19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER/YORUM 11 6 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ Demokrat Mustafa Sabrici AKP’nin hangi yolda olduğunun zaten ayrımındaydık. İktidara geldiğinden bu yana, demokratik, laik Cumhuriyet ve uygarlık karşıtı bir rejimi kurgulamak ve kurmak amacını güttüğünü gördük, biliyoruz. Son günlerde Saray’ın çıkışları ve getirdiği kimi önerilerle yeni bir aşamaya doğru hızla evrilmek istedikleri anlaşılıyor. Varmak istedikleri noktayı, geçen hafta Habertürk televizyonuna çıkan eski AKP milletvekili Resul Torun’un yaptığı açıklamalardan çıkarmak da olasıydı. Resul Torun, özetle Cumhuriyet kurulduktan sonra 27 yıl boyunca “milli irade”den değil diktadan söz edilebileceğini, Osmanlı’nın son döneminde Cumhuriyet döneminden çok daha demokrat bir ortam bulunduğunu ileri sürdü. Eski CHP milletvekili Aytuğ Atıcı’nın “AKP olarak şeriatı kuramayacaksınız” demesi üzerine, dinsel hukuka ilişkin tüm kavram ve kurallar anlamına gelen şeriata hiçbir Müslümanın karşı çıkamayacağını belirttikten sonra, “milli irade”nin geçerli olduğu bugün millet ne isterse onun olacağını ifade ederek, şeriat dönemine doğru yürüdüklerinin işaretini verdi. Yani, “demokrasi”yi kullanarak, devletin din kuralları çerçevesinde yönetileceği “teokrasi”ye varacaklar. Hem de bir toplum uzlaşısı olan anayasada devletin değiştirilemez tanımı “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” olmasına karşın… Televizyon programında Atatürk’ün 1924’ten sonra yaptıklarını da reddeden Resul Torun, ilahiyat fakültesi mezunu. En önemli özelliklerinden birisi, “Tokat Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi Vakfı” Mütevelli Heyeti üyesi olması. AKP’lilerin “efendi”leri olan Mustafa Sabri’yi, genç kuşaklar belki bilmeyebilirler: Mustafa Sabri, Meclisi Âli’de Türkiye’yi paramparça eden ve sömürgecilere teslim eden Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını uygun gören Osmanlı Şeyhülislamı’ydı. İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti kurucu üyesiydi. Yani, işbirlikçiydi. Bağımsızlık savaşı veren Atatürk ve arkadaşları hakkında hazırlanan “idam” fetvasını yazan kişiydi. Kurtuluş Savaşı kazanılınca, Osmanlı Sarayı’ndaki ağa babaları gibi İngiliz gemisiyle kaçtı. Mısır’a gitti, Yunanistan’a sığındı. Burada çıkardığı gazetede, Türklükten istifa ettiğini açıkladı. Cumhuriyet kurulduğunda, Cumhuriyet hükümetini “başka dine geçmek”le, küfre sapmakla suçladı. Başta, kadınerkek tüm yurttaşları eşit kılan Medeni Yasa ve halifeliğin kaldırılması olmak üzere tüm devrimlere karşı çıktı. İşte bu işbirlikçi, hain adına kurulmuş vakfın mütevelli heyeti üyesi olan Resul Torun ve partisi, bize “milli irade”den, “demokrasi”den söz etmeye, boyunlarında “idam fermanı” ile bağımsızlık savaşı vermiş kadroların kurduğu Cumhuriyet’i yeni bir saltanat ile değiştirmeye kalkışıyorlar! Boylarını aşan boşuna bir çaba içinde olduklarını zaman içinde göreceklerdir. Türkiye, mutlaka yeniden demokratik uygarlık yoluna girecektir. Yurttaşlarımızın bu konuda yeterli uyanık bilince sahip oldukları kuşkusuzdur. Soluk Alamıyoruz! Yalnız ABD’dekiler değil; biz de, neredeyse yeni bir ortaçağ yaşamaya başlayan tüm dünya halkları ile birlikte soluk alamaz olduk. İnsanlık; yoksulluğun, yoksunluğun, zorbalar dahil tüm felaketlerin üstesinden gelecek; kardeşlik, barış ve dayanışmayı, Orhan Kemal’in deyimiyle “ebedi tokluğu” er ya da geç fethedecektir! 6 HAZİRAN 2020 SAYI: 34573 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:28 05:25 13:08 17:07 20:40 22:29 Ankara 03:20 05:13 12:52 16:49 20:21 22:06 İzmir 03:53 05:41 13:15 17:09 20:40 22:20 Her sözcüğün başına “sivil” yazmak, her kavramın başına “sivil” ek Üçüncüsü, MGK benzeri yapıların üye yapısı, ülkelere göre değişir. Bazılarında sa lemek suretiyle, demokrasi dece siviller vardır. Bazılarında nin kurumsallaşıp, özgürlükle siviller ve askerler birlikte ça rin kökleşeceğini sananlar var lışır. Örneğin; Almanya, Avus dır. Dillerinden “sivil anayasa”, turya, Belçika, Fransa, Hol “sivil toplum kuruluşu”, “aske landa, İngiltere, Polonya’da ri vesayet” düşmez. Tarikat ve cemaatleri bile sivil toplum kuruluşu sayarlar. FETÖ’nün gazetelerinde yazmış, televizyonlarında konuşmuş, Abant Askeri vesayet, ‘sivil’ cehalet ve milli güvenlik sadece sivil üyeler vardır. ABD, Bulgaristan, İspanya, İtalya, Portekiz, Romanya, Yunanistan’da ise sivillerin yanında, genelkurmay başka Toplantıları’nın müdavimi ol dir. Coğrafyasıyla, komşularıyla da nı da oturur. Kurulun başkan muşlardır. 2. Cumhuriyetçiler, et ilgilidir. Türkiye’nin komşuları İsviç lığını kimin yaptığı, ülkenin yönetim nik ayrılıkçılar, yetmez ama evetçi re, Lüksemburg, Norveç, Yeni Ze biçimine, siyasi geleneklerine göre ler bunlardan oluşur. Yandaştırlar. landa olmadığına göre; Türkiye’nin değişir. Bazılarında cumhurbaşka Çokturlar. dış politikası, güvenlik politikası, nı yapar, bazılarında başbakan. Adı Son dönemde bu zevat, tarihi yaşadığımız coğrafyayla birlikte dü ne olursa olsun, MGK benzeri tüm mizin en demokratik, katılımcı, öz şünülür. Türkiye’nin devlet kapa yapılarda dışişleri, içişleri, adalet ve gürlükçü anayasası olan 1961 sitesi; siyasi, iktisadi, askeri ve yu milli savunma bakanları bulunur. Anayasası’na çullanıyor. Anayasa muşak güç unsurları bellidir. Tarih Dördüncüsü, güvenlik kavramı, teh Mahkemesi’nden Devlet Planlama sel hafızamız, acı örneklerle dolu dit tanımı ve algısı, dünyadaki geliş Teşkilatı’na (DPT), sosyal devletten dur. Osmanlı Devleti’nin yıkılışında melerden bağımsız değildir. MGK özerk üniversiteye dek çok önem gördüğümüz üzere iktisadi çöküş; benzeri yapıların hızla kurulduğu dö li kazanımlarıyla andığımız 1961 siyasi vesayet, kültürel esaret, as nem, 2. Dünya Savaşı sonrası dö Anayasası’na saldırmalarının nede keri teslimiyet getirmiştir. nemdir. ABD’de, 1947 yılında kabul ni, Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK), İkincisi, MGK Türkiye’ye özgü edilen Ulusal Güvenlik Yasası ile ku anayasal bir kurum olarak, bu ana bir kurum değildir. Mucidi de Türk rulan Ulusal Güvenlik Konseyi, ülke yasada yer alması. Bunu, aske ler değildir. ABD’den Almanya’ya, nin en etkili kurumlarındandır. Türki ri vesayet olarak görüyorlar. Temel Rusya’dan Fransa’ya, Belçika’dan ye dahil pek çok ülke, ABD’den et siz, bilimsellikten uzak, gerçeklerle Hollanda’ya, İngiltere’den kilenerek bu yönde adımlar atmıştır.   bağdaşmayan bir düşünce bu. Ne İspanya’ya dek pek çok ülke Hazin olan, ekonomide, eğitim denlerini sıralayalım… de MGK benzeri kurumlar var de, sağlıkta, güvenlikte planlama Birincisi, ulusal güvenlik, tüm bo dır. Danimarka, Finlandiya, İs ya karşı çıkan liberal zevatın, em yutlarıyla iç ve dış güvenlik, sadece veç gibi İskandinav ülkelerinde ve peryalist güçlerin planlarında rol al ülkenin iç dinamikleriyle ilgili değil Lüksemburg’da ise yoktur. maktan çekinmemesidir. Cevap ve düzeltme >> Baş tarafı 1. sayfada İstanbul Vakıflar II. Bölge Müdürlüğü’nün ihalesi yapılan diğer 35 adet taşınmaz ile birlikte hazırlık ve ilanını 23.03.2020 tarihinde, ihalesini de 08.04.2020 tarihinde yaptığı Üsküdar ilçesinde yer alan 241,07 m2 sahalı bir arsa için yapılan kiralama ihalesine, Müvekkil, temsilcisi aracılığıyla en yüksek teklifi vermiş ve ihale uhdesinde kalmıştır. Müvekkil söz konusu bölgede metruk ve mezbelelik halde bulunan, sağlık ve güvenlik riski oluşturan arsayı her vatandaşın girmekte serbest olduğu açık bir ihalede en yüksek teklifi vermek suretiyle kiralamıştır. Mevzubahis taşınmaz Belediye’nin de haberdar edildiği önceki ihalelerde (2010, 2016, 2018, 2019) taliplisini bulamamıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün 14.04.2020 tarihinde yap tığı basın açıklamasında da, ihaleyi müteakip hukuki süreç doğrultusunda İstanbul Vakıflar II. Bölge Müdürlüğü ile Müvekkil arasında kiralama sözleşmesinin 13.04.2020 tarihinde imzalandığı belirtilmiştir. İhale ilanının ilgili maddelerinde; arsa üzerine 10 m2’ye kadar prefabrik yapı bekçi kulübesi yapılabileceği kalıcı yapı yapılamayacağı ve idarenin izni ile taşınmazın çevresinin tel çit ile çevrilebileceği belirtilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yerinde yapılan tespitler neticesinde ise müvekkilin kiralama sözleşmesine aykırı bir yapılaşmaya sebebiyet vermediği tespit edilmiştir. Nitekim müvekkilin kiralamış olduğu arsa üzerinde hukuka aykırı bir iş ve işlemi bulunmadığından, belediye ekiplerince ne bir zabıt tutulabilmiş ne de başka bir işlem yapılabilmiştir. Bu haberin kamuoyunu bilgi lendirmek amacıyla yapılmadığı açıktır. Yaşadığımız bu meşakkatli günlerde bir kamu hizmeti olan “gazetecilik” mesleğini siyasi ve rövanşist muhalif emellere alet ederek, gerçekleri açıkça çarpıtma pahasına “gazetecilik” adı altında yürütülmekte olan bu faaliyeti bir kez daha kamuoyunun dikkat ve takdirine sunuyoruz. Netice olarak, hukuka ve ahlaka aykırı bu iddia ve isnatları reddettiğimizi, başta gazeteniz olmak üzere bu iddiaları yayınlayan ve yayanlara karşı her türlü yasal yola başvuracağımızı değerli kamuoyuna saygıyla duyururuz. 16.04.2020 T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin ALTUN vekili Av. Sezgin TUNÇ (LL.M) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bilgi vermek amacıyla yapılmış resimsel öğe. 2/ Üflemeli bir çalgı... Kirliliği gösteren iz. 3/ Kekeme ya da dilsiz kimse... “Yol, yöntem” anlamında argo sözcük. 4/ Mezopotamya’da kurulmuş en büyük sitelerden biri... Aşama. 5/ Kısa kepenek... Tümcenin iki temel öğesinden biri. 6/ Akıllı... Evrensel alıcı olan kan grubu. 7/ Büyük ve derin karavana... Büyük erkek kardeş. 8/ Arka, sırt... Kiraya verilerek gelir getiren mülk. 9/ Paskalya’dan 50 gün sonra kutlanan büyük Hıristiyan yortusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Deve yavrusu... Sipersiz şapka. 2/ Bir anlatımı oluşturan sözcük ya da tümcelerin tümü... Madenleri yontmada kullanılan çelik araç. 3/ Uğur, talih... Çarlık Rusyası’nda 1 234 5 678 9 1 1 TELKAR İ U 1 2 A LO PAYAM 3 MANCA İ MA 2 4 Z GEZ İ ER 3 5 AKOZ PER 6 ROZE T F İ T 4 7 AL RAD İ KA 5 8 PEY AJAN 9 POT EMK İ N 6 7 soylu ya da derebeyi. 4/ 8 Uzaklık işareti... Kolayca geçit vermeyen, aşılması 9 çok güç doğal engel. 5/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Duman lekesi. 6/ “Kuzgunkılı cı” da denilen bir süs bitkisi... Bir renk. 7/ Aruz ölçüsü kalıplarından biri... Yankı. 8/ Tropikal Afrika’da 23 4 5 6789 yetişen bir ağaç... Tarlayı sürerek dinlenmeye bırakma. 9/ Bir şeyin yapılmasını yasaklama... Tifoya neden olan basil. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SuriyeAkdenizLibya tek cephe Artık Suriye’den Libya’ya uzanan ve Kıbrıs ile Akdeniz’i içeren tek bir cephe var. Bunu Libya ve Suriye’de olayların aynı hedefle (Esad’ı ve Kaddafi’yi yıkmak) ve aynı süreçte (2011’de) başlaması nedeniyle ya da dün Libya’dan Suriye’ye bugün Suriye’den Libya’ya asker ve silah akışı yaşandığı için söylemiyoruz. Geçen aydan beri yaşanan bir durum değişikliği nedeniyle söylüyoruz. Neyin değiştiğini net saptayabilmek için de olgulara bakmamız gerekiyor: Türkiye Libya’da NATO desteği aldı ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey: “Suriye’deki askeri varlığımızı devam ettireceğiz ve amacımız Rusya için Suriye’de savaşı ‘çıkmaz’ haline getirmek.” (14.5.2020) Erdoğan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü: NATO Türkiye’nin desteklediği Trablus hükümetine destek verecek (15.5.2020). BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pederson: “Suriye anayasa taslak çalışması için Cenevre’de görüşmeleri yeninden başlatmaya hazırız” (19.5.2020). Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: “Rusya ve birkaç ülkenin desteği Libya’da şiddeti tırmandırıyor” (26.5.2020). ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Afrika Kuvvetler Komutanlığı: “Rusya Libya’da savaş uçakları konuşlandırdı” (26.5.2020). Rus basını: Türk tankları Libya’da (31.5.2020). ABD, Libya’da Rusya etkinliğine karşı Tunus’a asker konuşlandırmayı önerdi (31.5.2020). Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac’la görüşen Erdoğan: “Berlin sürecinden NATO’ya kadar tüm uluslararası platformlarda Serrac’la birlikte hareket edeceğiz. ‘Hafter’i kenara koymak mümkün değil’ diyen devlet başkanları hata yapıyor.” (4.6.2020). ABD’nin ‘Kürt birliği’ hedefi Bu gelişmelere paralel olarak, bir diğer gelişme de ABD’nin bölgede PKK ile Barzani’yi işbirliğine yöneltme faaliyeti oldu: YPG lideri Mazlum Kobani: “Kürtler arasında başlanan diyaloğun ilk aşaması başarılı bir şekilde sonuca ulaşmıştır. Diyaloğun ikinci aşamasına geçilmiştir. Birlikte başarıp tarih yazacağız.” (29.5.2020). Yani James Jeffrey’in Aralık 2019’dan beri yürüttüğü faaliyet meyvelerini vermişti: İlk görüşme Barzani’ye bağlı Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) üst düzey yöneticisi Fuat Aliko ile YPG komutanı Mazlum Kobani arasında, 21 Aralık 2019’daydı. Ardından James Jeffrey 11 Ocak 2020’de Barzani’nin ENKS örgütüyle İstanbul’da buluşmuş ve onlardan PYDYPG ile birlik oluşturmasını istemişti. Jeffrey’in bu temaslarını askeri temaslar izledi. ABD’nin Ortadoğu’daki güçlerinin komutanı General Frank McKenzie, 26 Ocak’ta YPG komutanı Mazlum Kobani ile görüştü. Ardından bu kez Jeffrey’in AKPPYDKDP üçgeninde başlattığı diplomasi trafiği var: Jeffrey 11 Şubat’ta Türkiye’ye geldi, Suriye’de şehit olan Türk askerleri için “sahada şehitlerimiz var” dedi ve çeşitli görüşmeler yaptı. Ardından Irak’a geçti ve 17 Şubat 2020’de Neçirvan Barzani’yle, iki gün sonra 19 Şubat’ta da Suriye’ye geçip Mazlum Kobani’yle görüştü. İşin ilginci, aynı gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ENKS Başkanlık Konseyi üyesi Nimet Davut ile görüştü! ABD bu diplomasi trafiğini yönetirken, bir yandan da Fırat’ın doğusuna, PYD’nin kontrolündeki Haseke bölgesine “yeni petrol stratejisi”nin gereği olarak özellikle mayıs ayında silah ve askeri teçhizat aktardı. ABD’nin üç hedefi Olguları sıraladık. Peki bu olgular ne anlama geliyor? 1) ABD, Suriye’yi Rusya için bataklığa çevirmek istiyor. 2) ABD, Suriye ve Libya’da Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmeye çalışıyor. 3) ABD, TürkiyeRusya çelişmesinden yararlanarak Fırat’ın doğusunda, PYD’nin kontrolünde bir petrol bölgesi kabul ettirmek istiyor. ABD bunu gerçekleştirirse, stratejik savunma içinde alt kazanımlar elde edebileceğini hesaplıyor. Ne yapmalı? Doğru. ABD bu hamlesinde başarılı olursa, Suriye’de “kötünün iyisini” sağlamış olacak, Suriye’ye federal anayasayı ve PYD özerk bölgesini kabul ettirmiş olacak… Kuşkusuz bunda Türkiye’nin bütüncül bir stratejisinin olmaması ve AKP hükümetinin ikili ajandaya sahip olmasının büyük katkısı var. Tamam, Türkiye’nin Suriye’de yürüttüğü operasyonlar Amerikan Koridoru’nu Fırat’ta kesti ama AKP’nin Fırat’ın batısında kendi nüfuz alanı olarak bir ÖSO koridoru kurma hedefi nedeniyle, Fırat’ın doğusunda bir özerk koridor parçasına razı olma durumunu doğurdu… Hep söyledik, söylüyoruz: AKP’nin Rusya’ya Suriye’de alan açmak için Rusya’yla işbirliği yapma ama bunu ABD’yle pazarlığında kullanma siyaseti, yani neoAbdülhamitçilik, oldukça sorunlu bir yaklaşımdır. AKP son dönemde ABD’ye Rusya’yla ilişkilerinin stratejik değil, taktik olduğu mesajını vermektedir. Yürütülen denge siyaseti ve taktik tercih mesajları büyük hatadır. Türkiye’nin ihtiyacı, SuriyeAkdenizLibya hattındaki baş tehdit ABD’ye karşı Rusya’yla işbirliğini stratejik seviyeye çıkarmaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle