Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                12 24 NİSAN 2020 CUMA  EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ  HABER/YORUM  ‘100. Yıl’ kutlamaları Değerli dostlar dünkü “23 Nisan” törenleriyle bir “100. Yıl” kutlaması daha yaşadık. “Daha yaşadık” diyorum, çünkü bu tür kutlama ilk değil; “1981 yılı” da o sıralarda ülkemizi yöneten askeri yönetimce, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olması dolayısiyle bu bağlamda kutlanmıştı, oldukça “özgün” bir içerikle. Bu “özgün” oluşun anlamını, Devlet Başkanı olan Org. Kenan Evren’in yaptığı bir konuşmadan öğrenecektik; Türkiye’de bayramların çokluğundan yakınan Evren Paşa, “23 Nisan Ulusal Egemenlik Günü”nün de bir “çocuk bayramı” olduğunu, çocukların kutladığı şenlik dolayısiyle büyüklere de bir gün bayram tatili verilmesini pek gereksiz gördüklerini bildirmiş, konuşmasını noktalar noktalamaz da yanındaki Org. Ersin’e dönerek alaycı bir gülümsemeyle bakmıştı... Ne var ki Org. Evren ve ekibi “23 Nisan”ın, “Ulusal Bağımsızlık Günümüz” olduğunun ayrımına varamadıkları için “23 Nisan”ı, “Resmi Bayram Günleri”ne tanınan tatil konumundan çıkarıp “Ulusal Bayram” olarak kutlanmasını önledi... (17.3.1981) Ve o yıl, “23 Nisan Günü”, “İlkokullar, anaokullar düzeyinde kutlandı”, Org. Evren’in deyişiyle “bir bebe bayramı” olarak... İlk büyük tepki, ertesi gün 24 Nisan’da Mümtaz Soysal’ın Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinden geldi, “23 Nisan’ın 19 Mayıs’tan 29 Ekim’den daha önemli olduğunu vurguluyordu Soysal” (Milliyet, 24.4.1981) H.V. Velidedeoğlu da, artık “Milli Güvenlik Kurulu”nun (Konsey) düştüğü bu “yanılgı”nın ayrımına varıp, önümüzdeki yıl 1982’de bunu düzelteceğini umuyordu. Ne ki 1982’nin Nisan ayına yaklaştıkça tedirginlik artmaya başladı, hatanın giderileceğine ait bir belirti yoktu. Dolaysiyle, H.V. Velidedeoğlu, “1982” yılının “18 Nisan Pazar” yazısında “Ulusal Egemenlik”in anlamını, “İlk Meclis’in, “23 Nisan 1920” tarihli oturumunda bu günün nasıl bayrama dönüştürüldüğünü, bunun ilk ulusal bayram olduğunu, bu günü resmi bayram olarak kutlayan Büyük Millet Meclisi’nin (BMM) hemen tatile girmesiyle gösterdiği tarihsel bilinci ayrıntılarıyla anlatır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı bu “23 Nisan” gününün “Resmi Bayram Günleri” konumundan çıkarılmasının, “Milli Mücadele”nin “Ulusal Kurtuluş Savaşı”nın ve “Atatürk İlkeleri”nin anlamına “ters” düşen “Büyük Tarihsel Bir Yanılgı” olduğunu belirtip vurgular! “23 Nisan 1920”nin yalnızca bir başlangıç olmadığını, “23 Nisan”ın “geleceğe bir uzanış” olduğunu, “devamlılık”, “süreklilik” içerdiğini, Atatürk’ün bu bayramı çocuklara özgülemesinin temelini bu görüşün oluşturduğunu sık sık vurgulayıp yineler... Ve değerli dostlar H.V. Velidedeoğlu’nun bu yazısı gazetemiz Cumhuriyet’te yayımlanmasıyla bu büyük “yanılgı”yı düzeltme girişimleri de başlar. Sonradan öğrendiğimize göre “Danışma Meclisi’nin Erzincan üyesi Kur. Alb. Abdülbaki Cebeci kendi anlatımına göre bu yazıdan esinlenerek, “23 Nisan”ın yeniden resmi bayram günlerine alınması için bir yasa tasarısı hazırlayıp, “61” arkadaşına imzalatarak “Danışma Meclisi Başkanlığı”na sunmuş. Kuşkusuz ayrıca “Milli Güvenlik Kurulu”nu oluşturan Orgeneraller’e de. Sonunda öneri Meclis’e gelir, kabul edilir, böylece “bayram geri gelir!” Değerli dostlar, izninizle, bu süreçte yaşananlarla ilgili olarak Velidedeoğlu”nun daha sonraları yaptığı şu kısa açıklamayla yazıyı noktalayayım diyorum. Şöyle diyor Velidedeoğlu, “11 Haziran 1989” tarihli yazısında: “Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Evren, 23 Nisan 1920 tarihli Ulusal Egemenlik Bayramı’nı sadece bir çocuk bayramı sanmaktadır. (...) Sayın Evren ya ulusal egemenliğin önemini bilmiyordu ya da ulusal egemenliği önemsemiyordu...” Evet değerli dostlar, “23 Nisan”ı yalnızca bir “çocuk bayramı sanıp” kaldırılmasını isteyenler, acaba hangisini bilmiyor? Yoksa ikisini de mi?  24 NİSAN 2020 SAYI: 34533  İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN  Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya  Yayın Koordinatörü Serkan Ozan  Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar)  Görsel Yönetmen Münevver Oskay  Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün  l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel  l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport  İzmir. Tel: (0232) 441 12 20  Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu.  l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer  Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.  Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir.  NAMAZ VAKİTLERİ  İmsak  Güneş Öğle İkindi Akşam  Yatsı  İstanbul 04:29  06:04  13:07  16:55  20:00  21:29  Ankara 04:18  05:51  12:52  16:38  19:43  21:10  İzmir  04:29  06:04  13:07  16:55  20:00  21:29  “Bilgisayar bağımlılığının” yanı sıra günümüzde “telefon bağımlılığı” dikkati  çekmekle kalmıyor, çocuklarda acı  masız hastalıklara de neden oluyor!  Bakalım günümüz uzmanları “te  lefon bağımlılığı” hakkında ne di  yorlar?  HHH  Uzman Pedagog İshak Orhan,  cep telefonu bağımlılığının 3 yaşına  kadar düştüğünü söy  lüyor ve ekliyor: “Ço  cuklar ellerine aldıkla  rı telefonu bir daha bı  rakmıyor ve sadece  bir şeye odaklanıyor  İshak Orhan  lar. Çevresinden kopuyorlar. Bence, ergenlik  çağına kadar bu tür teknolojik alet  lerden uzak durulmalı. Bu bağımlılık,  yapay ‘otizme’ sebep oluyor!”  Uzman Pedagog Orhan, şöyle  devam ediyor:  “Bu araçları çocuğa anne baba  veriyorsa, o çocuğu anne baba biz  zat kendi elleriyle zehirliyorlar. Çün  kü bunlar direkt beyin hücrelerini öl  dürüyor. Ayrıca çocuklarımızın ha  yat boyunca sahip olacakları kişilik  lerinin yüzde 60’ı ilk 6 yılda oluşu  yor…”  Orhan, şu ilginç ve önemli örne  ği de verdi:  “Bana 3 yaşında bir çocuk  gehttps://www.cnnturk.com/haber  leri/cocuktirdiler. Gözlerini sürek  li kırpıyor, açamıyordu. Ailesine, ‘Bu  çocuğun eline cep telefonu mu ver  diniz’ diye sordum. ‘Evet’ dediler ve  telefonu çocuğun elinden alınması  nı istedim.  Telefonu aldılar ve çocuk 1 ay ka  dar sonra gözlerini tam olarak aça  biliyordu. Bu cep telefonu ve tab  letler beyne hasar veriyor. Çocuklar,  o nedenle tek yöne odaklanıyor çok  yönlü odaklanamıyorlar.  Elbette 7 yaşından önce çok yön  n Uyku öncesi, televiz  yonun olmadığı bir odada  vakit geçirmeleri sağlıklı bir  uyku açısından da önemli…  n 7 yaşından önce ço  cuklarınızı bilgisayar, di  züstü, iPad ve akıllı tele  Bilgisayar Bağımlılığı (8) fon ile tanıştırmayın. 7 yaşından sonra ise günde 1 saat olacak biçimde sizin  lü odaklanmaları zaten zor. Biz de bu aletleri çocuklara vererek onları radyasyona maruz bırakarak, çocukların hiçbir biçimde hiçbir yere odaklanamamalarına neden oluyoruz. Anne baba özellikle dikkat edecek. ‘Yapay otizm’ dediğim bu… Çocuklar radyasyon nedeniyle tek yönlü olarak telefonlara yöneliyor, çevresiyle iletişim kurmuyorlar!” Orhan, “Anne babalar övünüyorlar, ‘Benim çocuğum 34 yaşında ama çok güzel bilgisayar kullanıyor…’ Bu aslında yanlış bir anlayış… Çocuklar geri zekâlı hale getirilebilir.” HHH İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Araştırma Görevlisi Başak Çağla Arslan çocukların telefon kullanmaları hakkında şöyle diyor: “n Televizyon, akıllı telefon ve tablet derken dört bir yanımız B. Çağla Arslan ekranlarla sarılmış durumda. Gelişen teknoloji özellikle çocukların sağlığı açısından tehdit konumunda… n Çocuklara 3 yaşından önce telefon ve tablet kullanımı önerilmiyor. n 3 yaş üstü için ise günlük maksimum bir saat kullanım tavsiye ediliyor. n Çocuklar uykuya gitmeden en az bir saat önce tüm medya araçlarını kullanmayı bırakmalı.  eşliğinizde eğitsel oyunlar ile zaman geçirmesini sağlayın…” HHH Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi internetsiz ve telefonsuz ortamda krize giriyorsa sorun başlamıştır” diyor ve şunları ekliyor: “ ‘Nomofobi’, İngilizce ‘no mobile phobia’ kelimelerinden türetilen bir sözcük olup telefonsuz kalma korkusu, ‘Netlessfobi’ ise Nevzat Tarhan internetsiz kalma korkusu anlamına geliyor. ‘Nomofobi’ ile ‘netlessfobi’ ülkemizde de günden güne artıyor ve bağımlı olan bireylerde cep telefonundan ve internetten uzaklaşmak endişe ve paniğe yol açıyor! Örneğin kişi telefonunu evde unutmuşsa, 90 km. gidip telefonunu alıyor ya da araç kullanırken mesaj atmaya çalışıyor, internete ve sosyal mecralara bakıyorsa bunlar tehlike habercisidir!” HHH Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Çocuk Ge lişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neriman Aral, aileleri çocuklarda teknoloji bağımlılığına karşı şöyle uyarıyor: “Özellikle 03 yaşlaNeriman Aral rında, ebeveynler tek nolojiyi bir ‘bakıcı anne’ gibi kullanıyorlar. Yemek yedir  mek, herhangi bir ortamda arka  daşlarıyla rahat sohbet edebilmek  ve kendilerine engel olmaması için  çocukların ellerine cep telefonları  nı veriyorlar.  Sanki o telefon bir bakıcıymış gibi  çocuğun kendi içine kapanmasına  bağımsız olarak orada sessiz şekilde  oturmasına sebep oluyor. Annelerin  gözünde teknolojik araçların ‘bakı  cı anne’ gibi görevleri var. 03 ya da  06 yaşında çocuklar çok fazla tek  noloji ile karşı karşıya kalırsa ilerle  yen yıllarda dil gelişimini, sosyal ge  lişimini ve bilinçsel gelişimini etkile  yebiliyor…”  HHH  Psikolog Mine Ağır: “Bilgisa  yar, iPad ve cep telefonunu” kul  lanan çocuklar çevre  deki insanlar tarafından  “zeki olarak” değerlen  diriliyorlar. Aileler, kafe  ve restoranlarda mama  sandalyesine oturtulan  çocukların eline “tekno Mine Ağır emzik” niyetine cep te  lefonu, iPad verip arkadaşlarıyla,  dostlarıyla rahatça konuşabilmeyi  yeğliyorlar, o anda çocuğun sus  masını sağlayan ebeveynler, ço  cukların bağımlılıklarının altyapıla  rını oluşturuyorlar.  Ağır, “Eskiden sokakta, bahçede  oyun oynarken merak edilen çocuk  lar, artık  daha çok  evin için  de çocuğu  esir alan  telefon  da, tablet  te, bilgisa  yarda neler izledik  Yeni bebek emziği...  leri, han  gi oyunları oynadıkları, kimlerle ile  tişim halinde oldukları bilinmiyor…”  diyor…  Patron cirosunu katlarken, emekçi günde 1314 saate kadar çalıştırılıyor Market köleleri!  MUSTAFA ÇAKIR Koronavirüs salgını ile birlikte satışı artan marketlerde işveren cirosunu katlarken, birçok işyerinde işçiler İş Yasası’na aykırı olarak uzun süre ve izinsiz çalıştırılıyor. Büyük bölümü asgari ücret alan işçilerin, fazla mesai ücreti verilmesi, izin, mola sürelerinin uzatılması, ikramiye talepleri de karşılanmıyor. İşveren taleplere kulak tıkıyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden önce salı ve çarşamba günleri marketler sabah saat 08.00’den gece saat 23.00’e kadar açık kaldı. Bu süre içerisinde market işçileri daha uzun süre ve yoğun olarak çalıştırıldı. Mola süreleri kısaltıldı. Bazı marketlerde çalışan kasiyerler ve işçiler yaklaşık 1314 saate kadar çalışmak zorunda kaldı. İşçiler, tepkilerini ve seslerini sosyal medyadan duyurmaya çalıştı. Tüm gün maske ile dolaşmaktan, yorgunluk  tan midelerinin bulandığını belirten işçiler, baş dönmesinden yakındı. Bu arada birçok markette çalışanlara günde sadece bir tane maske ve bir tane eldiven veriliyor. Sık sık değiştirilmesi gerekirken, personel akşama kadar bu maske ve eldivenleri kullanmak zorunda kalıyor. Marketlerin büyük bir bölümünde kasiyer ile müşteri arasında şeffaf panel bulunmuyor. Sosyal mesafe kuralı uygulanmıyor. Yeterli dezenfektan da yok.  Marketlerde büyük yoğunluk yaşandı. Kalabalık ortamlarda çalışan işçiler bu yoğun çalışmalarının karşılığında ikramiye talep ediyor. Ancak bu talepleri de işveren tarafından karşılanmıyor. Bazı marketlerde haftalık çalışma saatini tamamlamak için sokağa çıkma yasağı olan günlerin süreleri diğer günlere ekleniyor. Çalışanlara hafta içinde izin kullandırılmıyor. İzinler sokağa çıkma yasağı uygulanan hafta sonuna atılıyor. Bütün hafta market içerisinde çalışmak zorun  da kalan işçi, hafta sonu da sokağa çıkma yasağı olduğu içinde evde kalıyor. Birçok markette işçilerin izinleri siliniyor. Telafi çalışmasında sürenin uzatılması ile birlikte işçilere çalışmadıkları günler için daha sonra çalıştırılacakları bildiriliyor. Salgınla birlikte bazı marketler evlere servislere de başladı. Ancak bunun için ek personel istihdam edilmediği için var olan personel dağıtım yapmaya zorlanıyor. Kasiyerler el yıkama gibi kişisel temizlik gereksinimlerini yerine getiremiyor. Ulaşımda sıkıntı Özellikle büyük kentlerde toplu taşıma seferlerinin azaltılması nedeniyle market çalışanları işyerlerine ulaşmakta zorlandı. Bu konuda market çalışanları servis talebinde bulunuyor. Birçok markette çalışanlar yemek sorunu da yaşıyor. Personelin bağışıklık sistemini güçlendiren gıda talebi var. l ANKARA  KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK  behicak@yahoo.com.tr  ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI  kamilmasaraci@gmail.com  Hükümetin izin çarpıtması MUSTAFA ÇAKIR Hükümet salgınla mücadele gerekçesiyle önlemler paketini yasalaştırdı. Bu paketle birlikte işverene işçiyi 3 ay süreyle (Cumhurbaşkanı tarafından bu süre 6 aya kadar uzatılabilecek) ücretsiz izne çıkarma yetkisi verildi. Yasadaki ifade aynen şöyle: “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir.” Üstelik bu maddeye göre ücretsiz izne çıkarılan işçi, bu gerekçeyle haklı fesih hakkını kullanarak kıdem tazminatı da alamayacak. Yasadaki ifade bu iken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, ücret desteğinin başladığını önceki gün, “Ücretsiz izne ayrılan işçilerimiz için nakdi ücret desteği uygulamasının başvuruları bugün başladı” diyerek duyurdu. l ANKARA  BULMACA SEDAT YAŞAYAN  1 23 4 5 6789  1  2  3  4  5  6  7  8  9  SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9  1/ Taşçıların 1 N O Z O F O B İ  ve heykelcile 2 A V U L D E M E  rin taşı oymak 3 K A L A K B A R  için kullandıkları kısa saplı ve ağır demir tokmak. 2/ Yüce, yüksek...  4 5 6 7 8  B ANOF E L AS AKARE T KEKO UUU MAŞ RAH İ M A L ABOR İ NA  Bakraç, kova. 9 H A R A Z A İ N  3/ Artvin  ilinde, “ulusal park” kapsamına alınmış  bir yayla... Kemiklerin yuvarlak ucu. 4/  Toprak, kum ve saman elemeye yarayan iri  delikli kalbur... Bayağı, sıradan. 5/ Evlerde  oda kapılarının açıldığı genişçe yer... Davut  Peygamber’e gönderildiğine inanılan kutsal  kitap. 6/ Asya’da bir ülke... Mürekkep hok  kalarına konulan ham ipek. 7/ Çemberin  çevresinin çapına oranını gösteren sayı...  106 taşla oynanan bir oyun. 8/ Gizli bir  tehlikesi olduğu sanılan. 9/ Az pişmiş et...  İskambilde bir kâğıt.  YUKARIDAN AŞAĞIYA:  1/ Osmanlı padişahlarının sohbet arkadaşı.  2/ Bir tür gemici düğümü. 3/ Gümüşhane  yöresine özgü, süt kaymağına un katılarak  yapılan bir yiyecek... Mısır’ın plaka imi. 4/  Utanç duyma... Bir müzik sesini belirtmeye  yarayan işaret. 5/ Sağır ve dilsiz kimse...  “Göklerden emeller gibi rizan oluyor ” (Ce  nap Şahabettin). 6/ Yeni Zelanda’da yaşayan  bir papağan türü... Çeşitli bitkilerden elde  edilen yumuşak bir reçine. 7/ Bir renk...  Şık, lüks ve gösterişli giyim tarzı. 8/ Yeni  doğmuş inek, deve ya da köpek yavrusu...  Bir nota. 8/ Dünyanın Yedi Harikası’ndan  biri olan “Babil Asma Bahçeleri”ni kurdu  ran efsanevi Asur kraliçesi.   
            
    
