25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 518 EYLÜL 2019 ÇARŞAMBA MEB’in ‘ortağı’ DiyanetMEB, zorunlu eğitimin denetlenmesi de dahil birçok sorumluluğunu Diyanet’e devrediyor Doğu ve Güneydoğu’da MEB yerine Diyanet, çocukların okula gönderilmesi için velileri ziyaretlere başladı. Antalya’da da müftülük ile imzalanan protokol kapsamın da özel eğitim alması gereken çocuklara “ortak proje” adı altında din eğitimi verilmeye başlandığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni eğitim öğretim dönemine yine Diyanet ile başla dı. Yıllardır çeşitli protokollerle eği tim alanındaki görevlerini bir anlam da “dini yapıya” devreden MEB, ço cukların zorunlu eğitime devamı nın denetlenmesi göre vini de Diyanet’e bırak tı. Doğu ve Güneydoğu’da MEB yerine Diyanet, ço OZAN ÇEPNİ cukların okula gönderilmesi için ziyaretlere başladı. Antalya’da da müftü lük ile imzalanan protokol kapsamın da özel eğitim alması gereken çocukla ra “ortak proje” adı altında din eğitimi verilmeye başlandığı ortaya çıktı. iğneli fırça zafer temoçin SAVUNMASINI YAPTI İlahiyatçı Kılıç’a erteleme kararı Dinci Akit gazetesi ve tarikatlar tarafın dan hedef gösterilen ilahiyatçı yazar ve öğretmen Cemil Kılıç, “Yüksek Disiplin Kurulu” toplantısında ifade verdi. Kılıç’ın dosyasının yeniden inceleneceği ve eksik evraklarının tamamlanmasının ardından karar verileceği belirtildi. 10 Eylül’de kendisine tebliğ edilen yazı ile sözlü savunma yapması için Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrılan, Atatürkçü ilahiyatçı Cemil Kılıç, dün savunmasını yaptı. Kılıç’ın İstanbul 4 No’lu Şube yöneticisi olduğu Eğitimİş Sendikası bir açıklama yaparak “Yüksek Disiplin Kurulu toplantısına, sendikamızı temsilen avukat Hazar Kardaş ile Cemil Kılıç’ın yanı sıra vekil olarak avukat Burak Sabuncu katıldı. Nihai bir kararın verilmediği toplantı, dosyanın yeniden incelenmesi ve eksik evrakların tamamlanması sonrasında karar verilmek üzere ileri bir tarihe ertelenmiştir. Yoldaşımız Cemil Kılıç asla yalnız değildir” ifadelerini kullandı. l İç Politika MEB’DEN AÇIKLAMA: MEB feragat ediyor! MEB, “eğitim alanının dinselleştirilmesi” politikasıyla kanunlarla belirlenmiş görevlerini yerine getirmekten bir bir vazgeçiyor. Her yıl Diyanet ve çeşitli dini yapılarla imzalanan türlü protokollerle devlet okullarındaki laik eğitimden uzaklaşan bakanlık, çocukların zorunlu eğitime katılımı görevinden de taviz verdi. Diyanet görevlileri, MEB müfettişleri yerine Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde velilerle görüşmelere başladı. Erkek çocuklarının Kuran kursu görünümlü medreselere yönlendirildiği Doğu ve Güneydoğu illerinde MEB yerine Diyanet, kız çocukları için ev ziyaretlerine başladı. Bu kapsamda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen daire başkanları, başkanlık müşavirleri, uzman ve vaizlerin Ağrı, Bitlis, Gaziantep, Konya, Şanlıurfa, Muş ve Mardin illerine giderek kahvehanelerde ve evlerde kız çocuklarının okula gönderilmesini devletin zorunlu sorumluluğu yerine dini gerekçelerle açıklaması dikkat çekti. Diyanet’in devreye girdiği bölgelerde, İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda yer alan “Mülki amirler, ilköğretim müfettişleri ve zabıta teşkilatı ilköğrenim çağındaki çocukların mecburi ilköğretim kurumlarına devamlarını sağlamakla veli yahut vasi veya aile başkanlarına ve okul idarelerine yardımla ve her türlü ted biri almakla vazifelidirler” maddesi de MEB tarafından unutulmuş oldu. Kanuna göre çocuğunu okula göndermeyen veliye, durumun tebliğ edilmesinin ardından “geçerli sebepler dışında çocuğun okula gönderilmemesi halinde idari para cezasıyla cezalandırılacağının” bildirilmesi gerekiyor. Antalya’da ‘özel’ proje MEB, Antalya’da da skandal bir uygulamaya imza attı. Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçe müftülüğü ile ortak proje başlatarak çocuklara özel eğitim kurumları dışında dini eğitim verilmesinin önünü açtı. Projenin özel eği tim ortaokulları ve ortaöğretim okullarında öğrenim gören öğrencilere yönelik yürütüleceği belirtilirken, amaç “özel eğitim gereksinimli öğrencilerin temel dini bilgileri öğrenmesi ve Kuran okumasını öğrenmeleri hedeflenmektedir. Kepez İlçe Müftülüğü ile ortak yürütülecek projede; özel eğitim gereksinimli öğrencilerimize işbirlikli öğrenmeye dayalı, kalıcı öğrenmeler ile donatılmış eğitimler verilmesi projenin temel hedefini oluşturmaktadır” denilerek açıklandı. Proje için müftülük görevlilerinin, çocukların özel eğitim aldığı okullarda etkinlik ve eğitimler düzenleyeceği belirtildi. l ANKARA Kitap bakanlığın materyali değil Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), sosyal medyada paylaşılan, şarkıcı Mahmut Tuncer’in bir şarkısında yer alan sözleriyle birlikte görseline yer verilen kitabın okullarda öğrencilere sunulan ders kitabı ve eğitim materyali olmadığı bildirildi. Sosyal medyada, eğitimde materyal olarak kullanılan bir kitapta, şarkıcı Mahmut Tuncer’in görseli ve bir şarkısında geçen “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere” sözlerinin kullanılmasına t§epki gösterilmişti. Bakanlıktan söz konusu kitap ile ilgili açıklama geldi. Açıklamada, “Sosyal medyadaki paylaşımda yer verilen söz konusu kitap, okullarımızda öğrencilerimize sunulan ders kitabı ve eğitim materyali değildir” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet MEB yerine Diyanet konuştu: Dini ve milli sorumluluğumuz MEB’in görevlerini birçok alanda devralan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, çocukların eğitim alma hakkına ilişkin konuştu. Mehmet Atıf Camisi 46 Yaş Grubu Kuran Kursu’nda düzenlenen 20192020 eğitimöğretim yılı açılış programında değerlendirmelerde bulunan Erbaş, “Çocuklarımız, milletimiz, dünyamız ve ahiretimiz adına yapabileceğimiz en büyük iyilik, on ların değerlerine bağlı, inançlı, donanımlı ve özgüven sahibi bireyler olarak yetişmesini sağlamaktır. Bu manada kesinlikle kızerkek ayırımı yapmadan, bütün çocuklarımızın yetişme dönemlerini eğitimöğretimle en iyi şekilde değerlendirerek onları hayata ve geleceğe hazırlamak bizim hem dini hem de milli sorumluluğumuzdur. Kuran kurslarımız da bu açıdan önem li eğitim yuvalarımızdır” dedi. MEB yerine birçok ilde yapılan aile görüşmelerine de değinen Erbaş, “Başkanlığımız, pilot iller tespit ederek rehberlik faaliyetlerimiz çerçevesinde özellikle kız çocuklarımızı okula teşvik etmek, ilim, irfan, hikmet sahibi olmaları ve toplumun bu yönünü geliştirmeleri noktasında büyük gayret içerisindedir” ifadelerini kullandı. Milyonlarca sağlam sandalyem varİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ‘kırık sandalyeli’ yanıtı: İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaşanan “sandalye krizi”ne ilişkin açıklamada bulunarak “Sayın Cumhurbaşkanı ‘İsraf ediyorsun’ gibi bir espri yaptı, ben de kendisine ‘İsraf değil, sandalye yanlış’ gibi bir söz söyleyince o yine ‘İsraf ediyorsun’ dedi. Ben de ‘İkinciye sağlam otururuz’ dedim. Bir kere söyleyeyim, sandalyenin sahibi ben değilim. Her şeye rağmen ben oradaki süreci talihsizlik olarak yorumluyorum” dedi. İmamoğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de kendisine yönelik “kırık sandalyeli” sözlerine de “Kırık sandalyeli dediğine göre bana söylemedi. Benim kırık sandalyem yok. Benim milyonlarca sandalyem var ve çok sağlam. Kimi ima etti bilemiyorum” diye yanıt verdi. İBB Başkanı İmamoğlu, dün akşam katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İstanbul için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan görüşme talebinde bulunacağını yineleyen İmamoğlu, “İstanbul, Türkiye için tek başına bir gündemdir. Sadece Cumhurbaşkanı’yla değil, bakanlarla, başka insanlarla olsun, İstanbul’la alakalı her konuyu diyalogla çözmeye açığız” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da 1994’te İBB Başkanlığı’na seçildiğinde israf vurgusu yaptığını aktaran İmamoğlu, “Aynısını yapıyoruz, bizi takdir etmeli, teşekkür etmeli. Kendi partisine de ‘aynısını yapın’ demeli” dedi. Belediyenin bir iştirakinden bir TRT dizisine 12.5 milyon lira para aktarıldığını ve bunun dışında da benzer tespitleri olduğunu aktaran İmamoğlu, duruma tepki göstererek “Bir TRT dizisine 2025 milyon lira para niye aktarılsın? Bir TV’ye bir program yapılacaksa buna sponsor olmak belediyelerin işi mi? Bütün bu israf kalemlerine her gün çalışılıyor. Bu iş magazinsel bir iş değil. Bakın şimdi müfettişler geldi Sayıştay’dan. Uzun zamandır gelmemişler. Gelsinler. Biz orada hesap vermek üzere görev yapıyoruz. Hesabını veririz” diye konuştu. İhtiyaç fazlası araçların iade edilmesinin ardından İSKİ’ye yeni araç alımını eleştirenlere yanıt veren İmamoğlu, “Aralıkta yapılacak ihaleyle 750 araç alınacak. Toplamda 5 yıllık dönemde araçla ilgili tasarrufumuz 300 milyon lira. Biz yanlışı düzeltiyoruz” diye konuştu. l Haber Merkezi menderes, zorlu ve polatkan kabirleri başında anıldı Bakan Soylu, hakkında sert sözler sarf ettiği İmamoğlu’yla anma töreninde bir araya geldi. İmamoğlu ve Soylu anmada selamlaştı Eski başbakanlardan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan, idam edilişlerinin 58. yılında Topkapı Anıt Mezar’ında düzenlenen törenle anıldı. Törende karşılaşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Süleyman Soylu el sıkışarak selamlaştı. Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adnan Menderes’in torunları ve gelini Ümran Menderes ile çok sayıda yurttaş katıldı. Törende, Süleyman Soylu ile Ekrem İmamoğlu’nun el sıkışması ve selamlaşması dikkat çekerken, ikilinin birbirlerini gülerek karşıladıkları görüldü. Menderes’in kabri başında dua edip karanfil bırakan İmamoğlu, daha sonra Ümran Menderes ile bir süre sohbet etti. Menderes, İmamoğlu’na “Hayırlı olsun. Allah kolaylıklar versin” dedi. l İç Politika İMAMOĞLU, AB BÜYÜKELÇİSİ Berger ile buluştu İLAYDA KAYA Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ile Üsküdar’daki Fethi Paşa Korusu’nda bir araya gelen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri çok önemsediklerini belirterek “Hele hele iki kıtanın buluştuğu İstanbul’a AB’nin bakışı çok önemli” dedi. İmamoğlu, “Yeni dönemde ortaya koyacağımız politikalarımızı, özellikle AB ile beraber kuracağımız sağlıklı masalarda geliştirmek, üretmek ve işbirliği yapma konusunda çok hassas ve itinalı olacağız” diye konuştu. Kayınpederi Trabzonlu olan Berger de, “Hamsili pilavı çok iyi yaparım. Bir akşam sizi yemeğe bekliyorum” sözleriyle İmamoğlu’nu evine davet etti. Kent ormanı açılacak İmamoğlu, dün Üsküdar’daki Harem Otogarı’nda incelemelerde bulundu. Başka yere taşınarak yerine yüksek teknoloji merkezi yapılacak otogara ilişkin konuşan İmamoğlu, “İstanbul buradan ciddi şekilde rahatsız oluyor. Harem Otogarı ömrünü tamamladı. Bizde kaderine terk etmek yok. Burada şehir adına en doğru kararı nasıl veririz ona bakacağız” diye konuştu. Daha sonra Kemerburgaz Kent Ormanı’nı gezen İmamoğlu, buranın16 Ekim’den itibaren yurttaşlara açılacağını duyurdu. İmamoğlu, “29 Ekim haftasında burada, aileler için değişik etkinlikler düzenlenecek” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Bir terbiye aracı olarak hukuk Yargılanan akademisyenlerin teker teker beraat etmeye başlamasıyla; onların teker teker yargılanmaya başlaması arasında geçen sürede bu ülkenin başına gelenlerin ne olduğuna bir bakın. O arada olanları anladığınızda... Sadece akademisyenlerin değil sizin başınıza da ne geldi anlayacaksınız. Çözüm sürecinin hemen ardından yapılan seçimleri ve sonuçlarını hatırlayın. Ardından HDP’nin Meclis’e girmesiyle değişen dengeleri hatırlayın. O dengeleri altüst etmek üzere hortlayan terörü hatırlayın. Rafa kalkan çözüm sürecinin o zaman ne anlama geldiğini hatırlayın. Diyarbakır’daki hendekler ve ardından bombalar sırasında yaşananları hatırlayın. Zincirleme süren ve ülkeye korkunun hâkim olmasına neden olan patlamalar... Bu sisli ortamda ilan edilen olağanüstü hal... O olağanüstü hal sırasında yapılan referandumla kabul edilen anayasa ve başkanlık sistemi... KHK’lerle rafa kaldırılan hukuk... Mağdur edilen yığınla insan... İşinden olanlar, özürlüğünden olanlar, başlarına gelen hukuksuzlukların hesabını bile soramayanlar... Hepsini hatırlayın. Tüm bunlar şu son üç yılda yaşandı. Ve şu son üç yılda... Bunca saçma dava boşuna açılmadı. Akademisyenler üniversitelerden boşuna atılmadı. Bu ülkede adaletin ve özgürlüklerin ayarlarıyla boşuna oynanmadı. O ayarların tekrar yapılması boşuna imkânsızlaştırılmadı. Ve barış ve savaş bambaşka değerlerle boşuna yeniden kodlanmadı. İnsanlar boşuna korkutulmadı. İbreti âlem için yapılan suçlamalar ve yargılamaların beraata varan sonları değil, vatan hainliği ve teröre destekle kodlanan başlangıçları işe yaradı. Bu sayede... Halk, aydınlar, basın, sanatçılar ve hatta politikacılar nerede susup nerede konuşacaklarını öğrendiler. Neyi terör sayıp neyi saymayacaklarını... Neye kanıp neye kanmayacaklarını... Ne yaparlarsa hayatta kalacaklarını, ne yaparlarsa bu düzende tutunamayacaklarını iyice bellediler. Düşünce özgürlüğünün ne kadar tehlikeli olabileceğini gördüler. “Sallandıracaksın birkaç tanesini, bakalım bir daha kimse...” kalıbıyla başlayan bir cümleyi anadilinin içinde nicedir barındıran bu ülkede; İktidara hizmet eden hukukun bir terbiye aracı olarak kullanılması eski ve kirli bir gelenek. Bu ülke aydınlarını ve muhaliflerini olur olmaz gerekçelerle daha önce de içeri attı. Onları tuhaf iddianamelerle daha önce de yargıladı. Sonra zaman geçti. Ülke aklını başına toplar gibi oldu... Aflar, hesaplaşmalar, evrensel hukuka atıflar, insan haklarından dem vurmalar, düşünce özgürlüğünden bahsetmeler derken... Dibinden zar zor tırmandığı kuyuya gerisin geriye itildi. Ve bir avuç aydını, muhalifi, idealisti yeniden sistemin geleneksel hoyratlığına kurban verdi. Çünkü hareket asla topa değil... Hep türibineydi. O türibinde kimlerin olduğu dönemin siyasi dinamiklerine bağlı olarak değişiyor. Kâh cahile, kâh aydına hitap eden diller... Ortadoğu’da piyon olmaya özel ilişkiler... Çeşitli iktidarlar arası yapılan gizli/açık pazarlıklar, hesaplar, kitaplar, uyanıklıklar... Ve zamanın ruhuna göre nasıl olduğunu anlamadan değişiveren odaklar. Nihayetinde suçu ve suçluyu tanımlarken bir o yana bir bu yana atılan bitmek bilmez taklalar. O yüzden bu iklimde, iyisiyle, kötüsüyle, ne adalete güvenilir ne de devlete. CHP’Lİ VEKİL BULUT: Atatürk’e saygısızlık ödüllendirildi MAHMUT LICALI CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, okul müdürü Mehmet Sırrı Huylu’nun 10 Kasım 2017 tarihinde okul bahçesinde göbek attığı iddiasıyla görevden alınmasının ardından tekrar aynı okula müdür olarak atandığını belirterek Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle konuyu TBMM gündemine de taşıdı. Bulut, Selçuk’a “Söz konusu şahsı aynı okula tekrar müdür olarak görevlendirmek hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Sadece Atatürk’e değil, bütün ulusumuza yapılan bu saygısızlığın bakanlığınız aracılığıyla ödüllendirilmesinin gerekçesi nedir” sorularını yöneltti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle