19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 5 6 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ Milletvekilleri Berberoğlu, Güven ve Farisoğulları hakkında jet hızıyla işlem Gece tutuklaması Milletvekilliği düşürülen ve haklarındaki yargı kararı TBMM’de okunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları aynı gün gece saatlerinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. MİT’e ait yardım TIR’larının durdurulmasına ilişkin davada 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve Yargıtay’ın onama ile infaz durdurma kararı üzerine 20 Ekim 2018’de tahliye edilen Berberoğlu, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda milletvekilliği düşürüldükten sonra akşam saatlerinde Bakırköy’deki evinde gözaltına alındı. Berberoğlu, cezasının kalan infazını tamamlaması için yeniden tutuklanarak Maltepe Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi. HDP’li Farisoğulları Ankara’ya giderken Diyarbakır çıkışında, Leyla Güven ise evinde güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Güven ve Farisoğulları “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklandı. Güven, Diyarbakır Yüksek Güvenlikli Kadın Kapalı Cezaevi’ne, Farisoğulları ise D Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Öte yandan Hakkâri ve Van’da 15 gün boyunca toplantı, gösteri ve yürüyüşler yasaklandı. l İç Politika BERBEROĞLU’NA KORONA IZNI Enis Berberoğlu, dün akşam “koronavirüs önlemleri” kapsamında açık cezaevlerindeki mahkumlara 31 Temmuz’a kadar uygulanan prosedür gereği ev iznine çıktı. Berberoğlu, 18 aylık cezasının 31 Temmuz’a kadar olan kısmını evinde, sonrasını ise cezaevinde geçirecek. Gazeteci Barış Yarkadaş, Berberoğlu’nun avukatı Yiğit Acar’ın dün akşam cezaevi yönetimine koronavirüs tedbirleri kapsamında açık cezaevinde bulunanlar için uygulanan tahliye iznine başvurduğunu söyledi. Cezaevi idaresinin, Berberoğlu’nu cezaevinden ev iznine gönderdiğini söyledi. Yarkadaş, “Bu gece Enis Abi doğum gününü kutlayacak ailesiyle” dedi. HDP’li Farisoğlulları ve Güven’in böyle bir iznin söz konusu olmadığı belirtildi. Her iki isim kapalı cezaevinde bir süre kaldıktan sonra açık cezaevine geçebilecekler. l Haber Merkezi Güven Farisoğulları Berberoğlu ‘Demokrasiye katkısı olacaksa mutlu oluruz’ MAHMUT LICALI Parlamento üyeliği düşürülerek jet hızıyla gözaltına alınan CHP’li Enis Berberoğlu, gözaltına alınmadan önce kendisiyle ilgili süreci “Hukuksal süreç siyasal süreçle zehirlendi. Ödenmesi gereken bir bedelse, bu bedeli ödeme sırası bize gelmişse öderiz” diye değerlendirdi. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Berberoğlu gözaltına alınmadan önce İstanbul’a gidiş yolunda neler yaşandığını Cumhuriyet’e anlattı. Tanrıkulu, TBMM’deki fezlekenin okunmasının ardından Beberoğlu’yla birlikte Ankara’dan İstanbul’daki evine gitmek üzere yola çıktıklarını ifade etti. Tanrıkulu, Berberoğlu’nun yol boyunca son derece moralli olduğunu belirterek hakkında ve rilen kararla ilgili olarak “Hukuksal süreç siyasal süreçle zehirlendi. Bunu hep ifade ediyordum zaten. Ödenmesi gereken bir bedelse, bu bedeli ödeme sırası bize gelmişse öderiz!” dediğini aktardı. Tanrıkulu, Berberoğlu’nun bu sürecin sonunda Türkiye’nin demokratikleşmesine katkısı olması durumunda çok mutlu olacağını ifade ettiğini belirtti. l ANKARA HUKUKÇULAR ÜÇ ISMIN MILLETVEKILLIĞININ DÜŞÜRÜLMESINI DEĞERLENDIRDI: Anayasa ayaklar altında ALİCAN ULUDAĞ Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, CHP’li Enis Berberoğlu ve HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini “hukuksuzluk sürecinin devamı” olarak değerlendirdi. Yargının, iktidarın emrinde olduğunu belirten Türmen, “Geldiğimiz noktada milletvekillerinin dokunulmazlığı siyasi iktidarın keyfine terk edilmiştir. İktidar, istediği vekili cezaevine koyar” dedi. Enis Berberoğlu’nun yeniden milletvekili seçildiği için dokunulmazlığının kaldırılmasının yeni bir Meclis kararıyla olabileceğini söyleyen avukat Atilla Kart, Anayasa Mahkemesi’nin bu hukuksuzluk karşısında tedbir kararı vermesi gerektiğini söyledi. Cumhuriyet’e konuşan Rıza Türmen, “Bu uzun süren bir hukuksuzluk sürecinin bir devamı aslında” dedi. Bu sürecin, 2016’da anayasaya geçici bir madde eklenerek milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla başladığını belirten Türmen, “O süreçte birçok milletvekili cezaevine konuldu. Dün (önceki gün) olan şey bu” dedi. Burada temel hukuksuzluğun, dokunulmazlıkları kaldıran değişikliğe anayasa değişikliği denmeyerek, anayasal denetimin ortadan kaldırılması olduğunu belirten Türmen, şu ifadeleri kullandı: “Üç vekil konusuna gelince... Niçin iki yıl beklendi de şimdi düşürüldü? Anayasanın 83. maddesine göre tekrar seçilen vekilin dokunulmazlığının kaldırılması Meclis’in kararına bağlıdır. Enis Berberoğlu, yeniden seçildiğine göre Meclis’in kararı gerekiyordu. Neresinden bakarsanız büyük bir hukuksuzluk resmi.” ‘Dikta rejimi’ Eski CHP milletvekili, avukat Atilla Kart, Berberoğlu’nun adil yargılanma hakkının ihlali gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu anımsattı. AYM’nin hiç gecikmeden tedbir kararı vermesi gerektiğini ifade eden Kart, şunları söyledi: “Anayasanın geçici 20. maddesi, Mayıs 2016’da yürürlüğe girdi. Orada ne yaptı? Anayasa 83/2 kapsamında yasama/kürsü sorumsuzluğuna atfen hükmün uygulanmayacağını koyarak genel kurulda dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bu üç vekil d e öncesindeki dosyalarından mahkum oldu. Bunlar şu an 27. dönem vekil. Bunlar tekrar seçilen milletvekili konumunda. Geçici 20. madde geçmişe yönelik uygulandı. Ancak bu madde ile milletvekillerinin geleceğe yönelik anayasal hakları elinden alınmaz.” Türkiye’de “dikta sürecine götüren tek adam rejimi” olduğunun altını çizen Kart, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, “görevini kötüye kullandığı” iddiasında bulundu. Kart, muhalefetin anayasanın 85. maddesi uyarınca 7 gün içinde AYM’ye başvurması gerektiğini, AYM’nin de 15 gün içinde karar vermesi gerektiğini kaydetti. Anayasa 85’e göre AYM’nin bu konuda takdir yetkisi olmadığını söyleyen Kart, “Amir hüküm var, yorum gerektirmeyecek kadar açık. Burada anayasa ayaklar altına alınmıştır. Meclis’te karma komisyon kurmadan, genel kurulda vekillerin dokunulmazlığını kaldırmak anayasal bir darbedir” diye konuştu. l ANKARA POLİS, HDP’Lİ VEKİLLERE BİBER GAZI SIKTI Vekillere polis müdahalesi HDP milletvekilleri üç milletvekilinin tutuklanmasını protesto etti. HDP’lilerin Güvenpark’a girişine izin vermeyen polis biber gazıyla müdahale etti. TBMM basın kapısı önünde açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Tartışmalı bir yargı süreci devam ederken AYM’de milletvekillerinin bireysel başvurusu varken ve tebligatlar devam ederken bu süreç işletildi. Geriye baktığımızda uzun bir süredir bekletilen dosyalar okutuldu. Bunlar neden dün (önceki gün) okundu? Bunları sorarken AKP milletvekilleri yanıt verdi. Biz Cumhurbaşkanımızın talimatlarına uyarız dediler” diye konuştu. Güven ve Farisoğulları’na ceza veren mahkeme heyetinin FETÖ kapsamında cezaevinde olduğunu kaydeden Beştaş, “FETÖ ile mücadele ediyoruz diye bas bas bağıran iktidarın ne kadar büyük bir yalana imza attığını da bir kez daha görmüş olduk” dedi. HDP’liler, daha sonra ellerinde taşıdıkları “Darbe var” dövizleriyle Güvenpark’a doğru yürüyüşe geçti. Milletvekille rinin yürüyüş izin vermeyen polis biber gazı ile müdahale etti. Müdahele sırasında HDP’li Rıdvan Turan’ın da ceketi yırtıldı. İstanbul’da gözaltı Milletvekillerinin cezaevine gönderilmeleri İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da da protesto edildi. Beşiktaş Heykel’i önünde eylem yapan 5 kadın gözaltına alındı. İzmir’de de polis engellemesine rağmen Konak’taki eski Sümerbank önünde biraraya gelen İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tutuklamaya tepki gösterdi. l ANKARA KEMAL KILIÇDAROĞLU’NDAN TEPKİ: Bedel ödemeye razıyız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu’nun parlamento üyeliğinin düşürülmesi ve tutuklanmasına tepki göstererek, “Bu memlekete hak, hukuk, adalet gelinceye kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadelede bir bedel ödenecekse, o bedeli önce CHP’liler ödeyecek. Enis Berberoğlu o bedeli ödeyenlerden biridir” dedi. Kılıçdaroğlu, Berberoğlu’nun tutuklanmasına sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu; şunları dile getirdi: “Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği haksız yere, hukuka, anayasaya aykırı olarak düşürüldü... Berberoğlu, Türkiye'nin koşullarını bilen, tarihini bilen değerli bir insan. Adaletsiz yere mahkum edildi. CHP olarak biz koşullar ne olursa olsun. Demokrasiyi hakkı hukuku ve adaleti sonuna kadar savunacağız... Berberoğlu Yargıtay kararından sonra tekrar milletvekili seçildi. Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Haksızlığı oraya götürdü. Adalet, hak, hukuk istiyordu. Anayasa'nın 83. maddesi şöyle diyor: Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırılmasına bağlıdır. Bu kadar açık. Bu maddenin gereği yapılmadı. Çünkü adaletin olmadığı yerde hukuk da, anayasaya da olmuyor. Adaletin olmadığı yerde TBMM vesayetten kurtulamıyor. Adaletin olmadığı yerde yargı vesayet altında. Benim bu millete bir sözüm var: Ne olursa olsun, hangi bedel, hangi engel çıkarılırsa çıkarılsın, bu ülkeye gerçek anlamda hakkı, hukuku, adaleti ve demokrasiyi getireceğiz. Bedeli ne olursa olsun, bu bedeli ödemeye de razıyız.” l ANKARA ‘AÇIKÇA CHP DÜŞMANLIĞI’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu’nun gece yarısı apar topar gözaltına alınmasının şahsi bir garezle yapıldığını ve tam bir zulüm olduğunu belirterek “Açıkça CHP düşmanlığıdır. Bizi sokağa çekmeyi başaramayacaksınız. Ama yumuşak başlıyız dediysek de uysal koyun olmadığımızı bileceksiniz, öğreneceksiniz” diye tepki gösterdi. CHP’li Öztrak, dün parti genel merkezinde yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Ülkemizi her geçen gün biraz daha dünyadan koparıp içe kapatıyor. TBMM’de, bu müflis bezirgân siyasetinin yeni bir senaryosu sahneye kondu. Demokrasi, millet iradesi ayaklar altına alındı. Arkadaşımızın gece yarısı evinden apar topar gözaltına alınması tam bir zulümdür” dedi. Şentop: İki vekil daha düşürülecekti TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise iki vekilin daha vekilliğinin düşürüleceğini, onların dosyasındaki kesinliğin kalktığını söyledi. Şentop, zamanlamaya ilişkin soruya infaz yasasını beklediklerini söyleyerek yanıt verdi. l ANKARA OHAL’de dans Bir şeyler oluyor, garip bir şeyler... Daha ne olacak pandemi nedeniyle ölümler, kısıtlı yaşamlar, iflaslar, işini kaybeden binlerce insan diyeceksiniz tabii. Ama o değil, başka şeyler oluyor. Üstelik “bu daha başlangıç arkası gelecek” gibi bir hissiyat var herkeste. Ama ne?.. Seçim desen, iktidar cenahı “zinhar gündemimizde yok” diyor. Gerçi onlar ne zaman yok dese bir ay sonra erken seçim açıklaması geliyor ardından ama bu aşamada mantıklı değil. Millet İttifakı’nı parçalamadan seçime gitmek iktidar açısından Rus ruleti oynamakla eşdeğer. İYİ Parti’yi yanlarına çekmek için özellikle AKP’si, MHP’si, havuz medyası dört koldan mesai yapıyor ama ıııhhh... HDP’yi yanlarına çekme gibi bir çaba olsa, belediyelerine hukuksuzca kayyımlar atanmaz, milletvekilleri apar topar hapse gönderilmez. Yeni bir Kürt açılımı yapacak olsalar HDP’den başka muhatap yok. Sadece İmralı’daki malum şahsı muhatap belleseler son seçimde de görüldüğü üzere etkisi yok. Ekonomi desen ayvayı yemiş, cep delik cepken delik, sadece para basarak, kredi dağıtarak ve borçları öteleyerek tozları halının altına süpürüyorlar. Bu koşullarda seçime gitmek mantıklı görünmüyor. Amaaa bu, seçim olmayacak anlamına elbette gelmez. Zira seçim yoksa bu kutuplaştırma, toplumu germe, provokatif olayların birbiri ardına gelmesi neyin nesi? Son aylarda olan biteni şöyle bir puzzle’ı çözer gibi alt alta ekleyelim, sonra denklemi çözmeye çalışalım. Önce milletvekillerinin transferi “ahlaksız siyaset” diye tanımlanarak engellenmek için yasa hazırlıkları başladı. Ben bunun seçime yönelik olduğunu düşünmüyorum. Olsa olsa AKP’nin kendi içinden yeni kurulan partilere geçecek milletvekillerinin önünü kesme amaçlı bir çalışma olabilir. Sonra iktidar yandaşları sosyal medyada atağa kalktı. Pelikan grubu yetmedi şimdi de “Ebabil” adını verdikleri yeni bir tetikçi trol grubu oluşturuldu. Adı niye Ebabil? Sırf Kuran’da adı geçtiği için değildir herhalde? Ebabil grubu da yeterli olmazsa Kuran’da adı geçen “Hüdhüd kuşu” adıyla yeni bir hesap mı açılacak? Ardından sosyal medya hesaplarına AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal tarafından “yeşil top” kondurulması talimatı verdi. Bence yeşil top ya da nokta yerine kırmızı nokta koysalar daha iyi olurdu. Hatırlarsanız 90’lı yılların başında televizyonlarda cinsel içerikli filmleri çocuklar izlemesin diye kırmızı nokta koyarlardı. Bu yeşil noktalı ya da toplu paylaşımların bazılarının içeriği de maşallah o filmlerin içeriğinden daha az edepsiz değil. Çok önemli şeyler olacakmış... Sonra bu trolleri yöneten bir gazeteci “Yakında çok önemli şeyler olacak çook. İrtibatta kalalım” açıklamasında bulundu. Ardından sosyal medya yı denetleme amacıyla bir yasa hem Devlet Bahçeli hem Ünal tarafından dillendirildi. Ne oluyor?.. İrtibatta kalmak, “yakında önemli şeyler olacak” demek, sosyal medyayı kontrol falan... Sonra çok acemice yapılmış bir “ezan” provokasyonu. Provokatörün kim olduğu hâlâ ortaya çıkarılmadı. Hoş çıkarılacağını da kimse beklemiyor. Şimdi “ne yani bunu da mı iktidar yanlıları yaptı” diye homurdananlar çıkacaktır. Ee, vallahi bu provokasyon için İzmir seçilmemiş olsaydı ve minarelerden “herhangi bir müzik değil de o ilin Belediye Başkanı Tunç Soyer’le özdeşleşmiş olan Çav Bella” çalınmamış olsaydı ben de “zırtapoz densizin teki” der geçerdim ama öyle değil. Ardından da bu olayı hiçbir yorum yapmadan sosyal medyadan paylaşmış olan eski bir CHP il yöneticisinin gözaltına alınması ve bunu fırsata çevirmek için Cumhurbaşkanı’nın bunu kullanması neyin nesi? Tam tersine doğabilecek bir infiali önlemek için bırakın bunu kullanmak, velev ki o paylaşımda onaylanmayacak bir yorum bile olsa sessiz bir şekilde gözaltına alınması ve duyurulmaması gerekmez mi? Devlet sensen millet de benim! Cumhurbaşkanı, pandemi sürecinde neredeyse gün aşırı “Millete Sesleniş” konuşmaları yapıyor. Güya pandemi süreci ile ilgili bilgiler vermek amaçlı bu programda Erdoğan millet yerine “Eyy Bay Kemal” diyerek Kılıçdaroğlu’na sesleniyor. Bu durumda tek başına karar alan ve bir anlamda “devlet benim” diyen Erdoğan’a karşı Kılıçdaroğlu da “Millete seslenmek için kürsüye çıkıp sadece bana sesleniyorsun, o zaman demek ki millet de benim” dese yeridir hani... Pandemi sürecinde kapalı kalan Meclis açıldığında gündeme ekonomik kriz, yargıda adam gibi bir reform, siyasal partiler yasasının demokratikleşmesi alanında karar almak yerine ilk oturumda milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp palas pandıras hapse gönderilmesi gündeme geliyor. Ne iş?.. Amaç CHP ve HDP’yi sokağa çekmek ve sonra da bu bahaneyle OHAL ya da adı OHAL olmasa da aynı 24 Haziran sonrası bir tablo mu olsun isteniyor? Bekçiler zaten son dönemdeki vukuatlarıyla gündeme gelmişken yetmezmiş gibi onlara ek yetkiler verilen düzenlemelerin getirilmesi hangi ihtiyaca binaen?.. Polis sayısında yetersizlik varsa polis memuru sayısını artırın. Yoksa, yoksa yüksek enflasyon, işsizler ordusunun büyümesi ve ek vergiler nedeniyle halkın tencere tavalarla eylemlere başlamasından mı korkuluyor? OHAL ilan edilsin ya da ilan edilmese bile ülkeyi OHAL gibi yönetme arzusu olabilir ama halk her zaman bir protesto yöntemi de bulur. Olmadı balkonlardan “O halde dans” diyerek oynamaya başlar. Buna nasıl önlem alınacak? Bir şeyler dönüyor ama ne? Ortak mücadele çağrısı HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 3 vekilin üyeliğinin düşürülmesinin AKP darbesi olduğunu belirtirken, HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar da AKP darbesine karşın bir demokrasi bloğu kurulması çağrısı yaptı. Buldan ve Sancar partilerinin MYK toplantılarının ardından ortak açıklama yaptı. Buldan, “Her 3 milletvekiline yapılan AKP’nin darbesidir. Ve bu darbe süreci aslında uzun süredir Türkiye’de bir anlayış ve yönetim şekli halini almıştır. Bugün AKP hükümeti seçimle elde edemediğini, kazanamadığını baskıyla, zorla, darbelerle muhalefetin elinden almaya çalışan bir zihniyeti ortaya koymaya çalışıyor. Kazandığımız hiçbir mevziyi AKP’ye terk etmeyeceğiz. TBMM’de tek bir kişi kalsak bile bu mücadele devam edecektir” dedi. Sancar da “7 Haziran seçimlerinde iktidar çoğunluğunu kaybeden AKP, o günden başlayarak bir siyasi darbe planı hazırladı. Yanına MHP ve başka güçleri de alarak bu planı adım adım hayata geçirecek yöntemleri geliştirdi” dedi. CHP’nin tutumuna ilişkin soru üzerine Sancar “Dünkü (önceki gün) açıklamada milletvekillerimizin isminin geçmemesini şüphesiz doğru bulmuyoruz” dedi. Sancar, çözüm yolunun sadece CHP değil bütün demokrasi güçlerini kapsayan bir mücadele hattından geçtiği konusundaki ısrarlarını sürdürdüklerini söyledi. Buldan, Meclis’ten çekilmek gibi bir gündemleri olmadığını dile getirdi. l ANKARA/Cumhuriyet 21 barodan tepki: Hukuksuz Aralarında İzmir ve Diyarbakır’ın da bulunduğu 21 baro, 3 milletvekilinin tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş Türkiye yargısının son dönemlerde vermiş olduğu kararların, uluslararası hukuk kurallarına ve AİHM içtihatlarına aykırılığının bu kadar su yüzüne çıktığı bir zamanda mahkeme kararları gerekçe gösterilerek üç milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesini kabul etmiyoruz. Özel likle politik aktörlere yönelik AİHM tarafından da tespit edilen hukuka aykırılıklar ve ayrımcı uygulamalar karşısında bu hukuksuz süreci ‘mahkeme kararı’ ile açıklamak kabul edilir bir durum değildir. TBMM’yi, demokrasiye ve evrensel hukuk ilkelerine dönmeye; bu adaletsiz, ayrımcı ve ötekileştirici uygulamalardan vazgeçmeye; TBMM’nin varlık sebebi olan halk iradesine saygı duymaya davet ediyoruz” çağrısı yapıldı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle