28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 526 EYLÜL 2019 PERŞEMBE İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ünlü Fransız dergisi L’Ekspress’e konuştu: Benim zaferim bir uyarıdır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dünyaca ünlü Fransız dergisi L’Ekspress’e röportaj verdi. “Yeni İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, metropol İstanbul için projelerini anlatırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iğneliyor” diyen dergi, “Benim zaferim bir uyarıdır” başlığını attı. İmamoğlu, derginin Türkiye muhabiri Yeliz Bozkurt’un sorularını yanıtladı. Röportajdan satırbaşları özetle şöyle: n İstanbullu ders verdi 16 milyon İstanbullu, tüm güç sahiplerine, milletin iradesinin hiçe sayılmaması konusunda çok önemli bir ders vermiştir. “Güç bende; her şey iki dudağımın arasında belirlenir, ben istersem yargı sürecini de kendi bildiğim gi bi işletirim” anlayışının geçerli olmadığını söyledi. Eğer 23 Haziran seçim sonuçlarını bir yenilgi olarak göreceksek, halkın sesini duymayanların kapalı kulaklarının, körleşmiş vicdanların, adalet duygusunu yitirmiş olanların milyonlar tarafından sarsılması diye nitelemeliyiz. Bu da güzel bir yenilgidir. Umarız, bu sonuçlar sadece İstanbul veya Türkiye’de değil, bütün dünyada milletin iradesine engel olmaya çalışanlara uyarı olur. Bu başarı demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü, milli iradeyi, “Beni yönetecekleri bir avuç değil, bizzat 16 milyon İstanbullu olarak ben belirlerim” diyen bir halkın kararlılığını gösterdi. n Benim rakibim değildi Sayın Cum hurbaşkanı benim rakibim değildi. Benim için kendisi, bir partinin başkanı olmaktan çok Cumhurbaşkanımızdır. Her zaman da söyledim, İstanbul’a belediye başkanlığı yapmış bir Cumhurbaşkanı ile çok keyifli çalışacağız. Bu sözlerim hala geçerli. Yeniden seçildikten hemen sonra görüşmek için randevu istememin nedeni de bu anlayıştır. Bunlardan öte, elbette isterdim ki, Sayın Cumhurbaşkanı söz konusu yerel bir seçim olduğu için sahada pek gözükmese, adaylara eşit mesafede dursaydı; ama böyle olmadı. Seçim yapıldı, halk da kararını verdi. Şimdi herkes kendisine göre bir sonuç çıkaracak, bir değerlendirme yapacak. l Haber Merkezi CHP, 28 Eylül’de 5 ana panel ve çok sayıda katılımcıyla Suriye’de çözümü konuşacak Suriye’de çözüm arayışı CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 28 Eylül’de düzenlenecek Uluslararası Suriye Konferansı’na ilişkin açıklamalarda bulunarak “Türkiye, 2014’ten bu yana dünyada en çok mülteci barındıran ülkedir. Türkiye topraklarında 4 milyon civarında Suriyeli bulunmaktadır. Konu yalnızca mülteci sorunu ile sınırlı olmayıp bölge coğrafyasına etkisi nedeniyle çok yönlü tartışılması gereken bir konudur. Bu nedenle konferansımız ‘Suriye’de Barışa Açılan Kapı’ teması ile gerçekleşektir” dedi. Ağbaba, 28 Eylül’de düzenlenecek konferans öncesi konuya ilişkin dün Beyoğlu’ndaki CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda bir toplantı düzenledi. Suriye sorunun tüm boyutlarıyla ele alınacağı konferansın detaylarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Ağbaba’ya, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yunus Emre, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ve CHP İstanbul İl Eğitim Sekreteri Mazlume Oruç katıldı. Konferansa ilişkin bilgi veren Ağbaba, “Konferansımız, Suriye Sorunun Uluslararası Boyutu, Suriyeli Sığınmacıların Karşılaştıkları Sorunlar, Toplumsal Yaşam ve Uyum, Bölgedeki Aktörlerin Stratejik Konumları, Yerel Yönetimlerin Rolü, Sorunlar, Öneriler olmak üzere beş ana panelden oluşacak ve Suriye meselesinin tüm boyutları tartışılacaktır” ifadelerini kullandı. Ağbaba, soruları yanıtlarken, hükümetten katılım olup olmayacağına ilişkin soru üzerine bütün siyasi partilere çağrı yaptıklarını ifade ederek, diğer siyasi partilerden katılımla ilgili bilgi geldiğini ancak AKP’den henüz bir yanıt alamadıklarını söyledi. Suriye’den davet edilen birkaç kişinin vize problemi nedeniyle konferansa katılamayacağını belirten Ağbaba, “Bu kişiler rejimden mi muhalefetten mi” sorusuna, “Bu konuda uzman olan kişileri davet ettik, bazılarıyla ilgili vize problemi yaşandı. Konferansa gazeteci kimliğiyle, akademisyen kimliğiyle Suriye’den katılımcılar var” dedi. Ağbaba, Suriye muhalefetinden katılımcı olup olmayacağı yönündeki soruyu da “Onlar da davet edildi. Suriye’deki sorunu yaşayan herkesin davet edildiğini söylemek mümkün” diye yanıtladı. Ağbaba, PYD ile ilgili bir soruya “PYD’den kimseyi davet etmedik. PYD 2015’ten beri Türkiye kanunlarında terör örgütü olarak geçiyor, o nedenle. Kürtlerden katılımcı ve gözlemci olacağını söylemek mümkün” yanıtını verdi. Konferans, 28 Eylül’de Grand Tarabya’da gerçekleştirilecek. Cumhuriyet’ten Ekicioğlu’na ziyaret Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve yazarımız Mustafa Balbay ile Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş, Kırşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Cumhuriyet heyeti, 31 Mart yerel seçimlerini kazanarak belediye başkanlığı koltuğuna oturan Selahattin Ekicioğlu’nu makamında kutlayarak yeni görevinde başarılar diledi. Ekicioğlu, Cumhuriyet heyeti ile sohbetinde, Kırşehir’in turizm potansiyelini kısa sürede hareket lendirdiklerine dikkat çekerek “Önümüzdeki dönemde Seyfe Gölü’nde balon turizmine başlayacağız” dedi. Başkan Ekicioğlu, günün anısına Cumhuriyet heyetine Neşet Ertaş plaketi de armağan etti. l ANKARA / Cumhuriyet iSçEiÇnİBİMBhLEaRpİ iSsacnedzıaklagröıriesvtelinledrii SEYHAN AVŞAR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, 31 Mart yerel seçimlerinde usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla başlatılan soruşturmanın bir kısmı tamamlandı. Aralarında sandık kurulu başkan ve üyelerinin bulunduğu 37 kişi hakkında FETÖ suçlamasıyla iddianame düzenlendi. Hazırlanan 7 ayrı iddianamede, 3 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan, 34 sanığın ise “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçundan 5 yıldan 10 kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianameler gönderildikleri ağır ceza mahkemelerince kabul edildi. Soruşturma kapsamında, 1 şüpheli hakkında “yetkisizlik” kararı verilerek dosya Samsun Cumhuri yet Başsavcılığı’na gönderildi. Yine ifadesi alınan aynı dosya kapsamında şüpheli olarak bulunan 5 kişi hakkındaki soruşturma ise sürüyor. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 31 Mart yerel seçimlerinde Ataşehir ve Kadıköy’de sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ise aralarında sandık başkanı ve üyesi olan 41 kişi hakkında “görevi ihmal” suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle 3 ayrı dava açıldı. Hazırlanan iddianameler, gönderildiği Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi, 40. Asliye Ceza Mahkemesi ve 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Haklarında iddianame düzenlenen isimler ilerleyen günlerde yargıç karşısına çıkacak. l İSTANBUL CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Erdoğan dönemi kapanacak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilemeyeceğini belirterek “Mutfaklarda yangın var. Hangi yüzle milletin karşısına çıkıp ‘Bana oy verin’ diyecek? Onun da dönemi kapanacak” dedi. Kılıçdaroğlu, dün emekli hesap uzmanı Tolga Yıldırım’ın Kadıköy Moda Camii’nde düzenlenen cenaze törenine eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi ile birlikte katıldı. Daha sonra Moda Deniz Kulübü’nü ziyaret eden Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı. IMF heyetinin muhalefet temsilcileriyle görüşmesine yönelik sorulan soruya Kılıçdaroğlu, “Konunun kamuoyuna yansıması, iktidarla IMF arasındaki görüşmelerin bir anlamda üstünün örtülmesine yönelik. Siz görüştünüz. Bi zimle de görüşüyorlar, sivil toplum örgütleriyle de görüşüyorlar. Yeni bir olay değil bu” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Bu sistem böyle devam ederse Erdoğan seçilemez” açıklamasını ise Kılıçdaroğlu, “Elbette seçilemeyecek. 8 milyona dayanan işsiz var, enflasyon var.. Hangi yüzle milletin karşısına çıkıp ‘Bana oy verin’ diyecek? Onun da dönemi kapanacak” sözleriyle değerlendirdi. Kılıçdaroğlu dün Türkiye Spor Yazarları Derneği Kurucu Yönetim Kurulu üyesi, gazeteci Necati Karakaya’nın, Ataköy’de düzenlenen cenaze törenine katıldı. Akşam saatlerinde CHP PM üyesi tutuklu Eren Erdem’in kardeşi Erdeniz Erdem ve avukatı Onur Cingil ile görüşen Kılıçdaroğlu, Erdem’in sağlık durumu ve dosyası hakkında bilgi aldı. l İç Politika İBB BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU: Esenyurt’u çözersek İstanbul’u çözeriz İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt ve Küçükçekmece Belediyelerini ziyaret etti. Esenyurt’taki çarpık yapılaşmaya dikkat çeken İmamoğlu, “Esenyurt’taki problemleri, sosyolojik sorunları çözdüğümüzde aslında bunun direkt İstanbul’a yansıyacağını biliyoruz” dedi. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde İBB ile iletişim sorunu yaşadığını kaydeden İmamoğlu, “Hiç iletişim yoktu. Biz, bu iletişimsizliği ortadan kaldıracağız. Bu iletişim masasının çok faydalı olacağını şimdiden görüyorum. Burayı çözdüysek, İstanbul’u çözdük demektir” dedi. İmamoğlu daha sonra Küçükçekmece Belediyesi’ni de ziyaret etti. Halkalı istasyonunda, Cennet Mahallesi’ndeki Zeminaltı Otopark, Kapalı Pazar ve Meydan Düzenlemesi Projesi’ni de inceleyen İmamoğlu, Küçükçekmece Stadı’nda İstanbulspor U15 takımı ile bir araya geldi ve futbolcuların isteği üzerine penaltı atışı yaptı. Mezarlıklar Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğü Yardımcılığı’nda da incelemelerde bulunan İmamoğlu, söz konusu yerin konumumun yanlış bulduğunu söyledi. l İç Politika ‘İBB önüne gelmeyenler tehdit ediliyor’ İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) 31 Mart yerel seçimlerinden sonra işe alındıkları gerekçesiyle işten çıkarılan bir grup işçinin İBB önünde eylemi devam ederken ilginç bir iddia ortaya atıldı. İşçilerin, AKP’li Kağıthane Belediyesi önünden otobüse bindirilerek İBB’nin önüne getirildiği, İBB önüne gelmeyenlerin de tehdit edildiği ve her gün kimin gelip gelmediğinin listesinin tutulduğu ileri sürüldü. l Haber Merkezi tunç SOYER’DEN KADIN ŞOFÖRLERE: İzmir’in yüz akısınız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kent içi toplu ulaşımda hizmet vermek üzere ESHOT Genel Müdürlüğü bünyesinde göreve başlayan kadın sürücülerle bir araya geldi. Cesaret ve özgüvenlerinden do layı kurumun yeni personelini tebrik eden Soyer, “İzmirli sizi bekliyormuş meğer. Sizler öncüsünüz, İzmir’in yüz akısınız. İnşallah daha çok kadın şoför sizin peşinizden gelecek” diye konuştu. l İZMİR/Cumhuriyet Hepimizin gözyaşları aynı değerde! Tek evladımı, oğlumu askere yolladım, yani artık asker annesiyim. Zaten hangimiz değiliz ki, hepsi bizim evladımız, her gelen kötü haberde, asker, polis, doktor, yüreğimiz daralmıyor, gözlerimiz yaşarmıyor mu? Öyle bir coğrafya ki bitmiyor, bitmesine izin verilmiyor; terörü, savaşı, göçü, gözyaşı eksik olmuyor! Gerek dinci terör olsun, gerek etnik terör, kaşıyan kaşıyana, süper güçlerin hepsi bizim buralarda tepişiyor, olan bizim gibi mazlum ülkelerin insanlarına oluyor. Bununla mücadelede tek ölçütümüz hukuk, vicdan ve insan haklarına saygı olmalı. Bugün konuya “asker annesi” olarak müdahil oluyorum, ama her şeyden önce de “hak, hukuk” demekten kalemi aşınmış, birçok davaya maruz kalmış bir gazeteci olarak! Bir süredir ülkenin yöneticileri, yani siyasetçisi, polisi, hâkimi, hak arayan bazılarına bir müşfik, bir anlayışlı ki göz yaşartıyor, ah keşke bu tavrı her hak arayana gösterseler dedirtiyor. Eylül başından beri evlatlarının PKK terör örgütünce kaçırıldığını iddia eden anneler, aileler, çocuklarımızı isteriz diye Diyarbakır HDP il binası önünde eylem yapıyor, nöbet tutuyor. Bu eylemcilerin arasında hükümetin kadrolu sanatçılarını gördüğümüz için şaşırmadık, ama Aileden Sorumlu Bakanını, yüzünde hüzünlü bir tevekkül ifadesiyle görünce şaşırdığımı itiraf etmeliyim! Meğer İçişleri Bakanımız da malum merdivenlere gitmemiş mi? Bir tek bana mı gerçeküstü ve yanlış geliyor diye düşünüyordum ki İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bizzat konunun muhatabı Soylu’nun orada ne işi olduğunu sorguladı. Hükümet üyeliği, şikâyet ve eylem yapma yeri değildir, sorun çözme yeridir, demek ki çözemiyorsun? Üstelik de yanlış yerdesin, siyaset yapma hakkını tanımadığın, belediye başkanlarını görevden aldığın, parti başkanını yasalara pek de uygun olmayan biçimde cezaevinde tuttuğun bir partinin il binası önünde merdivenlere oturarak mı konuyu çözmeye çalışıyorsun? Demek ki pek bir şey çözmeye çalışmıyorsun? Asayiş sorunu mu? Bölgedeki gençlerin, çocukların PKK tarafından zorla kaçırılıp örgüte militan olarak yetiştirildiği çok eskiden beri anlatılır. Ancak tıp fakültesi öğrencilerinin bile eğitimini terk edip dağa gittiği de başka bir efsane olarak anlatılır. Muhtemelen birincisinin doğru olduğu durumlar vardır ki bu da ortada ciddi bir asayiş sorununa işaret ediyor. Silahlı bir örgüt, zorla çocuk kaçırıyor ve devlet bunu engelleyemiyor; bir siyasi partiden, üstelik de o partinin, Meclis’te komisyon kuralım, araştıralım tekliflerine kulak tıkayarak, il binasının merdivenlerine oturarak yanıt veriyor. Bu siyaseten de yanlış bir şov değilse nedir? Yok eğer PKK’ye ikna yoluyla katılım varsa, niye bunun nedeni araştırılmaz? Bu gençlerin böyle bir tepki gösterme gerekçesi nedir, kimlik arayışı mı, işsizlik mi, yabancılaştırılma duygusu mu? Bir terör örgütü sadece zorbalıkla yaşayabilir mi? Bütün anneleri dinleyin Diyarbakır’daki annelerin gözyaşları elbette dinmeli, evlatları her neredeyse bulunmalı, geri gelmeli, ikna edilmeli, kurtarılmalı. Hele hele askerlik yaparken kaçırılanlar var içlerinde, yıllar geçiyor, sanki peşine bile düşülmüyor! O anneler ne kadar haklı isyan etmekte! Anneler ağlamasın diyen siyasetçilerin sözleri havada kalmamalı. Tabii adalet ve vicdan varsa bu, bütün anneler için geçerli olmalı. Evlatları kaybolmuş, devlet tarafından kaybedilmiş, ya da haksız yere hapsedilmiş ya da devletin taşıtında ölmüş bütün annelerin gözünün yaşı silinmeli. Diyarbakır Anneleri’ne çorba dağıtan polis, Cumartesi Anneleri’nin gözüne biber gazı sıkmamalı. 15 Temmuz kalkışmasının cezası, oğlunu, kızını devletin askeri okuluna teslim etmiş anne babaya çektirilmemeli. Yüzlerce askeri öğrenci müebbet hapis cezası aldı. Yüzden fazla er, müebbet hapisle cezalandı. Erden, öğrenciden darbeci olmaz demekten bir hal olduk! Onların annesi sokağa çıkınca gözaltına alınmamalı. YHT dediniz, rayların altını döşemediniz, tren devrildi, çocuklar öldü. Anneleri hak arıyor, onlar anne değil mi? “Benim oğlum yüzme bilmez ki, orada boğulmuştur” diye gözyaşı döken maden işçisinin annesi ana değil mi? Berkin Elvan, kafasına bir gaz fişeği isabet ettiğinde daha çocuktu, onun annesini meydanlarda yuhalatırken anneliğine niye saygı duymadınız? Anneler arasında ayrım yapmayınız efendiler. Annelerin ayaklarının altını öpmeye gerek yok. Evlatlarının hakkını aramalarına izin verin. Ve hatta o annelerin evlatlarının ölüsünü, dirisini, hakkını aramasına gerek kalmayacak bir düzen yaratın. Üstelik sadece anneler değil, evlatları da ağlamasın. Kimseyi ayrıştırmayın, işinize gelene sahip çıkıp, gelmeyeni yok ederek yönetmeyin bu ülkeyi. Hepimiz biriz, yurttaşız, değerliyiz, kimsenin gözyaşı diğerinden daha az değerli değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle