25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 21 HAZİRAN 2020 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER Yürüyerek direnmek! İçinde yer aldığım hak mücadeleleri için yıllardır yürüyorum. 1 Mayıs’ta emekçi hakları için yürüyorum. 8 Mart’ta kadın hakları için yürüyorum. Sürekli hayvan hakları için yürüyorum. Savaş karşıtı protestolarda yürüyorum. Ayrımcılığa karşı yürüyorum. Gazetecilere yapılan baskılara karşı yürüyorum. Çevre eylemlerinde yürüyorum. Adalet istediğim için yürüyorum! Umudumu koruduğum için yürüyorum. Barışçıl bir şekilde elimde pankartla yürüyorum. Yürüyerek direnme hakkımı kullanıyorum. Bunu bir insan olarak en temel hakkım olduğu için yapıyorum! HHH Ne var ki Türkiye’de bu temel hakkı kullanmak da ayrımcılık nedeni! HDP, iki milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesi nedeniyle geçen hafta yürümeye karar verdi. Edirne ve Hakkâri’den başlatılan yürüyüşe Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü adını verdiler. Fakat HDP’nin çağrısının ardından Bitlis, Hakkâri, Kırklareli, Edirne, Kocaeli, Sakarya, Van ve Tekirdağ valilikleri toplantı, gösteri ve yürüyüşlerin yasaklandığını duyurdu. Bu amaçlarla şehirlere girişlerin de engelleneceğini açıkladı... Yürüyüşe katılanların her gittiği yerde gözaltılar yapıldı. Oysa CHP’nin Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından 2017’de yaptığı Adalet Yürüyüşü’nün benzeriydi bu eylem. Bir kez daha görüldü ki bu ülkede yürüyerek direnmek herkese hak değil! HHH Son birkaç gündür ise barolar dört bir yandan Ankara’ya yürüyor. Eşzamanlı olarak başlatılan Savunma Yürüyüşü’ne 80 baro katılıyor. Hepsi de AKP ile MHP’nin planladığı “baro darbesi”ne tepki göstermek için yürüyor! İktidar, yeni düzenleme ile her ilde birden fazla baro kurmak istiyor. Barolar başta olmak üzere meslek kuruluşlarının yapısı ve seçim sistemini değiştirmeyi amaçlıyor. Avukatlara ilişkin kanunun 76. ve 95. maddelerindeki hak ve yetkileri sınırlandırmayı hedefliyor. Demek ki FETÖ’nün devlet içinde güçlü olduğu dönemde gündeme gelen ancak gerçekleştirilemeyen bu girişim, iktidar tarafından tekrar masaya konuyor. İktidarın hamlesi başarılı olursa Türkiye’de meslek odaları ve barolar, yandaş medyaya döndürülecek! Baro başkanları da, “FETÖ’nün yapamadığını iktidar yapmaya çalışıyor” diyerek baroların susturulmak, parçalanmak ve itibarsızlaştırılmak istenmesine karşı çıkıyor. Bu nedenle yarın toplu halde TBMM’ye yürüyerek iktidarın baskı planını protesto edecekler. Bu tepkinin tarihi önemi var. Çok zor bir araya gelebilen barolar, AKP baskısına karşı ilk kez böyle bir birliktelik gösteriyor. Meslek onurunu korumak için harekete geçiyor... Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti için eylemlilik sürecini başlatıyor... Ve yürüyerek direniyor! ‘DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ’ SONA ERDİ ‘Düşmanlaştıranların TOPLUMLA BAĞI KALMADI’ HDP’nin 15 Haziran’da Hakkâri ve Edirne’den başlattığı “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü”, Ankara Meclis Parkı’nda sona erdi. Yürüyüşün ardından yapılan açıklamada, “Yürüyüşümüzü burada bitirmiyoruz, mücadeleyi bir üst düzeye çıkarıyoruz. Toplumsal sorunları çözene kadar da durup dinlenmeden yolumuza devam edeceğiz” denildi. HDP’nin milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesinin ardından Hakkâri ve Edirne’den başlattığı yürüyüş dün Ankara Meclis Parkı’nda sona erdi. HDP eş genel başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar ve milletvekilleri yürüyüşün ardından açıklamalarda bulundu. HDP’nin 1 Haziran’dan 1 Eylül’e kadar sürecek olan 3 aylık bir “Demokratik Mücadele Programı” hazırladığı belirtilen açıklamada, “Geçinemeyen milyonların ekonomik ve sosyal hakları, iş ve aş talepleri için; ‘Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi’ diyen on milyonların talepleri için; Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm için demokratik bir anayasa ile özgür ve eşit yurttaşlık isteyen bütün kimlikler için kadınlar, gençler, emekçiler, yoksullar, işsizler için yürüdük” denildi. “Toplum iktidarın dayattığı baskıdan, şiddetten bunalmıştır ve değişim istemektedir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Açlık sınırının 2394 TL, yoksulluk sınırının 8282 TL olduğu bu ülkede AKPMHP iktidarının herkesi düşmanlaştıran söyleminin toplumla bağı kalmamıştır. Yeni eşit bir toplumsal yaşam kurmanın yolu, yeni bir toplumsal sözleşme olan demokratik anayasadan geçmektedir. Toplumsal sorunları çözene kadar da durup dinlenmeden yolumuza devam edeceğiz.” l ANKARA / Cumhuriyet 95 CHP’LI MILLETVEKILINE AIT 217 FEZLEKENİN 141’I, ‘HAKARET’ SUÇLAMASIYLA DÜZENLENDI Saray’a fezleke koruması MAHMUT LICALI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partisinin grubuna mensup 95 milletvekiline ait 217 soruşturma fezlekesinden 141’inin “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla hazırlandığını açıkladı. Özel, “Aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı sıfatını da taşıyan ve anayasaya göre olması gereken tarafsız kimliğini taşımayan bir siyasi rakibimize, eleştiri yöneltmemiz nedeniyle, fezleke düzenleniyor olması muhalefetin siyaset yapış bi çimini sınırlama, yargı dığı kamuoyuna duyuru eliyle siyasete müdaha lan fezlekeler günler sonra le etme çabasından başka TBMM Başkanlığı’na ulaş bir şey değildir” değerlen tı” dedi. Türk Ceza Kanu dirmesinde bulundu. nu’nundaki düzenleme ‘Üç maaşlı Altun’ nin parlamenter demokrasideki tarafsız Cumhur TBMM’ye hafta için başkanı için hazırlanmış de gelen fezlekelerle 95 CHP milletvekilinin top Özgür Özel bir düzenleme olduğunu kaydeden Özel, bu madde lam fezleke sayısı 217’ye nin kaldırılması gerektiği çıktı. Fezlekeleri değerlendiren ni ifade etti. Özel, “Son olarak Saray’ın üç ma Özel, “Bu maddenin Tayyip Erdo aş alan İletişim Başkanı Fahrettin ğan tarafından suiistimal edildiği Altun’un talimatlarıyla hazırlan nin en net göstergesi birkaç ay ön ce güncellenen verilerle görülmektedir. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde 71, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde 82, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde 233 sanık bu maddeden mahkum olurken, Tayyip Erdoğan döneminde bu rakam 5 bin 683’e yükselmiştir ve yükselmeye devam etmektedir” dedi. Bu maddeden mahkum olan kişi sayısının Demirel dönemine kıyasla 80 kat arttığı görülmektedir. l ANKARA Tutuklu gazeteciler, Silivri Cezaevi’nde yaşadıklarına ve açılan davaya ilişkin konuştu Gazetecilere ağır tecrit BARO BAŞKANLARININ YÜRÜYÜŞÜ SÜRÜYOR Amasya Baro Başkanı Melik Derindere ile beraberindeki avukatlar, düzenlemeye tepki gösterdi. HUKUK DEVLETINE DARBE VURULUYOR İktidarın baroların yapısını değiştirmek için yapaca gı sistemi bir kaosa sürüklenecektir” ifadesini kullandı. Yoz ğı düzenlemeye tepki olarak gat Baro Başkanı Mehmet Şim barolar tarafından önceki gün şek de hazırlanan taslağın pan Ankara’ya başlatılan “Savun demi sürecinde geri çekilmesi ma Yürüyüşü” sürüyor. Sa ni talep ederek herkesin mem vunma Yürüyüşü’ne katılan nun olacağı, yargıya ve mes Baro Başkanları, Anıtkabir’i leğe katkı sağlayacak bir ça ziyaret edip ardından Türki lışma yapılmasından yana ol ye Barolar Birliği’ne geçerek duklarını söyledi. Kırşehir Ba itirazlarını dile getirecekler. ro Başkanı Mehtap Karaburçak Ankara’da buluşacak olan ba Tuzcu, yapılmak istenen deği ro başkanlarının yürüyüşün Malatya Baro Başkanı Enver Han, Ankara’ya şikliklerin yurttaşları ilgilendi20 kilometrelik bölümü sem gerçekleştirdikleri yürüyüşte görev alan receğine işaret ederek “Bunun bolik olarak yaya gerçekleş Emniyet görevlilerine teşekkür etti. adliyelerde hak arayan veya tiriliyor. yargılanan insanların savunma Yürüyüş devam ederken, iktidarın yapmak is ve erişim hakkını sınırlayacağı hatta ortadan kal tediği düzenlemeye yönelik tepkiler de sürüyor. dıracağı bilinmelidir” diye konuştu. Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, “Çoklu ba Öte yandan, katıldığı televizyon programın ro sistemine geçmek hukuk devletini yok etmek, da yürüyüşü değerlendiren Türkiye Barolar Birliği devletin üniter yapısına darbe vurmak demektir” Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bir kere 80 baro yürü dedi. Kırıkkale Baro Başkanı Talat Apaydın, hu müyor, 30 civarında baro yürüyor. Bu onların de kuk devletinin ancak bağımsız ve tarafsız bir yar mokratik hakkı. Sorun gerçekten bu yürüyüş avu gı, yargı ve adaletin de ancak bağımsız savunma, katların yargının sorunlarını çözmek için midir? nitelikli avukat ve güçlü barolarla hayat bulacağı Yoksa başka bir şey için midir? Çoklu baro kavra nı belirtti. Apaydın, “Çoklu baro, çoklu hukuku ve mına karşıyız. 80 baromuz da karşı” dedi. çoklu yargıyı getirecek, bunun neticesinde de yar l İSTANBUL / Cumhuriyet CUMARTESİ ANNELERİ Bağça için adalet istendi Gözaltında kaybedilen ya da faili meçhul cinayete uğrayan yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, 795’inci eylemini de salgın nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde taksi şoförlüğü yaparken 11 Haziran 1990 tarihinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Adnan Bağça’nın (32) akıbeti sorularak adalet istendi. Adnan Bağça’nın ağabeyi Mustafa Bağça, verdikleri mücadeleyi anlatarak sonuç alamadıklarını söyledi. Dosya avukatı ve Adnan Bağça’nın yeğeni Sevgi Bağça da, dosyanın akıbeti hakkında bilgi verdi. Cumartesi Anneleri adına bu haftaki açıklama metnini Zeynep Görmek Yukarıgöz okudu. Açıklamada, “cezasızlığa son verilmesi” istendi. l İSTANBUL /Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Görüş yasaklarının sona ermesinin ardından CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazetecileri ziyaret etti. 24 Haziran’da ilk kez hâkim karşısına çıkacak gazeteciler destek çağrısında bulundu. ALICAN ULUDAĞ Görüş yasaklarının sona ermesinin ardından CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazetecileri ziyaret etti. Gazetemiz yazarı, OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, 4 aydır tecrit altında olduklarına dikkat çekerek, “Eşimi üç ay sonra bugün ilk kez gördüm” dedi. OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, “TBMM’de biz burada kalalım diye özel yasa çıktı. Bundan ben ülkem adına, yargı adına utanıyorum” görüşünü dile getirirken, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ise “Bizim tek ihtiyacımız var. Dışarıdaki dostlarımız sessiz kalmasın” mesajını verdi. Libya’da şehit düşen MİT mensubunun cenazesine ilişkin haber yaptıkları gerekçesiyle 4 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ile yazıişleri müdürü Aydın Keser ve yazar Ahmet Altan ile görüşen Çakırözer, 24 Haziran’da ilk kez hâkim karşısına çıkacak gazetecilerin mesajlarını iletti. Terkoğlu, tutuklandıkları günden bu yana 4 aydır tecrit altında olduklarını belirterek “Salgın nedeniyle tüm cezaevlerinde uygulanan bir tecrit var. Ama bir de bu davaya, bizlere özel bir tecrit var. Geldiğimizden beri her birimizi 4 aydır tek başımıza tutuyorlar” dedi. 24 Haziran’da hakim karşısına çıkacaklarını anımsatan Terkoğlu, “Bu ülke için MİT gibi, Emniyet gibi kuruluşlar ne kadar gerekli ise gazetecilik ve gazeteciler de o kadar gerekli. FETÖ döneminde polis ve savcılar, olmayan suçu üretirlerdi” dedi. ‘Duyuran tanık, yazan sanık’ Barış Pehlivan, yargılamaya konu cenaze haberini MİT Yasası’na aykırılık teşkil etmemesi için büyük özenle yaptıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Biz bu iddianameler gibisini çok gördük. Ama ‘Bunlar böyle’ diye bu hukuksuzluğu kabullenemeyiz. Bir fotoğraf yüzünden 4 aydır tutukluyuz. Orada MİT mensupları olduğunu bilsek, koymazdık. Cenaze haberini sosyal medyadan duyuran muhtar davada tanık. Ama onun duyurularıyla ifşa olmuş, haber olmuş bir konunun haberini yapan bizler sanık... Ortada aslında suç yok. Yargılanan gazetecilik. TBMM’de, biz burada kalalım diye, özel yasa bile çıktı. Burada bize yapılan adaletsizlik daha da ağırlaştırılarak tecrit altında tutuluyoruz. Bu açıkça düşmanlıktır. 24 Haziran’daki duruşmamıza kamuoyunun destek vereceğine güveniyorum.” OdaTV muhabiri Hülya Kılınç ise 104 gündür tutukluluğunun ve tecrit halinin devam ettiğini söyleyerek, “Ama moralim çok iyi. Çünkü haklı olduğumu biliyorum” mesajını verdi. ‘Düğmeye basılmış gibi dava açılıyor’ Ağırel de 100 gündür haksız yere özgürlüğünden mahrum bırakıldığını belirterek “24 Haziran’da tahliye edilmemiz gerekir. Beni burada tutmak için başka davalar da açılıyor. Kitabımda belgelerini ortaya koyduğum yolsuzluklarda ismi geçenlerin hepsi İsmail Kahraman, Berat Albayrak, Bilal Erdoğan, düğmeye basılmış gibi tek tek davalar açmaya başladılar. Aynı Ergenekon, Balyoz süreçleri gibi. Yeni algı operasyonları gelebilir” dedi. Aynı davadan tutuklu Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser de “24 Haziran’da neyin savunmasını yapacağız, ben de bilmiyorum. Sohbet hakkımız bile yok burada. Artık kendi kendimle konuşur hale geldim. Bu sağlıklı değil” sözleriyle ifade etti. Yeni Yaşam Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, “İddianameye bizim gazetede çıkan haberleri koymaya utanmışlar. Hepimizi bir torbaya neden koyma çabasındalar, anlamadım” dedi. CHP’li Çakırözer, 24 Haziran’da ilk kez hâkim karşısına çıkacak olan gazeteciler için özgürlük çağrısında bulundu. l ANKARA Müyesser Yıldız’a destek “Hayırlı Konvoy” ekibi, gazeteci Müyesser Yıldız’ın tutuklanmasına ilişkin, “Gözaltı ve tutukluluk sürecinde yaşanan durum, tıpkı 10 yıl öncesinin kirli yöntemlerini çağrıştırmasından dolayı hukuk ve adalet adına kaygılıyız” açıklamasını yaptı. 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliği referandu muna karşı olarak kumpas mağduru subayların çoğunluğuyla oluşturulan “Hayırlı Konvoy” ekibi tarafından Yıldız’ın tutuklanmasına ve tutuklu gazetecilere ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, “hukuk ve yargının bir intikam aracı olarak kullanılmasından” vazgeçilmesi istendi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle