17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 29 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER Ayrıntılar Erkek ıslahevleri! “Kadın cinayetleri siyasaldır” söylemi yüzde yüz doğrudur. Her tür gericilikle mücadele etmeden başarı kazanmak mümkün değildir. Umut veren şudur: Farklı toplumsal gruplarda kadınlar “cinayet, şiddet” konusunda kolayca yan yana gelip tepki veriyor. Bu ölçüyle bakarsak, geçen hafta da dahil olmak üzere kadın mücadelesine hayranlık duymamak mümkün değil. Erkek egemen dile, töreye, dinsel baskıya, iktidar şiddetine karşın boyun eğmeden sahaya çıktı, ses verdi kadınlar. Bunu değerli buluyorum. Erkeğe düşen; kadınlar ne karar verirse benimsemek, yanında olmak, üzerine düşen görev varsa çalışkanca yerine getirmektir. Akıl vermeye kalkmak, baştan “buyurgan, kibirli iktidar” tavrıdır. Bunu yapan erkek ya susmalı ya da birikimli kadınlardan dil ve tavır konusunda destek almalıdır. İşe buradan koyulacağız. Gelelim umut kıran taraflara. Sahaya çıkıp mücadeleye girişen kadınlar görünür olup sesini duyurabiliyor. Oysa, halen evde tehdit altında olanları bilmiyoruz. Hafta boyu ekranda yaptığım programlara gelen ihbarlara bakılırsa, durum sanılandan çok daha ciddi boyutta. AYM eliyle iyice çaresiz kılınan kadın, şehir meydanlarında haykıran hemcinslerinin yanına gelemiyor, çoğu zaman yasal destek alamıyor, ruhsal katkıdan yoksun, kaderine mahkum ölümü bekliyor. Örnekler çok. AKP ile kurulacak hiçbir masadan umutlu değilim. AKP’de sorumluluk alan kadın bakanların, vekillerin iyi niyetli olsalar bile, pek de başarı sağladıklarını söyleyemeyiz. AKP ideolojik olarak kadını aile içinde, evde görmek istiyor. Erkeğe hizmetçi gördükleri kadınların, neredeyse öldürülmelerini kendi davranışlarından kaynaklı olduğuna inanır haldeler. Bana kalırsa Diyanet, AKP’nin sesidir ve kadını koyduğu en iyi yer “emanet” olma halidir. Cinayetler toplumsal destek olmadan yaygınlaşamazdı. Bu yüzden kimse “AKP’den önce de cinayetler vardı” demesin. Evet, vardı. Çünkü AKP’den önce de ülke gericiydi. Ama AKP, bu gericiliği kurumsallaştırdı ve artık geri dönülemez biçimde sağlam zemine oturttu. Sorun budur. Güçlü kadın avukatlar sayesinde mahkemelerde büyük mücadele veriliyor. O kadar öznel ölçülerle karar veriyor ki hâkimler, mağdur olan suçluya dönebiliyor. Yıllarını AKP iktidarında geçiren “kindar nesil” çocukları, şimdi mahkeme başkanı oldu. “Kadın cinayetleri siyasaldır” gerçeğinin önemli bir göstergesi de budur. Hâkim, kafadan “kadın kabahat işlemezse erkek niye zıvanadan çıksın” diye düşünüyor. Somut örnekleri avukat arkadaşlar yayınlarda anlattı. Bunu bilen katil; tıraş oluyor, kravat bağlıyor, yüzüne mahcup bir ifade koyarak “Çok sevdim, namusumu temizledim” diyor örneğin. Soyut kavramlar, somut olgunun önüne geçiyor. “Sevgi”, “namus” benzeri kişiden kişiye değişen kavramlar üzerinden “iyi halli” olduğu kanısı oluşuyor erkeğin. Neden? Çünkü hâkim de aynı kafada, oradan bakıyor yaşama. Dedim ya, gericilik salgın hastalık, toplumu öldürmek üzere. Peki, çözüm ne? Önce bakış değişmeli. Söz gelişi “kadın sığınmaevleri” yerine “erkek ıslahevleri” kurulmalı. Daha ilk aşamada, çocuğuna tokat attığı an mesela, kişi hemen yasal zorunlulukla bu evlere gitmeye mecbur edilmeli. İlk aşamada diyelim on hafta. İleri giderse belki bir yıl. Israr ederse mahkumiyet olmalı. Bu evlerde cinsiyetçi dil, insan hakları, İstanbul Sözleşmesi türü dersler uzman kadınlar tarafından erkeklere verilmeli. Kadın tecrit edileceğine, erkek bedel ödemeli. Okul öncesi eğitimden başlayarak kesin laiklik ilkesine sadık, evrensel ölçüde bilimsel eğitim verilmeli. Elbette Diyanet kapanmalı, mal varlığı ve iktisadi kaynakları kadınlar ve çocuklar için kullanılmalı (Bu ayrı mesele). Diyeceksiniz ki “bunlar nasıl olacak?” Eldekinden başlayalım. İmamoğlu; AKP’nin dinci vakıflara aktardığı 357 milyonu “kadın ve çocuklara harcayacağım” desin. Bunu tüm başkanlar yapabilir. Bu parayla okul öncesi eğitim kurumları açılsın örneğin. Tüm çalışanlar kadın olsun. Böylece hem istihdam yaratılmış olur kadınlara, hem de okulda gerici eğitime maruz kalacak çocuğun sağlam temel alması sağlanmış olur. Geliri düşük kadınlara lojman verilsin. Bu süreçte iş sahibi olmaları için eğitim sunulsun. Belediye işe alımından öncelik sağlansın. Bir yerden başlamak gerek. Kılıçdaroğlu, “muhafazakâr seçmeni ürkütmemek için ihtiyatlı olunmalı” tutumundan vazgeçmeli. Genel başkan olduğu günden beri bence en güçlü döneminde. “Diyanet kapatılsın”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “İmam hatipler sınırlandırılsın” diyebilmeli. Sandığından öte destek bulacaktır. Toplum, AKP’nin uydurduğu dinden rahatsız, bunu söyleyebilmeli! Kültürel İslam ile yaşananların ilgisi yok. Tarikat, cemaat bataklığı toplumu usandırdı. Cesur olmak gerek, toplumsal dönüşüm ancak böyle sağlanır. Ayrıca, hemen bir çalıştay yapıp alınan kararları tüm belediyelerde uygulayabilir CHP. (Elbette çalıştayı bıyıklı heriflerle yapmayacaksın.) Somut adımlar toplumsal güveni sağlar. Esenler’deki bin futbol sahası büyüklüğündeki alan rant uğruna betonlaştırılıyor Bir ihanet dahaAyrıntılar Ayrıntılar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eski askeri alan için alt ve üst ölçekli planları hazırlayarak 26 Ağustos’ta askıya çıkardı. Yeni planlara göre 720 hektarlık alanın yüzde 38’ine konut, turizm ve ticaret yapıları inşa edilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul, Esenler’de 720 hektar büyüklüğündeki askeri alanı imara açtı. Topkule ve Baştabya Kışlaları’nın da bulunduğu yaklaşık bin futbol sahası büyüklüğündeki alana konut, turizm, ticaret yapıları, park, millet bahçesi ve hazal külliyeler inşa edilecek. ocak Metris, Topkule ve Baştabya Kışlaları’nın bulunduğu askeri alanlar 2012 yılında “Rezerv Yapı Alanı” yani yeni konut alanı ilan edildi. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı ile Esenler Belediyesi arasında 2015’te protokol imzalandı. Protokollere göre Milli Savunma Bakanlığı’na ait askeri kışlalar taşınacak, Esenler genelinde bulunan imar sorunlu, yenilenemeyen, riskli ve taşınması gereken yapılarda ikamet ‘İSTANBUL’UN ANAYASASI DELİNDİ’ Planları değerlendiren eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi ve inşaat mühendisi İbrahim Doğan, “Ticari mantıkla çevre düzeni planı yok sayılıyor. İstanbul’un “Anayasası” olarak bilinen 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı da dikkate alınmıyor. Yapılan bu plan tadilatı ile İstanbul’a bir kere daha ihanet edilmiştir. 720 hektar yaşam alanı bir çırpıda rant uğruna betonlaştırılıyor. Yasalara ve imar mevzuatına aykırı olan bu düzenleme kamu yararı taşımıyor ve kente yeni nüfus artışı, yeni yapı yoğunluğu ile birlikte yeni sorunlar taşıyacak” dedi. Doğan, İstanbul’un artık bu yapı yoğunluğunu kaldırmadığını belirterek “Uygulanan bu politikalarla birlikte kentte yaşam çekilmez bir hal almıştır. Toplamda yaklaşık 14 milyon metrekare inşaat yapılacaktır. Bu alana yeraltı otoparkları ve bodrumlar dahil değil. Olası bir Marmara depreminde acil müdahale, toplanma alanı ve geçici barınma alanı olarak kullanılması gereken alan olmalıdır bu boş ve halen bakir olan alan. İstanbul’un yapılara ve betona ihtiyacı yok. Ancak park alanlarına, boş alanlara ve meydanlara ihtiyacı var. Nefes alınacak alanlara ihtiyaç vardır, deprem toplanma alanına ihtiyaç vardır. Bütün bu gerekçelerle söz konusu plan geri çekilmeli ve Çevre Şehircilik Bakanlığı da İstanbul’un planlarından elini çekmelidir. Yasalara aykırı olan bu planlara gerekli yasal itirazımı yapacağım” diye konuştu. eden hak sahiplerinin rezerv alanına transferi sağlanacaktı. Külliyeler de yapılacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, alanın Esenler Kuzey Topkule ve Baştabya bölümü için alt ve üst ölçekli planları hazırlayarak 26 Ağustos’ta askıya çıkardı. Yeni planlara göre 720 hektarlık alanın yüzde 38’ine, yani 2 milyon 788 bin 562 metrekaresine, konut, turizm ve ticaret yapıları inşa edilecek. Konutlar zemin artı 6 katlı olacak. Alanın 583 bin 402 metrekaresi park alanı olarak ayrıldı. Bunların dışında alanda camiden liseye, hastaneden belediye hizmet alanına kadar birçok yapı var. Şehir gibi tasarlanan alanda külliyeler de yapılacak. Planlara 26 Eylül’e kadar itiraz edilebilecek. l İSTANBUL Sınır ötesine yeni komutanGeneral atamaları ve yer değiştirme kararları Resmi Gazete’de yayımlandı KIRAN2 OPERASYONU 117 TİMLE BAŞLADI Şırnak, Hakkâri ve Van’da bölücü terör örgütü PKK’ye yönelik 19 Ağustos’ta “Kıran” operasyonunu yapan İçişleri Bakanlığı Mardin, Şırnak ve Batman illerini kapsayan ve bir önceki operasyonun devamı niteliğinde olan “Kıran2” operasyonunu dün başlatıldı. 117 timin katımıyla başlatılan operasyonu yine Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin yönetiyor. Çetin, dün, Mar din kırsalındaki Bağok Dağı’na Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Mardin Valisi Mustafa Yaman, Batman Valisi Hulusi Şahin, Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan ve Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Halis Zafer Koç ile birlikte gelerek operasyonu yönetti. Çetin, “Sayın Cumhurbaşkanımızın emir ve direktifleri, Sayın İçişleri Bakanımızın emir ve talimatlarıyla yur tiçinde en son terörist etkisiz hale getirilene kadar operasyonlara, ‘kesintisiz operasyon’ mantığıyla gece gündüz, yaz kış demeden devam edeceğiz; son terörist etkisiz hale getirilene kadar. ‘Kıran2’ operasyonuna, kuzeyde Batman, doğuda Şırnak, batıda ise Mardin’deki Bagok Dağı’nda 10 tabur katılıyor. ‘Teröristi ara, bul, yok et’ taktiğini uyguluyoruz” dedi. Tunceli’de üç terörist yakalandı İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, emniyet birimlerince, Tunceli’de Kent Güvenliği Yönetim Sistemi (KGYS) ve Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kameralarıyla elde edilen görüntülerde yapılan incelemede, şüpheli araçta bulu nan bir kişinin TKP/ML terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensubu olabileceği değerlendirildi. Bunun üzerine araç, Jandarma Komutanlığı İHA desteğiyle takibe alındı. Araç 24 Ağustos’ta Malatya’da durdurularak, içerisindeki 3 TKP/ML terör örgütü mensubu ve bu kişilere kurye/milislik yapan 1 şüpheli yakalandı. Teröristlerin silahlı eylemlere katıldığı açıklandı. Yakalanan terör örgütü mensuplarına yönelik işlemlerin devam ettiği bildirildi. l ANKARA / Cumhuriyet Hakİş’in 30 Ağustos mesajında Büyük Taarruz’un mimarına yer verilmedi Atatürk’ü yok saydılar! MUSTAFA ÇAKIR Türkiye’nin en fazla üyesi bulunan ikinci büyük işçi konfederasyonu olan Hakİş, 30 Ağustos nedeniyle yayımladığı mesajında, Büyük Taaruz’un mimarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ismine yer vermedi. Tarafsız olması gerekirken, yerel seçimler öncesinde AKP adaylarına destek toplantıları düzenleyen Hakİş’in 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajını da Genel Başkan Mahmut Arslan yerine Genel Başkanvekili Mehmet Şahin yayımladı. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşları tarafından yönetilmişti. 30 Ağustos’ta gerçekleştirilen muharebe ise bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından yönetildiği için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Tüm bunlara karşın benzer tavırları daha önce de gösteren Hakİş’in 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajında Atatürk’ün ismi dahi geçmedi. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ise “Büyük Taarruz Meydan Muharebesi” olarak adlandırıldı. Mesajda, “30 Ağustos, İstiklAl mücadelemizin zaferle taçlandığı, Cumhuriyetimizin temellerinin inşa edildiği, tarihten silinmek istenen bir milletin direniş ve dirilişinin yükseldiği ve tüm ezilen milletlere moral ve heyecan kaynağı olduğu bir gündür. 30 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruz Meydan Muharebesi neticesinde kazanılan üstün başarı ile istiklAl mücadelemiz başarıyla zafere ulaşmıştır. Kazanılan bu önemli zaferle birlikte topraklarımız düşman işgalinden kurtarılmış, milletimiz tekrar bağımsızlığına kavuşmuştur” denildi. 15 Temmuz vurgusu Mesajda, tarihi destanlarla ve zaferlerle dolu olan Türk milletinin, 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi canı pahasına büyük bedeller ödediği ve bu uğurda yeni bir destan yazdığı belirtildi. l ANKARA SENA YAŞAR Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de 6 generalin atama ve yer değiştirme kararı yayımlandı. Erdoğan’ın başkanlığında 2 Ağustos’ta yapılan Yüksek Askeri Şura’nın ardından geçen günlerde atama kararları yayımlanmıştı. Atamaların ardından, TSK’deki 5 generalin, “teamüllere aykırı olarak yapılan atamalara” karşı “ilkesel bir duruş göstermek” amacıyla istifası gündeme gelmişti. 6. Mekanize Piyade Tümen ve Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanlığı’na atanan Tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı’nın ve Hakkâri 3. Tümen Komutanlığı’na atanan Tuğgeneral Ömer Faruk Bozdemir’in istifasının kesinleşmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla, dün, yeni atamalar ve yer değişiklikleri yapıldı. Buna göre, Tümgeneral Erhan Uzun 6. Mekanize Piyade Tümen ve Müşterek Özel Görev Kuvvet (MÖGK) Komutanlığı’na, Tümgeneral Ahmet Kurumahmut 4. Kolordu Komutanlığı’na, Tuğgeneral Tevfik Algan 5. Kolordu Komutanlığı’na, Tuğgeneral Muammer Alper, Bozdemir’den boşalan 3. Piyade Tümen Komutanlığı’na, Tuğgeneral Hakan Yiğittürk 52. Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı’na ve Tuğgeneral İbrahim Dülger Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savunma, Planlama ve Proje Yönetimi Başkanlığı’na atandı. Krizi önleyecek hamle Tümgeneral Erhan Uzun’un, Tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı’nın yerine Fırat’ın doğusuna yönelik planlanan harekâtlarda ve Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’de kritik görevler üstlenen, sınır ötesi operasyonlardan sorumlu Adana’daki 6. Mekanize Piyade Tümen ve MÖGK’e atanması, TSK’de, “Tümendeki komutan yardımcıları ile komutan arasında yaşanabilecek olası kıdem krizini engelleyebilecek bir hamle” olarak yorumlandı. Eski atamada, komutan yardımcıları, Harp Okulu mezuniyeti açısından tümenin komutanından daha kıdemli idi. Öte yandan, Tümgeneral Uzun’un daha önceki görev yerinin “terörden ve sıcak çatışmadan uzak” bir görev yeri olan NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanlığı olması da dikkat çekti. Görevinden istifa eden Çorbacı’nın sınır ve terör operasyonu deneyiminin daha fazla olduğu görüşü de TSK içinde yoğunluk kazanıyor. Kolordu’ya tuğgeneral Uzun’un görev yerinin değişmesi sonucu boşalan Ankara 4. Kolordu Komutanlığı’na Tekirdağ Çorlu’daki 5. Kolordu Komutanlığı’nın komutanı Tümgeneral Ahmet Kurumahmut getirildi. Boşalan ve korgeneral seviyesinde olan 5. Kolordu’ya ise Tuğgeneral Tevfik Algan atandı. Böylelikle ilk kez bir Kolordu Komutanlığı’na, “tuğgeneral” atanmış oldu. Tuğgeneral Hakan Yiğittürk’ten boşalan 5. Piyade Er Eğitim ve Tugay Komutanlığı’na atamanın yapılmadığı, tugaya vekâleten komutanlık yürütüleceği öğrenildi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle