15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO [email protected] STERLIN FAİZ BORSA 11 11 KASIM 2020 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.2010 5.6 kuruş 9.6890 1.2 kuruş 10.9260 12 kuruş 15.01 0.09 puan 1.243 11.46 puan 3337.27 22.77 lira 497.52 3.21 lira İstifa eden Berat Albayrak’ın yerine, Lütfi Elvan Hazine ve Maliye Bakanı oldu Dolar Elvan’a ‘bakıyor’ Murat Uysal’ın görevden alınarak yerine Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanı olarak atanması, ardından istifa eden Berat Albayrak’ın yerine, uzun bir sessizlikten sonra Lütfi Elvan’ın Hazine ve Maliye Bakanı yapılması mali piyasaları ilk aşamada olumlu etkiledi. Önceki gün “ekonomide yeni politika” umudunu satın alan piyasalarda TL güçlenirken, dolar 8.02 liraya kadar çekildi, Borsa İstanbul (BİST) ise hızlı yükseldi. Dünkü görüntü ise “açıklamaları Lütfi Elvan bekUysal’ın görevden alınması ve Albayrak’ın istifası sonrası, önceki gün “ekonomide yeni politika” umudunu satın alan piyasa, artık Elvan’ın icraatlarını beklemeye başladı. Ancak dolar kuru dün yeniden değer kazandı. leyeyim, icraata bakalım” safhasına geçildiğini gösteriyor. Tören yapılmadı Albayrak’ın sağlık sorunlarını ileri sürmesi nedeniyle, dün devir teslim töreni olmadan yeni görevine başlayan Hazine ve Maliye Bakanı Elvan ise piyasalara verdiği ilk mesajında şunlara dikkati çekti: “Öncelikli olarak ele aldığımız enflasyonla mücadele sürecini, maliye politikaları ve diğer tüm araçlarımızla kararlı bir şekilde destekleyeceğiz. Piyasa dostu bir dönüşüm programına odaklanacağız. Önemli olan kurumların güçlendirilmesi, kuralların etkili bir biçimde işletilmesidir.” Yeni Merkez Bankası Başkanı Ağbal da, ilk açıklamasında 19 Kasım’daki Para Politikası Kurulu’na atıfla “Temel amacımız fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir” vurgusu yapmıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün katıldığı bir toplantıdaki “Türkiye’yi faiz, kur, enflasyon prangası ile modern kapitülasyonlara mahkum etmek isteyenlere karşı şimdi de tarihi bir mücadele veriyoruz” sözleri, ekonomiye bakışla ilgili tartışmaların devam edeceğini gösteriyor. Bu tür gelişmeler altında dün, dolar kuru 8.08368.3771 lira, Avro kuru 9.56439.8436 lira arasında dalgalı hareket etti. Türkiye’nin 5 yıllık kredi iflas takası primi (CDS) dün 465478 baz puan bandına çekildi. Elvan, DPT kökenli Elvan göreve başlamasının ardından dün, gazetecilerin “Sürpriz oldu mu?” sorusuna ise “Sürpriz oldu” yanıtını verdi. 1962 Karaman Ermenek doğumlu olan Elvan, İTÜ Maden Fakültesi’nde lisans, Leeds Üniversitesi ve Delaware Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimleri aldı. DPT kökenli olan Elvan, siyasete atıldıktan sonra 64. Hükümet’te Başbakan Yardımcısı ve 65. Hükümet’te Kalkınma Bakanı olarak görev aldı. Elvan, en son TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürütüyordu. l EKONOMİ SERVİSİ /ANKARA TURKCELL’DE SATIŞ Letterone’ın payı yüzde 5 azalıyor Turkcell’in Rus ortağı Letterone’a ait IMTIS Holdings SARL, Turkcell’in sermayesinin yüzde 5’ine karşılık gelen 110 milyon lira nominal değerli hisseyi satışa çıkardı. Hızlandırılmış talep toplama ve blok satış yöntemiyle yapılan satışa ilişkin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada IMTIS Holdings’in, hisse başına 15.25 TL fiyat ile satış anlaşmasına vardığı ve toplam işlem tutarının yaklaşık brüt 1.677,5 milyon TL olduğu belirtildi. Anlaşmaya göre yeniden yapılandırmanın tamamlanma tarihi olan 22 Ekim 2020 tarihinden itibaren bir yıl boyunca Turkcell’deki yüzde 19.8’lik hisse ise satılmayacak. İZMİR HATIRLATTI Zorunlu deprem sigortasına ilgi arttı Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) İzmir depreminden sonra zorunlu deprem sigortası poliçesi üretimindeki günlük artışları açıkladı. Zorunlu Deprem Sigortası günlük poliçe üretimi Ege Bölgesi’nde yüzde 118, İzmir’de yüzde 169, Türkiye genelinde yüzde 37 arttı. DASK Koordinatörü Erdal Turgut, “Kurum olarak önceki deneyimlerimizden de biliyoruz ki deprem geçirmiş illerde sigortalılık oranları daha yüksek oluyor. İzmir’deki Zorunlu Deprem Sigortalı konut sayısı 635 bin 55’ten 660 bin 954’e yükseldi. 9 Kasım itibarıyla depremden etkilenen 14 ilden aldığımız toplam hasar ihbarı yaklaşık 15 bine ulaştı. Sonuçlanan dosyalar için 15 milyon TL tazminat ödemesi yaptık” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ÇİN KAPILARI AÇILDI İlk kez kanatlı et ihracatı başladı Çin ilk kez Türkiye’den kanatlı et ürünleri ithalatına başladı. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Bekir Pakdemirli, 6 Kasım itibarıyla ilk kez kanatlı et ve ürün ihracatının başladığını bildirdi. Açıklamaya göre, Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında uzun süredir devam eden resmi temas ve görüşmelerin ardından “Türkiye’den Çin’e İhraç Edilebilecek Kanatlıların Denetimi, Karantina ve Veteriner Sağlık Şartları Hakkında Protokol Taslağında” anlaşma sağlandı. BOŞLUĞA DÜŞTÜ AVM inşaatında iş cinayeti İstanbul’da bir AVM inşaatında çalışan işçi Remzi Turhan (30), önceki akşam merdiven boşluğuna düşerek hayatını kaybetti. Otopsi işlemleri için hastane morguna kaldırılan Turhan’ın cenazesi ailesine teslim edildi. Turhan’ın memleketi Van’ın Özalp ilçesinde toprağa verildiği kaydedildi. Turhan’ın kardeşi Yusuf Turhan’ın da 2 yıl önce çalıştığı inşaattan düşerek yaşamını yitirdiği belirtildi. l Haber Merkezi İstihdam azalırken, geniş tanımlı işsiz sayısı 9.6 milyon kişiye ulaştı Emekçinin kâbusu büyüdü TÜİK, ekonomik kriz ve salgına rağmen tartışmalı işgücü verileri açıklamayı sürdürüyor. TÜİK’in “İşgücü İstatistikleri, Ağustos 2020” araştırmasına göre, dar tanımlı işsiz sayısı ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre 456 bin kişi azalarak 4 milyon 194 bin kişi, işsizlik oranı da 0.8 puanlık azalışla yüzde 13.2 oldu. Oysa DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSKAR) aynı verileri temel alarak yaptığı hesaba göre geniş tanımlı işsiz sayısı 2 milyon 272 bin kişi artarak 9 milyon 577 bin kişiye yükseldi. ‘Ümitsiz’ çığ gibi İşsizlik oranı da yüzde 20.6’dan yüzde 26.7’ye çıktı. DİSKAR’ın Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yöntemiyle hesapladığı Covid19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı da 10 milyon 513 bin oldu. Oran ise yüzde 29.3. Ayrıca TÜİK’e göre tarım dışı işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 15.7, gençlerdeki işsizlik oranı da 1.6 puan azalışla yüzde 26.1 oldu. Yine TÜİK’e göre, ağustosta istihdam sayısı 975 bin azalarak 27 milyon 554 bin kişi, istihdam oranı da 2.4 puanlık azalışla yüzde 43.9’a indi. İşgücü sayısı da 1 milyon 431 bin azalarak 31 milyon 749 bin kişi, işgücüne katılma oranı 3.3 puanlık azalışla yüzde 50.6 oldu. Ayrıca işgücüne dahil olmayanların sayısı 28 milyon 411 binden 30 milyon 981 bin kişiye çıkarken iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar 2 milyon 248 binden 4 milyon 83 bin kişiye, bu kapsamda iş bulma ümidi olmayanların sayısı 613 binden 1 milyon 331 bine yükseldi. TÜİK’in açıklamasına göre yılın üçüncü çeyreğinde toplam kamu istihdamı 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 3.6 artarak 4 milyon 779 bin kişi oldu. Öte yandan DİSKAR’a göre, ücretsiz izin ve kısa çalışma nedeniyle Ağustos 2019’da 45.5 saat olan işbaşındakilerin haftalık ortalama çalışma süresi, Ağustos 2020’de 44.3’e geriledi. l Ekonomi Servisi 2.1 MILYON ÇALIŞAN 39 LIRAYA MAHKÛM İŞKUR’un ekim ayı işsizlik sigortası bültenine göre, nisanekim döneminde 2 milyon 111 bin 852 kişi nakdi ücret desteği aldı. Toplam 5.7 milyar TL ödeme yapıldı. Şartlar nedeniyle ücretsiz izne çıkarılan bu kişilere günlük 39.24 lira destek veriliyor. Ayrıca ekim itibarıyla 927 bin 621 çalışan için kısa çalışma ödeneği verildi. İlk 10 ayda bu tür ödeme 21.8 milyar TL oldu. İşsizlik sigortası ödemesi alan kişi sayısı da ekim itibarıyla 255 bin 424 kişi. İlk 10 aylık ödeme 5.7 milyar TL. Ayrıca ilk 9 ayda işsizlik ödeneği almak için başvuran işsiz sayısı, salgın nedeniyle 17 Nisan’da başlayan işten çıkarma yasağına rağmen 1 milyon 222 bine ulaştı. Bu kişilerden 421 bin 651’i de ödenek almaya hak kazandı. Önceki aya göre başvuru 83 bin 190 kişi arttı. l Ekonomi Servisi Sendikaların tepkileri sonuç verdi. İşçi aleyhine olan iki madde tekliften çıkarıldı ‘Esnek çalışma’da geri adım ‘UCUZ EMEK ÜLKESI’ VURGUSU CHP Meclis Grubu’nun hazırladığı ekonomi raporunda ‘ucuz emek’ uyarısı yapıldı. Raporda, “TL’nin değer kaybına kılıf bulabilmek için sıkça kullanılan ‘rekabetçi kur’ söylemi aslında, Türkiye’nin ucuz emek ülkesi haline getirilerek, yaşanan krizin faturasının ücretle çalışan emekçilerin üzerine yıkılmak istenmesinin bir göstergesidir. Zira, hammadde ve diğer girdilerin fiyatlarının döviz kuruna bağlı olduğu bir ülkenin, dünyaya daha ucuza mal satabilmesinin tek yolu emeği ucuzlatmaktır” denildi. Raporda, şöyle denildi: “İktidar, cari işlemler açığı, yüksek dış borçluluk ve güven kaybı gibi nedenlerle dış dengede yaşadığı darboğazı, ucuz emek ihraç ederek aşmayı hesaplamaktadır.” 25yaş altı ve 50 yaş üstü için öngörülen “esnek çalışma” düzenlemesinin, Türkİş Başkanı Ergün Atalay’ın AKP ve MHP grup başkanvekilleri ile görüşmesinin ardından torba tekliften çıkarılmasına karar verildi. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, “Esnek çalışmayla ilgili 33 ve 37’nci maddeleri tekliften çekiyoruz” dedi. Atalay, TBMM’de AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ile MHP Grup başkanvekilleri Erkan Akçay ve Muhammet Levent Bülbül’ü ziyaret etti. “15 gündür bu konunun doğru olmadığını, işçinin aleyhine olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” diyen Atalay, “Esnek çalışma, 25 yaş altı 50 yaş üstü meselesi, işçinin aleyhine; örgütsüz, kuralsız çalıştıran işverenlerin lehine bir düzenleme. 10 gün burada çalış, ikinci on gün git, başkası gelsin; kıdem tazminatı yok, işçi mi değil mi belli değil” diye konuştu. Sorunun çözülüp çözülmediğine ilişkin soruyu yanıtlayan Atalay, “Sorun çözüldü gibi gözüküyor, bir görelim. Umudum, çözüm üretecekleri yönünde” dedi. İlk bölüm kabul edildi Öte yandan, TBMM’de istihdam teşvikini de içeren “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin birinci bölümü kabul edildi. İşçiler için “kısmi süreli çalışma” öngören maddenin tekliften çıkarılmasının ardından “Cumhurbaşkanlığı raportör ve raportör yardımcılarının atamasıyla” ilgili iki madde de tekliften çıkarıldı. Kabul edilen birinci bölümde yer alan maddelere göre, Türkiye’de bulunan ancak defter kayıtlarında yer almayan ya da yurtdışında bulunan para, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 30 Haziran 2021’e kadar bildirilmesi durumunda vergi incelemesi yapılmayacak. CHP’nin doğalgaz ve elektrikten alınan yüzde 18’lik KDV oranının yüzde 1’e indirilmesini öngören kanun teklifi ise reddedildi. l ANKARA Sınırsız sömürü, dibe doğru yarış Bu haftaki yazımın başlığı Profesör Oğuz Oyan Hoca’dan. Oğuz Hoca, 8 Kasım tarihli BirGün gazetesindeki yazısını “sınırsız sömürü yetkisi” sözcükleriyle açıyordu. Söz konusu “yetki” 4 Kasım’da alelacele Meclis’e sunulan ve bir torbanın içine sıkıştırılan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin kalabalık sayfalarında geçen çalışma yaşamına ilişkin düzenlemelerde ifadesini bulmakta. Buna göre, 51 maddelik torbanın 33. maddesinde yer alan “25 yaş altı ve 50 yaş üstünde olan emekçiler için getirilen ‘belirli süreli iş sözleşmesi’” hükmü, yasalaştığı takdirde, söz konusu çalışanlar “geçici ” işçi olarak tanımlanacak; kıdem tazminatı ve işsizlik sigortası gibi hakları tırpanlanmış olacaktır. Bu gelişmelerden hareketle, üç büyük işçi konfederasyonu 3 Kasım’da ortak bir açıklama yaparak şu gerçekleri vurgulamaktaydı: “25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların hiçbir şarta bağlı olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesi ile (geçici işçi olarak) istihdam edilmesi sonucunda kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklardan yararlanamamaları büyük haksızlıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Yaşa bağlı olarak getirilecek bu düzenleme, çalışanlar arasında ayrıma yol açacaktır. Çalışma düzeni ve sosyal adaletin bozulmasına neden olacaktır. Ülkemizde belirsiz süreli iş sözleşmesi esasına dayalı olarak düzenlenen iş hukuku düzeninin altüst olmasına yol açacaktır. Ayrıca yaşa bağlı olarak getirilen bu ayrım anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Kanun teklifinde 25 yaş altında olup 10 günden az çalışma günü olan çalışanlara yönelik bir düzenleme yer almaktadır. Bu teklifle, 25 yaş altındaki işçilerin uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin ödemelerinin yapılması yükümlülüğü ortadan kaldırılmaktadır. Bu teklif çalışanların işsizlik, malullük, yaşlılık, ölüm, iş kazası, meslek hastalığı ve analık gibi hayati öneme sahip haklardan yararlanmasını ortadan kaldıracaktır.” Dolayısıyla, özü itibarıyla, Türkİş, Hakİş ve DİSK, söz konusu düzenlemelerin “yaşa ve çalışma biçimine bağlı olarak sosyal güvenlik haklarından mahrumiyet getirecek bu düzenlemenin de anayasanın eşitlik ve sosyal güvenlik hakkı hükümleriyle çeliştiğini” vurgulamaktadır. DİSK ise daha örgütlü olarak, “25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve emeklilik hakkını gasp etmeye yönelik torba yasa tasarısına karşı” işyerlerinde ve meydanlardaki eylemlerini 4 Kasım’da TBMM önüne taşıdı. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun Meclis önündeki basın açıklaması güvenlik güçlerince engellendi. Bu satırların yazıldığı sırada DİSK’e bağlı sendikaların üyesi emekçiler gerek Meclis önünde, gerekse işyerlerinde ve meydanlarda haklı taleplerini dile getirmeye devam etmekteydi. Kıdem tazminatının özü Bu arada ülkemizde kıdem tazminatının içeriği ve algılama yanlışları üzerine 17 Nisan 2019 tarihli Cumhuriyet’te bu köşede kaleme almış olduğum gözlemleri bu vesile ile tekrar iletmek arzusundayım: Sermaye örgütlerinin ve sözcülerinin savlarına göre, Türk sanayisi mevcut koşullarda küresel ekonomide rekabet şansı yakalayabilmek için kıdem tazminatı yükünden kurtarılmalıdır; kıdem tazminatı yükü işgücü piyasalarında “katılık” yaratmakta ve istihdamın artırılmasını engellemektedir... Söz konusu savlar, 1936 yılında 3008 sayılı yasayla yürürlüğe girmiş olan kıdem tazminatı üzerine hukuk sistemimizde yaratılmış olan boşlukları ve kavram karmaşasını fırsat bilerek özenle öne sürülmektedir. Oysa kıdem tazminatının amacının ve tarifinin doğru yapılması durumunda, bu savların gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu görmek ve ardında yatan ana görüşlerin aslında Türkiye ekonomisinin içine düşürüldüğü yönetememe krizinin bedelini emekçi sınıflara yıkmaktan ibaret olduğunu anlamak hiç de güç değildir. Her şeyden önce, kıdem tazminatının ana amacı hatırlanmalıdır: “Kıdem tazminatı, kıdemliliğin ödüllendirilmesi ve işbaşında yıpranmanın tazminidir.” Zira işçinin çalışırken üretime yaptığı katkı nedeniyle almış olduğu ücret, hiçbir zaman katkısının tam karşılığı olamaz. Bunun ötesinde, işçi çalıştığı sürece bedenen ve fiziksel olarak bir kayba uğrar. Kıdem tazminatı bir bakıma bu yıpranmanın ve işyerine bağlılığın karşılığıdır. Torba yasanın kalabalık sayfalarının ardına sığınarak, söz konusu teklifi Meclis’e ileten kalemlerin her şeyden önce “Türkiye ekonomisinin süregelen büyük durgunluk sürecinden niçin en şiddetli etkilenen ekonomiler arasında olduğu” sorusunu kendilerine sormaları gerekmektedir. Türkiye ekonomisi, özellikle IMF ile Yakın İzleme Anlaşması’nın imzalandığı 1998’den sonra giderek hızlanarak bir ucuz ithalat ve spekülasyon cennetine dönüştürülmüş durumdadır. “İhracata yönelik inovasyoncu ekonomi”, “Avrasya’nın sanayi üretim üssü”; gibi cilalı sözlerle sürdürülen bu saldırının şimdi krizi fırsat bilerek emekçilerin kazanılmış haklarına karşı giriştikleri saldırıların meşru hiçbir yanı yoktur. Özellikle, ülkeyi yönetememe krizinin iyice derinleştiği pazar gününü pazartesiye bağlayan geceden beri…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle