19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 23 HAZİRAN 2020 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU / ASLAN YILDIZ TASARIM: SERHAN EREN HABER LOJISTIK KÖY’ÜN MAHKEME SÜRECI SÜRERKEN TCDD INŞAATI YENIDEN BAŞLATTI Tarım arazilerine demiryolu CEMİL CİĞERİM Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Samsun Şube Başkanı Hasan Çobancı, yargı kararlarına rağmen Lojistik Köy projesine TCDD’nin demiryolu bağlamak için harekete geçtiğini belirterek “Tarım arazileri üzerinden geçecek bu projeye kimden yetki alınarak başlanmıştır. Ortada hukuki bir süreç vardır” dedi. ZMO Samsun Şube Başkanı Hasan Çobancı, Tekkeköy ilçesi Aşağıçinik mevkiine inşa edilen Lojistik Köy projesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 50 milyon Avro’ya mal olan Lojistik Köy projesi ile ilgili oda olarak kendilerinin açtıkları davada Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı verdiğini hatırlatan Çobancı, bir yöre sakinin açtığı davada da aynı kararın verildiğini anımsattı. Yargı kararlarında bölgenin birinci derece tarım arazisi olduğuna dikkat çekildiğini söyleyen Çobancı, kararların neden uygulanmadığını sordu. Çobancı, “Lojistik Köy ile ilgili hukuki süreç devam ederken, TCDD Genel Müdürlüğü tarafından Gelemen Lojistik KöyüTekkeköy Lojistik Köyü Demiryolu inşaatının başlamış olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Söz konusu demiryolu inşaatı hukuki süreci devam eden Lojistik Köy’ün bağlantısını sağlamaktalar. Demiryolu projesi incelendiğinde hattın Çarşamba Ovası, Büyük Ova Koruma alanı içerisinde kaldığı görülmektedir. Demiryolu hattının geçtiği yerlerin bir kısmı mutlak tarım arazisi niteliğindedir. Projenin geçtiği güzergâhta 5403 sayılı kanunun 13. ve 14. Maddelerine göre tarım dışı amaçlı kullanım izinleri bulunmamaktadır” dedi. Çobancı şunları kaydetti; “Lojistik Köy mahkeme süreçleri devam ederken, Çarşamba Ovası, Büyük Ova Koruma alanı içerisinde yer alan ve bi rinci sınıf tarım arazilerden geçmekte olan Gelemen Lojistik KöyüTekkeköy Lojistik Köyü Demiryolu İnşaatı TCDD Genel Müdürlüğü tarafından hangi gerekçeler ile başlatılmıştır ve bu yetkiyi kimlerden almıştır? Gücünü üyelerinden ve yasalardan alan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak; Tekkeköy’de yapılan Mobil Santral, Terme İlçesinde yapılan OVM Doğalgaz Santralında olduğu gibi, Samsun Lojistik Köy Projesi ile nitelikli tarım alanlarının amacı dışında kullanılmasına ve rant çevrelerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz, mücadelemiz devam edecektir.” Tahir Sancar son yolculuğuna uğurlandı Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın ağabeyi, emekli Tank Binbaşı Tahir Sancar, dün düzenlenen askeri törenle Büyükçekmece Kuba Camisi’nden son yolculuğuna uğurlandı. Törene, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin siyasi temsilcileri ve milletvekilleri katılırken; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da çelenk gönderdi. Sancar ailesi, törenin ardından taziyeleri kabul etti. Tahir Sancar’ın naaşı, Mimar Sinan Kabristanı’na defnedildi. Tahir Sancar’ın cenaze töreni sonrası Cumhuriyet’e konuşan Ülkü Sancar, şunları söyledi: “Amcam için vatan ve bayrak her şeyden kutsaldı. Her zaman Türk milletinin bir ferdi olmakla övündü. Son nefesine kadar ülkesi için çaba gösterdi. Kadirşinas Türk milleti de onu bağrına basarak uğurladı. Hem acımız hem gururumuz büyük.” Pençe şehidine hazin tören Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Irak’ın kuzeyinde düzenlenen PençeKaplan Operasyonu bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Ertuğrul Köse’nin(22) cenazesi, memleketi Osmaniye’de dün topra ğa verildi. Şehit Köse’nin Türk bayrağına sarılı naaşı, “helallik” alınmak üzere Mevlana Mahallesi’ndeki babaevine getirildi. Daha sonra Asri Mezarlık Camisi’nde şehit Köse için cenaze töreni düzenlendi. Törene, şehidin babası İsmail, annesi Fatma Köse ile kardeşleri, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, askeri ve mülki erkan ile yurttaşlarkatıldı. Şehit Köse, kılınan cenaze namazının ardından şehitlikte gözyaşları arasında toprağa verildi. l DHA CHP’li Öztrak, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ fezlekelerine tepki gösterdi ‘Demirden korksak trene binmezdik’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 97 CHP’li milletvekili hakkında düzenlenen 217 soruşturma fezlekesinden 141’inin “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla hazırlanmasının kendilerine gözdağı verme çabası olduğunu söyledi. Öztrak, “Demirden korksak trene binmezdik” dedi.Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin yaptığı açıklamaya Bursa’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenleri anarak başladı. Öztrak, özetle şunları dile getirdi: n Gözdağı vermeye kalkıyorlar: Saray sosyetesi, daha önce tarafsız olan Cumhurbaşkanı için getirilmiş yasaların arkasına saklanıyor. Peki, Erdoğan tarafsız bir Cumhurbaşkanı mı? Değil. 97 vekilimiz hakkında 217 fezleke düzenlenmiş. Bunun 141’i “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması. Bununla bize gözdağı vermeye kalkıyorsanız. “Şunu baştan söy leyelim: Demirden korksak trene binmezdik. n Şentop kıblesini gösterdi: Milletin seçtiği vekillerin hukukuna değil, Saray’ın talimatına uyan TBMM Başkanı Şentop, “Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensipleri ve Devlet Bahçeli’nin destekleriyle” diyerek yeni dönemde de adaylığını açıkladı. Bu sözlerle de kıblesinin milletvekilinin, Meclis’in hukuku değil, Saray ve bekçisinin talimatları olacağını itiraf etti. n Çalışanları ayırmak doğru değil: (Kıdem tazminatı tartışmaları) Kıdem tazminatı konusunda üç büyük konfederasyonun üzerinde uzlaşmadığı hiçbir çözümü kabul etmeyeceğimizi açıkladık. Çalışanları kamuözel diye karşı karşıya getirerek işçi kesimini bölmenin kimseye sağlayacağı bir avantaj yoktur. Bu Anayasa Mahkemesi’nden de döner. l ANKARA CHP’de kurultay 2526 Temmuz’da CHP’de koronavirüs nedeniyle ertelenen 37. olağan kurultayın ne zaman ve nerede yapılacağı konusunda parti içinde pek çok farklı tarih ve yer ismi konuşulurken dünkü MYK toplantısında bu konuda bir görüş belirlendi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da talimatıyla kurultayın 2526 Temmuz tarihleri arasında Bilkent’teki Odeon konser salonunda yapılması yönündeki görüş ağırlık kazandı. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’nın görüşünün de yarın belli olacağı ve hazırlıkların bu kapsamda gerçekleştirileceği belirtiliyor. l MAHMUT LICALI T.C. TOKAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2020 / 137 138 139 140 141 142 143 144 145 1 Mahkememizin 2020/137 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Büyübağlar Köyü 103 ada 286 parsel, maliklerinin Osman Bekler ve Ferruh Beklerolduğu, 2Mahkememizin 2020/138 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Büyübağlar Köyü 103 Ada 295parsel, maliklerinin Mehmet Dalgıç, Mehmet Gezerolduğu, 3Mahkememizin 2020/139 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Büyübağlar Köyü 103 Ada 282 Parsel, maliklerinin Osman Bekler ve Ferruh Bekler olduğu, 4Mahkememizin 2020/140 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Büyübağlar Köyü 103 Ada 259 parsel, maliklerinin Emin Katırcı, Kadir Katırcı, Yusuf Katırcıolduğu, 5Mahkememizin 2020/141 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Büyübağlar Köyü 103 ada 214 parsel, maliklerinini Mehmet Uyanık, Nurettin Uyanık, Ahmet Uyanık olduğu, 6Mahkememizin 2020/142 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Küçükbağlar Köyü 102 Ada 3 parsel, malikinin Halis Susmaz olduğu, 7Mahkememizin 2020/143 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Küçükbağlar Köyü 162 ada 47 parsel, maliklerinin Hatice Uslu, Akif Uslu, Ayhan Uslu, İsmail Uslu, Dürdane Duman, Safiye Güder, Meliha Uslu, Neziha Verenel, Fatih Uslu, Emine Güder, Latif Usluolduğu, 8Mahkememizin 2020/144 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Küçükbağlar Köyü 162 Ada 28 parsel, maliklerinin Naciye Elvan, İzzet Bayın, Fatma Bayın, Niyazi Bayın, Musa Bayın, Şerife Sezgin, Ahmet Zeki Yalçın, Osman Yalçın, Saniye Bayın, Hüsne Bayın, Ahmet Yalçın, Ali Bayın, Fatma Bayın, Mehmet Bayın, Cevriye Behzat, Huriye Elvan, Abdullah Bayın, Şakire Çalışkan, Nuriye Çalışkan, Hakan Çakırbay, Naciye Elvan, İzzet Bayın, Ali Bayın, Fatma Bayın, Mehmet Bayın, Cevriye Behzat, Huriye Elvan, Abdullah Bayın, Şakire Çalışkan, Nuriye Çalışkan, Fatma Bayın, Nuran Govar, Ayşe Elvan, Osman Bayın, Mustafa Bayın, Şerif Usluolduğu, 9Mahkememizin 2020/145 esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın Tokat Merkez Küçükbağlar Köyü 162 Ada 11 parsel, maliklerinin Şerife Sezgin, Naciye Elvan, İzzet Bayın, Fatma Bayın, Niyazi Bayın, Musa Bayın, Ahmet Zeki Yalçın, Osman Yalçın, Saniye Bayın, Hüsne Bayın, Ahmet Yalçın, Ali Bayın, Fatma Bayın, Mehmet Bayın, Cevriye Behzat, Huriye Elvan, Abdullah Bayın, Şakire Çalışkan, Nuriye Çalışkan, Hakan Çakırbay, Naciye Elvan, İzzet Bayın, Ali Bayın, Fatma Bayın, Mehmet Bayın, Cevriye Behzat, Huriye Elvan, Abdullah Bayın, Şakire Çalışkan, Nuriye Çalışkan, Fatma Bayın, Nuran Govar, Ayşe Elvan, Osman Bayın, Mustafa Bayın, Şerif Usluolduğu, Kamulaştırmayı yapan idarenin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü olduğu, Maliklerin tebliğden veya ilandan itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açabilecekleri, Açılacak davalarda husumetin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiği, 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, Dava sonunda mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına Tokat Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı, Davalılar tebliğden itibaren 10 gün içerisinde davaya ve taşınmaz malın değerineilişkin tüm savunma ve delillerini mahkemeye yazılı olarak bildirmesi gerektiği hususları, 2942 sayılı yasanın 4650 sayılı yasa ile değişik Kamulaştırma Kanunu 10. maddesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 28293031 maddeleri uyarınca ilan olunur. 10/06/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1174425) T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2019/413 Davacı, Maliye Hazinesi ile Davalı, Kayseri Defterdarlığı arasında mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Tacettinveli Mahallesi, 5025 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın malikleri Kadıncık kızı Behiye, Kadıncık kızı Emine, Kadıncık kızı Hikmet, Mustafa kızı Fatma, Mustafa kızı Penbe, Fatma kızı Keziban, Fatma kızı Penbe, Memiş kızı Keziban, Memiş kızı Penbe’nin kim olduklarının bilinmediği ve tüm arama ve araştırmalara rağmen bulunamadığı, bu nedenle gaipliğine karar verilmeleri istenilmekle şahısların kim oldukları hakkında bilgisi olanların ilk ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde mahkememize müracaat etmesi ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1177201) Türkiye’de bilim ‘gariban işi’ aşı üretimi ile ne kadar? Önce bir düzeltme yapayım, dünkü yazımda, Pastör yöntemi ile, yani inaktive edilmiş koronavirüsü aşı olarak kullanmaya yönelik ülkemizde bir çalışma yok diye geçiyordu, var, iki grup bunun üzerinde çalışıyor. Virüs etkinsizleştirilerek (hastalık yapması önlenerek) insana veriliyor ve bağışıklık sistemimiz bu düşmanı algılayarak hemen antikor üretimine geçiyor. Klasik aşı yöntemi. Tıbbın elindeki olanaklar çok gelişti, virüsten parça almak kolaylaştı, cihazlar çalışma koşulları çok gelişti, öyle eskisi gibi on yıllarca sürmüyor, umarım her iki grup da bunu başarır... Çünkü tek aşı değil, çok sayıda aşıya ihtiyaç var... Keşke beş grup daha çalışsa bu yöntemle... Diğer gruplar yeni aşı üretme teknolojileriyle çalışıyor. Fakat, Türkiye’de başlayan aşı üretme çalışmalarının hiçbirini Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı çalışmaları listesinde görmüyoruz. Listede 100’ün üzerinde grup ve yaptıkları çalışmaların açıklaması var. 250 araştırmacı çalışıyor Peki, neden bizim çalışma gruplarından hiçbiri Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirilmemiş, gerekenler yapılmamış ve dünyaya duyurulmamış? Sanırım TÜBİTAK ve Sanayi Teknoloji Bakanlığı bu konuda adım atacaktır. İçe kapanıklıktan sıyrılmalı... Belki de sürmekte olan bu aşı projelerine, daha iyi ve hızlı sonuçlar almak için dünyadan yetkin isimler de davet edilir, ücretleri ödenerek. TÜBİTAK çerçevesinde COVID19 Platformu altında aşı çalışan 7 grup oluşturulmuştu. Bu sayı arttı mı bilmiyorum. Ama bu çerçevede, üniversitelerden, kamu kuruluşlarından ve özel sektörden 225 araştırmacının çalıştığını okuyoruz. Bu sayı artmış olabilir. İlaç çalışmalarını da eklersek toplam 16 grup oluşmuş. İlginç olan, aralarında bir etkileşimin de olması! Para, hız, malzeme eksik Gelelim yeniden Mehmet Öztürk’e: Prof. Öztürk “Yurtdışındaki aşı çalışmalarıyla kıyaslarsak bir eksiğimiz yok, hemen hepsi üzerinde gecikmeli de olsa burada aşı çalışmaları sürdürüyoruz” demişti ya, peki neden gecikmeli? Ne engel, para mı, cihaz malzeme mi, insan kaynakları mı? Bir niyet, çaba ve destek var, ülkemizde bu konuda uzman işi bilen insan kaynağı neyse, hepsi seferber olmuş, dünyayı bilen insanlar kolları sıvamış.. TÜBİTAK para da dağıtmış gruplara. Öztürk diyor ki “Bizler Türkiye’de bu aşı ve ilaç konusunu biraz gariban işi yapıyoruz, iki proje için 1 milyon TL aldık..” Peki, yeterli değil mi diye aklınızdan soru geçiyorsa, Almanya’nın en büyük aşı üretmeye aday şirketinin sahibi olan Türk kökenli Prof. Dr. Uğur Şahin’in sahibi olduğu BioNTech biyoteknoloji şirketi, COVID19 aşısı üretmek için Pfizer şirketiyle ortaklık kurmuş aşı çalışmaları 250 milyon Avro ile desteklenmişti. ABD’de insan üzerinde deneylere başladılar. Şirket ayrıca borsaya açıldı ve iyi de para topladı.    Aşı geliştirme vizyonu bu! Bu örnek, Öztürk’ün “gariban işi yapıyoruz aşı çalışmasını” sözlerinin ardındaki gerçeği anlatıyor. Saçın milyonları ortalığa! Böyle bir vizyonu gerçekleştirmek için milyonları saçacaksınız bilime, gruplara, ne ihtiyaçları varsa hepsini hemen anında karşılayacaksınız. Varsın bazı paralar yerini bulmasın, boşa harcansın, çünkü ortaya çıkacak ürün dünya çapında bir teknoloji olacak! Gariban işi aşı çalışılmaz! Öztürk’e soruyorum, peki daha fazla para verilse, çalışmalarınıza bunun ne desteği olacak? Yanıtı: “Şimdi 20 fare ile test yapıyoruz, daha fazla para olsaydı 500 fare getirirdim ve tüm olasılıkları hızla denerdik..” Bir de, her zaman duyduğum bildiğim bir konu yine karşıma çıkmaz mı: “Araştırmalarımız için gerekli malzemelerin yüzde 95’ini dışarıdan ithal ediyoruz. Hem yüksek paralar ödüyoruz hem de bir ay sürüyor gelmesi.” Demek hikâyede bir değişiklik yok. 3 bakanlık bu işi çözer Diyor ki Öztürk: “Devlet ArGe için reaktiflerin ithalatını serbest bırakmalı, gümrükte takılıyor, vergisini ödeyin diyorlar, devlet bir eliyle verirken diğer eliyle de verdiğini geri alıyor! Türkiye ArGe’de bir yerlere varmak istiyorsa makine, teçhizat, reaktif ne varsa sıfır vergi ile ithal etmeli.. versin bize ithalat yetkisini...” Sodyum klorür dahil her şey ithal. ArGe’de kullanılan saf alkol bile ithal ediliyor. ArGe için tüm temel ihtiyaçlar için yüzde yüz yerli üretime geçilmeli... Devlet, hükümet, bürokratlar güvenmiyor. Aslında üç bakanlık, Maliye, Sağlık ve Sanayi Teknoloji bir araya gelse hemen bir kararname ile bu engelleri kaldırabilirler. Öztürk’ün bir önerisi var, “en azından öne çıkan araştırma kurumlarına, mesela 20 sine bu yetkiyi tanısınlar...” HHH Aşıdan girdik, dertten çıktık... Hacettepe Tıp Fakültesi'nden aldığım anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanlık belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Berkem Büyükakkuş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle