17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 26 TEMMUZ 2020 PAZAR [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER GIDA GÜVENCESI VE SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞININ SAĞLANMASI İÇİN ACILEN ADIM ATILMALI Tarımda planlama... PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ ÇUKUROVA ÜNİVERSITESI ÖĞRETİM ÜYESİ Son COVID19 sürecinde dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda güvencesi ve sürdürülebilirliği konusu önemini iyice hissettirdi. Çoğu kişinin “Gardırobumda iki gömleğim, bir ayakkabım eksik olsun, telefonum eski model de olabilir, ancak günlük gıda ihtiyacım ve temiz hava alma ortamım eksik olmasın, sağlığım yerinde olsun” dediğini duyar olduk. Türkiye bulunduğu coğrafyanın sağladığı iklim ve toprak yapısı itibarı ile insanlığın ihtiyaç duyduğu gıdaların kaynağı olan bitkilerin yetişebildiği ender ülkelerden biridir. Dünyadaki en zengin bitki çeşitliliğine sahip coğrafyamızda çoğunluğu planlamaya dayalı sorunlardan kaynaklanan ve arztalep dengesine bağlı tarımsal ürün fiyatlarında yaşanan aşırı inişçıkışlar çoğunlukla yoksulların sofrasına ve sağlığına kadar olumsuz yönde yansımaktadır. İnsanoğlu tarımı yaşamın zorunlu ihtiyacından çıkarıp tarımın bir gelir kaynağı olduğu günden günümüze kadar örümcek ağı modelini bilerek/bilmeyerek uygulayıp gıdadaki birleşik kaplar prensibini yaratmıştır. Örneğin bir yıl soğan fiyatı düşük olduğu için bir sonraki yıl çiftçi soğan ekiminden kaçınır. Soğan ekim alanı az olunca tekrar fiyatlar yukarı çıkmaktadır. Çiftçiler önceki yılı baz alarak soğan para ediyor diye yeniden soğan ekim alanını artırıyor ve ürün talepten fazla olunca fiyatlar yeniden düşük kalıyor. Arztalep aralığındaki kısır döngü bu şekilde hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilemektedir. Üretimdeki dengesiz değişim ekonomiden toplum sağlığına kadar birçok alanı etkileyen sürecin ciddi bir planlama yetersizliğinden kaynaklandığı görülmektedir. Planlama neden önemli? Ülkeni refahı ve gelişmesi için öncelikle kendi kaynaklarını amaca uygun ve planlı bir şekilde üretime dönüştürmek ve ihtiyacının dışındakini diğer toplumlara ihraç etmesi o toplumun refahı ve saygınlığı için çok daha anlamlı olacaktır. Eğer üretimde bizim için öncelik parapazarihracat derseniz o zamanda son birkaç yıldır soğanpatates, domateste yaşanan fiyat dalgalanmaları toplumda huzursuzluk ve eleştiri ortamını doğurur ki; bu da siyasi mecralara kara gerginlik konusu oluşturur ve aynı zamanda yoksulların beslenme kaynaklarını da azaltmış olursunuz. Bu durum doğrudan gıda güvencesi ve onun sürdürülebilirliğini zorunlu olarak acil çözülmesi gere Olası hastalık ve doğal felaketlere karşı tarımda kendi kendine yetebilir bir ülke olmak için planlama şart. ken konu olarak çıkmaktadır. Üretim planlanmasının yapılma sı ve ülkenin öncelikle kendi kendine yeterliliğinin belirlenmesi gerekir. Kendine yeterli bitkisel ve hayvansal gıda üretiminin yanında endüstrinin ham madde ihtiyacının bilinmesi gerekir. Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin bugün tarımsal üretim ve dağıtımda yaşadığı sorunların altında planlama kadar sağlıklı bir veritabanı ve veritabanını yönetmesi sorunu görülmektedir. Başta tarımsal istatistiki veri ve kayıtların düzenli tutulması oluşacak veri bankasının iyi yönetilmesi ile birçok alanda daha gerçekçi projeksiyonlar ve stratejilerin çizilmesi mümkün olacaktır. Çağımızda çiftçi kayıtları, bölgesel bitki ekim desenleri, uydu verileri ve bilgisayar programları yardımı ile temel gıda ihtiyaçları merkezi planlama ile rahatlıkla sağlanabilir. Ancak ne yazık ki birçok alanda yaşadığımız nitelikli insan gücü ve liyakat sorunu burada da karşımıza ciddi sınırlayıcı faktör olarak çıkmaktadır. Daha korumacı olacaklar Son yıllarda ülkemizde tarım ürünlerinin fiyatları ihracat politikaları belirlemektedir. Ülkelerin bütünlüklü bir yaşam ve kalkınma hedefi olmasa, tarımda da planlama yeterince sağlanmayabilir. Önceliğiniz insanınızın karnını doyurmak, yaşam kalitesini artırmak ve onun üzerinden gelişmek ise ülkenin ihtiyacı olan gıdayı kendi coğrafyanızda kendi olanaklarınızla temin edersiniz. Üretim fazlasını da dünyanın diğer ülkelerinde ihtiyacı olanlara satabilirsiniz. Dünyanın coğrafi ve ekolojik koşullarının değişkenliği toplumları belirli gıda kalemlerinde birbirine bağımlı hale de getirebiliyor. Nerdeyse dünyanın hiçbir ülkesi tek başına kendi kendine yeter düzeyde değildir. Hatta buna teknoloji, hammadde ve diğer kaynaklarını da dahil edebiliriz. Yaşadığımız bu salgın (pandemi) günlerinde, uygulanabilir bir tarımsal planlama ve stratejik tarımın uygulanmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılınca bazı ülkeler tarımda koruyucu duruma geçtiler. Başta ABD, Çin, Avrupa ülkeleri dahi birbirlerinin başta maske olmak üzere tıbbi malzemelerine sorgusuz sualsiz el koyma dahi birçoğu içe dönük kendine yeten korumacılığa gittiklerini gördük. Birçok ülke öncelikle kendi kendine yeterliliğe önem verdi. Bu süreçte başta maske olmak üzere birçok üründe hiçbir ülke kendi ihtiya cını gidermeden maskeleri satmadı. Türkiye’de meyve sebzede yeterli lik durumu kabul edilir düzeyde. Ancak buğday, mısır, yağ ve baklagil bitkilerinde dışa bağımlılık yaşanmaktadır. Et ve hayvansal gıdalarda da yer yer dışa bağımlılık yaşanmaktadır. Ülkemizin de gelecekte yaşanacak olası iklim değişimleri ve pandemilerden en az zararla ya da tamamen zararsız kurtulması için ülkemizin gıda güvencesini sağlama almamız gerekir. Bunun için ekimdikim ve ürünlerin planlanmasının devlet tarafından organize edilmesi artık kaçınılmaz görülmektedir. Ancak devletin gözetiminde, bilim ve teknolojinin öngörüsünde hazırlanacak planlamalarda herkese eşit mesafede ve şeffaf bir şekilde olması ve topluma güven vermesi gerekir. Aksi takdirde güvensizlikler kişilerin tekrar bildikleri yola başvurmalarına neden olacaktır. Ne yapılmalı? Bu durum ileride olası salgın ya da başka bir doğal felaketten kaynaklanacak kıtlık ve açlık durumlarına hazırlıklı olmamızı ve her alanda kendi kendimize yeter duruma geçmemiz için önemli bir ders olmuştur. Acilen gıda güvencesi ve sürdürülebilirliğini sağlamak için aşağıdakilerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir: •Türkiye tarımsal veri bankasının kurulması, ToprakSu, Köy Hizmetleri gibi doğrudan tarım, topraksu konusunda temel yönetim mekanizmaları oluşturulmalı. •Türkiye temel toprak haritaları hazırlanmalı, Türkiye’nin toprak ve su varlığı net olarak belirlenmeli ve amaca uygun arazi su kullanım planlaması yapılmalı. •Sulanabilir tarım alanlarının genişletilebilecek sınırlarının belirlenmesi ve üretime yönlendirilmesi •Bitkisel üretimde 2002 öncesi şekerpancarı ve tütünde olduğu gibi yeterlilik eksenine göre önceden planlamanın yapılması •Desteklemelerin ürüne değil, kaliteye ve toprak korumaya bağlı ödenmesi •Çiftçilerin kullandığı petrol ve gübrede KDV’lerin minimize edilmesi •Tarım teknolojilerinin temininde kolaylık sağlanması. •Toplum sağlığını kamusal eksende sosyal devlet anlayışı ile her insanın minimum gıda, su ve temiz havya erişimini sağlayacak düzeyde bir gelire sahip olması sağlanmalıdır. mazdır. Dokunanı yakar. Vak fedenin şartı vazgeçil mezdir. Çiğneyen lanete uğrar.” Buna karşılık, Murat Bardakçı, 11 Temmuz 2017 tarihli yazısında şöyle demişti: Baskı ve yasaklarla “Fatih, güyâ, Ayasofya için hazırlattığı vakfiyesinde ‘Benim cami haline getirdi hukuk ve tarih geri ğim bu mekânı kim camilikten çıkartırsa, o kişinin üzerine Allah her türlü lâneti yağ çevrilebilir mi? dırsın’ demişti... ...Fatih’in meşhur Aya sofya Vakfiyesi, 1940’lı se T ürkiye’de neler olup bittiğini anlamak için, son günlerdeki olayların (sadece hemen akla gelen nelerde hem tıpkıbasım, hem de yeni harflere çevrilmiş şekliyle kitap halinde yayımlanmıştı. bir kısmını) art arda sıralayalım: O yayını, programa götürdük, ‘İş 1) Mahkemeler, genellikle iktidarın is te, sözü edilen o meşhur vakfiye... Bu tediği kararları alıyor; iktidardakilerin ho sayfalar aslının fotoğrafları, bu da ye şuna gitmeyen haberlere ve hatta ba ni harflere nakledilmiş şekli... Vakfiye zı “ifadelere” yayın yasağı getiriliyor; tah nin hiçbir yerinde Fatih’e ait böyle bir liye kararı verilen mahpuslar tekrar hap ifade geçmez, üstelik vakfiye zaten bu sediliyor. maksatla hazırlanmamıştır’ dedik.” 2) Baroların yapısı değiştiriliyor; öte HHH ki meslek kuruluşlarının da sırada oldu Örnek (2) ğu belirtiliyor. Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir 3) Haksız ve hukuksuz gerekçelerle Şubesi’nin, Lozan Barış Antlaşması’nı gazetelere ve televizyonlara cezalar yağ kutlamak için yaptığı başvuruyu İz dırılıyor, gazeteciler sudan sebeplerle mir Valisi aşağıdaki gerekçelerle red hapse atılıyor. dediyor: 4) Danıştay, Ayasofya’ya yeniden cami “Etkinlik yapılması halinde: işlevi verirken Osmanlı Hukukuna gön Toplumsal ayrışma ve kargaşaya ne derme yapıyor. den olabileceği değerlendirildiğinden... 5) 1934’te Atatürk’ün de imzasıyla Kamu düzeni, güvenliği sağlanması, müze yapılan Ayasofya’ya yeniden ca suç işlenmesinin önlenmesi... mi statüsü verilirken, bu vesileyle Atatürk Temel hak ve özgürlükler ile başkaları Dönemi’ne ve Atatürk Devrimlerine saldı nın hak ve özgürlüklerinin ve genel asayi rılar doruk noktasına erişiyor. şin korunması... 6) Sosyal Medya platformlarını geriye Yaşanabilecek her türlü olumsuz bir doğru da sansürleyecek ve eskileri/tari durumun önüne geçilmesi amacıyla... hi değiştirecek yasa tasarısı Meclis’e ge Lozan Antlaşması’nın yıldönümü kap tiriliyor. samında ilimiz genelinde açık alanda ger 7) İşsizlik, pahalılık ve bunların sonucu çekleştirilecek etkinlikler yasaklanmıştır.” olarak geçim sıkıntısı had safhaya ulaşıyor. Bu gerekçeler, işgal edilen ve Sevr 8) Devlet organlarının açıkladıkları eko Antlaşması ile bölüşülerek sadece An nomik ve toplumsal göstergeler, her türlü kara ve çevresine hapsedilen bir Os resmi bilgiler, gittikçe gerçekleri yansıt manlı İmparatorluğu yerine Anado maktan uzaklaşıyor. lu ve Trakya’da yepyeni bir Türkiye 9) Lozan’ın kutlanması yasaklanıyor. Cumhuriyeti’nin kuruluşunu uluslara 10) Anıtkabir ziyaretleri, “Dezenfekte rası camiaya savaş kazanarak, zorla ediliyor” diye (bir süre?) engelleniyor. onaylatan Lozan Antlaşması’nın öne HHH mini azaltır, bu Antlaşmaya ilişkin bü Önce teşhisi koyalım: tün bilgi ve belgeleri ortadan kaldı Bütün bunlar neyin sonucu? rır mı? 1) Parlamenter Rejim’in kaldırılıp HHH Tek Kişi Rejimi kurulmasının... Şimdi bazı temel sorularla yazıyı 2) Tek Kişi Rejimi’nin başarısız, hem noktalayalım: de çok başarısız olmasının... 1) İnsanlık tarihinin “Hukuk” konusun 3) İktidarın bu başarısızlığı saklamak da geçtiği aşamalar geri çevrilebilir, top için, hem günceli hem de tarihi değiş lumlar “İnsan Hakları” anlayışından tekrar tirmek istemesinin... Din hukukuna, Şeriata, Engizisyon’a geri 4) Bunu da baskı ve yasaklar yoluyla döndürülebilir mi? yapmaya çalışmasının... 3) Yazılı ve Sosyal Medya, geriye dö Sonucu bütün bu olaylar. nük olarak da sansürlense dahi, ülke Peki, bir iktidar hem günceli, hem içindeki ve dışındaki milyonlarca bilgisa geçmişi, hem hukuku hem de tarihi yara ve sanal depolara yüklenmiş olan kalıcı olarak değiştirebilir mi? bilgiler, belgeler, yok edilebilir, güncel ve HAYIR! tarih değiştirilebilir mi? HHH 4) Tarihte, günceli ve geçmişi kalıcı Örnek (1) olarak değiştirebilmiş bir lider, bir rejim Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’da var mıdır? okuduğu hutbede, (Atatürk ve arka 5) Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kül daşlarını kastederek) şunları söylüyor: türel devrimlerin, ancak insanlık tarihinde “Fatih Sultan Mehmet Han, gözbebe ileriye dönük olarak yapıldığında başarıya ği olan bu muhteşem mabedi kıyamete ulaştığı, geriye dönük olanların ise ödenen kadar cami olmak kaydıyla vakfedip mü büyük kan ve gözyaşı bedellerine rağmen, minlere emanet bırakmıştır. mutlak başarısızlıkla sonuçlandığı tarihsel Bizim inancımızda vakıf malı dokunul bir gerçek değil midir? 19 TEMMUZ 24 TEMMUZ Ayasofya açılışında Ata’ya hakaret Ayasofya 86 yıl sonra ibadete açıldı. Açılışta Kuran okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık burası aslına döndü, camiydi tekrar cami oldu” dedi. Cuma hutbesini okurken mimbere elinde kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Atatürk’ü hedef alarak, “Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar” dedi. Erbaş’a tepki yağdı. Açılışta Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, KKK Ümit Dündar ve DKK Adnan Özbil, Savunma Bakanı Akar’ın arkasında üniformalarıyla namaz kıldı. Açılış sonrası sarıklı, cüppeli bir grup, Sultanahmet sokaklarında tekbir getirerek hilafet istedi. Lozan engellemeleri Aynı gün, ‘bağımsız Türkiye’nin kuruluş tapusu’ olarak kabul edilen Lozan Antlaşması’nın 97. yıldönümü nedeniyle tüm yurtta Atatürk anıtları önünde yapılacak çelenk sunumu ile basın açıklaması programı, vilayetlerden ve kaymakamlardan gelen telefonlarla gerekçe gösterilmeden yasaklandı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve birçok sivil toplum kuruluşunun, Anıtkabir’i ziyareti öğlene kadar dezenfekte ediliyor gerekçesiyle engellendi. ADD ve CHP heyetinin, Anıtkabir Komutanlığı ile uzun süren görüşmelerinin ardından, iki saatin sonunda Anıtkabir ziyarete açıldı ve heyet içeri alındı. TTK Başkanı istifa etti 15 Temmuz darbe girişimine karışmış, pişman olmuş FETÖ’cülere af isteyen Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Ahmet Yaramış, istifa etti. Yara mış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istemesi durumunda istifa edebileceğini söyledi. Yaramış’ın yerine başkanlığa Prof. Dr. Birol Çetin atandı. Yargı paketi geçti Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kanun teklifinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle Danıştay tetkik hâkimliğine yapılacak atamalarda beş yıllık hizmet süresi şartı aranmayacak. Böylece iktidar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargıya aldığı hâkim ve savcıları, 5 yıllık kıdem şartı olmadan Danıştay’da tetkik hâkimi yapabilecek. Nedamet edenler Kaymakam olarak görev yaparken savcılığa başvurarak itirafçı olan kaymakam Ömer Faruk Yüce ve vali yardımcısı Yakup Ömeroğlu’nun halen görev yaptığı ortaya çıktı. AYM’den CBK iptali Anayasa Mahkemesi, dört başkanlığın genel bütçe kapsamına alınmasına ilişkin 19 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni (CBK) iptal etti. Kararda, “kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmanın TBMM’nin görev ve yetkileri arasında olduğu” be lirtildi. AYM ayrıca, milletvekilliği düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu’nun hak ihlali başvurusu hakkındaki kararını erteledi. Akdeniz’de restleşme Türkiye’nin, Navtex (seyrüsefer bildirimi) yoluyla Oruç Reis gemisinin Akdeniz’de Türk kıta sahanlığının güneybatı bölgesinde sismik araştırmalara başlayacağını duyurmasının ardından TürkiyeYunanistanGüney Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye’nin duyurusunun geçersiz olduğunu savundu. Türkiye, söz konusu tarafların sahayla ilgili Navtex duyurusu yapma yetkisinin bulunmadığını belirtti. Yunan basını, Aksaz Deniz Üssü’nden 15’ten fazla Türk savaş gemisinin bölgeye doğru hareket ettiğini iddia etti. Aşıda umut Dünyayı sarsan yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde yaşanan can kaybı, 637 bin 637’ye ulaştı. Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen koronavirüs aşısının insan üzerindeki denemelerinin ilk sonuçlarının olumlu olduğu belirtildi. Sirte gerilimi tam gaz Birleşmiş Milletler’in (BM) tanıdığı, Ankara destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) Sirte’ye yönelik operasyonun çok yakın zamanda başlayacağını duyururken Afrika’nın en büyük petrol rezervine ve dolayısıyla stratejik öneme sahip Sirte yakınlarına askeri takviye yaptı. Askeri gerilimin artması üzerine Rusya devreye girdi. AnkaraMoskova hattında, Libya’da siyasi çözüm için başlatılan müzakerelerin devam ettirilmesi için çalışma grubu oluşturulması kararı alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle