05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO [email protected] STERLIN FAİZ BORSA 11 5 OCAK 2021 SALI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.3790 4.6 kuruş 9.0760 4.1 kuruş 10.0750 11.7 kuruş 14.96 sabit 1495 18.71 puan 3089.32 41.74 lira 460.10 6.59 lira Aralık ayında aylık enflasyon yüzde 1.25 artarken, yıllık TÜFE yüzde 14.6 oldu. Gıda ve ulaşım vurdu TÜİK’in aralık ayı verilerine göre, hem aylık hem yıllık bazda gıda ve ulaştırmada fiyatlar uçtu. Aylık artış gıdada yüzde 2.53, ulaştırmada yüzde 2.64 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı aralık ayı enflasyonu, ekonomi yönetiminin yıllık bazdaki hem hedefi hem son tahminlerinin fazlasıyla aşıldığını ortaya koydu. TÜİK’e göre Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aralık ayında, aylık bazda yüzde 1.25 artarken, yıllık bazda yüzde 14.6 oldu. 12 aylık ortalama ise yüzde 12.28 oldu. Böylece yıllık bazda, Merkez Bankası’nın “enflasyon hedeflemesi” politikası kapsamında yüzde 5 ve son enflasyon raporundaki yüzde 12.1’lik tahminleri aşıldı. Ayrıca son yeni ekonomi programındaki (YEP) yüzde 10.5 tahmini de tutmadı. 284 madde zamlı Aralık 2020’de, TÜFE endeksinde kapsanan 418 maddeden 98’inin ortalama fiyatında düşerken, 36 maddenin fiyatı değişmedi. 284 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. Ancak harcama grupları açısından en yüksek artışlar yüzde 2.53 ile gıda, yüzde 2.64 ile ulaştırma ve yüzde 3.46 ile ev eşyasında görüldü. Yıllık artışlar ise gıdada yüzde 20.6, ulaştırmada yüzde 21.1. Mal ve hizmet bazında en yüksek aylık fiyat artışları yüzde 47.9 ile patlıcan, yüzde 25.6 ile salatalık ve yüzde 18.9 ile beyaz lahanada görüldü. En çok düşüş ise yüzde 13.1 ile portakal, yüzde 11.64 ile kadın kazağı ve yüzde 10.8 ile limonda görüldü. ENA: Yüzde 37 Enflasyon Araştırma (ENA) Grubu’nun aralık ayı (30.1131.12.2020) günlük fiyat değişimlerinden elde ettiği Tüketici Fiyat Endeksi’ne (ETÜFE) göre aylık artış yüzde 4.08 oldu. Yıllık enflasyon ise yüzde 36.72. Enflasyonla ilgili yorum yapan ENA Grubu, 2018’deki döviz şoku, 2019’daki zayıf ekonomik büyüme performansıyla oluşan maliyet ve talep şokuna atıf yaparak şöyle devam etti: “2020’nin ilk çeyreğinde bu sefer de üretim açığının (reel GSYH’nin potansiyelinden farkı) etkilediği yeni bir kırılganlık ortaya çıkmış, Covid19 sağlık krizi nedeniyle de daha derinleşmiştir. Buna Merkez Bankası faiz kararlarındaki yanlış zamanlamanın yarattığı döviz şoku eklenmiş ve sonuçta yüksek bir oranda enflasyon oranı ile 2020 yılı tamamlanmıştır.” TÜİK’in “Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi, Aralık 2020” raporuna göre, YİÜFE aylık yüzde 2.36, yıllık yüzde 25.15 ve 12 aylık ortalamada yüzde 12.18 arttı. TÜFE ile YİÜFE arasındaki farkın önümüzdeki dönemde tüketiciye yeni zamlar olarak yansıması bekleniyor. l Ekonomi Servisi BORÇLA EMEKLILİK İÇİN KREDI Sosyal Güvenlik Kurumu ile kamu bankaları arasında imzalanan anlaşmaya göre, borçlanarak emekli olabilecek sigortalılar, kamu bankalarından kredi kullanarak borçlarını ödeyecekler. Kredinin faizi aylık 1.6 olacak ve 36 ay vadeye kadar çıkabilecek. Bu kapsamdaki kişiler SGK’den alacakları yazı ile kamu bankalarına başvurabilecek. ‘Maske parasına yetmez’ Yılın ikinci 6 ayında TÜFE’nin yüzde 8.37 olmasıyla memur ile memur ile işçi emeklilerinin zamları da belli oldu. 2020’nin ikinci 6 ayı için yüzde 4 zam alan memur ve memur emeklilerine yüzde 4.37 enflasyon farkı ödenecek. Bu kesim ayrıca 2021’in ilk 6 ayı için yüzde 3 toplusözleşme zammı da alacak. İşçi ve BağKur emeklileri ise yılın ikinci 6 ayındaki enflasyon kadar, yani yüzde 8.37 zam alacak. Buna göre en düşük memur maaşı 3 bin 812 liradan 4 bin 92 lira en düşük emekli memur aylığı 2 bin 814 liradan 3 bin 21 liraya çıkacak. En düşük işçi emeklisi aylığı 1335 liradan 1447 lira, esnaf emeklisi aylığı 1627 liradan 1763 lira ve çiftçi emeklisi aylığı 1534 liradan 1662 liraya yükselecek. Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş, son zamlara işaret ederek “Emekliye hiçbir şey kalmayacak. Bu ücretlerle yaşayabilme imkânı yok. İnsanlar aylardır maske takıyor. Bu zam maske parasına bile yetmez” derken, Birleşik Kamuİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık şunu dile getirdi: “Kamu çalışanlarının bırakın artan refahtan pay almayı, sadece satınalma gücünün korunabilmesi için bile maaş ve ücretlerin en az yüzde 30 oranında zamlanması gerekir.” Zammı eleştiren Büroİş Sendikası Genel Başkan Alay Hamzaçebi ve sendika yöneticileri ise bir de eylem yaparak “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, memur muhtaç olmuş kuru ekmeğe” sözlerini türkü şeklinde okudu ve soğan kırarak kuru ekmekle yedi. Alkolde ÖTV yüzde 17 arttı Alkollü içkilerden alınan özel tüketim vergisi (ÖTV) yüzde 17.07 oranında artırıldı. Vergideki artışın fiyatlara yansıması bekleniyor. Biradaki maktu ÖTV tutarı 2.0442 TL’den 2.3933 TL’ye, rakıdaki ÖTV 279.29 TL’den 326.99 TL’ye çıkarıldı. Alkol derecesi yüzde 18 ve daha az olan şaraplardaki ÖTV tutarı 81.38 TL’den 95.29 TL’ye, alkol derecesi yüzde 22 ve fazla olanlarda 279.29 TL’den 326.99 TL’ye yükseltildi. Tütün içeren purolardan alınan asgari maktu vergi tutarı 0.3747 TL’den 0.4386 TL’ye, maktu vergi tutarı ise 0.5008 TL’den 0.5863 TL’ye çıkartıldı. Araç muayene zamlandı Araç muayene ücretleri, yeniden değerleme oranında, yani yüzde 9.11 zamlandı. 2021 otomobiller için araç muayene ücreti, 342 TL’den 20 kuruştan, 372 TL 88 kuruşa yükseldi. Otobüs ve kamyon 462 TL 56 kuruştan 503 TL 86 kuruşa çıktı. Traktör, motosiklet ve motorlu bisiklet muayene ücretleri 174 TL 64 kuruştan 189 TL 98 kuruşa; egzoz muayenesi de 80 TL’den 90 TL’ye yükseldi. İSO’NUN AÇIKLADIĞI TÜRKIYE İMALAT PMI ENDEKSI, 2020 ARALIK’TA 50.8’E GERILEDI Sanayide 7 ayın en kötüsü Salgının hızlanmasıyla yeniden sosyal hayatı kısıtlayıcı önlemlerin alınması, sanayicinin üretim ve yeni siparişlerini yavaşlattı. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı ve büyümenin öncü verisi olarak kabul edilen Türkiye İmalat PMI Endeksi, 2020 Aralık’ta 50.8’e geriledi. Böylece İmalat PMI, son 7 ayın en düşük seviyelerine işaret etti. Veri bir önceki ay 51.4 düzeyindeydi. TL’deki erime İSO’dan yapılan açıklamada, “Birçok ihracat pazarında virüsün ikinci dalgasının yaşanmasına bağlı olarak yeni ihracat siparişleri de yavaşladı” denildi. Teslimat sürelerinin Haziran 2005’ten beri ikinci en yüksek oranda artması, arz tarafında yaşanan sorunları öne çıkardı. Teslimat sürelerindeki en belirgin artış, salgının nisan ayındaki zirvesinde görülmüştü. Arz yetersizliklerinin para birimindeki zayıflık ile birleşmesi, girdi maliyetlerinde keskin ve önceki aya göre hızlanan bir artışa yol açtı. En güçlü büyüme tekstilde, en belirgin ivme kaybı giyim ve deri ürünlerinde kaydedildi. IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, “Tedarik zincirindeki ciddi aksamalar, firmaların ihtiyaç duyduğu malzemeleri temin etme imkânını sınırladı ve maliyet yüklerinde zaten yüksek seyreden artışı hızlandırdı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Batı illerindeki sınır kapıları açıkken, Van’daki kapalı. Yatırımlar atıl kaldı ÇIFTE STANDARDA TEPKI TURIZM ACENTELERİ KAYGILI Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD), Covid19 pandemisi için alınan önlemlerin artırılmasını ve bunun şeffalıkla yapılmasını talep eden yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, ancak böyle yapılırsa turizm sektörünün toparlanabileceğine dikkat çekildi. Şöyle denildi: “2021 turizm sezonuna yönelik umutların yeşerdiği bir dönemde, ülkemizin vaka sayısı artışında halihazırda dünyanın ilk birkaç ülkesinden biri olmasını kaygı ile takip ediyoruz. Artık salgınla mücadele için maske, mesafe, hijyen kurallarının yanında yeni tedbirler almak zorundayız. Ülkemizde uygulanan hafta sonu kısıtlamalarının yanında vaka takip tedbirlerinin çok katı bir şekilde uygulamaya konulması gerekiyor. Turizm sektörünün yeniden şaha kalkarak ‘V’ tipi bir yükselişi yakalaması ve 40 milyar dolar gelir seviyelerine ulaşması ancak yukarıda dile getirdiğimiz salgınla ilgili tedbirlerle mümkün olacaktır.” l Ekonomi Servisi Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, Batı şehirlerindeki sınır kapılarının her türlü önlem alınarak açık tutulurken, Van’daki Kapıköy Sınır Kapısı’nın kapalı olmasınındaki çifte standarda tepki gösterdi. Takva, “Pandemi öncesi 1 milyona yakın girişin sağlandığı kapı bugün kapalı. İran’dan gelen turistlere yönelik yaptığımız yatırımlar atıl kaldı. Oysa test yaparak Batı kapılarında ne yapılıyorsa aynısını yaparak Kapıköy’ü de kontrollü olarak açabiliriz” dedi. Ekonomi Gazeteciler Derneği’nin (EGD) “Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor” isimli çevrimiçi toplantıda konuşan Takva, şöyle devam etti: “Türkiye’nin 80 kentinden farklı olarak çok uzun bir süredir yerelde kayyımla yönetiliyoruz. Bunun sıkıntılarını yaşayan bir kentiz. Van, öncelikle merkezi yönetimden olmak üzere herkesten sevgi ve ilgi bekliyor. Kamu yatırımları çerçevesinde hâlâ çok eksiğimiz var” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Kadın üzerinden siyasetle dibe çekilme.. Dün kadın cinayetlerinde yaşanan patlamanın bunalımında, görüşüne başvurulan bir uzmanın isyanını, çaresizliği dillendirebilmek için, iyi işler yapma adına söz alıp, ortalığı daha da bulandıranlara da tepkisini koymak üzere, “Erkekler kadın üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçsinler” cümlesini kullandı. Aklıma, ülkemizdeki “Kadın üzerinden siyaset”in yaşanmışlıklarını konu alan, 22 Eylül 2006’da “Kadın üzerinden..” başlığı altında başlayan, 3 Ekim’e kadar süren, kadın hareketimizin tanıklıklarının derlendiği, Cumhuriyet okurları ile sayfalarımızda içinde paylaştığım yazı dizisini getirdi. 1980’li yılların kadın hakları üzerinden dünya çapında, ülkemizde de çok güçlü yaşanmış örgütlü toplumsal, siyasal, hareketlerin bütünü içindeki umutlu yıllarının ardından, çok olumlu sonuçlar, kazanımlar gündemde iken beklenen sonuçların alınamayacağı gerçeğinin ortaya çıkmakta olduğu yıllara uzanan gelişmeleri, nedenleriyle sorgulamalar amaçlanmıştı.. Çarpıcı ilk tanıklığım, ülkemizde 12 Eylül’ün yasaklı düzeninde yaşanan ağır yargılamalar, ödetilen bedellerin ardından gelen evrensel sendikal hareketlerin ülkemizle dayanışmaları kapsamında gelen, İngiltere’den dönemin en güçlü uluslararası sendikal hareketleri içinde yeri olan kısa adı ile TUC’den aldığım davet üzerineydi. HHH Evet, İngiltere’de Thatcher iktidarının acımasız icraatları, Madenci ve Murdoch grevleri gündemdeydi, ama aynı zamanda “kadın” öncelikli bir gündemin çok etkin yaşanmakta olduğunun ayrımında değildim. Somut nedensonuç ilişkileri içinde evlerinden hiç çıkmamış maden bölgelerinin madenci işçi eşlerinin, grevlerle evleri, çocukları, yaşamları, geleceklerinin tehdit altına girmiş olmasının sonucu başlattıkları güçlü direniş ile feminist hareketler, İşçi Partisi’nin, işçi konfederasyonları, TUC’nin güçlü etkilenmelerinden çıkan sonuçlardan habersizdim.. Kadın işçilerin ağırlıkta olduğu sendikalarda yönetimde de ağırlık kazanılması için kotalı tüzükler getirilmiş, İşçi Partisi yönetim kadrolarında Lord milletvekili yerine, kadın zenci adayı getirmiş olmaktan övünülür sürece geçilmişti. Arkası Almanya’da SPD’nin kadın kotasını yasallaştırma eyleminin ardından yapılan dünya kadın hakları kongresinde, dünya çapında savaşımlarla başarılanların, atılan adımların evrensel kadın örgütlenmeleri dayanışmaları içinde tartışılmasına gelmişti.. Bizdeki sıçramalarda, 8 Mart ile Atatürk’ün kazandırdığı seçme seçilme hakkı üzerinden yoğunlaşmış etkinliklerde örgütlü koşturmacanın, kadın katılımlarının patlaması süreci yıllarla gelişim geçirdi. Birleşmiş Milletler’in kadın ayırımcılığına karşı öne çıkan sözleşmesinin Meclis’te yasal geçerlilik kazanmasında, kadın hakları örgütlenmelerinin çok geniş bir yelpaze içinde işbirliklerinin sonuçları yadsınamaz. Çok sayıda feministten insan haklarının her rengine, siyasete uzanan sol ağırlıklı kadın örgütlenmelerinin kadın odaklı eylemleri etkinlikleri güçlendikçe, Özal döneminin liberal çizgide papatyalar örgütlenmesi ile sağdan siyasal kimliklerle türban özgürlüğünden, siyasal İslam hareketlerine uzanan pek çok yine kadın odaklı örgütlenmelerin yaygınlık güç kazanmaları sürpriz değildi. Gerçeği aranırsa kadınlar aidiyetleri hangi yelpazede olursa olsun, toplumsal yaşama, siyasal örgütlenmelere yerleşebilmeleri oranında haklar kazanımlarında da yol almakta olduklarının duygusunu paylaşmaktaydılar. Süreç üzerinde atlanan erkek egemen kültürle kadın üzerinden siyasetin yapılmasının sonuçlarıydı. Gerçeğini ararsak farklı boyutlarıyla dünya örneklerinde de yaşandığı üzere ekonomik, sosyal, siyasal sonuçlar üzerinden yaşananların içeriklerindeki erkek egemen kültürün etkisi oranında olumsuzlukların yaşanması kaçınılmazdı. İlk yakınmaları dünya sendikal hareketlerinin içinden duyar olmuştuk. Amerika’da, Avrupa’da sistemin ekonomik krizlerinin derinleşmesi üzerinden, geçmiş insanlık tarihlerinde büyük savaşlarda yaşananların benzeri sonuçlar da etkin görülür olmuştu. Savaşlar süreçlerinde kadınlar üretime taşınmışken, savaşlar sonrası “Buyurun kadınlar evinize” denmesinin benzeri tablolar, günümüzde ekonomik krizlerle bağlantılı etkisini gösteriyordu. Krizlerle evlerine gönderilenler de işini kaybedenler de ağırlıklı kadınlardı. Bizde, İslam dünyası içinde çok daha baskın yaşanan erkek egemen kültürde, kadınların geriye püskürtülmelerinin örnekleri giderek çoğalıyordu.. Ülkemizde, İslam dünyasında, otoriterleşmenin günümüzde yaşanan patlamasının sonuçları cabası..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle