26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 3 EYLÜL 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER/YORUM Esad’la kavganın Türkiye’ye korkunç bedeli... A nkara’nın Esad ile başlattığı kavganın Türkiye’ye (ve bölgeye) inanılmayacak kadar büyük bedeli oldu ve çok daha büyükleri gelecek. ABD’nin başlattığı Arap Baharı’na kadar Ankara ve Şam iktisadi ve siyasi olarak ABD, Rusya, İsrail ve Yunanistan’ı kıskandıracak kadar iyi ilişkiler kurmuştu. Ortak hükümetler toplantısından ortak yatırımlara kadar her şey güzeldi. Türkiye Ortadoğu’yla, ticari ilişkilerini Suriye üzerinden çok güzel yürütüyordu, iki taraf da ulusal çıkarlarını başarı ile sağlıyordu. Ama Ankara’nın, siyasal İslamı öne çıkaran stratejik derinlikleri(!), Amerika’nın istediği bir biçimde işleri tersyüz etti. Ankara’dan Esad’a yapılan “Müslüman Kardeşler” dayatmaları, “Ümmetçi” odaklı baskılar, “ABD’nin ve İsrail’in istediği biçimde” ilişkileri sabote etti. Ankara’nın sırtını, siyasal İslamcı (ve ümmetçi) güdülerle sıvazlayanlar, kumpaslarında sonuca ulaştılar. Ve Türkiye’ye bedeller sıralandı: 1) Ankara, ABD’nin tezgâhladığı Suriye’yi parçalama operasyonunun bir parçası haline getirildi, “Esad’la kavganın bu sonucu doğurması düşünülmüştü ve başarıldı.” Artık iki dost Ankara ve Şam, iki düşman olmuşlardı. Bölgesel işbirliğine saatli bomba yerleştirildiği için BOP’un ve Kürdistan’ın Suriye ayağı başarı ile yürüyecekti. YPG hızla gelişti. Ankara “eğitdonat” kumpasının bir aracı yapılmıştı. Radikal dinciler ve istihbarat örgütlerinin örgütlediği paralı teröristler Suriye’ye gönderildiler. Sonradan siyasilerimizin itiraf ettikleri gibi, “bizi göz göre göre aldatmışlardı!” 2) 5 milyon Suriyeli gariban, paralı terörist, İslamcı radikal Türkiye’ye “yerleştiriliyordu.” Türkiye birkaç yıl içinde, 4050 milyar dolarlık bir mali yükün içine itildi. Türkiye’de geleceğin “PKK”sinin (Suriyeli Arapçılar) temelleri planlı bir biçimde atılıyordu. 2012’den beri bu köşemde bunu hep gündeme getirdim. 5 milyon Suriyelinin yarın Türkiye’ye getireceği siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri yük kimsenin hayal edemeyeceği kadar yüksektir. ABD, AB, İsrail ve Yunanistan bu saatli bombayı, Türkiye’nin bütünlüğüne karşı bir araç olarak kullanacaklardır. 3) Ankara Şam ile işbirliği yerine onunla çatışarak Doğu Akdeniz ve Ege’deki konumuna büyük zarar vermiştir. Ankara Şam ile işbirliği içinde olsaydı, bugün Doğu Akdeniz’de çok daha farklı ve Türkiye yararına bir durum olurdu. Bugün Ankara, Doğu Akdeniz’de kendi hataları yüzünden yalnızlığa sürüklenmiştir. 4) Dün güney sınırımızdaki komşumuz dost Suriye iken bugün, YPG’yi ön karakolu yapmış ABD ile Suriye’nin kuzeybatısına iyice yerleşmiş, Rusya yeni sınırdaşlarımız oldular! Türkiye, devler çatışmasının sınırdaşı haline dönüştü, ateş çemberi içine girdik. Bu sonuç nasıl çıktı Ve bütün bunların arkasında, “siyasal İslam odaklı yanlış dış politika dayatmaları” bulunuyor. AKP iktidarı bu yanlış tercihi ile bütün bu olağanüstü siyasal, ekonomik, sosyal ve askeri faturanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ve bugün de ısrar edilmektedir. Bu köşede uzun yıllardan beri yazdım: Siyasal İslam odaklı iç ve dış politika dayatmaları, “emperyalizmin oyuncağı olmadan ayakta kalmayı sürdüremez”. Kazananlar emperyalistler ve faşistler olur. Kaybedenlerin başında da Türkiye gelir, siyasal İslamcılar dahil... C.Rice 90’ların başında ABD için bölgede ne istiyordu: Ortadoğu’da 23 ülkenin rejimlerinin ve sınırlarının değişmesini. Ankara Şam’la kavga ettirilerek ABD, hem Kürdistan’ın Suriye ayağını YPG kanalı ile gerçekleştirdi hem Türkiye’ye 5 milyon Suriyeli “yerleştirerek” ülkenin başına yeni bir PKK soktu hem Ankara’yı “kendisine mecbur ederek” yeni Çekiç Güç sağladı hem de bölgede Yunanistan, Rum Kesimi ve Mısır’ı kendi koruma şemsiyesi altına sokarak, Ankara’yı Doğu Akdeniz’de tamamen yalnızlığa itti. ErdoğanEsad kavgasının sonucu bunlar oldu... 3 EYLÜL 2019 SAYI: 34299 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:55 04:43 05:10 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:25 13:09 16:48 06:11 12:53 16:32 06:35 13:16 16:54 Akşam 19:42 19:26 19:47 Yatsı 21:06 20:48 21:07 T ürkiye’de, eskiden “Bodrum!” denilince, akla “sünger” gelirdi! Osmanlı’dan yakın tarihe değin, Bodrumlu denizcilerin, Türkiye, Yunan adaları, Lübnan, Libya kıyılarında, denize tüpsüz dalarak “doğal sünger!” çıkardıklarını, an nelerinin bu süngerleri mutfak temizliğinde kul landıklarını, günümüz gençleri pek bilmezler... Sünger, “bitki olmayıp kalkerlisilisli iğnecikler Zefirion... Halikarnassos...den oluşan, iskelet yapısına sahip, eşeyli, eşeysiz denizaltında üreyen” canlılardır... HHH Süngerden ilk söz eden İzmirli hemşerimiz Homeros’tur. Ayrıca, Yunan filozof Petrium... Bodrum... (Bedroom!) (6) Aristoteles’in de bu konuda çalışmaları biliniyor. ya Feneri, Antalya’nın Beydağları Sahil Milli Parkı Arkeologlar, sünger avcılarına şükran borçludur sınırları içerisinde yer alıyor. İlkçağ kaynaklarında lar!  Çünkü denizaltındaki antik kalıntıların ipuçla “Hiera Akra (Kutsal Burun)” olarak söz edilen bu rı, sünger dalgıçlarından sağlanmıştı. raya, Piri Reis “Şilden Burnu” diyordu... HHH Gelidonya Burnu, önündeki adaların Likya Amerikalı foto muhabiri Peter Throckmorton, coğrafyasında, denizcilik tarihinde önemli ye 1958’de İzmir’de yaşarken, süngercilerin, deni ri var. Ters akıntılarından dolayı, antik “Pamfil zaltındaki antik tekne kalıntılarından söz etmele ya” Denizi’nin (Antalya Körfezi) en tehlikeli yeridir. rinden etkilenmişti.  Antik dönemdeki teknelerle burayı geç Throckmorton, süngercilerden Geli mek çok zordu. Eski gemicilerin korkulu donya Burnu’nda sualtında bakır kül rüyası olan burnun önündeki derinlikler çelerle birlikte batmış bir teknenin ye de, çok sayıda batık saptandı... rini öğrenince, tanıdığı Ankara Gordi HHH on kazı başkanı Prof. Dr. Rodney Stuart Prof. Bass’in 2. sualtı kazısı, 1977 Young’dan yardım istedi. 1979 yıllarındaki Bodrum “Serçe Limanı” Prof. Young, Gordion’da yanında çalı batığıdır. İS 1025’e tarihlenen teknede, şan, “doktora öğrencisi” George Bass’e yaklaşık 1020 bin cam nesne arasındaki, konuyu açtı. Sonrasını Bass, şöyle yaz sırlı kâseler, şarap kadehleri ve kaplarının mıştı: “Prof. Young’ın, bana tunç çağı teknesinde dalıp kazı yapmamı önerme George Bass çoğu, çarpıntılar nedeniyle kırılmıştı. Yaklaşık 80 sağlam cam kap kurtarıl si, arkeolojiyi öğrenip öğrenmeyeceğimi sorması, mış,  20 yıldan fazla süren onarımdan sonra Prof. kader gibi görünüyordu!” Bass ve meslektaşları, dünyanın en geniş “orta  10 haftalık bir dalış kursunun, sadece 6 hafta çağ İslami cam koleksiyonunu” toplayıp Bodrum sını tamamladıktan sonra, Bass, Gelidonya Bur Müzesi’nde sergilenmesine yol açtılar. nu açığında batan antik teknede, ilk bilimsel su HHH altı kazısını yapan arkeolog oldu...  Uluburun batığına gelince... 3 bin 300 yıl ön Bu olay, “Institute of Nautical Achaeology (INA) ce Antalya’nın Kaş ilçesinin 8 km açığında batan Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nün)” kurulmasına, ticaret gemisidir. Tunç çağına (İÖ 3 bin /1 bin Bodrum Kalesi’nin dünyada ilk “Sualtı Arkeolo yıl arası) ait, dünyada bilinen en eski batık ticaret ji Müzesi” olarak değişimine, ayrıca “INABod gemisi olduğu kabul edilen, 15 m uzunluğundaki rum Araştırma Merkezi”nin doğmasına da yol aç tekne, 50 m derinlikte bulundu. tı. INA, daha sonra Bodrum’da dünya denizaltı 1982’de süngerci Mehmet Çakır’ın orada ba arkeoloji başkenti olma yolunda ilerledi. kır külçelerini tesadüfen görmesi üzerine, Ulubu HHH run batığında çalışmalara başlandı... Türkiye’nin Akdeniz sahilinde yer alan Gelidon Geminin iskeleti oldukça iyi durumdaydı, kar gosu yaklaşık 18 bin parçadan oluşmaktaydı, ço ğu bozulmamıştı. Tekne, çok değerli kargosu nedeniy le, dünya deniz ticaretinin en önem Uluburun Batığı li tarihsel simge si oldu. Kargonun, “dönemin kraliyetler arası ticaret düzeyinde” olduğu düşünülüyor. Gemide, da ğılmış Kıbrıs bakır külçeleri 10 ton civarındaydı, tunç yapımında kullanılan 1 ton kalay da çevre ye dağılmıştı. Batıkta, ayrıca İsrail, Filistin, Lübnan, Ürdün’ü içeren Kanaanite yöresinden altın ve gümüş takı lar da bulundu. Batıktaki en ilginç nesne ise “tek dine” dönmek isteyen Mısır kraliçesi Nefertiti’nin altından yapılmış ve üzerinde adının yazılı oldu ğu mühürdür. HHH Prof. Bass, kazı sonuçlarını, meslektaşlarına kıyasla, çalışmalarını olağanüstü hızla yayımlayarak dikkatleri denizaltı arkeolojisine çek mekteydi... Boyut Yayınevi, Prof. Bass’ın “masaüstü” denilen türden büyük boyuttaki hari ka Türkçe kitabının yerine, ciltsiz daha küçük olarak Nefertiti Mührü yayımlasa, Bodrum severler Türkler de bu olağanüstü çalışmaları ilk ağızdan öğrenebilseler... HHH Prof. Bass, ilk dalışları için İngilizce bilen gen çleri Boğaziçi Üniversitesi’nden getirerek onlara dalmayı öğretti. Onlardan biri de mühendis adayı Cemal Pulak’tı.  Pulak da Bass gibi yaşamını sualtı arkeoloji sine adadı. Teksas Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürdü. Şimdilerde INA’nın 2. Başkanı, Yenikapı Batik Kazıları Başkanı, Port Royal, Ja maika çalışmaları başkan yardımcısıdır. Not: Sürecek... Çevremizdeki ateşFırat’ın doğusu, İdlib ve D. Akdeniz’de alarm zillerini duymuyoruz çemberi ısınıyor Üç sorun: Fırat’ın Doğusu, İdlib, Doğu Akdeniz. Üçü de dış güvenlik so runu. Fırat’ın doğusundan başla yalım. ABD ile pazarlıklar, bu se fer askerler üzerinden yürüyor. MSB’de Amerikalılarla yapılan son toplantıya Dışişleri’nden yetkili alınmamış. ABD tarafın dan James Jeffrey de ikinci plana düş müş durumda. Tür kiye YPG’yi dağıt SERTAÇ EŞ mak istiyor. ABD ise YPG’yi Türkiye’den korumak... Müşterek Harekât Merkezi (MHM) kuruldu, İHA’lar ve he likopterler bölge üzerinde uçtu. Peki; devlet başkanları, bakan lar düzeyinde çözüm bulunama yan soruna, karşılıklı iki ülkeden birer generalin komutasındaki harekât merkezi mi çözüm bu lacak? Bölgenin coğrafik yapısı düz. 20 bin fit düzeyine yükse len İHA’larınız varken sınır öte sindeki uçuşlar size, ulaşamadı ğınız hangi keşif gözetleme faa liyetini sağlayacak? İdlib sorunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iki ülke politikaları için “makas maalesef açık” dedi ve “iki üç hafta” bekleyeceklerini söyledi. YPG, Türkiye’nin bekası için en yakın tehdit olarak görülüyor. Yani bir dış güvenlik sorunu. Her kesimden uyarı ve öneri geliyor. Ancak Türkiye, bir dış güvenlik sorununu uzun süredir dünyanın süper gücü ABD ile müzakere ediyor. Daha ne kadar sürecek belirsiz... Bir dış güvenlik sorunu da İdlib. Türkiye bu sorunu da yine uzun süredir Rusya ile müzakere ediyor. Fırat’ın doğusuna yönelemeyen Esad yönetimi, İdlib’i kontrol altına almak istiyor. Rusya ve İran ile ortaklaşa yürütülen Astana Süreci, İdlib’de de tıkanmış durumda. Han Şeyhun’da Suriye ordusunun kontrolü sağlamasıyla İdlib’in en güneyindeki gözlem noktasında bulunan askerlerimizin ikmal yolu kapanmış durumda. Bu gözlem noktasındaki askerlerimizin statüsünü nasıl adlandıracağız? Askerlerimizin ikmal yolunun kapanmasına göz yuman Rusya ile savaş uçağı alımı konusunda kamuoyuna sıcak temaslar yansıtılması biraz garip oldu. Rusya ile savunma işbirliğini geliştirme mesajları İdlib’deki geliş melerle çelişki oluşturmuyor mu? Esad güçlerinin kovalaması nedeniyle Türk sınırına gelen Suriyelilerin, Erdoğan’ın fotoğrafını yak masıysa daha farklı kışkırtmaları akla getiriyor. Ardından ABD’nin İdlib’i vurması, çevremizdeki ateş çemberini biraz daha ısıtıyor. Enerji kaynakları Dikkat çekeceğimiz son konu Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları nedeniyle oluşan Türkiye karşıtı cephe. Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, İsrail, Yunanistan, ABD, Fransa gibi ülkelerin oluşturduğu koalisyona karşın Türkiye tek başına... Konuya ilişkin uluslararası gelişmeleri yakından izleyen avukat Önder Ege’nin dikkat çektiği gibi, “Uluslararası hukuk açısından Türkiye haklı. Ancak Akdeniz’e kıyısı olmayan Ürdün bile koalisyona dahil olmuş durumda.” Hükümeti uyaran CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı iktidar sözcüleri, “Araştırma yapan gemilerimizi Yunan gemisi olarak mı görüyorsun” diye karşılık verdi. İç politikaya yönelik süslü tümcelerin tadını çıkarmak, yalnız kalmış ülke sorununu çözer mi bilinmez. Ancak durumun Türkiye lehine olmadığı net. Türkiye’nin dış güvenlik çıkarlarını Fırat’ın doğusunda ABD, İdlib’de Rusya ile müzakere etmek, sıkışmışlığın göstergesi. Bağımsız refleks göstermeye kırılgan Türk ekonomisi pek uygun değil. Doğu Akdeniz’deki yalnızlığı, darmadağın haldeki bir Libya ile beraber olarak çözmek gerçekçi değil. ABD’nin politikası ABD’nin Irak ile başlayıp diğer komşumuz Suriye ile doruk noktasına taşıdığı ülke yönetimlerini değiştirme politikası kendi hedefleri açısından da pek başarılı görünmüyor. İran önce Irak’ta, günümüzde ise Suriye’de eskiye oranla ciddi şekilde pozisyon almış durumda. ABD ayrıca Suriye konusunda Rusya ile Fırat’ın doğusu ve batısı şeklinde adı konmamış bir “egemenlik alanı paylaşımına” gitmişti. Ancak ABD’nin İdlib’e, kimseye haber vermeden yaptığı son operasyon dengeleri yeniden sarstı. ABD, zamanlaması, vurulan örgütle birden çok aktöre mesaj verdi. Bir mesajın da Rusya ve bölgede askeri birlikleri olan Türkiye’ye olduğu çok açık. Ülkemiz iki güney komşumuzdaki gelişmeler nedeniyle ağır bedel ödedi, ödüyor. Artık öngörülü önlemler alma zamanı... Lübnan Cumhurbaşkanı’na Çelik’ten tepki: Tipik eziklik AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Osmanlı döneminde “devlet terörü” uygulandığı yönündeki sözlerine tepki gösterdi. Çelik, “Osmanlı’yı işgalci sayıp, çekilmesinin ardından bölgedeki kaynakları sömürenleri Lübnan Cumhurbaşkanı ‘nüfus sahibi’ olarak yorumluyor. Bu tipik ezikliğin bir örneğidir” dedi. AKP MYK toplantısının ardından konuşan Çelik’in açıklamalarından satırbaşları şöyle: Karakola çağrılmadı: Türkiye Patriot almak isterken, olumsuz yaklaşımları ifade ettik. YPG’ye destek sürerken, 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başındaki şahıs ABD’de karakola bile çağrılmazken, ittifaklık ilişkisinin ruhuna aykırı davranan müttefiklerimizi uyarmaya devam ediyoruz. Sadece Türkiye değil: NATO ülkelerince bu kadar farklı silah sistemi kullanılırken sadece Türkiye farklı silah kullanıyor algısı gerçek değil. AB üyeleri 19 farklı tipte tank kullanıyor. S300 alan ülkeler arasında Yunanistan, Bulgaristan var. Adımımızı atarız: Suriye’de güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolünde olması gerektiğini hassasiyetle takip ediyoruz. Geçmişteki oyalama olursa Türkiye güvenliği için kendi adımımızı atarız. Mahalle dayanışması: Doğu Akdeniz’de, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi tipik bir mahalle dayanışması içindeler. Macron’un açıklamasının da uluslararası hukukla ilişkisi yok. Güvenlik ihtiyacımızı F35’lerle gidermek istiyoruz. Blokaj söz konusu olursa başka yerlerden karşılamak durumundayız. l ANKARA/Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1 1/ Bahçıvan tulumuna benzer, 2 3 4 askılı bir giysi. 2/ Tavır takınma, ol 5 6 7 duğundan 8 başka davranma... 9 Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli kumaş. 3/ Ayakkabı ve çanta yapımında kullanılan parlak deri... “Kalbim, bu zulümlü sevda / altındadır” (Ahmed Arif). 4/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 PE L İ KÜL D 2 EBER Ç İ ÇU 3 DOL AZ KOY 4 ALEN İ YET 5 NAM GANA J 6 T E FOR NE 7 İ SNAT NAR 8 KUDU T EKE 9 Ç İ LK İM Z Azerbaycan’ın plaka imi... Güney Amerika’da yaşayan bir yük hay vanı. 5/ Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bir yayla. 6/ Angola’nın başkenti... Kuzu sesi. 7/ Bir işi yaptırabilme gücü... Kimin daha uzun zaman susacağı ilkesine dayanan bir çocuk oyunu. 8/ Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim... Bir cins bira. 9/ Bir iskambil oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Askısız, kolları açık ve etek boyu diz üs tünde biten kadın giysisi. 2/ Divan şiirinin ölçüsü... Asya ile Avrupa’yı ayıran dağ sırası. 3/ Takımlar grubu, küme... Günahtan sakın ma. 4/ Kalay oksit katılarak donuklaştırılmış ya da kemik tozu katılarak yarı donuk hale getirilmiş cama verilen ad... İskambilde bir kâğıt. 5/ Nar, erik, kızılcık gibi yemişlerden yapılan pekmez. 6/ Konut... Anlam. 7/ Nal... İşyeri olarak kullanılan birkaç katlı yapı. 8/ Bir nota... Aruz ölçüsünde, kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için uzatma. 9/ Osmaniye ilinde, “ulusal park” kapsamına alınan ünlü Hitit yerleşmesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle