25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY 522 EYLÜL 2019 PAZAR OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK >> Baştarafı 1’de oluşup oluşmadığı konusu hukuksal açıdan tartışılmıştır. Yargıtay kararı aynen şöyle diyor: “Ceza mahkumiyeti, toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanıya göre verilmez. Mahkumiyetin kesin ve açık bir ispata dayanması ve bu ispatın hiçbir kuşkuya olanak vermeyecek açıklıkta olması gerekir.” Bu bağlamda terör örgütü suçunun oluşması için, “suç işlemek amacıyla kurumuş olan örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Yardım fiili için, örgütün suç işlemek amacıyla kurulduğunun bilinmesi zorunludur. ‘Bilerek’ ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Suçu işleyen, örgütün ama cını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastıyla hareket etmelidir.” Bu noktaları açıkça belirten Yargıtay kararı şöyle devam ediyor: Tüm bu nedenlerle, “silahlı terör örgütüne yardım etmek amacıyla doğrudan kasıtla hareket ettiklerine dair somut delile dayanmadan mahkumiyet hükmü kurulamaz”. Yargıtay, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin delilleri değerlendirmede yanılgıya düştüğünü belirterek arkadaşlarımızın beraat etmesi gerektiğine karar vermiştir. Bilindiği gibi Cumhuriyet Davası aslında siyasi bir davaydı ve temelde 2015 yılında göreve gelen Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın “MİT TIR’ları” haberine dayanıyordu. Ayrıca Can Dündar’ın hiçbir neden yokken, Fethullah Gülen’i 2015 Mayıs ayında iki gün üst üste gazetede manşete, hatta Cumhuriyet logosunun üzerine koyması tartışmalara yol açmıştı, bardağı taşıran hareket olmuştu. Ne yazık ki, Fethullah Gülen’e gösterilen bu ayrıcalığın Cumhuriyet gazetesinin 95 yıllık yayın politikasına yakışmadığını o tarihlerde belirten Cumhuriyet Vakfı’nın eski yöneticilerine günlerce süren ağır ithamlarda bulunulmuştu. Vakıf Üyelerinin İfadelerine Dikkat Çekildi 30 sayfayı bulan gerekçeli kararda bütün iddialar hukuksal tartışmaya tabi tutuluyor. Ayrıca, Cumhuriyet Vakfı eski yöneticilerinin yerel mahkemede tanık olarak dinlenildiği, bu eski yöneticilerin, mahkemedeki tanık ifadelerinde, “sanıkların herhangi bir terör örgütüyle irtibatlarının bulunmadığını, terör örgütlerini desteklemek amacıyla gazete yönetimini ele geçirmenin söz konusu olmadığı”nı ifade ettikleri belirtiliyor. Gerekçeli kararda eski yöneticilerin tutanaklara geçen ifadeleri aynen veriliyor, şöyle ki; “2013 yılı öncesinde Cumhuriyet Gazetesi Vakfı’nda görev alan yöneticilerin tanık olarak alınan ifadelerinde özetle; Cumhuriyet Gazetesindeki vakıf yönetiminin değişiminde seçim hukukuna aykırılıklar bulunmakla ve gazetenin yayın politikasında bazı değişiklikler olmakla birlikte, vakıfta kendilerinden sonra görev alan sanıkların herhangi bir terör örgütüyle irtibatlarının bulunmadığı, terör örgütlerini desteklemek amacıyla gazete yönetimini ele geçirmenin söz konusu olmadığını ifade etmiş olmaları”. Yargıtay’ın beraat yönünde karar vermesinde, bu tanıklığın önemi üzerinde de durulmuştur. Kararda işaret edilen bu paragraf, Cumhuriyet Vakfı’nın mevcut yönetiminin, Vakfın önceki yönetimini, yaptığı haberleri, Vakıf seçiminde yapılan usulsüzlükler ve gazetenin yayın çizgisindeki değişim nedeniyle uyardığını, eleştirdiğini, fakat o yönetim hakkında Fethullahçı Terör Örgütü ile bağlantılı olduğu iddiasını gündeme getirmediğini ortaya koymuştur. Bu karar Cumhuriyet gazetesinin üzerinden ağır bir yükü kaldırırken, arkadaşlarımızın özgürlüklerine de kavuşmaları ve beraat etmelerini görmek de hepimiz için sevindirici olmuştur. Bu karar, öteden beri savunduğumuz “kanunsuz suç ve ceza olmaz” evrensel kuralını ve basın özgürlüğünün temel ilkelerini bir kez daha yüksek yargı kararıyla ve güçlü bir biçimde tescil etmiştir. Bu nedenle basın tarihimiz açısından son derece önemlidir. Tank Palet Fabrikası’nın ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına kiralanmasına ilişkin Resmi Gazete’de yayımlanmayan 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 madde kararın İşte Tanktam metni Harbİş Sendikası yetkilileri tarafından kendilerine gösterilen orijinal karar üzerinden el yazıyıla kayıt altına alınan 1105 sayılı kararın tam metni şöyle: “1105 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı; Mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait Milli Savunma Bakanlığı’na tahsisli olan ve 19 Aralık 2018 tarihli 481 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan Sakarya ili Arifiye ilçesi Hanlıköy Mahallesi’nde bulunan 1075 ada 5 parsel nuramalı, 1804000 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ile üzerinde bulunan 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin fabrika alanı içerisindeki işletil 1mesi hakkında; Mülkiyet devri hariç olmak üzere ilgili mevzuat çerçevesinde savunma sanayi kuruluşlarında değerlendirilmesi, üçüncü kişilere kiralanması, tahsisi, işletme hakkının devredilmesi veya diğer işlemlerin gerçekleştirilmesini teminen 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanun’un 2i maddesi uyarınca bedelsiz olarak ASFAT 2AŞ’ye devrine, Sakarya ili Arifiye ilçesi Hanlıköy Mahallesi’nde bulunan 1075 ada 5 parsel numaralı, 1804000 metrekare yüzölçümünde taşınmaz mülkiyetin Maliye Hazinesi 3üzerinde bırakılmasına, Milli Savunma Bakanlığı AFGM 1. Ana Bakım Fabrikası Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin devir ve teslim işlerinin Milli Savunma Bakanlığı ile ASFAT AŞ arasında düzenlenecek protokoller ile gerçekleştirilmesine, devir teslim işlemleri tamamlanıncaya kadar fabrikanın Milli Savunma Bakanlığı AFGM 1. Ana Bakım Fabrikası Müdürlüğü tarafın 4dan işletilmesine devam edilmesine, İşletme hakkı devir süresinin Milli Savunma Bakanlığı AFGM ile ASFAT AŞ arasında protokol düzenlendiği tarihten itibaren 25 yıl olarak belirlenmesine, süre bitimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin Milli Savunma Bakanlığı 5AFGM’ye iadesine, Milli Savunma Bakanlığı tarafından fabrikada çalışan ve asker vasfı taşıyan personel ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tabi olarak çalışan personelin ilgili mevzuat çerçevesinde Milli Savnuma Bakanlığı AFGM bünyesindeki diğer işletme birimlerine nakledil 6mesine, Fabrikada 4857 sayılı kanun kapsamında çalışan personelin tamamının her türlü özlük haklarının korunması kaydıyla AS 7FAT AŞ’ye devredilmesine, İlgili mevzuat çerçevesinde ASFAT AŞ tarafından fabrikanın kiralanması, tahsisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemleri ile üçüncü kişilere devrine karar verilmesi halinde TSK’ye yönelik mal ve hizmet üretiminin devamlılığının sağlanması, savunma sanayi kuruluşları kapsamında yeni yatırımların yapılması, bu kapsamda en az 50 milyon ABD Doları yatırım yapma şartı getirilmesi ve işçilerin devri gibi sözleşmede yer alacak hususların Milli Savunma Bakanlığı ile ASFAT AŞ tarafından birlikte belirlenmesine, sözleşmenin ASFAT AŞ ile birlikte Milli Savunma Bakanlığı tarafından imzalanmasına 4046 sayılı kanunun 3 ve geçici 29. maddesi gereğince karar verilmiştir.” Palet kararı Sakarya’da özelleştirme kapsamına alınan Tank ve Palet Fabrikası’nın ASFAT AŞ üzerin den 25 yıllığına kiralanmasına ilişkin 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 maddeden oluşuyor. Karar la ASFAT AŞ’ye devredilen fabrikanın üçüncü kişilere kiralanmasına yönelik ayrıntılar yer alıyor. Sendika yetkilileri tarafın dan aslından metne geçiri len karar hakkında konu şan CHP Grup Başkanve mahmut kili Engin Özkoç, 1105 sa lıcalı yılı kararla Tank ve Palet Fabrikası’nın “hülle” yo luyla ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına BMC’ye dev redildiğini söyledi. Özkoç, “Cumhurbaşkanlığı karar ları milleti ilgilendiriyorsa, devletin geleceğini ve beka sını ilgilendiriyorsa millet ten kaçırılamaz” dedi. Sakarya’daki Tank Pa let Fabrikası’nın, 20 Ara Sakarya’daki fabrikanın özel şirkete devredilmesi kararı büyük tepki çekmiş, Türk Harbİş Sendikası öncülüğünde protesto mitingi düzenlenmişti. lık 2018 tarihinde Resmi lanırken, ikinci ka sisi veya işletme hakkının verilmesi Gazete’de yayımlanan 481 sa rarın yayımlanma yöntemleri ile üçüncü kişilere devri yılı Cumhurbaşkanlığı kara ması ise akılları ka ne karar verilmesi halinde Türk Silahlı rı ile özelleştirme kapsamına alınmasından sonra gelen tep Sendikanın yazdığı metin rıştırmıştı. CHP ile Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik mal ve hizAKP arasında da met üretiminin devamlılığının sağlan kilerin ardından bu kez “Res varlığı konusunda ması, savunma sanayi kuruluşları kap mi Gazete’de yayımlanmayan” tartışmalara neden olan 1105 sayı samında yeni yatırımların yapılması, 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıy lı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 bu kapsamda en az 50 milyon ABD Do la fabrikanın ASFAT AŞ’ye devredildi maddeden oluşuyor. Söz konusu karar ları yatırım yapma şartı getirilmesi ve ği ortaya çıkmıştı. la Tank Palet Fabrikası ASFAT AŞ’ye işçilerin devri konularının ASFAT AŞ Özelleştirme kapsamına almasına devrediliyor. Kararda, ASFAT AŞ ta ile Milli Savunma Bakanlığı’nın birlik ilişkin karar Resmi Gazete’de yayım rafından fabrikanın kiralanması, tah te belirleyeceği hüküm altına alınıyor. Özkoç: Hülle yoluyla devrediliyor CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesiyle ilgi askerin de 25 yıllığına onların emrine verileceğini belirterek, “Oysa Tank Palet Fabrikası bu li Resmi Gazete’de yayımlanan 481 sayılı ka güne kadar tank üreten, optik cihazlar üreten, rarın ardından gizlenen 1105 sayılı Cumhur F16 camını yapabilen tek fabrikadır. Böyle bir başkanlığı kararıyla ilgili süreç hakkında şun milli fabrikanın bir başka ülkenin yabancı or ları dile getirdi: dusuna teslim ediliyor olması, teslim edilirken “Tank Palet Fabrikası şu anda Türkiye’nin de yalnızca yandaş olduğu için Ethem Sancak vicdanı olmuş durumda. Bugüne ka ile birlikte olması sıkıntı vericidir” dar Cumhuriyet değerleri olan fabrika değerlendirmesini yaptı. ların tek tek elden çıkarılması bir yana Resmi Gazete’de yayımlanmayan TSK’ye ait tank ve optik cihazlar üreten ve tartışma yaratan 1105 sayılı ka bir askeri fabrikanın BMC adı altında rarı Harbİş sendikasına gelen bir Katar ordusuna veriliyor olması gerçek kamu görevlisinin gösterdiğini biz ten Türkiye’de büyük bir sıkıntı yaratı zat sendika başkanı tarafından da yor. Bu açıdan Cumhurbaşkanlığı’nın doğrulandığını vurgulayan Özkoç, ilk kararında fabrika, özelleştirme kap sendika başkanı; kararın fotokopisi samı altına alınmıştı. Ancak daha son ni isteme talebi reddedilince karar ra hem Tank ve Palet Fabrikası işçile da bulunan metni kendisi el yazıy ri hem Harbİş hem de CHP’nin etkin muhalefeti doğrultusunda bu konudan la yazarak kayda geçmiştir” bilgisiEngin Özkoç ni paylaştı. vazgeçildi. Bu sefer ‘hülle’ yoluyla ASFAT AŞ’ye devredilerek, oradan da 25 yıllığına ‘Milletten mal kaçırıyorsunuz’ BMC şirketine devrediliyor.” CHP’li Özkoç, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in, CHP’li Özkoç, 50 milyon dolar tutarında ya “Bunlar kararı, kararnameyi bilmiyorlar. Karar tırım yapılma şartına da işaret ederek, “50 ların Resmi Gazete’de yayımlanmasına gerek milyon dolar Türkiye Cumhuriyeti’nin şu an yok” dediğini anımsatarak, “Biz de kendisine da ödediği günlük faiz tutarıdır. İktidar gün soruyoruz: Bu konudaki ilk karar neden Res lük 50 milyon doları günlük faiz olarak ödü mi Gazete’de yayımlandı da bu kararı yayımla yor. 50 milyon dolarlık bir para için Türkiye mıyorsunuz? Çünkü devletten mal kaçıyıorsu Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerine ait olan nuz, milleten mal kaçırıyorsunuz. Milletin vic bir fabrikanın hiçbir teknolojisi olmayan Katar danının kabul etmeyeceğini bildiğiniz için böy ordusuna devrediliyor olması içler acıtıcı bir le yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı kararları durumdur” diye konuştu. milleti ilgilendiriyorsa, devletin geleceğini ve Özkoç, Tank Palet Fabrikası’yla birlikte yal bekâsını ilgilendiriyorsa milletten kaçırılamaz” nızca fabrikanın değil; Türk mühendis, işçi ve görüşünü dile getirdi. l ANKARA Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında işçilerin işyeri bilgileri değişti. Fabrikanın devri SGK kayıtlarında 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı kapsamında fabrikanın ASFAT AŞ’ye devredilmesinin ardından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında da işcilerin işyerleri tanımı da değişti. Buna göre Tank ve Palet Fabrikası’nda çalışan işçilerin; SGK kayıtlarına göre işyeri bilgileri “Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT AŞ)” oldu. İktidarın savunduğu politikalar uygulamada gerçekleşmiyor... Hani yerli ve milli olacaktı? Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Ankara’yı “metrolarla donatma” girişiminin sonuçsuz kaldığı SERTAÇ EŞ dönemde, Ulaştırma Bakanlığı devreye girmişti. Şantiyelerinde ağaçların boy attığı metro inşaatları tamamlandı; 5 yıldır hizmet veriyor. Burada bir ayrıntıyı gündeme getirmek istiyoruz. Ankara metrolarında kullanılacak tren setlerinin bir bölümünün ihaleyi Çinli firmadan doğrudan alınması, bir kısmının başkentte üretilmesi ihale şartnamesine bile konmuştu. Başkentin sanayi merkezi OSTİM’deki işletmeler, koşulu şartnameye koydurmanın gururunu kısa süre yaşayabildi. Bütün tren setleri hiçbir yerli katkı olmadan üretildi ve şartnameye uyulmadı. AKP iktidarının bir hedefi tutmamıştı. Başka bir örnek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere diğer iktidar sözcülerinin sürekli gündeme getirdikleri “yatay yapılaşma” konusu... AKP iktidarı döneminde İstanbul, deniz seviyesinden epeyce yükseldi. Başkent Ankara’da en dramatik örnek Büyükşehir Belediyesi’nin böğründeki inşaat. AKP’ye yakınlığıyla bilinen bir firmanın yürüttüğü inşaat, aldığımız bilgilere göre yalnızca göğe doğru değil, tersi yönde de ilerliyor. Tam karşısında bulunan Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanına “millet bahçesi” yapılacak olması da binaları satış açısından çekici kılmamış. Zararın giderilmesi için şimdi bazı blokların İller Bankası ve Tapu Kadastro’ya kiralanması gündemde... Atatürk, “İstikbal göklerdedir” diye hedef koymuştu, iktidar bunu “İnşaat göklerdedir” diye anlamış durumda. “Yatay” sözcüğünün iktidar sözcülerinin kafalarındaki çağrışımını merak ediyoruz? Örnek İstanbul’dan İktidarın, “söylediğinin tam tersini yapma” uygulamasına son örnek İstanbul’dan geldi. İstanbul’daki metroların sinyalizasyon işlerinin ASELSANTÜBİTAK tarafından yapılması kararlaştırılmıştı. Hedef sistemlerin “yerli ve milli” teknolojiyle üretilmesi ve kaynağın yurtiçinde kalmasının sağlanması idi. Ancak gelen haberler “yerli ve milli” sözcüklerinin anlamının da değişmeye başladığını gösteriyor. Türk savunma elektroniğinin amiral gemisi ASELSAN, Ankara metrosunu daha önce kendi teknolojisiyle modernize etmişti. İstanbul M1 hattının tüm sinyalizasyon sisteminin geliştirilmesi de yapılan protokol ile yine bu kuruma verilmişti. Çalışmaların hızla sürdüğünü öğrendik. Aldığımız bilgiler, projenin sorunsuz ilerlediği, ASELSANTÜBİTAK konsorsiyumunun sistemi üretme konusunda zorlanmasının söz konusu olmadığı yönünde. 21b ile aldı İktidar kulislerinden gelen bilgiler, yine iktidara yakın olarak nitelenen bir firmanın üstlendiği Gayrettepeİstanbul Havalimanı, İstanbul HavalimanıHalkalı 1 ve 2. Etap hatlarında, sinyalizasyon sisteminin yabancı bir firmaya verilmesinin istendiği yönünde. İktidar kaynakları, sinyalizasyonu yabancı firmaya vermek isteyen AKP’ye yakın firmanın metro yapım işini, “pazarlık usulü ile 21b kapsamında” aldığı bilgisini de veriyor. Yabancılara verilmesi durumunda İstanbul’daki metro hatlarında kullanılan sinyalizasyon sistemleri farklı farklı olacak. Üretilen teknoloji yaygınlaşmayacak, kaynak dışarıya aktarılacak ve önümüzdeki süreçte bir yeteneğe ulaşılması engellenmiş olacak. İktidarın “yerli ve milli” söyleminin İstanbul metroları için ne anlama geldiğini takip edeceğiz... l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle