Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZAR YAZILARI 9 24 NİSAN 2020 CUMA Kuş cıvıltılarını keşfetmek Belki de onlar hep aramızdaydı da biz yeni fark ettik. Ulaşımın ve kamuya açık alanda hayatın durduğu korona günlerinde kalabalık, gürültülü sokaklar yerini sessizliğe, sakinliğe, doğanın sesine, asıl sahiplerine bıraktı... Daha önce trafik, gürültüyle güme giden ve hiç duyamadığınız kuş cıvıltıları keşfeder olduk. İnsanlar evlere kapanınca yabani hayvanlar Brüksel sokaklarına indi. SaintGilles Belediyesi’nde önceki zamanların yoğun sokağı Rue de la Victoire’da dolaşan sülün, fotoğraf makinesine yakalanırken Forest semtinin normal zamanların kalabalık alanı Place Albert’te bir tilki sakin sakin poz verdi. Brüksel’in başka bir yerinde ise ormanların sakin kuşu Avrasya Çulluğu fark edildi. Evcil hayvanlar zorda Evcil hayvanlar, özellikle de yaşlı Belçikalıların beslediği kediler ve köpekler ormandan kente inen yabani dostları gibi mutlu değiller. Virüs yaydıkları şüphesiyle sokağa atılan hayvanlara başını sokacak bir yuva sağlamak zor. Hayvan barınakları sıkıntılı günler yaşıyor. Bir kısmının ise ziyaretçileri ve bağışları neredeyse sıfırlandı. Mali krizle cebelleşiyorlar. Hayvan Hakları Derneği GAIA, korona zamanlarında özel destek telefon hattı Belçika’da da ERDİNÇ UTKU salgına karşı sokağa çıkma açtı. “Hayvan severlerle evcil hayvanların birlik kısıtlamaları uygulanıyor. te daha fazla zaman ge çirdiğini ve ilişkilerinin sağlıklı olması için çaba ladıklarını” söylüyor GAIA yöneticisi “We’re Going on a Bear Hunt”, Ann De Greef. Kedi ve köpeklerin sal 1989’da Michael Rosen tarafından gından etkilenip etkilenmediğinden yazılmış ve Helen Oxenbury tarafın tutun “yaşlı komşumun köpeğini gez dan resimlenmiş bir çocuk kitabı. Bir direbilir miyim?”e varan çok sayıda Amerikan halk şarkısından esinlenile soruyla karşılaşılıyor. rek yazılan kitapta 5 çocuk ve köpek Allah’tan yardımsever insanlar var. lerinin ayı avı macerası anlatılıyor. Sokağa çıkamayan yaşlıların köpekle Çok sayıda ödül alan kitap Guinness rini gezdiren iyilik meleklerinin sayısı Dünya Rekorları kitabına da “en ka hiç de az değil. Bunlar arasında Türk labalık okuma dersi” rekoruyla girdi. lere de rastlıyor, seviniyoruz. Köşe 2014 yılında 1500 çocuğun katıldı deki bakkal, daha ilerideki gazete ba ğı kitap okumasını 30 bin kişi de on yi, tiyatrodan 14 yaşındaki oyuncum, line dinledi. hepsi diğer Belçikalılar gibi zor anlarında köpeklerin imdadına yetişiyor. Çocuklarla ayıcık oyunu Belçika’daki Türk esnafın sağlık per Şimdi bu kitap tanıtımının konumuz soneline yemek yetiştirme yarışı ise la ne ilgisi var demeyin lütfen. Var ta alkışı hak ediyor. Bir diğer Türk, Brük bii ki... İşte bu kitaptan yola çıkıla sel’deki hastane personeline bedava rak yıllar önce İngiltere’de başlatı su dağıtıyor. lan “Teddy Ayıcık Avı”, koronalı gün Hayat devam ediyor. Hayata sıkı lerde yeniden gündemde. Kanada’dan sıkı sarılırsak bu belayı atlatır, evde ABD’ye, Avusturalya’dan Belçika’ya kalsak da hayattan sınıfta kalmayız... milyonlarca çocuk ve anne babaları oyuncak ayıcıkları bulmak için evlerine yakın sokaklarda dolaşıyor. Belçika bu oyunun en popüler olduğu ülke. Mahalle sakinleri, pencerelerine, balkonlarına ya da duvarlarına oyuncak ayıcık koyarak oyuna katılıyor. Çocuklar anne babalarıyla gezerek etraftaki ayıcıkları keşfediyor. Ne kadar çok ayı tespit edilirse o kadar başarılı sayılıyor. Anne baba da çocuğunu ödüllendiriyor. Hatta http://berenjachtvooriedereen.be sitesinde “herkes için ayıcık avı” çağrısı yapıldı ve yabancı kökenlileri de hayatın içine çekmek ve oyuna katmak için Türkçe de dahil 19 farklı dilde afiş hazırlandı. İlanda “Elbette ki sadece yakın çevremizde geziyoruz. Çünkü hepimiz sağlıklı kalmak istiyoruz” uyarısı da yapılyor. Flaman Bölgesi’nde başlayıp kısa sürede popüler olan oyun, salgından daha hızlı yayılarak Brüksel’e ve diğer yerlere de bulaştı. Brüksel’in bir de oyuncak ayıcık haritası yapılmış. İnternetten giriyor, hangi adreste ayıcık olduğunu görebiliyorsunuz. 1902 yılından beri gözlerindeki masum ve sıcak sevgiyle insanlara yaşama sevinci aşılayan Teddy Bear, yani bizim peluş ayıcık, Brüksel’in koronalı günlerinde bizde umut yeşertiyor. Ayıcıkları değil, aslında hayatı keşfediyor ayıcık bulma oyununa katılanlar! erdincutku@binfikir.be Balkondan şehir izlenimleri Tanıdığımız şehirlere meğer ne ka dar yabancıy mışız. Yaşadı ğım bu şehri bir süredir izli REMZİ GÖKDAĞ yorum ve gör düğüm manzara karşısında kendime şunu sorup duruyorum: “Ben bu şehirde gerçek ten yaşadım mı, yoksa o günler bir rüya mıy dı?” Oysa çok değil, mart ortalarında bu bal kondan baktığımda, karşımda bütün parıl tısıyla yükselen dinamik bir kent vardı. Ta mam, trafiğin gürültüsünden şikâyet ediyor dum ama yine de şehrin enerjisi hoşuma gi diyordu. Şimdi aynı balkondayım ve karşım daki şehri tanıyamıyorum. Yollar, binalar, parklar aynı ama bu dokuya hayat veren in sanlar ortada yok... Bırakın insan sesini, her fırsatta şikâyet ettiğim otomobil sesini özler oldum. Gürültülerinden bıktığım turistleri bi le artık hasretle anıyorum. Karşımdaki otele birkaç haftadır ne gelen var ne giden... Eskiden araç kuyruklarından içeri girile meyen otoparklar şimdi boş. Son turistler mart ortalarında ülkelerine uçtu. Onlar gi dince otelin personeli de görünmez oldu. Önce bahçedeki şezlonglar kaldırıldı, ye şil alanlardaki masalar içeri alındı, ardın dan havuzun suları çekildi. 32 katlı otel bi nası bir anda kaderine terk edildi. Akşamla rı ışıklar saçan pencerelere karanlık çöktü. Turizmiyle her fırsatta övünen şehre inen kara bulut körfezin enerjisini silip süpürdü. Dubai 2020’ye büyük umutlarla girmiş ti. Yükselen inşaat sektörü, artan petrol fi yatları, katlanan turist sayısı umut veriyordu. Dünyanın gözü çölün parlayan yıldızındaydı ve şehir bu gösterişinin farkındaydı. 2020’de dünyanın gözü burada düzenlenecek büyük fuara kilitlenmişti. Şehir içinde bir şehir inşa ediliyor, çölün kumlarında milyarlarca dolar lık dev yatırım sürüyordu. Sonra... Kara ha ber buraya ocak sonunda ulaştı. Dünya he nüz Wuhan’dan gelen bilgilerin ciddiyetini anlayamamışken o kentten Dubai’ye gelen bir yolcu, beraberinde virüsü getirmişti. Ön lemler erken alındı, teşhis zamanında kondu ve yaklaşan belaya karşı Dubai gardını pek çok ülkeden önce aldı. Anı yaşamak... Denetimler, testler derken okullar kapandı, evden çalışma dönemine geçildi, uçak seferleri kademeli olarak azaltıldı. Şehrin eski parıltısı yavaş yavaş sönüyordu. Turistler tatillerini yarıda kesip ülkelerine dönmeye, alışveriş merkezleri boşalmaya, sokaklar tenhalaşmaya başladı. Sokağa çıkma yasağı kademeli olarak uygulandı. Zorunlu alışveriş için her aileden bir kişinin dışarı çıkmasına izin verildi. Bunun için polise yapılan bir başvuru ve ardından cep telefonumuza polisten gelen iznin bulunması gerekiyor. Bu mesajı almadan markete gitmenin, eczaneye uğramanın cezası büyük. Yasağın yaş sınırlaması yok. İşyerleri zaten kapalı. Yemek ve ilaç teslimatı yapan kuryeler dışında caddelerde araç trafiği yok. Metro ve tramvay seferleri iptal edildi, deniz ulaşımı durdu. İnsanlar yumuşak bir geçiş döneminden sonra nihayet evlerine kapandı. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi burası da hayalet şehre dönüştü. Gelecekle ilgili planlarımızın garanti olduğunu düşündüğümüz günler geride kalırken yarınlara ertelediğimiz düşüncelerin hepsi hayal oldu. Eskiden her fırsatta dile getirdiğimiz “anı yaşa” sözünü uygulamak için bize bir fırsat daha verilmesini bekliyoruz. Başta sorduğum o soruyu bir kez daha tekrarlıyorum: “Ben bu şehirde gerçekten yaşadım mı, yoksa o günler bir rüya mıydı?” remgok@gmail.com Avustralya’da salgına önlemler kapsamında sahillere girişler yasaklandı. Sidney’de kimi noktada araç içindekilere test yapılıyor. Avustralya’nın Covid19 sınavı Son ticari uçuşların da iptali ile Avustralya’da bulunan 100 bi lere işten adam çıkarmamaları koşulu ile yaklaşık aylık çalışan ba ni aşkın Türkün birçoğu için mem şına 3 bin dolarlık bir destek pa lekete dönmek şimdilik neredeyse keti açıkladı. Paket, gelirinde yüz imkânsız hale geldi. Avustralya ile de 30’a yakın bir düşüşü kanıtla Türkiye arasında yaklaşık 15 bin yabilen firmalar için hazırlandı, an kilometre var. İki ülke arasında di cak önümüzdeki günlerde kapsa rekt uçuş yoktu, aktarmalı uçuşlar mı genişletilebilir. Yine işsiz kalan içinde en hızlısı ise İstanbul’dan vatandaşlar için de, yapılan normal Sidney’e sizi 21 saatte getiriyor düzenli işsizlik ödemeleri artırıldı. du. Avustralya’yı seyahat, eğitim Başvuruların bir anda üçe katlan ve iş olanakları sebebi ile tercih ması, yıllardır bütçesinden kesinti eden Türklerin sayısında son yıllar yapılan ve zafiyete uğrayan sosyal da önemli bir artış gözlemliyorduk. destek sistemini çökertti. İlk öde Verilere göre, iki ülke arasında kı melerin hesaplara geçmesi hafta sa dönemli ziyaret amaçlı seyahat lar, belki de aylar alacak. edenlerin sayısı son iki yılda nere Avustralya salgının bu ay sonu deyse ikiye katlanmış. na doğru tavan yapmasını, tem Öğrenciler zorda muz gibi kontrol edilebilir bir seviyeye gelmesini bekliyor. Sos Yeni tip koronavirüs (Covid19) yal izolasyonun bu sürede de sebebi ile ortaya çıkan durum en vam etmesi öngörülüyor. Ülke çok Türk öğrencileri etkileyecek. de zoraki olmayan sebepler ile so Birçoğu haftalık geçici işler kağa çıkanla de kazandıkları saatlik üc ra karşı yaptı retlerle, ya da evlere ye rımlar uygula mek servisi yaparak geçi yan eyaletler mini sağlayan bu öğrenci den Victoria’da, ler, hem gelirlerini kaybetti, H. BARIŞ ATAYMAN annesi ile direk hem de eve dönüş olanak siyon sınavına larını. Hükümet, öğrencile hazırlanmak için ri 312 milyar dolarlık destek paketi araba kullanan bir genç kıza 1632 kapsamına kıyısından köşesinden dolar ceza kesilmesi gündeme alsa da, öne sürülen koşullar birço yansıdı. Tartışmaya yol açan bu ğunu kapsam dışında bırakıyor. Al ceza daha sonra iptal edildi. ternatifleri mevsimlik işçilik olarak New South Wales eyaletinde ise kendilerine sunuldu. Büyük meyve hafta sonu bir doğum günü partisi ve sebze tarlalarında hasadı genel ne katılan görevli olmayan iki po de Pasifik adalarından gelen geçici lis, biner dolar ceza yedi. Eğlenme mevsimlik işçilere toplatan Avust nin zaruri bir ihtiyaç olmadığını var ralya, kapılarının dışarıya kapan sayarsak, bu memurların cezala ması ile bu alandaki işgücü soru rı ödemesi bekleniyor. Ancak Co nunu şehirlerde işsiz kalan öğren vid19 vakalarının neredeyse yüz cilerle kapatmayı planlıyor. de 10’una sebep olan ve en az 11 Ülkedeki varlıklı Türk iş insanla ölümün ilintili olduğu yolcu gemisi rı yarattıkları yardım olanakları ile nin, yapılan uyarılara rağmen yolcu bu öğrencilere bir şekilde el uzat indirmesine izin veren kamu görev maya çalışıyor. Yine Türk STK’leri lileri ve siyasiler muhtemelen her imkânları el verdiğince kalacak hangi bir ceza ödemeyecekler... yer, yiyecek sorunlarına el atıyor. Evsiz kalan öğrencilere ev açan bir Sivil haklar kaygısı... çok arkadaşımız oldu. Diplomatik Federal meclisin 6 ay boyunca temsilcilerimizin kendilerine yar kapatılması, kriz dönemi yetkile dım için gelen her kişinin sorunu ri ile yönetilen eyaletler, asker ve ile tek tek uğraştıklarına şahit olu polisin sokağa inmesi, sivil hak sa yoruz. vunucularının kaygılarını dile getir Öğrenciler dışında yine işini kay mesine yol açıyor. Öyle ki, bütün beden, aylık maaşı kesintiye uğra ülkenin gündemi Covid19 iken yan birçok Türk var. Devlet şirket çeşitli tartışmalı altyapı projeleri nin de onaylandığı haberleri basına yansıyor. Sahile önlem Peki, insanlar sosyal izolasyona uyuyor mu? Zorla, ama evet. Restoran, kafe ve içkili mekânlar hükümetin direktifi ile kapatılana kadar, insanlar buralara gitmeye devam etti. Park alanları ve plajlar dolup taştı. Örneğin Sidney’in dünyaca ünlü plajı Bondi Beach’e polis şerit çekmek zorunda kaldı. Buna rağmen insanlar ara ara plaja sızmaya devam ediyor. Toplu taşıma ise zorunlu sebepler ile evden ayrılmak zorunda olanlar için işlemeye devam ediyor. Okullar kapatılmadı. Bunun özellikle çocuklu sağlık çalışanları ve güvenlik mensuplarını zor durumda bırakabileceğini belirten hükümet, ailelere imkânınız varsa çocuklarınızı okula göndermeyin demekle yetindi. Birinci dönemin sonunu öğrenciler çeşitli online hizmet sağlayıcıların ürünleri ile derslerini takip ederek getirdiler. İkinci dönemin de bu şekilde geçeceği belirtildi. Birçok veli bir yandan evde çalışmak zorunda kalırken bir yandan da çocuklarının eğitimi ile ilgilenmek zorunda kaldı. Peki, Avustralya’nın Covid19’dan çıkış stratejisi ne?.. Uzmanlar, ülkede mümkün mertebe en üst sayıda testin yapılması gerektiğini söylüyor. Sonuçlar istendiği gibi çıkınca da, ekonomiyi bir şekilde içeride normalleştirip ülkeye giriş çıkışları ise daha kontrollü hale getirebileceğini belirtiyorlar. İlk modellemelere göre sıkı önlemleri adım adım hayata geçiren ulusal kabine, federal ve eyalet liderlerinden oluşuyor ve Türkiye’deki Bilim Kurulu’na benzer bir oluşumdan fikir alıp karar veriyor. Son yapılan açıklama, Avustralya’nın salgınla mücadelede önemli bir yol katettiği yönünde ancak Başbakan Scott Morrison, önümüzde uzun ve uyum sağlamamız gereken zorlu bir yol olduğunu söylüyor. Avustralya’da yaşayan biz Türkler ise bu “uzun yol”un sonunda çıkacağımız başka bir uzun yolun, bizi Türkiye’de sevdiklerimize kavuşturacak uzun uçak yolculuğunun hayalleri ve dayanışma ile katlanacağız bu sürece. Güney Afrika’da sörfçülerin ve cankurtaranların yaşamlarını yitirmeleri sonrasında anma töreni düzenleniyor. Bir de gerçek var... Sabah kalktığımda etrafı öyle yoğun bir sis basmıştı ki Atlantik Okyanusu’nun varlığını ancak sahile vuran dalgaların kırılma sesinden hatırlayabildim. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden bir günün ardından görülen yoğun sis, bu coğrafya için hiç de alışılmadık bir meteorolojik durum değil. Okyanusun ısınan kara ile buluştuğu sahil şeridi boyunca mikroklima alanı oluşur. İlginçtir, sahilden üç yüz metre içeriye yürüdüğünüzde ise süt kıvamındaki sis yerini masmavi gökyüzüne bırakır. Günün ilk saatlerinde, Big Bay sahilinin iki tarafına özenle yerleştirilmiş gibi duran kaya döküntüleri gelgit baskınına uğradığından birer adacık haline gelmiş. Suların yükseldiği zaman diliminde, sahilde yürüyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yürümek için ısrar edenler de daracık kıyı şeridinde, gelgitin yuvarladığı taşlara takılmadan ilerlemeye çabalar. Tıpkı yoğun sis gibi, yılın bu zamanında sardalya sürülerinin peşinden Saldanha Körfezi’ne doğru yüzen onlarca yunus görmek de olağandır. Bir rivayete göre; eğer denizde yunus varsa, köpekbalığı yoktur. Şimdilerde ise koronavirüs kaygılarıyla kıyılar boş... Wake ritüeli... Cape Town’a sonbahar geliyor. Günler fark edilir şekilde kısaldı, artık ısıtmayan güneş Rob ben Adası’nın arkasından batıyor. Ağaçlar can lılığını yitirmeye başladı, sonbaharın simge si Candelabra çiçekleri boy verdi. Geçenler de “Wake” ritüeline katıldım... Güney Afrika’da sörfçülerin ve cankurtaranların yaşamlarını yi tirmeleri sonrasında deniz üstünde düzenle nen anma ritüeline verilen isim “Wake”. (Ke sin olarak bilinmese de Hawaii’den dünyaya ya yılan bir ritüel.) Arkadaşımın anma törenine gi Güney Afrika (Cape Town) derken aklımdan geçen düşünceleri durdur ELİF GÜNSEL mam mümkün değil. Kendisi ile en son doğum gününde haberleşmi şim. Gönderdiğim mesajı yeniden okudum. Sağ lık, mutluluk, şans ve başarı dilemişim. Ne ka dar sıradan görünen dilekler değil mi... Big Bay’in hemen yanındaki düzenli kırılan dal gaları ile ünlü Karmers bölgesinde toplandık. Sörf tahtalarımız elimizde henüz dağılmamış si sin içine doğru yürüdük. Bel hizasına gelince sörf tahtalarımızın üstüne uzanıp, dalgaların kı rıldığı çizginin ilerisine doğru kulaç atmaya baş ladık. Okyanusun sakinlediği bölgede el ele tu tuşarak daire oluşturduk. Aile üyelerinden ba zıları dairenin ortasına geçti ve hazır hissettik lerinde külleri sessizce okyanus yüzeyine dök tü. Küller suyun üzerinde bir süre asılı kaldıktan sonra akıntı eşliğinde yavaş yavaş dağılmaya başladı. Yanımızda getirdiğimiz sarı gülleri kör feze bırakırken suyun el parmaklarımın arasın dan dingince aktığını hissettim. Wake ritüelleri ne katılanların inancına göre, bu dünyadan gö çen kişi törene katılan arkadaşlarına son defa varlığını hissettirebilmek için bir sinyal gönderir miş. Kimi zaman dairenin altından geçen yunus sürüsü veya oyuncu bir fok balığı görülür, kimi zaman da ansızın deniz yüzeyinde beliren dalga veya ürpertici bir rüzgâr hissedilirmiş. Ritüel tamamlandığında ufuktaki Robben Adası’nın yassı gölgesi seçilir hale gelmişti... Virüs tehdidi artıyor Anma töreninin ardından şehrin merkezine doğru yola çıktık. Önümüzde heybetli Masa Dağı, sağımızda Atlantik Okyanusu. Sessizdik... Kendimizi hayat karşısında aciz ve kırılgan hissediyorduk belli ki. Sonra konu döndü dolaştı koranovirüse geldi. Doktor arkadaşım Annalene, “Virüsün etkileri şu anda kuzey yarımküre ülkelerinde çok daha fazla hissediliyor. Virüs, kışa hazırlık yapan Güney Afrika’da endişeleri artırıyor. Özellikle bağışıklık sistemi düşük olan AIDS ve tüberküloz hastalarının birçoğu teneke evlerden oluşan ‘township’ bölgelerinde hijyeni yetersiz ortamlarda yaşıyor. Kontrol altına alınamayan bir salgın, bu tip hastalar için ölümcül olabilir” dedi. Bir başka arkadaşım da, “Bu kıta onlarca yıldır sıtma, HIV, kolera ve Ebola virüsü ile savaştı. Yeteri kadar desteklenmemiş sağlık sistemimize rağmen, biz bu salgının üstesinden gelebilecek bilgi birikimine sahibiz’’ görüşünü savundu. Sessizce kırmızı ışığın yeşile dönmesini beklerken hepimizin gözü arabaya doğru yaklaşan evsiz adamın taşıdığı pankarta takıldı. Bir süre sonra sanki sözbirliği etmişçesine gülmeye başladık. Bir kenarında uzay mekiği ve Marslı resmi çizilmiş pankartta, “Karım uzaylılar tarafından kaçırıldı. Onu geri almak için uzay mekiğine ihtiyacım var. Bu yüzden Elon Musk’a (Güney Afrika doğumlu mucit) yüklü ödeme yapmam gerekiyor. Yardımınıza ihtiyacımız var” yazıyordu. Kasvetli havamız bir anda sokaktaki mizahla dağılıverdi. Pankarttaki yaratıcılığı takdir etmemek olmazdı. Evsizin karısına kavuşması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdik elbette. Malili sufi bilge Tierno Bokar, “Senin gerçeğin var, benim gerçeğim var, bir de Gerçek var’’ der. Gerçekte “hayat” koranavirüse rağmen devam ediyor. Hayatta kalma isteği galip geliyor, gelmeli de... İnsanoğlu dirençli, metanetli ve kabiliyetli. Karantina günleri; bedenimizle, ailemizle, milletimizle, vatanımızla, gezegenimizle ve belki de en önemlisi kendimizle olan ilişkimizi gözden geçirmenin fırsatını sunuyor bizlere... Fırsatı kaçırmayalım. Sağlıkla kalın. elifgunsel@yahoo.com