Katalog

DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE [email protected] 7 1 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA Astana süreci ortakları RusyaTürkiyeİran liderler düzeyinde toplanıyor Suriye mesaisi yeniden Zirve öncesinde dün “Suriye ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi” başlıklı 4. Brüksel Konferansı düzenlendi. Koronavirüs ve gıda krizi masaya yatırılırken siyasi çözümün önemi vurgulandı. Birleşmiş Milletler’in (BM), benzeri görülmemiş bir açlık kriziyle karşı karşıya kaldığı uyarısında bulunduğu Suriye’de çözüm için oluşturulan Astana sürecinin ortakları Türkiye, Rusyave İran liderlerinin bugün bir araya gelecekleri duyuruldu. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin video konferans yoluyla bir görüşme yapacağını açıkladı. Toplantıda Suriye’deki son durumun masaya yatırılacağı belirtildi. Peskov, bu zirvenin de 2018 yılında Suriye ile ilgili olarak Kazakistan’da düzenlenen Astana Zirvesi formatında olacağını dile getirdi. Erdoğan, Putin ve Ruhani, en son Ankara’daki toplantıda bir araya gelmişti. Geçen eylül ayın Suriye’de koronavirüs salgını derme çatma kamplarda kalan siviller için büyük tehlike. daki toplantının ardından yeni zirvenin mart ayı başında Tahran’da yapılması planlanıyordu. Ancak yeni tip koronavirüs salgını, zirvenin yapılmasına imkân vermemişti. Gözler Ankara Moskova hattında Washington’ın Tahran’a baskısının arttığı bir dönemde gündeme gelen zirve Libya’da karşı cepheleri destekleyen, son dönemde uzlaşmazlığın arttığı Ankara ile Moskova’yı bir araya getiriyor. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Suriye’de kalıcı siyasi çözümün, Suriyelilerin çektiği acıya son vermenin tek yolu olduğunu” söyledi. Çavuşoğlu, dün video konferans yoluyla düzenlenen “Suriye ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi” başlıklı 4. Brüksel Konferansı’nın Dışişleri Bakanları Oturumu’na katıldı. “Türkiye’nin, Suriye’de siyasi süreci ilerletmek için uluslararası çabalara öncülük etmeye devam ettiğini” söyledi. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock da Suriyelilerin iç savaşın yanı sıra şimdi de yeni tip koronavirüs salgını tehdidi altında olduğuna işaret etti. Ülkede ekonominin daha da bozulduğunu ve temel gıda fiyatlarının astronomik boyutlara ulaştığını hatırlattı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas yaptığı açıklamada, “Suriye’de 9 yıldan beri barışın olmadığını” söylerken “salgın Suriye’deki korkunç durumu daha da kötüleştirdi. Bugün, dünyanın bunları görmezden gelmediğini, Suriye halkının unutulmayacağını gösterebiliriz” ifadelerini kullandı. ‘Yardım sürmeli’ Maas, “Milyonlarca insanın hayatı, Türkiye ve Irak üzerinden Suriye’ye giren yardımlara bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu, bu çerçevede BM Güvenlik Konseyi’nin 2504 sayılı kararının uzatılmasının önemine değindi. Komşu ülkelerin desteklenmesi gerektiğini de ifade eden Maas, “Suriyelilerin büyük çoğunluğuna sığınma imkânı sunuyorlar ve dayanışmamızı hak ediyorlar” dedi. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise toplantıdan önce paylaştığı videoda siyasi çözüme odaklanılması çağrısı yaptı. AB kurumlarının 20202021 döneminde Suriye’ye yardım için 2.3 milyar Avro taahhütte bulunduğunu kaydetti. “Avrupa, Suriye halkına sırtını dönemez ve dönmeyecektir. Suriye’de işlenen kitlesel suçlar cezasız kalmamalı” diye konuştu. DSÖ: Henüz kötüsü gelmedi Vaka sayısının 10 milyon 455 bin 247’ye ulaştığı yeni tip koronavirüs salgınında yaşamını yitirenlerin sayısı yarım milyonu aşarken Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) “En kötüsünün daha gelmediği” açıklaması yapıldı. DSÖ Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bu salgın sona ermeye yakın bile değil. Birçok ülke bazı ilerlemeler kaydetmiş olsa da küresel olarak pandemi aslında hızlanıyor” dedi. Virüsün kaynağı ile ilgili tartışmalara da değinen Ghebreyesus, gelecek hafta Çin’e bir ekip göndereceklerini açıkladı. Putin: Oy kullanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2036’ya kadar koltukta kalmasına olanak sağlayacak anayasa değişikliği referandumunun son gününde halka oy verin çağrısında bulundu. Önceki gün sandık çıkış anketinde yüzde 76’nın “evet” dediği savunulmuştu. Maduro, AB’ye kapıyı gösterdi Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ülkedeki 11 siya “Venezüella’ya saygı duymuyorlarsa gitsinler” dedi. setçiye yaptırım kararı alan Avru Buna AB cephesinden tep pa Birliği’ne (AB) karşı hamle ki geldi. Venezüella’nın de. Maduro yönetimi, AB’nin Brüksel’de bulu Caracas Temsilcisi Isabel nan AB Büyü Brilhante Pedrosa’nın ül kelçisi Claudia keden ayrılmasını istedi. Venezüella Devlet Başkanı Maduro Salerno’nun gö Temsilciye ülkeden ayrılması için rüşmeye çağrılacağı duyuruldu. 72 saat süre verdi. ABD’nin yanı sıra AB, Venezüella’da ‘Sömürgecilik’ kendini “geçici devlet başkanı” ilan eden muhalefet lideri Juan Guaido’yu Maduro, düzenlediği basın top tanıdıklarını duyurmuş, Maduro yö lantısında yaptırım kararını kına netimiyle aralarında gerilim daha da dı ve AB’yi sömürgecilikle suçladı. artmıştı. AB, Venezülla yönetimin den yetkililere yönelik yaptırım listesine önceki gün 11 kişi daha eklediğini açıklamış, toplam sayı 36’ya çıkmıştı. Yaptırım gerekçesi olarak “Venezüalla’daki demokrasiye, hukukun işleyişine karşı eylemde bulunmak” gösterildi. Bu kişilerin AB’deki malvarlıklarının dondurulduğu, birlik ülkelere girişlerinin yasaklandığı kaydedildi. Yaptırım listesine alınanlar arasında üç muhalif vekilin de olduğu gündeme yansıdı. Kimi yorumda bunun gerekçesi olarak Guaido’nun meclis tarafından dokunulmazlığının kaldırılması gösterildi. Hong Kong’da bir grup eylemci kararı protesto etti. Pekin geri adım atmıyor Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi, Hong Kong için hazırlanan ve büyük tartışmalara yol açan Ulusal Güvenlik Yasası’nı dün onayladı. Yasa ABD ile AB’nin tepkilerine yol açmış, ABD geçen hafta Çin Komünist Partisi yöneticilerine seyahat yasağı getirmişti. Hong Kong’daki demok rasi hareketinin öncülerinden Joshua Wong durumu “dünyanın bildiği Hong Kong’un sonu” sözleriyle değerlendirdi. Hong Kong lideri Carrie Lam ise bu adımın bölgenin özerkliğini baltalamayacağını savundu. Hong Kong’da eylemciler yasa ile Pekin karşıtı muhaliflerin hedef alınacağı kaygısında. Fransa’da yerel seçimlerin ikinci turunda da koronavirüs önlemleri dikkat çekti. Sandığa ilgi tarihi düşüşteydi. Seçmen grevde ANNE CÉCILE ROBERT (*) Fransa’da 2020 yerel seçimleri özellikle katılım oranın çok düşük seviyesiyle gündemde. Seçmenlerin sadece yüzde 40’ı sandığa gitti. Bu, Beşinci Cumhuriyet’in 1958’de kuruluşundan bu yana kaydedilen en düşük oran oldu. Bazı yorumcular vatandaşların sandıktan kaçışını koranavirüs korkusunun açıkladığına inanıyor. Salgın, bu düşük katılım oranını kısmen açıklayabilse de bu, kesinlikle temel neden değil. Fransız demokrasisi neredeyse yirmi yıldır derin bir kriz sürecinden geçiyor: 2002’de, ilk kez aşırı sağ, JeanMarie le Pen’in şahsında, Jacques Chirac tarafından ciddi bir yenilgiye uğramadan önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna kaldı. 2005 yılında, seçmenlerin yüzde 55’i parlamenterlerin yüzde 96’sının onayladığı Avrupa Anayasa Antlaşması’nı reddetti ve temsilciler ile temsil edilenler arasında giderek artan mesafeyi ortaya koydu. Eylemler şiddetle bastırıldı 2017’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, dört aday arasındaki oy farkı yalnızca on binlerle ifade edildi. Sonuç olarak Emmanuel Macron, seçimin ikinci turunu Mayıs 2017’de kayıtlı seçmen oylarının sadece yüzde 47’si ile kazandı. Haziran 2017’de genel seçimler başkanlık partisine ezici bir çoğunluk sağladı, ancak Beşinci Cumhuriyet’te ilk kez sandığa gitmeyen seçmen sayısı katılım oranından daha yüksekti. Yasamadan sorumlu mevcut Millet Meclisi azınlık bir seçmen tarafından seçildi. 2019’da siyasi partiler, sendikalar veya dernekler dışında doğan Sarı Yelekliler hareketi, özellikle işçi sınıfı mahallelerinde, küçük kasabalarda ve kırsal alanlarda nüfusun büyük bir kısmının acısını ortaya çıkardı. Doğası, ölçeği ve süresi itibarıyla ilk defa oluşan bu hareket, hükümet tarafından kitlesel polis gücü kullanılarak şiddetle bastırıldı. Onlarca insan güvenlik güçleri tarafından sakatlandı; gözlerini kaybedenler, elleri parçalananlar, her türlü vahşete maruz kalanlar... Temel özgürlüğe kısıtlama 2015 ve 2016 yıllarında Paris ve Nice’i kana bulayan saldırılardan sonra kabul edilen olağanüstü hal yasaları, idari makamların belirli yerlerde gösterileri yasaklamasına ve aynı zamanda insanların gösterilere katılımlarını engellemek maksadıyla güçlendirildi. Gerçek bir yargı kontrolünden muaf tutularak uygulanan bu temel özgürlükler kısıtlaması, insan hakları ve kamu özgürlüklerini savunan derneklerin protesto gösterilerine yol açtı. Fransız Anayasası, cumhurbaşkanına gerçekte karşılığı olmayan çok kapsamlı bir yetki veriyor: Millet Meclisi cumhurbaşkanıyla aynı siyasi gruptan olan başkanlık çoğunluğu tarafından denetleniyor ve cumhurbaşkanının yetkileri hükümet tarafından çerçeveleniyor. Günümüzde kolektif müzakereye daha açık ve yasama ile yürütme arasında daha dengeli bir kurumsal rejim isteyen ve sayıları giderek artan vatandaşlar tarafından eleştirilen bu anayasa, tartışmasız Batı dünyasındaki en otoriter anayasa. Bu kurumsal ve siyasi kriz ortamında, geçen pazar akşamı açıklanan yerel seçimlerin sonuçları hakkında yapılan yorumlar gülünç görünüyor. Birileri kentleri kazanmış olabilirler ve yerel yönetim sorumluluklarına erişebilirler. Ancak zaferlerini seçmenlerin sadece bir azınlığına borçlular. Bu nedenle ve özellikle de 2022 cumhurbaşkanlığı seçimleri açısından bu oylamadan genel tahliller yapmak risk taşır. Bazı yorumcular Sarı Yelekliler hareketi gösterilerinin tekrarı haberini duyururken Eylül 2020’de yeni eğitim yılı başlangıcının hangi sosyal koşullar altında gerçekleşeceğini tahmin etmek de çok zor görünüyor. (*) Gazeteci, Le Monde diplomatique Dış Yayınlar Müdürü. T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 21. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2019/501 Karar No: 2020/225 Mahkememizin 2019/501 Esas ve 2020/225 karar sayılı ilamı ile Sanık Ümit TOPALOĞLU hakkında Mala zarar verme, Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle hırsızlık suçlarından Türk Ceza Kanunu 151/1, 142/2.h.l, 53, 58maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de; Yapılan yargılama sonunda; Sanık Ümit TOPALOĞLU hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 142/2h, 62/1, 53, 58/7. maddeleri uyarınca sonuç olarak 4 YIL 2 AY HAPİS cezası ile cezalandırılmasına, Mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 62/1, 53, 58/7. maddeleri uyarınca sonuç olarak 3 AY 10 GÜN HAPİS cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanık, Fikret ve Gül’den olma 18/05/1985 doğumlu, Tekirdağ, Şarköy, Camikebir mah/köy nüfusuna kayıtlı Ümit TOPALOĞLU’na tüm aramalara rağmen ulaşılamamıştır. Bugüne kadar yapılan tüm aramalara rağmen mahkememiz gerekçeli kararı sanık Ümit TOPALOĞLU’na tebliğ edilememiştir. 7201 sayılı tebligat kanunun 29. maddesi gereğince hüküm özetinin ilgilinin bilgisine en emin şekilde ulaşılabileceği bir gazetede İLANEN TEBLİĞİNE karar verilmiş olup, Hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılmasına, tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde de mahkememize veya sanığın bulunduğu yer Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine verilecek bir dilekçe veya zabıt katibine beyanı tutanağa geçirilerek Hakime onaylatılmak suretiyle kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yoluna gidilebileceği İLAN OLUNUR. 29/06/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1182539) T.C. BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ (BUSKİ) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DÜZELTME İLANI 26.06.2020 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan kamulaştırma ilanımız aşağıdaki şekilde düzeltilmiştir: “Kestel Vanimehmet 20121 Muhtelif Köylere Su Deposu İnşaatı 325 Ada 200201 Parsel Kamulaştırma” Projesi sahasında kalan Bursa ili, Kestel ilçesi, Vanimehmet mahallesi, 325/201 parselin Hissedarı olan BAHAR YAZICI, söz konusu taşınmazdaki hissenize ilişkin yapılacak kamulaştırma işlemine esas olmak üzere yasal süre olan 30 (Otuz) gün içinde BUSKİ Genel Müdürlüğü, Emlak İstimlak Daire Başkanlığı, Harita ve Kamulaştırma Şube Müdürlüğüne müracaat etmeniz gerekmektedir.” Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1182894) T.C. OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/353 Esas DAVALI: YILMAZ ÇAKIROĞLUT.C Kimlik No:27761473928 Ahmet ve Nimet oğl. 01/07/1977 Of doğm. Orta Mah. Yıldız Sk. No:28/2 İç Kapı No:1. Pendik/ İSTANBUL Davacı Karayolları Genel Müdürlüğüne İzafeten Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü vekili Av. Burçak Kalay tarafından aleyhinize açılan Tapu İptali ve Tescil davası ile; Trabzon İli Of İlçesi Sıraağaç Köyünde kain 113 ada 232627 (eski parsel numaralı 9496) parsel numaralı taşınmazların kamulaştırma kararlarında kamulaştırılan kısma tekabül eden alanın tapu kaydının iptali ile Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edilmesi talebi ile açılan davanın yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyeler çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. HMK 122.maddesi uyarınca dava dilekçesini tebellüğ ettiniz tarihten itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesi verebileceğiniz, ön inceleme duruşma günü olan 23/09/2020 günü saat: 09:25’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi taktirdeH.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı, karşı tarafın gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve karşı tarafın, muvafakatınız olmadan iddia ve savunmasını genişletip değiştirebileceği hususu, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.23/06/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1182841) T.C. BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ (BUSKİ) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DÜZELTME İLANI 26.06.2020 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan kamulaştırma ilanımız aşağıdaki şekilde düzeltilmiştir: “Kestel Vanimehmet 20121 Muhtelif Köylere Su Deposu İnşaatı 325 Ada 200201 Parsel Kamulaştırma” Projesi sahasında kalan Bursa ili, Kestel ilçesi, Vanimehmet mahallesi, 325/201 parselin Hissedarı olan MUHSİN MACİT, söz konusu taşınmazdaki hissenize ilişkin yapılacak kamulaştırma işlemine esas olmak üzere yasal süre olan 30 (Otuz) gün içinde BUSKİ Genel Müdürlüğü, Emlak İstimlak Daire Başkanlığı, Harita ve Kamulaştırma Şube Müdürlüğüne müracaat etmeniz gerekmektedir.” Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1182905) Trump sızıntıları dinmiyor ‘Erdoğan en çok görüştüğü ABD Başkanı Donald liderlerden’ Trump’ın, yabancı ülke liderleriyle yaptığı ikili görüşmelerde ülke çıkarlarını tehlikeye sok tuğuna ilişkin yeni iddialar ortaya atıldı. Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın tartışma yaratan kitabının ardından bu kez CNN, ABD Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Al manya Başbakanı Angela Merkel’le görüşmeleri nin ayrıntılarına ilişkin habere yer verdi. ‘Merkel’e aptal dedi’ ABD’de Watergate Skandalı’nı ortaya çıkararak Başkan Richard Nixon’ın istifasına yol açan gazetecilerden Carl Bernstein’in imzasını taşıyan haberdeki iddialar, Beyaz Saray yetkililerine ve istihbarat görevlilerine dayandırılıyor. Haberde, Trump’ın Merkel’in yüzüne “Aptal” dediği; kadın liderleri “aşağıladığı”; Putin’le görüşmelerinde kendisini övmeye çalışırken sürekli taviz verdiği iddia edildi. ‘Bazen haftada iki konuşma’ CNN’e konuşan kaynaklar, Erdoğan’ın Trump’ın en çok görüştüğü iki liderden biri olduğunu, Erdoğan’ın Beyaz Saray’ı bazen haftada en az iki kere aradığını ve Trump’ın emriyle, doğrudan Başkan’a bağlandığını anlattı. Haberde, “Erdoğan Başkan’a ne zaman doğrudan ulaşacağını bilmekte öyle uzmanlaşmıştı ki, bazı Beyaz Saray yetkilileri, Washington’daki Türk güvenlik servislerinin ne zaman müsait olacağı konusunda Erdoğan’a bilgi vermek için Trump’ın programına dair bilgileri kullandığına inanıyordu” denildi. Kanala konuşan kaynaklar, “Erdoğan’ın Trump’a ulaşmak için Ulusal Güvenlik Konseyi protokollerini baypas ettiğini, bu durumun yetkilileri endişelendirdiğini” savundu. “ABD Başkanı’nın genellikle hazırlıksız yakalandığı, özellikle Suriye konusunda Amerikan çıkarları açısından çok fazla taviz verdiği” eleştirisi de getirildi.