23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 1 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Soruşturma ve sürgünSavcı Taner Temur’a Atatürk düşmanlığı ile bilinen Mısıroğlu’nu eleştirme cezası HABER Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Atatürk düşmanlığı ile bilinen tarihçi Ka dir Mısıroğlu’nun cenaze töreni ne bakanların katılmasını eleşti ren Cumhuriyet savcısı ve Yargıçlar Sendikası üyesi Taner Temur hak kında soruşturma açtı. Bu süreç te savcı Temur, Gaziosmanpaşa’dan Şanlıurfa’ya sürüldü. Savunma yapan Te mur, “Bir Cumhuriyet savcısı olarak ülkemi zin kurucu değerleri Alican uludağ ne, önderine ve milletimizin hassasiyetlerine sahip çıkmanın mes leki sorumluluğum olduğunu da dü şünmekteyim” dedi. Soruşturması nı tamamlayan HSK müfettişi, sav cıya yer değiştirme cezası verilmesi ni önerdi. Cumhuriyet Savcısı Taner Temur, Gaziosmanpaşa’da görev yaparken Facebook hesabından iki paylaşım da bulundu. Temur, ilkinde “En ha fif deyimiyle, T.C. ibareleri kaldırılır ken resmi kurumlardan içine sinme yenler vardı. Habur mahkemeleri kepazeliğini içine sindiremeyenler vardı. Genelkurmay Başkanımızı cezaevine gönderip kozmik odaları peşkeş çekenleri içine sindirmeyenler vardı. FETÖ’cülerin yargısını, sınavlarını sindiremeyenler vardı. Eli öpülesi bilim insanlarımızın itibarsızlaştırılmalarını içine sindiremeyenler vardı. Dinlemediniz. Şimdi onların cezaevlerine çürümelerini, ölümlerini, ülkemizin bu hainliğe sürüklenmesini, içinize sindirdiniz de, İstanbul seçimi mi içinize sinmiyor. Siz de haklısınız, çok (d) oldunuz...” ifadelerini kullandı. Atatürk düşmanlığı ile bilinen Kadir Mısıroğlu’nun cenaze törenine Berat Albayrak, Numan Kurtulmuş ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un katılmasını eleştiren bir paylaşımı alıntılayan savcı Temur, “Yazıklar olsun. Yunan galip gelseydi ve 10 Kasım 9’u 5 geçe vs.. Bu meczup önünde mi saf tuttunuz. Ecdadınıza... Saygı duymayan” diye yazdı. Bir HSK çalışanı, bu paylaşımları ihbar etti. Bunun üzerine HSK, savcı Temur hakkında soruşturma açtı ve savcıyı Gaziosmanpaşa’dan Şanlıurfa’ya sürdü. HSK müfettişine savunma veren Temur, “Kadir Mısıroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu değerlerine düşman bir kişidir. Bu kişinin milli değerlerimize saldırdığı açıktır. Yıllardan beri bu kişi aynı suçu işlemektedir. Dolayısıyla benim paylaşımım suç işleyen ve tüm devletimize ve milletimize hakaret eden kişi hakkındaki tasarruflara bir sitemden ibarettir” dedi. 25 yıldır Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığını anlatan Temur, “Sicilimin incelenmesinden anlaşılacağı üzere benim meslek hayatımda vermek zorunda kaldığım ilk savunmadır. Tüm terfilerimin dereceli olması nedeniyle en erken birinci sınıf olan Cumhuriyet savcılarından bir tanesiyim. Bir Cumhuriyet savcısı olarak ülkemizin kurucu değerlerine önderine ve milletimizin hassasiyetlerine sahip çıkmanın mesleki sorumluluğum olduğunu da düşünmekteyim. Keza yargının da bir yön den devlet içerisinde bir erk olmakla muhalif bir karakterinin olması gerektiğini düşünmekteyim. Yargının muhalif olması halinde ancak adaletin gerçekleşebileceğini düşünmekteyim” değerlendirmesini yaptı. Yer değiştirme istendi HSK müfettişi, soruşturma sonucunda savcı Temur hakkında yer değiştirme cezası verilmesini istedi. Raporda, savcı Temur’un paylaşımlarının ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek bunun Cumhuriyet savcısı otoritesi ve duruşu ile uyuşmayan davranış niteliğinde olduğu kaydedildi. Paylaşımın, yargıya olan güveni örselemek ve yargı görevinin prestijini zedelemek suretiyle Bangalor Yargı Etiği kurallarını ve Türk Yargı Etiği ilkelerini ihlal eder nitelikte bulunduğu savunulan raporda, “Dolayısıyla bu davranışının görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandıracak boyutta olduğu düşünülmüştür” denildi. Son kararı HSK verecek. l ANKARA avukat Celal Çelik Savunma dilekçesine terör davası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı tazminat davaları için mahkemeye sunduğu savunma dilekçelerinin “terör örgütü propagandası” suçundan cezalandırılmasını istedi. İddianamede, Çelik’in “sıfırlama tapesi”, “10 milyon doları sakın alma, ne söz verdilerse o kucağa oturacaklar” ve “bundan sonra kupon arazileri benden habersiz satmayacaksınız” isimlerini verdiği ses kaydını “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü amaç ve söylemleri doğrultusunda dilekçelerinde kullandığı” öne sürüldü. Oysa aynı başsavcılığın, bu dilekçeler nedeniyle Celal Çelik hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açtığı ayrı bir dava daha vardı. İstanbul Cumuhriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, 15 Eylül 2017’de gözaltına alındı. 28 Eylül 2017’de serbest bırakılan Çelik hakkındaki soruşturma 2.5 yıl sonra tamamlandı. İstanbul Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz, avukat Çelik hakkında “örgüte yardım, kamu görevlisine hakaret ve örgüt propagandası” suçlardan dava açtı. Çelik’e yönelik örgüte yardım suçlamasının nedeni “Digiturk aboneliğini” iptal ettirmesi ve gaziler adına savcılığa bir suç duyurusu yapması olarak gösterilirken, Celal Çelik’in avukat görevi sırasında mahkemeye verdiği dilekçeler ise propaganda suçuna delil yapıldı. Celal Çelik’in, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na karşı açtığı iki davaya sunduğu cevap dilekçelerine işaret edilen iddianamede şöyle denildi: “Şüphelinin sunmuş olduğu dilekçelerinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün tespit ettiğini iddia ettiği, şüphelinin kendi ifadesiyle ‘sıfırlama tapesi’, ‘10 milyon doları sakın alma, ne söz verdilerse o kucağa oturacaklar’ ve ‘bundan sonra kupon arazileri benden habersiz satmayacaksınız’ isimlerini verdiği kaynağı belirsiz sahte bir kısım görüşme içeriği olduğunu iddia ettiği ses kaydını FETÖ/PDY silahlı terör örgütü amaç ve söylemleri doğrultusunda dilekçelerinde kullandığı ve bu ses çözümlerini yine örgüt amaç ve söylemleri doğrultusunda halen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a izafe ettiği tespit edilmiştir. Bu şekilde de şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda geliştirdiği ve uydurduğu soruşturmalara ait tape kayıtları olduğunu iddia ettiği sahte kayıtlarını, örgüt söylemleri doğrultusunda dilekçelerinde kullanarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandası yapmak suretiyle aynı suç kastı altında 3713 sayılı kanunun 7/2 maddesi kapsamında kalan suçu zincirleme olarak işlediğinin tespit edilmiştir.” İddianamede, Celal Çelik’in 2017’de katıldığı bir televizyon kanalında MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin gazetemizde o dönem yayımlanan habere soruşturma açılmasına ilişkin “Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir makam hiçbir merci Türkiye’den başka bir örgüte silah gönderilmesini yasal kapsamda değerlendiremez. Bu suçtur. Buna ilişkin bir yetki düzenlemesi yok. Bu nedenle basın mensupları bunu haber yaparlar” şeklinde değerlendirme yapması da örgüt propagandası olarak görüldü. Gazetemiz yazarı, ADD kurucusu ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahçelievler’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda katledilmişti. ‘Seçilerek öldürüldüler’Yazarımız Muammer Aksoy katledilişinin 30. yılında anıldı Gazetemiz yazarı, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) kurucusu ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 30. yılında gömütü başında anıldı. Anmada konuşan ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, “Aksoy’un ve Atatürkçü aydınlarımızın katledilmesi, arkasındaki karanlık güçlerin açığa çıkarılmaması düşündürücüdür. Bugün Türkiye’de konuştuğumuz her sorun, aydınlarımızın katledilişinin neticesidir. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu gibi katledilen aydınlarımız, ciddi ve bilinçli bir seçimle öldürülmüştür” dedi. Bahçelievler’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda katledilen Muammer Aksoy; ADD, Ankara Barosu, Türk Hukuk Kurumu ve sevenleri tarafından gömütü başında anıldı. Anmaya eşi Ülkü Aksoy, oğulları Işık ve Arın Aksoy, torunu İlke Aksoy, ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Yaşar Çatak, Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener, ADD ve Ankara Barosu yönetim kurulu üyeleri, ADD Ankara şubeleri, um:ag ve yurttaşlar katıldı. Anmada konuşan Ankara Barosu Başkanı Sağkan, “Önemli olan Muammer Aksoy’un başlattığı mücadeleyi devam ettirebilmektir. Başkanımız, canı pahasına hukuk ve demokrasi mücadelesi verdi. Ankara Barosu da bu mücadeleyi devam ettirecek” dedi. CHP Ankara İl Başkanı Güvener ise, Aksoy’u öldürenlerin ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek “Tetiği çeken eller apar topar yargılanıp dosya kapatıldı. Ama arkasındaki karanlık güçler ortaya çıkartılmadı. Ona atılan kurşun, demokrasinin rayından çıkarılması için atıldı” ifadelerini kullandı. ‘Susmayacağız’ paneli Aksoy, ADD’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlediği “Susmayacağız” adlı panelde anıldı. Panele ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altını şık, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Yaşar Çatak ve Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan konuşmacı olarak katıldı. Altınışık, “Şimdi bir tek adam aile devleti rejiminde yaşıyoruz. Bugünkü Türkiye’nin yapılması uğruna aydınlarımız katledildi. Aydın katliamları, rejimi değiştirmek için yapılmış emperyal bir oyundur. Atatürk rejimini yeniden inşa etmemiz lazım” ifadelerini kullandı. Çatak ise, “Uğur Mumcu’nun ve Aksoy’un yeri hâlâ doldurulamadı. Bugün, Cumhuriyetin Resmi Gazetesi’nde şeri hükümler yer alıyor. Tarikat şeyhinin cenaze törenine protokol katılıyor. Hukuksuzluk hiç olmadığı kadar yürürlükte. Bunlar kabul edilemez” dedi. Ankara Barosu Başkanı Sağkan da “Asıl çözüm demokratik bir hukuk sistemine ulaşmak ve yargıyı bağımsız kılmaktır. Bugün yargıda reform tartışmaları yapılıyor. 17 bin 406 sanığa cumhurbaşkanına hakaretten dava açılmış. Bu yapıdan mı reform bekliyoruz?” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Eskişehir’de bazı mahallelerde okul sorunu yaşanırken Menzil için iki okul yapıldı Menzil’e var yurttaşa yok ARİF ANBAR Eskişehir’in merkezinde bazı mahallelerde okul sorunu ya şanırken Menzil tarikatının mer kezlerinden biri olan Sivrihisar il çesinin Buhara Mahallesi’ne, yok denecek kadar öğrenci olmasına rağmen devasa iki okul yapılma sı tartışma yarattı. Çevre köyler Çevre köylerdeki öğrenciler, Menzil deki ilkokul öğrencileri de kendi için yapılan okula gitmeleri için zorlandı. okullarından alınıp Buhara’ya ya pılan okula gönderilmek istendi. yorlar. İdaremiz yeni okul binası için Ancak veliler duruma isyan etti ve ço uğraş veriyor, ama yetkililerden adım cuklarının eski okullarına devam etme atan yok” diye konuştu. lerini sağladı. 2019’da sorunun çözümü için yetki Eskişehir’de okul sorunu olan ma lilerle toplantı yaptıklarını söyleyen 24 hallelerden bir tanesi de 50 binin üze Kasım İlkokulu Okul Aile Birliği De rinde nüfusu barındıran Emek Mahal netleme Kurulu Üyesi Musa Kabakçı lesi. 2017’de yıkılan, ama söz verildiği da, “Bize, yıkılan okulun alanına ya da halde yenisi yapılmayan ve başka bir Gündüzalp Ortaokulu’nun üst kısmın okul binasına taşınan Emek’teki 24 Ka da bulunan boş arsaya ilkokul yapma sım İlköğretim Okulu’nun okul aile bir yı düşündüklerini söylediler. Gündü liği başkanı Hacer Erten, “Çok zorlanı zalp Ortaokulunun oradaki arazi kamu yoruz. Okul giriş çıkışları sıkıntılı olu ya ait. Ancak yıkılan okulun alanı ise yor. Şu an aynı binada iki okul ve iki şahsa ait ve onlarca kişinin hissesi var. yönetim var. Çocuklarımız eve geldi Hissedarlar içerisinde, 3 tane müteah ğinde hiçbir etkinlik veya ders yapamı hit var, bunu ilçe milli eğitim müdü rümüz de söyledi. Hadi yıkılan okulun alanına hissedarlar ve müteahhitler nedeniyle yeni okul binası yapılamıyor. Ama Gündüzalp Ortaokulu’nun oradaki boş kamu arazisine niye okul yapılamıyor? Bunu sorunca da bize diyorlar ki: Para yok” ifadelerini kullandı. Veliler 70 bin TL harcamış Okulun ihtiyaçlarının velilerin cebinden karşılandığını, 24 Kasım İlkokulu’nun bütçesinin nereye harcandığını da sorgulayan Kabakçı, şunları söyledi: “Bizim okulumuz yıkıldı, ama çocuklarımızın gittiği okulun ihtiyaçları da karşılanmıyor. Yani eğer bizim okulumuz yıkılmasaydı mutlaka ödeneği olacaktı. 24 Kasım İlköğretim Okulu’na ayrılan para nereye gidiyor? Bizim bu okula, yani çocuklarımızın akşamcı olarak okuduğu Gündüzalp Ortaokuluna, okul aile birliği olarak 2019 yılında ayırdığımız ödenek 35 bin TL civarında. Gündüzalp Ortaokulu velileri de 35 bin TL civarında para harcadı. Yani veliler, iki okulun olduğu bir bina için toplam 70 bin TL harcadı.” l ESKİŞEHİR Erdoğan Affetti Katliam hükümlüsü serbest kaldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Madımak katliamı davasında önce idama mahkum edilen, ardından cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilen 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç’ın cezasını “sağlık sorunlarının bulunduğu” gerekçesiyle affetti. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, Kılıç’ın 2000 yılında “Anayasal düzeni bozmaya çalışmak” suçundan idama mahkum edildiği, yasada yapılan değişikliğin ardından bu cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildiği belirtildi. Kararda, 86 yaşındaki Kılıç’ın kalan cezasının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun raporu sebebiyle anayasanın 104. maddesinin 16. fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kaldırıldığı kaydedildi. Anayasanın 104. maddesi Cumhurbaşkanının yetkilerini düzenliyor. Maddenin 16. fıkrasında ise Cumhurbaşkanının yetkileri arasında “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak” hükmünü düzenliyor. Sivas Madımak Otel’de 2 Temmuz 1993’te 33 kişinin katledilmesine ilişkin davanın hükümlülerinden Ahmet Turan Kılıç, yaklaşık 26 yıldır cezaevinde bulunuyordu. ‘Kararı kaygıyla karşılıyoruz’ Sivas katliamı davasında mağdur ailelerinin avukatlığını yapan Şenal Sarıhan, Erdoğan’ın af kararına tepki gösterdi. Sarıhan, şunları kaydetti: “27 yıldan beri devam etmekte olan bu davada iktidarların davaya yaklaşımı ne yazık ki hep yanlı bir çizgi izledi. Pek çok sanık ve hükümlü yurtdışına çıktı ve iadeleri sağlanmadı. Dava halen kimi sanıklar yönünden devam ediyor. Kamuoyunun özenle izlediği ve vahameti nedeni ile çok can yakıcı olan bu olayla ilgili af kararının, yasa önünde eşitlik ve hükümlünün nedamet getirme durumu yönünden değerlendirilmesi gerekirdi. Biz bu sanığın nedametine ilişkin 27 yıldır tek bir açıklama bilmiyoruz. İnsan Hakları Derneği’nin ve Adalet Bakanlığı’nın kayıtlarına göre yüzlerce ağır hasta hükümlünün salınma beklediği ve muhataplarının bu talepleri öncelemediği bir süreçte, insanlığa karşı suç faili olan sanık hakkındaki bu kararı kaygıyla karşılıyoruz. Kamuoyunun verilen kararın uygunluğu konusunda bilgilenebilmesi için adli tıp raporunun kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz. Sivas’ta yakınlarını yitirmiş olan ailelerin ve avukatların bilgilenme hakkı vardır. Aksi, aileler ve toplum için yangının yeniden tutuşturulmasıdır.” l ANKARA 1979’DA KATLEDİLMİŞTİ Abdi İpekçi anılıyor Şişli Nişantaşı’ndaki evinin önünde Mehmet Ali Ağca tarafından 1 Şubat 1979’da katledilen Milliyet Gazete si Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi 41’in İpekçi ci ölüm yıldönümünde anılıyor. İpekçi’nin Zin cirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında bugün saat 11.00’de gerçekleştirilecek anma töreni ne İpekçi ailesi ve Milliyet Gazetesi’nin yanı sı ra meslek örgütleri, meslektaşları, Galatasaray Liseliler ve sevenleri katılacak. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) İpekçi’nin ölüm yıldönümü nedeniyle yaptı ğı açıklamada, “Bir basın emekçisi olan Ab di İpekçi cinayetinin aydınlatılmaması günü müzde de gazetecilere yönelik tehditlerin sür mesinde önemli rol oynamaktadır” ifadeleri ni kullandı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklama sında da şu ifadelere yer verildi: “Basın ve dü şünceyi ifade özgürlüğünün, araştırmacı ve so rumlu gazeteciliğin sembol isimlerinden Abdi İpekçi’nin öldürülmesinin ardındaki derin iliş kilerin yargılanamadığı 41. yıldayız. Halktan, emekten, adaletten, özgürlüklerden yana olan gazetecilerin haber yapması engellenmekte, gazeteciler siyasetçiler tarafından hedef göste rilmekte, eleştirel yayın yapan gazeteciler ce zaevlerine doldurulmaktadır. Gazeteciliğe ev rensel basın ilkelerini sokan, bu ilkeleri yazı lı hale getiren, muhabirliğin önemini ortaya çı karan TGC Başkan Vekili Abdi İpekçi, gazeteci liğinde kamu yararını hep gözetmiştir. Doğru luğunu kontrol etmeden haber yayınlamamayı esas saymıştır. Abdi İpekçi’yi bir kez daha sev gi ve saygıyla anarken, ‘tüm zorluklara rağmen gazetecileri gazetecilik yapmaktan vazgeçme meye’ çağırıyoruz. İktidar ve muhalefete, ‘ga zetecilere yönelik saldırı ve cinayetlerdeki ce zasızlık uygulamasından vazgeçilsin’ çağrımızı tekrarlıyoruz.” l Haber Merkezi 14167 no’lu üyesi olduğum SMMM Odasının bana verdiği ruhsat, kimlik ve 9801 numaralı SMMM kaşemi kaybettim. Hükümsüzdür. HATİCE YILMAZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle