12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1319 OCAK 2020 PAZAR Zeugma’ya rekor ziyaretçi Fazıl Say’dan 9 CD’lik Dünyanın en büyük mozaik müzelerinden olan, “Çingene Kızı” eseriyle ünlü Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ni 2019’da 340 bin 569 kişi ziyaret etti. Müze, 2016’da 108 bin 835, 2017’de 169 bin 773, 2018’de 267 bin 552 kişiye kapılarını aralamıştı. ABD’den 52 yıl sonra Türkiye’ye iadesi sağlanan “Çingene Kızı” mozaiğinin 12 kayıp parçasının da sergi lendiği müze, açıldığı günden bu yana yaklaşık 1.5 milyon kişiye kapısını açtı. l AA ‘Beethoven’ albümü Piyanist Fazıl Say, Beethoven’in 32 piyano sonatından oluşan 650 dakikalık kaydını 9 CD’den oluşan bir albümde topladı. Mayıs 2017’de kayıt yapmaya başlayan Fazıl Say, çalışmasını Warner Music etiketiyle müzikseverlerle buluşturdu. “İki yıl boyunca Beethoven benim idolüm ve mentorum oldu” sözüyle bu süreci tanımlayan piyanist, Beethoven’in 250. doğum yılıyla aynı döneme denk gelen albümün ka yıtlarını geçen yılın kasım ayında tamamladı. 650 dakikalık bir kayda imza atan Fazıl Say, ayrıca Moonlight, Appassionata, Waldstein ve Pathetique sonatlarından oluşan bir seçkiyi de plak formatında müzikseverlere sunuyor. Bugüne kadar 40 CD yayımlayan Fazıl Say’ın bu albümdeki kayıtları Salzburg’daki ünlü Mozarteum’da yapıldı. 2016 yılında müzik dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Beethoven Ödülü’nü de kazanan Say’ın bu çalışması, Türkiye ile birlikte tüm dünyada ve dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu. Müzik değilTBÜURKKAIRNASAKTNEIRGIEHCEEPHYAAYRAATTIMNIDŞATIR EĞLENCE ISTENIYOR YAZGÜLÜ ALDOĞAN Utku Uysal’ın adını ilk kez üç yıl önce duydum. Arkadaşlarımla canlı müzik dinlemeye gitmek istiyorduk, bu konudaki uzmanımız Şenay Düdek tavsiye etti; “Çok zengin bir repertuarı vardır, size de hitap eder, sahnesi de eğlencelidir” dedi. Ortaköy’de Şebo’nun işlettiği My Patron isimli bir mekânda çıkıyordu haftada bir. Dört beş arkadaş toparlanıp gittik. Bu tür yerlerde sanatçılar çok geç saatte çıkıp sabaha karşı programı bitiriyor. Bizde nasıl dayanacağız korkusu var. Şebo Hanım, 4 kadınız diye en önde masa ayırmış. Pantolon ceket, hatta yelekli, sert bakışlı ama güzel bir kadın. Salona ve işe hâkim, hanımağa etkisi yarattı bizde. Utku gece yarısına yakın çıktı. Biz neredeyse uyku saatine yaklaşmışken! Gençliğimizin assolistleri gibi giyinmiş, abartılı ama şık bir kostüm, sarı, dalgalı saçlar, iri bir büst yapısı, heybetli bir kadın. Hani hükümet gibi kadın derler ya, öyle. Sesi biraz kalın. Şarkılar, en sevdiklerimiz. Galiba biraz masaya göre söylüyor; ne Fransızca şanson kaldı, ne Napoliten, ne Sabahattin Ali! Pop da söyledi, Türk sanat müziği de. Arada tatlı tatlı takılıyor tanıdıklarına, bize de “Mor Çatı” diyor! Çok eğlendik, uykumuz da geldi ama sabahın dördüne kadar sürünerek oturduk. Ertesi yıl, yine gittik, mekân başka, patron ve solist aynı, salonun neredeyse dörtte üçü kadın! Arka masamızda kalabalık bir grup hâkim hanım vardı, bizim masa da bir kadın masası. Trans kadın Utku trans kadın; Şebo ise, hanımağa. Bu ikili, çok sağlam iş arkadaşları. Ben onlarla eğlence hayatı üzerine bir sohbet yapmak istiyordum. Bir türlü kısmet olmadı. Cumhuriyet’te olur mu diye düşündüm, neden olmasın, eğlence dünyası, gece insanları herkesin ilgisini çeker. Cinsel kimlik de konuşulur tabii ki, tabu mu? Görmemezlikten gelmek ikiyüzlülük, bunun getirdiği zorluk, kolaylık, durum kendi koşullarını yaratıyor mu, sormadan olur mu? Şebo, ben Utku, oturduk konuştuk. Utku, kendini çok sakınıyor. Reklamda gözü yok. Kimselere konuşmuyor, tv programlarına çıkmıyor, “beni bilen bilir, ben noname, ama name”im diyor. Instagram hesabını sadece sahne programları için kullanıyor. İki gün sonra DaDa Kabaret’te çok hazırlandığı bir programı var. Tina Turner bile söyleyecekmiş. “Onu da izle, öyle yaz” diyor. Sohbetimizde “gece hayatı çok bozuldu, artık ayda bir ancak program yapıyorum. İnsanlar da çok farklılaştı, değmiyor” demişti. Haklıymış! Olaylı gece Biz yine grup yapıp gidiyoruz. Eşeğin sevmediği ot, burnunun dibinde biter! Önümüzdeki masa 4 kişilik yer ayırtmış, on kişiye çıktılar, kendine “Instagram fenomeni” diyen şiş dudaklı yapma bebeklerin yanında masaya viski şişesi açtırıp duran ve bunun için kendilerine her şeyi hak gören tipler. Bizim gibi, giriş parasının yanında ne içersek kaça çıkarız hesabı yapanların rahatsız olmasına aldırmıyor, uyarı dinlemiyorlar. Bunların taşkınlıklarını izlemekten programdan koptuk. Son hatırladığım kafalarına iskemle indirmek üzere olduğumdu ki bundan böyle bir efsane olarak şanım yürüyecek, iskemleyi indirdiğim anlatılacaktır! Utku da olayın farkında, bizim ayrılmamız üzerine önce o masayı azarlamış, sonra programını kısa kesmiş. Ekşın, ekşın! Sonrasında ikisi de çok üzgündü ama önce ekmekler bozuldu, gece hayatı mı bozulmayacak? Ben size iyisiyle kötüsüyle gecelerde yaşadıklarımızı anlattım, ama Utku’yu ve Şebo’yu anlatmadım. Utku Uysal ‘Noeniustyeadpilteımrs’e Utku, öğretmen bir anne babanın ayrı yumurta ikizi iki çocuğundan biri. Kız kardeşine hep özenmiş. Büyüdükçe biraz kibar bir oğlan çocuğu olarak nitelenmiş, bebeklerine elbise diken, narin çocuk. Ailesi hiç dışlamamış onu, olduğu gibi kabul etmiş ama küçük bir kasabada rahat edemeyeceği için İstanbul’a gelmiş, stilislik okumuş. Gülnar Çapa’nın atölyesinde stilist olarak çalışmış. Eğlenmek üzere gittiği barlarda tipi, yakışıklılığı dikkati çekmiş, çık şarkı söyle sen demişler. Çıkmış söylemiş! Kot pantolonla Çıkış o çıkış. İlk çıktığında kot pantolon, gömlekle. Kızlar bayılıyormuş önceleri. “93 yılında City’s’de çıkmaya başladığımda 19 yaşındaydım. Benden istenen şarkı söylemekten çok eğlendirmekti. Üç katlı mekânda bir katta Fatih Ürek, bir katta Arto var. Sonra dediler ki git üstüne bir şeyler al, şık giyin, böyle kot pan tolonla olmaz. Kuaföre gidip kaşlarımı aldırdık. Eve gelip ağladım, artık ben eskisi gibi değildim. Citys’de 7 yıl çalıştım, her gün çıktım, çok da para kazandım. 97 yılında hormon almaya başladım, sonra ameliyatlar. İlk önce burnumu yaptırdım. Harika Avcı’nın fotoğrafıyla gittim ameliyata, çıkınca şaşırdım, kadın gibi olmuşum dedim. Arkadaşım, “E sen elinde Kadir İnanır’ın fotoğrafıyla gitmedin ki Harika Avcı’nın fotoğrafıyla gittin, ya ne olacaktı?” dedi. Çok gençtim, pişmemiştim. Ameliyat olmaya karar verdim. Birlikte olduğum erkek arkadaşlarımdan ötürü belki. Karşımdakinden çekinmeyeceksem niye ameliyat olayım? Kadınlar kıskanıyor Ama ameliyata gerek yokmuş. Kimseye rol model olmak istemem, yaptığım yanlıştı. Kadın kılığında gezmek istiyorsa gezsin ama ameliyat olmasın. Çünkü ne olursan ol, ister kılığını değiştir, ister ameliyat ol, bedenini değiştir; için aynı, ruhun aynı, bir tek ruhun var. Sen hep osun! Küçücük çocukken yalan söylemeyi öğretiyorlar. Hastalanıyorsun, o hastalıkla ne kadar yaşarsın? Toplum çok ikiyüzlü. Ben zoru seçtim. Gay doğdum ama transseksüelliği seçtim, sahne sanatçısı olduğum için, fakat sesimi değiştirmedim. Son on yılda kilo aldım ama özellikle zayıflamıyorum. Zayıf ve daha güzel olunca kadınlar da kıskanıyor. BAŞARININ CINSIYETI YOK! ŞoelabrnaekmşaEşrıtraıyuol,ri.şletmeci ByŞebo, Şebnem Patron! Şebnem Ertaul, St. Benoit mezunu. Liseyi bitirdikten sonra 23 yaşında işletmecilik yapmaya başlamış! O yaşta çoğu daha bebekken o gece hayatının içinde bir güzel kız. Şimdi de sabaha kadar koşturuyor. Onun için mi böyle hanımağa gibi oldun diye soruyorum, okuldayken spora çok meraklıymış. Babası BJK’li Küçük Erdoğan, o da çeşitli sporlar yaparken daha maskülen geziyor. Sonra da çalışma yaşamında rahat etmek için. Pantolon, ceket, düz pabuç, çizme. Omuzlarına dökülen saçlarını topluyor. Çalıştırdığı sanatçıları, yerleri sayıyor, upuzun bir liste. İbrahim Tatlıses’ten Zeliha Sunal’a. Bebek’ten Bodrum’a, Fatih Ürek’e. Küçük yerler de var, Günay gibi, 500 kişilik yerler de. Yenilerden Dedikodulu Meyhane, Abiye. Şimdi en az çalıştığı dönem. Ayda bir. “Şimdi para kazanılmıyor, kimse para kazanmıyor. Kazandım diyen yalan söyler. Her şey çok pahalı. Araplaştık, gece hayatı da Araplaştı, balıkçılar et lokantası oldu” diye yakınıyor. 2 sene ara vermiş işletmeciliğe. Ama Utku’yla çalışmaya başladıktan sonra hiç ayrılmamışlar, 7 yıldır beraber çalışıyorlar. Sahnesini çok beğeniyor. Şovu şahane diyor. Bence o da şahane! Sıra dışı. Çok hoş bir kadın, sevdik birbirimizi! Sahne hayatım dışında kimse dışarıda görmez beni. Kimseyle konuşmam, magazinim yoktur, mekâna da gazeteci almam. Ben sahnede şov yapıyorum. Kendimi satmaya çıkmıyorum. Aleyhimde yazılmış haber de bulamazsın. Ama şu bir gerçek,Türk insanı gece hayatında bu karakteri hep yaratmıştır, olmadığı zaman da oldurmuştur. Bir Zeki Müren, bir Bülent Ersoy, Huysuz Virjin, hep talep olduğu için çıkmıştır. Beni de herkes tanımaz, ama tanıyan da iyi tanır. Benim her zaman müşterim vardır, iyi ailelerdir. Seyirci sahnede konuşan, espri yapan, sohbet eden birini istiyor, Ben Âşık Veysel okuyorsam Alevilere yapılan baskıyı da, Neşet Ertaş’ın Zahide’sinde kadına yapılan zulmü, Zülfü Livaneli’de Nâzım Hikmet’i anıyorum! Tina Turner hastasıyım, bir buçuk ay çalıştım, aynen okuyorum! Türk sanat müzi Utku Uysal’ın yaşamöyküsü “benim hayatım roman” cinsinden. ğini Ahmet Özhan’dan geçerim. Ailemin reisiyim Ailemle barışığım. Dedem Alzheimer oldu, oğlunu tanımadı, beni tanıdı. Babaannem rahmetli, o hep bizim torunumuz derdi. Namusumla çalışıyorum, vergimi veriyorum. Kime ne nasıl olduğum, nasıl göründüğüm? Hayatımda 7 senedir kimse yok. Beni anlamayan gelmesin. Benim Instagram sayfam bile kapalı. Tek tek bakıp seçi yorum. Öyle her isteyen gelip her istediğini yazamaz. Zaten özel hayatım yok o sayfada, sadece sahne kıyafetiyle şarkıcı Utku var. Sahnede de çiçek dışında hediye gönderemez kimse, kabul etmem. Sahnede beş buçuk saat detone olmadan şarkı söylüyorum! Beni dinlemeye meslektaşlarım, müzisyen arkadaşlarım gelir, onları sahneye davet ettiğimde bile yanlarında beklerim, içeri girmem. Seyircimle de avamlaşmam, yapmaya kalkanı tırmalarım! Politikacılar gider: Sanat kalır, anılar kalır... Kavga etmekten, endişe etmekten, laf yetiştirmekten, yalakalık etmekten, internet bağımlılığından zaman ve fırsat bulabilenler, çevrelerine baktıklarında, gördüklerini değerlendirdiklerinde, mutlaka güzel, yaşamı daha yaşanır kılacak bir şeyler keşfedebilirler... Bu hafta Nâzım Hikmet’in doğumunun 118. yıldönümünü kutladık ya... İşte size iki öneri. Bilenlerin yeniden keşfetmesi, bilmeyenlerin öğrenebilmesi için... Hem de herkesin kolayca ulaşabileceği, parmaklarınızın ucunda duran iki mücevher: Ortaköy’de ‘Çocukların Barışı’ Ortaköy’de cephesi Boğaziçi sahil yoluna bakan o kubbeli muhteşem yapı Hüsrev Kethuda Hamamı’dır. Mimar Sinan’ın eseridir. (Beşiktaş’taki 4 Mimar Sinan eserinden biri. Ötekiler: Barbaros Hayrettin Türbesi, Sinan Paşa Camisi, Yahya Efendi Türbesi) 300 yıl boyunca hamam olarak kullanıldı. Restore edildi. Bugün Beşiktaş Belediyesi’ne ait bir kültür merkezi. Nâzım Hikmet Vakfı girişimi, Pen Yazarlar Derneği ve UPSD katkılarıyla hazırlanan “Çocukların Barışı” sergisi şimdi bu mucizevi mekânda açıldı. Nâzım’ın “Hiroşimalı Kız Çocuğu” şiirinden yola çıkan; dünyanın birçok ülkesinden çocukların yaptığı o resimler, o büyülü mekânda, geçmişin kötülüklerini lanetleyen, geleceğin umuduna kanat çırpan özgürlük ve dayanışma düşlerine dönüşmüş... Bu arada bu serginin Ankara (Yenimahalle), Adana (Seyhan), Eskişehir (Tepebaşı) ve Kırklareli’nde de açıldığını belirteyim... Taksim’de Nâzım karikatürleri Sanatın ulaşılabilirliği, günümüzde çok önemli... Dünyanın paralarını ayıramayanları, sanatsal etkinliklerle buluşturmak önemli... İstanbul metrosunun Taksim’deki girişi, binlerce insanın gelip geçtiği bir yer. O girişteki Taksim Sanat, müthiş davetkâr bir mekân. Gelen geçene, “gel, gör beni, bak bana” diye adeta haykırıyor. İstanbul Büyükşehir Kültür AŞ’nin hazırladığı “Barışın Şairi” sergisini her gün yüzlerce insan geziyor. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Karikatürcüler Derneği katkılarıyla hazırlanan sergi, 2 dilde şiirler eşliğinde, yabancı ve yerli sanatçıların Nâzım karikatürlerini ve şairin birkaç özel eşyasını içeriyor... Devlet adına ilk özür Bu sonuncu serginin açılış konuşmasını yaparken bir yanlışa düştüm. “İlk kez İstanbul Belediyesi böylesi kucak açıyor Nâzım’a” dedim... Oysa “uzun bir zamandan sonra” demeliydim! Yanlışımı düzeltiyorum. Yıl 1992, günlerden 15 Ocak... Nâzım Hikmet’in 90. yaşı! Nâzım Hikmet Vakfı’nı kuralı daha bir yıl olmuş. İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen. Belediye seferber. Muhteşem hazırlıklar yapmışız. Ve o gün ister inanın ister inanmayın, İstanbul’un tüm caddelerinde Nâzım Hikmet dolaştı durdu. Belediyeye ait tüm otobüsler Nâzım Hikmet afişleriyle donatılmıştı. Ve Nâzım, sevgili şehri İstanbul’un sokaklarından bize gülümsüyordu. O akşam Spor Sergi Sarayı’nda “3 Dev”, Genco Erkal, Zülfü Livaneli ve Joan Baez, Nâzım için söylüyordu: Onlar da, 5 bin kişilik koro da olağanüstüydü! Bir hafta önce Joan Baez, ne var ne yok diye San Francisco’dan telefon ettiğinde, Nâzım’ın yaş gününe hazırlandığımızı söylemiştim. Anında “Geliyorum” dedi. “Paramız yok kaşe veremeyiz” dedim, kızdı. “Uçak bileti dahi veremeyiz” dedim. Daha çok kızdı. “Evinde bir yatak ver yeter” dedi. “Size değil, kendime hediye yapıyorum” diye ekledi. Ve gitarını alıp geldi. Muhteşem bir geceydi. Ve dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar o gece “devlet adına” Nâzım Hikmet’ten özür diledi. Sanat kalır! Anılar kalır! Gerisi fasa fiso! İyi pazarlar. NOT: Rahşan Ecevit’e Tanrı’dan rahmet diliyorum. Ecevitlerden geriye benim gönlümde, birbirlerine aşk dolu bakışları, sevgi sözcükleri, sanata kültüre saygıları, bağlılıkları ve dayanışmaları kaldı... Işık içinde, aşk içinde uyusunlar. Fringe’e açık çağrı İlki geçen yıl düzenlenen İstanbul Fringe Festival, ikinci edisyonu için çağrı açtı. Eylül ayında yapılacak festivale başvurular 29 Mart’a kadar sürecek. Festival, Türkiye’den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde üretilen alternatif işleri farklı noktalardaki sahne ve mekânlarda izleyiciyle buluşturacak. Uluslararası Fringe Topluluğu’nun bir parçası olan festival programında ayrıca atölyeler, sanatçı buluşmaları ve partiler yer alacak. Sanatçılar, festivalin web sitesi “www.fringeistanbul.com” üzerinden başvuru yapabiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle