18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 3 25 MART 2020 ÇARŞAMBA DSÖ: gazeteler güvenli “Gazete kağıdı hastalığı bulaştırır” iddiası Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerika Hastalık Kontrol Merkezi tarafından doğrulanmadı. Birleşmiş Milletler’e bağlı DSÖ, “Covid19 olan bölgelerde basılan gazete ve benzeri paketlere dokunmak güvenli” mesajını verdi. DSÖ, “Farklı ısı ve şartlara maruz kalan ve taşınan paketlerden Covid19 bulaşma riski çok düşüktür” açıklamasını yaptı. El yıkamak yeterli ABD Hastalık Kontrol Merkezi’nin yayınladığı tavsiye açıklamasında, gazetelerden virüs bulaşmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu belirtildi. Avustralya Sağlık Bakanlığı’ndan Brendan Murphy de insanların gazete aldıktan sonra ellerini yıkamalarının yeterli olacağını ifade etti. Bir makale yayınlayan New York Times gazetesi de, gazetelerin güvenli kabul edilmesinde baskının ve paketlemenin el değmeden yapılmasının rolü olduğunu yazdı. l Haber Merkezi Ülkede ikiden fazla kişinin bir arada bulunması yasak İngiltere tecritte Türkler sokakta Çin’in Wuhan kentinden dünyaya yayılan koronavirüste enfekte kişi sayısı 400 bine yaklaştı. Çin, koronavirüsün ortaya çıktığı Hubei eyaletindeki karantina kısıtlamalarını kaldırıyor. Yarından itibaren eyaletten çıkışlara izin verilecek. İNGİLTERE’de can kaybı 422’ye çıktı, ülkede tarihin en büyük tecridi başladı. Gıda ve tıbbi ihtiyacı olanlar ile tek başına spor yapanların dışında kimse 3 hafta boyunca evini terk etmeyecek. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ikiden fazla kişinin toplu halde bulunmasının yasaklandığını belirtti. Londra’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Harringay bölgesinde hareketlilik sürüyor. HİNDİSTAN’DA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI Koronavirüs sebebiyle şu ana dek 10 kişinin yaşamını yitirdiği 1 milyar 360 milyon nüfuslu Hindistan’da salgının yayılmasını önlemek amacıyla ülke genelinde 21 gün boyunca evden dışarı çıkma yasağı konuldu. SUUDİ ARABİSTAN Sağlık Bakanlığı, ülkede koronavirüs kaynaklı ilk ölümün gerçekleştiğini duyurdu. Bakanlık, ülkedeki vaka sayısının 767’ye ulaştığını açıkladı. AFGANİSTAN’da NATO bünyesinde görev yapan 4 askerde koronavirüse rastlandı. FRANSA’da Kovid19’dan ölenlerin sayısı son 24 saatte 240 artarak bin 100’e yükseldi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michel Bachelet, koronavirüs salgınıyla mücadele eden İran, Venezuela ve Küba gibi ülkelere yönelik yaptırımların hafifletilmesi çağrısında bulundu. 46 bin 481 vakanın bulunduğu ABD’de, hayatını kaybedenlerin sayısı 586 olarak açıklandı. Virginia’da okullar yıl sonuna kadar tatil edildi. Bazı bölgelere ihtiyaç sahipleri için erzak stokları bırakıldı. Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Margaret Harris ABD’nin salgının yeni merkezi olabileceğini söyledi. Rahip Giuseppe Başkasına nefes oldu İTALYA’da koronavirüs salgını sebebiyle son 24 saatte 743 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybının 6 bin 820’ye yükseldiği açıklandı. Ülkedeki toplam vaka sayısının 69 bin 176’ya çıktığı bildirildi. Bu sayı bir günde kaydedilen en yüksek ikinci ölü sayısı oldu. İyileşenlere bir günde 894 kişi eklendi ve toplam 8 bin 326’ya ulaştı.İtalya’da, kendi solunum cihazını tanımadığı bir gence veren 72 yaşındaki rahip Giuseppe virüsten öldü. 6 yaşındaki çocuk öldü İRAN’da altı yaşındaki bir çocuğun koronavirüsten dolayı yaşamını yitirdiği belirtildi. Avrupa’da 26 Türk yaşamını yitirdi AVRUPA’da bugüne kadar 26 Türk koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Fransa’da 12, Hollanda’da 6, Almanya’da 3, Belçika’da 3, Avusturya’da 1, İngiltere’de 1 Türk hayatını kaybetti. Yaşlılar ölüme terk edildi İspanya’da, salgınla mücadele için görevlendirilen askerler, gittikleri bazı evlerde yaşlıları yataklarında ölmüş halde buldu. Avrupa’da salgının yeni merkezi ispanya İtalya’nın ardından en fazla can kaybının yaşandığı İspanya’nın, Avrupa’nın tehlike merkezi haline gelmesinden endişe ediliyor. Ülkede dün 512 kişi hayatını kaybetti. Şu kötü günler Yazılarıma uzunca bir süre ara verdim. Aslında bu sütunu bütünüyle kapatmak niyetindeydim. Fakat bu arada yazdığım iki şiir gazetede yine “Kültür ve Siyaset” başlığı altında konunca iş değişti... Demek ki gazete bu sütun kapansın istemiyor... Okurlarımdan da sitemler geldi, gelmeye devam ediyor... Elimden geldiğince yine her hafta, bunu başaramazsam arada bir (Pazar ekimizde olduğu gibi hiç değilse iki haftada bir) bu sütunda da yazmayı sürdürmem gerektiğini anlıyorum... Pazar eki yazılarımı bu sütunun okurları ne ölçüde izliyor bilmem. Hilal Köse ve ekibinin yönetiminde bu ekimiz farklı bir canlılık ve renklilik kazandı. Orada “Okuduklarım İzlediklerim Düşündüklerim” başlığı altında birkaç yazım yayımlandı. Onlar genellikle sanat, edebiyat, kültür vb. konularında... Öyle de devam edecekler... Bu sütunda ise ister istemez sıklıkla güncel siyasetten söz etmek gerekiyor... İster istemez diyorum, çünkü güncel siyaset dediğimiz şeyin, genel olarak toplumsal yaşamın bu kadar değersizleştiği ve bu değer düşüklüğünün sürekli olarak inatla yinelendiği bir başka dönem olmamıştı. Zaten yazmaya son verme isteğimin başlıca nedeni de buydu. Aynı şeyleri durmaksızın tekrar etmek zorunda olmanın sıkıcılığı, daraltıcılığı, bunları yazan kişinin de giderek o düzeye çekilmesi... Öyleyse ne yapmalı, ne ve nasıl yazmalıyım? Öncelikle şiir... Şiirin olanaklarıyla dile getirilebilecek konuyu, şiir olarak yoğrulabilecek duyarlılığı köşe yazısı malzemesi olarak kullanmamak... Gazetemizin, kendilerinden çok şey öğrendiğim mükemmel köşe yazarları olduğunu sevgiyle ve minnetle belirtmeliyim... Bildiğim kadarıyla Batı’da ol duğu gibi bizde de, en azından bizim gazetemizde, uzmanlık alanları belirginleşiyor. Her köşe yazarının aklına estiği her konuda yazdığı dönem sanki artık kapanıyor... Demek ki ben de, yazmayı sürdüreceksem eğer, uzmanlık gerektiren konulardan çok, edebiyatçışair kimliğimden fazla uzaklaşmadan, hem daha başarılı olabileceğim hem de herkesi ilgilendirecek daha genel konularda yazmalıyım... Aslında 1015 yıl öncelere kadar yaptığım da buydu... “Cumartesi Yazıları” köşemde, okuduğum kitaplardan, yaşamlarımıza ilişkin daha genel konulardan da sıklıkla söz ederdim. Fakat çok zamandır bu artık mümkün değil. Siyasal ve buna bağlı olarak toplumsal ortamda yaşanan gerginlik başka şey düşünüp yazmaya neredeyse olanak tanımıyor. Birkaç gün arayla yayımlanan son iki şiirimden ilki “Suçlusunuz”, görebildiğim kadarıyla epeyce etkili oldu... Bu şiiri ben, Tevfik Fikret’e “Hân1 Yağma”yı yazdıran duygu ne idiyse, öyle bir duyguyla yazdım... “Şehit Evinden Yükselen Çığlık” ise gözyaşları içinde yazdığım birkaç şiirimden biridir... Yayımlanışı “Çanakkale Zaferi”nin yıldönümüne rastladı... Kuşkusuz Çanakkale’deki şehitlerimizi de kapsayan bir ağıttır... Fakat onu ben, İdlib’den gelen bir şehit haberi üzerine, internette tanık olduğum, bir şehit evinden yükselen çığlıklar üzerine yazdım... Çok kötü, olağandışı kötü günler yaşıyoruz... Sanki önceki her şey şu günlerde yaşanmakta olan felaketin gerisinde, arka planlarında kaldı. Fakat bir şehit evinden yükselen o çığlık benim kulaklarımdan hiç silinmeyecek ve sorumluları er geç hesap vermekten kurtulamayacaklardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle