21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 26 TEMMUZ 2020 PAZAR Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın Atatürk’e lanet okuması büyük tepki çekti VATANA IHANET Yurttaşlar, sivil toplum kuruluşları, hukukçular, ilahiyatçılar ve siyasi partiler “Atatürk’e lanet okuyan” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın derhal görevden alınmasını ve hakkında Cumhuriyet savcılarının harekete geçmesini istedi. Erbaş için 8 yıllık zamanaşımı olduğunu belirten hukukçular, dava açmayan savcıların da yargılanabileceğini belirtti. MEHMET KIZMAZ SABİH KANADOĞLU: Yazıklar olsun 4 Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: Kanuni cezasından ziyade Türk milletinin doğrudan doğruya bütün değerlerine yapılmış bir tecavüz. Onun cezası, Türk milletinin ona karşı duyacağı sadece nefret olur. Ceza yönünü bırakın her şeyden önce bir Diyanet İşleri Başkanı’nın bu şekildeki konuşmasına söylenecek tek söz herhalde, “yazıklar olsun” olur. Kendisi böylece Mustafa Sabri’nin, Dürrizade Abdullah’ın ardılı olduğunu kanıtlamış oldu. Kılıçla ortaya çıkıp Atatürk’e hakaret etmek; herhalde Türk Cumhuriyeti’nin hem kurucusuna hem kuruluş felsefesine, değerlerine yapılmış olan bir tecavüz. Kendisine yakışan bir harekette bulunmuş. HAMDİ YAVER AKTAN: Savcılar göreve 4 Yargıtay Onursal Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan: Eğer Diyanet İşleri Başkanı, “Atatürk’e lanet okuduysa” 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar kanununun birinci maddesine göre “Atatürk’ün manevi hatırasına alenen hakaret etmiştir” ve hakkında doğrudan doğruya Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla bağımsız mahkemelerce suçun oluşup oluşmadığı yönünde hakkında dava açılmalıdır. Memur olması nedeniyle özel bir yargılama usulüne tabi değildir. Çünkü aynı kanunun üçüncü maddesi uyarınca Cumhuriyet savcıları doğrudan dava açmakla yükümlüdürler. Bu görevin yerine getirilmemesi halinde özellikle söz konusu sözlerin söylendiği yerin Cumhuriyet savcısı sorumlu olacaktır. Öte yandan TCK’nin 66. maddesinin öngördüğü zamanaşımı süresi 8 yıldır. Şimdi soruşturma yapılmazsa 8 yıl içinde yapılabileceği unutulmamalıdır. Aynı şekilde soruşturma yapmayacak makamlar için de suç soruşturmasının aynı sürede yapılabiceği hemen ifade edilmelidir. PROF. DR. HAKKI UYAR: Osmanlı referans 4 Tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar: Erbaş, kılıçla çıkarak aslında bize “fetih geleneği bitmedi” mesajı veriyor. Modern dünya dinsel hoşgörünün olduğu, fetih geleneğinin bittiği bir dünyadır. Nitekim Atatürk, Osmanlı ile Cumhuriyet ayrımını şu şekilde yapıyor: “Yeni Türkiye Devleti temellerini süngü ile değil, süngünün de dayandığı iktisat ile kuracaktır. Yeni Türkiye cihangir (fetihçi) bir devlet olmayacaktır. Ama yeni Türkiye Devleti bir iktisat devleti olacaktır.” Osmanlı ile Cumhuriyet arasındaki temel fark budur. Atatürk, Türkiye’nin çağdaş dünyanın ve insanlık âleminin saygın bir üyesi olmasını istiyor. “Biz Cumhuriyeti değil Osmanlı’yı referans alıyoruz” deniliyor. Reklam arası tespitinin bir başka göndermesi olarak bakmak lazım. PROF. DR. METİN GÜNDAY: Laik cumhuriyet hedef 4 İdare Hukuku uzmanı Prof. Metin Günday: Anayasa’nın 136’ncı maddesinde Diyanet İşleri Başkanlığı için, ‘Laiklik ilkesi doğrultusunda görevlerini yerine getirir’ diye yazar. Laik cumhuriyetin kurucularının kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başkanı olan bu zat, konuşmaları ve fetvaları ile zaten bugüne kadar bir yığın ayrımcılıklar yaptı. Dün (önceki gün) ise elinde kılıçla laik cumhuriyetin kurucularına lanet okuyor. Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’nın statüsünü değiştiren kararnameden güç alarak lanet yağdırıyor. Buna artık ne denilebilir ki. Korkunç bir şey. Tam kara mizah. Bu ifadelerle laikliği, cumhuriyeti yani laik cumhuriyeti hedef alıyor. Bu gayet açık. CEMİL KILIÇ: Susanın kanı kurusun 4 İlahiyatçı Cemil Kılıç: İsim vermeden Kadir Mısıroğlu’na rahmet, Atatürk’e de lanet okundu. Atatürk’ün kurduğu devletin bir memuru Atatürk’e lanet okudu. Susanın kanı kurusun! Ayasofya’da ilk günün ardından dün de yoğunluk yaşandı. Gece sa ilk ışıklarına kadar dua edip tekbir getirdi. Sabah namazına Vali Ali atlerinden itibaren bekleyen vatandaşlar namazın ardından günün Yerlikaya ve İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş katıldı. #ALIERBASİSTIFA Ali Erbaş, Ayasofya’da kılıçla okuduğu cuma hutbesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de imzası bulunan, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesine ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararına göndermede bulunarak “Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar” demişti. Twitter’da “#AliErbasİstifa” başlığıyla Atatürk’e dil uzatan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş istifaya davet edildi. 4 CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Kurucu liderlere hakareti alışkanlık haline getirenler, hakaret edenleri de koruyorlar. Ali Erbaş ant olsun ki o koltukta oturup Atatürk’e lanet okumanın bedelini ödeyeceksin. 4 CHP Grup Başkanvekili Engin Altay: Bu ülkede “Allah’tan kork” denecek son kişi herhalde Diyanet İşleri Başkanı olurdu. Ama söylüyorum, Ali Erbaş Allah’tan kork, kuldan utan. Fesli Kadir’in izinden gitme, bu milletten özür dile. 4 CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin: Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanları sayesinde işgalden kurtarılan Ayasofya’da bunu yapmak sadece ahlak değil akıl bozukluğudur. Tarih de millet de affetmez. 4 CHP Ankara Milletvekili Levent Gök: Diyanet İşleri Başkanı derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Atatürk’le hesaplaşma gayreti içerisindeki gafiller, biliniz ki asla başaramayacaksınız. 4 CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi: Atatürk’e lanet, vatana ihanettir! 4 İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan: Atatürk’e lanet okuyarak birilerine selam çakmış olabilir. Bundan büyük haz da almış olabilir. Ama gün gelir bunun siyasi ve hukuki sonuçları olur. ‘Öksüz’ün jüri hocası’ 4 İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray: Atatürk’e lanet okuyan FETÖ’cü Adil Öksüz’ün jüri hocasını unutana lanet olsun. İstifa istifa! Müslümanım, milliyetçiyim deyip de ezan sesini kıstırmayan, bayrağımızı indirtmeyen Atatürk’e yapılan bu hakarete sessiz kalanlara da teessüf ederim. Suç duyurusunda bulunacağım. 4 İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ: Allah’ın ga zabı, Atatürk’e lanet okuyan omurgasız, milli kimliksiz, emperyalizmin ajanlarının üstüne olsun. Tarih özde İslam düşmanı bu zevatı çöplüğüne atacak. 4 Yazar Yavuz Selim Demirağ: Eğer istifa etmezse onun FETÖ’nün imamı Adil Öksüz olmak üzere işbirlikçiliklerini ifşa edeceğim..Tabii işgal ettiği makam adına harcadıklarını da... 4 Eski TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik: Hayatını ve makamını borçlu olduğu Cumhuriyetin kurucusuna örtülü ya da açık lanet okuyan kimse, geçmişiyle de geleceğiyle de bağını kaybetmiştir. Atatürk ülkemizin her hanesinde, her kalbindedir. 4 Eski TÜSİAD Başkanı Ümit Nazlı Boyner: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularını sevmek zorunda değilsiniz ama hele toplumunun önündeyseniz saygı göstermek zorundasınız. Atatürk ve kurucularımıza hele onların sayesinde var olan bu devletin memurlarının hakaret etmesi kabul edilemez. ‘HILAFET VE SALTANAT HEVESLILERINE MEYDANI BOŞ BIRAKMAYACAĞIZ’ ADD YARGIYA GIDECEK Atatürkçü Düşünce Derneği, Ayasofya’nın açılışının Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yıldönümüne denk getirilmesine dikkat çekerek “Vatanımızı, İstanbul’u ve Ayasofya’yı işgalden kurtaran; Ayasofya’yı tamir ettirerek koruma altına alan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik bu çirkin söylem, Türk milleti adına utanç vericidir, saygısızlıktır” açıklamasında bulundu. Ali Erbaş hakkında yargıya başvuracağını belirten dernek, “Diyanet İşleri Başkanı’nın gaflet ve delalet içinde olduğu aşikârdır. Hilafet ve saltanat heveslilerine meydanı boş bırakmayacağız. Eylem ve söylemleriyle suç işleyen Diyanet İşleri Başkanı hakkında yargı yoluna müracaat edeceğimizi ilan ederiz” dedi. Birleşik Kamuİş Konfede TÜRK: ŞEYHÜLISLAMLIK YAPMASIN Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Erbaş’a Anayasaya bağlı bir kuruluşta görev yaptığını anımsatarak “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın görev yaptığı makamın Osmanlı Devletindeki şeyhülislâmlık değil, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yeri olan bir Cumhuriyet kuruluşu olduğunu, Anayasa çerçevesinde çalışması gerektiğini unutmaması gerekir” dedi. Türk, Ayasofya’nın açılış töreninin Anayasa’nın 24. maddesinde yer alan “Kimse, siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez” yasağına aykırı bir şekilde yapıldığını söyledi. Atatürk’e edilen hakaretin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Türk, “Diyanet İşleri Baş kanı, Ayasofya’yı kılıç hakkıyla camiye çevirdiklerini anlatmak istiyorsa; bunun 567 yıl önce yapıldığını, 1920’de İtilâf Devletlerince işgal edilen İstanbul ve Ayasofya’nın Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Kurtuluş Savaşını kazanan Türk birliklerinin 6 Ekim 1923 günü şehre girmesiyle kurtarıldığını unutmaması gerekir” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet rasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, “FETÖ’nün Kültürlerarası Diyalog Platformu’nun yönetim kurulu üyesi olan bu zatın Atatürk’e dil uzatma hadsizliği göstermesi kabul edile mez. Görevden alınmalı” dedi. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise “Ayasofya Camii, bir elinde kılıçla haçlı saldırılarının güncel versiyonu DEAŞ’lıları andıran görüntüsüyle Di yanet değil, bir Hıyanet İşleri Başkanına tanık olmuştur. Diyanet İşleri kurumunun başında bulunan bu zat derhal istifa etmelidir” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet YUNANISTAN’DA PROTESTO GÖSTERİSİ Türk bayrağını yaktılar Ayasofya’nın ibadete açılması ve cuma namazı kılınması, Yunanistan’da tepkiyle karşılandı. Cuma namazı kılındığı sırada kili selerde matem çanları çaldı, özel ayinler düzenlendi ve bayraklar yarıya indirildi. Başta Selanik ve Atina olmak üzere birçok şehirde protesto gösterisi düzenlendi. Selanik metropoliti Anthimos’un çağrısı üzerine, önceki akşam sa atlerinde tepki olarak özel ayin düzenlenen Selanik’teki Agia So fia Kilisesi’nin avlusunda toplanan “Kutsal Bölük” isimli aşı DIŞİŞLERİ: BİZANS RÜYASINDAN UYANSINLAR rı sağcı örgüt üyesi göstericiler, Türk bayrağını ateşe verdi. Konsolosluğun önüne yürüyüp slogan atmaya devam eden ve Yunanistan milli marşını söyleyen göstericiler burada bir Türk bayrağı daha yaktı. Türk bayrağının yakılmasını kınayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Yunanistan, 567 yıldır uyanamadığı Bizans rüyasından artık uyanmalı ve bunun ezik di. Yazılı açıklama yapan Aksoy, “Yunanistan, tepki gösterme bahanesiyle İslama ve Türkiye’ye karşı düşmanlığını bir kez daha ortaya koymuştur” dedi. l ANKARA/Cum l Haber Merkezi liğinden kurtulmalıdır” de huriyet ERDOĞAN TEPKİ GÖSTERDİ Amasya Çevre Yolu’nun açılış törenine canlı bağlantı ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan’ın Selanik kentinde düzenlenen protestoları işaret ederek “Son günlerde çok fazla gürültü çıkaran ülkelerin gayelerinin Ayasofya ve Doğu Akdeniz değil, bizatihi Türklerin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığı olduğunu biliyoruz. Bu gerçeği yavaş yavaş herkes görmektedir. Türkiye’nin attığı adımlara karşı yüksek sesle itiraz edenlerin sahada herhangi bir varlık gösterememelerinin sebebi, ülkemizin her alanda sahip olduğu gücü görmeleridir. Şayet bizim ödediğimiz bedelleri göze alıyorsanız buyurun çıkın meydana. Niyetiniz yoksa bir an önce müzakere kanallarını açın” ifadelerini kullandı. l İç Politika İkinci Yüzyıla Çağrı: İyi bir başlangıç... Tarih arkadan gelen bir ışık gibidir. O ışığı geleceğe doğru tutarsanız iyi bir hedef gösterici olur. CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nda genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı, delegelerin oybirliğiyle kabul edip altına imza attığı Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Çağrı Beyannamesi önemli bir başlık. Bu başlığın altı 13 madde ile doldurulmuş. Devlette liyakatten dış politikada barış kurumlarına kadar 13 maddenin her biri önemli. Ancak bunun stratejik bir belge olması için toplumun bütün kesimlerinin kendisini bulacağı desenlerle işlenmesi gerekir. Bu nedenle “başlangıç” olarak değerlendirdik. CHP, 37. kurultayın belgesi haline gelen bu metni ete kemiğe büründürmeli. Kılıçdaroğlu’nun 19 Mart, 22 Nisan ve 19 Temmuz’da Cumhuriyet’te yayımlanan yazılarının devamı olarak bu belge, güçlü bir gelecek yürüyüşünün nasıl bir zeminde gerçekleşeceğine yönelik beklenti oluşturmak için çok önemli. CHP, şunu söyleyecek güce, özgüvene ve tarihsel birikime sahip: Cumhuriyetin birinci yüzyılında biz vardık, ikinci yüzyılında da biz olacağız. Sağlam temeller üzerinde kurulan Türkiye’yi 21. yüzyılın çağdaş, uygar, kalkınmış devletleri düzeyine çıkaracağız. HHH Böylesi metinler doğal olarak zamanın ruhunu da yansıtır. Türkiye’nin nasıl yönetildiğine bakıp çıkış yolu arayanların yön bulma kaygısına yanıt verebilecek en güçlü parti CHP. Toplum, bir yanda ülkenin gidişinden kaygılanıyor bir yanda düzlüğe nasıl çıkılır diye soruyor. Türkiye’ye verebilecek bir şeyi kalmayan iktidarsa bu kaygıların ve soruların hiç sorulmaması için her şeyi yapıyor. Son bir ay içinde “Saray gündemi” olarak Türkiye’ye dayatılan konular bunun başlıca kanıtı. Enflasyon, işsizlik rakamlarının makyajlı hali bir ürkütücü. Gündemde bunu çözmek yerine baroları parçalamak var. Ekonomide büyüme rakamlarının tümü hormonlu ve sahte. Tüketici kredisi bile kalkınma rakamı olarak sunuluyor. Gündemde bunun yerine İstanbul Sözleşmesi var. Dış politikada sıfır sorundan sırf soruna geldik. Küresel güçlerin arasında çanak tutmayı kafa tutmak diye sunmak işe yaramıyor. Gündemde bunun yerine Ayasofya var. Öyle var ki 24 Temmuz’da gördük, başlıca hedef iç kutuplaştırmayı artırmak. Diyanet İşleri Başkanı’nın lanetli bir konuşma yapması, aynı gün Ayasofya’da yanaşık düzen varken Anıtkabir’in yasaklanması başka nasıl tarif edilir? Burada CHP’nin gerilim dengesinin parçası olmaması iyi, halkın kaygılarını giderecek bir varlık göstermemesi kötü. HHH CHP’nin 37. Olağan Kongresi’nde birinci gün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan seçilmesiyle sonuçlandı. Bugün parti meclisi seçimi var. Asıl çekişme burada. Yarından itibaren dileğimiz o ki Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Çağrı metni giderek büyüyen bir yankıyla konuşulsun... Yazı aramızda 100. yılların Cumhuriyetin köklerine saygı ve bağlılık duyan kesimlerce iyi anlaşılması, buradan yola çıkarak gelecek üretilmesi benim en büyük hayalimdi. 2014’te önerip koordine ettiğimiz, “Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında, Aklın ve Bilimin Işığında Tarihe Bakış” konulu konferansta Prof. Halil İnalcık’tan Prof. Feroz Ahmad’a kadar 30’a yakın bildiri yer almıştı. Bunun yanında o dönemin dört önemli komutanı İsmet İnönü’nün torunu Hayri İnönü’yü, Fevzi Çakmak’ın torunu Fevzi Çakmak’ı, Kazım Karabekir’in torunu Pınar Feyzioğlu Akkoyunlu’yu, Enver Paşa’nın torunu Osman Mayatepek’i aynı masada buluşturmuştuk. Devamında 2015’te, 2023’e gönderme yaparak Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı” adlı kitapla kamuoyuna, “İkinci Yüzyıla Son Çağrı” başlıklı manifesto ile CHP kadrolarına seslenmiştik. Her ikisinde şu düşünceyi sarsılmaz bir inançla paylaşmıştık: 2023’te ülke yönetiminde Cumhuriyetin köklerinden doğan düşünceler iktidarda olmalı. Böyle bir idealin aynı sözcüklerle CHP yönetimince benimsenmesi beni o kadar mutlu etti ki... Nasıl anlatsam? Sanki Atatürk gülümsemiş gibi... Ali Konukcu Yaralı asker şehit oldu Hatay’daki Dörtyol Komando Tabur Komutanlığı emrinde görev yapan Jandarma Uzman Çavuş Ali Konukcu, 18 Temmuz’da kentteki terör operasyonunda çıkan çatışmada yaralandı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde tedaviye alınan Konukcu, tüm müdahalelere rağmen önceki gün şehit oldu. Şehit Konukcu’nun naaşı, memleketi Konya’nın Derbent ilçesi Arapözü Mahallesi’ne götürüldü. Mahalle meydanında şehidin naaşına sarılan annesi Ayşe, babası Hasan Konukcu ve kardeşleri gözyaşı döktü. Kılınan cenaze namazının ardından şehidin naaşı, mahalle mezarlığına defnedildi. Şehit Konukcu’nun evli ve 1 çocuk babası olduğu öğrenildi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle