15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 24 NİSAN 2020 CUMA 190/5 0 260/1 3 0 130/2 0 180/7 0 180/4 0 130/4 0 110/ 1 0 190/1 0 240/1 9 0 190/8 0 120/6 0 180/8 0 210/7 0 220/1 4 0 200/6 0 80/ 1 0 250/1 0 0 210/1 1 0 190/7 0 200/10 0 130/9 0 180/9 0 TARİHTE BUGÜN 1898: İspanya Amerika Savaşı başladı. 1909: İstanbul’a gelen “Hareket Ordusu” 31 Mart Ayaklanması’nı bastırdı. 1920: Mustafa Kemal, “Büyük Millet Meclisi Reisliği”ne seçildi. Türkiye neleri doğru neleri yanlış yaptı? Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu değerlendirdi 3 yanlış 1 doğruyu Halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Türkiye’nin koronavirüs ile mücadalede yaptığı doğru ve yanlışları Cumhuriyet’e değerlendirdi. SIBEL BAHÇETEPE Salgınlar artacak Önümüzdeki yıllarda çevreye, doğaya ve insana zararlı üretim yöntemleri nedeniyle daha çok salgınlarla karşı karşıya kalacağımızı anlatan Prof. Hamzaoğlu şöyle konuştu: “Dünyanın düzeni böyle gidecekse çok daha sık aralıklarla bu salgınları yaşayacağımızı söylemek mümkün. Neoliberal politikalardan sonra emek gücü yoğun, çevreye, doğaya ve insana zararı fazla, enerji tüketimi fazla üretim alanı merkez kapitalist ülkelerden bağımlı ve çevre ülkelere kaydırıldı. Yaşam koşullarının bozulması nedeniyle hayvanlarda bulunan etken, insanlara geçmeye başlıyor, ardından da insandan insana geçerek salgını yapıyor. Yani 2009’daki domuz gribi ile kovid19’un temel etkeni aynı. Temel etken içinde yaşadığımız toplumsal yaşantının insanın insan, hayvanın hayvan, bitkinin bitki gibi yaşamasına elvermemesinden kaynaklanıyor.” götürdü mü? YANLIŞLAR l Salgının geleceğini bile bile planlama tam yapılamadı. DSÖ 30 Ocak’ta “Uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etti. Pek r karantinaya alınmamaları. Daha sonra da adına karantina diyemeyeceğimiz topluca bir yerde tutma işlemi çok ülkeye yayılım gösteriyor ol l Toplu ibadetler, spor müsa ması karşısında neden bu kadar bakalarının ertelenmesi gecikti Prof. Dr. Hamzaoğlu çok beklendi? l Tıp fakültesi öğrencilerinin l 2009’da domuz gribi salgı erkenden mezun edilmesi gibi DOĞRULAR nı sırasında Dünya Sağlık Örgütü çok tutarsız olabilecek uygulama tarafından ülkeler çapında hazır yerine KHK ile atıl halde bıraktı l Ocak ayında bakanlığın bi lık planları yapıldı, Türkiye de bu ğınız insanları göreve davet et lim kurulu oluşturması... nunla ilgili bir hazırlık planı yap mek. Birinci basamak sağlık sis l Salgınla mücadelede uzmanlık alanı olan halk sağlıkçılarının bilim kuruluna dahil tı ancak koronavirüste mücadele temi ihmal edildi, dağınıklık, ör geç başladı. gütlenmenin bölge temelli olma l Salgının ortaya çıktığı İran, ması salgınla mücadeleyi zora edilmesi... İtalya, İspanya ve umre ziyare soktu. Filyasyon takibi konusun 4 l Şubat ayı başında Çin’den getirilen 62 yurttaşımızın karantinaya alınması... l Covid19 kılavuzlarının yayımlanması ve sürekli güncellenmesi... ti için Suudi Arabistan’a giden da iyi organize edilemedi, diş heyurttaşların yurda dönüşlerinde kimleri ile yapılmaya başlandı ŞEFFAF OLUNMALI Ölüm olayları ile ilgili kafalarda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Ölen yurttaşların neden öldüğüne dair halen l Okulların ve üniversitelerin sorular yaşıyoruz. Halen ölüm belgelerine doğrulanmış olguların ölümünde kapatılması bile Covid19 tanısını kullanmıyor. Bulaşıcı hastalıktan ölüm diye belirtiyor öğrendiğimiz kadarıyla. Şeffaflık olağandışı durumlarda önemlidir” dedi. İspanya’dan getirilen çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu 150 Türk vatandaşı da Amasya’da Yeşilırmak Yurt Müdürlüğü’ne yerleştirildi. YURDA DÖNDÜLER Umman’dan Van’a önceki gece getirilen ve çoğunluğu üniversite öğrencisi 250 Türk vatandaşı, koronavirüs tedbirleri kapsamında 14 gün boyunca karantinada kalacakları yurda yerleştirildi. Ürdün’deki 166 Türk vatandaşı da önceki gece Samsun’a getirilerek yurda yerleştirildi. Almanya’da bulunan 279 Türk vatandaşı ile onlarla akrabalık bağı bulunan 50 Alman uyruklu yolcu, koronavirüs önlemleri kapsamında Türkiye’ye getirildi. Pasaport kontrolü sonrasında yolcular, apronda bekletilen otobüslerle karantina sürecini geçirecekleri yurda gönderildi. l ANKARA/Cumhuriyet 1 AY SÜRECEK Koronavirüs tedbirleri kapsamında Adalar’a giriş ve çıkışlar 26 Nisan Adalar’a Pazar günü saat 24.00 ile 31 Mayıs Pazar günü saat 24.00 arasında belirlenen istisnalar dışında durdurul girişçıkış du. Adalar Kaymakamlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada kararın gerekçesi “Adalar ilçesinde, vaka sayısının durduruldu son derece düşük olduğu ancak; sayfiye yeri olması ve yaz aylarının yaklaşması sebebiyle vatandaşların gü nübirlik olarak ziyaret ettiği bir yerleşim yeri olması” olarak belirtildi. Adalar’a girişçıkışlarda uygulanacak istisnalardan bazıları şöyle: n Adalar ilçesinde, 23 Nisan 2020 tarihinden önce yerleşim yeri adresi olarak kayıtlı olanlar. n Temel ihtiyaç (gıda/temizlik vb.) malzemeleri ile ilaç ve tıbbi malzemeler başta olmak üzere ticari faaliyetlerin sürekliliği için gerekli olan ürün ve/veya malzemelerin lojistiği, üretimi ve naklinde görevli olanlar. Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, karara ilişkin Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Karar bir girişçıkış yasağı değil, sınırlamadır. Adresi Adalar’da olanlar İstanbul’a gidip gelebilecek. İstanbul’da oturup Adalar’da çalışanlar da aynı şekilde. Ama günübirlik dediğimiz ziyaretçiler gelemeyecek” ifadelerini kullandı. BAKAN SELÇUK: TELAFİ PLANLANIYOR Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk okulların 30 Nisan’da açılıp açılmayacağına ilişkin istişarelerin sürdüğünü söyledi. Selçuk, gidişata göre temmuzağustos ve eylülekim için de planlamalar yaptıklarını belirtti. Telafi eğitimlerine ilişkin mayıshaziran ile eylülekim aylarını daha ağırlıklı olarak düşündüklerini dile getiren Selçuk, LGS ile ilgili bilgilerin de kısa süre içinde paylaşılacağını söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet Suriye sınırından gelen mermi çocuğu öldürdü Suriye’nin Haseke iline bağlı Kamışlı ilçesinde önceki akşam iki grup arasında çıkan silahlı çatışma sonucu geldiği ileri sürülen mermi, sınıra yakın Yeşilkent Mahallesi’nde yaşayan Rojin Ece’nin (10) başına isabet etti. Ağır yaralanan Rojin Ece yapılan ilk müdahalenin ardından Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Rojin Ece, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. l AA 2430 NİSAN AŞI HAFTASI Prof. Mehmet Ceyhan: Dünya Çocukluk aşıları tarihiboyunca salgınlar olmaya devam edecek. ihmale gelmez Bununiçinde etkili yöntem aşılama SİBEL BAHÇETEPE Toplumun aşı ile önlenebilir hastalıklar ve aşılama konusundaki farkındalığının artırılması için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen “Aşı Haftası” kapsamında konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşılamanın önemine dikkat çekti. Çocukluk çağı aşıları yapılmadığı takdirde Türkiye’de yılda 14 bin 296 kişi, dünyada ise her yıl 2,53 milyon kişinin ölebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ceyhan “Dünya tarihi boyunca salgınlar olmaya devam edecek. Bizim buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bunun için de etkili yöntem aşılama. Salgın şartlarında bile çocukların ve risk grubundaki yetişkinlerin aşılarını ihmal etmemek gerekiyor” uyarısında bulundu. “Aşı tereddütünün” tehlikeli sonuçları olabileceğini dile getiren Ceyhan, “Aşı sayesinde hastalıkların sıklığı azalıyor. Özellikle bunların içinde bir kısmı pandemi potansiyeli olan, aşı nedeniyle pandemi oluşturmayan hastalıklar var. Örneğin aşısı olduğu için önemsiz görünen difteri, boğmaca, kızamık, kabakulak, menenjit ve hepatit gibi hastalıklar, Kovid19’dan bile daha tehlikeli ve ölümcül. Bugün birisi çıksa ‘ben bu aşılara inanmıyorum, yaptırmıyorum’ dese bu tabii birkaç yıl yapılan aşının etkisiyle birdenbire salgın haline gelmeyebilir, hastalık yavaş yavaş artar, sonra bütün dünyada eğilim olursa bütün dünyayı sarar ve pandemi ile karşı karşıya kalırız. Sonra aşı ile tekrar önlemeye çalışırız” diye konuştu. l İSTANBUL Evet, 100 yıl oldu İlkokulda (19431948) okuduğumuz yıllarda 23 Nisan Çocuk Bayramı’da bağıra bağıra söylediğimiz bir marş (şarkı) vardı. Ulus olma bilincinin bir dile gelişi olarak söyle(r)dik. Hele “Padişahtan sultandan, kurtuldu güzel vatan // Göklere uçacağız bugün 23 Nisan.” “Her yerde şenlik düğün, bu en büyük mutlu gün // Türk ulus kamutayı, kuruldu işte bugün //Padişahtan sultandan, kurtuldu güzel vatan // Göklere uçacağız bugün 23 Nisan.” “Kamutay”, Türkiye Büyük Millet Meclisi anlamına gelir. Türk ulusunun demokratik seçimle temsil edildiği yer. Hamaset düşkünleri “Millet iradesinin yegâne tecelligâhı olan Meclisimizin” derler söylevlerinde. Sonra pis varlıklarıyla kirletirler! 2020 yılında, AKP marifetiyle ne millet iradesi ne de biricik “İlâhi kudretin, İlâhi sırrın meydana çıktığı, göründüğü yer” kaldı. Kılıfçı dükkânına dönüştü. HHH İktidara geldiklerinden bu yana, başta genel başkanları R.T. Erdoğan olmak üzere AKP sözcüleri 2023 hedeflerinden, hatta 2071 hedeflerinden söz etmekte. Önce hedef kavramını tanımlayalım. Hedef nedir? Hedef , “Nişan alınan yer ya da şey; amaç, erek” demek. Askeri anlamda “yok edilecek şey” demek. Acaba bir 23 Nisan 2020 hedefleri var mıydı? Olmalı! 23 Nisan 2020’ye kadar 23 Nisan 1920’de açılan TBMM’yi kapatmak, bu olmaz ise işlevsizleştirmek olmalı. Şeklen olmasa bile fiilen bunu başardıklarını söylemek mümkün. Yasa yapma yetkisi hemen hemen, devlet bütçesi yapma yetkisi tamamen elinden alındı. TBMM yok, Tek Adam var artık. HHH 2071 hedefleri şimdilik çok uzak, kim öle kim kala. Ama 2023’e üç adım var. Buna karşın 2023 hedeflerini açıklamış değiller. Açıklamalarına gerek yok, o hedeflerine de ulaştılar. Adını koymak kaldı. Demokratik devletin alameti farikası olan üç erk (yasama, yürütme ve yargı) ayrı değil artık; birleşik de değil; tek elde toplandı. Feci bir durum: Yargı (Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay) Yasama (TBMM) ve Yürütme (Hükümet) denetleyemiyor; tam tersine yürütmeden talimat alıyor. Ortak Akıl’ın tek sahibinden! HHH Şu anda Türkiye’de “nesebi belirsiz” bir rejim var. Demok rasi desen değil, diktatorya desen tam değil, monarşi henüz değil. Demokrasiden otokrasiye gitmekte, otokrasiden de monarşiye gidebilir. Devlet Bahçeli, 2017 yılında “Fiili durumu yasal duruma getirelim” diyordu. Fiili durum Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın TBMM önünde yaptığı yemine uygun tarafsız bir cumhurbaşkanı olmayı reddedip AKP Genel Başkanı gibi davranması idi. Devlet Bahçeli, öteki muhalefet partileriyle birlikte Anayasa Mahkemesi’ne gitmek yerine, bu demokrasiye aykırı fiili durumu yasal hale getirmek istedi. Akıl almaz bir durum: Demokrasiyi sabote ediyor ve kendi partisi MHP’yi iktidarın istepnesi haline getiriyordu. Böylece, Devlet Bahçeli’nin kirveliği sayesinde Türkiye’de bir anayasa değişikliği yapıldı ve parlamenter demokratik sistemden başkanlık sistemine gidilmekte. Bu, rejim değişikliğidir. İki yıldır uygulanmayan parlamenter demokratik sistemden (yani fiili durumdan) Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen dünyada benzeri olmayan, başkanlıktan, yarı başkanlıktan çok, monarşiye benzeyen tuhaf bir rejime geçildi. Şu anda dünyada böyle bir rejim yok. Kimilerince “Şahsım Rejimi” olarak tesmiye edilen bir tarzı idare! HHH 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin amaç ve hedefi “İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle” toplumu yaratmaktı. Ütopik miydi bu amaç? Evet ütopikti! Ama en azından küçük bir kapitalist sınıfın sömürüye dayalı bir toplumunu yaratmayı düşünmüyordu. Amacı sosyalist ve komünist bir toplum yaratmak da değildi. Ama bu ütopya kısa bir süre sonra kamucu ve halkçı bir düzene dönüştü. Mürtecilerin 1950’den bu yana malını mülkünü, mirasını yiye yiye bitiremedikleri bir ideal, bir ütopya. Binası belki yıkıldı ama sağlam temelleri duruyor. HHH Evet, TBMM açılalı 100 yıl oldu! TBMM ve Cumhuriyet düzeni artık nadasta! Kimi namerdin gülünç bulduğu “İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle” ideolojisinin yerine kendi halkını sömüren ideoloji geldi. Kendi halkını sömürmek sömürgeciliğin en sefil, en gaddar halidir. Yabancı sömürgeciye başkaldırmak Birleşmiş Milletler tarafından tanınan insani bir haktır. Ananı öpen kadı! Yerli sömürgen ebedileşmek için halkı kışkırtır ama “İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle”nin torunları rasyonel ve aydınlık akıllıdır, mandepsiye basmaz. Bu torunlardan biri, değerli dostum büyük ressam Alaettin Aksoy telefon etti, “1920’de padişahtan kurtulduk 2020’de de sultandan kurtulacağız” dedi. Prof. Ovalı aşıda ikinci aşamaya geçtiklerini duyurdu: İki farklı aşı için hayvanlar üzerinde teste başlıyoruz Koronavirüse karşı aşı ve ilaç geliştirmek için çalışmalar yürüten ve ilaç adı vererek “tedavi için test edilmeli” açıklamasıyla bilim dünyasında tartışma yaratan Prof. Ercüment Ovalı, iki farklı aşıda laboratuvar testlerini tamamladıklarını ve hayvan testine başladıklarını duyurdu. Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Ovalı, “Covid19 İnaktif Virüs Aşısı; preklinik test aşaması tamamlanmış olup, bugün hayvan üzerinde deneylere başlanacaktır. Hayvan deneylerinden sonra faz1 çalışmaları başlıyor, gönüllülerde 3 hafta süren yan etki ve antikor oluşturma açılarından değerlendirme yapılıyor. Sonrasında daha geniş bir popülasyon da aşı çalışmaları devam ediyor, yeterli güvenlik ve etkinlik elde edildikten sonra çalışma daha da genişletilebiliyor. İdeal koşullarda tüm bunlar, ortalama 3 ayda sonuçlanabilir. Tüm bu aşamalar, Sağlık Bakanlığı’nın onay süreciyle gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. Ovalı yaptıkları diğer çalışmalarla ilgili de şunları söyledi: “Uygun endikasyonla kök hücre uygulanan 7 hastada iyi sonuçlar elde ettik. Sağlık Bakanlığı’na yapılmış başvurumuz onaylandığı takdirde klinik çalışmayı başlatacağız. Her kan grubuna uyumlu bir Covid19 İmmün plazma ürettik. Covid19 Spesifik TLenfositler üretimi tamamlandı.” l Haber Merkezi TTB, ölüm nedeninin açıklanmamasına tepki gösterdi Mersin’de tedavi gören aile hekimi Şahin yaşamını kaybetti Mersin Silifke’de aile hekimi olarak görev yapan Dr. Erdinç Şahin, koronavirüs şüphesiyle üç gündür tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitirdi. Başsağlığı mesajı yayımlayan Türk Tabipleri Birliği (TTB), Şahin’in ölümünün kayıtlara “bulaşıcı hastalık/doğal ölüm” olarak geçtiğini belirterek, Sağlık Bakanlığı’ndan Şahin’in ölüm nedeninin koronavirüs olup olmadığının açıklanmasını istedi. TTB, “Yoksa meslektaşımız Covid19 salgın süreci ile hiçbir ilgi ve irtibat kurulmadan birçok hasta gibi ‘viral pnömoniden’ vefat etmiş mi sayılacak?” diye sordu. Öte yandan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Bilgi İşlem Daire Huzurevine sıçradı 4 KIŞI POZITIF İzmir Foça’da bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Reha Midilli Necla Ana Huzurevi’nde tedbir amaçlı yapılan testlerde 4 kişide Covid19 testi pozitif çıktı ve Foça Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Tam izolasyon halindeki huzurevi ise 14 günlük karantinaya alındı. l İZMİR/Cumhuriyet Başkanlığı’nda çalışan Durgut Er de dün koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle