17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 22 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA HABER Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a FETÖ konusunda ‘Aldatılmadın, bilerek yaptın’ diye seslendi CHP kurultayı Cumhuriyet Halk Partisi, bu hafta sonu 37. olağan kurultayını topluyor. Birkaç gündür gazetemizde de bu kurultay üzerine faydalı değerlendirmeler çıkıyor. Ben de görüşlerimi ifade etmek isterim. Bu kurultay zor şartlarda toplanıyor. Şekil bakımından düşünürsek, salgın günleri sürüyor. Diğer yandan bir başka zorluk daha var. CHP, hem kendi tarihinin hem de ülke tarihinin en önemli kurultaylarından birine gidiyor. Bu kurultayda alınacak kararlar, oluşturulacak organlar, gelecek birkaç yıl içinde Türkiye’nin kaderine etki edecek. Uçurum kenarında bir ülkeyi, huzurlu ve müreffeh bir Cumhuriyet sözleşmesine kavuşturup kavuşturmamak konusundaki iradeyi belki de bu kurultay belirleyecek. Önümüzdeki sürecin ittifaklarını, cumhurbaşkanı seçimini, yeni yapılacak anayasayı, ülkeyi düze çıkaracak programı belirlemek adına uzlaşmacı ama gücünün de farkında bir CHP öncülüğü, ülkenin ihtiyacı. Bana göre, kurultayda alınacak kararlar da belirlenecek kurullar da üç başlıkta sınanacak önümüzdeki süreçte. Bu nedenle isimlerden, adaylardan çok, bu sınavlardaki tutumlar önemli. İlk başlık, yıkımdan çıkış için kurulacak ittifaklarla ilgili. İttifaklar ve ortak cumhurbaşkanı adayını belirleme konusu, önümüzdeki süreçte yeni seçilecek CHP Parti Meclisi’nin en önemli gündemlerinden birisi olacak. Daha önce defalarca görüşümü belirttim, tekrarlamak isterim: Yeni sistem, ittifakları zorunlu kılıyor. Bu noktada CHP’nin yapacağı, ittifaklardan kaçmak, çeşitlenen muhalefet yelpazesini etrafında toparlama görevinden caymak olamaz. Kaldı ki CHP yönetimi, yerel seçimlerdeki ittifaklar siyasetiyle başarı da elde etmiştir. Yani deneyim sınanmıştır. Burada asıl mesele ittifakların kimlerle yapılacağı değil, ittifakların yönünün, programının ne olacağıdır. Dolayısıyla ikinci başlık, hangi programda ittifak yapılacağıyla ilişkilidir. İttifaklar ve program Mevcut şartlarda Türkiye’nin öncelikli gündemi, ülkeyi uçuruma sürükleyen iktidardaki ittifaktan demokratik yollarla kurtulmaktır. Bu da ittifaklarla mümkündür. İttifaklar ise farklı görüşlere ve programlara sahip partiler arasında yapılacak. Öyleyse bu kurultay, muhalefetin en büyük partisi olan CHP’nin asgari düzeyde partilerin üzerinde uzlaşacağı dönüşüm programını belirleyecek kadrolarını da şekillendirmelidir. Çıkış programının demokratik tartışma zeminini CHP, tarihsel birikiminden ve iktidara 18 yıl boyunca ortak olmamışlığın özgüveninden hareketle kendisi açmalıdır. Hemen her muhalif parti, Türkiye’ye hiçbir faydası dokunmayan, milleti işsizliğe ve yokluğa daha da mahkum eden başkanlık sisteminden yeni, demokratik bir parlamenter sisteme geçilmesi fikrine olumlu bakıyor. Hemen her parti, kuvvetler ayrılığını, adalet ve yargı sisteminin bağımsız kılınmasını, basın ve ifade özgürlüğünü önemsediğini belirtiyor. Öyleyse siyasal düzeyde asgari bir çıkış programı yazmak kolay. Asıl mesele, ekonomik programda mutabakattır. Bu noktada CHP kurultayı, Türkiye’yi yeniden Derviş, Babacan tipi özelleştirmeci bir ekonomi programına teslim etmemeli; CHP’nin kendi tarihsel mirasıyla, birikimiyle birlikte Halkçı, Kamucu bir modeli bugünün şartlarına göre yeniden uyarlamalıdır. Halkı yokluğa, emekçi çocuklarını tarikatların kollarına iten düzenle ekonomik mücadele, aynı zamanda laiklik mücadelesidir. Aktif siyaset Nitekim CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun pazar günü gazetemizde çıkan perspektif yazısında Devletçilik ilkesini “Sosyal Devletçilik” olarak öne çıkarması ve kamulaştırmalardan söz etmesi başlangıç için anlamlıdır. Ancak bütün bunların birer kurultay vaadi olarak gazete sayfalarında kalmaması için Halkçı kadroların, parti içi iktidarı denetleme, yönlendirme çizgisinin de öne çıkması zorunluluktur. Her şey liderden beklenemez. Aksi halde CHP’nin iktidar partisinden farkı kalmaz. Program, derinleşen sorunlar karşısında çözümleri gösterir; parti örgütü ise toplumu bu programa ikna eder. İşte bu da bizi üçüncü başlığa, Aktif ve Çözüm Üreten Siyaset yapılanmasına götürür. Toplum vaatlerden çok, uygulamaya bakar. CHP’nin önünde büyük bir avantaj var. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere birçok kritik belediye muhalefet ittifakının elinde. Buradan gelişen modeller; halkın sorunlarını çözebilen bir CHP algısının yerleşmesi için büyük olanak. Seçmen, seçimden seçime karar vermiyor; iki seçim arası dönemdeki performansı da ölçüyor. Genel merkez örgütlenmesi de meseleye böyle bakmalıdır. Bu nedenle sadece seçimden seçime hareket eden bir genel merkez siyaseti tutukluğunun da bırakılması gerekir. Genel merkez, iktidarın gündemine alet olmamalı; ancak kendi gündemini de oluşturabilmelidir. Bu da politika belirleyici kadroların yenilenmesini, gençleştirilmesini, deneyim ve çözüm üreten, toplumda karşılığı olan, halktan yana güvenilir ve atak isimlerle daha da pekiştirilmesini zorunlu kılıyor. Saydıklarım içinde en zoru, sanırım bu başlıktır. Başarılırsa, iktidarı eleştiren muhalefetin demokratik işleyişi daha da görünür kılınırsa, siyasette engeller olduğu düşüncesiyle partilere mesafeli duran ama iktidardan da kaçmaya başlayan gençler için adres daha da belirginleşir. ‘Cambazın biri düştü’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ konusunda daha önce “aldatıldım” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Sen aldatılmadın, bilerek yaptın” diye tepki gösterdi. CHP lideri, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: Herkes duyarlı olmalı: Pınar Gültekin... Maalesef hayatına son verildi. Kadın için yeri geldiğinde en güzel sözleri söylüyoruz. Hakkını hukukunu savunuyoruz ama lafla. Kadına yönelik şiddet neden artıyor? Tarlada, fabrikada, çalışan kadın, hayatın her alanında mücadele eden kadın. İşkenceye gelince öldürülen yine kadın. İmzanın çekilmesinden vazgeçin: Kadın dernekleriyle toplantı yaptık. Beş acil talebi sunuyorum: Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu fikrini kabul edin. Kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak için somut adımlar atın. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 Sayılı Yasa’nın değiştirilmesi girişiminden vazgeçin. Sözleşmeyi ve yasayı uygulayın. Kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirme ve çocuk işçiliğinin önünü açan parçalı eğitim sistemine son verin. İstihdam oranlarında ve yönetim kademelerinde KILIÇDAROĞLU, AYASOFYA DAVETİNİ REDDETTİ: Siyaset için ibadet yapılmaz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ayasofya’da kılınacak cuma namazına katılması için Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından kendisine yapılan daveti ibadetin kameralar önünde gerçekleştirilmesini hiçbir zaman doğru bulmadığını belirterek geri çevirdi. CHP kaynaklarından edinilen bilgiye gö re Kılıçdaroğlu kendisine yapılan davet dolayısıyla Erbaş’a teşekkür etti. İbadetin kameralar önünde gerçekleştirilmesini hiçbir zaman doğru bulmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, daveti geri çevirdi. Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresine “İbadet Allah için yapılır, siyaset için değil” değerlendirmesinde bulunduğu öğrenildi. pozitif ayrımcılık önlemlerini devreye sokun. İstismarcılara af, nafaka hakkının kısıtlanması, aile arabuluculuğu ile kadının boşanmasının zorlaşması gibi tartışmalara son verin. Bilerek yaptın: Devlet adamları ‘Beni kandırdılar’ diyemez. 27 Şubat 2014, Erdoğan FETÖ’den söz ediyor, ‘Ben dahi aldatıldım’ diyor. Sen aldatılmadın, bilerek yaptın. Eğer aldatıldıysan, bir terör örgütü devletin tepesindeki en önemli kişiyi aldatma kapasitesine sahipse, senin o koltukta oturmaman lazım. Oturduğun her dakika vatana ihanet ediyorsun. 19 Mart 2014’te Balyoz, Ergenekon davalarıyla ilgili konuşuyor. ‘Şahsım başta olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı.’ Ne demek tüm ülke? Balyoz, Ergenekon operasyonları yapılırken biz karşı çıktık. Bir ipte iki cambaz: 3 Ağustos 2016, darbe girişiminden sonra ‘Rabbim de milletim de bizi affetsin.’ Peki 251 şehidin kanı ne olacak? Sen Marmaris’te saklanırken 251 kişi meydanlarda hayatını verdi. Seni kandırmadılar. Bir ipte iki cambaz... Cambazlardan biri düştü diğeri yerinde duruyor. Saray hükümeti ölü doğdu: Erdoğan iki yılı değerlendirecekmiş. Ayda 1168 liraya mahkum ettiğin 1 milyon 100 bin kişiye anlat bunları. Tek kişilik Saray hükümeti ölü doğmuştur. Bir kişi için, bir aile için, Saray’ın beslemeleri için 83 milyon çalışıyor. Metiner’e de teşekkürler: Emre Cem Ayvalı ‘FETÖ’cülerle işbirliği yaptık, Kemalistleri, orduyu darmadağın etmek için’ dedi. Ben de teşekkür ettim. Şimdi ikinci teşekkürüm Mehmet Metiner’e. ‘Getirdikleri listeyi milletvekili yaptılar, önemli yerlere atadılar. Cumhurbaşkanımız bütün bu imkânları kendilerine açtı.’ Gerçeği söylüyor. 15 Temmuz polemiği Öte yandan Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “Bir de sıkılmadan diyor ki ‘Ey Kılıçdaroğlu sen o havaalanından nasıl gittin.’ Sorsana Hayati Yazıcı’ya o nasıl çıktıysa ben de öyle çıktım” ifadelerini kullandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı, bu ifadelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada 15 Temmuz akşamı Ankara’dan İstanbul’a hareket ettiğini, Kılıçdaroğlu’nun da aynı uçakta olduğunu aktararak şunları kaydetti: “Uçaktan indik. Tahminen bir saat kadar havaalanında kaldım. Çıkışa doğru geçtim, görevlilere ‘Kılıçdaroğlu nerede’ diye sordum. Onun epey önce çıktığını söylediler. Ben de Sütlüce’deki il başkanlığına gittim. Kılıçdaroğlu ile ilgili o geceye dair tanıklığım aynı uçakta yolculuk yapmaktan ibaret. Bunun dışındaki söylemler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamakta.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP Genel Başkan Yardımcısı Salıcı, yapılacak 37. Olağan Kurultay’ı değerlendirdi: Halka umut ve iktidar olacağız HDP EŞBAŞKANI SANCAR: Rejim dikiş tutmuyor HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisini utandıran iki olay yaşandığını işaret ederek, “Bir eksiğimiz varsa halkımıza hesap vermekten asla kaçınmayız” dedi. Sancar, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına Suruç’ta yaşanan katliamı anarak başladı. Suruç katliamının ardından Türkiye’nin karanlık bir döneme girdiğini anlatan Sancar, “16 Nisan 2017 referandumu ile adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri yeni bir düzen kurdular. Bu düzen gerçek anlamda OHAL’i kalıcılaştırma anlamına geliyordu. Kalıcı OHAL rejimleri düşman yaratmadan yaşayamaz. Sürekli bir gerilime, kamplaşmaya ve kutuplaşmaya ihtiyaçları vardır” dedi. ‘Toplum rıza vermiyor’ Sancar, yeni sistemde yargının topluma hiza vermek için bir sopaya dönüştürüldüğünü; basının susturulduğunu belirterek, “Bu toplum bu rejime rıza vermiyor. Bunu görmemiz gerekiyor. 16 Nisan 2017 referandumu OHAL şartlarında gerçekleşti, bütün hile ve devlet imkânları kullanılmasına rağmen ancak küçük bir farkla evet çıkmıştır o referandumdan. Aslında rejimin dikiş tutmayacağı o gün açıkça belli olmuştur” diye konuştu. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 tarihlerinde yapılan seçimlerde iktidar için büyük bir kayıp olduğuna işaret eden Sancar, “Demokrasi güçleri dayanışmayı ve demokrasi mücadelesini ciddiyetle sürdürdükleri müddetçe bu rejimin dikişleri er geç çözülecektir” ifadelerini kullandı. ‘Utandıran iki olay’ Geçen hafta HDP’yi derinden sarsan ve utanca boğan iki çirkin olay yaşandığını belirten Sancar, “İki milletvekili kadına karşı şiddet ve cinsel saldırı olaylarıyla gündeme geldiler. Bu tür olaylarla gündeme gelmek elbette bizi sarsar. Saflarımızda bu çirkinliklerin yaşanması elbette bizi utandırır. Ama HDP’nin ilkeleri sağlamdır, değerleri köklüdür. Bu değerlerin bu ilkelerin en güçlü sütunu kadın mücadelesidir. Bu parti kadın mücadelesi ile var olmuş bir partidir. Kadın meclisi HDP’nin omurgasıdır” diye konuştu. Eşine şiddet uyguladığı belirtilen Mensur Işık ile ilgili gerekli kararın Merkez Disiplin Kurulu’nda alınacağına işaret eden Sancar, “Kusurumuz varsa kendi içimizde bunun gereğini yerine getiririz. Hesap vermekten asla kaçınmayız” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet TÜSİAD’dan HDP’ye ziyaret Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski ve beraberindeki heyet dün HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ı ziyaret etti. HDP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen ziyarette, güncel gelişmeler ile Türkiye’nin ekonomik ve siyasi durumunun ele alındığı belirtildi. IĞNELI FIRÇA AKSAÇLILAR’DAN ÇAĞRI: Çözüm demokrasi ittifakını kurmakta Aralarında yazar, oyuncu, gazeteci, bilim insanı ve siyasetçilerin bulunduğu “101 Aksaçlı” ortak bir çağrı yayımladı. “Cumhuriyetin teminatı bütün kurumlar, tek tek işlemez hale getiriliyor” vurgusu yapan “101 Aksaçlı”, “Haklarımızı talep etme zamanıdır” dedi. Gazetemiz yazarları Ali Sirmen, Şükran Soner, Zeynep Oral’ın yanı sıra Altan Öymen, Ahmet Türk, Zülfü Livaneli, Moris Gabbay, Orhan Pamuk, Murat Karayalçın, Müjde Ar, Genco Erkal, Gençay Gürsoy, Bülent Ortaçgil’in aralarında bulunduğu 101 yazar, oyuncu, gazeteci, bilim insanı ve siyasetçinin imza attığı metin “Aksaçlılar sesleniyor” başlığıyla YouTube’dan yayımlandı. “Ülkemiz böylesine koyu bir karanlık, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, toplumsal çürüme, dünyada yalnızlaşma, itibarsızlaşma yaşamamıştı. Anayasa fiilen askıya alınmış durumda, bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı Saray’ın emri altında. Cumhuriyetin teminatı bütün kurumlar, tek tek işlemez hale getiriliyor” denilen çağrı metninde “Topyekun tehdit ancak topyekun karşı koyuşla bertaraf edilir. Çözüm; bütün muhalefet güçlerinin, kendi varlıklarını koruyarak temel ilkelerde buluşacakları demokrasi ittifakını gecikmeden kurmaktır” dendi. Gençlere de seslenen “101 Aksaçlı”, “Size dayatılan düşmanlıkları, sahte cepheleri aşın, birlik olun, sesinizi yükseltin. Yarının aydınlığı sizin ellerinizde. Biz o aydınlığı yaşarken görmek istiyoruz” dediler. l Haber Merkezi ZAFER TEMOÇIN CHP GENEL BAŞKANLIĞI Tolga Yarman adaylığını açıkladı CHP kurultay onur üyesi Prof. Tolga Yarman, önümüzdeki hafta sonu yapılacak olan CHP 37. olağan kurultayı için genel başkanlığa aday olduğunu duyurdu. Yarman’ın adaylığına ilişkin CHP Genel Merkezi’nden olumlu yanıt geldiği Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı tarafından kabul edileceği öğrenildi. Yarman yaptığı yazılı açıklamada yarın saat 11.00’de, Genel Merkezimiz’de, basın odasinda bir açıklama yapacağını belirterek, “Basın toplantısından sonra, demek ki, 12.00 dolayında, Prof. Yarman degerli Genel Başkanı, her şey bir tarafa, zarafette kusura düşmemek için, bir çay kadar ziyaret etmeyi dilerim. Kendisi orada olmayabilecekse, hangi Genel Başkan Yardımcımızı ziyaret edebileceğimin tarafıma bildirilmesini dilerim. Söz konusu saatte, ziyaret edebileceğim bir üst düzey yetkili olmaz ise, canları sağ olsun. Dikkate getirdiğim çerçevede, kurultay salonunda, tarafıma ve takdir buyrulacak, belli sayıdaki omuzdaşımıza, uygun bir yer tahsis edilmesinin teminini, tensip ve dikkatinize sunuyorum” denildi. l Haber Merkezi ALİ AÇAR CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, bu hafta sonu yapılacak 37. Olağan Kurultay’ın pandemi koşullarında yapıldığını anımsatarak, “Parti içi seçim sürecini demokratik yöntemlerle gerçekleştiren tek siyasi partiyiz. Konuyla ilgili farklı seslerin çıkması da demokratik geleneğin bir gereği. Biz suçlamalara yanıt vermeden, halkın umudu olarak iktidar olacağız” dedi. Genel başkanlık yarışına ilişkin ise Salıcı, “CHP delegesi kendi özgür iradesiyle şimdiye kadar nasıl il, ilçe başkanı ve kurultay delegelerini seçmişse genel başkanlık yarışında da kararını aynı şekilde verecektir” diye konuştu. Sorularımızı yanıtlayan Oğuz Kaan Salıcı özetle şunları söyledi: n CHP pandemi koşullarında kurultaya gidiyor. Nasıl bir kurultay yaşanacak? Muhalif kanat kurultayı yargıya taşıdı. Bu tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz? 31 Mart 2019’daki yerel seçimler ve 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul seçimleriyle birlikte elde edilen büyük başarılar sonrası, belki de parti tarihimizin en coşkulu ve görkemli kurultaylarından birini 2829 Mart 2020’de gerçekleştirecektik. Ama pandemi koşulları bizi kurultayımızı ertelemek zorunda bıraktı. Ancak gerek Sağlık Bakanlığı gerekse bilim kuruluyla yaptığımız görüşmeler sonucu bizi açık havada bu tarihe mecbur bıraktı. Delegelerimiz bu hafta sonu 44 sandıkta oyunu kullanacak. Aynı kabinde en fazla 10 delegenin oy kullanması sağlanacak ve sosyal mesafe kuralına riayet edilecek. Kurultayın yargıya taşınmasına gelirsek; CHP, mahallelerden başlayarak sırasıyla ilçe ve il kongre süreçlerini demokratik yöntemlerle gerçekleştiren tek siyasi partidir. Partimiz içerisinde konuyla ilgili farklı seslerin çıkabiliyor olması da bu demokratik geleneğin bir gereğidir. İşin yargısal boyutu sonuçlandı, mahkeme son sözü söyledi. Verilen yargı kararının üzerine çok da yorum yapma gereği olduğunu düşünmüyorum. Genel başkanımızın da ifade ettiği gibi iktidar yürüyüşümüzden bizi alıkoyacak suçlamalara yanıt vermeden, halkın umudu ve iktidar olacağız. n Kurultay sonrası nasıl bir CHP göreceğiz? Cumhurbaşkanlığı ittifaksız kazanılamıyor ve Cumhur İttifakı ortakları da bunun farkında. Masamıza gelen anketler, beyefendilerin de önüne gidiyordur mutlaka. Anketlerde Cumhur İttifakı’nın mum gibi eridiğini görüyoruz. Şu an Türkiye zaten Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıyla yerelde tanışmış durumda. Biz genel seçimlerden sonra Türkiye’nin CHP tarafından yönetileceğine inanıyoruz. Kurultayın ardından izleyeceğimiz yol da bu doğrultudadır. İttifakımızı koruyarak, iktidara yürüyeceğiz. Ülkemizi, buhrana dönüşmüş olan krizden çıkaracağız. CHP delegesi kendi özgür iradesiyle şimdiye kadar nasıl il, ilçe başkanı ve kurultay delegelerini seçtiyse genel başkanlık yarışında da kararını aynı şekilde verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yerel seçimlerde başarıyı sağlayan stratejiyi kuran Genel Başkanımızın da yeniden seçilmesi konusunda bir tereddüt olduğunu zannetmiyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle