14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 3 MAYIS 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER AYM’den utanç kararı2.5 yıl sonra görüştüğü bireysel başvuruları reddeden AYM, hak ihlali olmadığına hükmetti 1 MAYIS BİLANÇOSU Anayasa Mahkemesi, eski Cumhuriyet çalışanları Akın Atalay, Murat Sabuncu, Bülent Utku ve Ah met Şık’ın yaptığı bireysel başvurular da gazetecilerin “terör örgütüne yar dım” kılıfıyla tutuklanması na onay veren bir karara im za attı. Yüksek mahkeme, 4 eski Cumhuriyet çalışanı Alican uludağ nın bireysel başvurusunda hak ihlali olmadığına karar verdi. Eski yazarımız Kadri Gürsel ile gazeteci Murat Aksoy’un hak larının ihlal edildiğine hükmeden mah keme, tutuklu gazeteci yazar Ahmet Al tan, Nazlı Ilıcak ile tutuksuz Ali Bulaç’ın başvurusunu ise bugün görüşecek. Anayasa Mahkemesi, 3 Mayıs Dün ya Basın Özgürlüğü Günü’ne bir gün ka la, gazeteciliği mahkum eden kararlar al dı. Genel Kurul olarak tüm üyelerin ka tılımıyla dün saat 09:30’da başlayan top lantı, akşam 18:30 sıralarında sona erdi. Toplantıda eski Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, eski Yayın Yönet meni Murat Sabuncu, yazar Kadri Gür sel, muhabir Ahmet Şık ile Cumhuriyet Vakfı üyesi Bülent Utku’nun yanı sıra Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Mu rat Aksoy’un dosyası görüşüldü. 2 yıl 5 ay sonra Cumhuriyet başvurularını görü şen AYM’nin toplantısında, “uygulanan gözaltı ve tutuklama tedbirlerinin huku ki olmaması, soruşturma dosyasına erişi Akın Atalay, Murat Sabuncu, Bülent Utku ve Ahmet Şık’ın başvurularını “hak ihlali yok” diyerek reddeden AYM’nin bu kararıyla, gazetecilerin “terör örgütüne yardım” kılıfıyla tutuklanmasına, gazeteciliğin “suç” olarak yargılanmasına onay verilmiş olundu. min kısıtlanması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, gazetecilik faaliyeti ve ifade özgürlüğü kapsamındaki eylemlerin tutuklamaya konu edilmesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği” başvurusu ele alındı. Oy çokluğu ile ret Mahkeme, 6 üyenin muhalif oyuna karşı 9 oyla Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Bülent Utku’nun başvurularında hak ihlali olmadığına karar verdi. Ahmet Şık’ın başvurusu ise 1’e karşı 14 oyla reddedildi. Bir köşe yazısından dolayı hapis cezası verilen eski yazarımız Kadri Gürsel ile başka davada 2 yıl 1 ay hapis cezası alıp cezası infaz edilen Murat Aksoy ile ilgili ise ihlal kararı verildi. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği kararı verilen Aksoy’a 40 bin TL tazminat ödenmesi kararlaştırıldı. AYM’nin Cumhuriyet davasındaki 4 isimle ilgili verdiği ret kararıyla, gazetecilerin “terör örgütü adına faaliyette bulunmak” veya “terör örgütüne yardım” gibi kılıflarla tutuklanmasına, bir gazetenin yayın politikasının “suç” olarak yar gılanmasına onay verilmiş olundu. FETÖ’den hakkında dava açılan döne min İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat İnam’ın talimatıyla 31 Ekim 2016’da gazetemize yönelik operasyon düzenlendi. Operasyon sonucunda; Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Musa Kart, Önder Çelik, Turhan Günay, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Ahmet Şık, “terör örgütleri adına faaliyette bulunma” suçlarından tutuklandı. Cumhuriyet gazetesinin avukatları, 26 Aralık 2016’da Cumhuriyet yazar ve yöneticisi 11 kişinin tutuklanması kararının hukuka aykırı olduğu, basın ve ifade hürriyetlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye başvuruda bulundu. Kararı veren ödüllendirildi İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ise suçlama “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” oldu. İddianameyi hazırlayan başsavcı vekili Mehmet Akif Ekinci, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından HSK üyeliğine atanarak ödüllendirildi. Mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ ise gazetecileri mahkum ettikten sonra Yargı tay üyesi oldu. Mahkeme, Cumhuriyet davasında Akın Atalay’ı “terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan  7 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. Eski Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Vakıf Başkanı Orhan Erinç ve Hikmet Çetinkaya’ya aynı suçtan 6 yıl 3’er ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, Murat Sabuncu, yazar Aydın Engin ve Ahmet Şık için de 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına hükmetmişti. Aynı suçtan Bülent Utku 4 yıl 6 ay, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik 3 yıl 9’ar ay, Kadri Gürsel 2 yıl 6 ay, Yusuf Emre İper 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldı. 6 kişi cezaevinde Cezaları istinaf tarafından onanıp kesinleşenlerden Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Önder Çelik ile Musa Kart ve Emre İper, 25 Nisan 2019’da cezaevine girmişti. Zaman gazetesi eski yazarı Ali Bulaç, FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada tutuklanmış, yargılama sırasında tahliyesine karar verilmişti. FETÖ’nün medya yapılanmasının “darbe çağrışımı” davasında tutuklu yargılanan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ise yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Altan ve Ilıcak, Ağustos 2016’dan bu yana cezaevinde. l ANKARA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ ‘Gazeteciler özgür bırakılmalı’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, ‘Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız’ açıklaması yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. Ülke barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi. TGC tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bu yıl da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü büyük sıkıntılarla karşılamanın üzüntüsünü yaşıyoruz” denildi. Haberin özgür olmadığı, gazeteciliğin evrensel basın ölçütlerine göre yapılamadığı zorlu bir dönemden geçildiği vurgulanan açıklamada, basın sektöründe onbinlerce gazetecinin işsiz ve mesleğini yapamamanın ıstırabını yaşadığı kaydedildi. ‘Bedel ödüyoruz’ Türkiye’de cezaevlerinde yüzlerce gazetecinin olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “İktidarın basın sektörünün yüzde doksanına egemen olduğu ülkemizde hâlâ gazetecilik damarına sahip yürekli meslektaşlarımız görevlerini yapma uğraşındalar, bunu yaparken de bedeller ödüyorlar. Hak ihlallerini yazan, gündeme getiren gazeteciler suçlanıp cezalandırılırken, hak ihlallerini gerçekleştirenlerin toplumda serbestçe dolaşmaları adaletle bağdaşmıyor. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki, gazetecilik suç değildir.” Türkiye Gazeteciler Sendikası da bugün saat 12.30’da Şişli’deki TGS Akademi’de basın özgürlüğüyle ilgili hazırladığı raporu açıklayacak. l Haber Merkezi BARIŞ YARKADAŞ: ‘Özgürlüğün kırıntısı yok’ Eski CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü” nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü indeksinde 157. sırada olduğunu belirten Yarkadaş, “150’nin üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğu bir ülkeyiz. Ve bu listeye hergün yeni isimler ekleniyor” dedi. AKP’yi eleştiren tweet atmanın, haber ve yorum yapmanın fiili olarak suç haline getirildiğini anlatan Yarkadaş, “Sözcü ve Cumhuriyet çalışanlarına açılan davalar bunun en somut kanıtıdır. Türkiye’de gazeteciler için özgürlüğün kırıntısı bile yoktur. Türkiye’de sadece iktidarı kayıtsız şartsız destekleme özgürlüğü vardır” ifadelerini kullandı. l İç Politika Vedat ArIK Adalet Nöbeti, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi C Kapısı önünde tutuldu. Adalet Nöbeti yeniden başladı SEYHAN AVŞAR Cumhuriyet Gazetesi davasında beş yılın altında hapis cezası alarak cezaevine konulan Musa Kart, Emre İper, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara ve Güray Öz için dün Adalet Nöbeti tutuldu. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi C kapısı önünde tutulan nöbete İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basınİş Sendikası Başkanı Faruk Eren, gazeteci Kadri Gürsel ve çok sayıda avukat katıldı. Nöbette Cumhuriyet da vası kapsamında hüküm giyen ve şu an Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan avukat Mustafa Kemal Güngör’ün mesajı okundu. Güngör mesajında, “Sizler nöbetteyken Anayasa Mahkemesi bireysel başvurumuzu görüşüyor olacak. Verilecek karar, davamız açısından yeni süreçlerin başlamasına da yol açacaktır. Bir yandan nöbeti izlemeyi beklerken gözümüz kulağımızda bu görüşmede olacaktır. Hep birlikte adalete ulaşacağımız özgür günlerin bir an önce gelmesini diliyoruz” dedi. Nöbette konuşan Mehmet Durakoğlu, konuşmasına gazetemizin 7’si eski 8 çalışanın tutukluluk durumlarının hukuksuz olduğunu ve soruşturma dosyasını hazırlayan savcının FETÖ davası sanığı olduğunu anımsatarak başladı. Cumhuriyet davasının adalete borçlandırıldıkları bir dava olduğunu söyleyen Durakoğlu, “Bu dava yargının siyasete bulaştırılması, siyaset elinde araçsallaştırılması ve siyaset stratejilerinin yargı kararıyla meşrulaştırılma çabasıdır. Bu ülkenin hukuk tarihini yazan avukatlar olarak tarihsel geçmişimizde hep bir kara leke olarak, bu davanın anımsadığımız dönemlerin davalarından biri olarak anılacağını şimdiden not edebiliriz” dedi. Durakoğlu’nun ardından konuşan Faruk Eren, “İçerideki arkadaşlarımıza söz veriyoruz. Onlar özgür kalana kadar, demokrasi ve hukuku sağlayana kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. l İSTANBUL Görüntüler delil sayılmadı, ‘ev hapsini kaldırın’ itirazı reddedildi Hâkimden skandal karar ALİCAN ULUDAĞ İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği, Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından darp edilen Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin görüntülerin ortaya çıkması üzerine avukatlarının yaptığı “ev hapsi kararının kaldırmasına” yönelik başvurusunu skandal gerekçelerle reddetti. Sadece “Bir düğün için mi” dediği duyulan Sürenoğlu’nun görüntülerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret etmediğinin çok net olmasına karşın hâkimlik kararında, “Dosyaya sunulan tek taraflı kayıtta olayın ilk başlangıç halinin tüm yönleri ile ortaya konmadığı, kaydın nasıl elde edildiğinin de CMK delil sistematiği içerisinde bu aşamada ortaya konmadığı anlaşılmaktadır” denildi. Böylece yargı, olaya ilişkin en somut görüntüyü “delilden” saymadı. Avukat Sertuğ Sürenoğlu, 13 Nisan akşamı DemirörenKalyoncu ailelerinin düğününün yapıldığı Çırağan Sarayı önündeki yolun neden kapatıldığını sorması üzerine Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından gözaltına alınarak darp edilmiş, sonrasında adliyeye çıkartılarak Cumhurbaşkanına hakaret suçundan “konutu terk etmemek” şeklinde adli kontrol altına alınmıştı. 26 Nisan’da olaya ilişkin görüntülerin ortaya çıkma Sertuğ Sürenoğlu sı üzerine avukat Sürenoğlu’nun avukat kardeşi Tuğba Keskin, görüntülerde Sürenoğlu’nun hakaret etmediğinin açık olduğu gerekçesiyle ev hapsi kararının kaldırılması talebiyle sulh ceza hâkimliğine başvurdu. İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimi Enver Akman, itirazın reddine karar vererek, şüpheli hakkındaki 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin adli kontrol kararının aynen devamına karar verdi. Kararda, Sürenoğlu’nun “Bana zorla imzalatıldı” diyerek kabul etmediği tutanağın neden delil sayıldığı, Yargıtay’dan alıntılanan şu ifadelerle anlatıldı: “Polis memurlarının düzenledikleri suç tutanaklarının doğru olmadığını kabul etmek ancak açık ve somut delillerin varlığı halinde söz konusu olabilmelidir. Bunun dışında suç tutanaklarının su çun sübutunda dayanak belge olarak göz önüne alınması konusunda duraksamaya yer verilmemelidir. Aksi durumda ülke koşulları da göz önüne alındığında görevli polis memurlarının görev yapamaz hale geleceği, kamu otoritesinin saygınlığı ve işleyişinin ciddi anlamda zarar göreceği kabul edilmelidir.” ‘Görüntüler delil değil’ Olay tutanağı içeriğine göre, şüphelinin Cumhurbaşkanı makam aracına koşarak hakaret ettiği öne sürülen kararda, avukatın sunduğu görüntüler görmezden gelinerek özetle şu değerlendirme yapıldı: “Dosyaya sunulan tek taraflı kayıtta olayın ilk başlangıç halinin tüm yönleri ile ortaya konmadığı, kaydın nasıl elde edildiğinin de CMK delil sistematiği içerisinde bu aşamada ortaya konmadığı anlaşılmaktadır. Tutanak içeriğinde ve tanık beyanında geçen ibarelerin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği, sloganik tarzda aşağılayıcı, küçük düşürücü, onur ve saygınlığı zedeleyici olduğu hususunda kuvvetli suç şüphesi bulunduğu anlaşılmaktadır.” Öte yandan hâkimlik, Sürenoğlu’nun sadece tedavi işlemleri açısından, belgelemek kaydıyla, sağlık kuruluşlarına gitmesi için konutunu terk edebilmesine karar verdi. l ANKARA 52 kişi hâlâ gözaltında 1Mayıs İşçi Bayramı’nda İstanbul’da gözaltına alınanların bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesi bekleniyor. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) verilerine göre, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde toplamda 132 kişi gözaltına alındı. 78 kişi önceki gün, 2 kişi ise dün emniyet ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. ÇHD üyesi avukatlar 6 kişinin gözaltı bilgisini aldıklarını ancak hangi karakolda tutulduklarını bilmediklerini aktarırken, gözaltındaki kişilerin emniyet ifadelerinin ardından bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne sevk edileceklerini kay detti. l İSTANBUL / Cumhuriyet ERDOĞAN KALDIRMIŞTI Adalet Akademisi kuruldu Geçen yıl bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararnamesiyle kaldırılan Türkiye Adalet Akademisi, dün yeni bir kararnameyle yeniden kuruldu. Hakim ve savcı adaylarının eğitimi yapacak olan Akademi, özerk yapıda olacak. Resmi Gazete’de yer alan 34 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Adalet Akademisinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslar düzenlendi. Buna göre, kamu tüzel kişiliği haiz, bilimsel, idari ve mali özerkliğe sahip olacak Akademi, Başkanlık ve Danışma Kurulundan oluşacak. Akademi’nin merkezi Ankara’da olacak, uzmanlık esasına göre eğitim, öğretim, araştırma ve uygulama birimleri oluşturulabilecek. Başkan ve daire başkanlıklarından oluşacak Akademi, Adalet Bakanlığına bağlı çalışacak. Söz konusu kararname ile Hakim ve Savcı Eğitim Merkezi kapatılırken, Türkiye Adalet Akademisine 182 kadro ihdas edildi. İhdas edilen kadrolar arasında 40 sürekli işçi kadrosu da bulunuyor. l ANKARA/Cumhuriyet Arabuluculuk sempozyumu bugün yapılacak “Dava Şartı Olarak Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk ve Uygulamada Yaşanan Problemler” konulu sempozyum bugün Çırağan Palas’ta yapılacak. Sempozyum saat 10.00’da Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Anlam Altay’ın “Ticari Davalar” başlıklı konuşmasıyla başlayacak. Ardından Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Tolga Ayoğlu “Şirketler Hukuku Uyuşmazlığının Arabuluculuğa Elverişliliği”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez “Ticari Davalarda Arabuluculuğa Zorunlu Hale Getiren Hükmün Analizi”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Güray Erdönmez ise “Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuğun Usul Hukuku Açısından Doğurduğu Problemler” konularında sunumlar yapacak. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Ziya Sonay yaşamını yitirdi Eski TGS Başkanı, eski Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Kurul ve Denetim Kurulu Üye si gazeteci Halit Ziya Sonay, bir süredir te Ziya Sonay davi gördüğü hastanede dün yaşamını yitir di. Sonay, bugün Levent Camisi’nde öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. 2013 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü alan Sonay için üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan açıklamada, “Mesleğe uzun yıllar başarıyla hizmet veren Ziya Sonay’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ai lesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz” denildi. BİK’ten ya pılan açıklamada ise “Kurumumuza ve basın sektörüne büyük katkılar sunarak, aramızdan ayrılan Halit Zi ya Sonay’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz” dendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle