17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 26 TEMMUZ 2020 PAZAR 310/200 360/2 5 0 300/1 9 0 330/2 2 0 330/1 7 0 330/1 5 0 310/1 4 0 330/1 7 0 370/2 1 0 390/2 3 0 350/2 0 0 340/2 4 0 260/1 7 0 330/2 5 0 240/1 4 0 240/1 2 0 270/1 7 0 400/2 0 0 220/1 5 0 300/1 8 0 360/2 5 0 310/2 5 0 TARİHTE BUGÜN 1923: İskoç mühendis John Logie Baird, elektromanyetik televizyonun patentini aldı. 1951: Raman Dağı’nda petrol bulundu. 1995: İstanbul Altın Borsası açıldı. Toplu taşıma araçlarının engelliler için düzenlenmesi 15 yıldır yapılamıyor Korona ‘engel’i SEFA UYAR TBMM VİCDANA ’de kabul edilerek yasalaşan düzenleme ile toplu taşıma araçlarının en gellilerin kullanımına uygun hale getirilmesi için tanınan süre 1 yıl ertelendi. Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Genel Başkanı Şükrü Boyraz, SIĞMAZ 2005’te engellilere yönelik çıkarı lan yasa ile öngörülen düzenlemenin 15 yıldır yapılmadığını belirterek “Koronavirüs nedeniyle bir kez daha ertelemek ne akla ne de vicdana sığar” diye tepkisini gösterdi. TBMM’de, 2005’te çıkarılan engellilere yönelik yasa ile özel ve kamuya ait şehiriçi ve şehirlerarası toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi için 7 yıl süre tanınmıştı. Ancak bu süre, her süre bitiminde uzatıldı. Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı, “15 yıldır ertelenen bir yükümlülüğü, koronavirüs nedeniyle bir kez daha ertelemek ne akla ne de vicdana sığar. Bu, toplu taşıma araç sahipleri çıkarına; ‘Mini torba’ ile ötelendi binlerce engellinin zararına bir girişim. Birileri daha fazla 2020’nin sonunda bitmesi gereken süre ise AKP milletvekillerinin kazansın diye engellilerin hakları engelleniyor” dedi. imzası ile Meclis’e sunulan ve 23 Temmuz’da kabul edilerek yasala ‘KAPITALIZMIN VEKILLERI OLACAKLARSA’ şan istihdama ilişkin “mini torba” ile bir yıl daha ötelendi. Boyraz, 2005’te oybirliği ile çıkarılan yasada 5 kez değişiklik yapıldığını; 23 Temmuz’daki süre uzatımının gerekçesi olarak ise “karşılanması gereken yükümlülüklerin yeni tip koronavirüs salgını ne Meclis’in görevinin hak ihlaline aracı olmak değil, hakkın kullanımı için çaba sarf etmek olduğunu vurgulayan Boyraz, “15 yıldır sorumluluk ve yükümlülük ihlaline artık son tır; kimi trafik kazası, kimi terör, kimi iş kazası, kimi doktorsuzluktan engelli kalmıştır. Engellilerin eşit yaşam koşullarını TBMM sağlamalıdır” diye konuştu. “Engelliler ne suç işledi tı yaşıyor” diyen Boyraz, “Milletvekillerini, gerçek milletin vekilleri olmaya davet ediyoruz. Sistemin ve kapitalizmin vekilleri olarak devam edecekler ise isimlerini, bir torba yasa ile deniyle aksadığının” gösterildiğini verilmeli. Hiçbir engelli, ken ler ki evlerinde mahpus; ebe ‘sistemin vekilleri’ diye değiş söyledi. l ANKARA di isteği ile engelli olmamış veynleri gönüllü gardiyan haya tirmelerini öneriyoruz” dedi. POLONYA AFP BAYRAM ÖNLEMLERİ Drone’lu denetimler Koç Holding, Sabancı Vakfı, Borusan: İstanbul Sözleşmesi korunmalı ‘KADINA ŞIDDET HAK IHLALIDIR’ İktidarın reddetmek istediği İstanbul Sözleşmesi hakkında Koç Holding, Sabancı Vakfı ve Borusan bir açıklama yaptı. “Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir” ifadelerine yer verilen Koç Holding’in yazılı açıklamasında, “Ülkemizdeki herkesi ve tüm yetkili kurumları İstanbul Sözleşmesi’ni korumaya ve bağlı kalmaya davet ediyoruz” denildi. Sabancı Vakfı tarafından yapılan açıklamada “Kadın cinayetlerine son vermek için İstanbul Sözleşmesi etkin bir biçimde uygulan malıdır. Kadınların yaşam güvenliğinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesi şart, İstanbul Sözleşmesi yaşatır” ifadelerine yer verildi. Borusan’ın yaptığı açıklamada ise, “Türkiye, kadınların şiddetten ve ayrımcılıktan korunması için hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’ni, Avrupa Konseyi üye ülkeler arasında ilk olarak, 2012 yılında imzalamıştır. Tüm yetkili kurumların İstanbul Sözleşmesi’ni koruması ve kararlıkla uygulamaya geçirmesinin gerekliliğine inanıyoruz” denildi. l Haber Merkezi Varşova’da İstanbul Sözleşmesi eylemi Kadınlar, dünyanın dört bir yanında popülist ve muhafazakâr hükümetlerin ataerkil politikalarına karşı ses çıkarmaya devam ediyor. Polonya hükümeti İstanbul Sözleşmesi’nden “ebeveyn haklarını ihlal ettiği” gerekçesiyle çekileceğini duyurdu. Başkent Varşova’da önceki gün hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma planına karşı bir araya gelen kadınlar, “Ev içi şiddeti meşrulaştırmaya hayır” sloganları attı, “Kadınlar greve” yazılı dövizler taşıdı. l Dış Haberler TTB: Pandemi önlemlerinde yaş ayrımcılığına son verilmeli ‘Kısıtlamanın yaş sınırı olamaz olmamalı’ TürkTabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin konuyla ilgili yaptığı açıklamada 65 yaş üstüne uygulanan kısıtlamaların bilimsel SİBEL BAHÇETEPE lemi nedeniyle her zorluğa katlandık. An bir temelinin olmadığı cak işyerlerinin açılmasından sonra bizim T belirtildi. Açıklamada, “Her gün yalnızca ürkiye’de 7 milyonun üzerinde 65 yaş üstü yurttaş bulunuyor. Korona kısıtlılığımızın saat 20.00 den sonra devam ettirilmesi olacak iş değil” dedi. 10.00 ile 20.00 saatleri arasında virüs sürecinde 71 gün evde tutulan 65 yaş üzerine getirilen saat 10.00 20.00 ‘Doğru bilgilendirme önemli’ sokağa çıkabilme arasındaki sokağa çıkabilme kısıtlama Bu yaş grubunun gündüz önemli işleri izni verilmesi tıbben sı yurttaşların tepkisine neden oluyor. Uz için dışarı çıktığını ancak yaşam için yü doğru değil. Güneş sabahları 6’ya doğru doğmakta, akşam 8’den sonra batmaktadır. 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımızın sağlıklarının daha fazla olumsuz etkilenmesini önlemek için, bütün kısıtlamalar ivedi olarak kaldırılmalıdır” denildi. manlar, bu yaş grubuna getirilen kısıtlamanın çok uzun sürmemesi ve bu grupta yer alan yurttaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının da gözetilmesi gerektiğini belirterek “Pandemi önlemlerinde yaş ayrımcılığına son verilmeli” diyorlar. Kısıtlamaya tepki gösteren eski Bezmi Âlem Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Klinik Şefi Dr. Nurettin Unur (73), “Mart, nisan, mayıs haziran pandemiyi dünyadan takip eden bizler salgında hastane yükünün artması prob rüyüş aktivitelerini güneş battıktan sonra yapmalarının sağlık için uygun olduğunu söyleyen Unur, “Şu sıralar kısıtlaması olmayan kişilerin yasak olan her şeyi yaptıklarını üzüntü ile izliyoruz. Kısıtlamaların yaş sınırı olamaz olmamalı. Yasak ve kısıtlamalarda kolaycılığa kaçıp yaş sınırı koymak insan haklarına aykırı bir davranış. Bu insanları kısıtlamalarla yaşama küstürmek, hasta etmek özgürlüklerini kısıtlamak insanlık suçudur” diye konuştu. İçişleri Bakanlığı’nca 81 valiliğe, Kurban Bayramı trafik önlemlerine ilişkin talimat gönderildi. 29 Temmuz 4 Ağustos’ta 162 bin 832 emniyet ve jandarma trafik personeli görev yapacak. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Diyarbakır, Bursa, Muğla, Afyonkarahisar, Balıkesir, Hatay, Kocaeli, Manisa ve Mersin’de 89 saat helikopterle, 74 ilde 1233 saat drone ile denetim yapılacak. Mevsimlik tarım işçilerini taşıyan araçların 24.0006.00 saatleri arasında şehirlerarası yolculuk yapmalarına izin yok. l ANKARA/Cumhuriyet BİLİM KURULU ÜYESİ: Bayram ciddi bir eşik Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Kurban Bayramı’nın ciddi bir eşik olduğunu vurguladı. Kayıpmaz, “900’lü sayıların bir türlü altına düşemedik. 900’lü sayılar da yine yüksek sayılar. Bizim sonbahar, grip mevsiminden önce daha düşük sayıları görmemiz lazım. Burada da bayram ciddi bir eşik” dedi. l DHA 25 TEMMUZ CUMARTESI 43 BİN 312 921 16 1103 4 MILYON 532 BIN 672 225 BIN 173 5596 386 1252 208 BİN 477 Hannah Arendt’ten bir alıntı Bugün Hannah Arendt’in Siyasette Yalan (Sel Yayınları) kitabından uzun bir alıntı yapıp üzerinde düşünmeyi size bırakacağım: HHH “Yalancı, normal koşullarda gerçekliğe yenik düşer. Gerçekliğin ikamesi yoktur; deneyimli bir yalancının ortaya koyacağı yalan ne denli geniş çaplı olursa olsun, bilgisayarların yardımına başvurulmuş olunsa dahi olgusal gerçekliğin boyutlarına ulaşamayacaktır. Yalancı yalanlarının kaçından ayrı ayrı yakayı sıyırırsa sıyırsın, prensipte yalancılık etmiş olmaktan yakayı sıyıramadığını görecektir. Totaliter denemelerden ve totaliter hükümdarların yalanın gücüne duyduğu korkutucu güvenden (mesela geçmişi bugünün ‘siyasi çizgisine’ uyarlamak için tarihi sürekli yeniden yazabileceklerine ya da kendi ideolojilerine uymayan bilgileri saf dışı edebileceklerine olan inançlarında!) çıkarılabilecek derslerden biri de budur. Örneğin sosyalist bir ekonomide, işsizlere kolayca yok muamelesi yapıp işsizliğin varlığını inkâr edebileceklerdir.” (s.1516) HHH “Bu denemelerin şiddet araçlarını ellerinde bulunduranlar tarafından yapılması çok korkunç sonuçlar doğurur, fakat kandırmanın sonsuza kadar sürmesi bu sonuçlar arasında değildir. Belli bir yerden sonra her zaman yalanın kendine zarar vermeye başladığı bir noktaya varılır. Yalanların muhatabı olan seyirci kitlesi hayatta kalmak için hakikat ile yalanı birbirinden ayıran çizgiyi tamamen hiçe saymak zorunda bırakıldığında işte bu noktaya gelinir. Eğer hayatta kalmanız, önünüze sunulana güveniyormuş gibi yapmanıza bağlı ise size sunulan şeyin hakikat mi yalan mı olduğunun bir önemi kalmaz. Güvenilebilir hakikat, kamusal hayattan tamamen çıktığında, sürekli değişen insan meselelerinin en temel dengeleyici unsuru da onunla birlikte kaybolmuş olur.” (s.16) HHH “Yalan sanatının geçmişte geliştirilmiş birçok türüne, şimdi iki yeni yalan çeşidi daha eklememiz gerekir. Birincisi, hükümet kadrolarında görev yapan ve Madison Avenue’nun (*) yaratıcılığından feyz alan halkla ilişkiler uzmanlarının tehlike siz görünen yalanları. Halkla ilişkiler aslında reklamcılığın bir çeşididir, dolayısıyla kökeni de piyasa ekonomisinin dağıtacağı mallara ölçüsüz bir açlık duyan tüketim toplumuna dayanır. Halkla ilişkiler uzmanlarının zihniyetindeki sorun, bu insanların sadece kanaatler ve ‘iyi niyet’ ile, yani satın alma isteğiyle uğraşmaları, somut gerçekliği son derece düşük olan elle tutulamaz şeylerle meşgul olmalarıdır.” (s.1617) HHH “Halkla ilişkiler insanlarının yapıp ettiklerine gelen tek sınırlama, belli tip bir sabunu almak için ‘manipüle’ edilebilen insanların, kanaatler ve siyasi düşünceler ‘almak’ için manipüle edilemeyeceğini (tabii korkutularak buna da zorlanabilirler) keşfetmeleridir. İnsanın manipüle edilebilir bir varlık olduğunu varsayan psikolojik önerme, genel kanı ve uzman görüşü pazarında satılan başlıca ürünlerden biri oldu. Fakat bu tip doktrinler insanların kanaat geliştirme biçimlerini değiştirmiyor, kendi fikirlerine göre davranmalarını engellemiyor. Korkutmaya başvurmadan davranışları etkilemenin yegâne yolu hâlâ, havuç ve sopa göstermeye dayanan bildiğimiz ödülceza yaklaşımı. Kontrolden çıkmış çılgın reklamcılık atmosferinde büyüyüp siyasetin bir yarısının ‘imajyaratma’ diğer yarısının da insanları bu imajlara inandırma sanatı olduğunu öğrenmiş yeni nesil entelektüellerin, durumlar ‘teori’ ile çözülemeyecek kadar vahimleştiğinde neredeyse otomatik olarak eski havuçsopa yöntemine başvurmaları hiç de şaşırtıcı değil..” (s.17) HHH Hannah Arendt, bu yazıyı ABD Savunma Bakanı Robert S. McNamara’nın hazırlattığı (1967) 47 ciltlik “ABD’nin Vietnam Politikasına Sürecinin Tarihçesi” yani o ünlü adıyla “Pentagon Belgeleri” serüveninin otopsisini yapmak için yazmış. Hani şu Haziran 1971’de New York Times tarafından yayımlanınca patlayan skandal üzerine: Neresi yalan, neresi gerçek, neresi doğru, neresi masal, ne kadarı imaj, ne kadarı fotoğrafın arabı? Yalan gerçeği her zaman yenemese de en azından onunla eşit oluyor. Mertliği bozan delikli demirden bin beter bir durum. Öyle bir metin ki satır aralarında günümüzün ABD’si, Rusya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve ne yazık ki AKP Türkiyesi resmi geçit yapıyor. HHH Nota Bene: Ayasofya Müzesi değil Ayasafya Kilisesi camiye dönüştürüldü! (*) Madison Avenue (Madison Caddesi), 1920’lerden itibaren Amerikan reklam endüstrisinin merkezi. KİLİT VURULDU Muğla’da Cemal Metin Avcı’nın eski kız arkadaşı üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i (27) öldürdüğü bağ evinin kapısı, katil zanlısının yakınları tarafından dün asma kilit takılarak kapatıldı. Pınar Gültekin’in öldürülmesine ilişkin soruşturma devam ederken genç kadının kesin ölüm sebebine dair raporun Muğla Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlandığı öğrenildi. l DHA Ölü sayısı: 61 Van Gölü’nde batan teknedeki göçmenler için Çarpanak Adası açıklarında arama çalışmaları sürdürülüyor. Çalışmalarda dün 1 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı. Van Gölü’nden çıkarılan ceset sayısı 61’e ulaştı. l DHA Tilki sanmış! Bartın’da, Mustafa Gökçe, bahçede fasulye toplayan gelini Gönül Gökçe’yi tüfekle vurarak öldürdü. Gökçe, savunmasında bahçesine tilki girdiğini sandığı için gelinini öldürürdüğünü ileri sürdü. l DHA Düğün dönüşü facia: 4 ölü Trabzon’un Araklı ilçesinde, düğünden dönen arkadaşların bulunduğu otomobil, çay yüklü kamyona arkadan çarptı. Önceki gece saat 23.30’da meydana gelen kazada, Samet Ustaömer (30), Yasin Şener Tüzenli (22), Oğuzhan Baytürk (23) ve Tolga Nebioğlu (28) adlı arkadaşlar yaşamını yitirdi. l DHA SİSLER ARASINDA ARAMA Giresun Bulancak’ta Semen Yaylası’nda önceki gün akşam saatlerinde 11 yaşındaki Elif Akbayrak kayboldu. Yakınlarının aramalarına karşılık bulunamayan Akbayrak için güvenlik güçlerine haber verildi. Kızın sis nedeniyle yolunu kaybettiği kuşkusu üzerinde duruluyor. l DHA Akbayrak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle