22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 5 KASIM 2020 PERŞEMBE HABER/YORUM Sizler bu gazeteyi elinize aldığınızda, büyük ihtimalle ABD’nin hangi başkanı seçtiği netlik kazanmamış ve/veya diğer taraf en azından “yargıya gideceğim” tehditlerinden vazgeçmemiş olacak. Ancak öncesinde, beni yine bu seçimlerde hayrete düşüren bir konuya parmak basmak istiyorum. Bu dönem kendi JFK’sini yaratamadı! “ABD, yeni Kennedy’sini yine çıkaramadı” derken, 1960’lara damga vuran Kennedy gibi radikal anlamda “Büyük Amerikan düzenini sarsacak” yeni bir isim çıkaramamalarından söz etmiyorum. Çünkü günümüz konjonktür ve uluslararası şartlarında, böyle bir insanın “ortaya veya zirveye çıkması” imkânsız. Neden mi? Çağımızda CIA’ya “Amerika, diğer ülkelerin içişlerine karışamaz, sizi bin parçaya böleceğim” demiş, kırk yıldır FBI’ın başına çöreklenmiş mafya ile ilişkili karanlık Hoover’i görevden almaya hazırlanmış, Vietnam’dan çekilme kararı almış, Pentagon’un abartılı baskılarına rağmen Küba ve Sovyetler ile sıcak savaşa girmemiş, vergi yükünü dar ve orta gelirli aileler yerine büyük şirketlere yıkmış, Ortadoğu’da barışı korumak adına İsrail’in nükleer silaha ulaşmaması için çabalamış, azınlık hakları için mücadele etmiş, Başsavcı kardeşi Robert Kennedy aracılığıyla mafyaya karşı ağır bir mücadele vermiş, sanata ve sanatçılara özel önem atfetmiş, ABD’nin dünya polisi olmadığı barışçı bir yeni dünya düzeni rüyası görebilen, yani güç odaklarının gözünde her türlü suçun “baş müsebbibi” bir başkan, 2020’li yıllarda hiç gerçekçi değil. Bu devirde ABD, Olof Palme veya Willy Brandt’vari liderini üretemez! Kennedy örneğinde yaşadığımız gibi öldürüldüğünde Türkiye dahil, tüm dünyada yüz milyonlarca kişinin gözyaşlarına boğulduğu bir “dünyanın sevgili lideri”ni hiç çıkaramaz! ABD, yeni Kennedy’sini yine çıkaramadı! yerleşik dinozorları dışında, en azından görüntüyü kurtaracak parlak, yakışıklı veya güzel, gençlere heyecan ve dünyaya umut veren, kısa sürse bile bir evrensel barış mesajında inandırıcılık taşıyabilecek, genç ve vurucu tek bir isim çıkaramaması, aslında korkunç bir mağlubiyet! Sokak kavgaları, ırkçı polis saldırıları ve kendini aidiyetsiz hisseden milyonlarca gencin dijital dünya düşkünlüğü ortadayken, bu saydıklarım Demokratların 30 mağlup başlamasına neden oluyor! Düşünebiliyor musunuz, mesela ortada dolaşan laflar şunlar: “Biden kazansa bile, acaba 2024’te sağlık durumu tekrar aday olmasına olanak verir mi?” Demokrat Parti’nin şaşırtıcı tıkanıklığı Nedenleri ortada! Ama bunu çok iyi bilmeme rağmen, yine de Amerikan siyasetinin, vazgeçtim dünya uluslararası siyasetinin akışını ve beş kıtayı ilgilendiren konuları, kendi iç dinamikleri doğrultusunda bir “çakma Kennedy” imajlı lider adayı bile çıkaramamalarını, kendileri adına çok yazık ve onları izleyen dünya adına çok gülünç buluyorum! Son iki başkanlık seçimine göz attığımızda, Cumhuriyetçilerde Trump, Demokratlarda ise Beyaz Ev’e doymuş bir Hillary Clinton ve Obama döneminden kalma yorgun bir Biden görüyoruz. Ortak noktaları, makyajın bile gizleyemeyeceği bir tazelik yoksunluğu... Bill Clinton ve Obama, hiç olmazsa “imaj” olarak, bir umut olabilme vasfı taşıyorlardı. Biri “Kennedy imajı”na zaten oynuyordu, diğeri ise yine o çizginin siyahi kulvarından ilerledi ve tüm dünyaya “acaba bu sefer, o sefer mi?” dedirtti. Ancak ardından, hayal kırıklığı geldi. (FETÖ’yü parlatması, kendi döneminde Amerikan polisinin kuş vurma antrenmanı yapar gibi siyahileri infaz etmesini pek umursamadan seyretmesi gibi konular unutulmaz!). Yani koskoca Demokrat Parti’nin, kendi Biri vurdumduymaz şovmen, diğeri silik ötesi! Cumhuriyetçiler ise Trump’ı sahada tutarak yanıt veriyorlar rakiplerine. Trump’ın ABD’de ve dünyada en ağır tepkileri alan tavır ve kararlarını buradan sıralamaya kalksak makale değil kitap yazmamız lazım. Irkçı, kadın hakları karşıtı ve homofobik açıklamalarını kim unutabilir? Ama bunun yerine, az okuyan veya dünyayı az takip eden kitleleri etkileyen bazı teatral tavırlarını ele almak istiyorum. Bakın basit bir Trump sahnesi, eski kampanya döneminden... “O kadar çok kazanacağız ki kazanmaktan bıkacaksınız, yeter artık daha fazla kazanmayalım, kaldıramıyorum bu kadarını diyeceksiniz, ama kazanmaya devam edelim, yetmez diyeceğiz”. Veya sahnede şovmen yürüyüşleri, ani dönüşleri, kahkahaları, seçtiği kelimeler, arada yaptığı (çoğu saçma olsa da) espriler, ondan nefret edenlerin bile ilgisini çekiyor! Gelelim Biden’a... Yaşlı olmak ayıp değil, doğanın kanunu ama bu kadar yorgunsanız ve yarınlarınız pırıltılı bir güneş vaat etmiyorsa, halka nasıl inandırıcı olabileceksiniz? Allah aşkına, Biden’ın tek bir önemli sözünü hatırlayabiliyor musunuz? Bana sorarsanız, “seçimleri Biden kazandı” veya “Trump kazandı”, ne duyarsanız duyun, şüpheyle yaklaşın! Hatırlatırım; geçen sefer “Hillary Clinton büyük farkla, hatta toprak kaymasıyla kazandı” diyenler, televizyonlarda 1 saat bunu gerekçeleriyle açıklayanlar, sonra şapa oturdular. Bunu hatırlayarak yorumları dinleyin lütfen. Tabii ABD bizim gibi ileri bir ülke değil, Anadolu Ajansı gibi muhteşem donanımlı bir devlet ajansına da sahip olmadığından sandıkların kapanmasından bir saatçik sonra bütün sonuçları büyük bir kesinlikle açıklayamıyor! Bu seçimleri kim kazanırsa kazansın, her an ortalık, 2020 “Floydcovid” günleri modunda karışabilir. Yeni Amerikamız, aynen yeni Fransamız gibi protestocuların “yakarımyıkarım” tehditleriyle yaşayan bir “4. Dünya” ülkesi! Bizim için ufukta grilik hâkim “Dünyayı Trump’tan kurtaracak adam” olarak lanse edilen Biden’ın, kazanırsa Türkiye’nin önüne ağır bir fatura koyacağından kimsenin bir şüphesi yok. Suriye’nin kuzeyinde bir PYD/PKK garnizon devletinin kurulması, Irak’ın üçe bölünmesi ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin bağımsız bir devlet olarak tanınmasını önermesinin yanı sıra, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uyguladığı politikaları eleştirmesi ve müttefik devletlerle işbirliği yaparak Türkiye’nin izole edilmesi gerektiğini savunması, S400’lerden vazgeçmememiz halinde CAATSA yaptırımlarıyla cezalandırılmamızı desteklemesi ve sözde Ermeni soykırımını tanıyacak olduğunu dile getirmesi, bizim açımızdan pek iç açıcı görünmeyen bir bilançoya işaret ediyor. Uzun lafın kısası, olaya demokratik gözlüklerle bakan aydınları mutlu olamayacaklar. Adaylar, bizler açısından birbirinden kötü sayılabilir. Bu nedenle “beklegörizle”den başka seçenek yok! Otel odasından düşen 17 yaşındaki Gamze Açar’ın şüpheli ölümüyle ilgili 3 tutuklama ‘Gamze’nin ölümü intihar değil, cinayet’ PKK’li teröristler saldırdı: 1 işçi şehit Hakkâri Derecik’te, yol yapım çalışması yapan işçilere yönelik, terör örgütü PKK üyelerince füze ve uzun namlulu silahlarla yapılan terör saldırısında bir işçi şehit oldu, iki işçi yaralandı. Bölgede başlatılan operasyonda beş teröristin etkisiz hale getirildiği açıklandı. Hatay’da 5 tutuklama Hatay’ın İskenderun ilçesinde, 26 Ekim’de, bir PKK’li teröristin kendisini patlattığı, diğerinin güvenlik güçlerince öldürüldüğü terör saldırısıyla ilgili soruşturmada, gözaltına alınan beş zanlının emniyetteki işlemleri tamamlandı. Zanlılar, çıkarıldıkları mahkemede ‘terör örgütüne üye olma’ suçundan tutuklandı. Kayseri failleri tutuklandı Kayseri’de 17 Aralık 2016’da çarşı iznine çıkan askerlerin otobüsüne yapılan bombalı saldırıda 15 askerin şehit olması olayıyla ilgili olarak, 23 Ekim’de Kuzey Irak’ta yakalanan PKK’li ‘Fırat Botan’ kod adlı Ferhat Tekiner tutuklandı. Olaya karıştıkları iddiasıyla Diyarbakır’da yakalanan dört zanlı da tutuklanarak cezaevine gönderildi. l Haber Merkezi Ailesi genç kızı arıyor Eskişehir’de lise 2’nci sınıf öğrencisi Nebahat Biçer (15), 27 Ekim tarihinde evden çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Halil ve Nariye Biçer çifti, kızlarının bulunması için polise kayıp başvurusunda bulunurken, sosyal medyadan da fotoğraflarını Nebahat Biçer paylaşarak yardım istedi. l DHA 5 KASIM 2020 SAYI: 34725 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 06:06 Ankara 05:50 İzmir 06:12 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:33 12:53 15:37 07:15 12:37 15:23 07:35 13:00 15:49 Akşam Yatsı 18:03 19:24 17:49 19:09 18:15 19:33 KÜBRA KÖKLÜ Gamze Açar (17), Ankara’da 31 Ekim tarihinde iş görüşmesi için gittiği otelin 5. katından sabaha karşı şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirdi. Açar’ın kuzeni Ahmet Yılmaz, “Bir insan, iş görüşmesine gittiği yerde intihar eder mi? Gamze intihar etmedi, öldürüldü” dedi. Şüpheli ölüme ilişkin gözaltına alınan 5 şüpheliden 3’ü tutuklanırken, 2 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara’da annesiyle yaşayan Gamze Açar, iş görüşmesi için gittiği bir otelin 5. katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirdi. Açar, önceki gün memleketi Antalya’nın Aksu ilçesinde toprağa verildi. Baba Ferhat Açar, “Bu iş planlı bir cinayet” dedi. Açar’ın kuzeni Ahmet Yılmaz ise şunları dile getirdi: “Annesine maddi destek olmak istiyordu. O yüzden yarı zamanlı işlerde çalışırdı. Kızılcahamam’da bir otelde iş görüşmesinin yapılacağı söylenmiş. Gamze, otele gittiğinde onu 5 kişi karşılamış. Bundan sonra ne oldu bilmiyoruz. Sabah saat 08.45’te Gamze’nin düştüğü ortaya çıkmış. Bu olay intihar değil, cinayet. Gamze’nin hayalleri vardı, hayat doluydu.” Olaya ilişkin gözaltına alınan ve Kızılcahamam Adliyesi’ne sevk edilen şüphelilerden R.D, M.D. ve M.E.D. tutuklanırken 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerden M.D.’nin ifadesinde bir başka odada bulunduğunu söyleyerek, “Odadan gelen gürültüler duydum. Ama odaya gelip baktığımda anormal bir şey yoktu” dediği, R.D’nin ise Gamze Açar’ın uyuşturucu krizine girdiğini iddia ettiği öğrenildi. Gamze Açar BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Osmanlılar döneminde ayrıcalıklı Müslüman tüccarlara verilen ad. 2/ Bir renk... Yürek çarpıntısı. 3/ Hizmet hayvanlarının ayağına çakılan demir... Sinirli. 4/ Yaradaki irini boşaltmakta kullanılan ince boru... Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine dayalı atıcılık dalı. 5/ Afrika’da yaşayan bir antilop... Bir soru sözü. 6/ Bir ölümün uyandırdığı acıyı dile getiren şiir. 7/ Köyün ya da mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse. 8/ Onama belirten bir sözcük... Halat ucu. 9/ Yaprakları çay gibi haşlanarak içilen bir Güney Amerika bitkisi... Yoz beğeni, zevksizlik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Elverişsiz durum, engel. 2/ Tehlike işareti... Kötü, fena. 3/ Uzun, sarı ve yumuşak saç. 4/ Eski Mısır’da güneş 1 2 34 5 6 78 9 1 KERAT İ N P 2 ONEGAAA T İ 3 L İ NO L Y UM 4 OKRR OR B 5 F MAHRU T İ 6 ARAFAT EŞ 7 N İ VO ULAK 8 YABA ATE 9 SAL İ S İ L İ K 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 tanrısı... Olumsuzluk belirten 8 bir önek... İlişkin, değgin. 5/ Bir işi yerine getirme... Cilacılıkta 9 kullanılan bir tür zamkreçine. 6/ Üstünde hamur açılan ya da yemek yenilen tahta. 7/ Balede kullanılan bir dans figürü... Soğukla sıcak arası. 8/ Bolu ilinde turistik bir göl... Bir nota. 9/ Yelkenli bir yarış teknesi... Osmanlı Devleti’nde gümrük vergisi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com TürkAmerikan ilişkilerinin geleceği Önceki yazımızda belirttik: Başkanın kim olacağı, ABD’nin “büyük stratejisi”ni etkilemiyor. Hangisi gelirse gelsin, o “büyük stratejiyi” uygulayacak. Farkları, alt stratejilerde, politika ve taktiklerde, yöntemlerde olacak... ABD’nin esas hedefi Çin’i durdurmak. ABD’nin bu hedefi gerçekleştirmek için belirlediği “büyük stratejisi” ise Hindistan’dan Japonya’ya uzanan geniş yay ile Çin’i çevrelemek. Bu amaçla bölgede Çin karşıtı ittifaklar kurmaktan bölgeye askeri yığınak yapmaya kadar pek çok hamleyi deniyor. Öte yandan ABD, büyük güç mücadelesinde ÇinRusya ortaklığı nedeniyle, “büyük stratejisi” gereği Rusya’yı da Baltıklardan başlayan, Ukrayna, Karadeniz ve Kafkasları, kapsayan hat üzerinden sıkıştırmaya çalışıyor. Asker çekme meselesi Bu “büyük strateji” geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi, neredeyse hazırlığı Bush’un son yılında başlayan ve Obama döneminde kesinleşen stratejiydi. Obama bu nedenle Irak ve Afganistan’dan asker çekmek ve o askerlerin bir bölümünü Güney Çin Denizi’ne taşımak hedefini ilan etmişti ve bir ölçüde uygulamıştı. Aynı hedefi Trump da birinci döneminde sürdürdü ve büyük oranda uyguladı. Başkan kim olursa olsun, bu hedefi yine sürdürecek. Ortadoğu ve İsrail’in güvenliği ABD açısından sorun şu: Geniş Ortadoğu’dan (Irak, Suriye ve Afganistan’dan, hatta Körfez ülkelerinden) nasıl çekilecek? İşte Obama da Trump da bu sorunla uğraştı. İki başkanın farkı da burada oluştu. İki başkan açısından da çekilirken değişmeyecek dört temel hedef var: Kürdistan’ın inşası, İsrail’in güvenliği, Körfez’in istikrarı, enerji nakil hatlarının kontrolü... Obama bu hedefi sağlayabilmek için arkasında kendi çıkarlarını koruyacak bir bölge koalisyonu inşa etmeye çalıştı: TürkiyeİsrailKörfez koalisyonu... İsrail’in güvenliği için de İran’ı uluslararası sisteme dahil etmeye çalıştı, bu ülkeyle nükleer anlaşma imzaladı. Trump ise İsrail’in güvenliği için farklı bir yönteme soyundu: Nükleer anlaşmayı bozdu, İran’ı ablukaya almaya çalıştı ve bu ülkeye karşı İsrailKörfez ittifakı oluşturdu. Arapİsrail normalleşmesi işte budur. Çelişmeler derinleşiyor Türkiye açısından ABD başkanının kim olacağının strateji düzleminde bir önemi yok. Hangi başkan olursa olsun, TürkAmerikan ilişkilerini ABD lehine düzeltebilecek kudrette değil. İki nedenle; birincisi ABD hegemonyası zayıflıyor, ikincisi de Türkiye ile ABD’nin çelişmeleri derinleşiyor. Türkiye açısından fark yok ama AKP açısından kısmen bir fark var. İktidar açısından Trump’la çalışmak, Biden’la çalışmaktan daha kolay. Zira daha önce de belirttiğimiz gibi Trump da Erdoğan gibi politikayı “şirket yöneten işadamı” kıvamında yapıyor. Bu durum ikili arasında pazarlıkçı bir ortak nokta oluşturuyor. Ancak bu bile son tahlilde TürkAmerikan ilişkilerini düzeltemez. Şundan: ABD başkanı kim olursa olsun, PKK’ye destek vermeyi sürdürecek, bölgede Kürdistan inşası için fırsat kollayacak. ABD başkanı kim olursa olsun, TürkRus ilişkilerini sabote etmeye çalışacak; Libya’da, Suriye’de, hatta Karadeniz, de Ankara ile Moskova’yı karşı karşıya getirmeye çalışacak. ABD başkanı kim olursa olsun, Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin karşısında konumlanacak. Daha pek çok alanda tablo bu... Yeni bir dünya kuruluyor TürkAmerikan ilişkilerini düzeltebilmek, tüm bu meselelerde ABD’nin çıkarları lehine geri adım atabilmekle ancak mümkün olur. O geri adımı Türkiye’de atma potansiyeline en çok sahip olan iktidar, zaten mevcut iktidardır. Zira ABD projelerine bile eşbaşkanlık yapmış bir iktidardır! Ancak bu iktidarın bile ABD lehine geri adım atabilmesi gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Buna en başta dünyanın yeni dengeleri izin vermemektedir: ABD hegemonyası zayıflıyor, ÇinRusya ortaklığı küresel liderlik mücadelesinde ABD’nin emperyalist saldırganlığını dengeliyor ve belli oranda önlüyor ve bu mücadeleye bağlı olarak da yeni bir dünya kuruluyor... Bu tabloya rağmen ABD lehine geri adım atan ve ABD şantajlarıyla (Halkbank, Rıza Sarraf) uzlaşan bir iktidar, belki bir süre daha iktidarını koruyabilir ama en sonunda ve tümden yıkılır gider!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle