15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 11 KASIM 2020 ÇARŞAMBA Kılıçdaroğlu, Bakan Albayrak’ın istifa ederken kullandığı ifadeleri açıklamasını istedi: İzler neden karıştı? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Berat Albayrak’ın istifası ve sonrasında yaşanan süreci “Bir ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç budur” diye değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Albayrak’ın istifa duyurusundaki “At izi it izine karıştı” ifadesinin ne anlama geldiğinin açıklanmasını istedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları dile getirdi: ONU DÜNYA UNUTMAYACAK: Bugün 10 Kasım. Büyük bir lider, devlet adamı, eski komutan, düşmanın bile saygı duyduğu değerli bir insanı sonsuzluğa uğurlayışımızın 82. yılı. Düşünceleriyle, eylemleriyle, mücadelesiyle, öngörüsüyle, devlet adamlığıyla dünyada ender bulunan kişilerden birisi. Demokrasiyi, Cumhuriyeti getiren, bunun mücadelesini verirken bütün mazlum ülkelere örnek olan bir devlet adamı, bir komutan... Hayatın en zor koşullarında yetişen bir insan. Hayatın bütün acılarını yaşayan bir kişi ve biz 82 yıldır onu unutmadık. Dünya onu unutmayacak. Hâlâ dünyanın mazlum ülkelerine örnek olmaya devam ediyor. Bizim mücadelemiz de onun bıraktığı mirası büyütmek. SAVAŞTILAR VE BAŞARDILAR: Azerbaycan uzun yıllardır işgalin bitmesini istiyordu. Ama olmadı, yapmadılar. Buna karşın tek yol vardı: Savaşmak. Savaştılar ve başardılar. Sayın Aliyev, aslında bu savaşta çok sıcak ve çok doğru bir mesaj verdi. “Biz Ermenistan halkına karşı değiliz, Ermenistan’ı yönetenlere karşıyız. Onların talepleri üzerine işgal zaten sürdürülüyor.” Dolayısıyla işgalin sona erdirilmesiyle bir dostluğun başlayacağını düşünüyorum. Umarım Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki itilaflar son bulur. İki komşu daha sağlıklı, tutarlı bir diyalog sürecine başlamış olur. Umarım bir barış süreci gerçekleşmiş olur. ARPALIĞA DÖNÜŞTÜREN ERDOĞAN: Biraz komik ama her siyasi parti kendi düşüncelerini açıklar, sonra onu bir broşür veya kitap yapar. Biz de arpalıklar diye bir broşür yaptık. Kıdem tazminatıyla ilgili de broşür vardı. Ben sanıyordum ki Zekeriya Öz sadece İstanbul’da var. Meğer Anadolu’da da varmış Zekeriya Öz’ler. Bizim broşürlerimizi toplatmışlar. Bu hâkim, bu kararı nasıl alıyor? Hâkim değil, onlar Saray’ın satılmış insanlarıdır. Devleti arpalığa dönüştüren Erdoğan’dır. İSTIFA HABERINE MEDYADA TIK YOK: Damat istifa etti. Sayın Albayrak istifa etti. Uzun bir sessizlik... Medyaya bakıyorsunuz, sosyal medyada yaptığı istifa açıklamasının üzerinden 17 saat geçtiği halde ‘AMAÇ, INTIKAM VE GÖZDAĞI’ Bazı organizasyonların intikamı: Müyesser Yıldız haksız yere 155 gün içeride tutuldu. Onu hapse atan aslında yargı değil, devletin içindeki bazı organizasyonlar. İntikam almak istiyorlar, gözdağı vermek istiyorlar. Ama benim bildiğim Müyesser Yıldız, istediği kadar gözdağı versinler kalemini satmayan onurlu bir gazetecidir. Aynı şekilde Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın, harp okulu öğrencilerinin, Ahmet Altan’ın ve Ayhan Bilgen’in de haksız bir şekilde tutuldukları için doğru olmadığını ifade ediyoruz. Bazı çevreler bana kızıyor. Bunlar oy versin diye değil, bizi özgürce eleştirebilsinler, her düşünceye saygı olsun diye istiyoruz. RTÜK’teki kayıtlara baktık 1780 radyo ve TV’den sadece 5’i istifa ettiğini söylüyor. Diğerlerinde tık yok. Gerçek anlamda havuz medyası olduğunu kanıtladılar. ŞIRKET GIBI YÖNETIRSENIZ SONUÇ BUDUR: 27 saat sonra istifa dolayısıyla bir açıklama yapıldı. Milli Kurtuluş Savaşı veren, 7 düvele karşı mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti işte böyle yönetiliyor. Halk kimi iktidar yapıyorsa gelir ülkeyi yönetir. Bir ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç budur. Devlet bu tür insanların elinde bugünlere geldi. Devletin yönetilmediğini, aile şirketine dönüştürüldüğünü hepimizin kabul etmesi lazım. Devlet yönetimi ciddiyet, bilgi, birikim, ahlak, adalet anlayışı, liyakat ister. Bunların tamamından yoksun olan bir kişiye devleti teslim etmişiz. Sorumlu en tepedeki kişidir. Erdoğan’dır. Berat Albayrak ne olacak, damadın zaten. Asıl damadı feda ederek buradan kaçamazsınız. Veziri verip şahı kurtaramazsınız. AT IZI, IT IZINE KARIŞTI NE DEMEK?: Berat Bey, “At izi, it izine karıştı” diyor. Yıllardır bakanlık yapıyorsun, yanında kayınpederin, öve öve bitiremiyordun. Bu at izi, it izine karıştı ne demek? TDK sözlüğünü açtım ne söylüyor burada diye. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayıramayacak halde bir karışıklık meydana gelmesine at izi, it izine karıştı deniyor. Sormak gerekiyor: Ne oldu da at izi, it izine karıştı? Belki önümüzdeki günlerde Berat Bey çıkıp bugünlerde biraz daha ayrıntılı bir açıklama yapar. DEVLET, PARTI ORGANI OLMAMALI: Devlet sıcak siyasetin, yani bir partinin organı olmaktan çıkarılmalıdır. Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı, devlette israf önlenmeli. Devlette şeffaflık sağlanmalı, Ulusal Vergi Konseyi kurulmalı, Siyasi Ahlak Yasası çıkarılmalı. Stratejik Planlama Teşkilatı kurulmalı. Türkiye İhvancı dış politikadan vazgeçmeli, bir kişinin değil, Türkiye’nin çıkarları üzerine inşa edilmeli. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Emir, ‘Yatay geçiş skandalına YÖK’ün tarih sınırlaması olmayan yazısı neden oldu’ dedi ‘Bu yolu bilinçli açmışlar’ MAHMUT LICALI ÖSYS ve YKS puanı düşük olmasına karşın bazı öğrencilerin yurtdışı kaydını kullanarak Türkiye’deki puanı yüksek bölümlere yatay geçiş yapmasının altından YÖK’ün 29 Mayıs 2020’de gönderdiği “tarih sınırlamasız resmi yazısı” çıktı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “YÖK, 27 Mayıs günü yaptığı toplantıda pandemi koşullarını gerekçe göstererek yurtdışında eğitim gören öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapabilmesine yönelik bir karar aldı ve 29 Mayıs tarihinde de resmi yazı ile bu kararı üniversite rektörlüklerine bildirdi. Ancak kayıt koşulları sıralanırken yazıda herhangi bir tarih sınırlaması belirtilmediğinden bu tarihten sonra kayıt yaptıranlar için de yatay geçişin önü açılmış oldu” dedi. Emir, YÖK’ün olayın ortaya çıkmasının ardından yeni bir yazıyla suçu rektörlüklere attığını belirterek 27 Mayıs tarihinden sonra yapılan başvuruların kabul edilmemesini istediğine işaret etti. ‘Planlı hareket’ Emir, şunları dile getirdi: “Büyük ihtimalle bu tarih eksikliği bilinçli bir tercihin sonucuydu. Yatay geçiş olanağı getiriyorsanız niye ÖSYS ve YKS kriterini kaldırıyorsunuz? Belli ki hülle ile yatay geçiş yaptıracağınız gençlerin yeterli puanı da almayacağını biliyorsunuz. Yani planlayarak ve belirli gençler faydalansın diye bir boşluk bırakılmış, fark edilince de yanlışlık olmuş diyorlar. Yüz binlerce üniversite öğrenci adayının yıllarca alın teri dökerek kendi emeğiyle girmeye hak kazandığı tıp, diş hekimliği, eczacılık, hukuk, öğretmenlik, mühendislik ve mimarlık bölümlerine bu kişiler yerleştirilmiş oldu.” l ANKARA ATATÜRK’Ü ANMA ETKİNLİĞİNDE KONUŞTU 10 Kasım’da da ‘vesayet’ dedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen 10 Kasım anma töreninde konuştu. Konuşmasında yine “vesayetçi anlayış” ifadesini kullanan Erdoğan, “Kendilerini devletin sahibi, milletin efendisi, Batı’nın kölesi olarak gören vesayetçi anlayışla çarpışa çarpışa ülkemizi hedefleriyle buluşturduk. Ülkenin imkânlarını küçük bir azınlığın hevesleri yerine milletin ihtiyaçları için seferber ettik” diye konuştu. Atatürk’ün en büyük hizmetlerinden birinin kapitülasyonları kaldırmak olduğunu söyleyen Erdoğan, “O gün kapitülasyon, bugün IMF. Türkiye’nin IMF’ye borcu 23.5 milyar dolardı. 2013 Mayısı’nda bu borcu sıfırladık” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet BIDEN’A TEBRIK, TRUMP’A TEŞEKKÜR MESAJI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı seçilen Joe Biden’a tebrik mesajı gönderdi. Biden’ı başarısından dolayı kutlayan Erdoğan, “Başkan Yardımcılığınız sırasında da birçok vesileyle görüştüğümüz gibi, TürkiyeABD ilişkileri köklü temellere dayanan stratejik bir nitelik taşımaktadır. Günümüzde küresel ve bölgesel düzeyde karşılaştığımız sınamalar, ortak çıkarlar ve değerlere dayalı bu ilişkilerimizi daha da geliştirmemizi ve güçlendirmemizi gerekli kılmaktadır. Önümüzdeki dönemde ABD yönetimiyle bu doğrultuda yakın çalışma hususundaki kararlılığımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan, seçim yarışını kaybeden ABD Başkanı Donald Trump’a da mesaj gönderdi. Erdoğan, mesajında “Resmi seçim sonuçları ne şekilde tecelli ederse etsin, döneminizde, TürkiyeABD ilişkilerinin gelişmesi için ortaya koyduğunuz samimi ve kararlı vizyon için teşekkür ederim. Bu vesileyle, her zamanki sıcak dostluğunuz için bir kez daha içtenlikle teşekkür eder, ABD halkının barış ve refahı için en içten dileklerimi iletirim” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Çorlu tren katliamında yakınlarını kaybeden ailelerden Lütfi Elvan tepkisi: Hesap vermek yerine terfi etti Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan Lütfi Elvan’a en sert tepki Çorlu tren kazasında yakınlarını kaybeden ailelerden geldi. “Çorlu Tren Katliamı Aileleri”nin Twitter hesabından Elvan’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde “yenileme çalışması” yaptırdığını öne sürdüğü Trakya Demiryolları hattında 25 kişinin öldüğü hatırlatıldı. Paylaşımda, “2013 2015 yılları arasında Ulaştırma Bakanı’ydı. Sözde yenileme çalışması yaptırdığı Trakya Demiryolları hattında, Çorlu’da 25 canımız katledildi... Hesap vermek bir yana şefinden müdürüne, genel müdür yardımcısından bakanına (@lutfielvan) hepsi terfi etti” denildi. Kazada, 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel ve oğlunun babasını kaybeden Mısra Öz ise tepkisi şu sözlerle gösterdi: “İnsanlar öledursun. Nasıl olsa bu liyakat sistemi ile bir yerlere bakan olunur. Tedbirsizlikten ölür, açlıktan ölür, cinayetten ölür... Ölür ölür dururuz. Ulaştırma bakar. Ekonomi bakar. Adalet bakar. Bakan ya isimleri anca öyle bakarlar. Trene bakar gibi.” l İSTANBUL/Cumhuriyet SOYLU’DAN ALBAYRAK’A: Şükranlarımı sunuyorum Soylu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifasının ardından dün Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu. Soylu, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde beş yıl boyunca aynı kabinede güçlü ve büyük Türkiye için kritik bir dönemde birlikte çalıştığımız arkadaşım, dostum Berat Albayrak’a ülkem, milletim ve geleceğimize yönelik çabası, gayreti ve samimiyeti için şükranlarımı sunuyorum” diye yazdı. l İç Politika Albayrak Rahat uyuyanların ülkesi Ölüm gerçekten bir uyku olsaydı... Atatürk rahat uyuyabilir miydi? 1950’de mesela... iktidar irticayı yeniden hortlattığında... O askeri darbelerin, muhtıraların sahte kurtarıcılığına ikna olunduğunda... Cumhuriyet düşmanı tarikatların, cemaatlerin Atatürkçülüğüne kanıldığında... Devlete ait yatırımlar içleri boşaltılıp üç kuruşa satıldığında... Fırsat eşitliği üzerine inşa edilmiş eğitim sistemi fırsat eşitsizliğini pazarlamaya başladığında... Köylü milletin efendisi değil en sefili kılındığında... Ve “En hakiki mürşit ilim değil dindir” diyen bir iktidar, yüz yıl sonra bu ülkede korkunç bir rövanşa soyunduğunda... Atatürk hiç rahat uyuyabilir miydi... eğer ölüler gerçekten uyuyor olsa? Halk uykusu Ölüler uyumaz. Ama halklar uyur. Hem de en rahatsız olunması gereken zamanlarda rahat rahat uyur, uyutulur. Bir düşünün bu ülkenin uykusu ne zaman başladı ve ne ara bu kadar derinleşti? Hızla batırılmakta olan bu ülke hangi zaafların gölgesinde bu iktidara böylesine teslim edildi? İlk derin uykusunu hatırlayın bu ülkenin... 1950’lerde mi dalmaya başlamıştı o uykuya? 1960’larda? 71’de? 80’lerde? 1990’larda nelere, 2000’lerden sonra nelere kanmıştı, nelere uyanmamıştı bu ülke? Nasıl oldu da o meşum aralık ayında bile bir türlü çıkamadı uykusundan onca kavgaya, onca gürültüye? Bugün hâlâ derin bir uykuda olan ve başına geleni kötü bir rüya gibi sırtüstü yattığı yerden gözleri kapalı izleyen bir halkın 10 Kasım’dan 10 Kasım’a faydasız bir dua gibi mırıldandığı “Rahat uyu Atam” nakaratı aslında kendisini rahatlatmak için kurduğu bir cümledir. Laik bir cumhuriyetin inşası sırasında ileride olabilecekleri tek tek tespit edip tehlikeleri işaretleyen ve genç bir ülkenin geleceği için ilk günden itibaren endişelenmeyi öğütleyen siyasi bir liderin ardından yaşananların adı doğru konulmadığı için... Bugün bu ülkenin halkı, Atatürk’e “Rahat uyu” demek yerine, kendisine “Artık uyanmam gerek” demeyi hâlâ beceremiyor. Sadece şu son birkaç gün içinde yaşananlar bile bu halkı ve muhalefeti derin uykusundan uyandırmaya yetmiyor. Elveda damat Çok ağır yaşanan kültürel çöküşün ardından beliren ekonomik çöküşe ve o çöküşün karmaşasına, sanki her şey bambaşka bir ülkede olup bitiyormuş gibi sessiz kalınması... Yaşananların ne halkı ne de muhalefeti yeterince endişelendirip öfkelendirmesi.. Olan bitenin iktidarı yerinden edecek ve ülkeyi kendine getirecek bir itiraz dalgası yaratmaması akıl alacak bir durum değil. Daha dün bu ülkede... Sırf damat olduğu için o mevkiye getirildiği aşikâr maliye bakanı, tuhaf bir mesajla hepimizi terk etti. Ve ertesi gün, bir zamanlar sırf yukarıdan emir geldi diye hukuksuz bir şekilde Twitter’ı kapatan ve yaptığını amiyane bir dille savunacak kadar ahlakı sorunlu olan eski bir bakan damadın yerine getirildi. Şu anda tüm ülke; Yer yer komik bulduğu ve zerre kadar güvenmediği eski bakanın yerine getirilen, zamanında çok densiz bulduğu ve yine zerre kadar güvenmediği yeni bakanın marifetiyle ekonomisi batırılmaya devam edileceğini bile bile... Doların 10 lirayı geçmesini... Parti içi karmaşadan iktidarın kendi içine göçmesini... Amerika’da yaşanan değişimin bu ülkede de bir değişime yön vermesini... Ve kaybettiği her şeyin kendiliğinden geri gelmesini... bekliyor. Bu arada, kendi derin uykusunda “Atam rahat uyu” diye sayıklayarak ulusal rehavetine bürünüyor. Aslında... Yetkilerini ülkenin felakete sürüklenmesi için sonuna kadar kullanan bu iktidarı nasıl başa getirdiğini çok iyi biliyor. Ama bu iktidar başa geldikten sonra kendi başına ne geldiğini hâlâ ısrarla görmezden geliyor. O yüzden... Atatürk rahat falan uyumasın. Bu ülke artık uyansın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle