23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 11 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE Ayasofya’nın ‘baş imamı’ Boynukalın ‘Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün’ dedi LAIKLIK DÜŞMANI İMAM Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni anayasa” çıkışı sonrası yapılan yorum ve tartışmalara camiye çevrilen Ayasofya’ya “baş imam” olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın da katıldı. Anayasaya ilişkin görüşlerini Twitter hesabından paylaşan Boynukalın, “#AnayasadaİslamOlsun” etiketiyle yaptığı paylaşımda “1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslam’dı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün” ifadelerini kullandı. Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyetan çıkması gerekticek maddelerine de ğini savunan Boynutepki gösteren Boykalın, “Anayasa Mahnukalın, “Anayasakemesi aslında 1960 da var olan vesayedarbesinden sonra bir tin en büyüğü bavesayet kurumu olazı kanunların değişrak kurulmuştu; geçtirilmesinin teklif mişte de birçok hakdahi, edilememesidir. Hakimiyet kayıtsız karara imza attı; Boynukalın artık günümüzde kensız şartsız milletindisini bir vesayet kuse milletin anayasasını istedi rumu olarak görmemeli ve o ği zaman değiştirme hakkına tarzda hareket etmemelidir” sahip olması gerekir. Mille yorumunu yaptı. tin böyle bir hakkı yoksa o zaman hâkimiyet milletin değil” ‘Unutulmayacak’ dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasadan laiklide ‘vesayet kurumu’ olmak ğin kaldırılmasını isteyen Boynukalın’a sosyal medya kullanıcıları sert tepki gösterdi. Twitter kullanıcıları #AnayasadaİslamOlsun etiketinin altına “Bir devlet memuru çıkmış ‘şeriat istiyorum’ diyor. Anayasanın değiştirilemez ve de değiştirilmesi teklif bile edilemez maddesini tartışmaya açmaya kalkıyor. Kim yapıyor bunu? Bir imam, yani devletin memuru. Bu unutulmayacak...”, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bir dönemler sıkça dediği gibi: Siyaset yapacaksan cüppeni çıkart siyasete gir imam efendi”, “Devletin dini olmaz imam bey. Laik devlet anlayışı, Türk inkılabının esas prensibidir. Din ve mezhep hiçbir zaman siyaset aracı olarak kullanılamaz”, “Sayenizde İslam’dan soğuduk” şeklinde yorumlar yaparak tepkilerini dile getirdi. Boynukalın, daha önce de Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in Diyanet’e yaptığı “Yılmaz Özdil’in ve Cüneyt Akman’ın cesetleri camilere sokulmasın, cenazeleri kılınmasın” çağrısına destek vermişti. l Haber Merkezi ZEHRA VAKFI Şeriatçı vakıftan üniversite SEFA UYAR Şeriatçı Kürt devleti kurma girişimlerini yayma gerekçesiyle kapatılan, daha sonra yeniden faaliyete geçen ve 4 farklı ilde 4 kolej ile eğitim veren Zehra Vakfı’nın kurucularından olan Gıyasettin Bingöl, üniversite eğitimine adım atıyor. Bursa’da Mudanya Üniversitesi adıyla kurulması planlanan üniversitenin inşaatı tamamlanmak üzere. Üniversitenin kurulacağını Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Arif Karademir, “Bursa Mudanya Üniversitesi kuruluyor” ifadeleri ile duyurdu. 2005’te, “Said Nursi’nin görüşleri doğrultusunda şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma girişimlerini yaymak, Cumhuriyet rejimi karşısında din devleti kurmaya çalışmak” gerekçesiyle kapatılan ancak 2014’te yeniden faaliyete geçen Zehra Vakfı; Bingöl, Diyarbakır ve Van’da Hürriyet Koleji, Ankara’da ise Zehra Okulları adıyla eğitim veriyor. Diyarbakır’daki Hürriyet Koleji, 2020’nin temmuz ayında açıldı. 4 ilde anasınıfından liseye kadar eğitim veren vakfın kurucularından olan ve Bursa Sınav Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Gıyasettin Bingöl, üniversite eğitimine de el attı. Tamamlanmak üzere Bingöl’ün, 2013’te çalışmalarına başladığı üniversitede sona gelindi. 2021’de öğrenci almaya başlayacağı ve Tıp ile Diş Hekimliği’ni de bünyesinde barındıracağı kaydedildi. Bu kapsamda, üniversite için sosyal medya hesabı açıldı, kurucu rektörü dahi belirlendi. Bingöl, gerçekleştirdiği bir söyleşide kurucu rektörün Prof. Dr. Abdullah Bayram olacağını duyurdu. Daha önce YÖK Denetleme Kurulu üyeliği yapan Bayram, Nişantaşı Üniversitesi’nin kurucu rektörlüğünü üstlenmişti. Bingöl İlkokula adı veriliyor Öte yandan, Bursa Valisi Yakup Canbolat, depreme dayanıksız olduğu için yıkım kararı çıkan Namazgâh İlkokulu’nun yapımını Gıyasettin Bingöl’ün üstlendiğini duyurmuş ve bu kapsamda protokol imzalanmıştı. 1820 derslikli okulun anahtar teslim olarak Bingöl tarafından inşa edileceği ilkokulun adı da Gıyasettin Bingöl Namazgâh İlkokulu olarak belirlendi. Paylaşıma bile engel Cumhuriyet, Zehra Vakfı’nın Ankara’da açtığı ve Atatürk büstü bulunmaması ile gündeme gelen Zehra Koleji’nin arsasının Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu ve arsanın, görevden el çektirilen eski başkan Melih Gökçek döneminde ihale ile verildiğini kamuoyuna duyurmuştu. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın haberimizin üzerine yayımladığı videoya da “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirildi. l ANKARA BOĞAZIÇI DIRENIŞI GÖZALTI VE TUTUKLAMALARA KARŞIN SÜRÜYOR Destek yağmuru ‘ARKADAŞLARIMIZI ISTIYORUZ’ Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li Rektör Melih Bulu’ya karşı öğrencilerin başlatmış olduğu direniş 38. gününde sürüyor. Kayyımın, üniversitelerin özerk yapısına müdahale olduğunu belirten öğrencilerin direnişine destek veren akademisyenlerin rektörlük önündeki sırt çevirme eylemi dün de sürdü. Öte yandan dün elinde çikolata kutusuyla rektörlük binasından çıkıp öğrencilerin yanına gelen ve kendisini Melih Bulu’nun arkadaşı olarak tanıtan bir kişi çikolataları öğrencilere ikram etti. Gelen ikramı geri çeviren öğrenciler tutuklanan arkadaşlarını hatırlatarak “Bu ne pişkinlik? Çikolata değil arkadaşlarımızı istiyoruz ve mücadelemiz ile alacağız!” şeklinde tepki gösterdi. l Haber Merkezi 5 gözaltı, 1 tutuklama daha Boğaziçi Üniversitesi protestoları nedeniyle geçen günlerde gözaltına alınıp serbest bırakılan İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi Hasan Koral Hacıbeyoğlu, önceki gün yeniden gözaltına alındı. Savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Hacıbeyoğlu, çıkarıldığı mahkeme tarafından “Kamu malına zarar verme” suçlamasıyla tutuklandı. Hacıbeyoğlu’nun tutuklanmasıyla Boğaziçi eylemlerinde tutuklanan öğrenci sayısı 11’e yükseldi. Ayrıca dün tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması için duvarlara yazı yazan beş öğrenci gözaltına alındı. Öğrenci Kolektifi üyesi 5 öğrenci Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Öğrencilerin, Boğaziçi eylemleri nedeniyle tutuklanan öğrenciler için duvarlara, “Üniversiteye, ülkeye, Şilan’a özgürlük”, “Onlara sözümüz özgürlük” ve “Üniversite memlekettir” şeklinde yazılamalar yaptıkları belirtildi. Koronavirüs bahanesi Öte yandan İzmir Üniversite Dayanışması’nın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olmak için gerçekleştirdiği eyleme katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerine, üniversite yönetimi tarafından koronavirüs tedbirlerine uymadıkları gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet KATLİAM ÇAĞRISI YAPAN CEVDET KILIÇ İÇİN SUÇ DUYURUSU ‘Nasıl dekan oldu?’ Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç’ın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik “Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz, bilin istedim” şeklindeki sözleri yargıya taşındı. Eğitimİş Sendikası ve işyeri hekimi olarak görev uyapan Zeki Serdar Kaya, Prof. Kılıç hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’na şikâyet dilekçesi sunan Kaya, dekan Kılıç’ın “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ettiğini belirtti. Savcı tarafından ifadesine başvurulan Kılıç, “Dekan öğrencileri hedef alan sözleri ile halkın bir kesimini alenen tahrik ve tehdit etmektedir. Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşı olarak şikâyetiyim” dedi. Eğitim İş ise konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Kılıç hakkında soruşturmanın resen başlatılması gerektiğini ancak başlatılmadığını belirterek hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Eğitimİş Merkez Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamada ise özetle şu ifadeler yer aldı: “Bir dekan alenen katliam çağrısı yapabilmektedir. Bilim ve Kılıç Kılıç’ın üniversiteye cami yaptırmak için sürekli IBAN paylaştığı ve sosyal medyadan para toplamaya çalıştığı ortaya çıktı. düşüncenin evi NURCULARDAN ditleri savuran bu olan üniversitelerin norDAVET şahıs neden ve nasıl dekan malde kaNur Cemaati, Youolarak atanpısından bile geTube üzerinden yaptığı yayında, “Boğaziçi mıştır?” çcaygnhıeenüeavmkavdaeeyeoleandfolysacıaneğaenluıd,nahığlatıkınldaÜlarenırşniiveneyeckıroensalıkitnatıedRldımsiasei’abınnliuiedlledleuiignş.Neaöulrısğçrmiery”eRkanleeczkiitçöfiırnÜlüdknBğaAivüınKune’nPBrlesaotuiağtaderataadı a cağını bilmeyen, mesajın nan Melih Bulu da sosyal dan anlaşıldığı üzere so medya hesabından yaptıru eklerinin ayrılması ge ğı açıklamayla, Kılıç’ın Borektiğini bilecek kadar bi ğaziçi Üniversitesi öğrenle anadiline hâkim olma cilerine yönelik kullandığı yan bu şahsın bir üniversi sözleri kınadı. Bulu, “Akatede dekan olması, bilimin demisyen sorumluluğuna ve liyakatin hakim olduğu sığmayan bu tür talihsiz üniversiteler için yapılan açıklamalar, uzlaşı kültüprotestoların hâklılığını bir rümüzün önünde engeldir. kez daha tasdiklemiştir. Herkesi karşılıklı saygı ve Dini öğretiler için kurulan sağduyuya davet ediyobir fakültenin başına di rum” dedi. l İSTANBUL/ zi replikleriyle katliam teh Cumhuriyet YARGIÇLAR SENDİKASI Yargıçlar Sendikası’ndan Boğaziçi’nde direnen akademisyen ve öğretmenlere destek geldi. Yazılı bir açıklama yapan sendika, “İktidarı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin özerk, demokratik ve bilimsel üniversite taleplerine duyarlı olmaya; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Meclis dışındaki siyasi muhalefeti, sivil toplum örgütlerini bu konuda siyasal iktidarı uyarma görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz” ifadeleri yer aldı. Türkiye’nin kuruluş felsefesinin demokratik, laik bir devlet anlayışına dayandığının belirtildiği açıklamada, “Bu felsefeden hareketle de cumhuriyetimizin kuruluşundan başlayarak özerk ve demokratik şekilde yönetilen, gençliğin de bu değerlere sahip olmasını amaç edinen, bilime önem veren üniversiteler oluşturulmaya çalışılmıştır. İktidarın görevi de cumhuriyetin bu temel felsefesinden hareketle üniversitelerin bu amaç uğrunda özerk, demokratik ve bilimsel kurumlar olmasını sağlamaktır” denildi. GALATASARAY ÜNIVERSITESI Galatasaray Üniversitesi öğretim üyeleri, “Üniversite boyun eğmeyecek” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Boğaziçi’ndeki akademisyenlerin itirazlarına katılıyoruz. Üniversite bileşenlerinin iradesi ve demokratik teamüller hiçe sayılarak gerçekleşen bu dayatmaya karşı Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan ve ülke çapında destek gören haklı direnişin yanındayız. Boğaziçi Üniversitesi; akademisyeniyle, öğrencisiyle, mezunuyla, idari personeliyle akademik özgürlüğü ve özerkdemokratik üniversiteyi savunmak için hareket etmektedir. Bu mücadeleyi koşulsuz olarak destekliyoruz. Talepleri, Galatasaray Üniversitesi akademisyenleri olarak bizim de taleplerimizdir” ifadeleri kullanıldı. GAZETECİLER Gazeteciler “Boğaziçililer yalnız değildir!” başlıklı bir metin yayımlandı. 173 gazetecinin ilk imzacı olduğu metin, internet üzerinden de gazetecilerin imzasına açıldı. İmza metninin, 14 Şubat Pazar günü saat 23.59’dan sonra imzaya kapatılacağı öğrenildi. Gazetecilerin yayımladığı imza metninde şu ifadeler yer aldı: “Yaşananları objektif bir şekilde aktarmakla yükümlü olan ve bir kamu görevi icra eden biz gazeteciler, demokratik haklarını kullanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve onlara destek veren akademisyenlerin kriminalize edilmesi çabasını reddediyoruz. Sansür, baskı ve tehditlerle halkın haber alma hakkının önüne çıkartılan her türlü engellemelere itiraz ettiğimiz gibi, görevini yapmaya çalışan meslektaşlarımızı hedef alan polis şiddetine de karşıyız. Gazeteciler taraf değil tanıktır, işini yapan meslektaşlarımıza yönelik engelleme, yaralamaya varan ağır şiddet ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz. Çağın tanıklığını biz yapacağız, hakemliğini ise tarih. Güçle, hakikati bükmeye çalışanların karşısında her zaman hakikatin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Başımızı eğmiyoruz, gazeteciliğin suç olmadığını biliyoruz!” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Aşı’mız yok... ‘Aş’ımız yok... ‘Ay’ımız oldu! Geçen hafta Türkiye’ye sıfır kilometre yepyeni bir anayasa armağan eden Erdoğan, bu hafta da ayaklarımızı yerden kesti. “Hazırlanın, 2023’te Ay’a gidiyoruz” dedi. Bu hafta sadece Ay kesmeyecek. Bir müjde daha bekleniyor. İktidar, en çok “müjde” üretiyor. Bu müjdelerin patentini alıp ihraç etsek, birkaç müteahhit daha doyururuz. Erdoğan, Ay’a bilimsel seyahatin hedefini 10 maddede açıkladı. Her biri ötekinden değerli. Gerçi 2011’de yerli uçak havalanmıştı ama olsun... Ay başka! Erdoğan, Ay’a gitme nedenlerinin başına şunu koydu: “Yeryüzünde adaleti tesis etmenin yolu, gökyüzünde var olmaktır!” Sadece bu bile Ay’a gitmeye değer. Ay’da adaleti bulduktan sonra ver elini Mars! Kim bilir orada neler bulacağız! 2053 Mars... 2071 Jüpiter... Ne güzel yakışır! Gerçi bu yaklaşımdan, “Yeryüzünde adalet yok mu” sorusu da çıkabilir ama bu fitne fesatçıların işi olur! HHH Ay’a gidiş nedenlerinden bir başkasını da şöyle açıkladı: “Uzayda liman kuracağız!” Bu da adalet kadar önemli. Neden? Yeryüzünde limanımız kalmadı da ondan! Memleketin bütün limanları satıldı. En son Antalya, Katar’a gitti. İşte bu açığı kapatıyoruz, uzayda limanlar kuruyoruz. Olur olmaz önemli değil. Ne demişti damat 31 Mayıs 2018’de: “Cumhurbaşkanımız Ay’a dört şerit yol yapacağım dese, inanacak seçmenimiz var.” Şimdi dört şeritli yolu da geçtik. Uzayda liman kuracağız, sanayi kuracağız... Demek ki damadın ufku o kadarmış. Yine önemli bir hedef de astronot yetiştirme. Bize göre Ay’a seyahatin en büyük yararlarından biri bu olacak. Fiyatlar “astronomik” ölçüde artınca halkın morali bozuluyor. Muhalefet yükleniyor. Şimdi astronomi, astronomik fiyatların pabucunu dama atacak. Vatandaşların Ay’a gönderilmesi de muhteşem. Avrupa vizesiz kabul etmiyor. 2011’de “elini kolunu sallaya sallaya Avrupa’ya” propagandası gerçekleşmedi ama işte şimdi “elini kolunu sallaya salaya uzaya!” Yeryüzünde, dünyada ilk 10’a girmekten AB’ye girmeye kadar hiçbir hedefini tutturamayan Erdoğan, şimdi Ay’ı hedefledi. Gerçeklerden habersiz bir kişiye, “Sen Ay’da mı yaşıyorsun?” denir! Erdoğan bu anlamda Ay’ın yabancısı da sayılmaz. “Aş”ımız yok... “Aşı”mız yok... “Ay”ımız oldu... HHH Yeryüzüne dönersek... Üniversiteye giriş sınavlarında ilk bine giren öğrencilerin tercih ettiği, bu anlamda en güçlü beyinlerin bir araya geldiği Boğaziçi Üniversitesi’ni vasata çekmek için her türlü çabanın gösterildiği... Öğrencileri terörist ilan etme yarışının sürdüğü... Akademisyenlerin eş durumundan aşağılandığı... Anayasa Mahkemesi kararlarına uyup uymamanın tartışmaya açıldığı... En zor sokağa çıkan kesim olarak esnafın da “bıçak kemiği deldi” dediği bir ortamda... Ay’a gitmek iyi geldi... Bir tek şundan endişe duyuyoruz: “Ay’a sert iniş yapacağız” dedi! Fazla sarsılmasak diyorum! TTB YÜKSEK ONUR KURULU ÜYESİ Dr. Gökalp’e ilk duruşmada tahliye Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi ve önceki dönem Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmayı18 kişinin izlemesine izin verildi. Gökalp’a destek amaçlı gelen Diyarbakır, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla, Eskişehir, Van, Antep, Mardin, Batman, Şırnak, Urfa ve Mersin Tabip Odası başkanları, Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri temsilcileri ise duruşmanın bulunduğu koridorda bekledi. İddianame özetinin okunmasının ardından savunmalara geçildi. Mahkeme heyeti, savunmaların ardından Gökalp’in tahliyesine karar verdi. Tahliye kararının ardından TTB, Twitter adresinden yaptığı açıklamada “İyi hekimlik kazandı, #DrŞeyhmusGökalp tahliye edildi! Herkes için adalet mücadelesine devam edeceğiz!” açıklaması yaptı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle