Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABER 5 26 TEMMUZ 2020 PAZAR CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin 5 temel sorunu bulunduğunu vurguladı: Dostlarımızla çözeceğiz MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarihin en ağır bunalımını yaşadığını, “yargı bağımsızlığı, ekonomi, eğitim, dış politika, toplumsal barış” olmak üzere temel 5 sorunu bulunduğunu belirtti. Söz konusu başlıklar üzerinden iktidarı eleştiren Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: “Bu sorunları sizlerle, yani yol arkadaşlarımızla çözeceğiz. Bir araya gelerek, birlikte mücadele ederek. İkincisi Millet İttifakı’nı oluşturan dostlarımızla çözeceğiz. Özgürlük isteyen ve özgürlüğünden ödün vermeyen gençlerimizle, her gün şiddete uğrayan, hakları ellerinden alınmak istenen kadınlarla çözeceğiz. Alın terinin karşılığını alamayan işçilerle, çiftçilerle çözeceğiz. Siftahsız kepengini kapatan esnafımızla çözeceğiz. Bu ülkenin büyümesi ve kalkınması için fedakârca çalışan iş insanları ile çözeceğiz. Yüz binlerce apartman görevlisi, orman görevlileri ve kuryelerle çözeceğiz. Önümüzdeki ilk seçimlerle dostlarımızla beraber iktidar olacağız. Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Defalarca söyledim, her firavunun bir Musası, her Nemrut’un bir İbrahimi vardır.” 13 maddeden oluşan beyannameyi açıklayan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Her bir delegemiz 13 maddeyi ezberleyeceksiniz. 5 temel sorunun çözümü var. Huzurlu bir toplum, birlikte yaşama iradesi var. Ayrıştırma, bölme, kin, öfke yok; kucaklama var. Cumhuriyeti KILIÇDAROĞLU’NUN 10. KURULTAYI 2010’da önceki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifasının ardından toplanan 33. Olağan Kurultay’da seçilen Kılıçdaroğlu, bugüne kadar dünkü 37. Kurultay’la birlikte toplam 10 kurultaya katıldı. Kılıçdaroğlu, genel başkan seçimli 5 kurultayının ikisinde Muharrem İnce ile yarışırken, diğerlerine tek aday olarak girdi. SALGINDA KURULTAY YAPILMASI ELEŞTIRILERINE YANIT ‘Tüm dünyanın gözü üzerimizde’ Bazı CHP’lilerin salgın sürecinde kurultay yapıldığı ve bunun demokratik olmadığı yönündeki eleştirilerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Bu kurultay, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma azim ve kararlılığımızı gösterecek kurultaydır. Bu iktidar kurultayının on binlerin katıldığı ortamda yapılmasını arzu ederdik, Covid19 süreci izin vermedi. Ama yürekten inanıyorum milyonların gözü, kulağı, aklı ve yüreği bu kurultaydadır. Bu kurultay sadece sevgili vatandaşlarımızın değil Ortadoğu’dan, Afrika’dan, Amerika’dan, Rusya’dan Uzak Asya’ya kadar tüm dünyanın gözünün, kulağı nın olduğu bir kurultaydır. Bu kurultay; sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik buhrandan nasıl çıkacağımızı anlatacağımız kurultaydır. Bu çıkış yolu tüm dünyaya örnek olacaktır. Bu kurultay alçakgönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır. Tarihin bize yüklediği sorumluluk budur.” mizi Mustafa Kemal ve arkadaşları ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinden yola çıkarak kurdular. TBMM’nin açılışının 100. yılına tanıklık eden CHP’nin delegeleri olarak önümüzdeki en önemli görevin Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak olduğunun bilincindeyiz. Bunu Cumhuriyetimizin 100. yılında yani 2023’te gerçekleştirme azim ve kararlılığındayız.” Beyannamenin oylanarak kabul edilmesinin ardından Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Tarihin bir dönüm noktasındayız. Gün kavga günü değil. Gün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ekonomik, siyasal ve toplumsal buhrandan çıkarma günü. El kaldırdınız, evet diyerek tarihsel bir sorumluluğu üstlendiniz. Niçin; ‘Egemenlik kayıtsız şart sız milletindir’ demek için üstlendik. Yaşadığımız ekonomik, siyasal ve toplumsal buhrandan Türkiye’yi çıkarmak için üstlendik. Çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için üstlendik. Bütün vatandaşlarıma, ister Hakkâri’de ister Edirne’de nerede olursa olsun yurtdışında yaşayan bütün vatandaşlarıma en içten saygılarımı sunuyorum.” l ANKARA ‘BIZDE MILYONLARCA EL VAR’ Yeniden CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Kemal Kılıçdaroğlu teşekkür konuşmasında şunları söyledi: Dördüncü devrime hazır olacağız: En önemli devrimlerin altına CHP imza atmıştır. Cumhuriyetin kurulması, çok partili yaşama geçirilmesi, 1970’lerde sosyal demokrasinin politikada yer alması. Şimdi dördüncü devrime hep birlikte hazır olacağız. Türkiye parlayan yıldız olacak: Bu coğrafyayı bir barış havzasına dönüştüreceğiz. Göreceksiniz ki Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye 21. yüzyılın parlayan yıldızı olarak ortaya çıkacaktır. Linç, baskı yapabilirler: Sözümüz sözdür. Barıştan yana olmayanlar, iktidar oldu diye sadece cebini düşünenler, toplumu ayrıştırarak, bölerek kendi iktidarlarını korumak isteyenler bize karşı çıkabilirler. Baskı yapabilirler, linç girişiminde bulunabilirler. Ne yaparlarsa yapsınlar inancımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mübarek bir görev: Ayrışmak isteyenler kendi koltuklarını korumak isteyenlerdir. Onlardan olmayacağız. Yeni bir siyaset anlayışını başlattık. Bana verdiğiniz oyun benim açımdan doğurduğu sorumluluğun farkındayım. Bu ülkeye hizmet etmek benim için mübarek bir görevdir. Derler ya bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bizde iki değil, milyonlarca el var. Milyonlarca el ortak söylem geliştirdiğimizde sadece Türkiye’de değil, dünyanın en ücra köşelerinde bile bu ses duyulacak. Öte yandan, Kılıçdaroğlu, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Bir kez daha bana duyduğunuz güven ve vermiş olduğunuz bu onurlu görev için tüm partililerime yürekten teşekkür ediyorum. Bu ülkeye hizmet etmek ve bu ülkeyi huzura kavuşturmak benim boynumun borcudur” ifadelerini kullandı. CHP KURULTAYINDA ADAY ADAYI OLAN CIHANER, ATICI VE YARMAN’DAN SERT TEPKI: Laikliğin cenaze namazı kılındı CHP Genel Başkanlığı için aday adaylığını açıklayan İlhan Cihaner, kurultayın bir tiyatro olduğunu belirterek, “Laikliğin cenaze namazı kılındı dün” dedi. Aytuğ Atıcı, CHP’de ideolojik bir savrulma olduğunu ifade ederken, Tolga Yarman ise Atatürk’e lanet okunmasına CHP’nin ses çıkaramadığını ifade etti. CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nda aday adayı olan Tolga Yarman onur üyesi olarak ve İlhan Cihaner ise Parti Meclisi (PM) üyesi sıfatıyla; Aytuğ Atıcı da delege olarak yaptıkları konuşmalarda parti yönetimine çok sert eleştiriler yöneltti. Yarman “Bugün karşı karşıya bulunduğumuz tehditten kurtulmak istiyorsak çaresi çok kolaydır. Orada oturan var ya Saray’da diplomasız oturuyor. Saray’da oturmaya anayasal olarak hak sahibi değildir. İnşallah yanılıyorumdur” diye konuştu. ‘Rejime çanak tuttuk’ CHP’nin Cumhurbaşkanı’nın diplomasız olduğu iddiası üzerine gitmediğine işaret eden Cihaner Yarman, “Buna geçit verdiniz. Neden? Siz de ciddi olarak baskı altındasınız. 2017’de rejim sahte oylarla değişti. YSK’ye itirazda bulunmadınız. YSK kararının hukuksuz olduğunu ortaya koymadınız. AİHM’ye götürmediniz, neden? Götürseydiniz rejim değişmezdi. Biz de rejimin değişmesine çanak tuttuk. Ayasofya kararı verildiği zaman ve dün lanetler yağdırıldı (Atatürk’ü göstererek) şu efsane adama. Sesimizi çıkarmadık” değerlendirmesinde bulundu. ‘Marjinal kim?’ PM üyesi sıfatıyla konuşma yapan İlhan Cihaner ku Yarman rultay sürerken Kılıçdaroğlu ve çok sayıda delegenin salondan ayrılmasını eleştirdi. Cihaner, “Bu bir kurultay mı? İktidar kurultayı mı? Parti içi iktidar kurultayı. Şuradaki ciddiyetsizlik bile. Genel Başkan, parti yöneticileri gitmese herkes buradaydı. Sözde memleket meselesi tartışılacak, karar çıkacaktı. Kurultayın toplanma amacı buydu. Neredeler? Bu ciddiyetsizlikle nasıl iktidara gideceğiz biz? Bu, bir tiyatro. Daha önceden kurgulanmış” dedi. Cihaner şunları dile getirdi: “Bana sekter, marjinal derler genelde ama ben size birkaç marjinal şey anlata Atıcı yım. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bir siyasal islamcı İhsanoğlu’nu aday göstermek mi, buna karşı çıkmak mı marjinal? Biz karşı çıktık. Dokunulmazlık meselesi. Rejim değişikliğinde en önemli kavşaktır. Tabanımız karşıydı, milletvekilleri, PM karşıydı, nasıl alındıysa 14 milletvekili utanç kaynağıdır, bunlar dokunulmazlığa evet diyerek Türkiye’nin bugünkü rejim değişikliğinin sorumlusu oldular. Bu mu marjinallik bizimkisi mi? Hangisi normal?” CHP’nin savaş tezkerelerine evet dediğini kaydeden Cihaner, “Hiçbir tezkereye evet de medim. Sahte bir millilik anlayışıyla Ortadoğu halklarına gözyaşı getirmeye evet dedi partililerimiz. En büyük derdimiz sahte sol” diye konuştu. Cihaner, Ayasofya’daki cuma namazında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın sözlerini de “Dün Ortaçağ’a gittik. Laikliğin cenaze namazı kılındı. Dün Ayasofya’da yaşanan Cumhuriyet hukukunun cenaze namazıydı. Cumhuriyet hukukunu bile savunamadık. Hepimiz aracı olduk. Atatürk’e dün lanet okundu en üst düzeyden. Peki iktidara gidiyoruz, güzel” diye değerlendirdi. Genel Başkan aday adayı Aytuğ Atıcı CHP’nin kurtuluş mücadelesinin verildiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin yaşatıldığı bir parti olduğunu kaydetti. Atıcı; “CHP, bu kapsamda siyaset yapmak zorundadır” dedi. CHP seçmeninin “İktidar olmak için her yol mübahtır. Adayın isterse laiklik karşıtı, Atatürk düşmanı olsun” demediğini kaydeden Atıcı, CHP’de ideolojik savrulma yaşandığını belirtti. l ANKARA YENİ DÖNEMİN İPUÇLARI İKTIDAR YÜRÜYÜŞÜNDE SON ÇIKIŞ SERTAÇ EŞ Ülkemizin kurucu partisi CHP, 37. Olağan Kurultayı’nı yapıyor. Parti kadrolarının bir kısmı, siyasi kurgusu yenilenecek. Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde dediği gibi “ahval ve şerait”e bakmakta fayda var. Türkiye, her türlü planlamadan uzaklaşmış durumda. Dış politika planlanmıyor, ekonomi planlanmıyor. Eğitim, sağlık kazanç odaklı. Üretim büyük oranda dış kaynaklı, övündüğümüz 83 milyonluk nüfusumuz büyük bir pazar. Demokrasi ölçütleri açısından geriliyoruz. Adam kayırmacılık, akrabacılık Osmanlı’nın son dönemini anımsatıyor. Dış politika öngörüden, sürdürülebilir olmaktan uzak. Doğu Ak deniz’deki çıkarlarımızı, son seçeneklerden olan Libya ile korumaya çalışıyoruz. Yanlış bölge politikası nedeniyle Rusya ile güneyden de komşu olmuşuz. Moskova, artık Libya’da, Suriye’de, Azerbaycan’da askeri mesajlar veriyor. ABD ile her alanda sorunluyuz, Biden’ın seçimi kazanmasının Türkiye’ye baskıyı daha da artıracağı değerlendiriliyor. Bu ortamda “Libya’dan başlayacak İslam coğrafyasında yeni uyanış” rüyaları görülüyor. Siyasal tuzak Kan kaybını hisseden iktidar, Ayasofya üzerinden gerginlik arıyor, kaçan tabanını geri döndürmeye çalışıyor. Bu uğurda kontrolsüz noktaya gelinmiş durumda. Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’nın bulunduğu İstanbul’u işgalden kurtaran son liderimiz Atatürk’ü, elinde kılıçla “lanetliyor”. Bu lanetlemeyi MHP liderinin yanı sıra, Harbiye’deki Atatürk yoklamalarında, “içimizde” diye haykıranlar, üniformaları üzerinde, sessizce dinliyor. Bari üniformaları çıkarsaydınız... Merak edilen şu: İktidar uğruna sınır tanımazlık, saldırılar nereye kadar sürecek?.. Manifesto İşte bu “ahval ve şerait içinde” Atatürk’ün partisi CHP, olası seçimden önce son dönemeci geçiyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın kurduğu siyasal tuzağa yanıt vermedi, o mindere çıkmadı. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni açıkladı. Türkiye’nin dış politika da savrulmasını anlattı. Bunu, “Rusya’nın Türkiye ile nasıl oynadığı” ile örneklendirdi. Atatürk’ün Sadabad Paktı uygulamasını, Ortadoğu İşbirliği Teşkilatı önerisiyle güncelledi. İktidarı Millet İttifakı ile hedeflediğini, “Dostlarımızla iktidar olacağız” vurgusuyla açıkladı. İttifakın nasıl olacağı, üçüncü ittifakın oluşup oluşmayacağı “Dostlarımız” yaklaşımıyla belirlenecektir. Bu aşamadan sonra CHP’nin yaklaşımının daha geniş katılımlı tek ittifak olduğunu söyleyebiliriz. En çok önem verilmesi gerektiğini düşündüğümüz yaklaşımı ise ekonomi konu başlığındaydı: Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Bu kurum en stratejik konu olarak tarımı ele alacak. Türkiye uzun süredir plan yapmıyor, geleceği planlamıyor. “Pa halıya üretme, satın al” sloganı tüm Cumhuriyet kazanımlarını; şeker fabrikalarını yok ediyor. Savunma sanayisindeki başarılar bile doğan ihtiyaçları giderme arayışından kaynaklanıyor. Yaşamı uzun erimli planlayan henüz yok. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin uzun süredir uğraştığı bir sorun olan Kürt sorununun da gerçekçi çerçevesini çizdi. Sorunun çözüm zemini Meclis, yöntemi demokrasi temelli... “Üniter yapıyı güçlendireceğiz, Kürt sorununun yabancı güçler tarafından manivela olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz” sözlerinin altı çizilmeli. Bu, CHP üzerinden olmayacak hayaller görenler için de önemli... Türkiye AKP yorgunu, CHP tabanı iktidara istekli, başarı ise uygulamayla olanaklı... l ANKARA Ey ruh geldiysen 3 kere vur MİYASE İLKNUR Sabah Bilkent Odeon Salonu’na doğru yola koyulurken izlediğim kaçıncı CHP ve SHP kurultayı olduğunu düşündüm; parmak hesabı yaptım ama “ıııh” sayıyı anımsayamadım. 1980 sonrasında kaçırdığım tek kurultay, Deniz Baykal’ın genel başkanlığı döneminde düzenlenen ve parti tarihine de “Cendermeli Kurultay” olarak geçen 2004’teki olağanüstü kurultayı olmuştu. İzleyicilerin salona alınmadığı o kurultayda, otelin dışına kurulan barikatların dışında hatırı sayılır bir kalabalık vardı. Ama CHP’nin dünkü 37. olağan kurultayında delege, onur üyesi, basın mensupları ve güvenlik görevlileri dahil toplamda 1500 kişi ancak vardı salon ve dışında. Hal böyle olunca, kurultay hayli sessiz, ruhsuz, biraz da tatsız tuzsuz başladı. Bir kez daha görüldü ki izleyicisiz CHP kurultayı, yumurtasız omlete benziyor. İlk girişteki görevlilerin “Arabayı burada park edin, yukarıda yer yok” sözlerine uyup arabayı bıraktık. Basın çadırına varmak için önce dimdik bir 100 metre tırmandık. Ardından bizi bekleyen hayli uzun bir yokuş olduğunu görünce tufaya geldiğimizi anladık. Basın çadırında dev ekrandan kurultayı izleyecektik. Aslında büroda da izleyebilirmişiz hani. Tek bir partili, tek bir delege, tek bir parti yöneticisi ile görüşemeden ne yazacaktık ki? Köşe yazarları için salonun en tepesinde bir loca hazırladıklarını duyunca hiç olmazsa kanlı canlı izleyelim diye oraya yöneldik. Kurultay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun saat 11.15’te eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile salona girmesiyle başladı. Yerine oturduktan sonra partinin gelmiş geçmiş bütün genel başkanlarının resimleri ekrana yansıdı sözümona. 1980 sonrasında Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp’ten sonra SHP’nin genel başkanı olarak Erdal İnönü’nün resmi geldi ekrana. Arada iki genel başkan buharlaşmıştı. SODEP Genel Başkanı Cezmi Kartay ve HP ile SODEP’in birleşmesiyle oluşan SHP’nin ilk genel başkanı Aydın Güven Gürkan unutulmuştu. Kılıçdaroğlu, kürsüye geldiğinde ilk sözleri “Hiçbir CHP’linin ve hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılmaya hakkı yoktur” oldu. Sanırım konuşması içinde en çok alkışlanan cümlesi de buydu. Hükümet programı gibi “İkinci Yüzyıla Çağrı” başlıklı konuşmasını 13 maddelik çözüm önerilerine ayıran Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasından çok hükümet programını okuyor gibiydi. CHP’nin olası iktidarında sorunların teşhisi ve çözüm önerilerini içeren konuşması derli toplu ve seçmenin anlayacağı tarzdaydı. Şahsen ben beğendim. Konuşmasını bitirdikten sonra hükümet programı niteliğindeki bu önerileri delegelere oylattı. Divan oluştuğu için aslında oylamayı divan başkanının yapması gerekirdi ama neyse... Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından salondan ayrılınca bir anda salon boşaldı. Bu durum CHP’nin delege yapısının da hayli değiştiğinin göstergesi. Eskiden CHP delegeleri, genel başkan salondan ayrılsa da bir ihtiyaç molasının ardından yine salona döner ve yapılan konuşmaları dinlerdi. Bu kurultayın delegeleri ise Kılıçdaroğlu ayrıldıktan sonra sadece belediye başkanları ile selfie çektirmek için girdi salona. Süreye uymadılar Divan Başkanı Çerçioğlu ise yapması gereken oylamayı unuttu. Delege ve onur konuklarının konuşmalarının 5’er dakika ile sınırlandırılması için lehte ve aleyhte söz verdiğini açıklamasına ve eski milletvekili Sabri Ergül de önergenin aleyhine çıkıp konuşmasına rağmen ne lehte konuşma yaptırdı ne de oylama. Önerge kabul edilmiş gibi kürsüye gelenlere 5 dakikaya uymaları uyarısında bulunulsa da hiçbir konuşmacı buna uymadı. Cihaner tepkiliydi Uzun konuşma rekorunu CHP Genel Başkanlığı’na aday adayı olan İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner kırdı. Yirmi dakika kadar süren konuşmasında Cihaner, kurultayı “parti içi iktidar kurultayı” olarak niteledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından salondan ayrılmasıyla birlikte ona eşlik eden parti yönetimini de suçlayan Cihaner, “Dün laikliğin ve Cumhuriyet hukukunun cenaze namazı kılındı. Atatürk’e en yüksek makamdan lanet okundu” sözleriyle Kılıçdaroğlu’nun bu konuya değinmeyişini de eleştirdi. CHP kurultayının izleyicisiz olmasından dolayı en öfkeli olan grup, parti içi muhaliflerden ziyade Ankara esnafıydı. Simitçi, gazozcu, köfteci, oteller, lokantalar, taksi esnafı, kafe sahipleri, “Ah ah nerede o eski kurultaylar” diye iç çekiyordu dün.