28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: öznur oğraş ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET 133 EYLÜL 2019 SALI 76. Venedik Film Festivali’nden notlar Ekonomik kriz eşiği aştı Kriz gelip kapımıza dayanır ama, son anda içeri girmez; teğet geçer hep ! Ev sahiplerini ürkütmemek gerekir. Önce gerçekleri inkâr ederek dile getirdiğimiz yalanlara kendimizi de inandırır; sonra, beslemeye çalıştığımız boş umutları başkalarına yutturmaya çabalarız. Aslında, ekonomik kriz çoktan eşiği aşmış, evin içine girip baş köşeye yerleşmiştir!... 19. yüzyıl kapitalizmi ile bugünkü küresel kapitalizm arasında pek fark yoktur. Krizler sayesinde gelişip serpilmiştir ikisi de. Günümüzün sorunu küreselliğin getirdiği ivmedir; çapraz, karmaşık bağlantıların yoğunluğudur. Zenginler kısa sürede daha zengin olurken, dar gelirliler hızla fakirleşirler. Altyapı karmaşıklaştıkça, yolsuzluklar ve vergi kaçakçılığı arttıkça, büyüyen ağlar kördüğüm olma riski ile burun buruna gelmiştir... Steven Soderbergh (1963) bu kördüğümleri, sanki kendisi birbirine dolamış gibi kolayca çözüveriyor!.. Ilk filmi “Sex, Lies and Videotape” ile tam 30 yıl önce Cannes’da Altın Palmiye kazanan Amerikalı yönetmeni, Lido’da uzun uzun, içtenlikle alkışlıyoruz. Bu kez Altın Aslan’a aday olan “The Laundromat”taki en büyük başarısı, makroekonomik dengeleri zorlayan küresel finansın nasıl işlediğini, kitlelerin nasıl aldatıldığını, yolsuzlukların nasıl yapıldığını, vergi cennetle Gary Oldman Steven Soderbergh Meryl Streep Jake Bernstein ri sayesinde nasıl daha çabuk zenginleşildiğini, bir peri masalı anlatırcasına hafif ve hoş bir sinema diliyle, rahatça anlaşılabilir kılması... Bir peri masalı dinlemiyoruz tabii. Tam tersine, patlama riski her gün artan küresel krizlerin gerisindeki mekanizmayı çözümleyen yönetmen, sorumluları suçlayıcı bir dille eleştirmekten de geri kalmıyor. “Laundromat”, herkesin başına gelebilecek sıradan bir olaydan yola çıkıyor: Emekli karı koca, evliliklerinin 40. yılını kutlamak için göl gezisine çıkarlar. Her zaman sakin olan su birden dalgalanınca, ters dönerek batan teknede 20 kişi yaşamını yitirir. Kazada ölenlerin arasında, yine çok başarılı bir oyunculuk sergileyen Merly Streep’in yorumladığı baş karakterin (sıradan emekli kadın tiplemesi) kocası da vardır. Ancak, tekneyi sigortalayan şirketin, bir dizi alım sa tım ve devir işlemleri sonrasında, artık yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olmayan, içi boşaltılmış bir kabuk şirkete dönüştüğü anlaşılır. Kimden hesap soracaktır yakınlarını kaybedenler? Kimi ABD eyaletleri ve AB ülkeleri de vergi cenneti!... Steven Soderbergh, “Panama Papers” belgelerinden yola çıkarak, geniş çaplı küresel yolsuzlukların, para aklama ve vergi kaçırma yöntemleriyle nasıl iç içe geçtiğini, paravan şirketlerin nasıl kurulduğunu, okyanuslardaki küçücük adaların nasıl birer vergi cenneti olduğunu, izleyicisini sıkmadan anlatıyor. Bu arada, ABD’nin ekonomik yapısını, parasal politikalarını da kıyasıya eleştiriyor. Sözünü edip durduğumuz vergi cennetleri arasında birçok ABD eyaleti de var çün kü; kimi küçük Avrupa ülkelerinin de bulunduğu gibi... Bu yolsuzlukların, kara para aklama ve vergi kaçırma yöntemlerinin, Afrika’dan Çin’e, Güney Amerika’dan Rusya’ya dek uzanan çok geniş bir ağ oluşturduğunu gözler önüne seren Steven Soderbergh, durumun baş sorumlusu olarak ABD’yi işaretliyor. Büyük şirketlerin ve milyarder işadamlarının, adayların seçim kampanyalarına yüksek bağışlarda bulunmalarının gerçek demokrasi ile bağdaşmadığını, siyasi partilerin finansmanı konusunda acil bir reform gerektiğini vurguluyor... Akdenizliler mi kendini beğenmiş, Kuzeybatılı Avrupalılar mı? Toplumsal sorunlara eğilen politik içerikli sinemanın, siyasi iktidarla birlikte ekonomik iktidarı da sorgulayan ikinci örneği, “sinema sanatına getirdiği özgün katkılar” nedeniyle onur ödülü alan politik sinemanın önemli ustalarindan, Yunan asıllı Fransız yönetmen Costa Gavras’ın (1933) yarışma dışı sunulan son filmiydi. “Salondaki Akil Adamlar” (Adults in the Room) dört yıl önce Yunanistan’ı sarsan borç krizi sürecinde, AB ve IMF sorumlularıyla yaşanan gergin toplantıların perde arkasını gerçek ses kayıtlarından yola çıkarak anlatırken, çarpıcı içeriğiyle ibretlik, duru mizanseniyle ustalıklı bir filmdi. AB’nin ve uluslararası finans kurumlarının önde gelen adlarının, baş eğmeyen ciddi Yunan müzakereciler karşısında ne kadar küstah okabildiklerini gösteren bu ibretlik filmden, ileride daha uzun söz etmek gerekiyor... Şebnem Ferah’tan ‘Vargit Zamanı’na Yunanistan’dan ödül kkaadrşını a Nurdan Tekeoğlu yapımcılı ğında ve Orhan Tekeoğlu yönet menliğinde çeki len “Vargit Zama nı” adlı belgesel Yunanistan’da 4. Beyond Borders In Orhan Tekeoğlu ternational Documen tary Film Festivali’de “Ho nourable Mention” ödülüne değer görüldü. Jüri, ödüle dair açıklamasında şu cümle lere yer verdi: “Geleneklerin yıkıcı etkileri, kayıp ve yas tutma üzerine felsefi bir eser. Bittikten sonra da sizle kalacak bir film. Sinemasal sadeliğe ve hikâye anlatımı na sahip. Bir babanın ölen oğlu için tuttu ğu yası doğanın ritminde anlatıyor. Ölmüş olan oğlunun anısına eski tahta evinde ki odasını yeniden yapıyor. Filmin her ka resinde yaptığı çekimlerle suçluluk duygu sunu ve çekilen vicdan azabını yönetmen Orhan Tekeoğlu çok iyi aktarıyor.” l Kültür Servisi şiddete tepki Balıkesir’in Edremit ilçesinde bu yıl 6’ıncısı düzenlenen Zeytinli Rock Festivali’nde sahne alan Şebnem Ferah, kadın şiddetine dikkat çekti. Konserde “Sözde Namus” isimli şarkısını seslendirmeden önce konuşan Ferah, “Mademki bu konser bizi bir araya getirdi, sizden tüm kalbimle, samimiyetimle bir ricam olabilir. Lütfen hiçbir şeyinizi ahlak bekçiliğine soyunmuş herhangi bir insanın yönlendirmesine müsaade etmeyiniz. Kendi vivdanınıza, içinizdeki güzelliklere, temiz kalbinize, yakınlarınıza, ailenize, dostlarınıza, en önemlisi kendinize güveniniz” dedi. l Kültür Servisi Maltepe Tiyatro Festivali başlıyor Maltepe Belediyesi, bu yıl ikincisini düzenleyeceği Maltepe Uluslararası Tiyatro Festivali’ne hazırlanıyor. 8 ülkeden ve Türkiye’den 11 şehirden tiyatro topluluklarını Maltepe’de buluşturacak festival, 1115 Eylül arasında yapılacak. Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin yanı sıra, Maltepe, Beşçeşmeler ve Büyükbakkalköy meydanları ile Cumhuriyet Parkı’nda, Küçükyalı Adnan Kahveci Parkı’nda, Zümrütevler ve Bağlarbaşı pazar yerinde de sahne alacak tiyatro oyunları ve gösteriler, halkla buluşacak. 21 yetişkin oyunu ve minik tiyatroseverler için 10 farklı oyunun gösteriminin yapılacağı festival, Urla Toprak Sahne’nin, Maltepe Meydanı’nda sahne alacağı “Uzun Bacaklar” isimli sokak oyunuyla başlayacak. Festivalde tiyatronun usta isimlerinin katılacağı söyleşiler ile konser, standup ve dans gösterileri de düzenlenecek. Romanya Queen Mary Tiyatrosu “Çığ”, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Girne Belediye Tiyatrosu “2.Caddenin Mahkumu”, Gürcistan Özürgeti Tiyatrosu “Öpücük”, Özbekistan Qaşkadarya Tiyatrosu “Dedemin Arzusu”, Azerbaycan Medeniyet ve İncesanat Üniversitesi “Bok Barış ve Sevgi Buluşmaları devam ediyor Beylikdüzü Belediyesi tarafından bu yıl 6’ncı sında ise “Çardak Altı Sohbet sı düzenlenen “Barış ve leri” başlayacak. Sevgi Buluşmaları” bu Yekta Kopan mo gün “Sahaf Söyleşileri” ve deratörlüğünde “Çardak Altı Sohbetleri” gerçekleşecek ile devam ediyor. 15.00’te “Umut ve Nâzım yapılacak listeli ve liste Hikmet” konulu siz kitap mezatı ile başlayacak etkinlikler, 17.00’de Ümit Nar moderatörlüğün Ekrem İmamoğlu önceki gün sahaf stantlarını ziyaret ederek “Atatürk ve Barış” isimli eski basım bir kitap satın aldı. söyleşinin konuğu ise, usta sanatçı Rutkay Aziz de düzenlenecek “Sahaf Söyleşileri” ile de olacak. Saatler 21.15’i gösterdiğinde ise vam edecek. Güven Erkin Erkal ve Bilge pop müziğin bilinen isimlerinden Eypio, en Kösebalaban’ın konuk olacağı söyleşide sevilen şarkılarını “Barış ve Sevgi Buluşma “Kolaksiyonculuğun Fantastik Tarihi” ma ları” kapsamında Beylikdüzü halkı için ses saya yatırılacak. 19.0020.30 saatleri ara lendirecek. l Kültür Servisi sör”, İtalya Silence Tiyatro Barok Önerileri” oyunlarıyla sahne alacak. Yeni sezondan oyunlar İstanbul Devlet Tiyatrosu, yeni oyunlarından “Bir Nefes Dede Korkut”, Ayvalık Belediye Tiyatrosu “Gece Boyunca”, İstanbul Tarla Zanat “Çerveçe 2” , Eskişehir Sanat Tiyatrosu “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?”, Samsun Sanat Tiyatrosu “Gölgesinde Çınarın”, İstanbul Cihangir Atölye “Lüküs Hayat”, Urla Toprak Sahne Tiyatrosu “Bugün Ne Yazsam?”, Eskişehir Sui Generis Tiyatrosu “12 Öfkeli”, Sarıyer Belediye Tiyatrosu “Katakulli”, Denizli B. B. Şehir Tiyatrosu ise “39 Basamak” isimli oyunlarını izleyiciyle buluşturacak. l Kültür Servisi Şarkıcı ve dansçı Sainz öldü Havai fişeğin parçası karnına saplandı İspanyol pop müzik şarkıcısı ve dansçı Joana Sainz (30), konserde gerçekleştirilen havai fişek gösterisinde fişeklerden birinin karnına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Joana Sainz’in üyesi olduğu “Super Hollywood Orchestra”nın performasını yaklaşık bin kişi izliyordu. Orkestra sahnedeyken havai fişek gösterisi gerçekleştirildi. Yaklaşık 1520 saniye süren havai fişek gösterisinde işler bir anda ters gitti ve fişekleri fırlatan cihazdaki parçanın biri Joana’nın karnına saplandı. l Kültür Servisi Tarihi mezar patlayıcıyla tahrip edildi Antalya Finike’de bulunan Likya dönemine ait 2 bin 500 yıllık kaya mezarına 12 bomba yerleştirildiği belirlendi. Bombalara ne yapılacağına karar vermek 3 ay sürdü. Sonunda bombaların patlatılmadan sökülmesine karar verildi. Fakat ekipler olay yerine gittiğinde bombaların çoktan patlatıldığı anlaşıldı. El yapımı patlayıcı (EYP) düzenek kullanan kimliği belirsiz kişiler aranıyor. l Kültür Servisi Roger Waters, Julian Assange için konser verecek Yaz okumaları Çehov’un “Uzun Hikâyeler”iyle çıkıyorum yaz döneminin okuma yolculuğuna. Usta ile birlikte Ukrayna steplerini arabayla geçerken doğanın ve o topraklarda yeşermiş kültürün farklı görüntüleriyle karşılaşıyor, Çarlık Rusyası”nın çeşitli insanlarını tanıyor, zaman içinde sıcaktan bunalıyor, fırtınadan ürküyor, yağmur altında sırılsıklam oluyoruz (“Step” Seçme Öyküler 4, Yordam Edebiyat Yay., 2019). Anasının zoruyla, “bilgili insan” olmak için okuyacak küçük Yegoruşka’yı “jimnazyum”a götürüyoruz. 1888 yılında bireysel “aydınlanma”nın koşulu, doğabilimden matematiğe, her konuda bilgiyi özümsemek. Yegoruşka’nın önünde, sıradan bir insan olmanın ötesine geçmek için, ana kucağından uzak, upuzun bir yol var. Çarlık Rusyası çöküşe geçmiş. Yoksulluk, yoksunluk, çaresizlik kol geziyor. Oysa, H.G. Wells’in yalnızca 7 yıl sonra (1895’te) yayımlanmış ütopyaları alt üst eden distopyası “Zaman Makinesi” (Eksik Parça Yay., 2019) başlıklı bilim kurgu yapıtı, “aydınlanma” sürecine 18. yüzyılda (isterseniz, daha da önce, Rönesans’la diyelim) girmiş, “endüstri devrimi”ni 19. yüzyılın başında gerçekleştirmiş, emperyalist İngiltere’nin geleceği konusunda alabildiğine karamsar bir resim çiziyor. Uygarlık insanlara adalet ve eşitlik getirmek yerine, sınıfsal uçurumu derinleştirmiş, sonuçta yeryüzü cennetinde yaşayan amaçsız Eloiler ile yeraltı cehenneminde köle gibi çalışan ve üreten, ama insanlıktan çıkmış Morlock’ların İngiltere’si oluşmuştur. Şimdi de bizim ülkemizin 1940’lı yıllarındayız. Geç başlamış “Aydınlanma” hareketimizin izlerini sürüyoruz. Aşiyan Müzesi 1945’te kurulmuş. Sait Faik (“Az Şekerli”, İş Bankası Yay., 2017). Hamit ve Namık Kemal’den başlayıp Tevfik Fikret’e uzanarak, 19. yüzyıl Türk edebiyatının önemli isimlerinin portreleri, mektupları, eşyalarıyla tanıştırıyor bizi. “Belki en büyükleri bile Fuzuli kadar iyi şair değildi,” diyor. “Dahi, büyük şair, ulu şair, büyük romancı olup olmadıkları” düşünülebilse de, sorulması gereken, “onların cemiyetin bugünkü bünyesinde oynadıkları büyük ve siyasi ve içtimai roldür” diye sürdürüyor düşüncesini. Sait Faik’le gezimiz bitmiyor. Asmalımescit’teki, onun deyişiyle, “şirin” bir kahvedeyiz. Burada dönemin genç edebiyatçılarıyla tanışacağız. “Günlerden bir salı, sene 1946, 31 Aralık” diyerek tarih düşüyor. “Bugünkü edebiyat nesli, Sabahattin Aliler, Orhan Veliler, Cahit Sıtkı, Ahmet Muhipler içinde bu akşam kırkına basacaklar var,” diyor. Kahvede oturanların bir bölümü daha genç. Kimler mi var? Yaş sırasıyla, Behçet Necatigil, Cemil Meriç, Oktay Akbal, Naim Tirali… Demeye kalmıyor, Mine Söğüt elimizden tutuyor ve bizi Beyoğlu’nda bir başka sokağa, ilk Türk sanat galerisi olan Maya’ya (“Adalet Cimcoz Bir Yaşamöyküsü Denemesi”, Yapı Kredi Yay., 2019). 1950’li yıllarıdayız. Mine Söğüt’ün “cilveli” olarak nitelediği “ses”iyle, Yeşilçam sinemasının güzeller güzeli kadın oyuncularına can vermiş olan, televizyondaki eski filmlerden bize bugün de seslenen, “dublaj kraliçesi” Adalet Cimcoz’un kurduğu ve büyük özveriyle bir dönem yaşattığı Maya Galerisi’nde dönemin sanatçılarının yapıtları sergilenirken, bu daracık uzam “aydın”ların buluştuğu bir kültür merkezi konumu da kazanıyor. İşte Sabahattin Eyüboğlu, Aliye Berger, Teoman Aktürel, Füreya, Mengü Ertel, daha kimler. Aydınlanma’mızın güzel insanları… Günümüze yaklaştıkça, insanlığın gün gelip yalnızca güzellikler yaratacağına ilişkin inancın buhar olup uçtuğunu görüyoruz. Erendiz Atasü’nün son romanlarından “Baharatlar Ülkesinin Hazin Tarihi”nde (Can Yay., 2017) dünyaya örnek olacak kurtuluş ve bağımsızlık savaşımlarından başarıyla çıkmış ülkelerin bile, zaman içinde, ekonomik çıkarları insan esenliğinin üstünde gözeten emperyalist güçler ile bağnazlıktan çıkar sağlayan gericilik arasında sıkışıp kaldığını gösteriyor. “Aydınlanma” karartılıyor. Amin Maaluf da bir zamanlar “uygarlıklar çatışması” adı verilen, aslında gelişmiş Batı’nın, “küreselleşme” ikiyüzlülüğüyle, eski uygarlıkların yeşerdiği topraklardaki doğal kaynaklara göz dikmesinden kaynaklanan gerilimi “Çivisi Çıkmış Dünya” (Yapı Kredi Yay., 2014) olarak belirlemiş olması da insanlığın “aydınlanma” yönünde çok yol alması gerektiğini gösteriyor. İngiliz rock grubu Pink Floyd’un eski solisti ve basgitaristi Roger Waters, İngiltere’de tutuklu bulunan ve ABD’ye iade edilmemesi için kampanyaların devam ettiği WikiLeaks kurucusu Julian Assange’a destek için bugün konser verecek. Waters, Assange ile dayanışma için bugün İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın Londra’daki binasının önünde “Wish You Were Here” (Keşke Burada Olsaydın) şarkısını seslendirecek. “İfade Özgürlüğünü Savunun” ve “Assange”ı ABD’ye iade etmeyin” sloganlarıyla yapılacak etkinlik, WikiLeaks’in sosyal medya hesabından duyurdu. Roger Waters, Assange nisan ayında İngiltere’de tutuklandığında, “İngiliz olmaktan utanıyorum” açıklamasını yapmıştı. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle