21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ 9 1 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA Erdoğan, açılışını yaptığı, Davutoğlu’nun da kurucusu olduğu üniversiteyi kapattı Kavgada son raunt Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izni iptal edildi. Erdoğan, “Bunlar Halk Bankası’nı dolandırmaya çalıştılar” demişti. Davutoğlu, Erdoğan ve Gül üniversitenin 2010 yılı ekim ayında akademik yılı açılış törenindeydi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun da kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izni kaldırıldı. Karar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Yapılan denetimler sonucunda mevcut mal varlığıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceği tespit edildi” denildi. Karar, Yükseköğretim Kurulu’nca da (YÖK) onaylandı. İstanbul Şehir Üniversitesi, 2008’de, Erdoğan’ın da katıldığı bir törenle açılmıştı. Ahmet Davutoğlu’nun, AKP’den ayrılmasının ardından 2019’un aralık ayında üniversitenin hesaplarına önce tedbir kararı konulmuş, ardından Marmara Üniversitesi’ne devredilmişti. Üniversitenin sahibi olan Bilim ve Sanat Vakfı’na da kayyum atanmıştı. Dolandırıcılık suçlaması Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yıl sonunda “Şehir Üniversitesi’nin tahsisini başbakanlığım döneminde yapan benim. Daha sonra malum zat başbakan olunca bu tahsisi Şehir Üniversitesi’ne mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Öksüz ve yetimin hakkını orada gözetmeksizin devir gerçekleştirdiler. Bunlar Halkbank’ı da dolandırmaya çalıştılar” demişti. Öğrenciler, Marmara Üniversitesi’ne YÖK dün akşam yaptığı açıklamada İstanbul Şehir Üniversitesi’ndeki öğrencilerin, garantör üniversite olan Marmara Üniversitesi’ne aktarılmasına karar verildiğini duyurdu. Açıklamada, “Faaliyet izni kaldırılan Şehir Üniversitesi’nin öğrencilerinin, sınıf, dönem, kredi, süre gibi kazanılmış hakları korunacak. Şehir Üniversitesi’ne kayıtlı öğrenciler, her türlü eğitim öğretim ücretini, Marmara Üniversitesi’ne ödemeye devam edecektir” dendi. Öte yandan Şehir Üniversitesi öğrencileri, yaşanan durumu dün üniversitenin Kartal’daki kampüsünde toplanarak protesto etti. Şehir Hepimizin Platformu’nun çağrısıyla bir araya gençler mağdur edildiklerini vurguladı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘ŞEHİR HATIRASI’ ÖNÜNDE POZ VERMİŞLERDİ Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile eşi Sare Davutoğlu, İstanbul Şehir Üniversitesi’nin 20102011 Akademik Yılı açılış törenine birlikte katılmıştı. Açılış törenine katılanlar “Şehir Hatırası” panosu önünde fotoğraf da çektirmişti. ALTUN DA KURUCUSUYDU Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun da bir dönem İstanbul Şehir Üniversitesi kadrosunda yer aldı. İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucu akademik kurulunda yer alan Altun, iletişim fakültesinin kurucu koordinatörlüğünü, 20082014 yılları arasında iletişim bölüm başkanlığı yaptı. DAVUTOĞLU’NDAN KARARA TEPKI Babacan: Hasmane bir tutum Kapatma kararını “hasmane bir tutum” olarak nitelendiren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından “Yaşanan süreç tamamen hukuk dışı ve iktidarın hasmane tutumundan ibarettir. Şehirli tüm arkadaşlarımın okullarını yaşatmak için gösterdikleri çabayı saygıyla selamlıyorum” dedi. ‘Cumhurbaşkanı tarihe geçti’ Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, dün İstanbul’da basın açıklaması düzenleyerek Erdoğan’ın attığı imza ile tarihe üniversite kapatan siyasetçi olarak geçtiğini belirtti. “Erdoğan’ın siyasi hırsı ve kini artık hiç bir engel tanımıyor” diyen Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı attığı bu imza ile nasıl bir Türkiye görmek istediğini de ilan etmiştir. Cumhurbaşkanı, AK Parti ve 28 Şubatçı ortaklarının Türkiyesinde özgür düşünceye, bilgiye, liyakate ve emeğe yer yoktur. Onların Türki yesinde akla, ahlaka ve vicdana yer yoktur. Daha da önemlisi gençlere yer yoktur. Herkes kendilerine kayıtsız şartsız itaat etsin istiyorlar. Arazi tahsisi tartışmasının da, banka kredisi kandırmacasının da, ödemeler gecikiyor mazeretinin de bir düzmeceden ibaret olduğunu herkes biliyor. Artık Cumhurbaşkanı ve 28 Şubatçı ortakları gururla meydanlarda Şehir Üniversitesi’ni nasıl kapattıklarını anlatabilirler” ifadelerini kullandı. “Artık ‘cumhurbaşkanı iyi ama çevresi kötü’ al datmacasının daha fazla savunulacak hali kalmamıştır” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Bugün üniversiteye el koyan da, eğitim hayatına darbe vuran da, kayyım atayan da, gençlerin hayalleriyle umutlarıyla oynayan da, hocaları işsiz bırakan da, futbol kulüplerine, inşaatçılara bulduğu parayı üniversitelerden esirgeyen de, siyasi hırsı ve kini için artık hiç bir engel tanımayan da bizatihi bu Cumhurbaşkanı kararına imza atan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır” dedi. l İç Politika Kararlar yayımlandı Bazı yükseköğretim kurumlarına bağlı olarak fakülte, enstitü ve yüksekokul kurulması, kapatılması, birleştirilmesi ile adlarının değiştirilmesi hakkındaki Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne bağlı fen bilimleri, sosyal bilimler ile bilişim enstitüleri, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ne bağlı Gerede uygulamalı bilimler yüksekokulu, İstanbul Okan Üniversitesi’ne bağlı Fen ve Sağlık Bilimleri ile Sosyal Bilimler enstitüleri, Kırklareli Üniversitesi’ne bağlı Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne bağlı su ürünleri fakültesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne bağlı Ereğli Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne bağlı eğitim, fen ve sağlık bilimleri ile sosyal bilimler enstitüleri, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ne bağlı Yalvaç Büyükkutlu Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ile Kadir Has Üniversitesi’ne bağlı uygulamalı bilimler fakültesinin kapatılması kararlaştırıldı. Bazı kapatılan bölümlerin yerine yenileri açıldı. ‘Yanlışlıkla’ üniversite Öte yandan Erdoğan’ın imzasıyla dün yayımlanan karara göre 13 farklı üniversite bünyesinde 3 enstitü 11 fakülte bir de ‘üniversite’ kuruldu. Karar içerisinde Marmara Üniversitesi bünyesinde ‘Mimarlık ve Tasarım Üniversitesi’ kurulduğu ifadesi dikkat çekti. Oysaki yeni üniversite kuruluşu ancak TBMM’den geçecek kanunla mümkün. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yapılan hataya ilişkin tepkisini “Tayyip Erdoğan imzaladığı kararı okumuyor mu? Resmi Gazete’de basılan kararın kontrol edilmediği bir rejim yarattınız” ifadeleriyle dile getirdi. l ANKARA/Cumhuriyet AYM’den terör örgütü hükümlüsüne tazminat kararı ŞIMDI DE GÖKÇEK’IN SORUŞTURMALI GÖZDESİNİ ATADI ‘Engelli mahkuma tek kişilik oda’ hak ihlali Anayasa Mahkemesi, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada sağ kolunu dirsekten kaybeden PKK terör örgütü hükümlüsünün tek başına bir odada tutulmasının öz bakım ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeniyle hak ihlali olduğuna karar verdi. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve kasten öldürme suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan PKK terör örgütü üyesi Ersan Nazlier, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin “ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz” şeklindeki raporuna karşın Diyarbakır T Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tek kişilik odaya konuldu. Nazlier, buradan Silivri Cezaevi’ne nakledildi. Nazlier, 2015’te AYM’ye başvurdu. Anayasa Mahkemesi, 2016’da Nazlier’in tek başına kalmaması yönünde bir tedbir kararına imza attı. Başvuruyu 3 Haziran’da esastan görüşen yüksek mahkeme, başvurucuya net 21 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Öte yandan AYM, Kocaeli Öğ renci Gençlik Derneği’nin faaliyetlerine katıldığı gerekçesiyle DHKP/C üyesi olmak suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hakan Yılmazöz’ün başvurusunu da değerlendirdi. ‘Yeniden yargılansın’ İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren mahkeme, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. Kararın gerekçesinde, “Ancak başvurucunun söz konusu dernek kapsamındaki faaliyetlerinin ne olduğu, faaliyetleri ne zaman gerçekleştirdiği, bunların barışçıl olup olmadığı, konusu, içeriği veya terör örgütü propagandasına dönüşüp dönüşmediği gibi hususlar mahkemece gerekçede açıklanmamıştır. Mahkeme, başvurucunun temel hakları kapsamında bulunan faaliyetlerinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyamamış; böylece örgütlenme özgürlüğü üzerinde haksız bir caydırıcı etki oluşturmuştur ” ifadesi kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Hatipoğlu’ndan bir tartışmalı atama daha SENA YAŞAR Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, eski Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Melih Gökçek döneminde EGO Genel Müdürlüğü’nün farklı birimlerinde görev yapan ve görevdeyken soruşturma geçiren Şerafettin Genç’i genel sekreter olarak atadı. Genç, 1999 yılında Abone İşleri Daire Başkanlığı görevini yürütürken kendisiyle birlikte EGO’da görevli 21 bürokrat hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame düzenlendi ve dava açıldı. Genç, bu davada “1998 yılında açılan şehiriçi yolcu taşıma otobüsü alımı ihalesinde görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle yargılandı ve beraat etti. Mülkiye başmüfettişlerinin suç duyurusu üzerine, 2006 yılında, dönemin EGO genel mü Nihat Hatipoğlu dürünün de aralarında bulunduğu 32 bürokrat hakkında “EGO’nun doğalgaz yenileme projesi, akaryakıt ve otobüs yedek parça alımı, metro istasyonları ve araç temizliği, gümrük hizmetlerinin yürütülmesi doğalgaz sayaçları endeks okuma işlerinin özel firmalara usulsüz yaptırılarak, bu firmaların haksız kazanç sağlamasına ne den oldukları” gerekçesiyle bir dava daha açıldı. Genç, bu davada da hapis istemiyle sanık olarak yargılansa da, Gökçek tarafından EGO’da uzun yıllar görevlendirilmeye devam etti. Genç, Gökçek’in görevinden istifa ettirilmesinin ardından, 2017’de ABB’deki görevlerinden ayrıldı. Tartışılan atamalar Hatipoğlu, geçen aylarda da, 2018’de Konya Selçuk Üniversitesi’nde kültür şube müdürü iken “resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan hakkında soruşturma başlatılan Sabri Kulekaya’yı idari ve mali işler daire başkanı olarak atamıştı. Daire başkanlığının şube müdürlüğüne de Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü olarak görev yaparken FETÖ’den soruşturma geçiren Ergün Özuslu’yu atamıştı. l ANKARA Hukuku katletmek FETÖ’ye yardım ve yataklıktır! T ürkiye’de AKP iktidarının baroları nasıl bitiririm diye hesap yaptığı şu günlerde ABD’den ve Almanya’dan birbirine benzer iki haber geldi. ABD’nin her yıl ilan ettiği yıllık terör örgütleri listesinde bu yıl da FETÖ yok! Almanya’nın zaman zaman güncellediği terör örgütleri listesine FETÖ dahil edilmedi. Geçen hafta gelen bu iki haber çok şey ifade ediyor. ABD, önceki yıllardan farklı olarak FETÖ için “sürgündeki din adamı” yerine sadece “din adamı” demiş. Aslında bu tabir daha doğru. Zira FETÖ memleketinde! Kaldı ki ABD’den gelen haberler FETÖ mensuplarının her bakımdan iyi yaşadığı yönünde. İş insanı olanlar Türkiye’den “zamanında” çıkardıkları servetlerle milyarlarca dolarlık ticari faaliyet de yapıyorlar. ABD, Suriye’de PKK uzantısı olarak faaliyet gösteren YPG için de yine “terör örgütü” tabiri kullanmadı. Şunu dedi: “Türkiye, YPG’yi PKK uzantısı olarak görmektedir.” AKP iktidarı bu bakıştaki ABD ile “Libya’da aynı düşünüyoruz” diye hava atıyor! Almanya da özünde ABD’den farklı değil. Erdoğan’la bazen görüşmeyen Merkel, FETÖ’yü terör listesine almazken, FETÖ’cü olduğu bilinip Almanya’da oturanlar hakkında bilgi toplamayı ülkesi aleyhine “casusluk faaliyeti” sayıyor! HHH AKP, ABD ve Almanya ile “çok iyi” ilişkiler içinde olup bu tabloya izin veriyorsa vahim... Vermiyorsa, buna rağmen bunlar yaşanıyorsa daha da vahim! Başta vurguladık; konunun çok boyutu var. Bugün şurasından tutalım: Pek çok ülke Türkiye’de evrensel ölçütlere uygun bir hukuk sistemi olmadığını iddia ediyor, bu nedenle terörle mücadele için işbirliği yapmayacağını söylüyor. Bunun son somut örneği, barolarla ilgili girişim. Olay yurtdışındaki yayın organlarında şu şekilde işleniyor: AKP iktidarı yargı sisteminin savunma ayağını kırıyor! Her şeyin yandaş medyada yer alan şekilde olduğunu, dünyanın da bu yönde algıladığını sanıyorlar. FETÖ yurtdışı propaganda gücünü kullanırken, Türkiye’de hukukun tükendiğini, adil yargılama sisteminin ortadan kalktığını anlatmak için ne yaparsa yapsın, AKP’nin çoklu baro girişimi kadar başarılı olamazdı. Söz konusu taslağa niçin karşı çıktığını anlatmak için yola çıkan baro başkanlarına yapılan muameleden taslağın içeriğine kadar her şey hukuk dışı. Avukatlara, yani yargının en önemli 3 ayağından biri olan savunmanın temsilcilerine dün de ağır bir hakaret vardı. Çağlayan Adliyesi önünde buluşacak olan avukatlara alanın çok küçük bir bölümü ayrılıp “buyurun buraya sıkışın” dendi. Adeta, “içinizde Covid19 taşıyan varsa hepinize bulaştırsın” der gibi! Bu uygulamayı AKP içinden eleştirenler oldu ama çoklu baronun çok doğru olduğunu iddia ederek. Buna bakıp “AKP içinde İçişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında fay hatları var” diyenler haklı mı diye sormadan edemiyoruz! HHH İktidarın salgınla ciddi mücadele edilmesi gereken bir dönemde, kıdem tazminatını fon kuyusuna atmayı, güvenlik soruşturması hayaletini canlandırmayı, baroları bitirmeyi öngören adımlar atması şu sorunun da yanıtını veriyor: Salgın Türkiye’de yönetim anlayışını nasıl etkileyecek? Yanıtlar ortada! AKP tükendikçe saldırganlaşmayı, kutuplaştırmayı, gündemi ne pahasına olursa olsun değiştirmeyi sürdürecek. Türkiye’ye dönüp halkı azarlamayı, dünyaya dönüp Türkiye’yi pazarlamayı yöntem sanan iktidar ikinci şıkkı da başaramaz oldu. AB ülkelerinin, “Türkiye’ye seyahat izni vermesi” için çok çaba harcandı. En üst düzeyde telefonlar edildi. Ancak dün AB’nin yayımladığı listede Fas, Cezayir, Sırbistan vardı, Türkiye yoktu. İş, yandaş medya yayınlarıyla “virüsü yendik, Avrupa’ya fark attık” demekle olmuyor. İktidarın her türlü muhalefeti yok sayarak, ezerek, bitirerek varabileceği yeri bu hafta gördük. Dileriz AKP de görür: 1 Salgın hastalıkla inat olmaz. 2 Halkla inat olmaz! UZUN SÜRE YURTDIŞINA ÇIKARILMADI KHK mağduru Prof. Dr. Savaş yaşamını yitirdi Kanser tedavisi için uzun süre yurtdışına çıkış izni verilmeyen KHK’li Prof. Dr. Haluk Savaş yaşamını yitirdi. Prof. Dr. Haluk Savaş, Gaziantep Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyken 2016 yılında KHK’yle ihraç edildi. Daha sonra cezaevine gi ren Savaş’a burada kanser teşhisi konuldu. Ameliyat olan Haluk Savaş, daha sonra yurtdışında tedavi edilmek istendi ancak ülkeden çıkışına izin verilmedi. Bunun üzerine adına kampanyalar başlatılan Savaş’ın yurtdışına çıkışına izin verildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle