19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 116 HAZİRAN 2019 PERŞEMBE Üniversite okumak da gençleri işsizliğin pençesinden kurtaramıyor. 1 milyonu aşkın mezun işsiz Üniversitelinin işi zor Kriz ve hayat pahalılığı, evinden uzakta okuyan üniversite öğrencilerini zorluyor. Ailesinin maddi desteğiyle ve aldığı burslarla geçinemeyen öğrenciler devamsızlık pahasına da olsa tam zamanlı ya da yarı zamanlı çalışmak zorunda kalıyor. Hayat pahalılğı sadece dar gelirliyi değil, evinden man ayıramadığını anlatan Can, “Arkadaşlarla topluca dışarı çıkıp uzakta okumak zorun yemek yemek ya da bir da kalan üniversite öğrencilerini de zorluyor. ŞEHRİBAN şeyler içmek artık çok KIRAÇ pahalıya geliyor. Sene İstanbul’da üniversitede de ancak bir iki kere si okuyan öğrencinin aylık mas nemaya ya da tiyatroya gide rafı asgari ücretlinin aldığı pa biliyorum. Eve öyle et ürünle rayla yarışıyor. ri de alamıyoruz, en ucuz ne Ev kiralarının ortalama 1000 varsa onu alıyoruz. Sebze de TL ile 1500 TL arasında değiş çok pahalı. Aileme daha fazla tiği şehirde her ay mevsimine yük olmamak için hafta sonla göre 150 TL’lik elektrik, su do rı ya da bazen dersimin olma ğalgaz ve internet faturasıve dığı dönemlerde çalışmak du mutfak masraflarıyla, ulaşım rumunda kalıyorum” dedi. giderleri öğrencileri zorluyor. Hayat pahalılığıyla mücadelede zorlanan üniversiteliler aileden ve burslardan geçinemeyince devamsızlık pahasına da olsa tam zamanlı ya da yarı zamanlı çalışmak zorunda kalıyor. Yılda bir kere sinema Güvencesiz çalışma Öğrenciler harçlıklarını çıkarmak için sigortasız çalışıyor. Ağırlıklı olarak da garsonluk, satış temsilciliği, barmen, reyon görevlisi, anketörlük ve taksicilik yapıyorlar. İstanbul’da yurtlarda ka İstanbul Üniversitesi Mali lan öğrencilerin de ödediği üc ye bölümü son sınıfta okuyan retler semte göre değişiklik Mert Can, Fulya’da 4 arkada gösteriyor. Mesela Beşiktaş’ta şıyla aynı evde kaldığını, ay bir yurtta kalmak için sene da 1500 TL kira ödediklerini, lik 10 bin TL’yi gözden çıkar mutfak, yol, kitap parası der mak gerekiyor. Kredi Yurt ken aylık masrafının son dö lar Kurumu’ndan alınan aylık nemlerde 2 bin TL’yi bulduğu 400 liralık burs, ancak öğren nu vurguladı. Mert Can, baba cinin yeme, içme, yol parası sının öğretmen olduğunu ve na yetiyor. iki kardeşi daha olduğu için Özel bir üniversitede oku evden gelen paranın yetmedi yan Şeyma Yaşar, kardeşinin ğine dikkat çekerek, son iki de okul masrafları olduğunu, yıldır yarı zamanlı olarak res bu yüzden evden daha az para toranlarda garsonluk yaptığını istemek için bir mağazada sa ve turizm şirketlerinde çalıştı tış temsilcisi olarak çalıştığı ğını, günlük kazancının 60 TL nı anlatarak, temel ihtiyaçlar civarında olduğunu anlattı. dışında sosyal aktiviteler için Hayat pahalılığı nedeniy herhangi bir harcama yapa le sosyal aktivitelere fazla za madığını aktardı. Umut dışarıda 1.3 milyon Geleceğe dair umudu olmayan üniversitelilerin büyük bölümü de yurtdışına gitme yollarını araştırıyor. Üniversite Öğrencilerinin Harcama Eğilimleri ve Bölge Ekonomisi ile Ekonomik İlişkileri: Eskişehir örneği 2018 verilerine göre, Eskişehir’de eğlence aktivitelerine, kırtasiye giderlerine ve yiyecekiçecek giderlerine, barınma giderleri hariç aylık 457.69 TL harcama yapılıyor. Kiralık ev tutan öğrencilerin yüzde 75.5’i barınma maliyetlerinin yüksek olduğunu ifade ediyor. Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencilerinin Isparta ekonomisine katkısına bakıldığında ise öğrencilerin yaklaşık yüzde 60’ının harcamalarını beslenme ve barınma amacıyla yaptığı sonucuna varıldı. Kırklareli Üniversitesi Babaeski Meslek Yüksekokulu’ndaki araştırma da, öğrencilerin harcamalarını daha çok kalacak yer, ulaşım ve beslenme harcamalarına ayırdıklarını gözler önüne seriyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi üzerinde yapılan çalışmada da öğrencilerin barınma, ulaşım gibi giderleri pahalı bulduklarını orta genç boştayakoyuyor. Ekonomik krizin istihdamda yarattığı tahribat büyüyor. Son bir yılda işsiz sayısı 1 milyon 259 bin artarken, istihdam 872 bin kişi azaldı. Binlerce üniversite mezunu ise işsizlik kıskacında. Son verilere göre genç işsizliği yüzde 26.7’ye yükselirken, tarım dışı genç işsizliği yüzde 30’a dayandı. Üniversite mezunu işsiz sayısı da 1 milyonu buldu. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) araştır masına göre 1519 yaş aralığında yaklaşık 1.3 milyon genç, ne eğitimde ne de işgücü piyasasında. 2017 yılı itibarıyla1519 yaş aralığındaki 500 bin genç erkek, yani yaklaşık her 7 genç erkekten biri ve 780 bin genç kadın, yani yaklaşık her 4 genç kadından biri, ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. BETAM’a göre, zorunlu eğitimin 2012 yılında 4+4+4 ile birlikte 12 yıla çıkmış olmasına karşın halen 1519 yaş arasındaki gençlerin üçte biri eğitim sisteminin dışın da kalıyor. Eğitim sisteminin dışında kalan gençlerin yarısından fazlası lise mezunu bile değil. Bu gençlerin eğitim sisteminden henüz çok uzaklaşmadan beşeri sermaye birikimlerinin devam etmesi özendirilmeli. Ne eğitimde ne işgücünde olan erkeklerin yüzde 57’si, kadınların yüzde 33’ü en az bir kere çalışmış, daha sonra işgücü piyasasının dışına çıkmış. Bu gençlerin işgücü piyasasından çıkmalarının nedenlerinin daha ayrıntılı araştırılması gerekiyor. Dünyada tahıl stokları azaldı Son iki yıldır dünya genelindeki tahıl tüketimi, üretimi aştığı için tahıl stokları azaldı. Uluslararası Tahıl Konseyi’nin (IGC) yayımladığı 2019 Mayıs piyasa raporunda, toplam buğday stoku tahmini 8 milyon ton düşüşle 263 milyon tona çekildi. Toplam tahıl stok fazlası öngörüsü de 20172018 sezonu sonuna göre 29 milyon ton azalışla 617 milyon tona düşürüldü. Ancak IGC, 20182019 sezonunda sona yaklaşılırken, üretimin, tüketimin, ticaretin ve stok fazlasının artacağını öngörüyor. Buna göre, toplam tahıl üretiminin nisan ayı tahminine göre 9 milyon ton artışla 2.138 milyon tona yükseleceği belirtildi. 20192020 aralığındaki toplam tahıl üretiminin ise, güncel sezona göre 2 milyon ton artışla 2.177 milyon ton olacağı bekleniyor. l Ekonomi Servisi Bankalar mavili reklam yapıyor Açıkhava Reklamcıları Derneği’ne (ARED) göre sokakta karşımıza çıkan her reklamda renkler farklı bir anlam taşıyor. Güveni temsil eden maviyi bankalar tercih ederken kadınlara yönelik ürün satan markalar, romantik etki yaratan pembe ve mor renkleri kullanıyor. Türkiye’de yaklaşık 10 milyar dolarlık bir sektörü temsil eden ARED, her rengin satın alma davranışı üzerindeki etkisini sektörlere göre yorumladı. Kırmızı renk canlılığı ve enerjiyi temsil ediyor. Perakende zincirleri ve kampanya yapan markalarda kırmızı yoğun şekilde kullanılıyor. Turuncu satın alma duygusunu en güçlü tetikleyen renk olarak biliniyor. Online satış siteleri, bankaların ve elektronik zincirlerinin çok sevdiği bir renk. Sıcaklık hissi veren sarı renk, tur şirketleri tarafından da tercih ediliyor. Gücün rengi olan siyahı ise özellikle lüks otomobil markaları ve giyim markaları tercih ediyor. Tekfen ile SOCAR yeni üretim tesisi için el sıkıştı Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, Bakü Olimpiyat Stadı’nı 24 ayda kazasız tamamladıklarını vurguladı. Murat Gigin TESİSLER RADARIMIZDA Tekfen Holding Başkan Yardımcısı Levent Kafkas ğine sahibiz” dedi. Ayrıca Doğu Akdeniz’de lı, yenilenebilir enerji konusu ki hidrokarbon kaynaklarıy nu ciddi olarak düşündükle la ilgili değerlendirmede bu rini ifade ederek Türkiye’deki lunan Murat Gigin, “Bu konu mevcut tesislerin “radarların da tartışmalar var. İsrail cid da” olduğunu söyledi. di bir gaz keşfetti. O gazın Azerbaycan’da SOCAR’ın Avrupa’ya nasıl gideceği ko tüm faaliyetlerini sürdürdüğü nusunda çok ciddi politik tar SOCAR Tower ve finalin oy tışmalar var. Ama bunun doğ nandığı Bakü Olimpiyat Sta rusu Türkiye’den gitmesi. An dı yanı sıra Azerbaycan Ver cak Güney Kıbrıs ve Yunanis gi Bakanlığı Yeni Yönetim Bi tan Türkiye’yi bypass ederek nası inşaatının devam ettiği deniz altından Yunanistan ya ni hatırlatan Kafkaslı, “2019 da İtalya’ya gitmesini istiyor. Nisan sonu itibarıyla kalan iş Olacak gibi değil. Fizi miktarımız 2.2 milyar dolar. bilitesi yok. Aslında Yurtdışı ise bunun yaklaşık Türkiye’den başka yüzde 90’ını oluşturuyor. alternatif yok. Bü Ortadoğu, Kafkasya ve tün mesele bunun Türkiye’de 20 projenin ya Türkiye’ye gelmesi. pımını sürdürüyoruz. Fark İsrailliler, Türkiye’ye lı coğrafyalardaki fır gelen gazın satları araştırıyo Avrupa’da pa ruz. Tecrübemiz zarlanması ve bilgi birikimi nın garanti miz ile dünyanın sini istiyor. her yerinde proje Türkiye yürütme yetkinli Levent Kafkaslı de böy le bir garantiyi vermek istemiyor. AB hasmane bir tutum sergileyip Türkiye’yi bypass eden projelere finansman sağlıyor. Türkiye’nin bir yerden devreye girmesi lazım” diye konuştu. Ödüllü proje Bakü Olimpiyat Stadı, 2015’te ENR dergisi tarafından spor/eğlence dalında yılın en iyi projesi seçilmesinin ardından, 2016’da Amerikan Mühendislik Şirketleri Konseyi’nce “Mühendislik Mükemmellik Ödülleri”nde de, Yapısal Sistem Kategorisi’nde “Diamond Award” ödülünü kazandı. İş sağlığı ve güvenliği konularında da katı kuralları olduğunu vurgulayan Tekfen yöneticileri, “40 kişiye bir güvenlik mühendisi düşüyor. Dünyanın en iyileri arasındayız. Şirketin aldığı sonuca göre prim dağıtılıyor. Kaza olan şantiyede, çalışan ekip tüm primleri kaybediyor” dedi. Tekfen Holding, günlük 1200 ton amonyak ve 2 bin ton üre kapasiteli üretim tesisi yapımı için SOCAR ile anlaştı. MURAT ATAŞ Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada başta petrol ve doğalgaz platformu olmak üzere 20 projenin yapımını sürdüren Tekfen Holding, günlük 1200 ton amonyak ve 2 bin ton üre kapasiteli yeni bir üretim tesisi yapımı için SOCAR ile mutabakat zaptı imzaladı. Uzun yıllardır SOCAR’ın petrokimya ve gaz yatırımlarının müteahhitlik hizmetlerini üstlenen Tekfen İnşaat, bu işbirliğiyle hizmetlerini sanayi üretim tesislerine de taşıyacak. Üretilecek ürünler, Tekfen Holding’in şirketi Toros Tarım ile pazarlanacak. Tekfen Holding, projede yatırımcı kimliğiyle de yer alacak. Tekfen İnşaat, UEFA finalinin oynandığı Bakü Olimpiyat Stadı’nı 24 ay gibi kısa bir sürede sıfır iş kazasıyla bitirdi. Bakü’de temaslarda bulunan Tekfen Holding yöneticileri, burada Türkiye’den giden basın mensuplarıyla da bir araya geldi. Güneşe bakacağız Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, “Tekfen olarak Azerbaycan’da şimdiye kadar 20’nin üzerinde proje tamamladık. Yeni fırsatları değerlendirmeye hazırız” dedi. Gigin, Azerbaycan Enerji Bakanlığı ile yenilenebilir enerji üzerine bir proje için çalıştıklarını belirterek “Güneşe ve rüzgaâra bakmamız lazım” diye konuştu. l BAKÜ ‘Yeşiller baş düşman’ Dün, Almanya’da Hitler, iktidara gelebilmek için tekelci sermaye ile anlaşmış, desteğini almıştı. Bugün AfD benzer bir taktik izlemeye çalışıyor. 20 Şubat 1933 AfD’nin (“Almanya için Seçenek” isimli faşist parti), Avrupa Birliği Parlamentosu seçimlerinden sonra yaptığı ilk basın toplantısındaki açıklamaları aklıma, 20 Şubat 1933’te Almanya’da meclis başkanlığı sarayında (Reichstag) yapılan toplantıyı getirdi. Eric Vuillard’ın, 2017’de Goncourt Ödülü alan L’ordre du jour başlıklı kitabının ilk bölümünde anlattığı toplantıya, Almanya’nın en büyük 24 şirketinin temsilcileri katılmış. Örneğin, Krupp, Siemens, Opel, BSF, Agfa, BAYER, IG Farben, TELEFUNKEN temsilcileri oradaymış. Hitler’in de katılıp kısa bir konuşma yaptığı toplantıyı Hermann Göring yönetmiş. Hitler kısa konuşmasında, “bu seçimlerden sonra en az on yıl, hatta yüzyıl seçim olmayacak, sendikalar ve komünistler yok edilecek. Her girişimci kendi şirketinin Führeri olacak” diyerek kapitalist sınıfa, krize uyum sağlamak için almak istediği önlemlerin önündeki engelleri kaldırmayı vaat etmiş. Hitler salonu terk ettikten sonra sözü Göring almış: “Bunları başarabilmemiz için seçimleri kazanmamız gerekiyor. Ancak partimizin beş kuruş parası yok!” Bunun üzerine işadamlarından (hepsi erkek) biri ayağa kalkıp, “Haydi beyler davranın!” demiş. Krupp 1 milyon mark vermiş, IG Farden de 400 bin mark... Toplantıda, Nazi partisinin projesi için çok büyük bir fon oluşmuş. İklim krizi, Yeşiller, kapitalizm Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin buna bağlı su gıda krizlerinin, arkasında insan etkinliği, kapitalist üretim tarzının öncelikleri var. Bu üretim tarzının kâr makinesinin nehirlere, denizlere ve toprağa döktüğü kimyasal atıklar, plastikler, su kaynaklarını, gıda üretim alanlarını kirletiyor. Yeşiller gibi çevreci partilerin bu sorunlara çare olarak önerdikleri önlemler ise kapitalizmin yapısal krizinin içinde sermayeye ek maliyetler getirdiğinden sermaye sınıfının hesaplarına uymuyor, çıkarlarına ters düşüyor. Örneğin Almanya’da Yeşillerin, kömür, enerji ve otomotiv sektörlerinde uygulamak istediği politikalar egemen sermaye açısından, büyük tehdit olarak algılanıyor. Almanya kapitalizmi, enerjisinin yüzde 35’inden fazlasını hâlâ kömürden elde ediyor. Toplam sanayi gelirlerinin yüzde 20’si, toplam R&G harcamalarının yüzde 60’ından fazlası otomotiv sektöründe gerçekleşiyor. 2017’de toplam katma değerin yüzde 23.4’ü bu sektörde üretilmiş. Toplam istihdamın yüzde 78 arasında bir kısmı otomotiv sektöründe. Otomotiv sektörü üretiminin yüzde 70’inden fazlasını ihraç ediyor. Otomotiv sanayii, bu kapitalizmin en önemli motoru. Ve faşizm Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sağ popülist/faşist partiler oylarını artırdılar ama aslında umduklarını bulamadılar. Buna karşılık AB çapında genel olarak çevreci partiler, Almanya özelinde Yeşiller oylarını belirgin biçimde artırdılar. Almanya’da, Avrupa’nın siyasi ve ekonomik açılardan en güçlü ülkesinde, Yeşiller, ilk genel seçimlerden birinci parti olarak çıkabileceklerini düşündüren bir momentum sergilediler. Alman ekonomisi yavaşlıyor. Trump yönetimi Alman otomotiv ürünlerinin ithalatına yüksek vergiler getirmeye hazırlanıyor. Bu ortamda, küresel ısınmayı önlemek için gereken önlemleri sert ve radikal biçimde uygulamaya kararlı olduğunu açıklayan Yeşiller partisinin gelecek seçimlerde hükümete gelme olasılığı büyük sermayeyi tedirgin ediyor. Yukarıda değindiğim basın toplantısında, AfD Başkanı Alexander Gauland’ın, “Bizim baş düşmanımız Yeşillerdir. Onlar bizden en uzak partidir, iktidara gelirlerse bu ülkeyi mahvederler. Öyleyse bizim görevimiz de Yeşillerle mücadele etmektir” (Die Welt, Deutschland Kurier) sözleriyle yaptığı açıklama, Almanya egemen sermayesine, hatta genel olarak küresel kapitalizme, Hitler’in 1933’teki vaatlerine benzer bir mesaj veriyor: Küresel ısınma, demokrasi, dayanışma bahanesiyle size engel olan, işinize karışan partilerle mücadele edeceğiz. Bize yardım edin! Gerek Almanya gerek dünya halklarının geleceği açısından, bu çağrıya verilecek cevap büyük önem taşıyor. Bridgestone, TomTom Telematics’i satın alıyor Japon lastik devi Bridgestone, Avrupa’da filo çözümlerini güçlendirmek üzere navigasyon ve harita ürünleri firması TomTom Telematics’i satın alma çalışmalarını başlattı. Bridgestone ve TomTom arasındaki anlaşmanın 910 milyon Avro olduğu ve devir işlemlerinin yılın ikinci çeyreğinde tamamlanmasının öngörüldüğü belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle