Katalog

HABER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILAN VE DÜN SAVUNMA YAPAN PROF. KAYIHAN PALA’YA DESTEK 3 22 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA Halk değil valilik panikledi Savunma yapan Pala: Gerçek bilim insanları kez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Si sorumluluklarını yerine nan Adıyaman ile getirmeye devam edecektir. çok sayıda hekim rektörlük önün Koronavirüs salgınıyla ilgili uyarılarda bulunduğu için Bursa Valiliği’nin şikâyeti üzerine Ulu de bir araya gelerek destek açıklaması yaptı. Adı dağ Üniversitesi tarafından hakkında “halkı yanlış bilgilendirme” id Prof. Dr. Kayıhan Pala yaman, “Soruşturmayı, halkın diasıyla soruşturma başlatılan Bur doğru bilgiye ulaşma hakkına, bili sa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakülte me, TTB’ye saldırı olarak görüyoruz. si Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğre Halkın değil Bursa Valiliği’nin pani tim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, dün ğe kapıldığını görüyorum” dedi. Bur rektörlüğe savunma verdi. sa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Pala savunm7xa4s0ınLıGSyaBpuarsrkİelna,n.CpHdfP 1 El2i1te.0z7i.s2e02“0Tüm15b:5u9 akıl tutulmasına milletvekilleri Nurhayat Altaca Ka rağmen pandemi dahil insan yaşa yışoğlu ve Orhan Sarıbal, HDP mil mını ve sağlığını olumsuz etkileyen letvekili Necdet İpekyüz, TTB Mer bütün süreçlerde gördüğümüz bü tün eksiklik ve yanlışlıkları dillendirmeye devam edeceğiz” dedi. DSÖ’den destek DSÖ soruşturmaya tepki göstererek yazılı bir açıklama gönderdi. Prof. Adıyaman’ın okuduğu mesajda, “Doktorlar olarak hepimiz önce insan yaşamını koruma yemini etmiş kişileriz. Prof. Pala hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı vereceğinize inanıyoruz” denildi. Savunmasını verdikten sonra Pala, gerçek bilim insanlarıyla akademik unvanlı memurlar arasındaki ayrımın görüldüğünü belirterek “Gerçek bilim insanları bilimsel sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir” dedi. l Haber Merkezi 21 TEMMUZ SALI 42 BİN 846 928 4 MILYON 359 BIN 627 5526 379 C M Y CM MY CY CMY K 18 1009 221 BIN 500 1246 204 BIN 11 Melek Çetinkaya Melek Çetinkaya adında bir tanıdığım yok. Birkaç gün önce BirGün gazetesindeki bir haber başlığında rastladığım bir isim. Başlıkta “Melek Çetinkaya tutuklandı” deniyor… Bir de fotoğraf konmuş. Başörtülü, sıradan, olağan bir halk kadını. Yüzünde belli belirsiz gülümseyiş. Göğsüne asılı siyah bir önlükte ise beyaz harflerle “Askeri öğrencilere adalet istiyoruz” yazılı. Haberin ayrıntısında, Melek Çetinkaya’nın Hava Harp Okulu öğrencisi oğlu Furkan’ın darbeye teşebbüsten tutuklanarak müebbet hapse mahkum edildiğini öğreniyoruz. Melek Hanım da Akit TV’ye yaptığı açıklamalar nedeniyle bir gün önce (17 Temmuz Cuma) tutuklanmış. Kızı Rüveyda, Twitter hesabından, annesinin 12 Temmuz’da bu TV kanalında söylediklerinde “suçu ve suçluyu övdüğü” iddiasıyla gözaltına alınarak Ankara’dan İstanbul’a götürüldüğünü bildiriyor… HHH Başta belirttiğim gibi, Çetinkaya ailesiyle bu gazete haberi dışında bir tanışıklığım yok. Zaten olması olası değil. Açıklamanın yapıldığı TV kanalı, çocukların isimleri gibi ayrıntılar, farklı dünya görüşlerine sahip olduğumuzun işaretleri. Fakat bir gazetenin köşesine sıkışmış bu haber ve çocuğu için mücadele eden annenin görüntüsü günlerdir zihnimden ve gözlerimin önünden gitmiyor. Çünkü bütünüyle bir Türkiye fotoğrafı bu. İnsanlar işinde gücünde, bir şey olmamışçasına günlük yaşamlarını sürdürmektelerken, sessizce, ya da sesi bastırılmış olarak yaşanan bir acının fotoğrafı… Çünkü sesinizi çıkarmak, acınızı dile getirmek istediğinizde, başınıza gelecek olan Melek Hanım’ın başına gelen olacaktır… HHH Melek Hanım suçu ve suçluyu övmek için ne söylemiş olabilir, bilmiyorum. Olsa olsa, benim ve sanırım bu satırları okumaktayken pek çoğunuzun da zihninde beliren soruyu, 19 yaşında bir çocuğun darbeye nasıl teşebbüs etmiş olabileceğini sormuştur. Ve ardından, anne yüreğinden yükselen acının da etkisiyle, bir çocuğun böyle bir iddiayla müebbet hapis cezasına çarptırılmasının nasıl bir adalet ve vicdan eseri olduğunu sormuş olabilir… Yani benim ve bu satırları okumaktayken büyük olasılıkla pek çoğunuzun da zihninde beliren bu soruyu… HHH Bir iki hafta önce, üst üste iki yazıda, hapishanede ölüm oruçları sürmekte olan iki genç avukattan Aytaç Ünsal’ın annesi Nermin Ünsal Hanım’ın iletisi üzerine ve bu vesileyle de o genç avukatlara yapılan büyük haksızlıklar konusunda yazmıştım. Şu ana kadar, ne yazık ki ne Yargıtay’dan ne bir başka kanaldan olumlu bir haber işareti geldi. Gençlerine zulmedilen, annelerine acı çektirilen, vicdanlar üzerinde ağır baskıların uygulandığı bir ülke görünümündeyiz. Bu kadar ağırlaşan kötülüğü bir ülke daha ne kadar süre taşıyabilir, bilmiyorum. Hazinedar’a 8 yıl hapis istemi İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve meclis üyesi Çetin Kırışgil hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava açıldı. İddianamede, Hazinedar ile bazı meclis üyelerinin “görevleri sırasında haksız mal edindikleri”, “mal bildiriminde beyan ettikleri malların gerçeği göstermediği”, iddia edildi. “Mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele kanunu” kapsamında Hazinedar ve Kırışgil’in 8 yıla kadar hapsi ve 10 milyon liraya kadar para cezasına çarptırılması istendi. Hazinedar geçen yıl CHP’den istifa etmişti. l İç Politika Valiliğe bağış sorusu İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren Dr. Yavuz Kalaycı’nın çocuklarının eğitimi için başlatılan ve ancak sona erdirilen bağış kampanyasına ilişkin İstanbul Valiliği tarafından “çocukların eğitim masraflarının karşılanacağı taahhüdünün neden daha önce verilmediğini” sordu. İstanbul Tabip Odası’ndan (İTO) yapılan açıklamada bağış sürecinin ailenin izni alınarak başlatıldığı anlatılarak, Valiliğe, “Covid19 pandemisi süresince kaybettiğimiz diğer sağlık çalışanları için de benzer taahhütte bulunacak mısınız” sorusu yöneltildi. Açıklamada, İTO tarafından başlatılan ve iki gün süren kampayada toplanan 208.729,69 TL’nin ailenin hesabına aktarıldığı belirtildi. l Haber Merkezi