17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ECE KURTULUŞ 929 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE İşte sürgün edilen kütüphanecinin odası AKP’li Bergama Belediyesi’nin kütüphanesinde kütüphaneci olarak görev yaparken, CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla görevden alınıp depoda görevlendirilen Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Genel Başkan Yardımcısı Aydın İleri, sosyal medya hesabından çalıştığı yerin fotoğraflarını paylaştı. İleri, “Sizce burası arşiv müdürlüğü ofisi mi? Temizlik malzemesi deposu mu?” diyerek, içeride, plastik malzeme, tuvalet kağıdı, yanıcı koku yayan kimyasallar, kimyasal temizlik malzemeleri bulunduğunu belirterek, isyan etti. Siyasi görüşlerinden dolayı mobbing uygulandığını söyleyen İleri, Aliağa Bele diye Başkanı ve İnsan Kaynakları Müdürü hakkında, mobbing uyguladığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Her gün görevinin başına giden İleri, sosyal medya hesaplarından, havalandırması olmayan depo olarak kullanılan görev yerinin fotoğraflarını paylaştı. İleri, “Bu deponun bir havalandırması, camı, menfezi, penceresi bulunmamaktadır. Uzun yıllar aktif kullanılmadığı için nemden, küften ve içerideki bulunan kimyasallar nedeniyle kesif ve ağır bir koku depo içerisinde nefes almayı güçleştirmektedir. Bu alandaki yangın söndürücü tüpler, en son 2013 yılında dolumu gerçekleşmiş 6 yıldır bakımı yapılmamıştır” diyerek nasıl bir çalışma ortamında bulunduğunu gösterdi. l İZMİR/Cumhuriyet 30 Ağustos 1922: ‘Şimdi diplomasi safhasına geçebiliriz!’ Kurtuluş Savaşı’nın en önemli günlerindeyiz. 97 yıl önce bugün Büyük Zafer’e ulaşmanın en stratejik adımları atılıyordu. 26 Ağustos 1922, sabaha karşı 05.30’da başlayan Büyük Taarruz, birkaç saat içinde ilk sonuçlarını verdi. Gün ağardığında Tınaztepe, Kıran Aslan, Belentepe düşmüştü. 27 Ağustos’ta Çiğiltepe planlanan saatten biraz geç ele geçirilince Albay Reşat intihar etti. O gün 17.30’da Afyon kurtarılmıştı. 28 Ağustos’ta 4. Yunan Tümeni artık yoktu. Bu gelişmeler üzerine Yunanistan, tümüyle geri çekilip toparlanarak saldırmayı planla Bir gün yoğun bakımdaAçılalı 2 hafta olmadan su basan Bursa Şehir Hastanesi sorun yumağı dı. İzmir’deki Yunan karargâhında Yüzbaşı Kazanidis, bu plana ve silah üstünlüğüne güvenerek yabancı gazetecilere 28 Ağustos akşamı şunu söyledi: “Birkaç gün içinde Mustafa Kemal’i esir olarak size takdim edebilirim!” 29 Ağustos’ta, strateji dehası Mustafa Kemal, Yunan birliklerinin hem çekilmesini hem birleşmesini önleyen hamleler yaptı. 30 Ağustos’ta Dumlupınar’la birlikte Afyonİzmir diğer gün ortopedide güzergâhı artık zafer yoluydu. HHH Atatürk’ün son kontrolleriyle, 1934 yılında İstanbul Devlet Matbaası’nda 3 cilt halinde basılan NUTUK, pek çok belgenin yanı sıra Kurtuluş Savaşı haritalarını da içerir. İkinci cildin 176. sayfasında 30 Ağustos’u anlatan Mustafa Kemal şöyle der: “Her safhası düşünülmüş, ihzar, idare ve zaferle intaç edilmiş olan bu harekat Türk or Bursa Şehir Hastanesi’nin ve sağlık emekçilerinin acil çözüm bekleyen sorunlarını yerinde tespit eden Genel Sağlıkİş Sendikası, yaşanan so Genel Sağlıkİş Sendikası, Bursa Şehir Hastanesi’nin ve sağlık emekçilerinin acil çözüm bekleyen sorunlarını yerin de tespit etti. Bakanlığa gönderilen tespitlere acil çözüm bu dusunun, Türk zabitanının, yüksek kudret ve kahramanlığının muazzam bir eseridir. Bu eser Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin abidesidir. Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğum için ilelebet mesut ve bahtiyarım.” Atatürk, NUTUK’ta bu büyük zaferi anlat runları ve çözüm önerilerini Sağlık Bakanlığı’nın gündemine ta şıdı. Genel Sağlıkİş tarafından bakanlığa gönderilen yazıda, “Sorunların üstü ör lunması istendi. Ulaşım, başta olmak üzere birçok sorun bulunan hastanede, hemşirelerin bir gün ortopedi servisin de, ertesi gün yoğun bakımda çalışması istenebiliyor. tıktan sonra şöyle devam ediyor: “Efendiler, işte şimdi diplomasi safhasına geçebiliriz...” Güzel bir söz vardır; süngü ile zafer kaza nabilirsin ama o süngünün üstüne oturamazsın! Atatürk, Büyük Zafer’den sonraki diplo SİBEL BAHÇETEPE tülerek ya da ötelenerek çözülmesi mümkün değildir. Böyle bir anlayış sorunların derinleş mesine neden olacaktır” uyarı sında bulunuldu. masi girişimlerini anlatmaya işte bu cümle ile başlıyor.  30 Ağustos zaferi, 1922’den sonra bu topraklarda başarılmış her şeyin ana tohumudur.  Mustafa Kemal, bu zaferi bir sonuç olarak değil, deyim yerindeyse başlangıç olarak görmüştür. Genel Sağlıkİş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız imzası ile Sağlık Bakanlığı’na gönderilen yazıda, şehir hastanesinin ulaşım açısından da zor bir yerde olduğu anımsatılarak “Bursa’da ikamet etmek 41 yaşında bu zafere ulaşan Mustafa Kemal bundan sonraki tüm ömrünü adeta barışa adamıştır. Girdiği bütün savaşları kazanmış, devamında başlattığı bütün barış adımlarından da zaferle çıkmıştır. 9 Eylül 1922’de Kuvayi Milliye İzmir’e girdiğinde İstanbul işgal altındaydı. İstanbul, te olan bir sağlık çalışanı için hastanesine ulaşmak ortalama 1.52 saati bulmaktadır. Bazı bölgelerde ise sabah ne kadar erken çıksalar da (örneğin Erikli Bağlaraltı veya Teleferik mevkiinden) yani sabah ilk otobüse binseler dahi saatinde kuruma ulaşamamaktadırlar. Şehrin çoğu bölgesinden kuruma ulaşmak için üç araç değiştirmek gerekmektedir. Dönüş yolu da hesaba katıldığında bir sağlık emekçisinin işine ve evine ulaşmak için yolda geçirdiği süre günde ortalama 3.54 saati bulmakta ve bu yolculuk için her gün masraf edilmektedir” ifadelerine yer verildi. Hemşire sayısı çok az Kurumda personel sayısının son derece yetersiz ve çoğu servislerin kapalı olduğunun bakanlık tarafından da bilinen bir gerçek olduğu kaydedilen yazıda, hastanenin halihazırda yüzde 60’ının kullanılmakta olduğu, kalanın henüz hizmet vermediği ifade edildi. Hastanede özellikle hemşire branşında ciddi seviyede ihtiyaç bulunduğu ifade edilen yazıda, özetle şu ifadelere yer verildi: 4 Hastanede kule hemşireliği adı altında garip bir uygulama yapılmaktadır. Bu uygulamaya göre kimin hangi serviste ne kadar ça KHK’Lİ AKADEMİSYENİN ÖĞRENCİLİK HAKKININ ELİNDEN ALINMASINA RET Mahkemeden örnek karar İzmir’de KHK ile ihraç edildiği için aynı zamanda öğrencilik hakkı elinden alınan Özer Yersüren için mahkeme kararını verdi. İzmir 5’nci Bölge İdare Mahkemesi, “kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmüne yer vererek yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Özer Yersüren, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bölümü’nde yüksek lisans yaparken 701 sayılı KHK ile üniversitedeki kamu görevinden ihraç edildi. İhracın ardından Yersüren’in öğrenciliği de sonlandırıldı. Yersüren öğrenciliğine son verildikten sonra İzmir 4’ncü İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması için başvurdu. Fakat mahkeme bu talebe “ret” kararı verdi. Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre Yersüren, EğitimSen avukatı Nedim Değirmenci ile birlikte İzmir 4’ncü İdare Mahkemesi’nin verdiği “ret” kararının durdurulması istemiyle İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Bölge İda KHK ile ihraç edildiği için öğrencilik hakkı da elinden alınan Yersüren için mahkeme “Dava konusu işlem hukuka aykırı” diyerek yürütmeyi durdurma kararı verdi. re Mahkemesi, alt mahkemenin verdiği “ret” kararını görüştü. ‘Yoksun bırakılamaz’ Mahkeme “kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmüne yer vererek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni hatırlattı. Mahkeme, “Her ne kadar davacı terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşan gruplara üyeliği suretiyle kamu görevinden çıkarılmış ise de yüksek lisans eğitimi ile ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayacağı açıktır” hükmüne yer verdi. Yersüren’in yüksek lisanstaki kaydının silinmesinin hukuka aykırı olduğu mahkeme tarafından oybirliği ile kabul edil di. Mahkeme kararında, “Davacının öğrenciliğinin sonlandırılmasının davacı açısından telafisi güç ve imkânsız zararların oluşacağı açıktır” diyerek şöyle devam edildi: “Bu durumda eğitim hakkının T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınması ve davacının araştırma görevlisi kadrosu ile ilişiğinin kesilmiş olmasının yüksek lisans eğitimi ile de ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğurmayacağı göz önünde bulundurulduğunda Dokuz Eylül Üniversitesi’nden kaydının silinmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmaktadır.” Mahkeme İzmir 4’ncü İdare Mahkemesi’nin yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulmasına karar verdi. l Haber Merkezi Lozan Barış Antlaşması zaferinin bir unsuru olarak 6 Ekim 1923’te işgalden kurtarılmıştır. 20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandığında Batı’da şu yorum yapıldı: “Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nı şimdi tamamladı!” Onlar böyle yorumladı, ama Atatürk’ün daha işi vardı; iki yıl sonra Hatay’ı bir tek Mehmetçiğin burnunu kanatmadan vatan topraklarına katacaktı. Yeri gelmişken vurgulayalım; dünyada iki tarafı aynı ülkeye ait uluslararası suyolu yok, İstanbul ve Çanakkale Boğazı’ndan gayri! HHH Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili çirkin saldırıları içeren kitabı da Atatürk’ü bir dünya lideri olarak anlatan kitabı da İngilizler yazdı. İlkinde Armstrong’un ikincisinde Kinross’un imzası var. Lord Kinross, “Atatürk Bir Miletin Yeniden Doğuşu” kitabını yayımladıktan sonra onunla röportaj yapılıyor. Atatürk’le Hitler ve Mussolini’nin aynı çağda olduğuna ilişkin imalı bir soru soruluyor. Kinross’un yanıtı şu oluyor: “Hitler ve Mussolini demokratik bir devlette iktidara gelip ülkelerini savaştan savaşa soktu, sivil hayattan gelip üniforma giyerek başkomutan oldu. Atatürk bir asker olarak harap olmuş bir ülkede Kurtuluş Savaşı vererek devlet kurdu, ilk fırsatta üniformayı çıkarıp ülkesini demokrasiye taşıdı!” Yarın 30 Ağustos, Büyük Zafer’in 97. yılı... Yarın Cumhuriyet günü... Arkadaşımız Işık Kansu’nun derlediği, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan “Belge ve Anılarla 30 Ağustos Zaferi” başucunuzda olsun!  Gören edinmek ister, birkaç tane almakta fayda var! lışacağı belli değildir. Bir gün ortopedi servisinde çalışan bir hemşirenin ertesi gün yoğun bakımda çalışması istenebilmektedir. Bu Koyuncu’nun ağabeyi onkoloji bölümü istedi Polisten avukata darp durum personel için tedirginliğe, huzursuzluğa ve verimsiz çalışmaya neden olmaktadır. 4 Satın alımları bittiği söylenen özellikle ameliyathane malzemelerinde ciddi eksiklikler bulunmaktadır. 4 Özel sektöre ihale edilen laboratuvar hizmetlerinde aşırı aksaklıklar mevcuttur. 4 Maksimum 1 saat sürmesi gereken biyokimya tahlilleri sonuçlarının servislere ulaşması bazen 48 saati bile bulabilmektedir. 4 Görev Tanımları Yönetmeliği’nde belirtilen görev tanımlarına uygun olarak tüm personelin işini gerektiği gibi ve zamanında yapması için her seviyedeki personelin görev tanımının yapılması gerekir. 4 Şehir hastanesinin açılmasıyla birlikte sağlık çalışanlarının iş yükü artmasına karşın ek ödeme ücretleri neredeyse sıfırlandı. Kanserden yaşamını yitiren sanatçı Kazım Koyuncu’nun ağabeyi Hüseyin Koyuncu “Ben de kanserim, 5 yıldır” diyerek, Artvin’de onkoloji bölümü açılmasını istedi. Deutsche Welle Türkçe, hazırladığı “Çernobil’in Türkiye’deki izleri” videosu için Kazım Koyuncu’nun ağabeyi Hüseyin Koyuncu’ya mikrofon uzattı. Hüseyin Koyuncu kardeşinin ölümünün ardından Çernobil’le mücadele konusunun eskisi gibi gündeme gelmediğini kaydetti. Hüseyin Koyuncu, “Babamı da kaybettik 3 yıl öncesinde. Aynı şeyi ben de taşıyorum. Ben de kanserim, 5 yıldır. 15 yaşında 20 yaşında gençler de kanser vakalarıyla mücadele ediyor” dedi. Kanser taramalarının yapılmadığını ve ciddi anlamda kanserin devam ettiğini belirten Koyuncu, “İnsanların imkânları kısıtlı. Kimisi Rize’ye, Trabzon’a gidemiyor. Burada bir onkoloji bölümü açılsın. Erken teşhis hayat kurtarıyor” dedi. l Haber Merkezi Ankara Barosu’na kayıtlı Çelik, Antalya’da polis tarafından 3 saat boyunca işkence gördüğünü söyledi. ZEHRA ÖZDİLEK Ankara Barosu’na kayıtlı avukat Ahmet Buğra Çelik, Antalya’da park halindeki aracının içinde telefonla konuştuğu sırada polis memurları tarafından darp edildi. Buğra, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na polisler hakkında suç duyurusunda bulunurken yaşadıklarını gazetemize anlattı. Çelik, polise hiçbir direnişte bulunmadığını belirterek, “Benim babam asker, amcam polis emeklisi. O insanlar gibi yüzlerce güzel insan bu kutsal ve şerefli üniformalara hizmet verdiler. Polisler, öğretmen emeklisi anneme küfürler ettiler. ‘Nerede kaldı senin avukatlık, adamı böyle sin BAROLARDAN TEPKİ Ankara Barosu Başkanı Avukat Erinç Sağkan, saldırıyı kınadı. Polislerin saldırı sırasında avukat Çelik’e “Nerede kaldı senin avukatlık” gibi söylemlerde bulunduğunu dile getiren Sağkan, “Bu olay, mesleki varlık sebebini reddeden, halk sağlığı için tehlike arz eden bir takım devlet memurlarının silah taşıma yetkisi ile donatıldığının göstergesidir” dedi. Antalya Barosu Başkanı Avukat Polat Balkan da, saldırıyı kınayarak, eylemin işkence suçunu ortaya çıkardığını söyledi. kaf ederler işte’ diyerek aşağıladılar. 3 saat işkence gördüm. Devletin polisine saygısızlık etmedim. Bir polis ne kadar kamu görevlisiyse bir avukat da o kadar kamu görevlisidir. Biz yargının üç temel erkinden biriyiz. Biz avukatlar bu toplumun savunma yapabilme özgürlüğünün hizmetini veri yoruz. Kendimde zerre kadar bir kusur görseydim adli süreci başlatmazdım. Kendilerine kabalık etmedim. Etsem bile hiçbir vatandaş dövüle dövüle ekip arabasına bindirilmeyi hak etmiyor” diye konuştu. ‘Üniformayı hak etsin’ Çelik şöyle devam etti: “Bizler kamu görevlisiyiz, bunu kabullenebilir ve anlamlandırabilirlerse çok seviniriz. Polisler şehit kanıyla sulanmış bir bayrağı gögüslerinde taşıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin adını taşıyorlar. Hiçbir ülkenin bayrağı bizim bayrağımız kadar kutsal değildir. Suçluyu aramak için sokağa çıkan bir polis hiçbir suçu olmayan bir adamı döverek geri karakola dönüyor. Burada suçlu nerede? Bu damaların asıl görevi neydi? Olayın daha vahim yani benim için o. Silah sıkan birisini arayan polisler beni 3 buçuk saat dövdüler. Silahı sıkan adam ortada yok. O üniformayı polisler haketsin.” l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle