27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / ASLAN YILDIZ 9 2 HAZİRAN 2020 SALI Bilirkişi, Zindaşti’yi tahliye eden Cevdet Özcan’ın hesap hareketlerini inceledi Hâkimin para trafiği Hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “rüşvet almak” suçlarından soruşturma açılan hâkim Cevdet Özcan’ın 16 aylık tek gelir kaynağı maaşı 173 bin 793 TL olmasına karşın hesabına 966 bin 670 TL para yatırıldığı tespit edildi. İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ve 3 adamı hakkında tahliye kararı veren hâkim Cevdet Özcan hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “rüşvet almak” suçlarından soruş turma izni verilmesinin ardından Zindaşti ve adamları hakkında 9 ayrı suç işledikleri gerekçesiyle Emniyet tarafından hazırlanan ZEHRA fezleke ve hakim Özcan’ın ÖZDİLEK bilirkişi heyeti tarafından incelenen hesap hareketleri de dava dosyasına girdi. Bilirkişi raporunda Cevdet Özcan’ın maaş geliri, EFT, havale yoluyla para girişleri, harcamaları ve mal varlığına ilişkin bilgiler yer aldı. Eşi M. Özcan ve 3 çocuğunun çalışmadığı bilgisine yer verilen raporda, Özcan’ın tek gelir kaynağının bordrolu maaşı olduğu belirtildi. Raporda 1 Ocak 2018 ile 30 Nisan 2019 tarihleri arasında Özcan’ın maaş ödemesi toplam 173 bin 793 TL olarak hesaplandı. Özcan’ın maaşı dahil bu tarihler arasında hesabına yatan toplam paranın 966 bin 670 TL olduğu giderlerinin toplamının ise 826 bin 871 TL olduğu ifade edildi. Özcan’ın her bir maaşının 1 Ocak 2018 ile 1 Ocak 2019’a kadar 12 bin ile 15 bin arasında yatırıldığı, 17 Ocak 2019 tarihinden itibaren kendi isteğiyle 6 ay süreyle ücretsiz izne çıktığı bilgisi de yer aldı. Özcan’ın hesabına “Borç ödemesi” adı altında İ.Ş. tarafından aylık 5 bin, 16 ayda toplamda 80 bin TL ha Zindaşti TAHLİYEDEN SONRA YURTDIŞINA KAÇTI Naci Şerifi Zindaşti, Sarıyer’de girdiği silahlı çatışma sonrası 6 kişiyle birlikte gözaltına alınmıştı. Zindaşti ve 3 adamının avukatı 19 Ekim 2018’de “tutukluluk incelemesi” için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurmuş, başvuruyu değerlendiren İs tanbul 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan, Zindaşti ve beraberindeki 3 şahsı “tahliye” etmişti. Uyuşturucu ticareti ve terör örgütü yöneticiliği gibi birçok suçtan kaydı bulunan Zindaşti ile 3 adamı, tahliyenin ardından yurtdışına kaçmıştı. Özcan hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan ve işadamı Doğan Kasadolu’nun “ihbar eden”, Orhan Ünğan’ın ise müşteki sıfatıyla yer aldığı iddianamede, Özcan’ın Zindaşti’yi tahliye etmesi karşılığında rüşvet aldığı öne sürülmüştü. vale gelmesi dikkat çekti. İnceleme dönemi dışında olan 1 Mayıs ve 15 Ağustos 2019 tarihleri arasında ise yine İ.Ş. tarafından Özcan’ın hesabına “Borç kapama” adı altında 25 bin TL EFT yapıldığı görüldü. Bu tarihlerde Özcan ücretsiz izindeydi. Ayrıca Özcan’ın 16 aylık süreçte kendi hesabına her ay 1 ila 4 kere arasında nakit para yatırdığı, bu paraların toplamının 61 bin 667 TL olduğu görüldü. Aynı tarihlerde Özcan’ın hesabında 42 bin 40 TL nakit çekim işlemi gerçekleştirildi. Özcan’ın hemen hemen her ay “diğer” ödemeler altında akrabası olan M.Ö’nün hesabına 14 bin 300 TL EFT yaptığı da tespit edildi. Adliye bankamatiği Özcan’ın detaylı hesap dökümünde adliyedeki bankamatikten kendi hesabına sık sık bin ile 4 bin arasında para yatırdığı görüldü. 22 Ağustos 2018 saat 17.30’da Malatya Battalgazi Belediyesi önündeki ATM’den kendi hesabına iki dakika arayla toplamda 8 bin TL para yatırdığı görüldü. Özcan ücretsiz izinli olduğu tarih aralığında yer alan 15 Mart 2019 tarihinde Sarıyer’de bir petrol ofisi ATM’sinde 11 bin lira, 5 Ni san ve 15 Nisan tarihlerinde toplamda 19 bin 600 TL kendi hesabına para yatırdı. Özcan’ın yine ücretsiz izinde olduğu 7 Mayıs’ta 5 bin TL, 13 Mayıs’ta 10 bin TL, 15 Mayıs’ta 4 bin 600 TL olmak üzere toplamda 19 bin 600 TL kendi hesabına yatırması dikkat çekti. Gayrimenkul incelemesinde Özcan’ın Başakşehir’de 26 Ocak 2015’te yaklaşık 500 bin TL’ye bir ev aldığı 2017’de ise 110 bin TL kâr ile sattığı belirtildi. Raporda, Özcan’ın ardından 2018’de Tuzla’da 310 bin TL değerinde bir konut aldığı ve üzerine kayıtlı bir araç olduğu tespit edildi. l İSTANBUL SARAY: YETKILI DEĞILIM 400 soruya Gazetecilerin iddianamesi Yargıtay’ın kararından alıntı çıktı FETÖ yargısı gibi ‘kopyala yapıştır’ yanıt MAHMUT LICALI Yeni sistemde TBMM’deki denetim faaliyetinin daha da güçleneceği vaadine karşın Cumhurbaşkanlığı, muhalefet milletvekillerinin önergelerine aynı ifadelerden oluşan standart bir yanıt vermeye başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanan ve yıl başından bu yana sayısı 400’ü bulan soru önergelerine “kopyala yapıştır” aynı ifadelerden oluşan yazıyla karşılık verildi. Cumhurbaşkanlığı tarafından koronavirüs salgınında başlatılan “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” adlı kampanyayla ilgili önergeye bile “yetkili olunmadığı” gerekçesiyle yanıt verilmedi. Salgın sürecince sokağa çıkma yasağı, maske dağıtımı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulan uygulama ve kararlarla ilgili önergeler de aynı gerekçeyle yanıtsız kaldı. Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalarla ilgili soru önergesine bile “yetki olmadığı” gerekçesiyle es geçildi. l ANKARA SEYHAN AVŞAR “MİT mensubunu ifşa” suçlamasıyla tutuklanan gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, OdaTV Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, OdaTV muhabiri Hülya Kılınç, Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamenin çok büyük bir kısmının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, MİT Tırları davasına ilişkin CHP’li Enis Berberoğlu kararından alıntı olduğu ortaya çıktı. İddianamede, gazetecilerin MİT Kanunu 27/3 (MİT görevlisini ifşa etme) ve TCK 329/1 (Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama) maddelerinden cezalandırılmaları istenirken, iddianamede suçun oluşup oluşmadığı noktasında Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Berberoğlu’yla ilgili verdiği karardaki TCK 327. ve 328. maddelerdeki öl ÜLGEN: DEJA VU YAŞIYOR GİBİYİZ FETÖ yargısı sürecindeki kumpas davalarının avu duğunu ve okuduğu kitaplardan alıntılar yaptıklarını ve doktora katı Celal Ülgen, “Balyoz kum tezi gibi iddianame hazırladıkla pası sürecinde de iddianame rını sanabilirler. Oysa hukuki kı nin bir bölümü hukuk öğrencisi sım Anayasa Mahkemesi kara K. Çolak’ın yazdığı iddianame rından ve Yargıtay 16. Ceza Da den alınmıştı. Bizler şu an deja iresi kararından kopyalanmıştır. vu yaşıyor gibiyiz” dedi. Ülgen, Her şey bu kadar mı benzer FE Yargıtay kararının iddianamede Ülgen TÖ yargısına? Hiç mi ders çıka yer almasını şu sözlerle değer rılmamıştır FETÖ yargısındaki lendirdi: “İddianamenin hukuki değer tek yanlı davranışlardan ya da huku lendirme bölümüne ilk bakanlar savcı kun sopa gibi kullanılmasından, huku ların çok titiz çalıştığını, kitaplar oku kun kumpas aracı yapılmasından?” çütlere yer verilmesi dikkat çekti. Bilindiği gibi Berberoğlu TCK 328. yani “Askeri ve siyasi casusluk” suçundan yargılanmıştı. Gazetecilerin iddianamesinde bu kararın hukuki değerlendirmeler kısmında kullanıl ması dikkat çekti. Ayrıca iddianamede hukuki değerlendirme bölümündeki MİT Kanunu 27/31 maddesine muhalefete ilişkin kısmının ise Anayasa Mahkemesi kararından bire bir kopyalandığı anlaşıldı. HRANT DINK VAKFI 209 imzayla destek açıklaması Katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink anısına kurulan Uluslararası Hrant Dink Vakfı’na, eşi Rakel Dink ve vakıf avukatına elektronik posta yoluyla gönderilen ölüm tehdidi içerikli mesaja ilişkin 209 aydın, gazeteci, yazar, sanatçı, aktivist, siyasetçi destek açıklaması yaptı. Açıklamada ölüm tehdidi, “Bir bebekten katil yetiştiren anlayışı ve bunun egemen olduğu bir düzeni benimsemiyoruz” sözüyle kınandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Son günlerde birbiri ardına gelen provokatif saldırıların münferit olaylar olmadığını, sorumsuzca sarf edilen ve kitlelere yayılan kin ve nefret söyleminden beslendiğini görüyoruz. Toplumu ayrıştırıcı dil ve davranışlar zararlı ve bölücüdür; halkı kamplara ve gruplara ayırmakta, barışçı ortak yaşama darbe vurmakta, nifak tohumları ekmektedir. Ötekileştirme kimseye fayda getirmez. Bu dili benimseyenler, kendilerini de ‘karşı taraf’ ve ‘öteki’ yerine koyduklarının farkına varmalıdırlar. Bu tutum terk edilmelidir.” İkinci şüpheli de yakalandı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Hrant Dink Vakfı’na yönelik ikinci tehdit mesajı gönderilmesi üzerine resen soruşturma başlatıldı. Şüphelinin kimliğini tespit eden Emniyet dün, düzenlediği operasyonla şüpheli E.B’yi İstanbul’da yakaladı. Şüphelinin bir dönem Amerika’da yaşadığı ve çok sayıda suç kaydının olduğu belirtildi. Vakfa yönelik ilk tehdit mesajını gönderen zanlı H.A., önceki gün tutuklanmıştı. l İSTANBUL KURTULUŞ ARI Gezi Parkı Direnişi’nin 7. yıldönümünde Taksim’de Miss Sokak’ta buluşan kalabalık grup, sloganlar atarak yürüdü. Gezi’den Floyd’a selam Gezi Parkı Direnişi’nin 7. yıldönümü kapsamında yurttaşlar İstanbul ve İzmir’de bir araya geldi. Taksim’de bulunan Mis Sokak’ta bir araya gelan Taksim Dayanışması, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atarak “Hayat ancak Gezi’ye sığar” pankartını taşıdı. Kitle adına ortak açıklamayı okuyan avukat Can Atalay, “7 sene önce talanın, ülkenin kalbindeki meydana kadar inmeye niyetlenmesiyle milyonlarca insan; kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti kazanmak için 80 ilde sokağa çıktı. Hastanın eline sadaka sıkıştıran, kadını eve kapatan, işçinin sağlığını değil, inşaatların hızını önemseyen, nitelikli eğitimi bir ayrıcalık haline sokan, halkı ayrıştıran, ku ANKARA’DA SARISÜLÜK ANMASINA MÜDAHALE Gezi Parkı Direnişi sırasında Ankara’da Kızılay Meydanı’nda polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük, öldürülüşünün 7. yıldönümünde vurulduğu yerde anılmak istendi. Anma için yapılan etkinliğe polis müdahale etti. Müdahale sırasında 21 kişi gözaltına alınırken, bazı göstericiler yerlerde sürüklendi. l ANKARA/Cumhuriyet tuplaştıran bu düzene karşı halkın ‘artık yeter’ çığlığıydı” dedi. Açıklamada ABD’de polisler tarafından öldürülen George Floyd’da unutulmayarak “Gezi’de Berkin’i, Ethem’i, Medeni’yi, Ali İsmail’i, Hasan Ferit’i, Abdullah’ı, Ahmet’i ve Mehmet’i bizden ayıran karanlıkla Floyd’un nefesini kesen aynı karanlıktır. Aramızdaki binlerce kilometreye rağmen biriz, bir aradayız” denildi. İzmir’de denize karanfil Gündoğdu Meydanı’nda bir araya gelen İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’de “Karanlık gider Gezi kalır” pankartını taşıdı. Basın metnini okuyan KESK Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam, “Gezi, umuttur, dirençtir, yaşama sarılmaktır, paylaşmaktır, birlikte yaşamaktır, geleceğimize sahip çıkmaktır, özgür ve eşit bir dünya düşünün peşinde koşmaktır. Gezi özgür dünya düşüdür” dedi. Açıklamanın ardından Gezi’de yaşamını yitirenler anısına denize karanfil bırakıldı. l İSTANBULİZMİR/ Cumhuriyet Başka bir dünya? Aklınızdan bile geçirmeyin! AKP, ırkçılığa, halka yönelik şiddete kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Amerika ise! AKP, yaşam hakkının ihlaline kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan İsrail ise! AKP, katillerin korunmasına, yargılanmamasına kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Suudi Arabistan ise! AKP, gösteri hakkının kısıtlanmasına kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Fransa ise! AKP, devlet katında inançlara yönelik ayrımcılığa kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Suriye ise! AKP, muhalefetin sesinin kısılmasına kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Mısır ise! AKP, azınlıkların asimilasyonuna kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Çin ise! AKP, milli iradenin milim zedelenmesine kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Libya ise! AKP, tarım alanlarının boş bırakılmasına kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Sudan ise! AKP, gazetecilerin özgürlüğünün kısıtlanmasına kesinlikle karşıdır... Ama söz konusu olan Rusya ise! HHH Amerika’da bir siyahın polis tarafından planlayarak, isteyerek öldürülmesinden sonra başlayan olayların, AKP’nin kimi yayın organlarında “Amerika Baharı” başlığıyla duyurulduğunu görünce böyle bir özetleme geçti aklımızdan... ABD’de polisin siyahlara karşı şiddeti ne yazık ki kronikleşti. George Floyd’un polisin dizinin altında son nefesini verirken “nefes alamıyorum” diye çırpınması bardağı taşıran son damla olmuş görünüyor. 30 büyükşehirde sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi, yurttaşların bu yasağa uymaması, Trump yönetiminin “askerleri göreve çağırması” olayların kısa sürede durulmayacağını gösteriyor. AKP ve yayın organlarının bunları duyurma şekli özünde elbette doğru. Ama olay Amerika’da yaşandığı için bu kadar “özgür” yayın yapıyorlar. Bütün bunların Gezi Direnişi’nin yıldönümünde, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümle pençeleştiği günlerin yıldönümünde yaşanması kaderin bir başka cilvesi olsa gerek... Halen içinden geçtiğimiz günlerde de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bilgisi dahilinde bir özgürlük cinayeti işleniyor. Adana’nın Yüreğir ilçesinde, aynı zamanda Vefa Destek Grubu’nun üyesi olan CHP Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım, kaymakamlık önünde yaşanan bir tartışmanın ertesi günü 15 Mayıs’ta Ankara’nın talimatıyla tutuklandı. Erdoğan olayı bambaşka bir şekilde Türkiye’ye duyurdu, görüntüler olduğunu iddia etti. Kısa bir süre sonra çıkan görüntüler Erdoğan’ı doğrulamıyordu. Gerçek tam tersiydi. Eren’e silah çekilmişti. Hafta sonunda Soylu tartışmaya şöyle katıldı: “Bir silah hadisesi falan yok. Böyle bir görüntü de böyle bir durum da yok. Adana Gençlik Kolları’ndan genç bir çocuk hata yapmıştır. Netice itibarıyla bunlar da bir siyasi partinin temsilcileri, ‘burada ne oluyor’ diyerek belki bir gençlik heyecanıyla gelmişler...” Erdoğan’la Soylu’nun açıklamaları birbirini tutmuyor ama Eren Yıldırım hâlâ hapiste tutuluyor! HHH Amerika’dan Türkiye’ye güncel gelişmeleri birleştirince ortaya şu çıkıyor: Koronavirüs salgını sonrasında iktidarlar ne olursa olsun gitmemek için her türlü yöntemi deneyecekler. Salgın sonrasına ilişkin ayrım şu: 1 Yönetimler daha da katılaşacak, güvenliği önceleyen despotik anlayış yükselecek. 2 Finans küreselleşmesi sorgulanacak, sosyal devlet kavramı kurumlarıyla birlikte öne çıkacak. AKP’nin camilerden önce AVM’leri açmasının altında da bu ikilem var. AKP, kamuoyuna söyledikleri bir yana küresel yapının iktidarı. Türkiye’deki AVM’lerin üçte biri yabancıların elinde! “Başka bir dünya mümkün” arayışının haklılık kazandığı günlerdeyiz. Ancak küresel aktörler ve uzantıları bunun tartışılmasını istemiyor, “aklınızdan dahi geçirmeyin” diyor! Bugünün egemenlerine sözümüz Orta Anadolu’dan: Hasan Dağı arpalıktır, eğer saban girer ise! Her derede bir değirmen, eğer suyu gelir ise! Her kümesten bir tavuk, eğer köylü verir ise! Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelir ise! KESK: GEZİ DEĞERLERİNE İHTİYAÇ VAR Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Gezi Direnişi’nin 7. yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklama da, Gezi’nin değerlerine ve dayanışma ya daha çok ihtiyaç olduğunu vurgula dı. KESK Yürütme Kurulu açıklamasında özetle şu ifadelere yer verildi: “Gezi de ğerlerini kendi değerleri olarak gören bir konfederasyon olarak KESK her geçen gün daha yakıcı hale gelen bu ihtiyaca cevap vermek için eşitliğin, özgürlüğün, barışın, laikliğin, dayanışmanın, insan ca yaşamın hâkim olduğu bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle