17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 22 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ne yüksek ne askeri Uzun vadede TSK’ye kalıcı zararlar verecek ve ulusal güvenliğimizi tehdit edecek söz konusu düzenleme siyasi ve toplumsal muhalefet tarafından ivedilikle gündeme getirilmeli ve düzeltmesine çalışılmalıdır. ne de şura DR. CIHANGIR DUMANLI E.TUĞGENERAL 15Temmuz NATOFETÖ darbe girişiminin hemen ardından OHAL ortamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) yeni bir darbe girişiminin önlenmesi bahanesi ile TSK’nin yapısında önemli değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişiklilerin en önemlilerinden birisi Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) yapısının değiştirilmesidir. Önceki durum Değişiklikten önce YAŞ, başbakanın başkanlığında, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı kuvvet komutanları ve tüm orgeneraller/oramirallerden oluşurdu. Genel sekreterliği Genelkurmay Başkanlığı yapardı. Şura yılda iki kez toplanırdı. Aralık ayındaki toplantıda TSK’nin harbe hazırlık durumu, Milli Askeri Stratejik Konsept gibi konular konuşulur, askerlerce başbakan ve MSB’ye bilgi verilir, ihtiyaçlar belirtilirdi. Ağustos ayındaki toplantıda ise bir üst rütbeye yükselecek general ve amirallerin durumları ile general ve amiralliğe yükselecek albayların durumları görüşülür ve karara bağlanırdı. TSK’nin geleceğine yön verecek general, amiral yükselmeleri ile ilgili kararlar askerlerin çoğunlukta olduğu kurulda oyçokluğu ile alınırdı. General ve amiral yükselmeleri için hazırlıklar şuradan çok önce başlar, yükselecek adayların mesleki performansları şura üyesi olan komutanlarınca değerlendirilir, kararlar çok titiz çalışmaların sonunda mesleki kriterlere göre ve objektif olarak verilirdi. Yapılan değişiklik 15 Temmuz 2018 tarih ve 8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kanun Hükmünde Kararname Erdoğan'ın yemin töreni sırasında Meclis’te bulunan Erdoğan'ın torunu ile Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Küçükakyüz'ün kafa tokuşturması, TSK'nin ciddiyetine dair ciddi eleştirilere yol açmıştı. si (KHK, RG:30479) ile YAŞ’ın yapısında önemli değişiklikler yapılmış, ordu komutanları orgeneraller/oramiraller üyelikten çıkarılmış, yerlerine cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar alınmıştır. Buna göre YAŞ şu üyelerden oluşmaktadır. l Cumhurbaşkanı yardımcıları (sayısı anayasa ile sınırlandırılmamıştır), l Milli Savunma Bakanı (MSB), l Adalet Bakanı, l Dışişleri Bakanı, l İçişleri Bakanı, l Hazine ve Maliye Bakanı, l Genelkurmay Başkanı, l Kuvvet komutanları (Kara, Deniz, Hava). (en az 6 sivil, 4 asker çoğunluk sivillerde). Değerlendirme Görüldüğü gibi YAŞ bu yazının başlığını hak edecek şekle getirilmiştir. Yüksek değildir; askeri bir kurulun yüksek olması için en yüksek rütbeli generallerin (orgenerallerin) çoğunlukta olması gerekir. Askeri değildir, çoğunluğu sivillerden oluşmaktadır. Şura değildir, kime danışmanlık yaptığı belirsizdir. Şu soruların cevaplandırılması gerekir: l Askeri bilgi ve deneyimleri ordu komutanları kadar olmayan, yükselecek adayları tanımayan, mesleki performanslarını değerlendiremeyen bakanlar yükselmelere veya emekli olacaklara hangi kriterlere göre karar vereceklerdir? l Bu bakanların (MSB hariç) görev alanları ile general yükselmeleri arasında nasıl bir bağlantı vardır? l Terfi edecekleri kıta komutanlıklarında denetleyen, tatbikat ve operasyonlarda, denetlemelerde, plan seminerlerinde yeteneklerini gören ordu komutanlarının değerlendirmeleri niçin dikkate alınmayacaktır? l Bakanlar, yükselme/emeklilik tercihlerini yaparken siyasi düşüncelerle mi hareket edeceklerdir? l Yükselmek isteyen general amiral ve albayların mesleki performanslarını kendi komutanlarına göstermek yerine, iktidardaki siyasi partiye yakın olmak istemeleri nasıl önlenecektir? l Bu durum orduya siyasetin sokulması sonucunu doğurmayacak mıdır? l Demokrasilerde iktidarın sık değişebileceği normal olduğuna göre, muhalefet iktidara geldiğinde general ve amiraller “es ki iktidarın adamları” olarak görülmeyecekler midir? l TSK’nin geleceğini belirletecek kararların askerlikle ilgi bilgi ve deneyimleri kısıtlı, belki askerlik bile yapmamış olan bakanlara bırakılması askerliği ve TSK’yi hafife almak değil midir? l Görevdeki yetkili askerler mesleğe girerken ant içtikleri gibi “askerlik mesleğinin namusunu koruma” görevini niçin yerine getirmemektedirler? Sonuç YAŞ’ın değiştirilen yapısı TSK’de mesleki performansın yerine, siyasi eğilimlerin ön plana çıktığı bir yükselme sistemi getirmektedir. Değişiklikler silahlı kuvvetlerin sivil denetimi ve yeni bir darbe girişiminin önlenmesi maksatlarını aşmış, iktidarın kendi ordusunu yaratması amacına yönelmiştir. Unutmayalım: Bugünün sorunları genellikle dünün çözümleridir. YAŞ’ın yeni yapısı orduya siyasetin girmesi gibi büyük bir sakıncayı doğurur. Siyasetin sokulması bir orduya yapılabilecek en büyük kötülüktür. Harp tarihi bunun örnekleri ile doludur. Kanun hükmünde kararnameler olağanüstü halin icapları kapsamını aşamaz ve olağanüstü hali gerektiren ortamın düzeltilmesi maksadıyla çıkartılabilir. Etkileri olağanüstü halin süresi sonunda da devam edecek kalıcı düzenlemeler KHK ile değil, kanunla düzenlenebilir. Bu konuda 1991 tarihli Anayasa Mahkemesi kararları (K.1991/1 ve K./1991/20) bağlayıcıdır. YAŞ ile ilgili yukarıdaki KHK hukuki bakımdan da sorunludur. Uzun vadede TSK’ye kalıcı zararlar verecek ve ulusal güvenliğimizi tehdit edecek söz konusu düzenleme siyasi ve toplumsal muhalefet tarafından ivedilikle gündeme getirilmeli ve düzeltmesine çalışılmalıdır. YAKINDA YAKINDA Fındık kaç lira olmalı? ŞÜKRÜ KARAMAN GAZETECI Karadenizli üretici temel geçim kaynağı fındığı toplamak için ağustos başında bahçeye girecek. 800 bin üreticinin geçim kapısı olan fındıkta rekolte geçen yıla göre yüzde 30 daha az. Geçen yıl 650 bin ton rekolte gerçekleştiği dikkate alındığında kayıp hayli fazla olacak. Don ve küf hastalığı rekolteyi düşürdü. Genelde her sene mart, nisan aylarında soğuk ve don yeni tomurcuklanan fındığı vuruyor, yakıyor. Ekmek kapısı olan fındığın yanmasını üzüntü ile karşılayan üreticinin elinden bir şey gelmiyor. Zararının karşılanması, beklediği paranın eline geçebilmesi için, umudunu yüksek taban fiyata bağlıyor. Gerçekleşmeyince düş kırıklığı yaşıyor. Geçen sezon erkenden açıklanan taban fiyatla uzun sürenin ardından yüzü gülmüştü. Geçen yıl TMO’nun fındık taban fiyatını hasat öncesi 16.50 lira olarak açıklaması üreticiyi sevindirmiş, tekel firmalara erkenden teslim olmalarını önlemişti. Borcu ve sat mak zorunda olanların dışındakilerin, TMO’ya ürününü vererek hak ettiği para eline geçmişti. Kaybeden çiftçi Fındıkçı, tekel firmaların piyasaya egemen olmaması, borçlandırarak üreticiyi kendine bağlamaması için bu sezon da TMO’nun hasat öncesi taban fiyatı açıklamasını bekliyor. Fındık işçisi günlüğünün 100150 lira arasında bir kilo fındık maliyetinin en az 17 lira olduğu dikkate alındığında, taban fiyatın 25 lira olması şart. Bunun altında kalacak rakam üreticiyi hoşnut etmez. Geçen yılın sonuna doğru ürün 2526 liradan serbest piyasada işlem gördü, elindeki fındığı satan TMO 400 milyon lira kâr eti. Bu yıl rekoltenin düşüklüğü göz önüne alınırsa Avrupa ülkelerinden ve çikolata fabrikalarından talep artacak. Tekel firmaların değil, üreticinin yüzünün gülmesi ve hak ettiğini alabilmesi için 25 liralık taban fiyatın açıklanması son derece doğal. Eğer, daha az düşük rakam açıklanırsa geçmişte olduğu gibi aynı senaryolar sahneye konulur, bilindik uluslararası tekel firmalar piyasada istediği atı oynatır. Kaybeden de Karadeniz’in çileli üreticisi olur. Tarımda en çok emek harcanan, karşılığında üreticisini çok da güldürmeyen bir ürün fındık. Maliyeti giderek artıyor. Karadenizli üretici, TMO’nun geçen yıl erkenden açıkladığı 16.50 lira taban fiyat karşısında önceki yıllara göre emeğinin karşılığını aldı. Tekel firma ve alivericilere düşük fiyattan vermek zorunda kalmadı. Geçimini fındıktan karşılayan üretici, taban fiyatın bu yıl da TMO tarafından bahçeye girilmeden önce açıklanmasını bekliyor. Taban fiyatı geç açıklanırsa, paraya acil ihtiyacı olan üretici önceden olduğu gibi yine tüccara teslim olur, zarar eder. Erken taban fiyat fındıkçıyı rahatlatacağı gibi, kafasındaki kaygıları da gidererek acele etmeyecek, serbest piyasada yükselecek rakamı bekleyecek. Üretici, aşını, umudunu bağladığı fındığın ucuz fiyatla tüccara satmaya mecbur bırakılmasını aklına bile getirmek istemiyor. Erken açıklanmalı Dışsatımda önemli paya sahip, devletin ciddi gelir kaynağı fındıkta yüzleri güldürecek taban fiyatın erkenden açıklanması, üreticinin korunması adına şart. Taban fiyat en az 25 lira veya üzerinde olmalı. Düşük rakam fındıkçıyı üzer, emeğini karşılamaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle