18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 21 HAZİRAN 2020 PAZAR TEPAV, ‘Covid19 İşgücü Piyasasını Nasıl Etkiledi?’ araştırmasının sonuçlarını yayımladı Salgın, kadın işçiyi vurdu Salgın nedeniyle çalışma düzeninde değişiklik olmayanların oranı genelde yüzde 32 olurken kadınlarda bu oran yüzde 7.4’e düştü. Tüm çalışanlar ciddi bir gelir kaybı da yaşıyor. Küresel Covid19 salgınının çalışma hayatına etkileriyle ilgili sonuçlar, her geçen gün daha fazla ortaya çıkıyor. Zaten uzun zamandır önemli bir işsizlik sorunu yaşanan Türkiye’de ise salgının bu etkileri dikkat çekici şekilde görülüyor. Bunun son örnekleri, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) “Covid19 İşgücü Piyasasını Nasıl Etkiledi?” araştırmasında ortaya çıktı. Proje yöneticiliğini Şenay Akyıldız’ın yaptığı anketaraştırma, Türkiye’deki “geçici koruma altındaki Suriyelileri” (Suriyeli) çalışanları da kapsıyor. İşte öne çıkan sonuçlar: Suriyeliler atıldı 4 Salgın nedeniyle çalışma düzeninde herhangi bir değişiklik olmayan, pandemi öncesindeki koşullarda tam veya yarı zamanlı olarak çalışmaya devam edebilenlerin oranı genelde yüzde 32 iken kadınlarda yüzde 7.4’te kaldı. Oran erkeklerde yüzde 33.3. Ayrıca bu oran Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarında (yurttaş) yüzde 38.2, Suriyeli çalışanlarda ise yüzde 23.8 oldu. 4 “Salgın nedeniyle ücretsiz izne çıkarıldım”, diyenlerin oranı kadınlarda yüzde 26.8, erkek lerde yüzde 15.9 oldu. Ayrıca bu oran yurttaşlar arasında yüzde 9, Suriyelilerde yüzde 26.4. 4 İşten çıkarılanların oranı ise Suriyelilerde yüzde 12.1’e çıkarken yurttaşlar arasında yüzde 2.9 oldu. Bu oran kadınlarda yüzde 5.4, erkeklerde yüzde 6.9. 4 Salgında dönüşümlü çalışma da öne çıktı. Bunun oranı erkeklerde yüzde 23.1, kadınlarda ise yüzde 16.1. Yine bu oran yurttaşlar arasında yüzde 27.5’e kadar çıkarken Suriyelilerde yüzde 19 olarak hesaplandı. 4 Ankete katılanların yüzde 66.3’ü koronavirüs salgınına bağlı olarak gelirinde azalma olduğu, yüzde 33.2’si ise bir değişiklik olmadığını söyledi. Geliri artanların oranı ise yüzde 0.5. Ayrıca gelir kaybı oldu diyenlerin oranı Suriyelilerde yüzde 88’e çıkıyor. Bu oran yurttaşta yüzde 50. Ödenek alamadı Ayrıca anket katılımcılarının yüzde 7.4’ü kısa çalışma ödeneğinden yararlanabildi. Rapora göre bu durum, kayıt dışılık ve kişilerin istihdam edildiği firmaların ağırlıklı olarak mikroküçük ölçekli olması ile ilişkili olabilir. l ANKARA / Ekonomi Servisi Berber ve inşaat işçisi ağır yara aldı Araştırmaya göre berber ve güzellik uzmanı gibi meslekleri kapsayan “toplumsal ve kişisel hizmetler” sektörü çalışanları, iş ve gelir kaybı bağlamında, Covid19 araştırmasında temsil edilen diğer sektörlere kıyasla küresel salgında daha çok etkilendi. Ankete göre bu kişilerin yaklaşık yarısı ücretsiz izne çıkarıldı, dörtte biri de işyerini kapatmak zorunda kal dı. Bu sektörde çalışanların yüzde 97.1’i de gelirlerinin azaldığını söyledi. Hazırgiyim zorda Anket, yine salgın nedeniyle işten çıkarılanların oranının diğer sektörlere kıyasla inşaat sektöründe (yüzde 11.1) daha yüksek olduğunu gösterdi. Bu sektörde ücretsiz izne çıkarılanların oranı yüzde 13.7. İnşaatta çalışanların yüzde 85.2’si de salgına bağlı olarak gelir kaybı yaşadı. Toplumsal ve kişisel hizmetler sektörü ayrı tutulduğunda ücretsiz izne çıkarılanların en yüksek olduğu sektör yüzde 27.3 ile tekstil, hazırgiyim ve deri. Bu sektörde işten çıkarılanların oranı yüzde 10.1, gelir kaybı yaşayanların oranı yüzde 64 oldu. Geliri azalanların oranı elektrik ve elektronikte ise yüzde 79.1. Konut altı galeri bitiyor ‘Kamu sigortası’ Güneş’te birleşti Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından kurulan TVF Finansal Yatırımlar şirketinin çatısı altına toplanan kamu sigorta şirketlerinden Halk Sigorta ve Ziraat Sigorta’nın Güneş Sigorta’ya devredilerek birleştirileceği açıklandı. KAP’a yapılan açıklamaya göre bu iki şirketin tüm aktif ve pasifleri Güneş Sigorta’ya geçecek. Birleşme işlemine ilişkin yapılacak hesaplamalarda, 31 Aralık 2019 tarihli finansal tabloları esas alınacak. Kamunun hayat ve bireysel emeklilik şirketleri (Vakıf Emeklilik, Halk Emeklilik ve Ziraat Emeklilik) için de benzer bir yol izlenecek. Bu alanda çatı şirketin adı henüz netleşmedi l Ekonomi Servisi Merkez’den bankalara ‘zorunlu’ esneklik Merkez Bankası (TCMB), bankalara salgın süresince artan kredi taleplerini karşılamada sıkıntı çekmemeleri için zorunlu karşılıklarda “reel kredi büyüme” koşulunu yıl sonuna kadar uzattı. Merkez Bankası, değişikliğin 25 Aralık’a kadar uzatıldığını belirterek “Koronavirüs salgını süresince, etkilenen nakit akışları nedeniyle firma ve bireylerin kredi talebi artmış, alınan tedbirler kredi mekanizmasının etkin bir şekilde işlemesini sağlamış ve artan kredi talebi önemli ölçüde karşılanmıştır. Normalleşme sürecinde mevcut eğilimin bir süre daha devam etmesi beklenmektedir” dedi. l Ekonomi Servisi Şişecam’dan ‘cam yılı’ atağı Şişecam’ın, camın teknolojik, bilimsel ve ekonomik önemini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2022’nin “Uluslararası Cam Yılı” ilan edilmesi için Uluslararası Cam Komisyonu (ICG) ile birlikte çalıştığı açıklandı. Şişecam Topluluğu Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Cam Sanayi’nin doğduğu Anadolu topraklarından bir dünya markası çıkaran ülkemizin, sektörün hak ettiği küresel farkındalığın yaratılması için BM Genel Kurulu’nun 75’inci döneminde öncü bir rol üstleneceğine inanıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Yeni yönetmeliğe göre, 1 Eylül’den itibaren apartman altı galerilerde oto satışı duracak. MASFED Başkanı Aydın Erkoç, “ikinci el”e düzen geleceğini belirtti. Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED), 9 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan ve yürürlüğe giren “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in, apartman altı galerilerin önünü kapattığını duyurdu. Uzun zamandır beklenen yönetmeliğin ikinci el otomobil ticaretine düzen getireceği, apartman altı ve kaldırım işgalleri ile yurttaşın mağduriyetinin son bulacağı belirtiliyor. İçişleri Bakanlığı’nın, galerilerin şehir dışına taşınmasına yönelik yayımladığı genelgeye rağmen bunların kent içinde faaliyetlerine devam ettiğini hatırlatan MASFED Genel Başkanı Aydın Erkoç, yeni yönetmelikle bunun da önüne geçilmiş olacağını söyledi. İstanbul’da 2 bin 500 Bundan sonraki süreç ve mevcut galerilerin durumuyla ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Erkoç, “Yılbaşında çıkan yönetmelikle mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu 31 Ağustos’a kadar uzatılmıştı. Bu tür belgesi olmayanlar ve apartman altındaki galeriler, eğer yeni uzatma olmazsa bu tarihten itibaren yani 1 Eylül itibarıyla apartman alt Yeni yönetmelikle oto galeriler öncelikle toplu işyerlerinde açılabilecek. Tapuda konut olarak görünen yerlerde oto galeri olmayacak. larında bu işi yapamayacaklar” dedi. Apartman altı galeri sayısının sadece İstanbul’da 2 bin2 bin 500 adet civarında olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan emlak, sigorta vb. isimlerle faaliyet gösteren, oto ga leri ruhsatı olmayan 80 bin civarında oto ticareti yapan işletme olduğu da belirtiliyor. l Ekonomi Servisi Aydın Erkoç Ayçiçeğinin kabuğu Rusya’dan Hayvanlara yem olarak verilen saman ithalatından sonra şimdi de ayçiçek kabuğu ithalatı başladı. Kabuk, tonu 670 liraya Rusya’dan ithal ediliyor. Şimdi de kabuğu ithal edilen ayçiçek, ithalata bağımlı olunan tarım ürünlerden biri. TURIZM IÇIN GIDA MÜHENDISI ŞART TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Covid19 salgını kapsamında yeniden normalleşmeye çalışan turizm ve hizmet sektöründe gıda güvenliğinin önemine dikkat çekti. Açıklamada, “Yerel mevzuatların ve uluslararası standartların yerine getirilebilmesi için gıda üretim işletmelerinde ve otellerde gıda mühendisi istihdamının önemi ortaya çıkmaktadır” denildi. Odaya göre ayrıca gıda üretimiyle ilgili sistemler ekip halinde ve koordineli bir şekilde planlanmalı. Her işletmeye özgü etkin bir gıda güvenliği yönetim sistemi oluşturulmalı. l Ekonomi Servisi MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, hayvan yemi olarak kullanılan samanın ardından ayçiçeği kabuğunu da ithal etmeye başladı. Bir zamanlar kalorifer yakıtı olarak şimdi ise hayvan yemlerine katkı olarak kullanılan kabuk, Rusya’dan tonu 670 liradan ithal ediliyor. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, nisan ayında ayçiçek yağı konusunda gümrük vergilerinin düşürüldüğünü hatırlatarak ham ayçiçeği yağında yüzde 36 olan gümrük vergisi oranının 1 Şubat30 Haziran tarihleri arasında yüzde 30, Kosova için ise yüzde 0 olarak belirlendiğini hatırlattı. Salgın sürecinde ayçiçeği ithalatının yapıldığını söyleyen Aygun, şimdi de yan ürünlerinin geldiğini belirterek şunları söyledi: “Saman ithalatından son ra şimdi pelet ayçiçeği kabuğu ithalatını da AKP iktidarında gördük. Rusya’dan ithal edilen ve tonu 670 liradan satışa sunulan ayçiçeği kabuğunun hayvanlarımıza yem olarak kullanılması, geldiğimiz acizliği ortaya koymaktadır. Geçmişte kalorifer yakıtı olarak kullanılan pelet ayçiçeği kabuklarının şimdi ise hayvanlar için yem olarak kullanılması, ülke tarımının geldiği noktayı ortaya koymaktadır.” Aygun, ülke olarak tarımda yabancıların ürünlerinden sonra “çöplerini” de ithal eder duruma gelindiğini belirterek “Bu durum Türk tarımının bittiğini gözler önüne sermektedir. Millilikten, yerlilikten bahseden AKP iktidarında Türk çiftçisinin gelmiş olduğu, Türk tarımının gelmiş olduğu nokta işte budur” diye konuştu. l ANKARA VARLIK BARIŞINDA SON 10 GÜNE GIRILDI Geçen yıl sonu uzatılan son “Varlık barışı”nda süre 30 Haziran’da doluyor. Son 10 yılda Türkiye gündemine birkaç kez gelen varlık barışının hedefi yurtdışındaki para, altın, döviz ve menkul kıymetlerin Türkiye’ye getirilmesine imkân sağlamak. Uygulama, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yurtiçinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarını vergi dairesine beyan ederek kanuni defter kayıtlarına almalarına da imkân tanıyor. Yurtdışındaki varlıklarını Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler de bunlara yönelik serbestçe tasarruf yapabilecek. 31 Aralık 2019’da dolan bu süre altı ay uzatılmıştı. Bu varlıklara ilişkin vergi dairelerine herhangi bir beyanda bulunulmayacak. “Varlık barışı” uygulamasından yararlanılması halinde, bu varlıklar vergiye tabi dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak, vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak. Faiz, döviz, borç ve İslam iktisadı Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Haziran 2020 Ekonomik Görünüm raporunda, Covid19 sağlık salgını etkisinde küresel gayrisafi yurtiçi hasıla tahminlerini yayımladı. OECD gelişmiş ülkelerin küçülme verilerinin iki haneyi geçeceğini ve Türkiye’nin de salgın dalga sayısına göre iki haneye yakın bir daralma yaşayacağını öngördü raporunda (grafik)... Bununla da kalmadı tahmin... Küresel ekonominin 2019’da yapılan tahminlerine yaklaşmasının en az 2 yıllık süreçte mümkün olmadığı belirtilen raporda, yeniden toparlanma sürecinin ülkelerin uyguladığı ekonomi politikaları ile değişkenlik göstereceğini vurguladı. Her yönüyle oldukça iyimser tahminler bunlar, özellikle de Türkiye ekonomisi için... 2018 krizini hâlâ derinden yaşayan ve dengelerini tamamen kaybetmiş bir üretim ve finansal piyasa yapısı ile ayakta durmakta zorlanan ekonomimizde, buhrana varan ek bir talep ve arz şokunun kısıtlı bir küçülme yaratması en azından ekonomideki modellemelere aykırı bir tavır oluşturur. Üretim girdilerindeki, yani çalışan ve sermayedeki değişime baktığımızda bunun nedeni hemen ortaya çıkar zaten... Hadi kısaca bakalım o zaman! Sadece son bir yıllık gelişime bile bakıldığında ekonominin aldığı (alamadığı) yolu görmek mümkün. İşgücünde azalış yüzde 7, istihdamdaki düşüş yüzde 6, geleceğin ne olacağını bize gösteren ülke çalışma kapasitesindeki (emek arzındaki) çöküş de yüzde 11.3 olarak gerçekleşmiştir. Bu bile tek başına ekonominin yönünün şaştığını gösteren bir veri bütünüdür. Diğeri ise sermayedeki değişimdir... Geçen yıldan beri iki haneli düşüşleri yaşayan ve yatırımların kaynağı olan sermayedeki değişim kendisini sanayi sektöründeki büyüme (küçülme) ile göstermektedir. Nisan 2020 verileri, bize bu sektörde geçen yılın yüzde 3.8 küçülmesinin üzerine yüzde 31.4 daha küçüldüğünü vermektedir. Ekonominin üretim gücünü özetleyen şu veriler bile Türkiye’nin 2020 yılında ne kadar küçüleceğini ortaya koyarken, gündemimize şimdi de “İslam iktisadı” adı altında bir “kısır tartışma” konusu ortaya atıldı... Aslında tartışılması istendi desek daha doğru olur. Yapay bir gündem özelliği taşıyan ve günün anlam ve önemine göre yapılan böyle çıkışların altını doldurmak gerekir muhakkak. Doldurmak için de faizin ne demek olduğu, faiz ödemelerinin ne kadar olduğu, faiz politikasının bu söylemle uyuşup uyuşmadığı, kolektivizmin ne anlama geldiği ve üretimde yapısal konular gibi daha birçok tanımın yerli yerine oturtulması gerekir. Bunun için de 450 milyar ABD Doları civarındaki borcu çevirmek için ek ne kadar faiz yüküne razı olunduğunu, buna rağmen kaynağın bulunamadığını iyi özümsemek ve sentezlemek gerekmez mi? Bilinen genel kuraldır ekonomide... Piyasalardaki oynaklık toplumsal refahın zarar görmesine neden olur. Öte yandan, siyasetin söylem ve eylem birliğindeki oynaklık ise toplumsal refah azalışı yanında diğer birçok dengesizlerin kaynağını oluşturur demek yanlış olmasa gerek... Ekonomiyi bir faiz sarmalına dönüştürmüş, bunu yaparken de sesi hiç çıkmamış karar vericilerin şimdi her 100 liralık harcamanın 15 lirasının faize gittiğini görünce İslam ekonomisi tartışması yapması samimiyet derecesinin testi olarak da görülebilir. Öte yandan bu tartışmalara başlamanın doğal olarak önkoşulları vardır. Bu koşulları yaratmadan yani; Refah sürekliliğinin kaynağı olan gençlere “iyi” iş yaratmadan, Fakirliği önlemeden, Mutfaktaki enflasyonu düşürecek üretim gücünü yapılandırmadan, Buhrandan çıkış konusunda devletin rolünü tanımlamadan, Eğitimdeki çöküşü durdurmadan, Açlığın tanımını toplumsal bellekten silmeden, İflas sürecini iliğine kadar hisseden işvereni rahatlatmadan, Devlet harcamalarında şeffaflığı yaratmadan... Ne olduğu belli bile olmayan “Yeni Türkiye” hayali ile okyanusta bir sandalın içinde sallanıp duran ekonominin en ufak bir esintide yok olacağını bilmek gerekir. Mutfak yanıyor, açlık başlamış, iflaslar almış başını gidiyor... Uğraştığımız konuya bak! Sütaş Buzu’dan kadınlara destek Sütaş’ın, 45. yıl reklam filminin sevimli kahramanı Buzu’yu çocuklarla buluşturduğu, bu projeyle de ev kadınlarının aile bütçelerine katkıda bulunmalarını sağladığı açıklandı. “Buzu’lar geliyor, çocuklarımız seviniyor, kadınlarımız kazanıyor” adlı projeyi anlatan Sütaş Genel Müdürü Funda Ak, “Ülkemizin dört bir yanındaki kadınlara el emeği göz nuru Buzu oyuncakları örebilmeleri için gereken malzemeleri ulaştırdık. Örgü seven kadınlarımız da Buzu’ları örerek emeklerinin karşılığını aldılar” dedi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle