25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 25 MART 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY haber İYİ Partili Önşen, siyasi yaşamının yanı sıra hayvan dostlarımızla da ilgileniyor ULUDAĞ İstanbul’un köpekleri harekete geçildi hayat kurtarabilir İYİ Parti Bahçelievler İlçe Başkanı Arzu Önşen, siyasi yaşamının yanı sıra hayvan dostlarımızı toplum yararı için yetiştiriyor. Cins ve sokakta yaşayan köpekleri eğiterek güvenlik, sosyal alanlar ve bireysel ihtiyaçlara yönelik yetiştiriyor. 5 yıldır ulusal ve uluslararası alanlarda kullanılan görev köpeği yetiştiri ciliği yapan Önşen, “Görev köpekleri konusunda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Görev köpekleri üretimi konusunda bir destek olleyla madığı gibi birçok engelkılıç leme de mevcut. Desteğin artırılması gerek” diyor. İstanbul’daki sokak köpeklerinin ihtiyaca yönelik eğitilebileceğini kaydeden Önşen, “Her köpek farklı bir alan için eğitilebilir. Şu ana kadar onlarca sokak köpeği, hayatlar kurtardı. İhtiyaca yönelik alanlarda eğitilip topluma kazandırılabilir” diye konuştu. Görev köpekleri n Hangi alanlar için köpek yetiştiriyorsunuz? Görev köpekleri; askeri ve polisiye, sivil toplum ve hizmet köpekleri olarak üçe ayrılıyor. Bu alanlarda yetişen köpekler, patlayıcı madde detektörü, narkotik detektörü, arama kurtarma, enkaz arama, psikolojik destek gibi amaçlarla eğitiliyor. n Eğittiğiniz köpeklere bakanlıklardan da ilgi var mı? Başbakanlık kapanmadan önce Balyoz, Mızrak ve Dark isimli 3 adet bomba köpeği onlar için eğitildi. Sivil savunma alanında AFAD, Gümrük Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Silahlı Kuvvetlere bugüne kadar çok sayıda patlayıcı madde görev köpeği, narkotik detektörü görev köpeği ve arama kurtarma köpeği verdik. AKUT’a Türkiye’nin ilk koku takip köpeği olan Fırtına’yı hibe ettik. Dostumuz şu ana kadar 73 operasyona katılıp kayıp insanların bulunmasında önemli bir rol oynadı. ‘İBB’ye proje sunduk’ n Peki, yurtdışından talep var mı? Taleplerin artması için neler yapılmalı? Beni en çok gururlandıran ve en çok üzen konu bu aslında, birçok ülkede bu konuda tanınıyoruz. Katar Polis Teşkilatı’na yıllardır eğitim veriyoruz ve danışmanlık yapıyoruz, güvenlik nedeni ile tek tek isim veremiyor olsam da uluslararası çok önemli operasyonlarda yetiştirmiş olduğumuz görev köpeklerinin yaptığı başarılı hizmetler olduğunu söyleyebilirim. Ülkemiz ise görev köpekleri konusunda dışa bağımlı bir ülke. Özellikle Hollanda, Almanya, Sırbis tan, Macaristan gibi ülkelerden görev köpeği satın alınıyor. Bunu rakam bazında tanımlayacak olursak yüz binlerce, milyonlarca Avro para harcanıyor. Ülkemizde görev köpekleri üretimi konusunda bir destek olmadığı gibi birçok engelleme de mevcut aslında. Tarım ve Orman Bakanlığı’nda görev köpeği diye bir kavram yok, hatta köpekler ile ilgili pek bir kavram yok. Bu alanda desteğin artırılması gerek. n İstanbul’da çok sayıda sokak köpeği mevcut. Bu köpekleri eğit me gibi bir hedefiniz var mı? Her köpek farklı bir alan için eği tilebilir. Şu ana kadar onlarca sokak köpeği farklı alanlar için eğitildi. Patlayıcı madde tarama görev köpeği olduğu gibi, koku takibi görev köpeği olup hayatlar kurtardı. Önemli olan ihtiyacın belirlenmesi. İhtiyaca yönelik sokak köpekleri bu alanlarda eğitilip topluma kazandırılabilir. İBB’ye de buna yönelik bir proje sunduk. Deprem köpekleri n Nasıl bir proje? “Sahipli ve Sokak Köpeklerinin Sosyal ve Ekonomik Hayata Entegrasyon Projesi” ile kentteki sokak hayvanlarını kontrol altına almasının yanında İstanbul’u ABD, Avrupa ve Ortadoğu’nun bu sektördeki yeni çekim merkezi haline getirmeyi hedefledik. Bu projenin içeriğinde hayvan takip sisteminin kurulması, gerekli personel eğitiminin verilmesi, hayvanların mikroçipletilmesi, barınakların yeniden yapılandırılması yer alıyor. Ancak henüz bu konuya sıra gelmedi... İBB bünyesinde şu anda resmi olarak görev köpeği hiç kullanılmıyor. Oysa güvenliğin en sempatik ve caydırıcı yüzüdür görev köpekleri. Milyonların yaşadığı bu şehirde üzücü bir sonuç aslında. n Deprem zamanlarında eğitimli arama kurtarma yapacak hayvan dostlarımıza rağbet artıyor... Evet, olası bir İstanbul depremi de kapımızda. Bu konuda İstanbul’a yakın ve depremden en az etkilenmesi söz konusu olan illerde çapraz ekipler oluşturulmalı. Örneğin Kırklareli gibi ilimizin gerek valilik gerekse belediye bazında desteklenerek onlarca arama kurtarma köpeği ekiplerinin hazırlanması gerekli. Bu konuda yeteri kadar insan kaynağımız var, doğru eğitim metodolojimiz var ancak doğru köpekleri semek ve eğitmek konusunda kurumsal destek yok. Özellikle ev köpeği olarak beslenen birçok köpeğin doğru yönlendirme ve destek ile bir afette görev yapabileceklerini gözden kaçırıyoruz. l İSTANBUL İlgi alanlarını bilmiyorlar HANDE BALCAN Uluslararası Kimyasal Elementler Sanat ve Tasarım Yarışması’nda dünya üçüncüsü olan 10 yaşındaki Ada Tomruk, “Herkesin bir ilgi alanı olmasını isterim. Birçok insanın ilgi alanı yok. Türkiye’de insanlar maalesef ilgi alanlarını bilmiyor” dedi. Özel Mürüvvet Evyap Okulları’nda 5. sınıf öğrencisi Ada Tomruk, Uluslararası Kimyasal Elementler Sanat ve Tasarım Yarışması’nda görme engelliler için hazırladığı Braille Alfabesi’ni içeren periyodik tablo projesi ile dünya üçüncüsü oldu. Başarısına ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Ada Tomruk, bilime olan merakı nedeniyle ailesinin büyük destek verdiğini belirterek “3 yıl önce Bilimin Çakıl Taşları’na başlamıştım. Orada her hafta sonu robotik sistem üzerine eğitim alıyorum. Geçen yıl NASA’da eğitim aldım” dedi. Görme engelliler için periyodik bir tablo hazırladığını anlatan Tomruk, “Uluslararası Kimyasal Elementler Sanat ve Tasarım Yarışması’nın amacı periyodik bir tablo tasarlamaktı. Bu yarışmada görme engelliler ile ilgili bir çalışma yapmak istedim. Tabloda görme engellilerin kullandığı Braille Alfabesi’ne yer verdim. Tabloda 118 element var. 118 elementin sembollerini görme engelli bireylerin dokunarak öğrenmesi için hazırladım. Braille Alfabesi’ni hiçbirimiz bilmiyoruz. Öğrenmek için görme engelliler okuluna bir ziyaret gerçekleştirdik” dedi. Türkiye’deki insanların ilgi alanlarını bilmediğini kaydadan Ada Tomruk, “Herkesin bir ilgi alanı olmasını isterim. Birçok insanın ilgi alanı yok. Türkiye’de insanlar ilgi alanlarını bilmiyor. İnsanlar önce her dal ile ilgilenmeli sonra kendine yakın olan dalı seçip ilerlemeli” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Koronavirüsün yayılmasını önlemek için sterilizasyon istasyonu çalışıyor ‘Tıbbi atık bertarafında yeni önlemler alındı’ Koronavirüsün tıbbi atıklar üzerinden yayılmaması için önlem alan İBB’ye bağlı İSTAÇ AŞ, sterilizasyon tesisini üç vardiya halinde çalıştırmaya başlayarak atık toplama konusunda yaşanacak aksaklıklara karşı hazırda boş stok alanı bekletiyor. Sadece geçen yıl, 8 bin 815 noktada toplam 27 bin 771 ton tıbbi atık toplayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), tıbbi atıkların bertarafı konusunda ek önlemler aldı. Koronavirüs ile mücadele kapsamında başlatılan uygulamalarla salgının tıbbi atıklar üzerinden yayılmasının durdurulması amaçlandı. İBB ve İSTAÇ, çalışmalarını İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile uyum içinde yürütüyor. Önlemler kapsamında, Asya ve Avrupa yakalarında dört yeni yedek araç hazır hale getirildi. Yine tıbbi atık geçici depolama kapasitesi sınırlı olan Sabiha Gökçen Havaalanı’nda, acil bir duruma karşı, 10 metreküp hacimli ve tam donanımlı bir toplama aracı bulundurulmaya başlandı. 7/24 alanda bekleyecek olan araçla kapasite sorununun ortadan kaldırılması amaçlandı. Üç vardiya Bunlara ek olarak İSTAÇ bünyesindeki yakma tesisinde, karantina atıklarında meydana gelebilecek hızlı bir artışa karşı önlem alındı. Yeni bir düzenlemeyle sterilizasyon tesisi, üç vardiya çalıştırılmaya başlandı. Böylece yakma tesisine sevk edilen tıbbi atık miktarı en aza indirgendi. Ayrıca atık toplama operasyonlarında bir aksaklık yaşanmaması için 10 tonluk geçici stok alanı boş olarak hazırda bekletiliyor. Tıbbi atıkların toplanması esnasında çalışan personellerin enfeksiyon kapmaması için de gerekli iş sağlığı ve güvenliği kuralları titizlikle uygulanıyor. İşçiler, sahada eldiven, maske, bone, iş elbisesi, çelik tabanlı kompozit burunlu iş ayakkabısı, gözlük ve göz durulama sıvısı gibi kişisel koruyucu donanımlar kullanıyor. l İç Politika SENA TUFAN Uludağ’da iki dağcının kaybolduktan sonra cesedinin bulunmasının ardından Uludağ Dağcılık Kulubü (ULUDAK) üyesi İsmet Şentürk’ün yaptığı “Uludağ’da her vadiye bir verici çağrısı” karşılık buldu. Harekete geçen jandarma ve Milli Paklar Müdürlüğü 40 kamerayla ile bölgeyi gözetleyecek. Cumhuriyet’in 6 Şubat’da gündeme getirdiği “Uludağ’da her vadiye bir verici çağrısı” başlıklı haberi ses getirdi. İsmet Şentürk’ün “Uludağ’ın bazı bölgelerinde cep telefonları çekmiyor. Devletin ve GSM şirketi yetkililerinin bölge ile ilgili can kayıplarını önlemek için mutlaka yapabilecekleri şeyler var. İlk olarak her vadiye bir verici konulursa sorun çözülebilir” açıklamalarının ardından harekete geçen Jandarma ve Millî Paklar Müdürlüğü 40 kamerayla ile bölgeyi gözetleme kararı aldı. Hareketli ve anonslu kameralar sayesinde habersiz yapılan tırmanışlar, endemik bitkilerin yok edilmesi ve asayiş olaylarına hemen müdahale edilmesi planlanıyor. Kameralar için ziyaretçilerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerin seçildiğini belirten Uludağ Milli Park Müdürü Yüksel Akdoğan, “Yaklaşık 130 bin dönümlük alanda kapı girişinden itibaren 40 adet kamera yerleştirilecek. Kameraların zoom özellikleri sayesinde, kayak alanlarına kadar görebileceğiz” dedi. Kameralar sayesinde arama yapılacak alanın daraltılacağını kaydeden Akdoğan, “Kurulacak olan kamera sistemi sayesinde yürüyüş yapacak olan kişilerin bulunduğu alan tespiti yapılacak ve böylelikle kayıp durumlarında arama yapacağımız alan daralacak. Böylelikle kayıp durumlarında daha hızlı bir şekilde ulaşabileceğiz” diye konuştu. ‘Biyokaçakçılığın da önüne geçilecek’ Kameralar ile biyokaçakçılığın da önüne geçilmesinin hedeflendiğini anlatan Yüksel Akdoğan, “Koruma altında olan endemik türlerimizin yurtdışına kaçırılması ve sergilenmesi ya da o yöreye has bir bitkinin Avrupa’da bir ülkede de görülmesinin önüne geçmek maksadıyla şüpheli şahıslar görüldüğü anda jandarma ile müdahale edeceğiz. Biyokaçakçılıktan işlem yapacağız. Ayrıca bu sistem ile orman yangınların önüne geçmek için usulsüz ateş yakılmasını da engelleyebileceğiz” ifadelerini kullandı. Hedeflerinin bölgedeki kamera sayısını 120’ye çıkarmak olduğunu kaydeden Akdoğan, “Kayak pistlerinin son çıkış noktalarına haritalar konularak bulundukları bölgeyi tanıtıcı afişler yer alacak. İnsanların yerlerini bulması sağlanacak ve kaybolmalar ile ilgili bilgilendirici levhalar da konulacak. Dağcılar yanlarına mutlaka alan kılavuzu almalı. Ayrıca bize bilgi iletişim numaralarını verirlerse biz sinyali aldıktan sonra 1520 dakika içinde bölgeye ulaşabiliyoruz. Yeter ki bize kayıt olsunlar” dedi. İsmet Şentürk de alınan önlemleri değerlendirerek “İlk adımda kameralar konulması iyi bir şey. Gerçekten uygulanırsa Uludağ için iyi bir başlangıç olabilir. Ancak Uludağ göller bölgesinin de denetlenmesi gerekiyor. Sadece can güvenliği değil Uludağ’ın doğal güzelliğini korumak da çok önemli” diye konuştu. l İSTANBUL ‘İstanbul’da hava kirliliği düştü’ Koronavirüs salgını nedeniyle insanların dışarı çıkmaması ve trafik yoğunluğunun azalması hava kalitesini iyileştirdi. İstanbul’da hava kirliliği yüzde 30 azaldı. İTÜ’den Prof. Dr. Hüseyin Toros, “Ocak ayında partikül madde değerleri 50 mikrogram olarak ölçülürken şu anda yüzde 30 azalarak 30 mikrograma düştü. Artık daha temiz bir havayı soluyoruz. Hava kirliliğinin en fazla olduğu ilçeler, Gaziosmanpaşa, Başakşehir, Esenyurt, Kartal. En temiz havaya sahip ilçeler ise Sarıyer, Şile, Beykoz” dedi. İBB Hava Kalitesi İzleme Merkezi sorumlusu Muhammet Doğan ise İstanbul’da İBB’nin 26, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kurduğu 12 hava kalitesi ölçüm istasyonu belirterek “38 istasyonda anlık olarak hava kirliliğini ölçüyoruz. Şu an hava kirliliği değeri AB sınırın çok altında. Hava kalitesi iyi seviyede” dedi. l DHA ‘Teleferik seferleri durdu’ Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle yurttaşlar söylenenlere uymaya çalışırken mecbur kalmadıkça evlerinden dışarı çıkmamaya çalışıyor. Bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden Metro İstanbul AŞ tarafından işletilen TF1 MaçkaTaşkışla ve TF2 EyüpPiyer Loti teleferik hatlarında yolcu sayıları yüzde 90 oranında azaldı. Çoğunlukla turistik olarak kullanılan teleferik hatlarının seferleri bugün itibarıyla geçici olarak durduruldu. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle