12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] Hafter’den petrol kartıBerlin Konferansı öncesinde Libya’nın doğusundaki kilit limanlar ablukada Libya krizi geçen pazartesi günü Moskova’da masaya yatırılmıştı. Libya için gözler Berlin’de İç savaşın sürdüğü Libya’da Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde Moskova’da yapılan ateşkes görüşmelerinin bir sonuca ulaşamamasının ardından siyasi çözüm için yürütülen “Berlin Süreci” uluslararası konferansı bugün toplanıyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamayla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel’in davetiyle bugün yapılacak konferansa katılacağı belirtildi. Türkiye’nin, Libya’da kalıcı ateşkes çabalarını desteklediği ve bu doğrultuda yoğun diplomatik girişimlerde bulunduğu belirtilen açıklamada, Berlin zirvesinde “Libya’da barış ve istikrarın süratle tesisi amacıyla atılması gereken adımlar hakkında görüş alışverişinde bulunulması ve somut kararlar alınmasının öngörüldüğü” bildirildi. Türkiye, geçen yıl kasım ayında iç savaşın sürdüğü Libya’da BM’nin tanıdığı, Müslüman Kardeşler destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’yle (UUH) deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile askeri işbirliğini öngören iki ayrı mutabakat muhtırası imzalamış ve ardından Libya’ya asker gönderilmesine olanak tanıyan tezkere Meclis’ten geçmişti. Türkiye’nin hamleleri iç savaşın diğer tarafı Tobruk merkezli Halife Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu’nun tepkisine neden olmuş, Hafter güçlerine destek veren Rusya da Libya diplomasisine dahil olarak iç savaşın taraflarını Moskova’ya davet etmişti. 13 Ocak’ta Moskova’da yapılan Libya görüşmelerinde ortaya çıkan ateşkes anlaşması metnine Hafter imza atmadı. Barış Gücü gündemde Libya’da ateşkes sağlanması konusu, Berlin’deki konferansın da ana gündem maddelerinden biri. Ayrıca İtalya’nın gündeme getirdiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Türkiye’nin destek vereceğini açıkladığı Libya’ya BM öncülüğünde barış gücü gönderilmesi konusu da masada olacak. Konferanstan iç savaşı sonlandıracak radikal bir sonuç çıkması beklenmese de öncelikli hedef olarak Hafter’in ateşkese iknasına çalışılacak. Konferansa Almanya, Türkiye, Rusya, ABD, İngiltere, Fransa, Çin, İtalya, Mısır, Cezayir, Kongo ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin devlet ve hükümet başkanları ile BM, Avrupa Birliği, Afrika Birliği ve Arap Birliği temsilcileriyle UUH Başkanı Feyaz Sarraj ve Hafter’in katılması bekleniyor. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’i ağırlamasının, Libya’ya barış getirme yönündeki çabaları sabote ettiğini söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan’dan AB’ye mesaj Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD merkezli Politico dergisinin Avrupa versiyonunun internet sitesi için “Libya’da barışa giden yol Türkiye’den geçiyor” başlıklı bir makale kaleme aldı. Avrupa Birliği’nin (AB) Libya’daki krize dahil olması gerektiğini söyleyen Erdoğan, birliğin BM tarafından tanınan Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne yeteri kadar destek sunmamasının temel değerlerine bir ihanet olacağını belirtti. “Libya’da meşru hükümet düşerse IŞİD ve El Kaide’nin elinde tekrar ayağa kalkmak için bir alan olacağını” kaydetti. “Avrupa kadim dostu ve sadık müttefiki Türkiye’ye güvenebilir” dedi. Bu arada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Libya’nın ele alındığı bildirildi. BM destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne karşı savaşan Tobruk cephesi ile bazı aşiretler Berlin masası öncesinde “petrol ihracatını durdururuz” gözdağı verdi. Libya krizinin cözümüne ilişkin bugün dikkatler Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak uluslarara Libya’da gerilim giderek yükseliyor. sı toplantıya çevrilirken öncesinde Hafter ve doğudaki aşiretler cep hesinden petrol ihracatını engelle me hamlesi geldi. Birleşmiş Millet ler (BM) destekli, Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne (UUH) karşı savaşan Tobruk’taki oluşu mun lideri Halife Hafter yanlısı güçlerin, kontrolü ellerinde tuttuk ları doğu bölgesindeki kilit önem deki limanlardan petrol ihracatına izin vermediği belirtildi. Libya Ulu sal Petrol Kurumu, bu adımın de dan yapıldığını” savundu. zengin petrol yataklarıyla biliniyor. vamı halinde ülkedeki günlük pet BM Libya Özel Temsilciliği, Hafter Hafter cephesinin genel olarak kont rol üretiminin yaklaşık 1.3 mil güçlerinin petrol üretimini aksat rolündeki “Petrol Hilali” olarak da yon varilden 500 bine düşebileceği ması ya da durdurmasından kaygı adlandırılan bölgede Zuveytine, Bre uyarısı yaptı. “Libya’nın can dama duyulduğu açıklaması yaptı. ga, Ras Lanuf , Hariga, Sidre petrol rının taraflar arasında tartışma konusu yapılmaması” istendi. ‘Yıkıcı etkisi olur’ limanları bulunuyor. Aynı zamanda petrol kuyularının bulunduğu bölge AA’nın haberinde, Libya’nın do BM, aksi bir gelişmenin halihazır de yapılan üretim, tüm petrol ihra ğusunda Hafter’i destekleyen ka da ekonomik krizle boğuşan Libya catının yüzde 60’ını oluşturuyor. labalık bir grubun, petrol ihraca halkı için “yıkıcı etkisi” olacağı gö Hafter’e bağlı gruplar bu petrol tının durdurulması için Zuveyti rüşünü dile getirldi. Açıklamada “ül kuyularının bulunduğu bölgeyi elle ne Limanı’nı önceki gün işgal et kede petrolün üretimi, işlenmesi, rinde bulundururken kuyuların yö tiği kaydedildi. Grubun, liman dağıtımı ve ihracatını yürüten Libya netimi merkezi Trablus’ta bulunan dan ihraç edilen petrol gelirlerinin Ulusal Petrol Kurumu’nun bağım bağımsız Libya Ulusal Petrol Kuru UUH’ye gittiğini savunarak diğer sızlık ve bütünlüğünün korunması mu tarafından yürütülüyor. Ancak limanların da kapatılacağı tehdi nın” önemi vurgulandı. Hafter’in kontrolündeki bölgedeki dinde bulunduğu aktarıldı. Hafter’e İç savaşın tarafları UUH Başka güç dengesinde aşiretlerin etkinli bağlı güçlerin sözcüsü ise olayla il nı Feyaz el Saraj ile Tobruk merkez ğine işaret ediliyor. Bazı aşiretlerin gilerinin bulunmadığını, limanın li oluşumun lideri Halife Hafter’in Hafter’e Berlin zirvesinde vereceği kapatılmasının “tamamıyla halk bugün Berlin’deki masaya oturma kararlara yönelik uyarı mesajı ver hareketi olduğunu, aşiret meclisle sı bekleniyor. Kuzey Afrika ülke me arayışında da olabileceği iddiala ri ve sivil toplum örgütleri tarafın si Libya’nın özellikle doğu bölgeleri rı gündeme yansıyor. Savaşın gölgesindeki Suriye’de eğitimöğretim de ağır yara almış durumda. Ülkede 2 milyonu aşkın çocuğun okula gidemediği daha önce gündeme yansımıştı. Binlerce çocuk derme çatma çadırlarda, öğretmen eksikliğinde eğitim almaya çalışıyor. BOMBARDIMAN DURMUYOR Rusya destekli Şam yönetiminin büyük bölümü cihatçıların elindeki İdlib vilayetine yönelik operasyonu sürüyor. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözleme vi, dün bölgedeki bombardımanda beş sivilin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Şam güçlerinin saldırılarında geçen çarşambadan beri 8’i çocuk 28 sivilin öldüğü belirtildi. AA önceki gün Esad güçlerinin, Halep’in İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içerisindeki batı ve güney kırsalına kara saldırısı başlattığını aktarmıştı. AA’nın dünkü haberine göre ise “Muhalifler, İdlib’in doğu kırsalında karadan ilerlemek için saldırı başlatan rejim güçlerini püskürterek iki tepeyi ele geçirdi.” Putin sonrası için yeni manevra Geçen hafta Rusya’da anayasa değişikliğine ilişkin gelişmelerin ar dından Başbakan Dimitri Medvedev’in istifası, yerine Rusya Federal Ver gi Birimi’nin adı az bi linen Başkanı Mikhail Mişustin’in atanması ye ni bir dönemin başlangıcı elbette. Bu değişiklikler, MUSTAFA K. ERDEMOL Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2008’de Medvedev ile takas sonucu üst lendiği başbakan pozis yonuna geri dönme manevrası olarak değerlendiriliyor. Gerçeklik payı var; çünkü 2024’te ikinci başkanlık dönemi sona erecek olan Putin’in iktidarda kalma sürecini uzatmak istediği biliniyor. Rus medya sında yer alan yorumlara bakılırsa, bu değişiklikler bir kez daha devlet baş kanı olmasına yol açacak anayasa de ğişikliğini “iki dönem görev yapmayı prensip sorunu yapmış değilim, ama bu kurala katılıyorum” diyerek red detmiş olan Putin’in 2024’te iktidarı bırakacağı anlamına gelmiyor. O ne denle bu son değişikliklere ihtiyaç du yulmuş belli ki. Putinizm bitmesin diye Peki, anayasa değişiklikleri ile hükümetin istifasının ardından Putinizm bitecek mi? Putin’in 15 Ocak’taki geleneksel konuşmasında “herkes yerli yerinde, kimse bir yere gitmiyor” demesi ne anlama geliyor? Belki şu bilgiler bir yanıt bulmamıza yardımcı olabilir: Rus devlet mekanizmasında son derece önemsiz olan Devlet Konseyi ye ni bir statü ile rolü arttırılarak etkili hale gelecek. Öyle görünüyor. Putin’in bu yeni yapı içerisinde bir rol alacağı kesin. Devlet Konseyi bir anlamda paralel bir hükümet işlevi görecek. Putin, konseyin başkanı olması halinde hem karar alma mekanizmalarındaki yetkisini sürdürecek hem de siyasi varlığını korumuş olacak. Bu, Putin sonrası dönemde devlet başkanlığı yetkilerinin azalması, parlamentonun güçlenmesi anlamına geliyor. Neden gerek duyuldu? Ülkenin içinde bulunduğu sosyoekonomik koşullarından memnuniyetsizlik had safhada. Dış politikadaki başarılı kabul edilen tutumu nedeniyle Putin’in hâlâ birliği sağlamaya yarayan bir popülaritesi var. Bu nedenle 2024’te Putin’siz bir Rusya ciddi bir kargaşa yaşayabilir. Bu adımı atmakla Putin hem istikrarı koruyacak hem de kendisinin iki dönemi tüketmiş bir “topal ördek” olmasının önüne geçmiş olacak. Bu gerçekleşirse çıkacak manzara şu: Kremlin’den ayrılan Putin, yetkileri azaltılmış fiili devlet başkanı olarak Devlet Konseyi Başkanı, Medvedev Başkan Yardımcısı, Mihail Mişustin de yine Başbakan. Bu Medvedev’in fiilen devlet başkanı yardımcısı olacağı anlamına geliyor. Rus medyasında ilginç bir yoruma rastladım bu arada: “Putin iyi olan her şeyden, Medvedev kötü olan her şeyden sorumlu olacak”. Eğer gerçekleşirse Medvedev’in bunu neden kabul ettiği de merak konusu haliyle. Ama Medvedev’in Putin’e sadakati malum. Siyasi varlı ğı bu sadakat üzerine kurulu. Kabul etmesinin nedeni muhtemelen bu. Putin’in Mişustin’i başbakanlığa ataması da tabii ki rastlantı değil. Toplumdaki hoşnutsuzluklara verilen bir yanıt gibi değerlendirilmeli bu atama. Federal Vergi Birimi’nde başarılı çalışmalarıyla bilinen bir isim Mişustin. Ama tüm bu anayasa değişikliklerinde Putinizmin değişmez “uygulamaları” yerini, daha da fazlalaşarak koruyacak. Örneğin anayasada Rus hukukunun uluslararası hukuktan önce geldiği maddesi de yer alıyor. Bu uluslararası hukukun göz ardı edilebileceğinin de bir işareti. Ülkedeki muhalifler açısından son derece kötü bir gelişme bu elbette. Bütün bunlar görünüşe göre sadece başlangıç. Ama görünen o ki Putin 2014’te tamamlayacağı ikinci dönemin sonunda bu değişikliklerle “gündelik sorunlardan kurtulacak ama her ne kadar parlamento çok öne çıkacak da olsa hükümet üzerindeki kontrol yetkisini yine fazlasıyla” korumuş olacak. İyi manevra doğrusu. Putin’in siyasi hamleleri tartışmaların merkezinde. 719 OCAK 2020 PAZAR Mogadişu’da 8 Ocak’ta parlamento binası yakınlarında düzenlenen, Eş Şebab’ın üstlendiği saldırıda en az dört kişi yaşamını yitirmişti. TÜRK ŞİRKETİNE BOMBALI SALDIRI SOMALİ’DE EŞ ŞEBAB TERÖRÜ EN AZ ÜÇ KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ Cihatçı militanların etkinliğini sürdürdüğü Somali bir kez daha kanlı terör saldırısının hedefi oldu. El Kaide bağlantılı radikal İslamcı Eş Şebab örgütünün dün başkent Mogadişu’nun güneybatısındaki Afgoye kentinde bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda Türk vatandaşlarını hedef aldığı belirtildi. Saldırıda en az 3 kişinin yaşamını yitirdiği, 20 kişinin yaralandığı duyuruldu. AA’ya konuşan Somali hükümet sözcüsü, saldırının bir Türk müteahhitlik firmasının şantiye konteynırına öğle yemeği saatinde düzenlendiğini, alanda firma çalışanları ile onları koruyan polislerin bulunduğunu söyledi. Sözcü, yaralılar arasında 6 Türk vatandaşının yanı sıra Somali Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı’nın da bulunduğunu, ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini de aktardı. Ankara’dan saldırıya kınama gelirken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda yaralanan 2 Türk vatandaşının durumunun ciddi olduğunu belirtti. “Büyükelçiliğimiz ile istişare halindeyiz, ambulans uçağımız, ihtiyaç anında yola çıkmak üzere hazır” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu alçak saldırılar terörle mücadelemizde bizi asla yıldıramaz” mesajını paylaştı. Milli Savunma Bakanlığı da “Türkiye, terör belasına karşı Somalili kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir” açıklaması yaptı. Türk inşaat şirketleri Somali’de altyapı ve yol çalışmaları alanında faaliyet gösteriyor. Mogadişu’da uluslararası havalimanını ve limanı Türk şirketlerin işlettiği belirtiliyor. 2017’de Türkiye’nin yurtdışındaki en büyük en büyük askeri üssü Somali’de açılmıştı. Daha önce de hedef aldılar Mogadişu’da geçen aralıkta Eş Şebab’ın bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda aralarında iki Türk vatandaşının da bulunduğu 90 kişi yaşamını yitirmişti. Eş Şebab, saldırıda Türk vatandaşlarını taşıyan konvoyun hedef alındığını duyurmuştu. Örgüt, Türkiye’yi “Somali’nin kaynaklarını sömürmekle” suçlamış, “çekilene kadar savaşmaya devam edeceğiz” tehdidinde bulunmuştu. Geçen hafta ise Mogadişu yakınlarında yol yapımında çalışan Türk vatandaşlarını koruyan güvenlik güçlerini hedef alan bombalı saldırıda üç kişi yaşamını yitirmişti. Tahran: Kara kutular Ukrayna’ya gidecek İran, hava savunma sistemleri tarafından yanlışlıkla düşürüldüğü açıklanan Ukrayna Havayolları’na ait yolcu uçağının kara kutularını Ukrayna’nın talebi üzerine bu ülkeye gönderme kararı aldığını duyurdu. İranlı yetkililer, Fransa, Kanada ve ABD’li uzmanların yardımıyla kara kutunun öncelikle Kiev’de analiz edilmesinin kararlaştırıldığını belirterek “Bunda başarılı olunamazsa kara kutuların Fransa’ya gönderileceğini” kaydetti. Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı’ndan havalanan yolcu uçağı, 8 Ocak’ta kalkıştan kısa süre sonra düşmüştü ve uçaktaki 176 kişiden kurtulan olmamıştı. İran uçağın yanlışlıkla düşürüldüğünü açıklamıştı. Süleymani suikastı sonrasında Devrim Muhafızları Ordusu, uçağın düşürülmesinden birkaç saat önce ABD’nin Irak’taki üslerine füze saldırısı düzenlemişti. Irak’ta ölümcül protesto ABDİran hattında savaş sahasına dönen Irak’ta gerilim dinmiyor. Halihazırda ekonomik kriz, altyapı hizmetlerine yönelik eksikliklere karşı süren yönetim karşıtı protestolardan önceki gün yine can kaybı haberi geldi. Başkent Bağdat’ta bir eylemcinin güvenlik güçlerinin attığı gaz fişeği sonucu yaşamını yitirdiği duyuruldu. Ülkede geçen ekimden bu yana süren protestolarda muhalif kaynaklara göre, 460 kişi yaşamını yitirdi. Öte yandan Basra’da 10 Ocak’ta bir karakol yakınında hükümet karşıtı protestoları haberleştirirken araçları içinde silahlı saldırı sonucu yaşamlarını yitiren iki gazeteci için eylemler vardı. Göstericiler suikastın aydınlatılmasını isterken basına özgürlük taleplerini yineledi. BAŞBAKAN’A ‘BİR ŞANS DAHA’ Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Başbakan Oleksiy Gonçaruk’un istifasını kabul etmediğini açıkladı. Gonçaruk, Zelenskiy için “çok ilkel bir ekonomi anlayışı olduğunu” söylediği iddia edilen ses kaydının gündeme gelmesinin ardından önceki gün görevden ayrılma kararını duyurmuştu. Gerekçesini ise “devlet başkanına karşı duyduğu saygı ve güvenle ilgili şüpheleri ortadan kaldırmak” olarak açıklamıştı. Hükümet krizinin ardından Zelenskiy’nin Gonçaruk ile bir araya geldiği duyuruldu. Görüşmede Zelenskiy’nin “Toplumumuz için çok önemli olan bazı sorunların üstesinden gelebilirseniz, size ve hükümetinize bir şans daha vermeye karar verdim” dediği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle