16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 5 KASIM 2020 PERŞEMBE TBMM’de uzun zamandır ilk kez grubu bulunan 5 partinin katıldığı bir komisyon kuruluyor. Depremin sonuçlarının araştırılmasına ilişkin çalışacak komisyon AKP, CHP, İYİ Parti, MHP ve HDP’nin oybirliğiyle kabul gördü. Araştırma komisyonları Meclis’in denetim sorumluluğunu yerine getirmesi bakımından önemlidir, sonuç vermesi çok zordur. Yakın geçmişin ciddi çalışmalarından biri 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’ydu. Aylarca çalıştı, ortaya bir rapor çıktı ve kayboldu. Evet, kayboldu. Bugün TBMM kayıtlarında böyle bir rapor görünmüyor! 1995’teki Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu da olanakları ölçüsünde ciddi çalıştı. İğne ile kuyu kazdı. O komisyonda görev alan milletvekillerinin hemen tümü bir sonraki seçimde listeye konmadı. Her neyse... İzmir Bayraklı’da yaşadığımız büyük acının Meclis gözüyle araştırılmasını ne olursa olsun önemsiyoaşamada yapılabilecekleri devreye soktu. Yaraların bir an önce sarılacağına ilişkin art arda açıklamalar geliyor. Şimdi başımızı ellerimizin arasına alıp bundan sonrasına bakma zamanı. 2012 yılında yapıNasıl bir Bayraklı? lan yasal değişiklikle yapı denetimi özelleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluruz, çalışmalarını izleyeceğiz. luğunda yapı denetimi yapan HHH özel kuruluşlar devrede. Bayraklı’da Bayraklı faciasına gelince... bu anlamda kimi sorumluların tutukEnkaz altında canlı bulma umudu landığı bilgisi var. bitti, arama kurtarma çalışmaları taBakan Murat Kurum açıkladı: mamlandı. Enkaz kaldırma işlemleBir ay içinde inşaat başlayacak, bir ri başladı. yıl içinde yeni evler teslim edilecek. Önce şu gerçeğin altını çizelim: TOKİ devrede. Depremin merkezi İzmir değil, Sisam Net olmayan şu: Adası. Oradaki ölçüm 6.6. En büyük Bu binalar nerede yapılacak? hasarın meydana geldiği Bayraklı’da Gelin apar topar karar vermeyin, depremin şiddeti 4.5 idi! hemen “TOKİ devrede” deyip, her şeSalt bu durum bile bize çok şey ye inşaat gözüyle bakmayın... söylüyor... HHH İzmir Büyükşehir Belediyesi felaBayraklı adının da tarihimizin önemli ket anında yapılabilecekleri yaptı, sayfalarını içeren bir anlamı var. Türkiye’nin dört bir yanından yardım1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonlar yerine ulaştı. Merkezi iktidar da ilk ra Anadolu’nun kilidini alan Türkler 10 yıl içinde İzmir’e kadar uzandılar. İstanbul ve çevresi halen Bizans’tı. Selçukluların gözü pek komutanlarından Emir Çakabey 1078’de Bizans’a esir düştü. İstanbul’a götürüldü. Burada denizin önemini ayrıca gördü, öğrendi. 1081’de Bizans’taki imparator değişimi sırasında yaşanan karmaşadan yararlanıp kaçtı. İzmir’e geldi, kısa sürede güç oluşturup beylik ilan etti. Bir tersane kurdu, 50 parçalık deniz gücü oluşturup, Ege’ye açıldı. Yıl 1081’di. Bugün Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluş yılı 1081’dir. Sonraki yıllarda İzmir’de denizci bulmak isteyen Türk kaptanlar bugünkü Bayraklı’ya büyük bir bayrak dikip, katılımcı beklermiş. Bayraklı, aynı zamanda İzmir’in ilk yerleşim yerlerinden. 8 bin yıl öncesine kadar gidiyor. 2002’de yitirdiğimiz Ordinaryüs Profesör Ekrem Akurgal ömrünün sonuna dek burada kazı yaptı. Dün bir arkeolog mesaj gönderdi: “Hoca bir yıl geldi... Kazı çevresinin inşaat dolduğunu görünce felç geçirecek sandık!” CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘İttifak içindeki eski isimlere parti kurduracaklar’ dedi: Hedef Millet İttifakı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın dağıtıletkisinin olmadığını gördüler. ‘O zaman biz CHP’lilerin okuduğu ya da dinlediği ması için bürokrasinin bazı medya üzerinden bir şey yaunsurlarının devrede olduğu pabiliriz mi’ diye düşünüyornu; ittifak içinde yer alan ba lar. Şöyle bir önerinin belzı eski isimlerin parti kurma li kesimlere, gruplara gittisı amacıyla finanse edildiği ğini biliyorum: ‘Bizi eleştirini belirterek, “Belli kişilere yorsunuz, dozunda eleştirin; teklif götürüldüğünü biliyo ama Kılıçdaroğlu ve CHP’yi rum” dedi. Kılıçdaroğlu, sos de eleştirin.’ Böylece oradan yal medyadan gerçekleştiri bir şey yapabilir miyiz diye len yayında gazetecilerin so bir arayışın içine girdiklerini rularını yanıtladı. Kılıçdaroğ de biliyorum. Buradan da bir lu, özetle şunları dile getirdi: sonuç alamayacaklar. l Kira da beyaz eşya da verilecek: Depremden sonra hemen gittim oraya. 172 hanenin bulunduğu binalar çöktü. 356 hane de oturulamayacak durumda. Toplam 528 hane kendi evlerine yerleşemeyecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na söyledim: 528 hanenin her birisine tek tek konut bulacaksınız. Belediyenin 130 civarında konutu var. Geriye kalan kısmını da kiralık yer bulunacak ve bir yıl süreyle belediye tarafından karşılanacak. Evleri yıkılmak zorunda olan haneler yeni yere taşındıklarında buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ihtiyaçları da karşılanacak. Hiçkimse kendini aç ve açıkta hissetmeyecek. ‘Teklif götürdüler’ l Parti kursun diye para veriliyor: İttifakın dağıtılması için bir çaba harcadılar. ‘Acaba ittifakı dağıtmak için geçmişte ittifakın içinde yer alan kişilere ayrı parti kurdurtabilir miyiz?’ Şimdi bu çaba gösteriliyor. (Muharrem İnce’yi mi kastediyorsunuz?) Sadece o değil. Muharrem Bey henüz ayrılmış değil. Onu bilmiyorum tabi. (Mustafa Sarıgül’ü mü kast ediyorsunuz?) İttifakın içinde geçmişte yer alıp; CHP olabilir veya bir başka; buradan belli kişileri finanse ederek, belli kişilere ciddi paralar verilerek ‘Acaba ayrı parti kurdurabilir miyiz’ diye çabalar var. Belli kişilere teklif götü‘Devalüasyon...’ l Erken seçim sorunları aşma yolu: Ekonomide çok ciddi bir deprem var. Bizim Türk Lirası güneş altındaki kar gibi eriyor. Ciddi bir devalüasyon yaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde çok daha ağır olacak. Fatura garibana çıkacak. Ben erken seçim rüldüğünü biliyorum. ‘Paradan hiç korkmayın hiç çekinmeyin.’ Hatta parti kurmak isteyenlerden birisinin doğrudan doğruya belli kişileri arayıp; ‘Uçak biletin hazır, beş yıldızlı otelde yerin hazır. Gel buraya oturalım konuşalım, bu işleri halledelim’ denildiğini de biliyorum. çağrısını Türkiye’nin bir an ‘İttifak büyüyecek’ önce kendi sorunlarını aşma l HDP’yi de bölmek istiyorsı için bir yol olarak gördü lar: Ayrıca HDP üzerinde de ğüm için ifade ettim. bir çalışma var. Kürtlere ayrı l Bürokrasi unsurları bir parti kurdurmak istiyordevrede: (Millet İttifakı’nın lar. ‘HDP’yi acaba bölebilir durumu konusunda) Şumiyiz, parçalayabilir miyiz’ nu söyleyebilirim: Millet diye... Mithat Sancar Bey’in İttifakı’nı dağıtmak için Sa HDP’ye Eş Genel Başkan olaray ve çevresinden bürokra rak gelmesini Türkiye açısınsinin bazı unsurlarını kulla dan bir kazanç olarak görünılarak operasyon yapılıyor. yorum. Dolayısıyla bütün bu Bürokrasinin bazı unsurla denelemeler yapılıyor. Bütün rı aracılığıyla belli kişilere, bu çabalara rağmen ben Milbelli kurumlara ciddi para let İttifakı’nın büyüyeceğilar vererek ittifakı bozmak ni düşünüyorum. İlk kez deistiyorlar. Ben biliyorum bu mokrasiden yana olan hangi nu, hiçbir tereddütüm yok. görüşte olursa olsun; bir taİYİ Parti’yi dağıtabilir miyiz rafta olduğu bir sürecin içidiye bunun üzerinde durdu ne girdi Türkiye. lar. Şimdi suçlama aracı FE Engellemek için çalışma yaTÖ oldu. Bir siyasetçinin bu pıyorlar: Babancan ile de, Dakonuma düşmesi onun za vutoğlu ile evrensel kavramlar yıflığını gösterir. İYİ Par üzerinde ortaklaşıyoruz. İki parti üzerinde oynadılar, bekle tinin de kuruluşlarını tamamdiklerini bulamadılar. lamaları lazım. İkisi de Millet l CHP’ye yakın medyada İttifakı’nın içinde değiller. Şu arayış: Bizim üzerimizde oy bilgiler de geliyor bize: Seçim nadılar, oynamaya çalışıyor kanunu üzerinde yapılacak çalar. Bize ulaşan bilgilere gö lışmalarla iktidarımızı nasıl re şöyle bir taktik izliyorlar: koruyabiliriz? Yeni partilerin ‘Şu Kılıçdaroğlu’nu bir şekil seçime girmesini nasıl engelde halletmemiz lazım. Nasıl leyebiliriz? Bunun ilgili çalışhalledeceğiz?’ Kendi medya maların da yapıldığını biliyolarında yazdıklarının hiçbir ruz. l ANKARA/Cumhuriyet İNCE: KANITINIZI ORTAYA KOYUN Muharrem İnce, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Geçmişte ittifakın içinde yer alan kişilere parti kurdurtacaklar” açıklamalarına sosyal medyadan tepki gösterdi. İnce, “Yaptığı açıklamaların kanıtlarını ortaya koymaya davet ediyorum. CHP’nin Genel Başkanı’nın yalan söylemeyeceğine, elinde kanıt olmadan iftira atmayacağına inanıyorum, inanmak istiyorum” dedi. ÇORLU TREN FACIASINDA EVLADINI KAYBEDEN MISRA ÖZ: ARTIK BURADA ÜST DÜZEY YÖNETICILERI GÖRMEK İSTIYORUM ‘Canımız acıyor’ Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren faciasına ilişkin davanın 6’ncı duruşması dün görüldü. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Halk Eğitim Merkezi salonunda devam edilen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı. Duruşma öncesi yakınlarını kaybeden aileler Bulvar Yolu Santral Işıklar mevkiinden Çorlu Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü. Kazada oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz duruşmada söz alarak, “Ben artık TCDD üst yönetiminden birilerini burada görmek istiyorum. Ben burada taş taşıyan bir sanık değil, 25 kişinin ölümünden sorumlu üst düzey yöneticileri görmek istiyorum. Canımız acıyor” diye konuştu. Mahkeme, bilirkişi raporunun Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilip, TCDD’deki sorumluların belirlenmesi için örgüt şeması ve personelin görev tanımlarının belirlenip, mahkemeye gönderilmesini istedi. Duruşma, 16 Mart 2021 tarihine ertelendi. l İSTANBUL HDP TUTUKLAMALARININ 4. YILI ‘Tüm amansız baskılara rağmen, partimiz ayakta’ Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile eski milletvekilleri Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve Abdullah Zeydan, tutukluluklarının 4.yılında cezaevinden mesaj gönderdiler. HDP’nin yoluna devam ettiğine dikkat çekilen çekilen açıklamalarda,“4 yıl önce demokratik siyasetin önünü kapatanlar bizi yok edeceklerini sandılar. Ancak onlar tükenme noktasına geldiler. Tüm bunlara karşı HDP ayaktadır” denildi. Mesajlarda özetle şu ifadelere yer verildi; l Selahattin Demirtaş: 4 Kasım 2016 gecesi evlerimizde baskın yapılarak bizi kaçırıp hapse attırıp rehin alanlar bugün tükenme noktasına geldiler. Tam bir çözülüş ve dağılış sürecindeler. HDP’yi yıkma hayalleri kabusa dönüştü. l Figen Yüksekdağ: Bundan 4 yıl önce bizleri yenebileceğini, yok edebileceğini sananlar yanıldılar, başaramadılar, yine başaramayacaklar. Gün HDP’ye dört elle sarılma ve birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirme günüdür. l Sebahat Tuncel: 4 yılda Türkiye’de siyasi ve ekonomik kriz derinleşti. Ama tüm bu baskı ve zulüm politikaları bizi mücadeleden alıkoymak bir yana daha güçlü, iradeli, dirençli hale getirdi. l Gültan Kışanak: 4 Kasım operasyonu, demokratik yollarla siyasetin önünü tamamen kapatmaya yönelik gerçekleşmiştir. Ama şunu bir ÜÇ HDP’Lİ DAHA TUTUKLANDI “Kobani soruşturması” lmkmşasrctvHMgoaüneuıaealDönpdıvikd7mkltAlzPkhlı.ıea.rğaieeSyfoeltmPlıanusktşv”ldMdıaieİaelntgt,çhilepekoakdeeÜYPClsidapenerlaayioaerbellrlğeİaamiHılibkilznicrlnrstseDçariııaiiımnnaokervnPMhHidhiansenan,’alaiaeirdiermkylyhakiesı2slklesiğdeeurmkB7ııtnıinti“.itAelvEdnüKHiSuBğrenkiazaatlcDaiiikçu’mvaiğttnPo,amakudce’ldlıaike kez daha net olarak ifade etmek isterim ki faşizme boyun eğmedik, eğmeyeceğiz! l Abdullah Zeydan: Uzun yıllardır HDP’ye yönelik saldırılar halkımızın fedakarca duruşu sayesinde boşa çıkarılmaktadır. Tüm bu amansız baskılara rağmen HDP dimdik ayakta durabilmiştir. l İç Politika BARONUN CEZASI BARBAROS’UN GÖREV HAK IHLALI SAYILDI SÜRESI 3 AY UZATILDI Anayasa Mahkemesi (AYM), dava dilekçesinde kullandığı ifadeler nedeniyle baro tarafından kınama cezası verilen avukatın, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Avukat U.Ç, dinlenen tanık beyanlarına karşı dilekçe sundu. Tanık, dilekçede kendisiyle ilgili “Davalı A.C.K. oğlunun sevgililerini kullanmaktadır. Bunlardan biri de şimdi yönlendirilmiş tanık M.A.K.’dir” ve “Sayın stajyer avukat, mesleği öğrenmeden yanlı olmayı öğrenmiş anlaşılan” ifadelerinin hakaret içerdiği gerekçesiyle, şikâyetçi oldu. Yerel mahkeme Ç’nin beraatına karar verdi. Ancak İstanbul Barosu, ifadeleri “savunmayı aşan hakaret” kabul ederek Ç’ye kınama cezası verdi. Ç. de AYM’ye başvurdu. l ANKARA Kıbrıs’ın güneybatısında sismik araştırma faaliyeti yürüten Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin görev süresi 3 ay uzatıldı. Barbaros Hayrettin Paşa gemisi için önceki gece yeni bir NAVTEX mesajı yayımlandı. Buna göre Barbaros Hayrettin Paşa gemisi, 16 Şubat’a kadar Antalya açıklarında, Türk kıta sahanlığının güneyinde belirlenen alanda sismik araştırma faaliyeti yürütecek. Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin sismik araştırma yürüttüğü alanda daha önce de Yavuz gemisi sondaj çalışması yapmıştı. l ANKARA O 14 bin binayı depremden önce sen yık! Yeter artık, yeter! Bu ülkedeki insanların bir kısmına aptal, bir kısmına da öteki muamelesi yapmanıza ne sabrımız kaldı ne tahammülümüz! Bizi dinleyecek, canımızı, malımızı, varlığımızı ciddiye alacak, koruyacaksınız. İzmir depremi, dinsizlere ceza değil, yöneticilere uyarıydı: Kendinize gelmeniz ve görevinizi bilmeniz için. İstanbul depremi kapıda! Sığacık ile Sisam arasındaki 7 şiddetindeki deprem, İstanbul depreminin çok küçük çaplı bir provasıydı ama Bayraklı Mahallesi’ne atom bombası gibi düştü. Ve ateş düştüğü yeri yakar, 117 insan öldü, çocuklar öksüzyetim kaldı, anne babalar çocuksuz! Aileler evsiz, varlıksız, eşyasız, anısız! Ama hepi topu 17 bina yıkıldı. Bütün Türkiye yardım için oradaydı, 3 binden fazla arama kurtarma gönüllüsü, eliyle tırnağıyla, gözüyle gönlüyle, teknolojisiyle, aletiyle aradı enkaz altında kalanları. Çıkara çıkara yüz küsur kişi çıkardı. Şimdi önümüze bakalım. İstanbul yıkılırsa Türkiye yıkılır İstanbul’da 7.5 şiddetinde bir deprem olduğunda başımıza gelecekleri düşünün: 14 bin bina yıkılacak. On binlerce kişi ölecek, yaralanacak. 2 milyon kişi evsiz kalacak, sokaklarda yatacak. Yaralılar için 40 bin hastane gerekecek! Bu felaket senaryosunu karşılayacak imkânlarımız var mı? YOK! İç savaş, yağmalar çıkabilir. Yıkılacak yollar, köprüler, havaalanı yüzünden iç ve dış yardımlar ulaştırılamayabilir. Böyle bir kaos, Türkiye’nin yıkılmasına yol açabilir. Ne yapmalı? O binaları deprem yıkmadan önce biz yıkmalıyız! Bu kadar basit. Hangi binaların yıkılacağı belli, 14 bin bina! Kimse ölmeden, yaralanmadan, ortalık birbirine girmeden yıkılmalı! Kanal İstanbul gibi olmayacak dualara amin demek yerine yapmanız gereken iş budur: O 14 bin binayı yıkmak! İçinde yaşlı, bebek, genç, anne, baba, kedi, köpek olmadan! Aile albümünden takılara, ev eşyalarına kadar boşaltarak! Böylece kimse de eşyasız, kıyafetsiz, oyuncaksız, fotoğrafsız, takısız kalmamış olur. Ne kadar mantıklı ve ne kadar olabilecek bir şey söylüyorum ama onlar, hâlâ kazalım da, kanal yapalım da, kenarına villa yapalım da, Katarlılara satalım da, daha çok para kazanalım da telaşında, deprem olmadan depremi tetikleyecek proje peşinde! İstanbul’u kurtarırlar mı? Yapmazlar! Niye? Para yok. Ne yaptınız deprem vergilerini? Cevap yok! Sana ne, harcadım diyor, umursamadan! Cenazeye gidiyor, herkes bu ölümü tadacak diyor. Niye üzerime 7 kat bina çökmüş, ağzıma moloz dolmuş, canlı canlı beton tabuta girmiş olarak öleyim? Senin basiretsizliğin, hırsların ve bencilliğin yüzünden. İstanbul depreminin uyarısıdır İzmir depremi! İstanbul’da betonların arasında sıkışıp ölmek istemiyorsak var gücümüzle haykırmalıyız iktidara: YETER ARTIK YETER! Tabutlukların içinde ölmek istemiyoruz! Bizi ötekileştirmenden, aptal yerine koymandan bıktık! O 14 bin binayı ya yıkarsın ya da onları deprem yıktığı zaman zaten sen de altında kalırsın! Nereye mi koyacaksın o insanları? Boş duran binalara! Nereden mi bulacaksın parayı? Kanal İstanbul yapmak için vardı ya. Yandaş müteahhitlere saçıyorsun ya, kimsenin geçmeyeceği köprüler, yazlık saraylar yaptırıyor, uçaklar alıyorsun ya, onlarca yandaş vakıf yiyip içiyor ya, elin gavurunun ülkesine devasa camiler yaptırıyorsun ya. Para her zaman vardır, bütün mesele nereye kullandığındır! Ayda, Elif, İpek, Ares, betonun altında kalmadı, umut oldu bütün Türkiye’ye. Gözümüzü açtılar, senin de gözün açılsın, vicdanın kanasın! YETER ARTIK! Ne aptal ne ötekiyiz. Biz halkız! Beton tabutların içinde ölmek istemiyoruz. O 14 bin binayı depremden önce sen yık! O kadar. FESTUS OKEY DAVASI Öldüren polis için 6 yıl hapis istendi Uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla Taksim’de 20 Ağustos 2007’de gözaltına alınan ve götürüldüğü Beyoğlu Emniyet Asayiş Büro Amirliği’nde, polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Nijeryalı Festus Okey davası dün İstanbul 21. Ağır Ceza mahkemesi’nde görüldü. Mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık polis memuru Cengiz Yıldız’ın eyleminde kast, olası kast veya bilinçli taksirle hareket ettiğine ilişkin cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığını öne sürerek sanık polisin mesleğinin getirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini belirtti. Savcı, sanık polisin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle