21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 22 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA Fazıl Say’dan 50. yaşında kendisine ve sevenlerine doğum günü armağanı olarak 51. CD kaydı geliyor: “Şu Dünyanın Sırrı” 4. Şarkılar albümü ‘50 yaşımda 51. CD Shakespeare şarkıları kaydım bugün başlıyor’ Dünyaca ünlü besteci, virtüöz piyanistimiz, yazar, düşünür, ama bir yanıyla da ailemizin sanatçısı Fazıl Say, “Şu Dünyanın Sırrı” adını verdiği 4. Şarkılar albümünün CD kaydı için dün stüdyoya girdi. “50 yaşımda 51. CD kaydım” diye paylaştı takipçileriyle bu heyecanını. Fazıl Say, bu şarkıları pandeminin başladığı günlerde izole olduğu Urla’da 35 günde bestelemiş, her sabah komşudaki horozun ötüşüyle erkenden uyanarak disiplinli bir çalışmayla üretken bir dönem geçirmiş, bestelerin bitişi haberimize de konu olmuştu. Bir aydır bestelerini çok sevdiği vokali Serenad Bağcan’la çalışan Say’ın yeni albümünde Hayyam, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Saba hattin Ali, Aziz Nesin, Metin Altıok ve Pir Sultan Abdal’ın şiirleri var. Fazıl Say, albümün hazırlık sürecini şöyle anlatıyor ve dinleyicisini de şiirlerin sonunda yaptığı uzun sololar konusunda uyarıyor: Yarısı piyano albümü “Solistimiz müthiş yorumcu Serenad Bağcan bir ay boyunca müthiş bir çalışma ile hazırlandı, olimpik formda. Onu “İlk Şarkılar” ve “Yeni Şarkılar”dan zaten hepiniz biliyorsunuz. Genç yeteneklerde son dönemde inanılmaz parlayan, herkesin umut beslediği çellist Cemal Aliyev de şarkı dolu çalışıyla bu albüme renk ve ruh katıyor. Her daim sonsuz güvendiğim Aykut Köselerli, bendir ve da vul gibi Türk vurma sazlarında. Benim “yorumcu” olarak işim al bümde çok yoğun. Çünkü bu şarkıların yeni bir formatı var, her şarkı bittikten sonra uzun bir piyano solo ile devam ediyor; çünkü ben şairlerimi aynı şarkıda bir de kendim anlatmak istedim. Mesela Pir Sultan şarkısından sonraki uzun soloda “Pir Sultan’ın korkusuzca idamına gitmesi”ni konu aldım. Sabahattin Ali’nin götürülmeden önce evinde geçirdiği son gece, “Endişe ve aydın insan” portresi, Kaygusuz Abdal şiirinin sonunda “Derviş Yunus Anadolu’nun yüreğinde” gibi. Yani yarısı bir piyano müziği albümü. Dinleyecekler için böyle bir for mat deniyor olmam yadırganmasın. Küçük bir kaza “Dün akşam kolumu masaya çarptım, tam da kayıt arifesinde bu tarz görünmez kazalar oluyor, kayıt zor konudur, seyircisiz, mikrofon ve biz, her şeyi unutup müziğe dalmalıyız. Bu iki gün her şeyi unutmak zorundayım, kolumdaki çok hafif sızıyı da; çünkü kayıt sonsuzluğa yolladığımız bir şey. Opus 89, 8 şarkı Eylül 2020’de, CD, LP olarak ve tabii ki spotify dahil tüm internet mecralarında çıkacak.” Sanatçının hesabında paylaştığı bu heyecana, pek çok ünlü ismin katılıp, bekliyoruz demesi de ayrı bir güzellik, haber konusu! l Kültür Servisi VENEDİK FİLM FESTİVALİ Onur ödülleri iki kadına Koronavirüs salgını sonrası perdelerini açacak olan ilk büyük sinema festivali 77. Venedik Film Festivali’nin “Yaşam Boyu Altın Aslan” ödülleri İngiliz oyuncu Tilda Swinton ve Hong Konglu yönetmen Ann Hui Ann Hui’ye verildi. Tilda Swinton, ödülü kabul ederek, “Bu festivalin 30 yıldır benim kalbimde çok özel bir yeri var, bu yüzden aldığım bu ödül çok kıymetli. Hele de bu yıl, yaşanan her şeye rağmen, hayatın tüm zorlamasına rağmen sinemanın ölümsüzlüğünü kutlayabilmiş olmak bana ayrıca büyük bir mutluluk veriyor” açıklamasını yaptı. Ann Tilda Swinton Hui ise “Böyle bir ödül almaktan dolayı çok mutluyum, onur duydum” diye konuştu. Festivalin film seçkisi önümüzdeki günlerde açıklanacak. Bu sene Venedik’te daha az film gösterilecek. Önceki yıllar da Lido Adası’nda yapılan “Sanal Gerçeklik” bölümü ise sadece internet üzerinden yapılacak. Tilda Swinton, “Avukat” filmiyle 2008 yılında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ı kazanmıştı. İngiliz oyuncunun ayrıca aynı dalda BAFTA ödülü de bulunuyor. Ayrıca 2 kez Altın Küre’ye aday gösterildi. Ann Hui ise aynı zamanda yapımcı, senarist ve oyuncu. Hong Kong yeni dalgasının en çok beğenilen yapımcılarından biri. Hong Kong’daki sosyal konularla ilgili filmleriyle tanınıyor. ‘Gece, Kadın ve Kuşlar’ ( 1968). Miro sergisine çevrimiçi erişim Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), geçmiş sergilerini dijital kanallarında paylaşıma açmaya devam ediyor. Yeni açılan sergi, 23 Eylül 2014 1 Şubat 2015 tarihlerinde Sabancı Holding’in sponsorluğunda düzenlenen “Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” sergisi. 20. yüzyılın çok yönlü ve çığır açan Katalan sanatçısı Joan Miró’nun olgunluk dönemine odaklanan bu sergi, aynı zamanda “Picasso İstanbul’da” ve “Salvador Dalí: İstanbul’da Bir Sürrealist” sergilerinin ardından, SSM’nin İspanya’dan büyük ustaları ağırladığı üçlemenin de son halkasını oluşturmuştu. Daha önceki çevrimiçi sergilerde olduğu gibi, bu serginin kataloğundan makalelere de dijital erişim sağlanıyor. (www.sakipsabancimuzesi.org) FRINGE FESTIVAL’DE 12 yabancı 3 yerli ekip 2. İstanbul Fringe Festival’in bu yıl salgın nedeniyle çevrimiçi yapılacak programı belli oldu. Festival, 2127 Eylül tarihlerinde YouTube, Zoom, WhatsApp ve diğer sosyal medya mecralarından ücretsiz takip edilebilecek. Festivalde dans, performans, tiyatro gösterileri, atölye çalışmaları, sanatçıizleyici buluşmaları, söyleşiler ve kapanış partisi de olacak. Programda 12 yabancı, 3 yerli ekip bulunuyor. İstanbul Fringe hem salgın sürecinde gelirleri durma noktasına gelen sanatçıları desteklemek hem de İstanbul Fringe Festival organizasyonuna devam edebilmek için Fringe Destek Fonu oluşturdu. Festival ücretsiz olsa da destek biletleri “tiyatrolar.com.tr” adresinde satışa çıktı. Festival programı ve detaylı bilgi için: www.fringeistanbul.com. PERFORMİSTANBUL Destek çağrısı Bu yıl dördüncü yaşını kutlayan performans sanatı platformu Performİstanbul, destek bekliyor Performİstanbul Canlı Sanat Araştırma Alanı (PCSAA) ile platform, canlı sanat kütüphanesi ve arşivi oluşturmayı amaçlıyor. Kütüphanede 7 bin kitabı bir araya getirmeyi amaçlayan platform, canlı sanat alanında yerel ve uluslararası olarak satın almak üzere bir yayın listesi hazırladı. Platform, bu yayınları alabilmek ve bünyesine katabilmek için destek çağrısı yaptı. www.performistanbul.org L inet Şaul’u sanırım 2003 yılında tanıdım. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de ünlü Rus çellist Alexander Rudin bir konser vermiş ve ertesi gün de ustalık sınıfı düzenlemişti. Kennedy Lodge adlı konukevinin önündeki yeşil çimenlerin üstünde, Boğaz’ın harika manzarasının karşısında Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen çellistleri dinlemiş, onlara öğütler vermişti. Bu müzikçiler arasında İzmir’den kalkıp gelen bir de soprano vardı. Viyolonselin ustalık sınıfı ona ne ifade edebilirdi ki? Sorduğumda Linet’ten şöyle bir yanıt almıştım: “Viyolonsel insan gibi şarkı söyleyen, özellikle mezzosoprano sesine çok yakın bir çalgıdır. Ben de Rönesans ve Barok şarkıları söylüyorum ve bu sesi bir ustadan dinlemek, onun öğrencilere öğütlerini duymak için buraya geldim.” Son günlerde çok değişik, çok alımlı bir CD ulaştı elime: “Shakespeare ve Müzik”. Lilamüzik tarafından hazırlanıp piyasaya sürülmüş. İzmir Barok topluluğunun solisti Linet Şaul (soprano). Kontrbas sanatçısı ve İzmir Barok’un kurucusu Bülent Oral (viola da gamba) ve Hırvat sanatçı Diego Leveric (lavta ve theorbo) ile birleşip bu dinletiyi hazırlamak için yola çıkmışlar. Böylesi bir projenin fikri ise flüt sanatçısı ve yazar Aydın Büke tarafından ortaya atılmış: 2016’daki Shakespeare’in 400. ölüm yıldönümü için zamanın müziklerini derlemeyi önermiş. Tiyatro sanatçısı Ayşe Lebriz Berkem de projeye katılınca, bir senaryo yazılmış ve müziklerle birleştirilmiş. CD kaydında emeği geçen Can Karadoğan ve Ozan Sarıer’i de alkışlamalıyız. Ne büyük bir orkestra, ne de gösterişli şarkılar var içinde. Tümüyle Rönesans ve Erken Barok döneminin şiirleri, ara müziği ve şarkılarından örülmüş sesler. O döneme yaraşır usul usul bir tonla çağların ötesinden, Shakespeare’den masallar dinliyorsunuz sanki. CD’nin açılışında çağımızın Rönesans ve Barok gibi eskimüzik ustalarından soprano Dame Emma Kirkby bir şiir okuyor: Shakespeare’in Venedik Taciri oyunundaki 5. perdenin 1. sahnesinden Lorenzo’nun sözleri. Sonra Linet Şaul’un ilk şarkısını dinliyoruz. Çalgısal ara geçişlerinde zamanın tiyatroları için yazılmış sahne müzikleri de var. Sadece Shakespeare zamanından şiir besteleri değil, onun çağdaşlarından besteler, dans eşliği için yazılmış duygulu veya ritmik geçişler de huzur verici. Robert Johnson’un bestelediği Fırtına’dan “Full fathom five”(Tam beş kulaç derinde)” şarkısı benim favorim oldu. 12. gece’den Thomas Morley’nin “O mistress mine” (Ah aşkım benim), John Dowland’ın “Flow my tears” (Ak gözyaşlarım), Thomas Morley’nin “It was a lover and his Lass” (Bir âşık genç ve sevgilisi varmış) ve bunlardan yarım yüzyıl sonra bestelenen Henry Purcell’in “The Fairy Queen” (Periler Kraliçesi) müziği ile CD sona eriyor. Kitapçığın bilgilendiren notlarını Asuman Kafaoğlu Büke yazmış. Bu CD’yi dinlerken sakın çalgısal bölümler uzadı sanmayın. Onların içinde öylesine derinlik var ki! Siz de bir Rönesans kayığına binin ve katılın kervana. CD’nin nasıl bittiğini anlamayacaksınız bile. ‘Çekirdek bedava’ AçıkhavADA sinema İstanbul Büyükada’da düzenlenen AçıkhavADA Sinema etkinliği kapsamında kült film olarak değerlendirilebilecek Sarı Mercedes, Ruhların Kaçışı/Sprited Away, Acı ve Zafer/Pain and Glory ve Tosun Paşa filmleri, 23, 24, 25 ve 26 Temmuz’da izleyicilerle buluşuyor. Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül’ün organizasyonuyla hayata geçirilen AçıkhavADA Sinema’da 2020 yazı boyunca her perşembe, cuma, cumartesi ve pazar akşamları saat 20.30’da film gösterimleri olacak. Bu haftanın programı şöyle; Yarın akşam (23 Temmuz) Adalet Ağaoğlu’nun anısına “Fikrimin İnce Gülü” eserinden uyarlanan, İlyas Salman’ın başrolünde yer aldığı “Sarı Mercedes” filmi gösteriliyor. Bu özel gösterime yazar Şebnem İşigüzel, Başka Sinema kurucularından Azize Tan ve şair Ataol Behramoğlu katılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle