28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 26 EYLÜL 2019 PERŞEMBE emek@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY EMEK Yargı işvereni tercih ettiYargıdan hem işçilerin hem de SGK’nin hak kaybına neden olabilecek kararlar geldi Emekliye sendika vizesi ALİCAN ULUDAĞ 13milyon emekli için sendika kurma hakkı doğdu. Ankara 8. İdare Mahkemesi, Tüm Emekliler Sendikası’nın kuruluşuna ilişkin başvuruyu, “Emekliler sendika kuramaz” gerekçesiyle reddeden Ankara Valiliği’nin kararını iptal etti. Kararda “izin şartı aranmayacağı” vurgulandı. Kararda, şöyle denildi: “Hukuk sistemimizde sendikaların kuruluşunun izin sistemine değil, serbest kurulum sistemine tabi olduğu, gerek kanun hükümleri gerekse yargı içtihatları doğrultusunda sendikaların kurulmasına izin şartı aranmayacağı, anayasa ve kanun hükümleri gereğince, kanunda belirtilen şartlar yerine getirilerek, belge ve tüzüklerin ilgili valiliğe verilmesi ile sendika veya konfederasyonun tüzel kişilik kazanacağı anlaşılmaktadır.” Taşocağında göçük: 1 ölü RizeArtvin Havalimanı inşaatı taşocağında meydana gelen toprak kaymasında bir kişi hayatını kaybetti, bir kişi yaralandı. Pazar’daki taşocağında yumuşayan toprak 30 metre yükseklikten kaydı. Kamyon şoförü Vural Terzi ve ekskavatör operatörü Mehmet Topal (28) toprak altında kaldı. Topal’ın cansız bedenine iki saatlik çalışmanın ardından ulaşıldı. l AA İşçi servisi kazası: 2 ölü Malatya Kayseri karayolu Organize Sanayi Bölgesi’nde dün akşam otomobil ile karşı yönden gelen işçilerin taşındığı servis minibüsü çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle araçlar hurdaya döndü. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Cafer Şahin ile Güner Türkmen Yılmaz’ın öldüğü, 16 kişinin ise yaralandığı belirlendi. l DHA ODTÜ’de ücret eylemi ODTÜ Mezunları Derneğinde çalışan TezKopİş üyesi işçiler, ücretlerin geç yatırılması ve toplusözleşmedeki zammın uygulanmaması nedeniyle bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. TezKoopİş Sendikası Ankara 2 No’lu Şube tarafından yapılan açıklamada sorunun çözümü için dernek yönetimi ve üyeleri göreve çağrıldı. Ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarmaların yoğun olduğu bir dönemde Yargıtay ve mahkemelerden, milyonlarca işçinin aleyhine olabilecek kararlar geldi. İşçi alacaklarına dair davalarda em sal ücret araştırması için daha önce işçi sendikalarına başvurulurken, Yargıtay’ın emre bu yıl geçmiş kadeveci rarlarının aksine ticaret odası verisini dikkate alan kararının ardından durum değişti. İşçi alacaklarına dair bir davada İstanbul Bakırköy 12. İş Mahkemesi, 18 Eylül 2019 tarihli duruşmada işçi tarafının emsal ücret konusunda Sosyal İş Sendikası’na müzekkere yazılması talebini reddederek işveren örgütü olan “meslek odası” bildirilmesini talep etti. Adalete aykırı İşçi avukatı, “İşçinin alacaklarına ilişkin bir davada sadece bir işveren kuruluşunun bildirdiği emsal ücret esas alınarak karar ku İşçi alacaklarına ilişkin davalarda emsal ücretin belirlenmesi için daha önce işçi sendikalarına sorulmasına hükmedilirken, Bakırköy 12. İş Mahkemesi işveren örgütünü önerdi. ‘BoRdroya bakın, deniyor’ Birleşik Metalİş Sendikası avukatlarından Olcay Korkmaz, işveren örgütlerinin bastırmasıyla hâkimlere emsal ücret araştırmasında işçi sendikalarına değil ticaret odalarına başvurulması yönünde telkinler yapıldığı yönünde duyumlar aldıklarını belirterek Bakırköy’deki mahkeme kara rının bunun bir örneği olduğunu söyledi. İşveren örgütlerinin “bordrosunda ne yazıyorsa odur” şeklinde görüş ilettiğini belirten Korkmaz, bu şekilde hem işçinin haklarının elinden alındığını hem de SGK’nin eksik yatırılan primleri tahsil etme şansının ortadan kaldırıldığını söyledi. rulması adalete aykırı sonuçlar doğurmaktadır” diyerek karara itiraz etti. Dilekçede Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 6 Aralık 2013 tarihli kararındaki “Davacının yaptığı işe ve kıdemine uygun olması nedeniyle, sendika tarafından bildirilen ücret esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, mahkemece direnme kararı verilmesi isabetsizdir” ifade ler hatırlatıldı. Karar, başta kıdem ve ihbar tazminatları ile Sosyal Güvenlik Kurulu (SGK) primlerinin hesaplanması açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de birçok işçinin maaş bordrosunda yazan ücreti, gerçek ücretinin altında olduğu ve çoğu örnekte işverenler maaşın asgari ücretin üstündeki kısmını elden verdiği için işçi alacaklarına dair davalarda em sal ücret araştırması yapılıyor. Yargıtay da konuya ilişkin kararlarında “İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir” diyor. Çelişkili karar Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 23 Mayıs 2019’da aldığı bir kararda, yine “ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı” dense de ticaret odasının verdiği bilgiyi esas alındı. Bu karar, Yargıtay’ın önceki kararlarıyla çelişti. Vedat ArIK Uzel Makine’de ilk kazanIm 11yıldır ödenmeyen tazminatlarını almak için mücadele eden 1500 işçi, dün ilk kazanımını elde etti. Uzel Traktör Fabrikasının mağdur ettiği işçiler, fabrikanın önünde, meydanlarda, Türk Metal Sendikasının Genel Merkezinde ve İstanbul’da ki yerlerinin önünde ki eylemlerine Nakliyatİş’in de desteği ile devam ediyordu. Uzel çalışanları geçen aylarda Uzel arazisinin gerçek değerinin çok altında Vera Varlık’a satışına da itiraz etmişti. Çağlayan Adliyesinde 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan duruşmada mahkeme Uzel arazisinin satışını iptal etti. Çağlayan’daki duruşmaya kitlesel bir şekilde katılan Uzel İşçileri Mahkeme çıkı şında da konu ile ilgili bir basın açıklaması yaptılar. İşçiler, bu kararın ardından Uzel arazisinin bağımsız bir bilirkişi tarafından arazinin gerçek değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden satışının gerçekleşerek işçilerin tazminatlarının ödenmesini talep ediyor. Cargill işçisi vazgeçmiyor Sendikal haklarını kullandıkları gerekçesiyle işlerine son verilen Cargill işçileri, direnişlerinin 526. gününde Ataşehir Cargill Genel Müdürlüğü önünde çok sayıda siyasi parti ve sendika temsilcisi ile birlikte, kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Bir ayı aşkın süredir Ataşehir’de işe iade nöbeti tutan işçiler, burada yaptıkları açıklamada “Cargill işçisi mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir” dedi. İşçiler adına açıklama yapan Tek Gıdaİş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri İbrahim Ören “Sebep olarak da kota fazlalığı ve ekonomik daralmayı sebep gösterildi fakat biliyoruz ki tek amacınız sendikal örgütlenmeyi engellemek. Çünkü 526 gündür mücadele veren arkadaşlarımız sendikal örgütlenmede öncü arkadaşlarımızdı” dedi. Ören, eylemlerini 1 Ekim’den itibaren yaygınlaştıracaklarını kaydetti. l Haber Merkezi T.C. RİZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/248 Esas HAKİM: MUSTAFA TOPRAK 190395, KATİP: NİGAR ÇAKIR 117941 Davacı Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü ile davalılar arasında mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Yasal Mal Rejiminden Kaynaklanan) davası nedeniyle; Davacı kurum tarafından; dava konusu Rize İli Merkez İlçesi Hamidiye Mahallesi 1909 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 652,70 m²’lik kısmının Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmesi talep edilmiş olmakla; Dava konusu taşınmaz maliklerinden olan dahili davalı MUZAFFER KOTİL (Kazım ve Gülender oğlu, 12/11/1959 doğumlu, T.C. No:37048641902)’e dava dilekçesi ekli meşruhatlı tebligat çıkartıldığı ancak tebligatın dahili davalıya yapılamadığı anlaşılmıştır. Kamulaştırma Kanunu gereğince davacı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı, bu işleme karşılık bu ilanının yayımlandığı tarihten itibaren dahili davalının idari ve adli yargıda düzeltme davası açabileceği, bu davalarda husumetin adı geçen davacı idareye yöneltilebileceği aksi takdirde dava konusu taşınmazın kamulaştırma yapan idare adına yol olarak terkinine karar verileceği, belirlenen kamulaştırma bedelinin isi Vakıflar Bankası Rize şubesi nezdinde dava dosyası numarasına açılacak hesaba bloke edileceği, konuyla ilgili tüm savunma ve delillerin ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, davalı MUZAFFER KOTİL’in duruşmanın atılı bulunduğu 28/11/2019 günü saat 10.00’da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesinin gerekli olduğu aksi takdirde H.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere İLANEN TEBLİĞ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1057209) T.C. RİZE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2017/11 Tereke Mahkememizde görülmekte olan Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) davası nedeniyle; Rize Merkez Kokulukaya Mah/Köy nüfusuna kayıtlı Ahmet ve Rukiye’den olma 01/03/1958 d.lu Necmettin Çalık’ın terekesinin TASFİYESİ talep edilmiştir TMK’nun 620 ve 621. maddeleri gereğince müteveffa NECMETTİN ÇALIK’ın mali durumu hakkında bilgi sahibi olan herkesin, mirasçılarının ve muristen alacaklı olanların ve murise borcu bulunanların (kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanlar dahil), ikinci ilanın yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde; Mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasına başvurarak murisin mal varlığı hakkında bilgi vermeleri, alacaklı ve borçluların alacak ve borçlarını belgeleriyle birlikte dosyaya bildirmeleri, haklı bir sebep olmaksızın bilgi vermeyenler veya yanlış ya da eksik bilgi verenlerin bundan doğacak zararları mirasçıları, vasiyet alacaklılarına veya üçüncü kişilere tazminle yükümlü olacakları, süresi içinde alacaklarını bildirmeyen alacaklıların terekeden hak talep edemeyecekleri ilgililere ilanen duyurulur. 18/09/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1057200) T.C. İSTANBUL 13. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/345 Esas DAVALI: ZOHAAGAH Davacı İSMAİL PAKER tarafından aleyhinize açılan Boşanma davasında; yapılan tüm araştırmalara rağmen adresiniz tespit edilemediğinden ilanen tebligata karar verilmiş olmakla; iki hafta kesin süre içerisinde cevaplarınızı, tüm delillerinizi bildirmek ve dilekçe eklemek, getirtilecekler için bilgileri sunmak zorunda olduğunuz, cevap verilmemesi halinde davacının dilekçesindeki vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağınız hususu, dava dilekçesi, tensip zaptı ve tevzi formu yerine geçerli olmak üzere davalı ZOHA AGAH’a ilanen tebliğ olunur. 23/09/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1056651) T.C. BAKIRKÖY 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2019/268 Esas Davacı, DİLEK POLATOĞULLARI ile Davalı, ESENLER NÜFUS DAİRE MÜDÜRLÜĞÜ arasında mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davası nedeniyle; HÜKÜM: Açılan davanın kabulü ile; Tunceli İli, Ovacık/Tunceli İlçesi, Sarıtosun Mah/köy C; 51, H; 26, BSN; 11, T.C. 71974010302 No’lu Hıdır ve Gülbahar kızı, İstanbul 24/09/1979 doğumlu DİLEK POLATOĞULLARI’nın adının “DİREN” olarak nüfusta tashihine, nüfusa bu şekilde tesciline karar verilmiş olduğu ilan olunur. 23/09/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1056933) UNCTAD’ın yeni yeşil düzen çağrısı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) yıllık Ticaret ve Kalkınma Raporu’nu (TKR) yayımladı. Dünya ekonomisine ana akım iktisadının dogmalarının dışına çıkarak, kalkınmakta olan ülkelerin perspektifinden bakmayı kendisine ana ilke edinmiş olan TKR’nin bu seneki ana konusu iklim değişikliğine karşı mücadele. Raporun çağrısı, tam da dünyanın gündeminin Greta Thunberg’in iklim grevleri çağrısıyla örtüşerek daha bir anlam kazanmış durumda. Hiperküreselleşme, denetimsiz finansallaşma ve borç tuzağı UNCTAD raporunda vurgulandığı üzere, 2009’dan bu yana hiperküreselleşmenin kuralları değiştirilmedi. Neoliberalizmin gündemi sürekli olarak “yık, yak ve yok et” biçiminde sürdürülmekte. Sonuç ise eşitsizlik, borçluluk, istikrarsızlık, yetersiz yatırımlar ve sosyal şiddet oldu. Dolayısıyla, aslında finansal çöküşün hazırlayıcıları gezegenimizin ekolojisinin çöküşünün de sorumlusudur. “Finansal sistemin sağlığı” adına atılan adımlar, “çevrenin sağlığını” tehdit etmektedir. Özel sermaye birikimine dayalı büyüme, kamusal malların üretimini ve sosyal faydanın korunmasını sağlayamamakta; eşitsizlik ve sürdürülmesi olanaksız tüketim kalıpları yaratmaktadır. Borçlanmaya dayalı hiperküreselleşme sonucunda 1980’den bu yana dış borç stokları 14 misli artış gösterdi. Çoğunlukla özel sektöre dayalı küresel borçlar hızla yükseliyor: 1980’de 16 trilyon dolar olan dış borçlar toplamları 2008’de 152; 2017’de 213 trilyon dolara ulaştı. Bu olgu neredeyse çeyrek yüzyıldır sürekte olan kuralsızlaştırmaların; megabankaların ve bankacılıkdışı finans kuruluşlarının kontrolsüz büyümesinin ve kuralsızlaştırılmış gölge bankacılığının doğal bir sonucudur. Çoğunlukla özel sektör kaynaklı bu kontrolsüz kredi genişlemesi, gelişmekte olan ekonomileri aşırı borçlanmaya yönlendirmekte ve finansal yatırımcıların spekülatif saldırılarına açık bırakmaktadır. Gezegenimizin doğal kaynaklarının mevcut kullanım düzeyi ve tüketim deseninin, çok yalın ifadeyle, sürdürülmesi mümkün değildir. Karşı karşıya kaldığımız çarpık sanayileşme ve yönetişim sorunlarının bir çoğunun ana nedeni kuralsızlaştırılmış piyasaların mevcut kısa dönemci, miyopik kararlarına ve spekülatif finansal sermaye akımlarının aşırı oynaklığına dayanmaktadır. Bu sorunlar bir yandan da küresel meta fiyatlarında aşırı oynaklık ve belirsizlik doğurmakta ve kaynakların dağıtımını verimsiz kılmaktadır. Yeşil yatırımlar için kaynaklar Gerekli olan şey ise küresel yeni bir yeşil düzenin kurgulanmasıdır: başıboş sermaye birikiminden sosyal politika gündemimizi geri almalı; on yıllarca süregelen çevre tahribatını durdurmalı ve dışlanmış olan güvencesiz kitlelere iktisadi haklarını geri kazandırmalıyız. UNCTAD araştırmacıları, yeşil yatırımlarda yıllık yüzde 2’lik bir artışın, bir diğer deyişle 1.7 trilyon ABD Doları seviyesinde bir yatırımınki bu da hükümetlerin fosil yakıtları sübvanse etmek için kullandığı mali kaynağın üçte birine denk geliyor, küresel istihdamda en az 170 milyonluk bir artış; gelişmekte olan ülkelerde daha temiz sanayileşme ve karbon emisyonunun uluslararası 2030 Gündemi ile belirlenen tarihe kadar daha güçlü bir biçimde azaltılmasını sağlayacağını tahmin ediyor. Bu hedefler için ise kamusal varlıkları ve sosyal faydayı çoklulaştıracak, devasa bir yatırım hamlesi gerekecektir. 2 dereceden fazla ısınmanın maliyetleri 70 ile 550 trilyon dolar arasında olacağı hesaplanmakta. Soru şudur: Bu dönüşümün maliyetlerini karşılayabilir miyiz? Kuşkusuz mesele sadece dönüşümün maliyetlerini karşılamaktan ibaret değil; aslında yeni bir yatırım ve tüketim rejimi tasarlamalıyız ve “yaşamın sürdürülemeyeceği” bir gezegenin maliyetlerini düşünmek dahi anlamsız. Buna karşın, UNCTAD yazarları bir dizi kaynağa dikkat çekmekte: İsraf edilen: “Genişleyici kemer sıkma” diye tanımlanan tahrip edici makroekonomik politikalar; fosil yakıtlara verilen teşvikler (400 milyar dolar ile 5 trilyon dolar arası IMF tahmini); tarımsal teşvikler 700 milyar dolar; Kötü yönetilen: 2009 krizinden bu yan MB bilançolarında 20 trilyon dolar genişleme; 1980’den bu yana şişkinleştirilmiş yılda 5.3 trilyon dolar kredi hacmi; Gizlenmiş: Sermaye transferleri ve vergi muafiyetleri sadece gelişmekte olan ülkelerde 700 milyar dolar. UNCTAD raporunun anımsattığı üzere, siyasi istenç ve kararlılık satın alma gücü paritelerinden daha önemlidir. Anımsayalım: 20. yüzyılın faşizme karşı savaşlarında kaynak nereden bulunmuştu? İETT Mavi kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ONUR ÇAĞRI ŞİMŞEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle