17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 53 MAYIS 2019 CUMA AKP ve MHP’nin YSK’ye itirazı sonrasında 100’ün üzerinde sandık kurulu başkanı ve üyesi ifadeye çağrıldı Sandık kurullarına soruşturma Yerel seçimlerin ardından AKP ve MHP’nin İstanbul’daki sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla YSK’ye yaptığı itiraz sonrasında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. 32 ayrı soruşturma kapsamında 100’ün üzerinde sandık kurulu başkanı ve üyesi “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrıldı. İstanbul’da Maltepe, Kadıköy ve Ataşehir’de sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin yapılan suç duyuruları kapsamında dün 32 ayrı soruşturma başlatıldı. 10 kişinin ifadesi alındı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada 100’ün üzerinde sandık kurulu başkanı ve üyesi “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrıldı. “Görevi kötüye kullanma” ve “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un” ilgili maddelerince başlatılan soruşturma kapsamında şimdiye kadar 10 kişinin ifadesine başvurulurken, “Daha önce bir seçimde görev alıp almadığı”, “Seçim günü görev dağılımının nasıl gerçekleştirildiği”, “Sandık sayımının nasıl yapıldığı” ve “Tutanaklara attıkları imzaların kendilerine ait olup olma dığı” gibi soruların yöneltildiği öğrenildi. Örgütlü Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu’nca yürütülen soruşturma kapsamında, bu kişilerin sandık başkanı veya üyesi olma şartları taşıyıp taşımadığının araştırıldığı da kaydedildi. Soruşturmanın AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un, İstanbul’a ilişkin basın açıklaması düzenlediği sırada açıklanması ise dikkat çekti. l İç Politika Yavuz’un usulsüz seçmen ve kısıtlı seçmenlere oy kullandırıldığı iddiaları boşa düştü AKP’liler şaşırmadı AKP’li Yavuz’un açıklamalarıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasının zamanlaması dikkat çekti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un basın toplantısıyla sandık kurulu başkanlarının belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı iddialarını yinelediği saatlerde İstanbul’da savcılıkların haklarında soruşturma başlatılan sandık kurulu başkan ve üyelerini şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırması dikkat çekti. Bu duruma şaşırmadıklarını belirten Yavuz, YSK’nin seçimin yenilenmesine karar vermesi duru munda, seçimlere aynı seçmen listesi ve adaylarla gidileceğini, ancak kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin değiştirilmesinin gerekeceğini söyledi. Yavuz’un bu açıklaması, AKP’nin Ali İhsan Yavuz Büyükçekmece’de seçmen listelerinde usulsüzlükler yapıldığı, usulsüz seçmen kaydırıldığı, kısıtlı ve cezaevindeki seçmenlere oy kullandırıldığı iddialarını boşa düşürdü. İstanbul’da savcılıkların açılan soruşturma kapsamında 100’ün üzerinde sandık kurulu başkanı ve üyesini şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdığı saatlerde AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AKP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Daha önce yaptığı “Bir şey oldu” açıklamasıyla ilgili sosyal medyada fotoğraflı mizahi kolaj yapan gençlere enerji ve zekâlarını Türkiye’nin geleceği doğrultusunda kullanmalarını öneren Yavuz, İstanbul’da oy farkının 29 binlerden 13 binlere indiğini anımsatarak, “16 bin oy başka yerden AK Parti’nin hanesine yazıldıysa İsanbul’da bir şey olmadığını hiç kimsenin iddia etmesi mümkün değildir. Bir şeyler oldu, doğru. Bu bir şeyler sandık başında oldu. Sandık başı organizasyonuyla oldu” diye konuştu. 2 yıl öncesinden başlayarak tam bir organizasyon içerisinde sandık başında hile yapmaya dönük birtakım iş ve işlemlerin olduğunu savunan Yavuz, kamu görevlisi olmayan kişilerin sandık kurulu başkanı ve üyesi yapıldığını özellikle bir partiden önemli derecede kişinin üye olduğunu ileri sürdü. AKP, telefonları mı dinliyor? CHP’li belediye başkanlarının sandık kurullarına mesaj attıklarını kaydeden Yavuz, “Görüştüler mi, konuştular mı, başka şeyler oldu mu, bilmem. Bildiğimiz bir şey var, almışlar ve yer yer mesaj atmışlar” dedi. Bazı usulsüzlük iddialarıyla ilgili belgeleri gösteren Yavuz, “CHP’liler, 600 civarında oyu etkiliyor açıklamasını yaptı” denilmesi üzerine, “23 bin civarında bir rakamdan bahsediyoruz ama bu rakamın ötesine geçtik artık. Sayım döküm cetvelleri boş, yok” dedi. CHP’nin 2014’teki Ankara seçimine yönelik itirazının YSK tarafından reddedildiğinin anımsatılması üzerine Yavuz, CHP’nin başvurusunda bir tane bile somut hadiseden bahsedilmediğini, kendilerinin bugüne kadar ortaya çıkmayan birtakım handikapları ortaya koyduklarını söyledi. Aynı adaylarla seçim İstanbul’da 3 ilçede sandıklarda usulsüzlük iddiasıyla ilgili olarak 32 ayrı soruşturma başlatıldığının anımsatılması üzerine Yavuz, “Şaşırmadık, biz de bir ekip kurarak ‘kimlerle ilgili nasıl bir suç duyurusunda bulunulur’ konusuna bir süredir çalışıyoruz” dedi. YSK’nin seçimi iptal etmesi durumunda adaylarda bir değişiklik olup olmayacağı sorusu üzerine Yavaz, “Ölüm ve istifa olmadığı sürece aynı adaylar, aynı seçmen olacak. Sandık başkanlarının aynı olacağını düşünemeyiz. Çünkü orata tam bir kanunsuzluk var” yanıtını verdi. Yavuz, bir başka soru üzerine istifa ve ölüm olmadığı sürece aynı adaylarla seçime gidilebileceğini söyledi. Yavuz’un bu açıklaması, Büyükçekmece seçiminin iptali için ‘seçmen listelerinde usulsüzlük yapıldığı, usulsüz seçmen kaydırıldığı ve kısıtlı seçmenlerin oy kullandığı’ iddiasını boşa düşürdü. l ANKARA/Cumhuriyet Dodik Erdoğan Bosna Hersek’e Türk Akımı desteği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Milorad Dodik ve Devlet Başkanlığı Konseyi üyesi Şefik Caferoviç ile dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldi. Baş başa ve heyetler arası gerçekleştirilen görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Enerji, savunma sanayii, turizm, tarım ve hayvancılık alanlarında atılabilecek adımlar gündemimizin üst sıralarındaydı. Özellikle Türk Akımı projesinin Bosna Hersek’e de intikali noktasında elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz” dedi. Bosna Hersek’ten et ithalatı için gerekli talimatların verildiğini ifade eden Erdoğan, “Bölgeden ülkemize et ithalatı konusunda atmamız gereken adımları da atacağız” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ERDOĞAN: CUMHUR İTTİFAKI’NA ALTERNATİF DEĞİL Türkiye ittifakını anlattı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Mutabakatın adresi zillet değil, cumhurdur. Başka ittifak arayışlarına gerek yoktur” sözlerinin ardından Türkiye İttifakı ifadelerine açıklama getirerek “Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık. İşte onun için ‘Türkiye ittifakı’ dedik. Bazıları Türkiye ittifakı ifademizi, Cumhur İttifakı’nın alternatifi gibi göstererek fitne çıkarma peşine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir. Terör örgütüyle el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar” dedi. Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 75. Genel Kurulu ve Saray’daki Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Aileye Değer Türkiye’ye Değer” temasıyla düzenlenen 7. Aile Şurası’na katıldı. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Bizimle ittifakta olamazlar: Kucaklaşmadan kaçmadık. İşte onun için ‘Türkiye ittifakı’ dedik, onun için Cumhur İttifakı dedik. Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan Türkiye ittifakı ifademizi, Cumhur İttifakı’nın alternatifi gibi göstererek fitne çıkarma peşine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir, sürükleyici gücüdür. 7 Ağustos’ta zorla Yenikapı’ya gelip Yenikapı ruhunu güya kabul ettiğini söyleyenler, ondan sonra Yenikapı ruhunu reddederek ortadan kaçmışlar, terör örgütleriyle omuz omuza kol kola seçimlere girmişlerdir. Kadın programlarına eleştiri: 7. Aile Şurası’nda konuşan Erdoğan, “Yıllarca bu ülkede kısırlaştırma adına her şeyi yaptılar. ‘Doğum kontrolü’ dediler, ‘aile planlaması’ dediler, değişik isimlerle bize nüfuz etmeye çalıştılar ve ilginç olan şey şu, tabii ki atılan bu adımlarla da nüfusumuz azaltıldı. Medya organlarımız, kadın programları adına mahremiyeti ve ailevi değerleri hiçe sayıyorsa orada çok büyük bir sorun var demektir. Bu konuda medya organlarını özellikle ikaz ediyorum, uyarıyorum. Çünkü bu gelecek nesillerin en önemli sorunu olacaktır. Reyting kaygısıyla televizyon dizilerinde çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, sosyal medyada çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, şiddet teşvik ediliyorsa devletin attığı adımlar akim (başarısız) kalmaya mahkumdur” dedi. Protokol krizi Öte yandan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Ankara’da yapılan 75. Genel Kurulu’nda protokol krizi yaşandı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından davet edilen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, genel kurul toplantısına katılmak üzere TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri’ne gitti. Ancak karşılama heyetinde başta Ankara Valisi Vasip Şahin ve diğer protokol üyeleri bulunmasına karşın davet sahibi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yer almaması dikkat çekti. Bir süre aracında bekleyen TBMM Başkanı Şentop, hazır bulunan protokol üyeleri ile tokalaştıktan sonra Hisarcıklıoğlu’nun karşılamaya çıkmamasına tepki göstererek genel kurula katılmadan ayrıldı. Şentop yaşanan protokol kriziyle ilgili, “Milleti temsil eden bir makamın devlet geleneklerine de yakışmayan bir şekilde görmezden gelinmesi kabul edilemez, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bunu öğrenmesi gerekiyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Annelere yine müdahale MAHMUT ORAL HDP Hakkâri Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a tecrit uygulandığı gerekçesiyle başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 177’nci gününde. Konuyla ilgili açıklama yapmak isteyen çocukları eylemde olan anneler ile Barış Anneleri Meclisi, Diyarbakır Koşuyolu Parkı içinde dün basın açıklaması yapmak istedi. Ancak annelere izin vermeyen polis müdahalede bulundu. Kargaşa sırasında bir çok kadın fenalık geçirdi. Polis olaylar üzerine parka giriş ve çıkışları yasakladı. Bir süre sonra kadınlar, parktan polis zoruyla çıkarıldı. Öte yandan Diyarbakır Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, (SES) Diyarbakır Şubesi, açlık grevleri ve ölüm orucuna ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Sağlık örgütleri ise ortak açıklama yaparak, eylem yapanların yaşamlarının tehdit edici noktaya ulaştığını vurguladı. l DİYARBAKIR Diyarbakır’da açıklama yapmak isteyenlere müdahale sırasında bir çok kadın fenalık geçirdi. HDP’de parti sözcülüğüne Kubilay atandı HDP’den yapılan açıklamada, Ayhan Bilgen’den boşalan TBMM Grup Başkanvekilliği görevine Saruhan Oluç’un getirildiği, Oluç’tan boşalan parti sözcülüğü görevine ise Günay Kubilay’ın atandığı bildirildi. l ANKARA/Cumhuriyet Özgür basının esareti Kötü niyetli iktidarlar, hadsiz diktatörler, faşist yönetimler... Doğaldır, ilk iş gözlerini basının özgürlüğüne dikerler. Çünkü rezilliklerinin üzerini örtmek isterler. Suçlarını örtbas etmek, niyetlerini saklamak için, öncelikle basının gözünü oymak, dilini koparmak, beynini çıkarmak gerektiğini çok iyi bilirler. O yüzden onların ülkelerinde cesur gazeteciler uzun yaşamaz. İlkeli gazeteciler gün gelir hiç iş bulamaz. Evlerine çekilmek zorunda kalanlar... Cezaevine gönderilenler... Tehditlere hedef olanlar... Ya da kurtarılmış daracık alanlarda direnenler iktidara kafa; Geri kalanlarsa çanak tutarlar. Direnenler kendisini yakarken, çanak tutanlar kendilerini kurtarırlar. Sonra da ülke bir daha kendisine gelemez. Halk o ülkede neler olup bitiyor, başına neler geliyor, bu iktidar neden bir türlü tahtından inmiyor, asla doğrusunu öğrenemez. Gerçek gazetecileri öldürülen... Gerçek gazetecileri tehdit edilen... Gerçek gazetecileri gözden çıkarılan.... Gerçek gazetecileri gazetecilik yaptıklarında hapsi boylayan şu ülkede; Cumhurbaşkanından polisine, hukukçusundan akademisyenine artık neredeyse hiç kimsenin işini icra ederken tarafsız ve adil olmak gibi bir kaygı taşımak zorunda olduğunu düşünmediği bu korkunç günlerde... Bu gazetenin bünyesinden altı kişi geçen hafta iktidarın kabarık iştahına kurban giderek yeniden cezaevine girdi. İçerideki o gazeteciler, üzerlerine yüklenen suçların, hukuktan nasibini almamış yargılamaların ve kasıtlı ithamların taşıdığı anlamı, hayatlarından çalınan kıymetli zamanlarla, hem basının fırtınalı tarihine hem de iktidarın kirli siciline kazıdılar. “Basın özgürlüğü nedir ve bu meslekte özgürlüğün bedeli nasıl ödenir?” Bunun ağır dersini, bir yandan gazetecilikleriyle diğer yandan da esaretleriyle tekrar tekrar verdiler. Gerçek gazetecilerin gazetecilikleri yüzünden mahkemelerde yargılandığı... Ve o mahkemelerde yaptıklarının gazetecilik olmadığı varsayıldığı sürece... Kararlar birilerinin iki dudağı arasındayken... Ve iddialar güdümlü hukuk için yüz kızartıcı, savunmalar özgür basın için yüz akıyken... Salonunuzdaki televizyondan, masanızdaki bilgisayarlardan, sehpanın üzerindeki gazetelerden, avcunuzun içindeki ekranlardan gözünüze takılan ve aklınızı karıştıran her habere ama her habere, kuşkuyla bakın. Değil bir diğerinin, kendisinin bile özgürlüğünün elinden alınmasına ses çıkarmayan bir basından medet ummayın. Evrensel değerleri kişisel çıkarlarla değiş tokuş etmeyi bir idare prensibi olarak belleyen iktidarın yarattığı bu rezil düzende... Kendi özgürlüğünü kendisi baltalayan bir meslek grubuna dönüşen basının, nihayetinde basın özgürlüğü meselesine körleştiğini atlamayın. Kendi özgürlüğüne sahip çıkmayan bir basından da hiçbir şey beklemeyin; üstüne üslük her şeyi de bekleyin. HHH Bugün “Dünya Basın Özgürlüğü” günü. Demokrasinin alaşağı edildiği, faşizmin ortalıkta cirit attığı, her türlü özgürlüğün tehlikeli varsayıldığı sistemlerde iktidarın öncelikli olarak basın özgürlüğüne göz dikmesi doğaldır. Doğal olmayan, bu esaret ikliminde kendi gözünü kendisi oyandır. Nihal Olçok’tan Davutoğlu çıkışı 15Temmuz darbe girişimi gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u kaybeden Nihal Olçok, sosyal medya hesabından eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’na tepki gösterenleri eleştirdi. Nihal Olçok, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde bir genci intihar girişiminden vazgeçiren eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nu eleştirenlere sosyal medya hesabından yanıt verdi. Olçok, “Peki bu kadar suizan (kuşku) yapıldı, şimdi nasıl helalleşecekler bu insanlar Ahmet Davutoğlu ile, hiç mi yazarken acaba kendi zannım mıdır diye kendine soran, aklıselim insan kalmadı. Kendi hileli davranışlarımızı görüyoruz karşımızdakinin aynasında” diye yazdı. Yeni bir parti kurarak AKP’ye rakip olacağı iddialarıyla gündeme gelen Davutoğlu’nun intihar girişiminde bulunan genci engellemesinin “planlı” olduğu öne sürülmüştü. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle