23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 23 HAZİRAN 2020 SALI Yenilgiyi çekmişlerdi, Zeynep Oral ile 40 yıllık kahve hatırı Koronavirüsün “evde kal”mayı zorunlu kıldığı günlerde herkes gibi ben de yıllardır el sürmediğim kalabalık dolaplarımı düzenlemeye çalışıyorum. Birbirine girmiş kitaplar, dergi, gazete kesiklerini elden geçirirken bir de baktım, Zeynep Oral’la ilk kez karşılıklı kahve içişimizin üstünden tam 40 yıl geçmiş. O gün, olduğu gibi gözümde canlandı birden. ODTÜ Amatör Tiyatrolar Şenliği’ndeyiz. Yıl 1980, mevsim bahar, 12 Eylül’ün yaşanmasına daha birkaç ay var. (12 Eylül’den sonra bir süre, değil ODTÜ’de, hiçbir yerde tiyatro şenliği falan olmayacak.) Zeynep’i Milliyet’teki “Esintiler” köşesinden ve Milliyet Sanat Dergisi’nin yazıişleri müdürü olarak tanıyorum. O da yazılarımı Cumhuriyet’te okuduğunu söylüyor. Kaynaşıveriyoruz. ODTÜ Mimarlık Amfisi’nde oyunlar gün boyunca birbirini izlerken, aç kalıyoruz. (O zamanlar, her yerde her derde deva çay, kahve makineleri olmadığı gibi ODTÜ yerleşkesinde, öğrenci kafeteryası dışında, yemek yiyecek bir yer yok. Tost yapan bölüm kantinleri de çoktan kapanmış. Zeynep’i, şenlik binasının hemen yanında olan eski adıyla Beşeri İlimler Binası’ndaki odamda abur cubur yemeye çağırıyorum. O da kafeterya kalabalığına karışmaktansa benimle gelmeyi seçiyor. Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatırı Hava karardı kararacak. Odamda pişirdiğim kahveye yarı bayatlamış krakerleri katık ederek gece oynanacak oyunu beklerken bir yandan da çene yapıyoruz. İkimiz de yazmaya 1966 yılında başlamışız. İkimiz de bir dönem ONK Copyright Ajansı için yurtdışı yazışmaları yürütmüşüz. Zeynep, İzmir Amerikan Lisesi’ni bitirmiş, ben de İstanbul’daki “kardeş okul” olan Üsküdar Amerikan Lisesi’ni. İkimiz de ikişer çocuk büyütmekteyiz. Dahası, ikimiz de tiyatro eleştirisi yazıyoruz. “Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatırı” olup olmadığını henüz bilemeden başlıyor dostluğumuz. Zeynep’le o gün bugündür birlikte çok kahve içtik. Uluslararası tiyatro şenliklerinde, Roma’nın o güzelim “piazza”larında, Doğu Berlin’de, Varşova’da, Helsinki’de, Lizbon’da, Seul’de, İKSV’nin tiyatro danışma kurulu toplantılarında... Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin kongrelerinde çok sıkı çalışarak Türkiye’yi pek çok yıl yönetim kurulu üyesi seçtirmeyi becermiştik. Bugün Zeynep Oral birçok uluslararası kültür ve/ya da sanat kuruluşunun yöneticileri arasında yer alıyor. Ülkemizdeki benzer kurum ve derneklerinde ise çoğunlukla başkanlık yaptı/yapıyor. Bu görevlerdeki başarısı hep yeniden seçilmesinden belli. Tiyatromuzun Marco Polo’su Zeynep’in yaşamı yolculuklarla geçti, geçiyor. Dünyanın her yanındaki tiyatro olaylarını bizlerle paylaşmak için döşediği yazılar birer arşiv değerindedir. Onu, bir yazımda “tiyatromuzun Marco Polo’su” olarak anmıştım. Doğrudur. Çünkü birçok kitabında okuduğunuz gibi gittiği ülkelerdeki tiyatro etkinliklerini, o kültürün insanlarının duyarlıklarıyla birlikte kucaklamayı başarmıştır. Yurtdışı gezileri ve acar gazeteciliği Zeynep’e yine kitaplarında yer alanpek çok dünya ünlüsüyle söyleşi yapma olanağı kazandırmıştır. Ya biyografi çalışmaları, ya denemeleri, ya araştırma metinleri... Onun pek çok baskısı yapılan onlarca kitabından hangi türden olanını okursanız okuyun, her satırına işlediği coşkunun peşine takılıp gidiverirsiniz. Bütün yapıtlarını, ama özellikle de 1968 yılında Milliyet’te başladığı sıkı gazetecilik uğraşını anlattığı, 29 yıllık özverili çalışması sonunda da nasıl yeni patronlarca işten atıldığını anlattığı “Meslek Yarası” kitabını okumalısınız... Düşünceyi duyguyla harmanlama ustası Zeynep Oral artık yıllanmış bir Cumhuriyet yazarı. İnandığı doğruları inatla savunan, sözünü sakınmayan, yürekli bir gazeteci olmanın yanında sevgi dolu bir eş, arkadaş ve dost bir anne, tatlı bir babaanne, parlak bir kadın ve güzel bir insan olarak yaşamını değerlendiriyor. Yazdıklarının içerdiği duygusallığın biraz abartılı olduğunu düşündüğüm olmuştur. Artık görüyorum ki, Zeynep Oral yazma uğraşında deneyim kazandıkça, “düşünceyi duyguyla harmanlamada”ki ustalığını da pekiştiriyor. Bu nedenle çok seviliyor ve çok okunuyor. zafer diye seyredildi Fatih Sultan Mehmet ve Sinema Salonunda Tarih Yapımı, Toplumsal Tarih Dergisi’nin son sayısında zihin açan bir makaleyle ele alınıyor Toplumsal tarih dergisinin yeni sayısı. Londra’daki ünlü müzayede salonu Christie’s, salgın nedeniyle kapattığı salonunu 25 Haziran’da açı yor. Bu müzayedenin en önemli eseri ise Fatih Sultan Mehmet’in 1480 yı lında Bellini tarafından yapılmış, ya nında başka bir kişiyle olan tek port resi! Bu eserin 400600 bin sterlin arasında satışa çıkarılacağı söyleni yor. National Gallery’nin daimi sergilenen sanat eserleri arasında yer alan üç orijinal portresinden YAZGÜLÜ ALDOĞAN biri olan eser, Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a gelen ve 1479’dan 1481’e kadar burada kala rak portreler yapan İtalyan ressam Bellini’nin ve resmin üzerinde 25 Ka sım 1480 tarihi var. Fatih’in filmi Fatih’in resminden Fatih’in filmine geçersek, rehber ve tarihçi Saadet Özen’in Toplumsal Tarih Dergisi’nin son sayısında yayımlanan “Sinematografta İstanbul’un fethi, Sinema Salonunda Tarih Yapımı” adlı makalesi de pek çoğumuzun bilmediği, İstanbul’un Fethi üzerine çekilmiş tarihi pek eski bir filmden bahsediyor. 2 Nisan 1914’te Şehzadebaşı’ndaki Millet Tiyatrosu’nda gösterilen filmin “Avrupa’dan sureti mahsusa celb” olunmuş 3800 m. uzunlu ğunda bir film olduğu anlatıldığına göre ve dönemin Bizans’ın tükenişi filminin “tarihi bir dram” olarak tanıtıldığı broşür kapağı. Solda ve sağda savaşan imparatorlar, ortada Osmanlı askerlerinin Ayasofya’ya şiddetli girişi. bir film yapma koşulla rının Osmanlıda olmadı ğı düşünüldüğünde Sa adet Özen, filmin büyük ihtimalle 1913’te çekil miş olan Fransız yapı mı, Gaumont kataloğun da da yer alan “Bizan sın Tükenişi” olduğu nu yazıyor. Yani tiyatro yu hıncahınç dolduran ve Fatih’in İstanbul’u nasıl fethettiğini bü Fatih Sultan Mehmet’in 1480 yılında Bellini tarafından yapılmış, yük coşkuyla seyredenlerin kafasındakiyle fil yanında başka bir kişiyle olan tek portresi! Yanındaki kişinin kim olduğu ise herkes tarafından merak ediliyor. min gerçeği farklı. Fran kamayışı, Fatih’in şehri aldıktan son sız yapımı filmde Katolik ve Ortodoks ra Konstantin’in kafasının kesilme kiliseleri arasındaki çekişme sonu si, Fatih’in bunu havaya kaldırması, cu Bizans’ın güçsüz kalıp çöküşü, İm sarayın yağmalanması gibi sahnele parator Konstantin’in 10 bin asker ri seyrederken seyircinin algısı, yapıl le Fatih’in 300 bin askeriyle başa çı mak istenilen değil. Çok farklı bir duy gu ve algılama gerçekleşir; film aslında Osmanlı’yı gaddar ve medeniyetsiz göstermekte, kilise savaşlarını eleştirmekte, Konstantin’in yanında yer almaktadır ama seyircinin ruh hali “filmin anlamsal kurgusunu aksi yönde dönüşüme uğratmış”; bayrağın surlara dikildiği sahnelerde heyecan doruğa çıkmıştır. Saadet Özen, bu bilgilerin bir kısmını derlediği zamanın “Çocuk Duygusu” dergisinin isimsiz yazarından alıntılar yapıyor: “Sonuç olarak seyirci “Bizans’ın tükenişi’ni değil, İstanbul’un fethini seyretmek için salona gitmişti. ‘Trablusgarp’ı, Balkan Savaşları’nın yenilgisini ve büyük bir savaşın arefesinde hayatın giderek zorlaştığı İstanbul’da, bu film, yarım saatliğine de olsa, yenilgi hissinden topluca arınma imkanı sunacaktı.’ Yazara göre, bu ihtiyaç üzerine seyirci filmi, dönemin koşullarından ötürü tersine çevirip kendine ait olarak hissetmiştir. Kısacası, algı operasyonu, çekilen sıkıntıların savaş ve kahramanlık öyküleriyle perdelenmesi, yeni bir yöntem değil, günümüzde de sıklıkla uygulandığı üzere çok kolay gerçekleştirilebiliyor. Başkasının yaptığı bir yenilgi filminden bir zafer duygusu bile yaratılıp yaşatılabiliyor. Pandemi günlerine rastlamasaydı İstanbul’un Fethi için geçenlerde büyük ihtişamla yapılan kutlama törenleri de aynı etkiyi yapabilirdi. İlgi duyanlar için Toplumsal tarih 318. Sayı “Sinema Salonunda tarih Yapımı” başlıklı yazı Saadet Özen. BEYONCE’DEN IRKÇILIK KARŞITI ŞARKI: Black Parade Beyonce, ABD’de köleliğin kaldırılmasının yıldönümünde Instagram hesabından paylaştığı yeni şarkısı Black Parade ile hayranlarını sevin dirdi. Irkçılık karşıtı sözleriyle dikkat çeken şarkıyı 4 milyon üzerinde kişi görüntüledi. Beyonce, 19 Haziran’da ABD’de köleliğin kaldırılmasının yıldönümünde Black Parade (Siyahi Geçit Töreni) adlı yeni şarkısını hayranlarının beğenisine sundu. “Black Parade” aynı zamanda ünlü şarkıcının yeni projesinin adı. Bu, giyim ve sanattan, yiyecek ve içeceğe kadar siyahilerin sahip olduğu işletmeleri gösteren bir internet rehberi projesi. Ferzan Özpetek’in yeni romanı ‘Bir Nefes Gibi’ raflarda! Yönetmen Ferzan Özpetek’in son romanı “Bir Nefes Gibi” İtalya’da kısa sürede çok satanlar listesinde birinci sıraya yükselerek, 5.baskıyı yaptı. 2014’te İstanbul Kırmızısı, 2015’te Sen Benim Hayatımsın adlı romanlarıyla beğeni toplayan Özpetek’in yeni romanı Neval Barlas çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıktı. Romanda Özpetek, okurlarını Roma ile İstanbul, şimdi ile geçmiş arasında, iç içe geçen yaşamların ve yazgıların hükmettiği gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Sergio ile Giovanna, güneşli bir pazar günü evlerinde bir dostlar sofrası kurma hazırlığındayken ansızın karşılarında davetsiz bir misafir bulurlar: Kapılarını çalan yorgun görünümlü yaşlı kadın Elsa Corti’dir ve uzaklardan, İstanbul’dan gelmiştir. Yaklaşık yarım asrı bulan sürgün yıllarının ardından ülkesine dönen Elsa Corti’nin evinin yeni sahiplerine anlatacakları, ama daha önemlisi, yıllardır görmediği ablasına, hayatının aşkıyla ilgili söyleyecekleri vardır... Kurt Cobain’in gitarı rekor fiyata satıldı Nirvana grubunun solis ği bir dünya turnesiyle sergilemek istediği ti ve gitaristi Kurt kaydedildi. Cobain’in 1993 yı Juliens Müzayede lında MTV Unplug Evi’nde yapılan bu sa ged performansın tışla, açık artırma da çaldığı akustik da satılan “en paha gitar, açık artırma lı gitar” ve “en paha da 6 milyon dola lı hatıra eşya” dâhil ra alıcı buldu. beş rekor kırıldığı be Cobain’in ölü lirtildi. münden 5 ay ön Satışı gerçekleş ce New York’ta miş en pahalı gitar verdiği MTV Unp Peter Freedman lugged konserinde rekoru daha önce, Pink Floyd’dan David çaldığı 1959 Mar Gilmour’un 2019’daki tin D18E gitarını Avustralyalı iş bir açık artırmada 3.95 milyon do insanı Peter Freedman satın aldı. lara (yaklaşık 27 milyon dolar) alı Freedman’ın gitarı düzenleyece cı bulan gitarına aitti. Harun Tekin’den doğum gününde anlamlı konser Mor ve ötesi’nin solisti Harun Tekin doğum gününü çevrimiçi bir konserle kutluyor. Konser, 28 Haziran Pazar günü saat 19.30’da My Open Stage organizasyonuyla canlı yayımlanacak. “Hediyeler” başlıklı konser bilet Harun Tekin alınarak izlenebilecek. Bilet geliri, müzik emekçilerine ulaştırılmak üzere İhtiyaç Haritası’yla paylaşılacak. “Hediyeler” konserinde Harun Tekin ağırlıklı olarak başkalarının yazdığı ve kendi hayatında yer et miş şarkıları, tek başına, akustik gitar eşliğinde çalıp söyleyecek. Yaklaşık 75 dakika sürmesi planlanan konser myopenstage.com adresinden yayımlanacak. Biletler Biletix’te satışta. ÇOCUKLARA ÇEVRİMİÇİ YAZ SANAT OKULU 6 TEMMUZ – 28 AĞUSTOS 2020 Bu yaz çocuklar İstanbul Modern’in Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu’nda buluşuyor! Çocuklar, İstanbul Modern’in Yaz Sanat Okulu’na Türkiye’nin her yerinden çevrimiçi katılarak müze uzmanları ile evlerinde sanat çalışmaları gerçekleştiriyor. İstanbul Modern, atölyelere katılanlara Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu Katılım Belgesi veriyor! 47 yaş grubu çocuklu aileler için atölye saatleri: 11.0012.00 812 yaş grubu çocuklar için atölye saatleri: 14.0015.00 BASKI RESİM 6, 20 Temmuz, 17 Ağustos Pazartesi KÜBİST PORTRELER 7, 21 Temmuz, 18 Ağustos Salı GEO RESİMLER 8, 22 Temmuz, 5, 19 Ağustos Çarşamba GÖLGELERLE SANAT 9, 23 Temmuz, 6, 20 Ağustos Perşembe BENİM HARFLERİM 10, 24 Temmuz, 7, 21 Ağustos Cuma RENK OYUNLARI 13, 27 Temmuz, 10, 24 Ağustos Pazartesi BOYANIN ÖYKÜSÜ 14, 28 Temmuz, 11, 25 Ağustos Salı SANATIN İZLERİ 29 Temmuz, 12, 26 Ağustos Çarşamba BENİM BAKIŞIM 16 Temmuz, 13, 27 Ağustos Perşembe BİRLEŞEN NESNELER 17 Temmuz, 14, 28 Ağustos Cuma Çocuklara Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu, İstanbul Modern üyelerine %10 indirimlidir. %10 indirim Altın, Gümüş, Genç Modern, Aile, Bireysel ve Kurumsal üyelerimiz için geçerlidir. Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu ücretlidir. Katılımlar kontenjanla sınırlıdır. Programlar hakkında ayrıntılı bilgi için (212) 334 7312 | egitim@istanbulmodern.org Çevrimiçi kayıt için www.istanbulmodern.org adresine başvurabilirsiniz. İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ www.istanbulmodern.org info@istanbulmodern.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle