29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 13 OCAK 2021 ÇARŞAMBA HABER Akşener, ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ tartışmasına ilişkin atasözüyle yorum yaptı ve ekledi: Başlatan Erdoğan’dır İYİ Parti lideri Meral Akşener, Avcılar ve Beylikdüzü’nde esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener, iktidarın yeni tartışma konusu haline getirdiği ‘sözde Cumhurbaşkanı’ ifadesiyle ilgili şunları söyledi: ‘İğrenç ve kötü bir dil’ “Bu ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ meselesi, balık baştan kokarmış. Bir de Anadolu’da bir söz var; istediğini söyleyen istemediğini duyarmış diye. Bütün bunları başlatan; bu sert, iğrenç, kötü dili başlatan Sayın Erdoğan’dır. Bir türlü AK Parti Genel Başkanlığı’ndan sıyrılıp hepimizin Cumhurbaşkanı olmayı istemedi, yapmadı ve böyle bir tavra girmedi. Şimdi bir 1520 gün herhalde bu kavga devam eder. Bir algoritma var Türkiye’de, FETÖ’cü, sonra ‘darbe’ sonra ‘hain’ şimdi de ‘sözde’ oldu bu algoritmanın içine. Dön baba dönelim bunları konuşmaya devam edeceğiz. Biz İYİ Parti olarak bu gündemi konuşmayı reddediyoruz. Bu gündem basın KARAMOLLAOĞLU: HERKESLE ITTIFAK YAPABILIRIZ Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Biz herkesle konuşabiliriz, herkesle ittifak yapabiliriz. Sayın Erbakan, Sayın Ecevit’le ve Sayın Demirel’le ittifak yapmıştı” ifadelerini kullandı. Karamollaoğlu, bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ziyaretine ilişkin konuştu. Siyasette partilerin birbiriyle konuşması gerektiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Tayyip Bey’in yıllarca birlikte olduğu bir kişiye ziyarette bulunması gayet doğal. Benim ziyaretten bir gün önceden haberim oldu. Biz iktidara bazen tenkitte bulunuyoruz. Bu, karşı hasmane bir tavırdan kaynaklanmıyor. Siyasette kimsenin hasım görmesine razı değiliz” dedi. Erdoğan’ın Cumhur İttifakı içinde Vatan Partisi ve MHP’yi bir arada tuttuğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Sanırım Erdoğan bundan kurtulmak istiyor. Ben bu ziyaretin erken seçimle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Ben Cumurbaşkanı’nın zihninde bazı projelerin var olduğu kanaatindeyim. Sistemden memnun olmadığını düşünüyorum. Erdoğan’la şu an için bir görüşme takvimimiz yok ama olursa da görüşürüz” diye konuştu. l ANKARA emekçilerinin derdini anlatmıyor. Bu gündem gezdiğimiz esnafın derdine çare üretmiyor. Bu pis, çirkin, iğrenç dil dönüyor dolaşıyor sahibini vuruyor bumerang gibi. Israrla bu tavrı, bu dili, bu davranışı reddetmeye devam edeceğiz ki sizleri konuşabilelim diye.” ‘2 dakika pandemi, 20 dakika CHP konuştu’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmayı eleştiren Akşener şunları söyledi: “Bir Cumhurbaşkanı düşünün. Dün iki dakika pandemi, yirmi dakika CHP’nin her bir kademedeki insanına bağırdı. Böyle bir pozisyonda bir ülke nasıl yönetilir? Pek çok problemi olan bir ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı, eyvallah tersini söyleyen yok seçilmiş Cumhurbaşkanı, çıkıyor bir saniyecik Cumhurbaşkanı ol be kardeşim! Dün AK Parti’nin genel başkanı gibi de değildi. AK Parti’nin propagandadan sorumlu kişisi konumundaydı. Vatandaş aşı bekliyor. Biz bir öneride bulunduk. Toplu taşıma kullanan çalışan insanları önceleyin dedik. Açıklamasında bir kelime bile duymadım bunlarla ilgili.” Akşener, Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP’li rektör ataması hakkında da “Sayın Melih Bulu’nun yerinde olsam affımı isterdim. Bu kadar istenmiyorsun kardeşim durumunda nasıl o hocaları, öğrencileri yönetir bilemiyorum. Bu çirkinliğe müsaade edilmemeli eğer gerçekten bilim insanıysan” ifadelerini kullandı. l İç Politika SODEV Başkanı Aksoy: Türkiye’de şu an gerçek olan tek mahkeme toplumun vicdan mahkemesidir İnsana dokunan kazanır ECE PİROĞLU Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkanı Ertan Aksoy, ‘Bu pazar bir seçim olsa’ Millet İttifakı’nın şansının Cumhur İttifakı’na göre çok daha yüksek olacağını ancak yakın zamanda erken seçim ihtimalini görmediğini ifade etti. Aksoy, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ile ilgili de “Daha fazla sonuç alabilecekleri adaylar üzerine yoğunlaşacaklar. Erdoğan karşısında CHP’li belediye başkanlarının bir miktar daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Kamuoyu onları daha fazla tartışıyor, yaptıkları çalışmalar ile milyonlarca insanın yaşamına dokunuyorlar ve de kamuoyu yoklamalarında da önde çıkıyorlar” şeklinde konuştu. Aksoy ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylıkla ilgili sözleri, erken seçim, AKP’deki oy kaybı, seçmenin tavrını konuştuk... n Siz araştırmacıların seçmene sıklıkla sorduğunuz soruyu biz size soralım... ‘Bu pazar bir seçim olsa’ sorusunun yanıtı ne olur? Uzun süredir yapılan kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki Millet İttifakı’nın şansı Cumhur İttifakı’na göre çok daErtan Aksoy ha yüksek. Bu iki nedenle yüksek; siyasi partilerin toplamını aldığınızda da daha yüksek çıkıyor... İkincisi, olası adaylar üzerinden gittiğinizde de daha yüksek çıkıyor. Bu iki veri açısından da baktığınızda Millet İttifakı’nın şansı çok daha yüksek görünmekte. ‘AKP kadro kaybı yaşıyor’ n Bu sonucu yaratan etkiler neler? Son dönem siyasi iklimin iktidaİHTIMAL GÖRMÜYORUM n Erken seçim ihtimali nedir? Ben çok kısa bir süre içerisinde erken seçim olma ihtimalini görmüyorum. Bu biraz da kimin işine gelecek diye kafa yorduğumuzda şu an bu kararı alma hakkına sahip olan AKP ya da MHP tercih edecek ki erken seçime gidelim. İkisinden birinin tercih etmemesi durumunda seçime gidilmez. AKP tercih eder mi? Açıkçası bu ekonomik krizin içerisinde bu hayat pahalılığının içerisinde şu anda AKP’nin erken seçime gitmesi kendisi açısından çok gerçekçi değil. MHP ise adı konmamış bir iktidar ortağı. İktidara sahipken sorumlulukları da yok! Sorumluluğu yok ama iktidarı var. Böylesine konforlu bir alandan MHP niye vazgeçsin? rın aleyhine ve muhalefetin ise lehine gelişmesinin bir nedeni, CHP öteden beri sıkıştırıldığı kimlik ve inanç siyaseti çemberini ekonomi politikaları üzerinden yarıp çıkabildi. Millet İttifakı liderlerinin ve Cumhur İttifakı liderlerinin Meclis’teki konuşmalarının içerik analizi yapılıyor. Konuşmalardan seçilen kelime bulutlarına baktığınızda Cumhur İttifakı’nda daha çok ‘terör’, ‘düşman’, ‘operasyon’, ‘milli’ kelimeleri öne çıkarken, Millet İttifakı’nda ‘sosyal adalet’, ‘işsizlik’, ‘para’, ‘geçim’, ‘enflasyon’ gibi kavramlar daha çok konuşmalarının içerisinde yer alıyor. Muhalefete özellikle CHP’ye çizilmeye çalışılan çemberin, ekonomi politikaları üzerinden yarılıp çıkılabilmesi şu an siyasetteki dengeleri çok net değiştiriyor. ‘Adaylık kıritik bir konu’ n CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz, kim daha şanslı olur? İstiyorsa olur. Bunun tek koşulu adayım demesi. Şu anda muhalefetin en büyük, örgütleri en güçlü partisi. Ama aday olur mu, ister mi? Bu kadar kritik bir konuda ben eminim ki daha fazla başarılı siyasi sonuç alabilecekleri adaylar üzerine yoğunlaşacaklar. Farklı yapıları bir araya getirebilen ve sivri olmayan kapsayıcı bir tarzı olan adayların sonuç alma ihtimali son derece yüksek Erdoğan karşısında. Burada bir miktar CHP’li belediye başkanlarının daha avantajlı olduğunun altını çizmeliyiz. Zaten kamuoyu daha fazla onları tartışıyor ve kamuoyu yoklamalarında da önde çıkıyorlar. Destici ve Şentop’la görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, SP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ve DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’la yaptığı görüşmelerin ardından dün de buluşmalarını sürdürdü. Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde önce TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile sonrasında da BBP lideri Mustafa Destici ile görüştü. ERDOĞAN AB ELÇİLERİNE SESLENDİ: İlişkileri rayına oturtmaya hazırız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Büyükelçileri ile Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Erdoğan toplantıda, 25 Ocak’ta Yunanistan ile başlayacak istikşafi görüşmelere ilişkin “Yunanistan’ı gerginliği tırmandırıcı faaliyetlerinden vazgeçmeye davet ediyoruz. Görüşmelerin yeni bir dönemin habercisi olacağına inanıyorum. Türkiye, Akdeniz’de gerilimden değil, adaletten yanadır” dedi. ‘Stratejik tercih’ AB üyeliğine ilişkin konuşan Erdoğan, “Nihai hedefimiz olan tam üyelikten hiçbir zaman vazgeçmedik. Brexit’ten sonra artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde yer almasıyla giderilecektir. Biz ilişkileri rayına oturtmak için hazırız, Avrupalı dostlarımızdan da aynısını bekliyoruz. TürkiyeAB zirveleri yeniden başlamalı. Tam üyelik Türkiye için stratejik, AB için ontolojik bir tercih olacaktır” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine başlanması, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması, 18 Mart Mutabakatı’nın güncellenmesi, göç işbirliğimizin tazelenmesi, üyelik müzakerelerimizde mesafe kat edilmesi, güvenlik ve terörle mücadele konularında işbirliği gibi somut beklentilerimiz var” diye konuştu. l ANKARA/ Cumhuriyet İç ve dış siyaset bakımından aşı Gelişmiş dünyada birçok ülke, vatandaşlarını aşılamaya başladı. Zamanla yarışılıyor. Bize gelince... İktidar aralık başından beri aşı müjdesi veriyor. Önce 11 Aralık tarihi işaret edildi. Ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sözcü’den İsmail Saymaz’a verdiği demeçte, “Ay sonu olacağını tahmin ediyoruz” dedi. Aralık bitti, 2020 bitti; daha aşı yok. Bütün bunlar olurken yüzlerce eve ateş düşüyor, yönetenler farkında mı? Bakın çok açık bir istatistik veri; Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinden. 11 Aralık 2020 itibarıyla Türkiye’de Covid19 kaynaklı vefat sayısı 15 bin 977; yani yaklaşık 16 bindi. Bir ay sonunda, 11 Ocak 2021 itibarıyla bu sayı 22 bin 981, yani neredeyse 23 bin oldu. Toplam 23 bin vefatın 7 bini son bir ayda. İlk vefatın gerçekleştiği 17 Mart 2020’den bugüne 10 ay geçti. 10 ayda yitirdiğimiz yurttaşlarımızın neredeyse üçte birini son bir ayda kaybetmişiz. Daha net anlaşılsın diye yazıyorum bunları. Ortada açık bir başarısızlık, kötü yönetim var. “Aşı nerede, niye gecikiyoruz? Aralıkta başlanacaktı, niye başlanmadı?”; bu soruları elbette soracağız. Ne yapılabilirdi? Tamam; 12 Eylül darbesinden beri ve AKP döneminde katlanarak bilimin, üniversitelerin içini boşalttılar. Aşıyı burada geliştiremedik. İyi ama Batılı ülkelerin kendi vatandaşları için, süregiden denemelere göre önceden aşı sipariş ettikleri, deyim yerindeyse kendileri için yer ayırttıkları biliniyor. Çin’in Sinovac aşısının çalışmaları devam ederken, süreci tamamlanmış aşılarla risk altındaki tüm çalışanları aşılayıp güvence altına almak zor muydu? Gerekçe maddi yetersizlik mi, plansızlık mı? Kaldı ki ikisi de bir ülkenin kötü yönetildiğinin göstergesidir. Bu arada; “her şey hızlı işleyecek, kararlar hızlı alınacak” diye paketlenerek halka sunulan yeni sistem, söz konusu aşı temini olduğunda, tam kapatma olduğunda niye aynı hızlı, atik tutumu sergileyemiyor? Sorular, soruları doğuruyor. Bu sistem kimlere yarıyor? Aşı diplomasisi Bunlar işin iç siyaset boyutu. Aşı üzerinden bir yandan da küresel siyasette güç mevzilenmeleri yeniden belirleniyor. ABD süreci berbat yönetti; virüsten en fazla can kaybının olduğu ülke. Kendi derdine düşmüş, iç isyanlarla boğuşur durumda. Avrupa’da da genel durum farksız; İngiltere’nin hali ise ortada. Şu koşullarda ABD ve Avrupa ülkelerinin Covid19’a karşı bir “küresel liderlik” arayışına yönelmeleri, gelişmekte olan ülkelere de “sorun çözücü” görünümlü bir hegemonya eli uzatmaları olanaksız. Dünya siyasetine 20. yüzyılda yön vermiş Batılı merkezler öncelikle gemilerini kurtarmaya uğraşıyor. Bu boşlukta Çin, “aşı diplomasisi” aracılığıyla etkin bir siyaset izliyor. Özellikle Batılı aşıların maliyetli olması; gelişmekte olan ülkelerin bu aşıları taşıyıp koruyacak gücünün bulunmaması, Batılı ülkelerin bu aşıları büyük oranda kendileri ya da petrol zengini ülkeler için ayırmaları, yani 2021’de dünya nüfusunun yoklukla sınanan çoğunluğuna aşı sırasının gelme olasılığının düşüklüğü gibi faktörler birleşince, Çin devreye giriyor. Çin; ABD ve Avrupa’dan doğan güç boşluğunu, ürettiği aşılarla ve bu aşıları uygun fiyat, kredi ya da hibe gibi yollarla gelişmiş dünyanın dışına yayarak doldurmak için etkin bir strateji izliyor. Nitekim Çin Dışişleri Sözcüsü Zhao Lijian da Çin üretimi aşıların, gelişmiş ülkelerin Batılı firmaların 2021 için üretebilecekleri aşıların neredeyse dörtte üçünü kendilerine ayırdıkları ortamda, bu aşılara erişemeyecek ülkeler için neredeyse tek seçenek olduğunu vurguluyor (28 Aralık 2020, Bloomberg). Kaldı ki virüsün Çin’de kontrol altında olması, üretimin Çin dışına odaklanabilmesinin de önünü açıyor. Bu da Çin’in elini güçlendiriyor. New York Times (7 Ocak 2021), virüsün Çin’de kontrol edilmesinin ardından Çin’in aşıyla ilgili test çalışmalarını başka ülkelere kaydırarak çeşitlendirdiğini, bunun da ABD’nin aksine, Çin’in aşı sürecine dair daha en baştan küresel düşünmeye yönelmesine zemin hazırladığını belirtiyor. Özetle aşı, yeni küresel hegemonya savaşının önemli bir boyutu. Bunları da konuşmamız gerekmez mi? Bize gelince. Aşı konusunda elbette bilimi dinleyeceğiz. Ama soruları bırakmadan: Aşılamada gecikme niye; dünyadaki gelişme farklarının aşı tercihlerine eşitsiz yansıma şekli ülkelerin içine de yansıyacak ve ayrıcalıklı, yönetici sınıflar, parası olanlar Batı aşısından, yoksullar Çin aşısından mı olacak ve son soru: Bu aşıyı biz niye geliştiremedik? Boğaziçi’ne ve başka birçok kuruma yapılan atamanın yöntemine, atama ölçütüne ve sonrasında iktidarın ısrarlı tepkilerine bakın, yanıtları kendiliğinden görülecektir. MHP, HDP SELDA GÜNEYSU İÇİN SPY İLE Daha önce “HDP kapatılmalı” çağrısında bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, şimdi de SiBAŞVURACAK yasi Partiler Yasası’nın, 100. maddesinin ‘c’ fıkrası uyarınca, “Cumhuriyet Başsavcılığı’na, partinin kapatılması yönünde başvuruda bulunmaya hazırlandığı” belirtiliyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, MHP’nin hazırlıklarını tamamladığını ve Bahçeli’nin talimatıyla başvurunun yapılacağını söyledi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle