28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ECE KURTULUŞ 919 NİSAN 2019 CUMA 157. sıraya demir attık Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2019 raporu yayımlandı: ‘Like’ yapan hapiste Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 157’nci sırada yer aldı. 180 ülkedeki incelemeye göre hazırlanan raporda, “En büyük medya grubunun hükümet yanlısı bir holding tarafından satın alındığı Türkiye’de kalan birkaç eleştirel yayın organının üzerindeki baskının sürdüğü” belirtildi. Raporda, “Dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke konumundaki Türkiye’nin sistematik olarak önleyici gözaltıya ve bazen müebbete kadar varan uzun hapis cezalarına başvurduğu” ifadeleri yer aldı. Cumhurbaşkanlığı sistemindeki “Yeni Türkiye”de, hukukun üstünlüğünün “kaybolan bir hatıra” olduğunu belirten raporda, “Her yıl binlerce yazıya internette erişimi engelleyen ve insanları sosyal medyada yaptıkları bir ‘like’ (beğenme) nedeniyle hapse atan Ankara, artık bununla yetinmeyerek video paylaşım sitelerini de kontrol altına almaya çalışıyor” denildi. Tek gazeteci Rapora göre Türkiye, aralarında eski başbakan Binali Yıldırım’ın çocuklarının da olduğu Malta’daki offshore şirketleriyle ilgili “Paradise Papers” belgelerini haberleştirdiği için bir gazetecinin yargılandığı tek ülke. Gazetemizde yayımlanan yazı dizisi nedeniyle, gazeteci Pelin Ünker, 1 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 8 bin 860 lira para cezasına çarptırılmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Varsa suçu bekleyelim’ Cem Dursun’un iddianamesi 9 aydır hazırlanmadı. Ailesi endişeli ZEHRA ÖZDİLEK Gizli tanık Berk Ercan’ın ifadeleri nedeniyle Armutlu Cemevi’ne yapılan bas kın ile gözaltına alınan ODTÜ mimarlık me zunu Cem Dursun’un 9 aydır iddianamesi hazırlanmadı. Tutuklu bulunan Dursun’un babası Özkan Dursun, “Bizim isteğimiz bir an önce iddianamesi hazırlansın mahke meye çıksın. Var sa suçu ona göre bekleyelim. Şim di belirsizlik içe risinde beklemek insana zül geli yor” dedi. Cem Dursun, “terör örgütü üyesi” olduğu id diasıyla Tekirdağ Cem Dursun’un anne Cezaevi’nde tu ve babası: “3 aydır tuluyor. Baba Öz görüşemiyoruz.” kan Dursun iddi anamenin bir ön ce hazırlanması nı istediklerini belirterek “İddianame hazır lansın diye savcılığa sürekli dilekçe veriyo rum. Olumlu bir sonuç alamadım. Biz oğ lumuzun tam olarak neyle suçlandığını bil mek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Anne Binnaz Dursun ise şöyle konuştu: “Çocuğum 9 aydır içeride, ne ile suçlan dığını bilmiyorum. Süreç neden bu kadar uzatılıyor. Çok üzülüyorum. 3 aydır görüşe miyoruz.” l İSTANBUL Ayşe Öğretmen cezaevine girdi Ayşe Çelik Diyarbakır’dan üç yıl önce telefonla katıldığı TV programındaki konuşmasında, “örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle yargılanıp 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve infazı iki kez 6 aylık sürelerle ertelenen öğretmen Ayşe Çelik, önceki gün cezaevine koyuldu. Çelik’in cezaevi koşulları nedeniyle kızı Deran’ı annesine bıraktığı öğrenildi. Ayşe Çelik’in avukatı Mahsuni Karaman dün, müvekkilinin denetimli serbestlikten yararlanarak, tahliye edilmesi için İnfaz Hâkimliği’ne başvurdu. l DHA Sözcü çalışanlarına 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istendi Savcı mütalaasını yazılı sundu Sözcü gazetesi yazar ve çalışanlarının terör örgütü FETÖ’ye yardım davasında savcı mütalaasını bildirdi. Sanıklar Emin Çölaşan, Necati Doğru, Gökmen Ulu, Mediha Olgun, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı ve Yonca Yücekaleli’nin “Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapisleri istendi. Öte yandan mahkeme heyeti, gazetenin sahibi sanık Burak Akbay hakkın da kırmızı bülten çıkarılması için işlemlerin başlatılmasına karar verdi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7’nci celsesi görülen davaya, tutuksuz sanıklar Gökmen Ulu, Mediha Olgun, Yonca Yücekaleli, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Necati Doğru ve Yücel Arı katıldı. Sanık Çölaşan ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla duruşmaya katıldı. Savcı’nın 17 Nisan’da 17 sayfalık mütalaasını dosyaya sunduğu belirtildi. Sanıklar mütalaa için tebliğ alma dıklarını belirterek inceledikten sonra beyanda bulunmak üzere süre talep ettiler. Mahkeme heyeti, mali yönden yeniden bir araştırma yapılması konusundaki soruşturmanın genişletilmesi taleplerini reddetti. Mütalaanın sanık avukatlarına elden tebliğine karar veren heyet, Burak Akbay hakkında yurtdışında olduğunun yapılan araştırmalarda tespit edilmesi sebebiyle kırmızı bülten çıkarılmasına ilişkin usuli işlemlerin başlanılmasına da karar verdi. Sanık Mediha Olgun hakkında ayrıca etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması da talep edildi. Duruşma 14 Haziran’a ertelendi. Avukat Ülgen’den tepki Gazetenin avukatlarından Celal Ülgen, “Mütalaa daha bize tebliğ edilmeden bir gazetenin sitesinde yayımlanmıştır. Böyle bir şey olabilir mi? Siz Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemelerisiniz. Biz bunları FETÖ’de de yaşadık. Suç duyurusunda bulunulsun” diye tepki gösterdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Ankara gar katliamı davasında İlhami Balı’nın eşi tanıklık yapmak istemedi 5 sanığa kırmızı bülten yeni kuşak köy enstitülüler derneği Muzaffer İlhan Erdost’a Aydınlanma Onur Ödülü Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin (YKKED) Aydınlanma Onur Ödülü, Muzaffer İlhan Erdost’a verildi. Ödül töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Köy Enstitülerinin ruhunu İzmir’den başlamak üzere yeniden yaşatmaya başlayacaklarını vurgulayarak, “Köy Enstitülerini zamanımızın gereksinimlerine göre yeniden yapılandırarak, onların verdiği işlev leri bir kere daha ete kemiğe büründüreceğiz. Seçimden önce de vaadettiğim gibi, açacağımız İzmir Tarım Üniversitesi ve ona bağlı tarım okullarıyla bu ruhu İzmir’den yaymaya başlayacağız. Bu ruh, Türkiyemizin dört bir yanında yeniden yeşerecek” dedi. Köy Enstitülerinin kuruluşunun 79. yılında hâlâ gündemde olduğuna işaret eden Soyer “Bu topraklarda nice fikir doğdu, hayata geçti. Ki misi yaşıyor, kimisi çoktan unutuldu. Bir de ortadan kaldırılsa bile, ruhları ve tüm ilham kaynaklarıyla aramızda yaşayan düşünceler, atılan tohumlar var. Hiç şüphesiz ki bunların başında Köy Enstitülerimiz geliyor. Daha öncesinde pek çok uzmanın dile getirdiği gibi, Köy Enstitüleri kapatılmasaydı eğer, bugün her şey çok farklı olurdu” yorumunu yaptı. l İZMİR / Cumhuriyet Konferansta konuşan Alev Coşkun, Köy Enstitülerinin toplumsal kalkınmanın somut örneği olduğunu söyledi Dayanışma öncüsü Köy Enstitülerinin 79’uncu yıldönümünü için düzenlenen konferansta konuşan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun, Köy Enstitülerinin dünyada ilk kez toplumsal kalkınmanın somut örneğini verdiğini belirtti. Alev Coşkun, “Kuruluşunun 79. yılında Köy Enstitüleri” adlı konferansa katıldı. Öncü köy öğretmenleri Kastamonu Gölköylüler Vakfı, “Kuruluşunun 79. Yılında Köy Enstitüleri” adlı bir konferans düzenledi. Beyoğlu’ndaki İstanbul Barosu Konferans salonunda önceki gün yapılan etkinliğe Alev Coşkun, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve yurttaşlar katıldı. Alev Coşkun, “Şair, ‘Akan suyun yanındaki testi 40 yıl da orada dursa dolası değildir’ diyor. Ne yapmak lazım, o testiyi birinin akan suyun altına getirmesi lazım. Anadolu’daki olay da buydu. Köy Enstitüleri, köyü kalkındırmak değil, içinden canlandırmak projesiydi. Birlik te ve dayanışma içinde üretimle eğitim görmekti” dedi. Köy Enstitülerini bitirenlerin, 20 yıl köylerde çalışma zorunluğu olduğunu anımsatan Coşkun, “Kimileri bu konuyu çok eleştirdi. Buna, ‘köylüyü köyde tutma’ gibi bir amaç yüklediler. Oysaki köye giden o öğretmen, köyde öncül örnek oluyordu. Köyde bütüncül bir kalkınma ve gelişme sürecini harekete geçiriyordu. Demircilik, duvarcılık, arıcılık, balıkçılık, el işleri, tiyatro ve müzik gibi sanat dalları ve köyde ilk sağlık hizmetleri başka olmak üzere birçok çalışma yapıldı. O düşüncede olan bilim adamlarına, sağcı siyasetçilere, kimi de solcu yazarlara şunu söylemek istiyorum; enstitülerin yetiştirdiği öncü köy öğretmenleri, köy düzeyinde kırsal alanda sıkışmış kapalı ekonomik yapıyı, içinden ürettiği güçle dönüştürmeyi amaçlıyordu. İsmali Hakkı Tonguç bunu yapmak istiyordu. Köy Enstitülerinin esası, ruhu, tılsımı, gizilgücü budur. İşte Köy Enstitüleri bu özellikleri nedeniyle dünyada ilk kez toplumsal kalkınmanın somut örneğini vermiştir” diye konuştu. Coşkun, Köy Enstitülerinin yıkılışında, 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle sağ siyatsetçilerin birdenbire yükselişinin etkili olduğunu da vurguladı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Davanın bir numarası İlhami Balı’nın tutuklu eşi Hülya Balı’ya Mahkeme Başkanı, “Eşin aleyhinde ifade vermekten çekilme hakkın var” dedi. Bunun üzerine Balı, “Etkin pişmanlıktan yararlandırmıyorlar, tanıklık yapmak istemiyorum” diyerek çekildi. Salonda “hukuk ve adil” tartışması yaşandı. 100 kişinin öldüğü Ankara gar katliamına ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 16 firari sa nığın yargılanmasına devam edil di. Mahkeme, Interpol aracılığıyla Deniz Büyükçelebi’nin aralarında bulunduğu 5 sanıkla ilgili kırmı zı bülten çıkarıldığını bildirdi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Alican ikinci duruşması yapı uludağ lan 10 Ekim davasına, katliam mağdurları ile avukatları katıldı. 16 firari sanıktan hiçbirisi yakalanamadığı için sanık sandal yeleri boş kaldı. Duruşmada, davanın bir nu marası İlhami Balı’nın tutuklu eşi Hülya Balı, tanık olarak Kilis Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla dinlenmek istedi. Mahkeme Başka nı, “Yasaya göre eşin aleyhinde ifa de vermekten çekilme hakkın var” dedi. Bugüne kadar 6 kez tanıklık yaptığını belirten Balı, “Etkin piş manlık hükümlerinden yararlan mak istiyorum ama bu haktan ya rarlandırmadılar” diyerek tanıklık yapmak istemediğini bildirdi. Mahkeme heyeti CMK uyarın ca Hülya Balı’nın bu davada eşi sa nık olduğu için tanıklık yapmak is temediği için dinlenemeyeceğine karar vererek SEGBİS bağlantısı nı kapattı. Bu karar salonda tepki lere neden oldu. Başkan, “Hukuku uygulamak zorundayız” dedi. İzle yiciler arasındaki bir müşteki, “Bir şeyin hukuka uygun olması adil ol duğu anlamına gelmez” karşılığını verdi. Başkan Giray, “Biz hukuku uygulamak zorundayız, adil olup olmaması başka mesele” dedi. Israra rağmen... Avukat Tonguç Cankurt, Hülya Balı’nın tanıklığının önemli olduğunu belirterek “Balı’nın yakalama tutanağında sınırı geçtikten sonra yolda yürürken çocuklarıyla TEM tarafından gözaltına alındığı yazıyor. Oysa Balı’nın ifadelerinde IŞİD’den kaçtıktan sonra önce YPG, ardından ÖSO bölgesinden geçerek Azez’de Türk İstihbaratı tarafından yakalandığı ve sorgulandığını anlattı” dedi. Mahkeme heyeti, avukatların ısrarlı taleplerine karşın Balı’yı yeniden dinlemedi. Firari sanıklardan Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi de tanıklık yapmak için SEGBİS’e çıkmadı. Kırmızı bülten... Mahkeme başkanı daha sonra gelen belgeleri okudu. Buna göre Adalet Bakanlığı, Interpol aracılığıyla firari sanıklardan Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Ahmet Güneş, Hasan Hüseyin Uğur ve Nusret Yılmaz hakkında kırmızı bülten çıkarıldığını, uluslararası alanda yakalanma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. İlhami Balı’nın arasında bulunduğu diğer firariler hakkında da daha önce kırmızı bülten çıkarılmıştı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle