, devlet fonksiyonlarının farklı organlara sunulması gerektiğini; böylece devlet organlarının birbirlerini frenlenmesi ve dengelemesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle yargının siyasal nitelik taşıyan yasama ve yürütme karşısında bağımsız kılınması zorunludur” dedi. Bugün Türkiye’de kuvvetler ayrılığının değil, kuvvetler birliği sisteminin mevcut olduğuna dikkat çeken Yazıcı, “Bu sistem içinde yargı, bağımsızlığını çok büyük ölçüde kaybetmiştir. Bütün bu gerekçelerle Türkiye’nin biriken sorunlarını çözebilmek için kuvvetler birliği esasına dayanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini terk etmesi ve parlamenter sisteme geçerek demokratik kurumlarını ve hukuk devleti mekanizmalarını güçlendirmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın çıkışına da değinen Yazıcı, “Hukukun yerini hukuksuzluğun aldığı; adalet duygularının yok edildiği; nüfusun çok büyük bölümünün açlıkla, işsizlikle ve pandemi tehdidiyle karşı karşıya kaldığı bir ortamda bu sözler, vatandaş yönünden bir umut yaratır mı? Pek emin değilim” dedi. l İSTANBUL gı üzerinde geniş yetkilere sahip kılınmasının anayasa ve demokratik hukuk devleti ile bağdaşmadığını aktardı. Parti başkanlığı sisteminin de, anayasaya aykırı olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, “Devlet başkanlığını, diğer partilere göre bir üstünlük ve bütün yurttaşların vergilerini bir nüfuz aracı olarak kullanmakta. Öte yandan, Varlık Fonu başkanlığı ile kamu tüzelkişisi olan Türkiye Cumhuriyeti’ni şirketleştirirken, bir özel hukuk tüzel kişisi olan siyasal partiyi devletleştirdi. Mali kaynakların denetimini eline alarak, bir kişiparti devleti kurdu” diye konuştu. “Cumhurbaşkanı’nın, anayasaya aykırı biçimde parti genel başkanı olarak kaldığı sürece anayasanın üstünlüğünü sağlama olanağı kesinlikle yoktur” diyen Kaboğlu, “Bu nedenle eğer ‘yeni anayasa’ konusunda Cumhurbaşkanı içten ise önkoşul olarak parti başkanlığından çekilmelidir” dedi. ‘Saydamlık’ vurgusu 2017 anayasa değişikliği için 10 Aralık 2016 günü TBMM Başkanlığı’na sunulan 21 maddelik değişiklik metninin, “kapalı kapılar ardında” yapılan çalışmaların ürünü olduğunu aktaran Kaboğlu, “Nerede yapıldı ve kimler katıldı? Tutanakları nerede? Hiçbir resmi bilgi ve belge yok. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı’nın saydamlık vurgusu eğer bir özeleştiri ise bu bir ilerleme olarak kabul edilebilir. İçerikle ilgili olarak ise demokratik hukuk devletine dönüş iradesinin varlığı ölçüsünde anayasa çıkışı ciddiye alınabilir” diye konuştu. CHP’siz siyaset arayışı Siyaset hareketlendi. Kimsenin beklemediği bir zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni bir anayasanın tartışılabileceğini gündeme getirdi. Sürecin başlangıcını Erdoğan ile ittifak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı son üç görüşme oluşturuyor. SERTAÇ EŞ Erdoğan’ın, CHP’ye yönelik eleştirileri içinde “Yerli ve milli muhalefet de inşallah bize nasip olacak” şeklindeki değerlendirmesini unutmamak gerekiyor. İçerideki kurgu İç siyasete yönelik kurgulanmaya çalışılan oyunun tek hedefi var: Millet İttifakı’nı dağıtmak, CHP’siz bir siyaset oluşturmak ve CHP’yi HDP ile baş başa bırakmak. Bu hedefler, yeni anayasa tartışmaları üzerinden gerçekleştirilmek isteniyor. Muhalefet partilerinin yeni anayasa tartışmalarına nasıl yaklaşacakları, örneğin İYİ Parti’nin “Memleket masası” önerisinin gelişmelerle örtüşüp örtüşmeyeceği önemli. Çok açık ki iktidar, muhalif bloktaki partileri, HDP’nin yeni anayasada yer almasını isteyeceği düzenlemelerle sınava çekmek istiyor. Bu sınava, Millet İttifakı’ndan hangi parti girer, hangisi reddeder belli değil. Daha tartışmaların başlangıç noktasında bulunuyoruz. Kim anayasa yapacak, kim kimin yaptığı anayasayla pazarlık yapacak, sonuçta bir anayasa metni çıkacak mı? Ya da birden fazla anayasa metni mi hazırlanacak? İktidar, mevcut sistemden nasıl bir ödün verecek? Hangi partilerle uzlaşma arayacak? Önümüzdeki süreçte tartışacağımız konular ana başlıklarıyla sanırız bunlar. Dışarıya mesaj Ekonomide dolarizasyon engellenemiyor. Doların değeri düşüyor, ancak yurttaşlar yine dolar alıyor. Ekonomistlerin durumu, “güven yetersizliği” ile açıklıyor. Ekonominin finansmanı dış kaynağa bağlı olunca, dışarıya da belli mesajları vermek gerekiyor. Bu iktidarın tabanını genişMILLET’TE leterek, güçlendiğini göstermekle olanaklı... SAADET VAR MI? Bir diğer konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti sonrası SP adeta felç olmuş durumda. Zaten Millet İttifakı’ndaki varlığı sembolikti. Milli Görüş’ün seçmen tabanının tamamına yakını Türkiye’nin başta ABD, NATO üyeleriyle yaşadığı S400 sorunu var. Özellikle yeni ABD yönetimi, Türkiye’den “uyumlu müttefik” rolü bekliyor. Ankara uzun süredir bu beklentiye “ülke çıkarları” vurgusuyla itiraz ediAKP’de… Darbe girişimi yor. Bu ortamda mevcut sonrası neredeyse tüm iktidarın gücünü tazelekadroları AKP bürokmesi beklentisi uluslararasisinde üst görevle rası ilişkilerde de oluşre getirildi. Kadro eksik muş durumda. Burada liği yaşayan AKP’nin de sorun seçimle giderileSP’li kadroların da buna ihtiyacı vardı. İki ihtiyaç birleşince SP’nin tabanı Cumhur İttifakı’na, tavanı Millet İttifakı’na geçti. Necmettin Erbakan’ın adını koyduğu son parti olan SP’den farklı sesler çıkıyor. Kimi iktidara rest çekiyor, kimi kapıyı aralık bırakıyor. Ancak kritik soru şu: Gövde Cumhur’dayken, SP’nin kafası ne kadar Millet’te kalabilir? bilir. Bir diğer yol ise iktidarın kendisini yeni katılımla takviye etmesi... Yani yeni anayasa çıkışı, aynı zamanda dışarıdan Türkiye’ye yönelen beklentilere de yanıt niteliğinde. Yeni anayasa tartışmaları, zamanını kestirmek zor olsa da seçimle sonuçlanacak gibi görünüyor. Seçimin sağlayacağı meşruiyete artık herkes ihtiyaç duyuyor. Misafirleri beyanname karşılayacak CHP Genel Merkezi’nin girişinde “Önce insan, önce birlik, önce Türkiye’’ yazılı pano değiştirilerek yerine “Cumhuriyeti Demokrasiyle Taçlandıracağız’’ ifadeleriyle birlikte 13 maddenin sıralandığı, “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi” konuldu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP LIDERI KILIÇDAROĞLU ÇIFTÇILERLE BULUŞTU: İneği, traktörü hacizli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel merkezde çiftçilerle bir araya geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözünü anımsatarak, “Köylü gerçekten de bugün milletin efendisi mi? Bu sorunun cevabını siz biliyorsunuz” diyen Kılıçdaroğlu, “Traktörü, ineği, tarım araç gereçleri hacizli. Kanun ‘Bunları haczetmeyeceksiniz’ diyor. Kanunu kim takar. Bıçak kemiğe dayandı. Bu, bir memleket meselesidir. Dayanamıyor çiftçi’’ ifadelerini kullandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu Çiftçi Buluşması’nda özetle şunları söyledi: “Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuş, bir sürü Tarım Kredi Kooperatifleri kurulmuş. Niye desteklemiyorlar? Ziraat Bankası kurulmuş, Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri’ni çiftçi kuruluşu olarak kabul etmiyor. Cumhuriyeti kuranlar bunları çiftçiyi desteklemek için kurdular. Çiftçiler için anayasal güvence var. Siz bunları uygulamıyorsunuz, çiftçiyi batırıyorsunuz. Teşvikler ödenmiyor. “Para yok” diyorlar ama köprüden geçerken garanti var. Size gelince para yok. 5’li çeteye var size niye yok? Çiftçiyi kendi arka bahçeleri olarak görüyorlar ondan. “Biz parayı ödemesek de bunlar gelir bize oy verir” diyorlar. ‘Paramı zamanında ödedin ödedin, ödemediysen oy moy sana’ diyeceksiniz.” l ANKARA / Cumhuriyet İYİ PARTİ’DEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇIKIŞINA YORUM: Sistemi sorgulaması açısından olumlu İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni anayasa” çıkışının “cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sorgulanması açısından olumlu bulduklarını” açıkladı. Poyraz, partisinin divan toplantısı sonrasında yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın açıkladığı yeni anayasa çalışmalarının “ortaklar arasında konuşulmadığını” ileri sürerek, “anayasa ile hangi sistemin hayal edildiğinin çok önemli olduğunu” ifade etti. “Yani güçlü bir yürütme mi, yoksa, kuvvetler ayrılığı, bunun yanında demokratik ve şeffaf bir devlet yönetim sistemi mi” diye soran Poyraz, “yeni anayasanın oyları hızla düşen Cumhur İttifakı’nın iktidarını korumaya yönelik bazı adımları kapsayıp kapsamadığını da bilmediklerini” ifade etti. Poyraz, “Öncelikle yeni anayasa fikrinin açıklığa kavuşmasını, neyi hedeflediğinin açıklanmasını bekliyoruz. Bizim için meselenin memnuniyet veAKŞENER: GÖREVIMIZ YOLUNUZU TEMIZLEMEK İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin gençlik kollarının 3. kuruluş yıldönümünü kutladı. Gençlere, “Biz size saygı duymak zorundayız” diye seslenen Akşener, “Görüşlerinize saygı duymak, dünyaya bakışınıza saygı duymak zorundayız ama en büyük görevimiz, yürüdüğünüz yoldaki dikenleri, çakıl taşlarını temizlemektir” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet rici yanı ise şudur: Anayasa değişikliği, sistemi de doğrudan ilgilendiren bir fiildir. Bu sebeple Cumhur İttifakı’nın, Türkiye’yi zora sokan partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini sorgular hale gelmesi, doğru bir adımdır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Argo deyişle gaza getirebilirsiniz. Cinayetin de eğlencenin de... Aşkın da nefretin de gazını verebilirsiniz. ‘Provokasyona gelmeyin’ Sorun niyette. Dini inanç hassas bir yara değildir. Tercih edilmiş bir dünya ve öte provokasyonu dünya görüşüdür. Eğer birileri bir şeylerden öğrenci“Kâbei Muazzama’ya haleri yaka paça karet eden LGBT sap gözaltına alacak kadar “inkınlarına müsamaha cinmişler” ise sorun, inangöstermeli miyiz? Elbette hayır. cı hassas bir yara gibi paRektörlük binasını işgale kal zarlayan ve bu pazar üzerinkan LGBT sapkınlarına müsa den tehlikeli değerler yaratmaha göstermeli miyiz? maya çalışan iktidar politikaElbette hayır. larındadır. Boğaziçi’nin olan biteni izle 2013’ten bu yana, provoyen sakinlerine bir sözüm var: kasyona gelmeme kaygısıyla; Hayatta hiçbir başarının alGazetecileri iktidarın vahşi tında imzası olmayan, bir ajan hukukundan kurtaramadık. sın elinde oyuncak olan, solcu Her şeyden habersiz askebile olamayan kart siyasetçile ri öğrencileri, o hukukun niyerin tuzağına düşmeyin. tine terk ettik. Sizden beklentimiz, bilimsel Kürt siyaseti üzerinden oynabaşarı. nan hileli oyunları kabullendik. Sizden beklentimiz, okul ba Sivil toplum örgütlerinin işşarısı. levsizleştirmesini uzaktan Sizden beklentimiz, büyük ve seyrettik. güçlü Türkiye’ye hazırlanmanızdır.” Medyanın satın alınmasını Bunlar bu ülkenin İçişleolağan gördük. ri Bakanı’nın halkın bir kısmını Üniversitelerde çevrilen dogaleyana getirmek için yaptığı lapları ve kadrolaşmaları sinebir provokasyonun cümleleri. ye çektik. Şu da benim provokasyoVe bu arada kimin provonum, niyetim halkın bir kısmı kasyonuna gelip pasifleştiğinı değil, mümkünse büyük bir mizi hâlâ anlamadık. kısmını galeyana getirmek: “LGBTİ bireylere ve onları ‘Başını yere eğ!’ destekleyenlere ‘sapkın’ diyen zihniyetlere... Cinsiyet eşitsizliğini savunanlara ve farklı cinsel yönelimleri hedef gösterenlere... Kadınlar ve gençler ve çocuklar üzerinden inşa etmeye çalışılan erkek egemen ahlaka... Sanata saldıranlara... Müsamaha göstermeli miyiz? Elbette hayır. Üniversitelerin yönetimlerini ve idari kadrolarını işgal eden bilim ve sanat düşmanı politikalar karşısında suskun kalmalı mıyız? Elbette hayır. Boğaziçi’nin olan biteni izleyen sakinleri, siz de hayatta muhaliflerinin yerine kayyım atamaktan başka hiçbir başarının altında imzası bulunmayan, tarikatların, cemaatlerin elinde oyuncak olmuş kart politikacıların tuzağına düşmeyin. Sizden beklentimiz... Hak ve özgürlüklerinize sonuna kadar sahip çıkmanız. Gözünüzü kötülerin gözünün içine korkmadan dikmeniz. Bir de yere değil, göğe bakmanız. Onca şair yanılıyor olamaz.” Sanmayın ki sadece silahlı terör örgütleri ya da gizli güçler kalabalıkları harekete geçirmek için provokasyon yaparlar. Siyaset kendi başına zaten sıkı bir provokasyon aracıdır ve kalabalıkları pasifleştirmeyi güzel başarır. Gücünü bazen inançtan, bazen de ülküden alır. Bir düşünün... Çatılarda keskin nişancılar, sessizce protesto eylemi yapan öğrencilere “Başını yere eğ!” diye saldıranlar, kafası gözü yarılanlar, yerlerde sürüklenip gözaltına alınanlar... Şu anda dedeleriyle ninelerinin kaderini neden tekrarlamakta bu çocuklar? Biz provokasyonlara uymamaya, gaza gelmemeye ant içtik diye olabilir mi? Provokasyona gelmeme provokasyonuna gelip, savunduğumuz değerlerin içinin boşaltılmasını sindiğimiz yerde seyrettiğimiz için ya da? Neticede bu ülke; Biz donmuş bir şuurla “provokasyona gelmeyin” Dini inanç meselesine gelince... provokasyonuna itaat ediyoruz diye... Yetişkinlerinde sağduyu Ağzınız laf yapıyorsa, karşı hep eksik diye... nızdakini her şeye kışkırtabilir; Gençlerinden tutuşuyor yine. Bilgen: Tartışma süreci bile değerli Tutuklu bulunan ve yerine kayyım atanan HDP’li Kars eski Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yeni anayasa’ çağrısının ardından açıklama yaptı. Bilgen’in Twitter hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Yeni anayasa tüm siyasi partilerin topluma 40 yıllık borcudur. Toplum sözleşmesi gelecek inşasının altyapısıdır. Geçmiş kavgalara değil, yeni bir gelecek kurmak için ileriye bakmalıyız. Hukuk iyileştirilmeden ekonomi geliştirilemez. Anayasa tartışma süreci bile Türkiye için değerlidir.” l Haber Merkezi ACI KAYBIMIZ Dostluğuyla onur duyduğumuz, övüncümüz, gururumuz, yazarımız, gerçek bir Atatürk aydını CAHİT KAYRA’MIZI kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Başımız sağ olsun. TARİHÇİ KİTABEVİ AİLESİ NEVİN VE NECİP AZAKOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle