24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 1329 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE Boğaziçi Gençlik Korosu’nun şefi Gözbek ile önemli başarılar elde eden koroyu konuştuk Başarıya doymuyorlar Koro şefi Masis Aram Gözbek yönetimindeki Boğaziçi Gençlik Korosu, Makedonya’da 2226 Ağustos arası düzenlenen Ohrid Korolar Festivali’nde en iyi sahne performansı, birincilik ödülü ve kategori şampiyonluğuyla birlikte festivaORHUN lin en iyi korosu seçiATMIŞ lerek Grand Prix ödülüne layık görüldü. Boğaziçi Gençlik Korosu kurulduğu Eylül 2014’ten bu yana başarılarına bir yenisini daha ekledi. Koro, son olarak on binlerce ağacın katledildiği Kaz Dağları için Tarkan’ın “Uyan” şarkısına yapılan yorumla gündeme gelmişti. Biz de Gözbek ile bu başarıyı ve Boğaziçi Gençlik Korosu’nu konuştuk. Gözbek, ödüllerin henüz 5. yılını dolduran koro için çok şey ifade ettiğini belirtti. Ohrid Korolar Festivali’nin Boğaziçi Gençlik Korosu’nun ilk yurtdışı ve ilk yarışma deneyimi olduğunu söyleyen şef, bunun da zor bir ilk deneyim olduğunu dile getirdi. Gözbek, “Ortalaması 11, yıllık bir kadroyla Türkiye’yi temsil etmek ve Avrupa’nın önemli bir yarışmasında en önemli dereceleri kazanıp bir de büyük ödülü almak onur ve gurur verici” dedi. Ohrid’deki festivale Türkiye’den 6 koronun katıldığını söyleyen Gözbek, Dokuz Eylül Üniversitesi Çoksesli Korosu’yla birlikte finale Masis Aram Gözbek ‘Tüm Türkiye’nin uyanışa ihtiyacı var’ Boğaziçi Gençlik Korosu’nun sosyal sorumluluk konularındaki duyarlılığını da sorduğumuz Masis Aram Gözbek, şunları söyledi: “Sosyal sorumluluk bizim için her zaman çok önemli. Bizim için en başta gelen şey birlikte yaşamak ve birbirimizi anlayabilmenin önemi ve güzel bir dünyada yaşama isteği. Bu isteğimizi de herkesle paylaşabilmek istiyoruz. Amacımız iyi değerleri savunmak ve yaymak. Her zaman şunu söylemişimdir, biz içinde bulun duğumuz toplumdan besleniyoruz ve bu toplumu beslediğimiz zaman bu döngü tamamlanıyor. O yüzden de bizlerin tercihi, söyleyeceğimiz bir söz varsa sanatımızla bunu söylemek. Boğaziçi Gençlik Korosu’nun başlattığı ve birçok koroya örnek olan ‘Benim kitabım, senin kitabın’ kampanyası var mesela. Bu kampanya çok kişiye ulaştı. Okullara on binlerce kitap gönderdik. Sadece gençlik korosu değil, bu ailenin içerisindeki tüm korolar ay nı hassasiyeti yaşıyor ve çeşitli durumlarda sözünü söylemekten çekinmiyor. Son olarak Kaz Dağları konusu hepimizin dikkatini çeken ve hepimizi üzen bir konu. Şunu da bilmemiz gerekiyor, tek konu Kaz Dağları değil. Türkiye’nin birçok yerinde bir sürü şey oluyor canımızı yakan. O yüzden de Kaz Dağları belki de bir son nokta oldu ve bir şey yapmak istedik. Umarız sözler yerini bulur. Tüm Türkiye’nin böyle topyekun bir uyanışa ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.” kaldıklarına değinerek bunun gurur verdiğini söyledi. Öte yandan, aynı yarışmada 5 jüriden birinin de Türkiye’den olduğunu ekleyen Gözbek, Dr. Bülent Halvaşi’nin ismini verdi. Ünlü şef, Halvaşi için, “Onlar da geçen yıl bu yarışmaya Marmara Üniversitesi Çoksesli Korosu’yla katıldı. Kendisine de çok teşekkür etmek istiyorum. Bize çok destek oldu. Unutulmayacak bir festival oldu Türk koro tarihi adına...” diye konuştu. Gözbek, Ohrid’de kendilerine olan ilginin büyüklüğünü de “İlk gün, açılış seremonisinin ardından her koro açık hava konserleri yaptı, biz de kendi repertu varımızı söyledik. Oradan başladı zaten ilgi. Etrafımıza toplanan halk ve onların ilgisi bize çok güzel bir başlangıç yaşattı” sözleriyle anlattı. Diğer koroların, şeflerin, festival organizasyonundaki insanların ve jüri üyelerinin performanslardan sonra övgüler yağdırdıklarını da ekledi. Erdoğan’a, ‘Risk Altındaki Cesur Yazar’ ödülü Şair, oyun yazarı ve eski Çekya Cumhurbaşkanı Vaclav Havel’in anısına New York’ta kurulan Václav Havel Kütüphane Vakfı’nın her yıl verdiği ödülün sahibi belli oldu. Václav Havel Kütüphane Vakfı’nın “2019 Risk Altındaki Cesur Yazara Huzuru Bozma Ödülü”nün, “Taş Bina ve Diğerleri” öykü kitabının yazarı ve insan hakları alanında uzun yıllardır çalışmalar yapan yazar Aslı Erdoğan’a verileceği duyuruldu. İnsan haklarına dikkat çekmek için verilen ödül Aslı Erdoğan’a 26 Eylül’de New York Bohemian National Hall’de düzenlenecek bir törenle takdim edilecek. Václav Havel’in anısına verilen ödüle sahip olacak isim, her yıl kitabı İngilizce yayımlanmış yazarlar arasından belirleniyor. Ataol Behramoğlu Kitaplığı açılıyor Eskişehir Odunpazarı Belediyesi, gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu’nun adına “Ataol Behramoğlu Kitaplığı” açıyor. Belediyenin tarihi “Yağcızade Konağı”nı restore ederek oluşturduğu “Ataol Behramoğlu Kitaplığı”nın açılışı 1 Eylül saat 18.00’de, Yağcızade Konağı’nda yapılacak. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehirli yurttaşları, konağın açılışına, Behramoğlu’nun şu dizeleriyle davet etti: “Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar/Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın/Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu/Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın...” Öte yandan, Behramoğlu bugün saat 21.00’de Muğla’da Dibeklihan Orhan Kemal Meydanı’nda şiir dinletisi yapacak. l ESKİŞEHİR / Cumhuriyet ‘Kız Kardeşler’e ödül Emin Alper’in yönettiği ve Locarno Film Festivali’nde En İyi Yönetmen dahil iki ödül alan “Kız Kardeşler”, World Cinema Amsterdam’da “World Cinema Exchange Ödülü”nün sahibi oldu. Filmi ödüle layık bulan jürinin film hakkında yorumu şöyle oldu: “Kız Kardeşler bir yanıyla incelikli bir yanıyla da apaçık bir şekilde insan olmanın ne demek olduğunu katman katman gösteriyor. İkna edici karakterler ve çarpıcı görüntüler eşliğinde film, insanlığın sınırlarını aşma mücadelesini anlatıyor. Filmin öyküsü her ne kadar kendine has bir kültüre ait olsa da, film evrensel temalara sesleniyor. Bu yüzden filmin duygu dünyasıyla ilişki kurmanın kolaylığı seyirciler arasında tartışmalara vesile olacak.” PTT Paket Postanesi binaları yıkılmış, ama aynısının tıpkısı, alt yapısı güçlendirilerek yeniden yapılmıştı. Tanıtım sırasın da Ferit Şahenk’in “İstanbul’un geçmişiyle Geçmişle geleceği geleceği, hiç bu kadar yaklaşmamıştı” ve “200 buluşturmak “Galataport: Türkiye’nin dünyaya denizden açılan kapısı”. Çok görkemli bir tanıtım toplantısıyla ve bu sloganla tanıtıldı İstanbul Galataport birkaç gün önce. Tarih ve coğrafya görkemi. Görüntü yıldır İstanbul halkına kapalı olan 1.2 kilometrelik sahil şeridi ilk kez İstanbullulara açılıyor” sözü... Serdar Bilgili’nin ise bu dev proje için “Bu bir sosyalleşme ve kültür projesidir... İstanbul halkının mutluluk seviyesini yükseltecek bir projedir” tanımlaması vurucu ve iddialı sözlerdi. Dilerim gerçekleşir. görkemi. Ne yapsak ne etsek bir türlü yok edemediğimiz İstanbul Ana liman ve kültürel görkemi... Türkiye’yi bilmem, ama o noktada durup önünüzde uzanan manzaraya baktığınızda içinize çektiğiniz solukla birlikte dünyayı kucaklamış gibi oluyor ve iyi ki yaşıyorum diyorsunuz. çeşitlilik 400 bin metrekarelik inşaat alanını kapsayan projenin ekonomik ayrıntılarını iki gün önceki Cumhuriyet’te bulabilirsiniz. Benim için önemli olan kültürel Dünden bugüne Uzun yıllar, nice kavgalara, ayrıntılar. Karaköy Meydanı’ndan Mimar Sinan Güzel Sanatlar nice yasa değişikliklerine, koruma kurullarının, Danıştay kararlarının çelişkilerine neden olan; inşası defalarca durdurulan, yeniden başlatılan Galataport’un uzun yıllar süren bir serüveni var. 1994’te Çiller hükümetinin burayı turizm bölgesi ilan etmesinden sonra kent yaşamının, hayatımızın bitmeyen çilelerinden biri olmuştu. Dünün ayrıntılarına girmeyeceğim. Şunu söylemekle yetineceğim: En büyük korku, endişe, itiraz kent belleğinin bir kez daha yerle bir edileceğiydi... 2013’te Doğuş Grubu’nun Salı Pazarı ihalesini alması, 2014’te Bilgili Holding ortaklığı birbirini izledi. O tarihten sonra olay hız ve ivme kazandı. Öyle ki Türkiye’den önce yurtdışında tanınır ve dört gözle beklenir oldu. Hatta yurtdışı fuarlarında “kruvaziyer limanı” olarak örnek gösterildi. Akademisi’ne dek uzanan bu bölge unutmayalım ki bir ana liman. Buraya yanaşan dev kruvaziyerlerden inen binlerce ziyaretçinin tüm giriş çıkışları yeraltına alınmış. Gümrük, pasaport, park, transfer aklınıza ne gelirse hepsi yeraltında: Gemiler geldiğinde kapaklar açılıp teknik çalışıyor. Dünyada ilk kez uygulanan kapak sistemiyle terminal yeraltında hizmete giriyor. Neyse ki küçük yolcu motorlarının da durakları var... Yerüstünde ise 2 iddialı müze. İstanbul Modern ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi. Dünya çapındaki Peninsula Otel (sadece işletmeci değil, aynı zamanda önemli yatırımcı), yemeiçme mekânları (projenin yüzde 35’i), alışveriş mekânları vb. olacaktır. Tanıtımdaki en büyük eksiklik (ve bence büyük ayıp) tek mimar adı geçmemesiydi. Ben söyleyeyim: Kentin belleği Davetli yarışma sonucu projeyi ana planlamayı dünya çapındaki Peki, o korku, o endişe, o itiraz Dror ve Gensler Grubu üstleni yok oldu mu? Bu soruyu yanıtla yor. İstanbul Modern’in mimarı mak için 2010 yılının nisanmayıs Renzo Piano. Resim ve Heykel ayını beklememiz ve yaşamamız Müzesi’nin mimarı Emre Arolat. gerekir. (İlk dev kruvaziyer 5 PTT ve Salı Pazarı cephe tasa Nisan’da geliyor. 2020’de 25 dev rımı: TO Studio (Tenju Özelgin gemi, 2021’de 145 gemi şimdi ve Arif Özden). Norm Mimarlık, den programlanmış.) Nokta Planlama; Zeynep Fadıl Tanıtım toplantısında tüm yet lıoğlu; BEA; Autoban gibi 180 kililer kent belleğinin kesinlikle firmanın işbirliği var... yok olmayacağını, her metrekare Bu anlattıklarımı ve çok daha inşaatın koruma kurullarının ona fazlasını dev bir makette ince yını aldığını vurguladı. lerken ve hayran olurken Sedat Yalnız kent belleğinde değil, Hakkı Eldem’i düşünmedim de benim kişisel tarihimde de eş ğil. Maketin dikey hatları, Sedat siz yeri olan 1940’lardan kalma Hakkı’nın tekrara dayanan imge Karaköy Yolcu Salonu (17 ya lerini düşündürüyordu... şındayken yitirdiğim babamın, Umarım, mimarideki zenginlik, aile fotoğraflarına girebildiği son kültürel zenginliğe de yol açar. mekân) ve 1900’lerin başında Galataport İstanbulluların mutlu gümrük binası olarak inşa edilen luğuna mutluluk katar... !f için geri sayım !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 1322 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da, 1922 Eylül tarihleri arasında ise İzmir ve Ankara’da başlayacak. Festivalde yer alacak filmler ise belli oldu. Filmler, !f Galalar, !f Efsaneler, !f Belgeseller gibi birçok bölümde gösterilecek. Festivalde Jim Jarmusch ve Joanna Hogg gibi ünlü yönetmenlerin son filmleri ilk kez izleyici ile buluşacak. !f Galalar’ın bu yılki seçkisinde aralarında “About Endlessness”, “The Souvenir”, “The Dead Don’t Die”, “Too Late to Die Young” ve “I Lost My Body” gibi filmlerinin de olduğu 10 film !f seyircisine sunuluyor. Ulusal sinemadan örnekler sunan !f Efsaneler bölümünde ise “Tabutta Rövaşata”, “Ağır Roman”, “Eşkıya”, “C Blok” ve “Salkım Hanım’ın Taneleri” gibi filmler yer alacak. Dünya sinemasının klasikleşen filmleri ise !f Kült seçkisinde buluna cak. Bu seçkide, David Lynch’in yönettiği “Blue Velvet”, “Eraserhead”, “Lost Highway” gibi dünya sinema tarihinin kült filmleri yeniden beyazperdede olacak. Keş!f, !f Ulusal ve Türkiye’den Kısalar kategorilerinden oluşan yarışmaların jüri üyeleri de belli oldu. Keş!f kategorisi, Michel Franco’nun jüri başkanlığında Barış Saydam ve Deniz Eyüboğlu Aydın ile en iyiyi arayacak. !f Ulusal kategorisindeki seçimleri ise jüri başkanı Ezel Akay önderliğinde Damla Sönmez ve Asja Krsmanovic yapacak. Türkiye’den Kısalar kategorisinin en iyisini de jüri başkanı Anna HenckelDonnersmarck ile Ayçe Kartal seçecek. ‘Gezgin Filozof’a başsağlığı mesajı “Gezgin Filozof” olarak bilinen Halil İbrahim Ay yaşamını yitirdi. PEN Türkiye Yazarlar Derneği’nden yayımlanan açıklamada “Sevgili dostumuz, üyemiz Halil Ibrahim Ay ‘Eserleriyle Yaşayanlar’ arasına katıldı. Ay ışığı farklı, artık: Hüzünlü bir tebessüm taşıyor ama daha parlak verimli bir yaşamı çağrıştırarak” denildi. : : : :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle