28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: İLKNUR FİLİZ dishab@cumhuriyet.com.tr 73 EYLÜL 2019 SALI Tahran’dan Rusya kartıİran Dışişleri Bakanı, Moskova’nın Körfez’de güvenliği sağlama teklifine yeşil ışık yaktı TahranBatı hattında yaşanan tan fez ülkeleri arasında oluşturulacak iş şanan gerilimin ardından ABD, Hürker geriliminin ardından ABD öncü birliğiyle sağlanabileceği” yönündeki müz Boğazı’nda ticari gemilerin gü memesi için çözüm bulma çağrısı yaptığını” söyleyen Lavrov, bölgede alına lüğünde Basra Körfezi’nde oluşturul görüşünü bir kez daha tekrarladı. venliğini sağlamak için uluslarara cak tüm kararlarda Fırat’ın doğusun ması planlanan “deniz koalisyonu”na İngiltere’ye bağlı Cebelitarık sı deniz koalisyonu kurulması teklifi da yaşayan Arap aşiretlerinin çıkarları bir alternatif Rusya’dan geldi. Yönetimi’nin 4 Temmuz’da İran’a ait yapmıştı. İngiltere, Avustralya ve Bah na saygı duyulmasını beklediklerini ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, bir petrol tankerine el koymasının ar reyn destek verdiğini duyurmuştu. yalnızca Suriye’nin egemenliğine saygı Moskova’da Rus mevkidaşı Sergey dından Tahran ve Londra arasında Öte yandan, Lavrov ve Zarif düzen gösteren kararları destekleyeceklerini Lavrov’la yaptığı görüşmenin ardın diplomatik kriz yaşanmıştı. İran da,19 lenen ortak basın toplantısında Türki vurguladı. Zarif ise Türkiye’nin güven dan, Rusya’nın Körfez’de güvenliği Temmuz tarihinde İngiltere bandıralı ye ile ABD’nin Suriye’de kurmayı plan lik konusundaki kaygılarını anladıkları sağlama yönündeki teklifini memnu bir tankere Hürmüz Boğazı’ndan geçi ladığı güvenli bölgeyi de değerlendir nı belirterek “Ancak bu kaygıları gider Zarif ile Lavrov dün niyetle karşıladıklarını söyledi. Zarif şi sırasında denizcilik kurallarına uy di. “Rusya’nın, Kürt sorununun yeni ve menin en iyi yolu, Suriye hükümetiyle Moskova’da bir araya geldi. ayrıca, “bölge güvenliğinin ancak Kör madığı gerekçesiyle el koymuştu. Ya ciddi bir bölgesel sorun haline dönüş işbirliği yapmak” diye konuştu. ‘Dünya birkaçDVİKAOTİKÇSFA.IDDGRİE.KNÇAEİLĞLKDSINEEMKMRANETAESRİ çağı birden yaşıyor’ MİNE ESEN Küresel boyutta demokratik değerler erozyona uğruyor, popülizm rüzgârı gericiliği hızlandırıyor. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, dünyada popülizmin tehlikeli tırmanışına karşı de Nas, “Daha önce olmadığı kadar daha küçük, birbiriyle bağlantılı bir dünya var. Ama bu bağlantı arttıkça daha ilkel içgüdülere dönüş, korumacı, ırkçı duygular ön plana nu dengeleyebilir. Çünkü var olan siyasetle daha ileriye gitmemiz mümkün görünmüyor. Demokratik değerlerde geriye dönüş var, mesela Brezilya Devlet Başkanı oğlunu ABD elçiliğine aday gösterebiliyor, nepotizm gibi geride bırakılması gereken şeyler yeniden gündeme geliyor. Bu ilerici hareketlerin bir şekilde va mokratik güçlerin daha sınır aşırı bağlar kurmaları, global hareketlere dönüşmeleri gerekeceği görüşünde. Bu çer çıkıyor. Birkaç yüzyıl aynı anda yaşanıyor sanki” diyor. tandaşların bilincini uyandırıp, popülist liderlere karşı daha geçerli politikalar üretmesi, aktif liderlerini çıkarabilmeleri çevede iklim değişikliğine karşı çevre için mücadele eden hareketlerin, Avrupa Birliği’nden (AB) yana olan grupların daha organize hale gelebileceklerini söylüyor. “Var olan sistemle gitmiyor... Yeni siyasetin artık daha yaratıcı olması gerek” diyor. Nas ile uzmanı olduğu TürkiyeAB ilişkilerinden Trump gibi öngörülemez liderler döneminin damga vurduğu küresel siyasete, geleneksel müttefik kavramlarının çatırdamasına uzanan bir sohbet gerçekleştiriyoruz. n Transatlantik ilişkilerinde ciddi bir gerilim yaşanıyor... BerlinParis merkezli AB ile Washington hattındaki ilişkileri nasıl değerlendirirsiniz? NAS AB’nin kendi özerk kapasitesini geliştirmesi gerekecek diye düşünüyorum. Savunma, güvenliğe daha fazla harcaması gerekecek. AB bir refah toplumu. Onlar için en büyük güvenlik meyebiliyor, dışına çıkabiliyor. AB’nin yaptığı en iyi şey de bu aslında, denge polikası, diplomasi, ekonomide. AB’nin ABD, Rusya gibi bir güç olması mümkün değil şu anda. Böyle bir strateji kültürü de yok zaten. ABD Başkanı Trump, biraz tüccar zihniyetli yaklaşımları olan, pazarlıklarla elini güçlendirmeye çalışan bir politikacı olduğu için kurumsal bağ, kültürüne bağlı kalmayabilir. Artık bundan sonra devletler daha önemli aktör olacak gibi. Var olan evrensel değerlerin korunmasında zorluklar olabilir diye düşünüyorum. Devletlerarası karşılıklı çıkar odaklı politikalar daha geçerli olacak. II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan bir düzen vardı şimdi onun aşındığını, dağıldığını görüyo ruz ama onun yerine de böyle kural koyucu bir aktör yok. ‘Demokratik güçler sınırları aşmalı’ n Dünyada popülist söylem, siyasetin kendine daha fazla destek bulması konusunda görüşünüz nedir? Popülizm tehlikesi her yerde var, rasyonel bir ülke olarak gördüğümüz İngiltere de dahil. Ama bunun karşısında da popülizme karşı daha ilerici diyebileceğimiz hareketler var. Mesela iklim değişikliğiyle mücadele edenlerin, AB yanlılarının daha örgütlü bir araya gelmeleri gibi. Demokratik güçlerin, daha sınır aşırı bağlar kurmaları, global hareketlere dönüşmeleri gerekecek. Onlar belki bu lazım. Öbür türlü faşizme, ırkçılığa giden bir dünya var. Buna karşı yeni siyasetin daha yaratıcı olması gerekir. n Küresel çapta kaos, öngörülemezlik artıyor. Bu dönemi neyle kıyaslamak gerek? Daha önce olmadığı kadar küçük ve bağlantılı bir dünya var. Ama bu bağlantı arttıkça da daha ilkel içgüdülere dönüş var, korumacı, ırkçı duyguların ön plana çıkması gibi. Bir de gelir uçurumu... Dünya gelirinin önemli bir kısmının birkaç kişinin elinde çok fazla toplandığı tehlikeli bir gidişat var. I. ve II. Dünya Savaşı arasındaki döneme de benzetenler var. Popülizmin yükselmesi, o tür liderlerin ortaya çıkmasından da dolayı. Coğrafyada yaşanan gelişmeler, egemenlik vasfı yara alan ülkelerin ortaya çıkması, hepsi bir etken... Şimdiye kadar görmediğimiz dönem, dene tehdidi refaha, istikrara, içerideki top yimleyeceğimiz bir dünya olacak. lumsal güvenliğe yönelik tehditler. AB n Tablo karamsar, zorlu... çok mecbur kalmadıkça sert güç kul Evet karamsarlıklar yoğun ama bir lanmak istemez. Ama savunma sana yandan da büyük gelişmeler var. Mese yisine daha ağırlık verecek. Rusya’yı la tıp, teknoloji alanına baktığınızda... Baltıklar’ın uzağında tutmaya çalışa Ama bir yandan da kontrol edilemiyor, cak. Önümüzdeki dönem ittifaklar de bunlar kötü amaçlarla kullanılabilir gi ğil de, daha çok karşılıklı güçlerin bir bi korkularla gelecekten endişe duyu birini dengelemeye çalıştıkları, taviz luyor. Dünya da artık insanlığın geldiği lerle şekillenecek, konjonktürel ittifak bu boyutu daha fazla kaldıramıyor. Bir larla ilerlenilecek gibi. yandan da çevreci hareketler var ama n Ortaya yeni güçler mi çıkar? diğer yanda da bunlar hiç yokmuş gi Aslında kurumlar devam ediyor ama bi tüketme üzerine kurulu bir kitle. Bir içleri boşaltılmış durumda. BM var ama de yeni bir orta sınıf var, Çin, Hindis eskisi kadar etkili değil. Ülkeler onların ilkeleriyle kendilerini bağlı hisset Geçen seneki G7 Zirvesi’nden yansıyan bu fotoğraf, ABD ile AB arasındaki gerilimi gösterdiği yorumlarına neden olmuştu. tan gibi ülkelerde ortaya çıkan. Daha önce çok tüketememiş, şimdi tüketmek ‘Türkiye AB’den uzaklaşıyor’ isteyenbirkesim.Budevamedecek, Afrika’nın de gelişmesiyle belki... Birkaç yüzyıl aynı anda yaşanıyor sanki, Orta Çağ, Yeni Çağ, Modern Çağ gibi. Bunların kontrol edilememesi insanı n AnkaraAB ilişkilerinde kırılma noktasında mıyız? NAS Geçen yıl biraz olsa da ilişkilerde normalleşme sinyalleri alıyorduk. OHAL’in kalkmasından sonra toplantılar yeniden başlamıştı. Ama Kıbrıs meselesi, sondaj kriziyle birlikte alınan kararlar temasları durdurdu. Biraz kör topal da olsa ilişkilerin tekrar yoluna girmesine yönelik çabalar, bir türlü gerçekleşmedi. Türkiye’nin üyelik müzakereleri konusunda AB’den kimi cepheden imtiyazlı ortaklık yönünde öneriler geliyordu, bu son olanlar şunu da gösterdi: İlişkileri farklı bir kulvara çıkaralım gibi bir çaba çok sonuç vermez. Çünkü ilişkileri bütünleşmeye doğru ilerletemezseniz, tam tersine uzaklaşma oluyor... Sorunlar giderek daha jeostratejik bir durum almaya başladı. Türkiye’nin Avrupa’dan ayrışması, AB ile temel vizyon farklılığı ortaya çıkıyor. Türkiye, Rusya gibi ülkelere belki biraz sistem olarak yaklaşıyor. ‘İki katmanlı yapı’ n Ankara’nın seçimleri ve yol haritası hakkındaki görüşünüz nedir? Türkiye AB’den değerler açısından bir uzaklaşmada. Başkanlık sistemine geçiş, OHAL sonucu alınan bazı önlemler... AB’nin de Türkiye’ye karşı hataları oldu ama onların bakış açısından bakarsanız diyorlar ki Türkiye bizden uzaklaşıyor. Bunu derken de söyledikleri şu, Türkiye’de oluşturulan yeni sistem AB değerleriyle uyumlu değil, yani kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, gücün paylaşılması gibi konularda. AB, siz bir seçim yapıyorsunuz, kapı açık ama kriterler belli diyor. AB’nin ikilemi de şu.. Herşey de objektif olmuyor her zaman, Kıbrıs meselesinin önümüze çıkarılması, Avrupalı değil argümanı... Bunun karşılığında da Türkiye’de AB biz ne yaparsak yapalım üyeliğinin çok da mümkün olamayacağı tarzında bir izlenim doğdu. Bir de tabii Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler AB değerleri ile çok uyumlu olmadı. Türkiye’nin reformları uygulayabilme kapasitesi şu an pek gözükmüyor ama aynı şekilde de AB’nin Türkiye’yi içine alıp entegre edebilecek kapasitesi yok. Kendi içindeki sorunlar, Brexit, Polonya, Macaristan, İtalya gibi ülkelerde yaşananlar ortada, AB’ye başkaldırıyorlar. Ancak bu süreci atlatıp farklı bir yapı oluşturabilirlerse, mesela iki katmanlı bir yapı belki ama o da zor. n AB’nin iki katmanlı yapısı görüşünü açar mısınız? Mesela Avro alanına dahil olan ülkelerin oluşturduğu iç halka, bunlar daha entegre olacak. Ortak bütçe, para politikaları gibi federe gibi bir yapı şeklinde. Bunlar dış halkada kalan ülkelerle de daha gevşek yeni bir ortaklık modeli yapacak. Uzun zamandır konuşuluyor ama uygulanması da pek mümkün değil çünkü ayrıştırmayı çok fazla yapamıyorlar. n Kıbrıs’ta sondaj gerilimi AB ile kopma noktası olabilir mi.. Tam kopmayı iki tarafın da göze alabileceğini düşünmüyorum. AB açısından müzakere sürecini tümüyle askıya alma kararı olabilirdi ama bunu yapmıyorlar. Çünkü Türkiye, AB için önemli bir ülke özellikle göç konusunda, Suriye’deki durumla ilgili olarak. Türkiye’yi çok da dışlamayalım, düşmanlaştırmayalım, işbirliği olabilsin istiyorlar. Türkiye de ticari ortak, yabancı yatırım kaynağı olarak önemli görüyor AB’yi. n Ankara, dış politikada dümeni Batı’dan Doğu’ya kırıyor yorumları için görüşünüz nedir? Kamuoyunda AB’ye destek hâlâ yüksek, yüzde 60 oranlarında. Üye olmak ister misin gibi soruya çoğunluk evet diyor ama üye olunacağına inanç düşük. Son gelişmelerle bağlantılı olarak araştırmalarda Rusya’nın ön planda, önemli bir partner olduğunu görüyoruz. Ama her şeye rağmen AB’ye kızılsa da serbest dolaşım, ekonomi açılarından önemli görünüyor. Demokrasi, insan hakları açısından da. Türkiye’nin Avrupa ile her türlü bağlantıyı, ilgiyi kesip kendisini bir Ortadoğu, Asya ülkesi olarak görmek istediğini pek kimse istemez diye düşünüyorum, ama olaylar bizi oraya yönlendirebilir de... biraz korkutuyor. Sultanlığa dönüş yok... n Ankara dış politikada zorlu süreçten geçiyor... Türkiye demokratik değerler konusunda ödevini yerine getirmede ciddi sıkıntıda. İçerideki yangını söndürmeden dışarıya güçlü olmak olası mı... Şu anda Türkiye’nin daha iyi bir yerde olması gerekirdi. Özellikle 2000’lerin başında önemli reformlar oldu, AB sürecinde. Ama biz bu kazanımları tek tek kaybettik. OHAL dönemi dedik, ama artık çıktıktan sonra bunun normalleşmesi lazım. Akıldışı bazı uygulamalar olabiliyor, hukuk alanında görüyoruz. Türkiye’nin Avrupa’da imajı son derece kötü. Ama bu sadece imaj da değil, var olan olumsuzluklar var. Hukuk, yargının durumu belki Türkiye’de eskiden beri problemliydi ama artık daha sorunlu hale gelmeye başladı. Biz diyoruz ki AB ikiyüzlü davranıyor, yargılıyor ama bizim de kendimizi savunabilecek bir düzeyde olmamız lazım. O nedenle de dediğiniz gibi önce kendi evimizi düzene sokmamız gerek. Vitrin düzenlemesi değil de uygulamayı göstermek... Belli kural, değerler olmalı ve bunlar üzerinde uzlaşmalıyız. Kavga ederek bunu yapamayız. Gençler ülkede bir gelecek göremeyip yurtdışına gidiyor, eğitim sisteminde sorunlar var, ideolo Kadına şiddete öfke rüldüğü iddiası infial yarattı. Filistin Filistin’in Beytüllahim kentinde bir güzellik merkezinde çalışan 21 yaşındaki İs li kadınlar dün Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Başbakanlık ofisi önünde, erkek şiddetinin son bulması ve kadınları jik yapılan şeyler var... Türkiye’nin sanayisi güçlendi, insan kaynağı, bilinç düzeyi var, demokrasiyi de bir şekilde yaşamış insanlar. O nedenle bu yoldan geriye dönüş yok, sultanlığa geri döne ra Nasır Garib’in, kendisiyle evlenmek isteyen bir gençle sosyal medya hesabından video paylaştığı için erkek kardeşi ve eniştesi tarafından işkence edilerek öldü aile içi şiddete karşı koruyacak düzenlemelerin yasalaştırılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldığı duyuruldu. meyiz. Tarihe bakıldığında geriye ileriye gidiş, mücadeleler olmuştur. Pusulamız demokratik değerler, vatandaşın refahı, toplumsal barışın sağlanması olmalı. Öğretim yılı eylemle başladı Hong Kong’da geçen haziranda zanlıların Çin’e iadesini öngören yasa tasarısını protesto etmek için başlayan, reform taleplerine evrilen gösteriler sürüyor. Binlerce ortaokul, lise, üniversite öğrencisi okulu boykot ederken, bazı öğrenciler ise sınıflarına girmeden önce okulların bahçesinde insan zinciri oluşturdu. Kimi öğrencilerin gaz maskesi ve baretle okula gitmesi dikkat çekti. Hong Kong’daki eylemcilerin bir diğer adresi metro istasyonları oldu. Bazı eylemcilerin sabah saatlerinde trenlerin kapılarını tutarak ulaşımı aksattığı, üç kişinin gözaltına alındığı belirtildi. ABDASEAN hamlesi Tartışmalı sularda tatbikat Washington ve Pekin arasında Güney Çin Denizi, bölge ülkelerindeki nüfuz mücadelesi, ticaret savaşları gibi bir dizi başlıkta gerilim sürerken ABD’den, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) üyeleri ile ortak tatbikat hamlesi geldi. ABD donanması ile ASEAN’ın ilk ortak tatbikatı olma özelliği taşıyan AUMX’in, dün Tayland’daki Sattahip Deniz Üssü’nde başladığı, cuma günü Singapur’da sonlandırılacağı bildirildi. Tatbikata sekiz savaş gemisi, dört donanma uçağı ve binden fazla asker katılacak. Bu kapsamda gemilere baskın ve arama yapma pratikleri yapılacak. Ortak tatbikatın, ABD’nin bölge politikasına giderek daha fazla müdahil olduğu, ASEAN üyeleri Brunei, Malezya, Vietnam ve Filipinler’in de bir kısmında hâkimiyet iddiasında bulunduğu tartışmalı Güney Çin Denizi’nde Pekin ile Güney Asya arasındaki gerilimin arttığı bir dönemde gerçekleştirilmesi dikkat çekti. Gemilerin tatbikat kapsamında uluslararası sularda Güney Çin Denizi’ne girmeyi planladığının duyurulması üzerine gözler Pekin’e çevrildi. Çin, ticaret güzergâhları açısından kilit öneme sahip Güney Çin Denizi’nin çoğunda hâkimiyet iddiasında bulunuyor. Bu kapsamda Çin ordusuna ait gemi, Vietnam tarafından hak iddia edilen sularda bulunmaya devam ediyor. ABD Savunma Bakanlığı geçen hafta Çin’in “HintPasifik bölgesinde uluslararası kuralları ihlal ettiğini” söylemişti. ‘Görevimi tamamladım’ Başbakan koltuğu bıraktı “Rusya’ya karşı yumuşak politika izlediği” eleştirilerinin merkezinde ki Gürcistan Başbakanı Mamuka Bah tadze, bir yılı aşkın süredir başında ol duğu görevinden istifa ettiğini duyurdu. Bahtadze, dün yaptığı açıklamada, “Gö revi boyunca Gürcistan’ın stratejik kal kınma planının oluşturulmasına katkı sağladığını” belirtirken “Kalkınmanın stratejik çerçevesi oluşturuldu, uygulandı ve dolayısıy la görevimden istifa et me kararımı aldım; çün kü görevimi yerine ge tirdiğime inanıyorum” Bahtadze. ifadelerini kullandı. Gür cistan basınında çıkan haberlere göre, Bahtadze’den boşalan başbakanlık kol tuğuna mevcut Dışişleri Bakanı Geor giy Gahariya’nın oturması bekleniyor. Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te haziran ayında gerçekleşen 26. Ortodoks Par lamentolararası Genel Asamblesi top lantısına bir Rus milletvekilinin başkan lık etmesi, ülkede haftalar süren Rusya karşıtı protestolara neden olmuştu. Taliban ile müzakereler ‘Anlaşmaya yakınız’ Şiddet döngüsünün sürdüğü Afganistan’da ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Taliban ile aylardır sürdürülen barış görüşmelerinde, “tarihi bir anlaşmaya çok yakın olduklarını” söyledi. Dün Kabil’de Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’yle görüşen Halilzad, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Afganların müzakere etmek için bir araya gelip kalıcı bir barış ile ABD’yi tehdit etmeyecek egemen ve birleşmiş bir Afganistan’ı görüşmelerine olanak sağlayacak anlaşmanın eşiğindeyiz” ifadesini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle