29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 13 OCAK 2021 ÇARŞAMBA Erdoğan’ın stratejisini Selçuki, Kazan ve Kanadoğlu’na sorduk “C Neden herkese umhurbaşkanı neden herkese terörist diyor” sorumuzu yanıtlayan İstanbul Ekonomi Araştırma’nın kurucusu Can Selçuki, ‘terörist’ diyor? SEYHAN AVŞAR bu söylemin siyasi bir strateji olduğu görüşünde. Sandık başarısı için Erdoğan’ın şu anki mevcut kitlesiZAFER TEMOÇIN nin yetmediğini anımsatan Selçuki, “Bu strateji kendi kitlesini sağlamlaştırmanın ötesinde Cumhur İttifakı’nın karşısında bulunan unsurların bir arada kalmasını zorlaştırmak hedefi taşıyor. CHP Selçuki İstanbul İl Başkanı’na yöneltilen suçlamalar IĞNELI FIRÇA hep Millet İttifakı’nın kitlesini ayrıştırmaya yönelik söylemler. Millet İttifakı’nı sadece CHP ve İYİ Parti arasındaki seçim öncesi bir beraberlik olarak görmemek lazım. Millet İttifakı geniş anlamda Cumhur İttifakı arasında bloklanan partilere verilen ad haline geldi. Dolayısıyla buradaki esas mesele, bu partilerin Cumhur İttifakı karşıtlığıdır. Dolayısıyla böyle bir strateji ittifak ve partiler içerisinde zaman zaman sürtüşmeye neden olabilir. Ama günün sonunda partililerin Erdoğan’ın strateji nedeniyle Cumhur İttifakı’na geçeceğini sanmıyorum” dedi. mi karartmaya çalıştığını savunarak “Şu an esas gündemimizin ‘işsizlik, yolsuzluk, soyKazan gun, vurgun ve aşı’ konusunda sağlıklı bir adım atılmadığının konuşulması gerekirdi. Ancak yaratılan suni gündemlerle bu konular kapatılıyor. Asıl gündemi tartı‘Gündemi karartıyor’ şılır ve konuşulur yapmak istemiyorlar” dedi. Cumhurbaşkanı’nın Eski İstanbul Barosu herkesin Cumhurbaşkana dair yemin eden ama aynı zamanda anayasa değişikliğiyle de parti üyesi olma imkânı tanınan bir görevliden bahsediyoruz. Bu durum zaten kendi içerisinde anayasa hükümleri olarak birbiriyle çelişen durumlar. Elbette bir milletin belirli kesimleri terörist olarak adlandırılıyorsa ve Cumhurbaşkanı bu terimi kullanıyorsa en az deyimiyle orada bir yanlışlık var demektir” dedi. Terörist olmakla suçlanan isimlerin neler yapabileceğine değinen Kanadoğlu, “Cumhurbaşkanı hakkında bir somine bağlı kalarak ruşturma açılabilhareket ettiği zamesi için ise belirman kimseye ‘teröli bir milletvekirist’ dememesi geli sayısı lazım. Bu rekir. Ne yazık ki iş için 400 milletErdoğan tarafsızlık vekilinin talebi geyeminine bağlı kal Kanadoğlu rekir. Bunu bulmamıştır” ifadelema olanağı şu anrini kullandı. da yok. Ancak teröristlikle itham edilen yurt‘Tazminat davası’ taşların tazminat davaCumhurbaşkanı’nın sı açması mümkün. Takendi yurttaşlarını terö bii bağımsız bir yargı rist olarak nitelendirme yoksa, kuvvetler ayrılığı sinde hukuki açıdan bir yoksa, yargı yürütmenin sorumluluğu olup olma baskısı altındaysa, onundığını değerlendiren hu la ortak hareket eder gikukçu Yargıtay Onur bi davranıyorsa; şu dava DOLAR ALANA Erdoğan, 12 Ocak 2017’de elinde dövizi olanları suçladı. Erdoğan, “Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, Avro’su, faizi olan terörist arasında amaç bakımından fark yoktur” dedi. ‘HAYIR’CIYA Cumhurbaşkanı,16 Nisan 2017’de hükümet sisteminin değiştirilmesinin oylanacağı anayasa referandumu öncesinde, yeni sisteme “hayır” diyenlere yönelik 9 Nisan’daki miting konuşmasında da “Kim hayır diyor? İmralı, Kandil, FETÖ. Bunlar ‘hayır’ dediğine göre burada düşünmek gerekmez mi? Söyle bana arkadaşını, söyleyim sana kim olduğunu” dedi. DEMİRTAŞ’A 8Temmuz 2017’de G20 Zirvesi’nde konuşan Erdoğan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik “Söylediğiniz kişi bir teröristtir. 53 Kürt kardeşimi yine Kürtlere öldürten bir teröristtir” dedi. KILIÇDAROĞLU’NA Erdoğan, 22 Kasım 2019’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Bay Kemal terör örgütleriyle iş tutuyor” ifadelerini kullandı. BELEDİYELERE Başkanı hukukçu Tur nı olduğunu vurgulayan gut Kazan ise Erdoğan’ın Kazan, “Sayın Erdoğan bu söylemiyle günde bunu bilerek ve bu yesal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Hem tarafsız olacağıaçılır, bu sonuç alınır demek de mümkün değil” diye konuştu. Cumhurbaşkanı, koronavirüs salgınının yayılmaya başladığı dönemde yardım toplayan CHP’li ve İYİ PartiKAFTANCIOĞLU’NDAN ERDOĞAN VE SOYLU li belediyelerin faaliyetleriyle “FETÖ ve PKK” arasında bağHAKKINDA SUÇ DUYURUSU VE TAZMİNAT TALEBİ lantı kurdu. Erdoğan, “Bu tür teşebbüsler, geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafınCHP İstanbul İl Başkanı Canan Kafatancıoğlu, kendisiğıyla suç duyurusunda bulunan Ca liralık da manevi tazminat davası nan Kaftancıoğlu, Erdoğan ve Soylu açtı. Kaftancıoğlu yaptığı açıklamadan da denenmişti” dedi. ne “DHKPC militanı” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyursunda bulunup 1'er milyon liralık tazminat davası açtı. İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne avukatları aracılıhakkında “hakaret”, “görevi kötüye kullanma”, “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarını işledikleri için iddianame tanzim edilmesini ve kamu davası açılmasını talep etti. Kaftancıoğlu, ayrıca Erdoğan ve Soylu'ya 1'er milyon da, Erdoğan ve Soylu’nun anayasa suçu işlediğini belirterek kazanacağı tazminatların bir kuruşuna bile dokunmadan İstanbul’da küçük çocuğu olan, evine ekmek götürmekte zorlanan, iktidarın fakirleştirdiği ihtiyacı olan ailelerle paylaşacağını söyledi. l İç Politika SON İKİ HEDEF Erdoğan, son olarak CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için terörist suçlamasında bulundu. l İSTANBUL CHP PM TOPLANTISI ‘Herkes istediği parti ile görüşür’ MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir ittifakın kurulabileceği yönündeki değerlendirmeler üzerine “Herkes istediği parti ile görüşür. Bizim, dostlarımızla ortak noktamız demokrasi. Biz demokrasiden yana olanlarla birlikte yürümeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. Edinilen bilgiye göre CHP’nin dünkü Parti Meclisi (PM) toplantısında; Gaziantep, Elazığ ve Ağrı il başkanlarının görevden alınması kararına yapılan itirazlar hakkında oylama yapıldı. Oylama sonucu her üç il için de yapılan itirazlar reddedildi.Toplantının basına kapalı bölümünde Kılıçdaroğlu’nun CHP Ekonomi Masası’nın daha çok il ve ilçeye gidip, vatandaşın dertlerini dinlemesi ve sorunlarına çözüm bulması gerektiğini söylediği öğrenildi. Ekonomi Masası’nın bugün Polatlı’da yapılacak ziyaretin ardından Afyon ve Aksaray’a gitmesi benimsendi. Bazı PM üyelerinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmesi gündeme geldi. Bazı PM üyeleri siyaset sahnesine üçüncü bir ittifakın olabileceği yönünde yorumlar yaptığı öğrenildi. Söz konusu değerlendirmeler üzerine Kılıçdaroğlu’nun, “Herkes istediği parti ile görüşür. Her parti farklı bir tüzel kişiliktir. Bizim, dostlarımızla ortak noktamız demokrasi. Biz demokrasiyi savunanlarız. Biz demokrasiden yana olanlarla birlikte yürümeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a 9 maddeyle seslendi: Milletin sorunlarını çöz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “sözde Cumhurbaşkanı” ifadesi nedeniyle hakkında 1 milyon TL tutarında tazminat davası açan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ettiği yemine göre Türkiye'nin şan ve şerefini korumadığını belirterek “Sana cumhurbaşkanı demek hata. Sen AK Parti Genel Başkanı değil misin?” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, parti meclisi toplantısında özetle şunları dile getirdi: n Gerçek gündem ayrı: İktidar Türkiye gerçeğinden koptu. Devleti çürütmeye başladı. Bakın bugünkü gazeteden bir örnek: (Atık soğan toplayan halkla ilgili haberi göstererek) İşte Türkiye'nin gerçek gündemi bu. Bu fotoğraf 21. yüzyılın Türkiyesi'nde çekildi. Tutturmuş “Efendim CHP İstanbul İl Başkanı.” E ne olmuş? Sen CHP İstanbul İl Başkanı’yla uğraşacağına işsizlik sorunu nasıl çözülür diye kafa yorsana. Senin görevin o değil mi? Bakıyor bütün çocuklarının işi gücü iyi, cepleri dolar dolu. Saray’dakilerin her birisi 5 ayrı yerden maaş alıyor. Peki, sorununu kim çözecek? Millet İttifakı olarak biz çözeceğiz. n Bremen Mızıkacıları: Kendisine “sözde Cumhurbaşkanı” dedim diye çok alınmış. Bremen mızıkacıları gibi çıktılar hep beraber televizyonlar; Meclis Başkanı’nından tutun da herkes saldırıyor. Acaba vatandaşın gündemindeki yoksulluğu açlığı karartabilir miyiz? Milleti açlığa, fukaralığa mahkum eden sensin. O nedenle ben sana sözde Cumhurbaşkanı diyorum. “Efendim milletin oyuyla seçilmiş bir Kılıçdaroğlu, PM’de konuştu. Cumhurbaşkanı'na nasıl böyle denir?” Seçim kişiyi Cumhurbaşkanı yapmaz. Olabilmeniz için TBMM'de anayasanın 103. maddesinde yer alan yemini edip 83 milyonu kucaklayacak, tarafsızlıkla görevini yapacak, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceksin... Bunu yapan hangi partiden olursa olsun benim Cumhurbaşkanımdır... Bu yemine sadık kaldı mı? n Kendi bayrağını indirdi: Dokuz maddeyle söyleyeceğim. Bir: Süleyman Şah Türbesi’ni kim kaçırdı, kendi bayrağını kim indirdi? İki: Trump’ı düşünün. Kendisine mektup yazıp “Aptal olma” diyor. Erdoğan çıkıp “Sen bana aptal olma diyemezsin” dedi mi? Diyemedi. Üç: Kalktı “Bu can bu tende kaldığı sürece papazı alamazsın” dedi. Bir telefon, bir tehdit, papazı teslim etti. Dört: İdlib’de 36 askerimiz şehit edildi. Koşa koşa Putin’e gitti, kapısında dakikalarca bekletildi. Beş: “Bizi kızdırma, yoksa senin mal varlığını araştırırız” dediler. “Araştırmazsanız namertsiniz” dedi mi, demedi. Ağzına bant çekti ve oturdu. Altı: Akdeniz’in ortasında uluslararası sularda bir gemimizi arayacağız diyorlar. Dört saat ulaşılamıyor. Bütün bunları yapanlar kendi ülkelerine ihanet edenlerdir. Bu ülkenin bir şanı şerefi var, geçmişi var. Verdiği bir Milli Kurtuluş Savaşı var. Hiçbir zaman egemen güçlerin karşısında diz çökmedi. n Para dağıtılmadı: Yedi: Sahte diplomalı adamı alıp kamu bankasına yönetim kurulu üyesi olarak atıyorsun. Sahtekârlığa prim veren bir adam cumhurbaşkanı olabilir mi? Sekiz: 15 Temmuz darbe girişimi oldu, şehitler oldu, Beşiktaş’ta terör saldırısı oldu, polisler hayatını kaybetti. Bağış kampanyası açtınız ve bir ülkenin Cumhurbaşkanı şehitler için vatandaşın verdiği paraya çöker mi? Dokuz: Bir ülkenin en tepe noktasında olan kişi dünyanın hangi ülkesinde rüşvet alan bir kişiyi devletini temsil etmek için büyükelçi olarak atasın? Sen kim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şanını ve şerefini korumak kim. n Senin için namus ne demek?: Senin için namus ve şeref hangi anlama geliyor? Namus ve şeref için bütün dünya mücadele eder. Siyasetçi cebini doldurmak için siyaset yapmamalı. 1 milyonluk tazminat davası açmış. Bütün bunları ve daha fazlasını hâkimin önüne koyacağım. Hâkime üzülüyorum. Bütün bu gerçekleri görüp ne yapacak? l ANKARA/Cumhuriyet Etiniz neden bu kadar yumuşak? Yaşadığınız ülkede halkın tamamı, marketlerdeki o çeşit çeşit peynirleri satın alamıyor. Halkın tamamı çocuğunu dilediği okula ücretsiz gönderemiyor. Halkın tamamı hastalandığında her türlü sağlık hizmetini ücretsiz alamıyor. O çeşit çeşit peynir, sayısız özel okul, sayısız özel hastane zaten mahremiyete ve mülkiyete bir tecavüz. Ama kimse bunu konuşmuyor... Şu güvensiz dünyada, herkes hâlâ nereden haberleşmenin daha güvenli olduğunu tartışıyor. Bir diğerinden hep korkan ve bir diğerine hep tehdit olan insan... Sahip olduğu şeylerin değerini bilmediği ve sahip olamadığı her şeye yersiz bir değer yüklediği için kendi kendine düşman olduğu bu sistemi kurdu. Şimdi de sistemin içinden çıkamıyor, battıkça batıyor. O bilgiler kimin için değerli? Kapitalizm, elinizdekileri almaya ve size ait olana saldırmaya işbirlikçi devlet politikalarıyla başlar. Çok ağır taahhütleri yerine getirmedikçe asla satın alamayacağınız, sadece varlığıyla avunacağınız malların, mülklerin, yemeklerin, mekânların, hayatların göz kamaştırıcı büyüsüyle, gerçeklere duyarsızlaşmanıza izin veren sistemleri kuran devletlerin sırtını sıvazlar. Sizi gönüllü bir açlığa mahkum bırakan bu sisteme güvenmeye başladığınız anda... Sadece kimliğiniz değil, fikirleriniz, niyetleriniz, korkularınız, hevesleriniz, hayalleriniz, geçmişiniz ve geleceğiniz zaten “tüccarların” eline geçer. Bugün cep telefonlarınızda kullandığınız uygulamaların sizden alacağı bilgiler, evet değerlidir. Ama sizin için değil, devletlerle işbirliği yapan o tüccarlar için. Şu son 40 yıl içinde, dolandırıcı bankerlerle ağır tecrübeler yaşadınız. Sonra cadının sepetinden uzatılan kıpkırmızı bir elma gibi cazibeli bankacılık sistemine canı gönülden kandınız. Olmayan paralar harcansın diye verilen kredilerin peşinden koştunuz. Kısıtlı bütçelerinize rağmen cüzdanlarınızı sayısız kredi kartıyla doldurdunuz. Değeri global dedikodularla belirlenen... Sanki olmazsa olmazmış, onlarsız hayatta kalınamazmış gibi sahip olmak için can atılan nesneler peşinde ölümüne koştunuz. Ve gerçek yoksulluğun da gerçek zenginliğin de ne olduğunu hızla unuttunuz. Şimdi de... Asla ahlaklı olmadığı halde ahlakmış gibi zorla benimsetilen değerlerin ve kıymetli olduğu zannedilen kıymetsiz şeylerin bataklığında boğuluyorsunuz. Senin reklamın bir yalan yavrum Rekabetçi ekonomiyi destekleyen devlet politikalarının sorgulanmadığı bir dünyada... Ürettiğinden çok tüketen ve artı değer yaratmayı marifet zanneden bir insanlığın kulu olarak, aklınıza mahremiyet ve mülkiyet kavramlarını sorgulamak doğal olarak gelmiyor. Bu kavramları sorgulamadan da mevcut düzen asla değişmiyor. İnsan için mahremiyet, ilk kez kendisine bir barınak yaptığında... Çatısı ve duvarları olan bir alan yarattığında... Kendi ailesiyle birlikte “içeri” girip diğerlerini dışarıda bıraktığında başlar. Mülk edindiğinde başlar ve bu başlangıçla birlikte artık sadece canını değil, malını da kaybetmekten korkar. Ve o koca korkudan bu korkunç dünyayı kurar. Bugün o sizden daha akıllı olan telefonlarla korumaya çalıştığınız mahremiyetinizi bir gözden geçirin. Kendi evinizde, nelerin açığa çıkmasını istemiyorsunuz ve neleri gerçekten gizliyorsunuz? Çoğunluğun sahip olduğu her şeye sahip olmak için pusulasını kapitalizmin eline teslim eden ahlakınıza ters gelen şey nedir? Sakladığınız şeyleri neden sakladığınızı düşünün. Şu kısacık ölümlü hayatta neden kendiniz olarak yaşayamadığınızı... Kendiniz olmaktan neden korktuğunuzu düşünün. Ve yasaklarla biçimlendirilen korkularınızın mahremiyet bahanesiyle nasıl rasyonelleştirildiğini düşünün. Düşeceğiniz tuzaklardan, uygulamayan uygulamaya geçerek kurtulamazsınız. Ancak o bilgilerin içeriğindekilere değer vermeyerek kurtulursunuz. “Al” denileni almazsanız kurtulursunuz. “Gerçek” ihtiyaçlarınızı kendiniz belirlerseniz kurtulursunuz. Anca etinizi yenmeyecek kadar sert kılarsanız kurtulursunuz. Gerçekten isterseniz... Her şeyden kurtulursunuz. ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle