19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 2019 ÇARŞAMBA OZONDAN UMUTLANDIRAN HABER Antarktika üzerinde tespit edilen genişliğinden çok daha küçük olduğunu açıkladı. Bilim insanları, ozon tabakasın ozon tabakasındaki deliğin son 30 yılın en düşük seviyesinde olduğu görüldü. Av daki onarılmanın iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu, stratosfer tabakasındaki rupa Birliği Kopernik Atmosfer Gözlem Servisi, eylül ayı ölçümlerinin, normaldeki uzun vadeli bir soğumanın ozon kaybını artırabileceğini söylüyor. l BBC Türkçe [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: SERPİL ÜNAY Toprak ve hayvanlardan uzak büyüyen çocuklarda alerjik rahatsızlıklar artıyor Doğadan kaçış Thomas, Manş’ı 4 kez üst üste hiç durmadan geçen ilk yüzücü oldu. Kanseri yendi, M54asnaşa’ıttyeüzdürekoru kırdı Bir yıl önce meme kanseri tedavisini tamamlayan Amerikalı maraton yüzücüsü Sarah Thomas, İngiltere ile Fransa’yı ayıran Manş Denizi’ni hiç durmadan dört kez geçerek dünya rekoru kırdı. 37 yaşındaki Thomas, pazar sabahı erken saatlerde İngiltere’nin Dover kasabasından başladığı rekor denemesini, dün sabah 54 saat 10 dakikada tamamladı. Thomas’ın rekor denemesinde yaklaşık 128 kilometre yüzmesi planlanmıştı. Fakat güçlü akıntı nedeniyle mesafe 209 kilometreye çıktı. Kasım 2017’de kanser teş Sarah Thomas hisi konulan Thomas, rekorunu kanserden kurtulan tüm kişilere adadığını söyledi. Şimdiye kadar Manş Denizi’ni hiç durmadan üst üste üç kez yüzerek dört kişi geçti. l BBC Türkçe Festivalde gösteri uçuşları yapıldı TEKNOFEST’e İstanbul’da büyük ilgi Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST İstanbul) ilk gününde misafirlerini ağırladı. TEKNOFEST’in ilk gününde SoloTürk, Türk Yıldızları, İçişleri Bakanlığı, Hürkuş, Askeri/THK paraşüt atlayışı, ATAK helikopteri ve Kara Kuvvetleri gün boyunca gösteri uçuşları yaptı. Ayrıca Rusya’dan TEKNOFEST için özel olarak ge len SU35 gösteri yaparken, Rus yapımı BE 200s amfibyen jet uçağı ile MC 21 tipi yolcu uçağı alanda görücüye çıktı. TEKNOFEST sergi alanında, Türkiye’nin milli ve yerli imkânlarla ürettiği hava ve kara araçlarının yanı sıra yurtdışından gelen uçaklar da sergilendi. Festivalde, çocuklar ve gençler hem eğiten hem eğlendiren atölye çalışmalarına katılma olanağı buldu. DİNOZORUN Kanat açıklığı 10 metre Gökyüzünün devi Bilim insanları 27 yıl önce keşfedilen Kanada buzulunun altındaki dinozor kalıntılarının bilinmeyen bir türe ait olduğunu belirledi. Kanat açıklığı 10 metreye varan, “Cryodrakon Boreas” (kuzeyin donmuş ejderhası) ismi verilen dinozor, en büyük uçan hayvan olabilir. 76 milyon yaşındaki dinozorun iskelet parçaları 1992’de Kanada’nın Alberta eyaletinde yer alan Eyalet Dinozor Parkı’nda bulundu. Bilim insanları, kas şekilleri nede niyle dinozorun yer avcısı olduğunu ve tehlikelerden kaçmak ya da avını kapmak için uçtuğunu düşünüyor. Tahminlere göre dinozorun boyu 3 metre, ağırlığı ise 250 kilogram. l Independent/Türkçe PItt sordu, astronot Hague yanıtladı Uzay söyleşisi ABD’li ünlü oyuncu Brad Pitt, Hauge havada dönerek yanıt verdi. Washington’da bu Sputnik News’teki lunan NASA merke habere göre Pitt’in zinde, Uluslararası sorduğu, “Müzik çala Uzay İstasyonu’nda rı kim yönetiyor” so 4 aydır bulunan ast rusu gülüşmelere ne ronot Nick Hague ile den olurken, astro söyleşi yaptı. İki gün sonra vizyona gire Brad Pitt not Hague, “Sıra ile yönetiyoruz. Burada cek “Yıldızlara Doğ bir İtalyan ile 2 Ame ru” (Ad Astra) filminde bir ast rikalı astronot ve 2 Rus kozmo ronotu canlandıran Pitt, Nick not var. Dolayısıyla akşam ye Hague’ya uzay ve astronotların meğinde, Rus müziği dinlemek günlük yaşamına dair pek çok güzel bir değişiklik oluyor ve bu soru yöneltti. mürettebattaki uluslararası his Pitt’in, “Yerçekimsiz ortamda siyata katkıda bulunuyor” dedi. nasıl hissediyorsun” sorusuna, l Cumhuriyet alerjiyi getirir SAĞLIK Uzmanlardan uyarı Alerjik hastalıklar son yıllarda hızla artış gösteriyor. Besin alerjileri, alerjik astım, saman nezlesi gibi sosyal yaşamı olumsuz etkileyen rahatsızlıkların yanında anafikaksik şok gibi hayatı tehdit eden alerjik hastalıkların yüzde 30’undan fazlası çocuklarda görülüyor. Alerjik hastalıklardaki artışın nedeni tam olarak belirlenmemekle birlikte son yıllarda “Hijyen hipotezi” ön plana çıkıyor. Doğal beslenerek çocukları küçük yaşlardan itibaren doğayla tanıştırmak alınabilecek önlemlerin başında geliyor. Şehirden uzak yaşam Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Soysal, insanın doğadan uzaklaşmasının alerjik reaksiyonları artırabildiğini belirterek “Hayat tarzındaki değişimler sonucunda ev içinde veya kapalı ortamlarda fazla zaman geçirilmesi, temiz hava ile temasın azalması alerjik rahatsızlıklar bakımından risk faktörleri arasında yer almaktadır. Şehirde büyüyen toprak ve hayvanlardan uzak çocuklarda daha fazla alerjik rahatsızlıklar yaşandığı unutulmamalıdır” dedi. Prof. Soysal, toplumsal gelişme ile birlikte Batı tarzı yaşam, insanların günlük yaşam tarzının değişmesi ve çevresel faktörler, alerjik hastalıkların görülme sıklığında artışa neden olduğunu belirterek “Son yüzyıllık dönem içinde, ekonomik ve bilim Hayat tarzındaki değişimler sonucunda ev içinde veya kapalı ortamlarda fazla zaman geçirilmesi, temiz hava ile temasın azalması alerjik rahatsızlıklar bakımından risk faktörleri arasında yer almaktadır. Çocuklarınızı küçük yaşta doğayla tanıştırın. sel gelişmelere paralel olarak hijyen koşullarındaki düzelmeye bağlı olarak alerjik hastalık sıklığının artışının açıklanmasında hijyen hipotezi ön plana çıkmaktadır” diye konuştu. Sezaryen doğum riski Çocukların erken dönemde mikropla karşılaşmasının bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli olduğunu vurgulayan Soysal, özetle şunları söyledi: “Çocuğun hayata geldiği ilk günden itibaren hijyen hipotezi devreye girmektedir. Sezaryen ile dünyaya gelen bir çocuğun ilerleyen günlerde çok sık antibiyotik kullanması bağırsak florasını olumsuz etkileyebilmekte bu durum da alerji gelişimde risk faktörü yaratabilmektedir. Genel olarak bakıldığında; temiz su kaynaklarına ulaşımın kolaylaşması, suların klorlanması ile birlikte sıtma ve parazitik enfeksiyonların azalması hepatit A enfeksiyonlarında azalma, antibiyotiklerin keşfi, bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisi, aşıların yaygın olarak uygulanması ile insanlar artık daha steril ve temiz bir hayat yaşamaya başladı. Alerjik hastalıklardaki artışı açıklamaya çalışan hijyen hipotezi sadece ilaçlarla sınırlı kalmamaktadır. İnsanın doğadan uzaklaşması da alerjik reaksiyonları artırabilmektedir. Gün ışığından mahrum kalmak D vitamini düzeyinde azalmaya neden olurken, daha fazla kapalı alan, daha fazla mobilya ve ev eşyası ile temas özellikle ev tozu gibi alerjenler için uy gun ortam sağlamaktadır. Beslenme alışkanlıklarının yıllar içinde değişmesi de alerjik rahatsızlıklar bakımından tetikleyici olabilmektedir. Daha az taze meyve ve sebze tüketilmesi, fast food alışkanlığının artması, asit li içeceklerin tüketimi gibi olumsuzluklar bağırsak florasını bozarak hem obezite hem de alerjik hastalıklar için zemin hazırlayabilmektedir.” SAĞLIK REHBERİ sUezösunkneıssmıüklrilıeğnı Uzmanlar, üç haftadan uzun süren ses kısıklığı, ağız içi yaralar ve boyunda şişlik gibi belirtileri ile ortaya çıkan baş boyun kanserlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini, çok sık görülmese de erken tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabileceğini vurguladılar. “1721 Eylül Baş Boyun Kanserleri Bilinçlendirme Haftası” nedeniyle dün uzmanların katılımıyla Levent’te bir basın toplantısı yapıldı. Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Şefik Hoşal, sigara, alkol ve HPV virüsünün hastalığın önde gelen risk faktörleri arasında geldiğini belir terek, uzun süren ses kısıklığının ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi. Tat kaybı nedeni Prof. Dr. Özlem Er ise erken teşhisinin önemine dikkat çekerek “Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında 6’ncı sırada yer alan baş ve boyun kanserleri, erkeklerde kadınlara göre 2 ile 4 kat daha fazla görülüyor. Dünyada yılda ortalama 700 bin kişi baş ve boyun kanserine yakalanıyor. Erken evrede tedavi başarı oranı yüzde 80’lere ulaşırken; ileri evrede bu oran yüzde 40’lara düşmekte” diye konuştu. Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli de baş ve boyun kanserlerli hastalar için tedaviden sonra normal beslenmeye geri dönmenin çiğneme ve yutma güçlüğü, ağız kuruluğu, tat kaybı ve psikolojik etkenler nedeniyle kolayca gerçekleştirilemeyeceğini kaydederek, özetle şunları kaydetti: “Yumuşak, pürüzsüz yapıda olan yoğurt gibi yiyeceklerin püre haline getirilmesi ya da birleştirilmesi bu gıdaların yutmasını kolaylaştırabilir. Lapa haline getirilmiş balık eti, güveç etleri, yumuşak pişmiş sebzeler, muz gibi yumuşak yiyecekler kolayca püre paline getirilebilir.” Sepsisin adı yok Türmen’e büyük ödül Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, bağışıklık sisteminin çökmesine neden olabilen “sepsis” hastalığının, erken tanı konulup, doğru teşhis edildiğinde önlenebileceğini vurgulayarak “Ülkemizde halen ICD de diğimiz Uluslararası Hastalık Sınıflandırması kodlamasında sepsisin adı yok. Halen septisemi diye geçiyor. Oysa septisemi ile sepsis aynı şey değil. Bunun acilen düzeltilmesi gerekiyor” dedi. Sepsisin tıbbi acil bir durum ve önlenebilir bir ölüm nedeni olduğunu söyleyen Cinel, dünyada her yıl milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği sepsis nedeniyle ölümlerin, Türkiye’de, yüzde 30 yüzde 40 daha fazla olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün, Avrupa bölgesindeki in sanların daha sağlıklı olma ları için “olağanüstü” katkı da bulunan bilim insanlarına verdiği ödüle değer görülen ler arasında, Türk bilim kadı nı Prof. Dr. Tomris Türmen de yer aldı. Türmen, bu ödüle la Türmen yık görülen ilk Türk bilim kadını oldu. Birçok bilimsel yayına ve kitaplara imza atmış, çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülleri bulunan ve halen birçok uluslararası kuruluşta yöne tim kurulu üyeliği görevlerini sürdüren Dr. Türmen, ödülünü 53 ülkenin sağlık bakanları nın ve Gürcistan Cumhurbaşkanı’nın katıldığı toplantıda aldı. Türmen, “Herkesin sağlık hiz metlerine erişebilmesi temel bir insan hakkı dır. Toplumların kalkınmaları her şeyden ön ce bu hakkın yaşama geçirilmesine bağlıdır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Yumurta dondurmada merak edilenler Çeşitli nedenlerle yumurtalarını donduran kadın sayısı, artmaya devam ediyor. Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, kadınların yumurtalarını dondurmadan önce göz önünde bulundurmaları gereken önemli konular hakkında şu bilgileri verdi: 36 yaşından önce dondurun: Gelecekte olacak bir doğumda en iyi başarı şansına sahip olmak için, 36 yaşından önce yumurtalarınızı dondurmanız en iyisi olacaktır. Bu sayede sakladığınız yumurtalar dondurulma işlemiyle yeterli kalitede kalır ve bu yumurtaları gelecekte kullanabilirsiniz. Yumurtalar Türkiye’de sadece 5 yıl saklanabiliyor: Türkiye’deki yasal düzenlemeler, yumurtaların sadece 5 yıl donmuş olarak kalmasına izin veriyor. Kaç adet yumurta dondurmalıyım?: Dondurduğunuz yumurta ne kadar çoksa ve yumurtalar kaliteli olduğu sürece, gelecekte canlı bir doğum yapma olasılığınız o kadar yüksek olur. Son veriler, 34 yaşındaki bir kadının yüzde 75 oranda canlı doğum şansına sahip olması için 10 yumurtayı dondurması gerektiğini ileri sürüyor. Ancak 37 yaşında bu işlemi yaptıran bir kadının 20 yumurtayı dondurması gerekirken, 42 yaşındaki bir kadının 61 yumurtayı dondurması gerekiyor. Yumurta dondurma ne kadara mal olur?: Türkiye’de yumurta toplama ve dondurma masrafları 710 bin TL civarındadır. Yumurtaları depolama maliyetleri ise ekstradır. Bunun fiyatı yılda ortalama 900 liradır. Deneyimli bir kliniğe başvurun: Yumurtalarınızı dondurmayı düşünüyorsanız, prosedürle ilgili çok fazla deneyime sahip bir klinik bulun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle